14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Beyazperdeye aktris Renee Bridget Zellweger’in (solda) yorumuyla uyarlanan ve bugüne dek yazdığı Jones’un üç ‘günlüğü’ ile çok satan kitaplar yeni listesine giren ‘Bridget Jones’, günlüğü ekimde basılacak ‘Bridget Jones’un Bebeği: Helen Fielding’in 16 EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Edgar Degas, sanat tarihine sürpriz yaptı Degas tablosunun (üstte) arka yüzünden, sürpriz çıktı. Fransız izlenimci ressam Edgar Degas’ya ait, siyah bone ve elbisesiyle yer alan bir kadın portresi tablosunun gizemi, yaklaşık bir asrın ardından yapılan bilimsel keşifle aydınlandı. Sanatçının Avustralya’daki Kraliçe Victoria Müzesi ve Sanat Galerisi envanterinde bulunan “Bir Kadının Portresi” isimli, geç 1870’lerde ortaya koyduğu yapıtı üzerinde, ‘Australian Synchrotron’ adlı, güçlü röntgen ışınları kullanılan bir düzenek yolu ile araştırma yapan uzmanlar, eserin altında, ressamca tamamlanmamış bir kadının daha portresinin yer aldığını ortaya çıkardı. Bu tablodaki gizemli figürün, ressamın pek çok eserine de konukluk eden ‘Emma Dobigny’ isimli şahsı betimlediğine inanılıyor. Konuyla ilgili makale, ‘Scientific Reports’ adlı bilimsel kaynakta da yer alırken, çalışma hakkında BBC’ye bir demeç veren uzmanlar ekibinden Dr. Daryl Howard, “Burada asıl heyecan veren şey, bizlerin artık dünyanın görebileceği yeni bir Degas yapıtını görebiliyor olduğumuzdur” ifadesini kullandı. Günlükleri’yle geri dönüyor. Kitap, Jones’un eylülde izlenecek üçüncü sinema uyarlaması ‘Bridget Jones’un Bebeği’nden bir ay sonra raflarda. Jones, ilk kez The Independent gazetesinde 20 yıl önce yazmaya başlayınca büyük ilgi görmüştü . Cumartesi 6 Ağustos 2016 69. Locarno film Festivali’nden notlar Gelecek endişesi dünya gündeminde 15 Temmuz ‘darbe’ süreciyle gelen SALT Araştırma ve Programlar OHAL koşullarının ifade özgürlüğü Direktörü Vasıf Kortun: Burası, ve sanata etkileri, AFP’nin dünkü yaşaması gittikçe daha da zor hale geniş analizinin odağındaydı Uluslararası AFP (Agence France Presse) haber ajansı, dün geçtiği imzasız bir analiz/haberde, Türkiye’deki sanatçıların 15 Temmuz’daki başarısız darbe kalkışması ile gelen ‘Olağanüstü Hal’ durumu ve beraberinde getirdiği koşulla gelen bir yere dönüşüyor ‘Tüm sanatçılar darbeye karşı’ ra yönelik endişelerini sergiledi. “İstanbul’un çok değil, birkaç yıl önce görsel sanatlar, edebiyat ve sinema alanında dünyanın çekim merkezi halinde olduğunun vurgulandığı” haberde, kentin bugünü için ‘Boğaz’ın sözde incisi’ tabiri kullanılarak, son aylarda meydana gelen terör saldırıları ve kamuoyunda yükselen sosyal hoşgörüsüzlük ile ifade özgürlüğüne yönelik baskılar gibi unsurların, kenti ve Türkiye’yi dünyadan gittikçe daha çok koparttığı belirtildi. AFP’nin, ilgili haberi için görüşlerine başvurduğu hemen tüm sanatçılar darbe karşıtı olduklarını dile getirirken, bu konuda kendini ifade eden sanatçı ve yazarlardan biri olan Pınar Öğrenci ise (43), şunları aktardı: “Ben bu ülkede herhangi bir darbe olsun istemiyorum. Askerin iktidarı ele geçirdiğinde durumun nasıl tehlikeli ve kötü olduğunu bilen biriyim.” Öğrenci sözlerini şöyle sürdür ‘İfade özgürlüğü’ ihtiyacı Haberde, (‘mimari altyapı yetersizlikleri sebebiyle’ bir süredir Beyoğlu Belediyesi kararı ile mimar Han Tümertekin imzalı Beyoğlu kompleksi kapalı tutulan, hatta ön cephesine belediye tarafından konulmuş ‘mimari bellek plaketi’nin dahi bilinmeyen bir zaman ve nedenle söküldüğü SALT’ın Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun’un demeci de dikkat çekti. Garanti Bankası desteği ile Ankara Ulus ve İstanbul Karaköy mekânlarında hizmet veren SALT’ta emek veren Kortun, “Burası, yaşaması gittikçe daha da zor hale gelen bir yere dönüşüyor; özellikle de ifade özgürlüğünün deneyimlenmesine ihtiyaç duyulan sanatsal pratikler adına” derken, SALT’ın sanatçılara ‘halen’ bir ‘nefes alma’ kaynağı sunduğunun altı çizildi. Vasıf Kortun dü: “Daha çok çalışmam gerektiğine inanıyorum, çünkü yarın çok geç olacak. Bazen özgürlüğümü yitirecek gibi hissediyorum, yoksa ölebilirim.” Sanatçı, görüşlerini şöyle noktaladı: “Bizler sanatçı olarak kendimizi ifade edebilmenin farklı yollarını, sözgelimi daha şairane, ama daha az doğrudan biçimde bulabilmeliyiz. Onlar bir sembolik hikâyeyi (fabl) suçlayamazlar. Bu bize kendimizi koruyabilme adına fayda getirebilir.” Çevirmen Nâzım Dikbaş ise şunları kaydetti: Bu filmi bir daha izletirseniz... “Türkiye’nin ifade özgürlüğü ile öteden beri ciddi problemleri bulunuyor. İnsan Hakları savu Kortun, haberde mevcut baskının SALT gibi bir kuruma dönük olarak bile ‘keyfi’ olduğunu anlatarak, şu örneği verdi: “Sözgelimi sivil bir polis, sizin film programınıza gelerek, ‘Bu filmi Kürt gerillaları içerdiği için mi gösteriyorsunuz?’ diye sorabiliyor. Biz kendisine, ‘Tamam ama bu yasal, yasak olan bir şeyi izletmiyoruz’ dediğimizde, akşamına kalmadan sizi arayıp, ‘Eğer bunu bir daha izletirseniz, başınız derde girer’ denebiliyor.” Vasıf Kortun, haberde ayrıca, mevcut sürecin kültür ve sanata büyük destek sunan AB kaynakları önünde de tıkanmaya yol açabileceğine dair endişesini dile getirdi. SALT Direktörü Kortun, sanatçıların da madden yerli ve hükümet yanlısı, muhafazakâr ‘destekçi’lere bağımlı hale gelebileceklerini de belirtti. Bir kadın sanatçı ise, “Süregiden anonimleşmede, toplumda gittikçe artan öfkeli halin de payı olduğu”nu aktardı. nucularını, gazetecileri cezaevlerine gönderiyorlar, dolayısıyla darbe girişiminin ifade özgürlüğünün kötüleşmesine tek sebep olarak gösterilmesi yanlış olur.” Kapsamlı yazıya görüşleriyle dahil olan, ancak ismini vermek istemeyen bir diğer sanatçı ise, şunları söyledi: “2013 Gezi süreciyle birlikte, kolektifler mahallelerde oluşturuldu. Tartışmalar, sergiler, fuarlar ve değiştokuş pazarları kuruldu. Bu yönde devam etmeliyiz. Onlar ki, geleceğin tohumlarını ekebilirler.” Savaşmayın, sevişin!Akihito Shiota’nın son filmi ‘Rüzgârdaki Islak Kadın’ da festivalde. Japon sinemasının yaramaz çocuğu Akihiko Shiota (1961), taptaze, özgür ve özgün bir erotizm damıtan “Wet Woman in the Wind” (Kaze ni nureta onna / Rüzgârdaki Islak Kadın) ile, Altın Lepoar yarışına sımsıcak bir soluk getiriverdi. Akihiko Shiota, ilkokula başladığı yıllarda Batı dünyasını sarsan özgürlük fırtınasının art rüzgarlarından derinlemesine etkilenmiş olmalı ki, o dönemi özetleyen “Savaşma, seviş!” özdeyişine, bugün, içtenlikli yepyeni bir sesle sahip çıkıyor. Japon sinemasının geleneksel erotik damarına taze kan katarken, kendini ciddiye almaz gibi gözüken alaycı dili gerisinde ciddi varoluşçu temalara göndermelerde bulunuyor. Yaşama bağlıyor Sağlam dramaturjisi ve yalın mizanseniyle göz dolduran “Wet Woman in the Wind”, seyirciyi durmadan dürterken rahatlatan, neşelendirirken düşündüren, en önemlisi rahat rahat nefes aldırarak yaşama bağlayan bir film... Öykünün kahramanı, kırk yaşlarındaki kadın düşkünü tiyatro yazarı Kosuke, düşgücü sınır tanımayan Shiota’nın alteregosudur aslında. Bir noktada çevresindeki kadınlardan kaçmak ve kafasını kurcalayan varoluşçu soru çengelleriyle boğuşmak için yalnız kalmak ister. Dağların yamacında derme çatma bir kulübede inzivaya çekilir... Ancak, civardaki bir kahvede çalışan çekici genç kızın cinsel oburluğunun fantezileri bir yana, tiyatroda birlikte çalıştıkla rı eski sevgilisi de izini bulup gelir. Üstelik yalnız değildir: Henüz sevişmenin tadına varamamış genç asistanının farklı taze çekiciliği, kumpanyadaki dört genç oyuncu adayının saygılı tavırları gerisindeki cinsel ateş, üç kadın arasında kalan Kosuke’yi rahat bırakmaz... Savaş çığlıklarının dört yanı sardığı, terör eylemlerinin dehşet saldığı bir dünyada, “Savaşma, seviş” çağrısı kulaklara hoş geliyor doğal olarak... Ne yazık ki, bu dünyada sevişmeyi yasaklayan zihniyetler, “kutsal” savaşlarına nefer bulabilmek amacıyla, bakirelerle zevkü sefa sürmenin sadece öteki dünyada mümkün olabileceğini söylüyorlar... Fransız ‘gözbebeği’ Altın Leopar ödülünün bir diğer adayı Fransız kadın yönetmen Axelle Ropert de (1972) varoluşçu temalara yine mizahi, hafif bir yaklaşımla eğilmiş. Ancak, bu kez erotizm yok; çok daha uslu bir film olan “La Prunelle de mes yeux” (Gözbebeğim), dağınık senaryosu ve kıvılcımsız anlatımıyla amacına tam olarak ulaşamıyor. Rebetiko müziği icra etmek isteyen Yunan asıllı iki Fransız gencin iç sıkıntılarını ve topluma uyum sağlamakta yaşadıkları zorlukları, bir üst katta oturan, biri kör diğeri kokain bağımlı iki güzel genç kızla olan zor ilişkileri çerçevesinde muzip bir dille işleyen “Gözbebeğim”, sevginin önemini vurgulayarak her tür ayrımcılğa karşı çıkan iyimser içeriğiyle ilginç, rahat izlenen hoş bir film olmanın ötesine gidemiyor. McKellen ve Stewart’tan teatral ‘ihtiyaç molası’ ‘Big Lebowski’ Huddleston öldü Coen Biraderler’in efsane ABD’nin New Mexico eyavi kara komedisi, 1998 letinde, kalp ve böbrek yettarihli ‘The Big Lebowski’de mezliği sebebi ile 85 yaşınaynı adlı karakterle özdeş da hayata veda etti. Sanatçı, leşen Amerikalı aktör Da ‘Noel Baba’ filmiyle de tanıvid Huddleston, önceki gün nıyordu. Süpermen’in ilk sayısına süper fiyat Amerikan DC Comics çizgi roman ve mizah yayınevinin sembol kahramanı Süpermen’in ilk kez yer aldığı nadir bir çizgi roman, ABD’nin Dallas kentinde dün yapılan açık artırmada yaklaşık bir milyon dolara (956 bin dolar / 3 milyon 883 bin 965 TL) alıcı buldu. ‘Action Comics’ dergisinin ilk sayısı, 1938’de basılmış ve 1 Amerikan Cent fiyatıyla satışa sunulmuştu. Dergiden şu anda 100 orijinal kopya bulunduğu tahmin edilirken, mevcut örneğin kalitesine ‘10 üzerinden 5,5’ değeri biçildi. Sting Sting, ‘kendi talebi’ ile konserini erteledi Rock müzik sanatçısı Sting, Türkiye’nin ilk ‘EXPO’ fuarı etkinlikleri kapsamında 9 Ağustos’ta Antalya’da vermeyi planladığı konserini, ‘kendi talebiyle’ erteledi. Yetkililer, sanatçının önümüzdeki zamanlarda tekrar Türkiye’ye gelmeyi istediğini belirterek biletlerin bugünden itibaren Biletix gişelerine veya izleyicilerin alış noktalarına iade edilebileceğini aktardı. ‘Kelebek’ yeniden sinemaya konacakazar Henri Charrière’in Y‘özyaşamöyküsü ne dayalı’ aynı adlı 1970 tarihli çok sa Dustin Hoffmann tan romanından beyazper deye 1973’te uyarlanan ve başrollerini Steve McQueen ile Dustin Hoffmann’ın Rami Malek paylaştıkla rı ‘Kelebek/Pa pillon’ filmi, aktörler Rami Malek ve Char lie Hunnam’ın başrolle riy le yeniden çekilecek. Filmde Ma lek, Hoffmann’ın yorumladığı Lou is Dega’yı, Hunnam ise ‘Kelebek’ Charrière’i canlandıracak. Film de, Fransız Guyanası’ndaki ‘Şey tan Adası’ndan, hindistancevizi ka buklarından yaptıkları derme çat ma sal ile kaçmaya kalkışan iki mahkumun hikâyesi işleniyordu. Sir Ian McKellen ve Sir Patrick Stewart, önümüzdeki günler içinde İngiltere’nin Sheffield, Newcastle ve Brighton ve Cardiff şehirleri ardından, Londra’daki Wyndham Tiyatrosu’nda üç ay boyunca Harold Pinter imzalı ‘No Man’s Land’ adlı tiyatro eserini sahnelemeye hazırlanıyor. Bu kapsamda oyun gereği, sahnede iki içki tutkunu kıdemli yazarı yorumlayan ikili, bir tür ‘ihtiyaç molası’ kriziyle karşı karşıya gelmiş görünüyor. Konuyla ilgili bir açıklama ya pan Stewart, “Karakterim neredeyse iki saat boyunca sahnede kalıyor ve oldukça fazla içiyor; diyebilirim ki bu kadar içtiğinizde de, doğal olarak gidip işemeniz gerekiyor,” şeklinde konuşuyor ve ekliyor. “Ama Pinter bu bölümü yazmamış. Biz de bunu oyuna eklemeye çalışıyoruz. Neticede bunun Pinter’ın şimdiye dek yaptığı neredeyse tek hata olduğu söylenebilir.” Yine de McKellen, Stewart’ın bu yorumlarına karşılık, oyun arasında ihtiyacını gidermeye devam ediyor. Aspendos da iptal Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nce Antalya’da bu yıl 23’ncüsü düzenlenecek ‘Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’ iptal edildi. Serik ilçesindeki tarihi Aspendos Tiyatrosu’nda 29 Ağustos ve 8 Eylül arasında yapılması beklenen etkinlik, ‘darbe girişimi nedeniyle yaşanan olaylar’ gerekçesiyle iptal edildi. DHA’nın festival internet sitesine dayanarak Yusuf Demir imzası ile verdiği habere göre, yabancı sanatçıların katılımı olmaksızın düzenlenmesi beklenen festival bu yıl Antalya, Ankara, Mersin ve İstanbul Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü’nün katılımlarıyla yer alacaktı. Etkinliğin ilk gösterisi, Carmen operası olarak planlanmıştı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear