26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 22 Ağustos 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU PKK’linin cesedini almak istediler Aranan teröristler arasında adı İçişleri Bakanlığı’nın ‘gri listesi’nde bulunan PKK’li Servet İnci’nin Ordu’da çıkan çatışmada öldürüldüğü bildirildi Ordu’da saldırıların ardından jandarma ve polis özel harekât timlerinin düzen lediği operasyonda önceki gece Or duTokat sınırında güvenlik güç leri ile PKK’liler arasında çatış ma çıktı. Ordu’nun Gölköy ilçesine bağlı Haruniye Mahallesi’nde, si lah ve teçhizatıyla birlikte 1 PKK’li yoldan geçen traktörü durdurdu, yurttaşları indirerek sürücüye si lah doğrultup, kendisini Topçam bölgesine bırakmasını söyledi. mı patlayıcı düzenekleri ile yaşam malzemesi ele geçirildi. Öldürü ‘Kadınlar bıçak çekti’ İnci’nin, kaçmak için gasp etmeye çalıştığı araçta bulunan 2 kadının kendisine bıçakla direnmesi üzerine bu eyleminden vazgeçerek, traktörle kaçmaya çalıştığı iddia edildi. Yurttaşların ihbarı üzeri len PKK’linin Hejan kod adlı, Bulanık nüfusuna kayıtlı 1990 doğumlu Servet İnci olduğu tespit edildi. İnci’nin İçişleri Bakanlığı’nın oluşturduğu “gri liste”de olduğu ve 300 bin TL ödülle arandığı belirtildi. 4 kişilik PKK’li grup ne bölgeyi kuşatan güvenlik güçleri, traktörden inerek ormanlık alana kaçmaya çalışan PKK’linin peşine düştü. İz takip köpeğiyle takibe alınan teröristle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Öldürülen PKK’linin cesedi jandarmaya götürülürken, bir grup kamyonetin üzerindeki cesedi almak istedi. Grup güvenlik güçleri tarafından uzaklaştırıldı. Bölgede aynı gruptan olduğu tahmin edi Gri listede aranıyordu Çatışmada PKK’li öldürüldü, üzerinde Kalaşnikof tüfek, çok sayıda şarjör, el bombaları, roketatar, dürbün, örgütsel doküman, el yapı len 4 PKK’linin bir araçla kaçtığı iddia edildi. Ordu genelinde kırmızı alarm verilirken, kaçan PKK’lilerin yakalanması için de tüm ilçelerde zırhlı araçların eşliğinde yolda kimlik kontrolü başlatıldı. l DHA Viranşehir’de 1 polis şehit Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde Kırlık Jandarma Karakolu yakınlarında PKK’liler önceden yola döşedikleri patlayıcıyı zırhlı polis aracı geçerken infilak ettirdi. Hasar gören araçta 4 polis yaralandı. Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, 1 polisin hastanede şehit olduğunu açıkladı. Mardin’in Nusaybin ve Midyat ilçeleri arasındaki piknik bölgesine giden yolu kesen PKK’lilere yönelik operasyonda çıkan çatışmada da 1 asker yaralandı. DHA Elazığ saldırısına 1 tutuklama Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla yapılan ve 3 polisin şehit olduğu, aralarında sivillerin de olduğu 217 kişinin yaralandığı intihar saldırısıyla ilgili soruşturmada gözaltına alınan 17 yaşındaki E.E. tutuklandı. E.E’nin PKK’nin şehir yapılanması YPS üyesi olduğu kaydedildi. DHA Erzurum’da 2 PKK’li öldürüldü Erzurum’un Tekman ilçesi Çevirme Köyü Handekan Mezrası yakınlarında ihbar üzerine Özel Harekât Timleri operasyon düzenledi. Çatışmada öldürülen 2 PKK’liden birinin ‘Berhüdan’ kod adlı Nuri K. olduğunun değerlendirildiği bildirildi. DHA Tatvan’da STK’lerden barış ve çözüm çağrısı Bitlis Barosu, MazlumDer ve İHD Bitlis Şubesi, Bitlis Ticaret Odası’nın da aralarında bulunduğu 16 sivil toplum kuruluşu terör saldırılarını kınayarak akan kanın durması için çözüm sürecine geri dönülmesi çağrısı yaptı. MazlumDer Bitlis Şubesi Başkanı Avukat Burhan Aksoy’un yaptığı açıklamada, “Terör eylemleri neticesinde toplumsal gerilimin arttığı ve bu durumun siyaset kurumundaki diyaloğu yok ettiği görülmektedir. Hedef olanlara bakıldığında, saldırıların hiçbir insani yönünün olmadığı ve bir vahşet biçimini aldığı görülmektedir. Hiçbir insani talebin böylesi saldırılar ile meşrulaştırılamayacağını yüksek sesle ifade ediyoruz. Uluslararası insani hukuk başta olmak üzere, bu saldırıların hiçbir hukuk sistemi içerisinde makul karşılanması mümkün değildir. Kontrolsüz bir savaşın, toplumsal yıkım dışında bir kazanımının olamayacağını belirtiyoruz” denildi. Çift taraflı ateşkes talebi PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ın “Savaş metropollerde sürecek” açıklamasına dikkat çeken Aksoy, bu açıklamanın sivillerin yaşamını tehdit ettiğini vurgulayarak, “PKK derhal bu eylemlerden vazgeçmeli, toplumsal barış ve diyalog ortamı için ateşkes ilan ederek silahlı mücadeleyi bir yöntem olmaktan çıkarmalıdır. Aksi takdirde gelişebilecek toplumsal gerilimlerden kendisi sorumlu olacaktır. Aynı şekilde sivil siyasetçilerin Kürt halkının nabzını iyi tutarak, ötekileştirmeyen, diyaloğu esas alan ve şiddeti her koşulda yok sayan bir çizgide siyaset yürütmesini bekliyoruz. Hükümetin ise ‘buzdolabında’ bulundurduğunu belirttiği çözüm sürecini tahkim ederek, siyasal aktörleri, sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderlerini, sendikaları işin içine katarak başlatmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. l DHA haber 5 Dürüst olalım; Türkiye kötü yönetiliyor Bir ülkenin başarısı, içerde ve dışarda çok düşman edinmek değil, varsa ve kimse düşmanlarını dosta çevirmek ve o ülkede yaşamayı her kesimden insan için mümkün mertebe mutlu kılmakla ölçülür. Bırakalım artık “düşmanlar dört tarafımızı sardı” edebiyatını, gidiş çok ama çok kötü bir gidiş, geç de olsa, güç de olsa aklımızı başımıza alalım. Böylesi bir gidişten evvel emirde iktidarda olanlar sorumludur, sorumluluğu başkalarına atmak kolay ama faydasız bir iştir. Ama sadece iktidarda olanlar da değil, hatayı, yanlışı hep kendi dışındakilere atan bir siyasal çizgiyi sorgulamayanlar da sorumlu. Kimse, “millet ayaklansın, iktidarı devirsin, ortalık yangın yerine dönsün” demiyor, diyen varsa bunlar aklını izanını yitirmiş bir avuç insan olmalı. Halihazırda, iktidar ve onu destekleyenler, bu ülkenin neden bu kadar düşmanı olduğu sorusuna kestirme bir cevap bulmuş vaziyette, o cevap şu: “Bu ülkenin çok güçlendiği, Batı’ya meydan okuduğu ve dahi Müslüman dünyanın umudu olduğu için, her taraftan sindirilmeye çalışılıyor.” Sahiden bu söylediklerine inanıyorlar ise sorun büyük, yok kamuoyunu tatmin etmek için söylüyorlarsa o da başka bir sorun. Bir kere bu ülkenin, iddia edildiği gibi dünyaya meydan okuyacak, Müslüman dünyaya umut olacak şekilde güçlendiği falan yok. Asıl mesele ortada böyle bir güç yokken, varmış gibi davranmak, dosta düşmana terslenmek, olmayacak maceralara atılmak. Ama mesele bundan ibaret de değil, asıl mühim olan, iç ve dış politikada yaşanan savrulmalar; uzun vadeli bir siyaset kurgulamadan Kürtler ile barış diye yola çıkıldı, ama süreç ters tepti, iddialı bir bölgesel siyaset hamlesi yapıldı, o da ters tepti. O halde, bu şartlar altında öncelikle neden böyle olduğu sorusuna cevap aramak gerek. Kuşkusuz, gerek tüm dünyada, gerek bölgesel ölçekte koşullar sürekli değişiyor ve bunlara hızla ayak uydurmak oldukça zor. Ancak, siyaset zorlukları, engelleri aşma işidir, yoksa başarısızlıklara mazeret bulmak iş değil. Kürt meselesinin çözümü kuşkusuz iki taraflı bir denkleme dayanıyordu, ama zaten çözüm dediğiniz “iki yakayı bir araya getirme becerisi”dir, kavgaya dönüş “soruna rehin” olmaktan başka anlama gelmez, nitekim gelmedi. Dahası, bir adım ileri iki adım geri giden süreçler sorunu daha da büyütür, nitekim büyüttü. Bölge ve özellikle Suriye meselesine gelince, sorun sadece Türkiye’nin Suriye siyaseti değildi. Doğrusu Suriye, başta ABD, Batı dünyasının meşhur “rejim değiştirme” gayretinin kurbanı oldu, Türkiye’nin bu işe bulaşması sadece kendi hevesinin değil, Batılı müttefiklerinin teşvik ve bilgisi dahilinde başladı, sonra Batı siyaseti farklı yola girdi, ama Türkiye rejim değiştirme işinde ısrar etti. Sonuçta, Türkiye Suriye’de vekâlet sa vaşlarının bir tarafı olarak, rejime karşı İslamcı gruplar ile, İranRusya hattına karşı Suudi ArabistanKatar hattında boğazına kadar işin içine girmiş oldu. Tabii, olayın bir de Suriye’nin Kürtlerinin Kuzey’de otonomi kazanması, Batılıların yeni ve muteber müttefiki olması boyutu var. Kürt meselesi içerde çözülemeyince, fazladan bir de “dış tehdit” halini aldı, Suriye siyasetini, büyük ölçüde bu “tehdit” algısı belirledi. Şimdilerde yaşanan, dış siyaset değişiminin nedenlerinden ve hedeflerinden biri de bu. Son olarak, düne kadar karşı cepheyi destekleyen Türkiye’nin Rusya ve İran ile yakınlaşma siyaseti, hem Kürt meselesini daha da karmaşık, hem de Türkiye’yi eskiden desteklediği İslamcı gruplara karşı kırılgan hale getiriyor. Bu, “Türkiye IŞİD’e destek verdi propagandası” diye kestirip atılamayacak bir konu. Bugün IŞİD olanlar dünün muhalif denen İslamcı gruplarından ayrılanlar, dahası sadece IŞİD değil, Rusyaİran hattına karşı savaşan Nusra gibi örgütler de Türkiye’nin ani politika değişiminden rahatsız olmuş olmalılar. Bırakın onu, dün, Türkmen saflarında, düşürülen Rus pilotu öldürenler arasında olduğunu video görüntüde övünçle ifade eden ve Türkiye’ye döndüğünde kahraman gibi röportajlar veren Alpaslan Çelik, şu anda hapiste. Rusya ile yakınlaşma siyaseti sürdüğü sürece de akıbeti pek parlak görünmüyor. İç ve dış politikada, hızlı dönüşümler içerde ve dışarda pek çok küskün yaratıyor, zaaf alanları oluşturuyor, bunu anlaması çok mu zor? Ne Gaziantep saldırısı, ne diğerleri genel siyasi tablodan soyut biçimde görülüp gösterilecek, “terörü lanetlemek” ile geçiştirilecek işler değil. Bu nasıl bir mantık? Son olarak, IŞİD saldırıları söz konusu olduğunda, Batı dünyasının da aynı tehdit altında olduğunu ileri sürmek anlaşılır gibi değil. “Onlar baş edemiyor, biz nasıl baş edelim” mi denmiş oluyor? Dahası, IŞİD Batı’yı da hedef alıyor diye, işin arka planını sorgulamaktan uzak mı duralım? Batı dünyası, Suriye’nin bu hale gelmesinde birinci derecede sorumlu politikalar izledi, IŞİD bu siyasetlerin bir sonucu değil mi? İşin ucu bize de dokunur diye, her konuda kuşku duyulan Batı dünyasının bu konuda masumiyetini ilan etmek nasıl bir mantık? Ben size söyleyeyim, “işin içinden sıyrılma” mantığı, “siyasi sorumlulukların su yüzüne çıkması” korkusu. “Başarı, pek çok kişinin babalık iddiasında bulunduğu, başarısızlık ise öksüz kalmaya mahkum çocuktur” lafı boşuna değil. Ama artık mesele başarı, başarısızlık değil, Türkiye için bir var olma meselesi, dürüst olalım Türkiye kötü yönetiliyor, hem de neredeyse kurulduğundan beri bu böyle, mevcut iktidarın en büyük sorunu devraldığı mirası daha da kötüye götürmesi ve tek derdinin bu gerçeğin üstünü kapatmaya çalışmak olması. Sputnik yine engellendi Telekomünikasyon İletişim Bakanlığı (TİB), Sputnik haber sitesine erişimi idari tedbir kararıyla engelledi. Sputnik Türkiye’nin Genel Yayın Yönetmeni Mahir Boztepe, Twitter hesabından yaptığı açıklamada yasağın doğrudan sputniknews.com’a getirildiğini, uluslararası haber sitesinin Türkçe versiyonunun yanı sıra 31 dildeki sitesinin engellendiğini belirtti. Boztepe, sansürde Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül’ün “iç işgalciler” tanımının rol oynadığını ifade etti. Sputnik Türkiye muhabiri Hikmet Durgun, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “TİB, Sputnik’e erişimi engelledi. Bu karar basın özgürlüğüne ve okuyucunun haber alma hakkına vurulmuş bir darbedir. TİB, ajansımız Sputnik’e erişimi engelledi. Sputnik çok güzel haberlere imza attığı için birilerini, bazı güçleri rahatsız etti” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Rusya arasında yaşanan ‘uçak krizi’nin ardından Sputnik Türkiye, iktidara yakın medya tarafından dönem dönem hedef gösteriliyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) yapılan açıklamada açıkladı. Sınır birliklerinin destekleme oranlarının TSK: Sınırda “Suriye sınır hattında; Mart 2011’den beri süren belir yüzde 100’ün üzerine çıkarıldığına dikkat çekilen açıksizlik, iç çatışma ve bazı dış güçlerin yarattığı değer lamada, Suriye sınırında 239 bin 589 kilometre beton bir senede lendirilen kaosun getirdiği zorluklar, devletimizin tüm duvarın tamamlandığı, 207 bin 934 kilometre bir kurumları ile ve ortak akılla çözülmeye çalışılmaktadır” hudut hattı da planlamaya devam edildiği kaydedildi. 5 bin denildi. Sınırda, kaçakçılığın bitirilme noktasına getiril Ayrıca önlemler kapsamında, toplamda 182 kilometre diği, yasadışı geçişlerin önlenmesinde önemli adımlar tel engel, 401 kilometre hendek, 86 kilometre toprak 159 kişi atıldığını belirten TSK, son bir yılda 21 bin 256 yasadışı set 3.95 kilometre perde duvar ve KilisGaziantep geçişin engellendiğini ve 5 bin 159 kişinin yakalandı sınır bölgesinde 57 adet beton kulenin inşasının yakalandı ğını ve 117 bin 256 kişinin de geçişinin engellendiğini tamamlandığı duyuruldu. ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear