28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 30 Ağustos 2016 4 ‘Fırat Kalkanı’na ABD müdahalesi Pentagon Sözcüsü Peter Cook, Cerablus’un güneyinde TSK ve himayesindeki cihatçı gruplarla YPG arasında süren çatışmalar hususunda geçen pazar akşamı Ankara’ya yönelik sert uyarılarda bulundu. Pentagon sözcüsünün ajanslara gönderilen açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “IŞİD’in artık mevcut olmadığı Cerablus’un güneyinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve bazı muhalif gruplar ile Suriye Demokratik Güçleri’ne bağlı birlikler arasındaki çatışmalara dair haberleri yakından izliyoruz. Bu çatışmaları kabul edilemez ve derin bir endişe kaynağı olarak gördüğümüzü açıklamak isteriz. ABD bu faaliyetlere katılmamıştır, bunlar Amerikan güçleri ile koordine edilmemiştir ve bunları desteklemiyoruz. Dolayısıyla, bütün silahlı aktörleri (çatışmadan) kaçınmaya ve çatışmayı sonlandırmak ve iletişim kanallarını açmak amacıyla uygun önlemleri almaya çağırıyoruz. ABD, çatışmayı sonlandırıp, ölümcül ve ortak tehdit olmayı sürdüren IŞİD’e odaklanma hususunda birliği sağlamayı kolaylaştırmak için aktif olarak girişimde bulunmaktadır.” Diplomatik lisanın elverdiği sertlik tonlarının üst perdelerinde dolaşan bir açıklamaydı bu... ABD Başkanı Obama’nın IŞİD karşıtı koalisyon nezdindeki özel temsilcisi Brett McGurk dün Pentagon sözcüsünün bu açıklamalarını Twitter hesabından paylaşarak söz konusu tepkinin Beyaz Saray tarafından da paylaşıldığını hissettirdi. Anlaşılıyor ki ABD, kendi rıza ve koordinasyonu ile başlayan “Fırat Kalkanı” operasyonunda müttefiki Türk ordusunun IŞİD’i unutup öteki müttefiki YPG’yi hedef almasından çok rahatsız olmakla kalmıyor... Alıntıladığım son cümleden de anlaşılacağı üzere, ABD bu çatışmaların sona erdirilmesi ve TSK’nin artık IŞİD’e yönelmesi için Ankara nezdinde aktif olarak devrede. Bu bağlamda ABD, “Fırat Kalkanı”nın beşinci gününde, YPG’yi bırakıp IŞİD’le savaşması için Türkiye’ye basın sözcüleri kanalıyla da “ayar vermeye” başladı. Ayrıca Pentagon, YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi için de muhtemelen devrededir. Çünkü Cook açıklamasında “Suriye Demokratik Güçleri içindeki YPG unsurlarına Fırat’ın doğusuna geçmeleri konusundaki görüşümüzü yine ifade ettik” diyor. Evet, ABD’nin Suriye’deki “Tavşana kaç tazıya tut” oyunu olanca basitliğiyle devam ediyor... ABD, küçük müttefiki PYD’ye karşı düşmanlığından kaynaklanan zaafını iyi kullanarak, büyük ve güçlü müttefiki Türkiye’yi Suriye’ye çekti. Bu amaçla IŞİD’e karşı PYD’nin silahlı kanadı YPG’nin önünü açtı, Fırat’ın batısına geçmesini temin etti ve Ankara’yı “Kürt koridoru”yla korkuttu. Kürt koridoru kışkırtması, Suriye’ye Türk askeri müdahalesinin neden şimdi olabildiğini açıklayan faktörlerin yalnızca biridir. Diğer faktörler, bazı denklemlerin mazi olmasıyla ortaya çıktı. Ankara, mesela 2015’in başlarında da Suriye’ye askeri müdahalede bulunmaya niyetlenmekte ve ABD’nin desteğini almaya çalışmaktaydı. Lakin o zamanlar ABD bu fikre sıcak bakmıyordu, çünkü öncelikleri Ankara’nınkinden farklıydı. ABD’nin önceliği IŞİD’i zayıflatmak ve yok etmekti, Ankara’nın önceliği ise Halep’i sağlama alıp Şam’daki rejimi devirme iddiasını, yani malum Suriye politikasını sürdürebilmekti. Ankara’nın Azez’den başlayıp sınır boyunca doğuya doğru ilerleyen bir tampon bölge kurma önerisi, o dönemde işte bu Halep odaklı Suriye politikasının bir unsuruydu. ABD, bu politikanın uygulanması halinde önceliği olan IŞİD’in yok edilmesi hedefine doğrudan hizmet etmeyeceği gibi, IŞİD’den pek farkı bulunmayan El Nusra’yı daha da güçlendireceğini öngörebiliyordu. Eylüldeki Rus müdahalesine kadar Ankara’nın ilk hedefi Esad, ikincisi PYD idi. IŞİD, önceliksiz bir sorun olarak üçüncü sırada yer alıyordu. ABD’nin ilk hedefi IŞİD iken ikincisi Esad’dı ve Kürtler ise sorun değil, tam tersine IŞİD’e karşı çözüm olarak görülüyordu. Velhasıl ABD ve Türkiye aynı sayfada değildi. İşte Rus müdahalesi bu denklemi değiştirdi. Şam rejiminin yıkılmayacağı böylece Ankara’ya da nihayet malum oldu. Ankara, besleyip donattığı cihatçıları IŞİD’in elindeki bölgelerin PYD’ye kaybını önlemek için Azez hattında savaşa sürdü ve bunun sonucu Türkiye, IŞİD’in gerçek hedefi haline geldi. “Fırat Kalkanı”, Rusya, İran ve Şam rejimi ile varılan mutabakatlar ve bunun yanı sıra ABD ile yürütülen koordinasyon sayesinde mümkün olabildi. Tüm bunların önkoşulu ise Ankara’nın de Halep üzerindeki iddiasından vazgeçmesiydi ki öyle oldu. Artık Ankara’nın öncelikli hedefi Şam değil, PYD. IŞİD ise operasyonun özde değil sözde gerekçesi. Oysa AA’nın 24 Ağustos’ta geçtiği haber “TSK’dan DAEŞ’e Fırat Kalkanı operasyonu” başlığını taşıyordu. ABD şimdi devlet ajansının bu haberi doğru çıksın diye devrede. YPG’yi kontrol ettiği nispette başarılı olup TSK’yi IŞİD’le baş başa bırakıp savaştıracak. Koskoca Türk ordusu dururken YPG’ye ne hacet var? haber EDİTÖR: ALPER İZBUL Hoyrat devir teslim gazileri isyan ettirdi Bakanlığa devredilen TSK Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altında olan gaziler, belirsizliğe tepki gösterdi Darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bünyesindeki sağlık kurum burada yapılan 50 gazi bulunuyor. Diğer servislerde de 50 civarında gazi tedavi görüyor. larının Sağlık Bakanlığı’na devrinin ardından kriz yaşandı. Ankara’daki ‘Biz vatan haini miyiz?’ TSK Rehabilitasyon Merkezi’ni dev Devir işlemlerinden önce kendileri ralmaya gelenlerin, merkez komuta nin ne olacağına yönelik belirsizlikten nıyla görüşmeyip sağa sola yakınan gaziler TBMM’ye gitti emir yağdırmaları ve aceleyle ler ancak muhatap bulamadıkla tabelayı sökmeleri gazilerin rı için görüşemediler. Geçen haf tepkisine neden oldu. Gazile ta sonu ise Sağlık Bakanlığı’ndan rin “Biz vatan haini miyiz?” bir minibüsle gelenler merke diye tepki göstermesi üzeri zi devralmak için komutanla da ne devreye müsteşar ve baka SERTAÇ nın girdiği, yaşamını merkez EŞ hi görüşmedi. Sağa sola dağılarak emirler yağdıran görevlilere mer de geçiren gazilere garantiler kezdeki gaziler tepki gösterdi. verdiği öğrenildi. Sağlık Bakanlığı görevlilerinin hoyrat Ankara Balgat’ta bulunan TSK Re davranışları üzerine kendilerine “Biz habilitasyon Merkezi de kararname vatan haini miyiz” diye tepki gösteren uyarınca Sağlık Bakanlığı’na devre gaziler henüz ne olacaklarının, kendi dildi. Ancak gazilerin ne olacağı yö leriyle bu aşamadan sonra nasıl ilgile nündeki belirsizlik sinirlerin gerilme nileceğinin ve bakımlarının nasıl yapı sine neden oldu. Edinilen bilgilere gö lacağının netleşmediğini dile getirdi. re merkezde sürekli kalan ve bakımı Merkezin TSK’de kalmasını istedik lerini, bu yöndeki taleplerini gelen görevlilere de söylediklerini belirten gaziler, tepkiler üzerine Sağlık Bakanı ve müsteşarının kendileriyle kahvaltıda görüştüğünü, daha iyi koşullar vaat ettiklerini söyledi. ‘Belirsizlik giderilsin’ Ayrıca merkezde gazi olduğu halde sözleşmeli olarak çalışanların da bulunduğunu, rehabilitasyon kapsamında bu personelin ne olacağı konusunun belirsiz olduğunu anlatan gaziler, “Belirsizlik bir an önce giderilsin. Buraya gelenlerin davranışları hiç de hoş değildi. Sanki darbeyi buradaki gaziler yapmış gibi etrafa emirler yağdırıp, alel acele tabelayı söktüler. Sözleşmeli çalışanları Milli Savunma Bakanlığı devrettik diyor, Sağlık Bakanlığı aldık demiyor. Buradaki insanların durumu ortada. Yaşadığımız belirsizlik çok canımızı sıkıyor” diye bilgi verdi. l ANKARA Türk Telekom’da 53 gözaltı Türk Telekom’da Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik 89 kişi hakkında gözaltı kararı verilirken, 53’ü gözaltına alındı. Anadolu Adalet Sarayı’nda ise daha önce gözaltına alınanlardan 25’i adliyeye sevk edildi. Öte yandan darbe soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün adı Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın internet sitesindeki Türk Hava Kuvvetleri Komutanları bölümünden silindi. Darbe girişimi soruşturması kapsamında, Antalya’da işadamları Recep Kanga, Ömer Tokgöz ve Yusuf Banbal tutuklandı. Sakarya’da 5 öğretmen, Tokat’ta 12 polis tutuklanırken Uşak’ta 12 polis gözaltına alındı. l HABER MERKEZİ FETÖ SORUŞTURMASI Rektörlük akademisyen için hapis cezası önerdi! Zehra Özdilek “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attığı için doktorasını yapmakta olduğu Ankara Üniversitesi’ndeki görevlendirmesi iptal edilerek Niğde Üniversitesi’ne gönderilen Sosyoloji Bölümü Arş. Gör. Yasin Durak hakkında fezleke hazırlayan üniversite yönetimi yargı mercii gibi davranarak kendi personeli için “1 yıldan 4 yıla kadar” hapis cezası önerdi. Üniversitenin kararına tepki gösteren Durak, “Açıkça hukuk tanımayan Rektörlük talimatıyla baskı altına alınan memurlar tarafından işlemlerim yapılmıyor. Kadro iademin üzerinden dört ayı aşkın zaman geçmesine karşın personel kimlik kartım verilmedi. Nakil yolluğu, tez araştırmamı sürdürmek için almaya çalıştığım araştırma izni ve yıllık iznim de verilmedi” dedi. Durak hakkında 8 Mayıs 2016 tarihli BirGün gazetesi Pazar ekinde yayımlanan “Ejderhaya Meydan Okumadan Kahraman Olunmaz” başlıklı yazısından dolayı “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla iki soruşturma açıl mıştı. Durak’a verilen “uyarı” cezasının ardından, soruşturma komisyonu tarafından “lüzumu muhakeme” kararı çıkarılmıştı. 14 yıl arası hapis önerisi! Rektörlüğün hapis cezası önerdiği yazıda şu ifadeler kullanıldı, “ ‘Arş. Gör. Yasin Durak hakkında düzenlenen fezleke Son Soruşturma Kurulunca incelenmiş ve adı geçenin, ‘http:// birgun.net/haberdetay/ejderha)rameydanokumadankahlamanolunmaz111595.html’ uzantılı sitede yer alan yazısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanı’na hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası iIe cezalandırılır. Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda bir oranında arttırılır. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır’ hükmü gereğince Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği sabit olduğundan, Yasin Durak’ın Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç işlediği kanaatiyle hakkında son soruşturma izninin verilmesine karar verilmiştir.” l İSTANBUL KILIÇDAROĞLU: GÖTÜREBİLİRİZ Kararnameler AYM yolunda İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler’in (KHK) OHAL döneminin ötesine geçtiğini vurgulayarak gerekirse iptal için CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gideceğini belirtti. Kılıçdaroğlu ile Hollanda Dışişleri Bakanı Koenders, CHP Genel Merkezi’nde basına kapalı olarak görüştü. CHP’nin darbe girişimine karşı durduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu “Ancak özellikle gazetecilerin, akademisyenlerin tutuklanması konusunda endişelerimiz var” dedi. Koenders’in süreçte hukukun üstünlüğü ve adil yargılama konularında neler yapılması gerektiğini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, 23 ve 24. fasılların açılması gerektiğini belirterek “Bu şekilde AB ile müzakereler canlanabilir” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA SGDF üyeleri, İHD İstanbul Şubesi’nde açıklama yaptı. Arkadaşları için açlık grevine başladılar Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda gençlik örgütü, 6 gündür gözaltında tutulan ve açlık grevinde olan 11 kişinin serbest bırakılmasını istedi. SGDF’liler, İzmir’de gözaltına alınan üyelerinin serbest bırakılması talebiyle HDP Kadıköy ilçe binasında 48 saatlik dönüşümlü açlık grevine başladı. Taksim’deki İnsan Hakları Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında açıklamayı SGDF üyesi Ceren Çoban yaptı. İzmir’de 23 Ağustos’ta yapılan operasyonda “Adalet mücadelemizi yıldıramayacaksınız” yazılı panonun karalanarak “Geldik, yoktunuz” yazıldığını anımsatan Çoban, 11 kişinin keyfi gözaltına maruz kaldığını öne sürdü. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear