24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 30 Haziran 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Önce güvenliği sağlayın sonra turist gelsin20o1l6akcaayıkp Artan terör saldırıları, hem yerli hem yabancı turisti endişelendiriyor. Tur operatörlerine göre turist akışı olması için öncelikle güvenliğin sağlanması gerek Rusya ve İsrail’le ilişkilerde normalleşme yolunda atılan adımlarla umutlanan Türk turizm sektörü, Atatürk Havalimanı’nı hedef alan terör saldırısıyla derinden sarsıldı. Yılbaşından bu yana Türkiye turizminin başkentlerinden İstanbul’da 4. canlı bomba saldırısı yaşandı. Turizm sektörü uzmanlarına göre ise Türkiye’nin imajı düzelmediği sürece turist gelmeyecek. Bu yıl sektör açısından kayıp ama asıl 2017 daha beter geçecek. 2017’ye dönük hiç rezervasyon alınmıyor. Sigorta yok Mayıs ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapılarının başında yüzde 35 ve 870 bin 905 kişi ile İstanbul geliyor. Ancak bu sayı geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında düşüyor. Uçak krizi ve bombalı saldırıların ardından zor günler geçiren turizm sektörü, yeni bir sıkıntıyla daha karşı karşıya kaldı. Bazı ülkelerin, terör gerekçesiyle Türkiye’ye gelecek turiste seyahat sigortası yapmadığı ortaya çıktı. Bazı sigorta şirketlerinin de primleri artırdığı öğrenildi. Bu da turistin tercihini etkiliyor. Sigorta maliyetlerini yüksek tuttukları için Türkiye tercihini olumsuz etkiliyor Rusya Tur Operatörleri Birliği’nden (ATOR) yapılan açıklamada Rusya’dan Türkiye’ye turist akışının yeniden başlatılması için turistlerin güvenliğinin sağlanması gerektiği belirtildi. ATOR’dan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısının etkileriyle, turizm alanındaki ilişkilerin yeniden kurulması olasılığını ilişkilendirmek anlamsız. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan’ın özür mesajının ardından Türkiye’ye tur satışı yasağının kaldırılmasına yönelik bir karar alınsa da, bu karar tur akışının yeniden başlatılması için yeterli olmayabilir, zira turistlerin güvenliğinin sağlanması gerekiyor.” İki kat düştü Açıklamada “Rus turistlerin eksikliği iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin kopmasıyla açıklanıyor. Ancak güvenlik sorunları nedeniyle Alman, İngiliz turist sayısında da neredeyse iki katı düşüş var” ifadeleri yer aldı. Bu arada Rusya Turizmciler Birliği Başkan Yardımcısı Yuriy Barzıkin “Rusya ve Türkiye arasındaki turizm alanındaki ilişkilerin yeniden kurulması, büyük ölçüde Türkiye’de turistlerin güvenliğinin sağlanmasına bağlı. Nitekim Mısır’la ilişkilerimizin Türkiye ile daha iyi olduğunu görüyoruz, ancak hava yolu taşımacılığı hâlâ yeniden başlatılmış değil” dedi. l Ekonomi Servisi Antalya’da 6 milyon kayıp olacak Bu yıl krizin en çok vurduğu kent Antalya’nın yıl sonu kaybı 6 milyon turisti bulabilir. Turizmdatabank’ın Antalya turizmi için yaptığı son tahminlere gö re, turist sayısındaki azalma haziran ayında yüzde 55 dolayında. İlk 6 aylık dönem de Antalya’nın toplam turist kaybının da 2 milyon dolayında olduğu hesaplanıyor. Antalya’nın gelecek 6 aylık kaybı, var olan düşüş trendi ile hesaplandığında toplamda 5,8 ila 6 milyon arasında değişecek. Turist sayısında yüzde 50’den fazla azalma yaşayacak olan Antalya’da turizm gelirleri de ciddi boyutta azalacak. Tahminlere göre, kentin turizm geliri 2016’nın tamamında 4 ila 4.2 milyar dolar aralığında azalacak. Öta yandan Antalya’da işsiz kalan turizm çalışanlarından 60 bin dolayında kişinin 7880 milyon TL’lik bir kazanç kaybı olacak. Bu kaybının, Antalya ekonomisine etkisi de büyük olacak. Özellikle turizm çalışanları hem harcama yapamayacak hem de borçlarını ödeyemeyecek. Rusya ile normalleşme uzun zaman alacak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Rusya ile ilişkilerin normalleşmesinin ihracatımızı olumlu etkileyeceğini ancak ihracatın tekrar eski seviyelerine ulaşmasının gecikmeli olacağını söyledi. Büyükekşi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin’in görüşmesi ile düzelmesi beklenen Rusya ile ilişkileri ile ilgili, “Kriz döneminde Rusya’ya ihracatımızdaki azalma yüzde 57’lere ulaştı” dedi. Rusya’ya gerçekleştirilen ihracat 2013 yılındaki 7 milyar dolardan 2015 yılında 3.6 milyar dolara gerilemişti. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi de hazırgiyim sektör ihracatında 2017’de eski günlere dönülebileceğini belirterek, “Rusya’ya yüzde 50’nin üzerinde düşen ihracatımız yeniden hız kazanmaya başlayacak. 2016’nın son çeyreğinde ise ihracatımız üzerindeki gerçek etkilerini göreceğimize inanıyorum” dedi. Piyasalarda sınırlı düşüş İstanbul Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen saldırı bir süredir devam eden güvenlik endişelerini yeniden artırarak küresel iyimserliğin iç piyasaya yansımasını sınırlandırdı. Dolar/TL Brexit sonrası sert kayıpların ardından ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artışlarının gelecek yıla öteleneceği tahminlerinin kuvvetlenmesiyle 2.90’ın hemen altında işlem görmeyi sürdürdü. TL, dolar karşısında yüzde 0.3 civarı değer kazancı ile yüzde 1’e yakın yükselen bazı gelişen para birimlerinden negatif ayrıştı. Reuters’a konuşan bankacılar bu ayrışmada güvenlik endişelerinin ve ekonomik sorunların etkili olduğunu belirtti. l Ekonomi Servisi Ahmet Erdem Cansen BaşaranSymes Rifat Hisarcıklıoğlu Yağız Eyüboğlu Erdal Bahçıvan İbrahim Çağlar Mithat Yenigün TÜSİAD’dan YASED’e iş dünyasının önde gelen temsilcileri terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin artması talebinde bulunurken tüm yetkililerin üzerlerine düşen görevleri gecikmeden yerine getirmesi çağrısında bulunuldu. İş dünyası terörü lanetledi Naci Ağbal ‘Sorgusuz’ barış yolda Maliye Bakanı Naci Ağ bal, varlık barışı ile yurtdışından getirilecek paralar için vergi incelemesi yapılamayacağını ancak parasını getirene de mutlak bir koruma sağlanmayacağını söyledi. Ağbal, “Gelecek para mevcut incelemeler ve vergi cezaları için koruma kalkanı olmayacak” dedi. Ağbal, “Bu sefer daha basit, sade ve uygulanabilir düzenleme oldu. Varlıklarını getirmek isteyenler açısından daha güvenceli ve teşvik edici oldu” dedi. Uygulama, daha önce alınan yüzde 2’lik verginin alınmaması ve hiçbir denetime tabi tutulmaması nedeniyle kara paranın önünü açacağı yönünde eleştiriliyordu. l Ekonomi Servisi İş dünyası, önceki gün Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen menfur terör saldırısını sert bir dille lanetlerken birlik ve beraberlik mesajı verdi İş dünyası, önceki akşam İstanbul Atatürk Havalimanı’nda meydana gelen ve sivilleri hedef alan terör saldırısını sert bir dille kınadı. Saldırıda yaralananlara acil şifa, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine de başsağlığı dileklerini ileten iş dünyası temsilcileri, terörü de lanetlediklerini bildiren mesajlar yayımladı. TÜSİAD: Saldırı, ülkemizin ve uluslararası toplumun huzurunu, demokratik ve açık toplum düzenini hedef aldı. Terörle mücadelede ve teröre kaynaklık eden sorunların çözümünde bölgesel ve uluslararası çabaların ve işbirliğinin kararlı şekilde artmasını bekliyoruz. TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu: Bu hain saldırı yalnızca ülkemizi değil tüm dünya vatandaşlarını hedef almıştır. Saldırı bize Ulu Önder Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerinin 85 yıl sonra hala haklılığını koruduğunu hatırlatıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Bu saldırılar karşısında millet olarak sağduyumuzu korumak zorundayız. Birlik ve beraberliğimizi hedef alan bu saldırılar, asla amacına ulaşamayacak. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Terör saldırısı, insanlık değerlerine, barışa ve huzura yapıldığı kadar; İstanbulumuzun kimliğine de yapılmış bir saldırıdır. Birlik, beraberlik ve dayanışmaya bu acılı günlerde daha fazla önem vermeliyiz. Sabancı Holding: Terörü kınıyor; hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına sabır; yaralılara da acil şifa diliyoruz. İTO Başkanı İbrahim Çağlar: Yetmiş iki milletten yolcunun hep birlikte bulunduğu termi nalde gerçekleştirilen patlamaların hedefi tüm insanlık. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi: Bu saldırının hedefi Toplantılar iptal edildi nin tüm dünya vatandaşları ol Ülkeyi yasa boğan terör duğu ve seyahat özgürlüğü gi saldırısı nedeniyle dün ve bi en temel haklarını kullanan bugünkü basın toplantıları masumlar olduğu unutulma da iptal edildi. Dün malı. Yaraların sarılarak haya gerçekleşmesi planlanan tın normale dönmesi için her türlü yardıma hazır olduğumuzu bildiririz. YASED Başkanı Ahmet Erdem: Küresel bir tehdit olan terör ile mücadelenin uluslararası dayanışma içinde ve kararlılıkla sürdürülmesi gerekiyor. Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün: Huzur ve barış ortamını yeniden sağlamak üzere tüm yetkili ve ilgililerin birlik ve beraberlik içinde üzerlerine düşen görevleri gecikmeden TÜRSAB ile Bayındır Sağlık Grubu’nun işbirliği toplantısı ve Boyner Büyük Mağazacılık’ın basın toplantısı ileri bir tarihe ertelendi. Sabancı Holding’in dün akşam düzenlemesi beklenen iftar yemeği ise iptal edildi. Bugün yapılacağı önceden duyurulan KPMG’nin “Bir Suiistimalcinin Profili” araştırmasının tanıtımı, Kadir Has Üniversitesi Aktif Öğrenim Merkezi açılışı ve İstanbul Shopping Fest açılışı da iptal edilen yerine getirmelerini bekli toplantılar arasında yer aldı. yoruz. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Brexit... Belki, şimdilik ‘merkeln’ Arzuları gerçeklikle karıştırmak sık rastlanan bir zaaftır. Referandumdan Brexit çıkınca arzular hemen kanaatlere dönüşerek havada uçuşmaya başladı. Ben biraz “düşünce” önerdiğim yazımı şöyle bitirmiştim: “Egemen sermayenin, ekonomik demografik açıdan ağırlığı hızla gerileyen bir kesimin taleplerine, ‘ülkesinin’ geleceğini teslim etmemek için yapacağı manevraları izlemek de çok ilginç olacak.” Bu manevraları medyadaki yorumlarda, “Brexit” liderlerinin kıvırtma, “merkeln” (yeni bir Almanca sözcük: savsaklama) çabalarında izleyebiliyoruz. Biraz daha ‘düşünce’ Referandum her zaman bir anormallik yaratır. Referandum salt çoğunluğa dayanarak, toplumun geri kalanını yok sayan bir “çoğunlukçuluğu” egemen kılar, toplumun korkularını, huzursuzluklarını, “demokrasi”, “millet konuştu” kılıfına sararak manipüle etmeye olanak verir. Brexit referandumu, kapitalistemperyalist bir ülkede, dünyanın mali merkezinde, Batı hegemonyasının, küreselleşme (serbest piyasa) ve Avrupa Birliği projelerinin kesiştiği yerde gerçekleşti. Şimdi genel “kanı”, Brexit’in bu projeleri yıkacağı doğrultusunda. Bu kanı haklı olabilir mi? Bir tarafta egemen sermayenin tüm olanakları, diğer taraftan bir referandum “anormalliği”. Brexit’in liderliği sol bir hareketin elinde olsaydı, bu hareket sermayenin karşıt basıncına direnir, buradan sert sınıf savaşları gelişebilirdi. Halbuki Brexit’in liderliği bir fon yöneticisinin dediği gibi “kendi çıkarları için yoksul beyaz insanları manipüle eden bir avuç zengin beyazın” elinde. Bunların egemen sermayenin karşı yönde basıncına direnme olasılığı var mı? Pişmanlık havaları Medya halkın arasında dolaşarak, “kovun artık bu göçmenleri” diyen beyaz işçi sınıfının, esnafın, “çok iyi düşünmemişim galiba” diyenlerin, “her şey eskisi gibi olacak” diyen tatlı ihtiyar teyzelerin görüntülerini, “Tabii ki İskoçya şimdi ayrılmayı isteyecektir”, “Brexit Birleşik Krallığı dağıtacak”, “Kuzey İrlanda barışı riske girebilir”, “Irkçılık hemen hortladı”, “Brexit ülkeyi yönetimsiz bıraktı”, kanaatlerini aktarmaya başladı... “İskoçya referandumu yapılırken ayrılma tarafı kapsamlı bir dokümanla, ayrılınca ne yapacaklarını ayrıntılı biçimde seçmene anlatmıştı. Brexit için bırakın benzer bir dokümanı, seçmene, geleceğe ilişkin herhangi bir somut plan dahi anlatılmadı...” Diğer bir deyişle “sorumsuz maceracı siyasetçilerin liderliğinde” yapıldı... Londra Belediye Başkanı’yken halka verdiği sözlerden dönmesiyle meşhur Boris, pazartesi günü Daily Telegraph’ta yayımlanan yorumunda, “Esas sorun göçmenler değil kontrol, liderlere bir ders vermekti... Tek pazardan çıkmayacağız... Her zaman Avrupa’nın parçasıyız... Bir anda olmayacak, uzun, yavaş bir süreç...” gibi her türlü yoruma, manevraya açık bir konuma yerleşmeye çalışıyordu. Pazar gecesi Tony Blair BBC’ye, salı günü de Financial Times’dan Rachman, İrlanda ve Hollanda örneklerini vererek “İkinci bir referandum olabilir” diyorlardı. Genish, Boris’in Telegraph’taki yorumunu “yumurtayı kırmadan omlet yaparım” iddiasına benzetiyordu. The Independent’den Grice, Boris’in şubat ayında, “AB ‘biz gidiyoruz’ oylarını görmeden taviz vermez” sözlerini anımsatarak, yeni bir referandum ya da “erken seçimlerde” referanduma karşı bir hükümet olasılığına değiniyordu. Referandum sonuçlarının bağlayıcı olmadığını gösteren, Yunanistan gibi örnekler de vardı (Foreign Policy) Bu sırada S&P ve Fitch İngiltere’nin kredi notunu düşürüyor, ekonomi yorumcuları borsalar çöküyor, kontratlar, siparişler iptal ediliyor, The Economist de “kaos olacak dediler, oluyor” diyor... İlginç manevralar... İzlemeye devam. KISA... KISA... l Ankara’da hizmet veren Özel Akay Hastanesi, Lokman Hekim Sağlık Grubu tarafından satın alındı. Lokman Hekim’den yapılan açıklamada, Özel Akay Hastanesi’nin satın alınmasına, Özel Damla Sağlık Hizmetleri A.Ş’ye ait olan hastane binasının 15 yıllığına kiralanmasına, binanın satılması halinde ön alım hakkının Lokman Hekim’e verilmesine karar verildiği ifade edildi. Açıklamada, şirketin toplam yatak sayısının yüzde 23 artırılarak 509’dan 630’a çıkarılacağı belirtildi. l Emlak Konut GYO ve Galatasaray Spor Kulübü Derneği İstanbul’daki iki arsa üzerinde birlikte proje geliştirmek amacıyla protokol imzalarken; haberin ardından Galatasaray Sportif hisseleri tavan yaptı. Şirket hisseleri 23.92 TL’ye kadar çıktı. Galatasaray Spor Kulübü Derneği, Galatasaray Sportif’te yüzde 68.75 pay ile ana hissedar konumunda bulunuyor. Mali yapısındaki bozukluk nedeniyle UEFA turnuvalarından bir yıl men cezası alan Galatasaray, gelir getirici projeler üzerinde çalışıyordu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear