26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 6 Temmuz 2016 10 İç ve dış politikada yeni çizgilerim Başlık sizi yanıltmasın, çizgiler benim değil. Benim ne haddime çizgi çizmek, çizgi çekmek… Bu ülkenin iç ve dış politikasının çizgilerini belirlemek kimin haddi ise onun çizgilerinden söz ediyorum. O’nun yeni çizgilerinden… Şimdi buyrun, ülkemizin dış ve iç politikasının yeni hattı (=çizgisi) ile tanışın. Tek tek gidelim. Dış: Rus uçağının düşürülmesi: Büyük hataydı. Sorumlusu elbette Ahmet Davutoğlu’dur. Uçağın düşürülmesinden hemen sonra “Emri bizzat ben verdim” dediğini unutmadınız herhalde. Aslında emri onun verdiği filan yoktu ama bozum olmasın diye susmuştum. Şimdi o çok yanlış politikayı düzeltiyorum. İsrail’le papaz olmak: Çok vahim hataydı. Sorumlusu hiç tartışmasız İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri Vakfı) adlı örgüttür. Bizim tarafta epey vakıf var biliyorsunuz. Mesela Ensar Vakfı, mesela benim oğlanın TÜRGEV’i gibi. Bunu da onlardan biri sanmıştım. Üstelik Bana “Kıbrıs’ın doğusuna doğru bir gezinti yapacağız” demişlerdi. Ben de deniz pikniği yapacaklar diye ses etmemiştim. Meğer niyetleri başkaymış. O vahim yanlışı da düzeltiyorum… Suriye politikası: Yanlışların en büyüğüdür. Ben Beşşar kardeşimle ailecek görüşürdüm. Aramızdan su sızmazdı. Kardeş gibiydik. Lakin Ahmet Davutoğlu ne yaptı etti “Osmanlı’yı ihya ediyorum” diyerek Suriye’yi düşman ilan etti. Sorumlusu odur ve sadece odur. Ama yavaş yavaş o yanlışı da düzeltiyorum. Mısır: Başlangıçta kuşkularım vardı ama Sisi iyi adam be!.. Bir zararını gördünüz mü? Hayır. Öyleyse… Sisi ile Türkiye’yi ben barıştıracağım. Davutoğlu ve takımının bu oyununu da boşa çıkaracağım. Yakında göreceksiniz... Obama ve AB ile bozuşma: İşte en büyük yanlışlardan biri daha. Hükümet ile yani yürütme ile Cumhurbaşkanlığı böyle ayrı olursa hükümetlerin yaptığı yanlışları, yedikleri haltları düzeltmek de cumhurbaşkanına düşüyor. N’apayım, yanlış düzeltmekten canım çıkıyor ama madem bu millet (Halk değil, millet) beni devletin tepesine oturttu, ben de bu devletin tepesini… (Anladınız siz onu…) HHH Gelelim iç politikaya. Alın size bir çuval yanlış daha. Hep birileri, yani başkaları bu yanlışları yapıyor, düzeltmek de bana düşüyor. Gezi isyanı: Kaç yıl oldu? Üç bitti değil mi? Peki, Taksim Meydanı’nda ecdat yadigâri Topçu Kışlası’nı gören var mı? Yok. Koskoca belediye, ikinci defa seçtirdiğim Kadir Topbaş kardeşim üç yılda oraya o kışla binasını dikemiyorsa bunu düzeltmek de bana düşmez mi? Temeli yakında bizzat ben atacağım… 17 / 25 Aralık darbe girişimi: Sütten çıkmış ak kaşık misali bakanlarımı ve en önemlisi beni ve oğlumu filan hırsızlık, yolsuzluk, rüşvetle filan suçlayan o darbe girişiminin sorumlusunu biliyorsunuz artık. Cemaat dedikleri o çıfıt yuvası (Düzeltiyorum: Çıfıt deyince Netanyahu biraderim gücenebilir. O yüzden “O nifak yuvası” diyelim), evet o fesat yuvası baş sorumluydu. Ama onları bizzat kendim hemen hemen hallettim. Kürt sorunu: En büyük hatadır. Hepsine başta o çok güvendiğim, Yalçın Akdoğan olmak üzere birkaç aymaz bu yanlışın mimarlarıdır. Neydi öyle Dolmabahçe Mutabakatı filan? Sanki benimle mutabık kalınmadan mutabakat olurmuş gibi. Tekmem kuvvetlidir. Masanın halini gördünüz. Yani o vahim yanlışı da ben düzelttim. Kürt kent ve kasabalarını düz ettim, hatta dümdüz ettim ve yanlışı düzelttim. İç ve dış politikamızın yeni çizgileri esas olarak işte bunlardan ibarettir. Haberiniz ola!.. Öcalan’a bayram görüşü izni yok PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, ailesi ile bayram görüşü yapmasına izin verilmedi. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Öcalan ile görüşmek isteyen ailesi adına Bursa Cumhuriyet savcılığı’na başvuruda bulundu. Ancak Savcılık başvuruya ret yanıtı verdi. Verilen yanıtta, “Gemi pazartesi bozuk ve hafta içi boyunca da bozuk olacağından kaynaklı faaliyet yapılmayacak” denildi. Avukatlarının Öcalan ile görüşmek için önümüzdeki günlerde başvuruda bulunacağı belirtildi. Öcalan, 27 Temmuz 2011’den bu yana avukatlarıyla, 6 Ekim 2014’ten bu yana ailesiyle, 5 Nisan 2015’ten itibaren de İmralı Heyeti ile “koster bozuk”, “hava muhalefeti” gibi gerekçelerle görüştürülmüyor. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: CAN DOKER VpoallI.I.sCeovşI.ntI.abratsıştıtıŞEHİT CENAZESİNDE KONUŞTUKTAN SONRA BAŞINA GELMEYEN KALMADI Sakarya Valisi Coş ile bir şe hidin cenazesinde konuşan Reyhan Dağ eşini 10 yıl ön ce şehit vermiş. Dağ, Coş’a söylediği “Kimin toprağını kimden koruyoruz” sözleri nin ardından evine terörle mücadele polislerinin bas kın yaptığını iddia etti Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş’un talimatı ile bir şehit cenazesine katılan bir kişinin evine terörle mücadele polisleri tara fından baskın ve arama yapıldığı id dia edildi. Eşini 10 yıl önce kaybeden Reyhan Dağ, “5 gün önce Sakarya’da bir şehit cenazesine iki çocuğum ile katıldım. Orada Vali Coş ile ko nuştuk. Konuşmamız dan hemen sonra evime baskın yapıldı. Evime ZEHRA ÖZDİLEK sürekli polisler geldiği için 3 gündür sokaklar dayım. Çocuklarımı da Hatay’a akrabamızın ya nına gönderdim” dedi. Mardin’de zırhlı aracın geçişi sıra sında yola tuzaklanan patlayıcının in filak ettirilmesi sonucu şehit olan 24 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Sa met Şare’nin 30 Haziran’da düzenle nen cenaze törenine katılan Reyhan Dağ, Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş ile konuştu. Coş’un Dağ’a söylediği “Si zin eşiniz, çocuklarınızın babası onur lu bir şekilde emanetini teslim etti. Bu süre içerisinde kimisi vadesi yettiğin de yakınlarını mahcup edecek şekilde emanetini teslim eder. Onursuz bir şe kilde hayata veda eder çok şükürler ol sun ki sizin eşiniz, çocuklarınızın ba bası onurlu bir şekilde emaneti teslim etmiş” ifadeleri üzerine Dağ da “Kimin Cenazenin ardından Vali Coş ile konuşmasından sonra başına gelmeyen kalmayan Dağ, çocuklarını da akrabalarının yanına göndermiş. toprağını kimden koruyoruz. Kimin toprağı için kiminle çatışıyoruz” sözleriyle yanıt verdi. Bu sözler üzerine Vali Coş tepki göstererek, “Müsait bir zamanda konuşuruz. Acınızı anlıyorum ancak bu konuları çocukların önünde, kalabalığın önünde ve bir çok acı ile burada bulunan insanların önünde ne kadar söylesek eksik kalır. Bence isyan etmememiz lazım diye düşünüyorum” dedi. ‘Şüphelisiniz’ dediler Bu konuşmaların ardından evine terörle mücadele polisleri tarafından baskın ve arama yapıldığını iddia eden Dağ savcılığa şikâyette bulundu. Dağ ifade tutanağında, “Tören bitiminde evime gittim. Akşamüzeri Terörle Mücadele’den 6 polis memuru gelip evimin kapısını çaldı. Kimliğimi istediler. Kimliğim çalındığından dolayı şu an size verdiğim kimliği verdim. Maksadınız ne diye sordum. Onlar ise ‘Siz kendinizi Vali Bey’e farklı bir isimle tanıtıp, yardım talep ettiniz, kim olduğunuzu öğrenmek için geldik şüphelisiniz’ dedi. ‘Polis beni tehdit etti’ Ben de madem ki şüpheliyim 155 i arayıp ekip isteyelim dedim. Polis memuru beni tehdit ederek, ‘Senin ne mal olduğun ortada, savcı biz ne dersek onu uygular. Ben cumhurbaşkanına hizmet ederim’ dedi” ifadelerini kullandı. Vali’den herhangi bir yardım talebinde bulunmadığını belirten Dağ, buna kanıt olarak gazeteler ve kanallar tarafından çekilen görüntüleri gösterdi. Dağ ifade tutanağında evine gelen Terörle Mücadele polislerinden şikâyetçi oldu. l İSTANBUL İŞTE O KONUŞMA: Coş: Müsait bir zamanda konuşuruz l Vali Coş: “Sizin eşiniz, çocuklarınızın babası onurlu bir şekilde emanetini teslim etti. Bizim inancımıza göre ömür Allah takdiriyle olur. Bu süre içerisinde kimisi vadesi yettiğinde yakınlarını mahcup edecek şekilde emanetini teslim eder. Onursuz bir şekilde hayata veda eder; çok şükürler olsun ki sizin eşiniz, çocuklarınızın babası onurlu bir şekilde emaneti teslim etmiş.” l Dağ: “Kimin toprağını kimden koruyoruz. Kimin toprağı için kiminle çatışıyoruz?” l Coş: “Bakın müsait bir zamanda konuşuruz. Bunlar çok uzun, geniş konular. Acınızı anlıyorum ancak bu konuları çocukların önünde, kalabalığın önünde ve birçok acı ile burada bulunan insanların önünde ne kadar söylesek eksik kalır. Ne söylesek eksik kalır. Ancak sizin eşiniz bizim inancımıza göre peygamberlerden sonra en büyük rütbeye erişmiş, onun şerefi onun onuru sizlere de bu çocuklarımıza da manevi olarak en büyük onurdur. Devlet olarak şehit ailelerimizin yanındayız. Bakın her gün ortalama 30’a yakın kişi trafik kazalarında vefat ediyor. Adları sanları belirsiz, taziyeye gelen bile yok, ne oldu diyen yok, ne gazete haberinde ne şeyde. Sadece istatistik olarak rakamlarda yerini alıyorlar. Ben inanıyorum ki eşiniz seçilmiş bir insan.Buna şükretmemiz lazım. Bence isyan etmememiz lazım.” l Dağ: “Her gün yeni Samet’lerimizi duydukça yoruluyoruz.” l Coş: “Efendim yorulmayacağız. Gerekirse biz de şehit oluruz. Tamam mı?” HAVALİMANI SALDIRISININ PLANLAYICISI ÇATAYEV’İN 130 MİLİTANI VAR Bombadan 10 gün geçti, açıklama yok DUYGU GÜVENÇ Atatürk Havaalanı’na 3 teröristin yaptığı saldırıyla 45 kişi yaşamını yitirirken, 28 Haziran’dan bu yana Tür kiye bombacıları, azmettirenleri ve ne den bu saldırının önlenemediğini öğre nemedi. Bir teröristin kimliği ise hâlâ bi linmiyor. Saldırının planlayıcısı olduğu iddia edilen Ahmet Çatayev’in BM Gü venlik Konseyi kararına göre 130 milita nı var ve Sultanahmet saldırısı sırasında da tutuklandığı iddia edilmişti. Bugüne kadar İçişleri Bakanı kamuo yuna bilgi vermedi; sadece Meclis’i bil gilendirdi, ancak milletvekillerinin so rularını yanıtlamadan ve itirazlara karşılık vermeden Meclis’ten ayrıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım da konuyla ilgili konuşmaktan kaçındı. Haberlere göre iki bombacı Dağıstanlı Vadim Osmanov ve Rus pasaportu taşıyan Rakim Bulgarov; Beton bariyer kuruldu Saldırının ardından Atatürk Havalimanı’nda ek güvenlik önlemleri de alınmaya başladı. Dış ve iç hatlar terminali yollarına paralel olarak beton bloklardan oluşan bariyerler kurulurken, özel güvenlik görevlileri de MP5 tipi oto matik silahlarla devriye gezmeye başladı. İstanbul’un en önemli noktalarından biri olan İstiklal Caddesi’nde de özel harekât polislerini görevlendirirken, polislerin ellerinde otomatik silahlarla devriye yaptıkları görüldü. ancak üçüncüye dair bilgi verilmedi. Brüksel Havaalanı’na yapılan saldı dulmuş. Polis yaralanmış ardından oto man ilerdelidikçe detaylar ortaya çıka rının ardından İçişleri, Adalet bakanla parka inerek kendisini patlatmıştır. Di cak. Doğru, farklı ülke vatandaşı olanlar rı istifalarını sunmuş, kabul edilmemiş ama Ulaştırma Bakanı muhalefet tarafından ortaya çıkarılan belgeler ışığında ğerleri de ters istikametlere koşmuşlar ve birisi polis tarafından vurulmuş, kendisini patlatmış, diğeri de kendisini pat 4var. Bütün ihtimaller değerlendiriliyor. . 4 Temmuz (Binali Yıldırım) İstanbul’daki saldırı yeni bir model. koltuğuna veda etmişti. latmıştır. Şu ana kadar el Hem canlı bomba, hem de fedai saldı 15 açıklama Yanıtlanmayan sorular de ettiğimiz bilgiler ve bulgular DAEŞ terör ör . 2829 Haziran gece (Binali Yıldırım)Terör eyleminin DAEŞ örgütünce gerçekleştiğini işaret etmektedir. n SnınDıradhaaggnöüirnÜvicşeçkeçnüimıklnkikalcıişçğüöiydnsnaelaeeplfdm?taıılrlTaegürra?rinkaıirnyteır’ıylme agüğtiüriSynhgoöüannünleuüçlgçngeeldenarlerdçineitbrakcemhelremeraşakçtikitnıreklbddelaiiirr. 2 3Havaalanında bir gü sına rağmen Türkiye’ye nasıl girdiler? nacaktır. venlik zafiyeti yok. n IŞİD’in İstanbul hücresi ne zamandan . 3 Temmuz . 30 Haziran (Efkan Ala) Bir tak n siyle gelmişler. Bir terö rist, dış hatlara gitmek is terken polis tarafından dur beri biliniyor? Ne yapıldı? Sultahahmet saldırısının azmettiricileri ile havaalanı saldırısı nın emrini verenler aynı isimler mi? (Binali Yıldırım) Saldırıyı yapanlar, onlara aracılık edenler, azmettirenler belirlenmiş durumda. Za rı. Canlı bomba normal şartlarda, elinde Kaleşnikof, el bombası olmasa giremez. Metro, havalimanının önüne özel harekâtçı arkadaşlarımızı koyduk. Allah göstermesin herhangi bir şeyle karşıla 5şıldığında ilk cevabı onlar verecek. . 5 Temmuz (Tayyip Erdoğan) Tutuklamalarla birlikte geleceğe yönelik birçok ipuçları yakalanabilir. Bu ipuçları ile birlikte de bu işin üzerine gidilecektir. Olay tabii ki tamamen DAİŞ çerçevesi içerisinde metotları ile yürüyen bir süreç. Konu sıkı bir takipte. IŞİD’in sevkıyatı da dinlemeye takılmış Diyarbakır’da 5 Haziran günü HDP mitingine düzenlenen bombalı saldırının soruşturma dosyasında, IŞİD mensuplarının SuriyeTürkiye arasında patlayıcı sevkıyatına ilişkin konuşmalar tespit edildi. Bazı konuşmalarda patlayıcı açık şekilde ifade edilirken, bazılarında ise şifre kullanıldığı dikkat çekti. Soruşturma dosyasında, İçişleri Bakanlığı’nca kırmızı listede aranan IŞİD’in sınır emiri “Ebu Bekir” kod adlı İlhami Balı ile çok sayıda örgüt mensubunun telefon konuşması yer aldı. Patlayıcıların, dinlemelerde anlaşılmaması için “ayakkabı”, “zirai ilaç”, “karaltı” diye kodlandığı ortaya çıktı. l DHA Saldırıda tutuklu sayısı 30’a çıktı Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen ve 45 kişinin ölümü ile sonuçlanan terör saldırısına ilişkin gözaltına alınan 11’i yabancı uyruklu 17 kişi, Emniyet işlemlerinin ardından önceki gün öğleden sonra Bakırköy Adalet Sarayı’na çıkarıldılar. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Ahmet Demirhüyük, iki zanlıyı ifadesini aldıktan sonra, 15 zanlıyı ise dosya üzerinden “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan tutuklanmaları talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. Nöbetçi Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliği, 17 kişiyi tutukladı. l İSTANBUL/Cumhuriyet DİHA muhabiri Oruç tutuklandı Batman kent merkezinde içinde bulundukları araç önceki akşam Kıbrıs Caddesi’nde durdurularak gözaltına alınan DİHA Muhabiri Şerife Oruç ile araçta bulunan Emrullah Oruç ve Muzaffer Tunç, savcılık ifadelerinden sonra, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Oruç, gazeteci olduğunu belirtirken, mahkeme heyeti Oruç’u ve yanında bulunan diğer iki kişinin “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi. DİHA, Oruç’un çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti. Şerife Oruç’un tutuklanmasıyla beraber DİHA’nın tutuklu muhabir sayısı 11’e yükseldi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear