24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 24 Haziran 2016 10 haber EDİTÖR: serkan ozan TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Cinayeti aydınlatın Türkiye’yi görmeyen devekuşu Avrupa’sı Viyana Türkiye’nin üç değerli insanı, üç basın özgürlüğü savunucusu, Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Aziz Nesin ve Erol Önderoğlu’nun Erdoğan rejimi tarafından hapse atıldığı pazartesi günü Viyana’da Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın düzenlediği “Temel Haklar Forumu” başlıyordu... Dün sona eren forumun birinci amacı, temel hak ve özgürlükler ve tabii ki demokrasiyle tarif edilen ortak Avrupa değerlerinin, mülteciler krizi, İslamcı radikallerin terörü ve aşırı sağın tehdidi altında erozyona uğramaktan nasıl kurtarılacağını tartışmak ve bu konuda çözüm önerileri sunmaktı. 2007’de kurulan AB Temel Haklar Ajansı’nın misyonları arasında, Birlik’e aday ya da potansiyel aday ülkelerdeki temel hakların durumunu izlemek, raporlamak ve bu ülkelere uzmanlık düzeyinde yardımcı olmak da vardı... Dolayısıyla Türkiye’deki rejimin hak ve özgürlükleri birbiri ardına ve görülmemiş bir hızla yok etmesi, ajansın doğal ilgi alanına girer diye varsayımda bulunmak gerekiyor. Hal böyle iken Avrupa’nın dört bir tarafından gelerek “Temel Haklar Forumu”na katılan 700’den fazla siyasetçi, gazeteci, kanaat önderi, hak savunucusu, sivil toplum üyesi, bürokrat ve iş dünyası mensubu arasındaki tek Türk bendim. Forumdaki mevcudiyetimi de Temel Haklar Ajansı’nın kendi tercihine değil, organizasyonun ortak kuruluşları arasında yer alan Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) üyesi olmama borçluydum. Temel Haklar Forumu’nda Avrupa’nın temel değerlerinin mülteciler krizi ve radikal İslamcı teröre karşı nasıl savunulacağını Türkiye’yi görmeden ya da sadece bir Türk’ün katılımıyla tartışmak, hangi yetersiz aklın, ne tür bir zaafın ve vizyon kıtlığının sonucu olabilirdi acaba? Resmi statüsü “AB üyeliğine aday ülke” olsa da Türkiye’nin bu haliyle AB’ye asla giremeyeceğini veya AB’nin tarihsel bir kriz yaşadığı sırada bu Türkiye’yi içine alamayacağını tespit etmiş olmak da organizatörlerin körlüğünü açıklamaya yetmiyor. Türkiye’nin insanlarını ve AB’yi ortak çözümler üretmek için bir araya gelmeye mahkum eden şu gerçeği görmeleri gerekliydi: Bugün mülteciler krizi ve radikal İslamcı terörün aşırı sağın güçlenmesine de neden olarak Avrupa’nın temel değerlerini ve demokrasilerini tehdit eder noktaya gelmesinin baş ve güncel nedeni AKP’nin Suriye politikasıdır. Şam’daki rejimi devirmek için Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin yıllardır izleye geldiği politika, uluslararası cihatçılar tehdidini ortaya çıkaran birinci faktördür. Esad’ı devirmek için silahlandırılıp teşkilatlandırılan İslamcı muhaliflerle rejim güçleri arasındaki savaşın uzayıp gitmesi sonucunda yıkım ve sivil ölümleri arttıkça, Suriyeli mültecilerin sayısı da milyonlarla ifade edilir olmuştur. Bu, Türkiye ve AB’nin ortak krizidir. Krizin bir ucunda, Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Aziz Nesin ve Erol Önderoğlu’nun, Özgür Gündem gazetesinde birer günlük sembolik yayın yönetmenliği yaptılar diye teröre destek suçlamasıyla hapse atılmaları vardır... Diğer ucunda da komşu ülkedeki rejimi çökertmek için cihatçı terörüne ve mülteciler krizine neden olan gayri meşru politikalar. Bu ikisi, bir ve aynı politikanın birbirine uzak gibi görünen tezahürleridir. IPI’nın tutuklamaları kınamak için yayımladığı bildiride altını çizdiği gibi, başta AB olmak üzere Türkiye’nin Batılı ortaklarının “Türk hükümetinin insan hakları ihlallerini görmezden gelmesi uzun vadede ne barış ne de güvenlik sağlayacaktır”. Avrupa’nın krizine neden olan önemli zaaf, kıtadaki liderlik açığıdır. Avrupa, Mitterrand’dan bu yana lider çıkaramadı ve büyük liderlerin vücuda getirdiği Avrupa Birliği de uzunca bir süredir bürokratlara ve çapsız siyasetçilere emanet edilmiş durumda. Viyana’daki “temel haklar forumu”nu düzenleyenler de meselelere, hâkim bürokratik zihniyetin AB’nin resmi sınırlarıyla kısıtlı dar çerçevesinden bakıyorlardı. Bu nedenle Avrupa Birliği’nin mülteciler ve terörizm tehdidini Türkiye’yi dışarıda bırakarak tartışamayacağını kavrayamadılar. Devekuşu Avrupa’sı Erdoğan’ın günü kurtarmasına şimdilik yardımcı oluyor. Dink davasında 1 tahliye Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde “Kamu görevlilerinin ihmaline” ilişkin ana davayla birleşen 35 sanıklı davada tutuklu polis Ercan Demir savunma yaptı. Demir, Erhan Tuncel’i kastederek, “Bir kişinin yorumu üzerinden tutukluyum. Dayanak alınan ifadenin sahibi de bu dosyada benim gibi şüpheli” dedi. Duruşma salonunda Tuncel ile Demir arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme heyeti, Demir’in suç vasfının değişme ihtimali, tutuklu kaldığı süre ile adli kontrol uygulamasının yeterli olduğu belirtilerek tahliyesine karar verdi. Davada tutuklu sayısı 2’ye düştü. l CANAN COŞKUN / İSTANBUL Tunceli’de JİTEM’e çalışan Mahmut Yıldırım tarafından öldürüldüğü belirtilen Ayten Öztürk’ün ailesine tazminat ödenmesine hükmeden Anayasa Mahkemesi, JİTEM’in araştırılmasını istedi Anayasa Mahkemesi, Tunceli’de 1992 yılında evinin önünden “Beyaz Toros”a bindirilerek ka çırılan ve o dönem JİTEM’e bağlı çalışan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafın dan işkence yapılarak öl dürüldüğü belirtilen Ay ten Öztürk olayında etki li soruşturma yapılmadı ğı gerekçesiyle hak ihla li kararı verdi. Öztürk’ün ALİCAN ULUDAĞ anne ve babasına 50’şer bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmeden yüksek mahkeme, savcılı ğa gönderdiği kararda JİTEM gibi grup ların zorla kaybettirme, işkence ve ka nundışı öldürmeye dahil olup olmadık larının araştırılmasını istedi. Ayten Öztürk cinayetinin üzerinden 24 yıl geçmesine karşın soruşturmayı yürüten Tunceli ve Elazığ savcılıkları fa illerin üzerine gidemedi. Bu süreçte Öz türk ailesi, Anayasa Mahkemesi’ne baş vurdu. Anayasa Mahkemesi, dün açıkla dığı kararla ailenin başvurusunu kabul etti. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar veren mahkeme, kararın bir örneğinin ihlalin giderilmesi için Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine hükmetti. Ayrıca Baba Hıdır ve Anne Dilif Öztürk’e 50’şer bin TL tazminat ödenmesine karar verildi. Kararın gerekçesinde soruşturmada ki eksiklikleri sıralayan yüksek mah keme, “(JİTEM) Bu tür grupların varlı ğının, ileri sürüldüğü gibi zorla kaybet tirme, işkence ve kanun dışı öldürmeye dahil olup olmadıklarının ve olmuşlarsa derecesinin araştırılması yönünde soruş turma makamlarınca herhangi bir adım atıldığına dair bir delilin mevcut olma ması, soruşturmanın etkililiğini zayıfla tan en önemli unsur olmuştur” dedi. Gözaltı belgesi anahtar Soruşturmada tanık olarak dinlenen ve olay tarihinde Jandarma İstihbarat Astsubayı olarak görev yapan H.O’nun “Ayten Öztürk’ün kaybolmasına ilişkin kayıtların Mazgirt İlçe Jandarma Komutanlığı’nda tutulduğu” şeklin MAHMUT BEY’İN YANINA GÖTÜRÜN Fabrika işçisi 32 yaşındaki Ayten Öztürk’ü ölüme götüren süreç, Mayıs 1992’de Tunceli Jandarma Alay Komutanı Albay Mustafa Sabri Yazganarıkan’ın odasında yapılan bir görüşmeyle başladı. Alay Komutanı, görüşmeye gelen Baba Hıdır Öztürk’e “Senin kızlarından birisi dağa çıkmak istiyor” dedi. Hıdır Öztürk, “Böyle bir şey yok” diye karşı çıkınca Alay Komutanı “O zaman çocuklarını getir göreyim” yanıtını verdi. Baba Öztürk, bir süre sonra üç kızıyla beraber yeniden Alay Komutanı’nın odasına geldi. Burada kızlara “nasihatlerde” bulunan Albay, yanındaki askere “Bunları Mahmut Bey’e götürün” dedi. Alt kata indirilen Ayten Öztürk dahil üç kıza, “zayıf ve sakallı olan Mahmut Bey” tarafından çeşitli sorular soruldu, adres ve kimlik tespiti yapıldı. Öztürk ailesi, daha sonra komutanlıktan ayrıldı. Ayten Öztürk, 27 Temmuz 1992’de saat 17.30 sıralarında çalıştığı fabrikadan çıkarak evine gitmek üzereyken beyaz bir Renault otomobilde bulunan 4 kişi tarafından “alındı”. Ayten Öztürk’ün cesedi, 10 Ağustos Mahmut Yıldırım 1992’de Elazığ Asri Mezarlığı’na yakın bir yerde toprağa gömülü halde bulundu. Cesedi parçalanmış, burnu kopuk, gözleri oyulmuş, kulakları kesilmiş bir kadın karşılarında duruyordu. Uzun uğraşlardan sonra Ayten Öztürk teşhis edildi. Gazetede görünce Baba Hıdır Öztürk, 2006’da gazeteler de Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım olarak fotoğrafı gördüğü kişi bir anda tanıdı. Bu kişi, Alay Komutanı’nın “Mahmut Bey” de diği zayıf ve sakallı olan kişiden başka sı değildi. Çeşitli tanıkların ifadeleri Baba Öztürk’ü doğruluyordu. JİTEM adına bir dönem çalışan PKK iti rafçısı Abdülkadir Aygan, yaptığı bir açık lamada “JİTEM’in Diyarbakır binalarında Ayten’i tutulduğu hücrede gördüm. Yeşil ve ekibi tarafından gö türüldü. İşkenceyle sorgu landı ve öldürüldü” dedi. Soner Yalçın’ın “Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in İtirafları” kitabında Ay ten Öztürk’ü JİTEM üye lerinden Mahmut Yıldı rım ve ekibi tarafın dan öldürüldü ğü anlatıldı. Hıdır Öztürk, 13 Ara lık 2011’de TBMM İnsan Hakla rı Komisyonu’na verdiği ifadede de bu şüpheleri ni anlattı. Ayten Öztürk de ifadesinde geçen kayıtların araştırılmadığına çekilen kararda, “Adı geçen tanığın ifadesinde beyan ettiği gibi Ayten Öztürk’ün gözaltında tutulduğu, varlığı iddia edilen bir belgeyle ortaya çıkarılabilirse, bu belgenin, sonrasında gerçekleşen ölüm olayının sorumlularının tespit edilmesinde anahtar bir rol oynayacağında tereddüt bulunmamaktadır” denildi. Sürüncemede bırakıldı Baba Hıdır Öztürk ve kızlarının çağrıldığı görüşmede Mahmut Yıldırım’ın da olduğu iddiasına ilişkin Alay Komutanlığı’nda görev yapan ve bu konuda bilgisi olabilecek personelin dinlenmesi gerektiğine işaret eden yüksek mahkeme, buna karşılık soruşturmanın çok uzun bir süre sonuca götürecek hiçbir işlem yürütülmeksizin sürüncemede bırakıldığı vurguladı. Kararda, “Bu nedenle etkili yürütülmediği için herhangi bir ilerleme kaydedilmeyen bu soruşturmaya mevcut haliyle devam edilmesi durumunda soruşturmada etkili olmak adına en ufak gerçekçi bir şansın bulunduğu söylenmeyecektir” denildi. l ANKARA Mardin’de bomba yüklü araçla saldırıda 1 sivil öldü, 2 asker yaralandı Tatvan’da 1 asker şehit Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir menfeze yerleştirilen yaklaşık 1 tonluk patlayıcı alınan güvenlik önlemlerinin ardından kontrollü şekilde imha edildi. Patlayıcı imhası sırasında yaklaşık 5 metre çapında 3 metre derinliğindeki çukur oluştu. Patlayıcının imha edildiği bölgede yol güvenliği alan jandarma ekiplerine, PKK’liler tarafından ateş açıldı. İlk ateşte bir uzman çavuş şehit oldu. Güvenlik güçlerinin karşı ateşi üzerine dağlık alana kaçan PKK’lilerin yakalanması için operasyon başlatıldı. TIR sürücüsü kurtarılamadı Mardin’in Ömerli ilçesinde dün akşam saat 20.15’te PKK tarafından İlçe Jandarma Komutanlığı’na bomba yüklü araçla saldırı düzenledi. Patlamada olay yerinden geçen bir TIR sürücüsü öldü, 2 asker de hafif ya ralandı. Durumu ağır olan TIR sürücüsü kaldırıldığı Ömerli Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine 12 kilometre uzaklıktaki Kaymakamlık Çeşmesi mevkiinde devriye görevi yapan askeri zırhlı araca, dün saat 11.30 sıralarında PKK’liler tarafından roketatarlı saldırı yapıldı. Çıkan çatışma sonrası PKK’liler dağlık alana kaçtı. l DHA IŞİD AİTİLİREADEZN davasında IŞİD’den ceza yok KEMAL GÖKTAŞ Niğde’de bir asker, bir polis ve bir sivil vatandaşı öldürdükleri iddiasıyla yargılanan sanıkların davasında sanıklara “öldürme, silahlı gasp, tehlikeli madde bulundurma, anayasal düzeni zorla ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından toplam 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve çeşitli sürelerde hapis cezaları verilmişti. Ancak mahkemenin daha önce iddianame ve tutuklama kararında belirtilmesine rağmen sanıklara IŞİD üyesi olmak suçundan ceza vermediği ortaya çıktı. Olayda IŞİD üyesi olduğu iddia edilen sanıklar tarafından öldürülen kamyon şoförü Turan Yaşar’ın ailesi adına avukat Ali Çil tarafından Yargıtay’a bir temyiz dilekçesi verildi. Dilekçede, iddianamede Çendrim Ramadani, Benyamin Xu ve Muhammed Zakiri’nin IŞİD silahlı terör örgütü üyesi olduklarının tespit edildiği ve suçlardan tutuklanmalarının talep edildiği anımsatıldı. Temyiz dilekçesinde bu sanıkların Ankara 9. Sulh Ceza Hâkimliği’nce yaptıkları diğer eylemlerden ve IŞİD üyesi olduklarından dolayı tutuklandıkları belirtilerek Niğde Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamanın sonunda ise savcılığın esas hakkındaki görüşünde 3 sanığa IŞİD’e üye olmak suçuna uygun Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinden ceza verilmesinin istenmediği anlatıldı. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşmada mütalaada talep edilmemiş olmamasına rağmen 3 sanığa IŞİD üyesi olmaktan TCK’nin 314. maddesinden ceza verilmesini talep ettikleri vurgulandı. Ağır Ceza Mahkemesi’nin çeşitli suçlardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uyarınca cezalandırılmalarına rağmen IŞİD üyeliğinden ceza verilmediği kaydedilen dilekçede, yerel mahkeme kararının bozulması istendi. l ANKARA Adli kontrol şartı da kalktı Ne olur beni bırakma... Şırnak’ta PKK’liler tarafından düzenlenen saldırıda şehit olan 24 yaşındaki uzman çavuş Ömer Harun Demir için memleketi Gaziantep’te cenaze töreni düzenlendi. Şehidin kardeşi Alican Demir, ağabeyinin askeri kamuflajı ile törene katılırken güçlükle ayakta durabildi ve cenaze namazı öncesi fenalık geçirdi. Şehidin eşi Yüksel Demir, gözyaşları içinde eşini son yolculuğuna uğurlarken sinir krizi geçirdi. Tabuta sarılarak gözyaşı döken Demir, “Ne olur beni bırakma. Ben sensiz ne yaparım? Ben seni çok özledim” dedi. Şehidin 1 yaşındaki kızı Nesrin de çevresindeki ağlayanlardan etkilenerek ağladı. Şehit uzman çavuş yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından Asri Mezarlık’taki şehitlikte gözyaşlarıyla toprağa verildi. l GAZİANTEP / DHA Ömer Harun Demir DBP’Lİ BELEDİYELERDEN KAYYIM HAZIRLIĞINA TEPKİ: Halkın iradesi ne olacak? Hükümet tarafından DBP’li belediyelere kayyım atanması ile ilgili gündeme getirilen tartışmalar sürerken, DBP’li 3 büyükşehir belediyesinden biri olan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, mülkiye müfettişlerinin belediyeden ayrılmadığını söyledi. Türk, “Mevcut hukuk içinde belediyelere kayyum atamaları mümkün değil. Belediye meclislerinin feshedilmesi gerekir. Halkın iradesi ile seçilmiş meclisleri nasıl feshedecekler? Halkın iradesi ile seçilenlerin devre dışı bı rakılması hukukun tamamen devre dışı bırakılması anlamına gelir” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde son 10 ayda Başbakanlık’tan özel yetkili ve mali denetim de yapan yaklaşık 20 mülkiye müfettişinin denetleme yaptığı belirtildi. Geriye dönük 10 yıllık hesapların incelendiğini kaydeden belediye yetkilileri cadde, meydan ve parklara verilen isimler, kurumlara tahsis edilen yerler, kullanılan akaryakıt miktarı ve eşbaşkanlık yönetmeliğinin de müfettişlerce incelendiğini söyledi. Büyükşehir Belediye Baş kanı Gültan Kışanak “Müfettişler tek tek park bahçe işçilerine, temizlik işçilerine, yol yapım çalışmalarında çalışan işçilere sahada kimlik kontrolü yaptılar” dedi. Karayılan: Hedef alırız DBP’li belediyelere kayyım atanması için yasal zemin hazırlanmasıyla ilgili konuşan KCK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan ise “Belediyelere el koyarlar ve yerine kimi belediye başkanı yaparlarsa onu hedef alırız” dedi. l Yurt Haberleri Suruç’ta 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan IŞİD saldırısından sonra örgütün Türkiye yapılanmasına yönelik operasyonlar kapsamında açılan davada bir önceki celse tahliye edilen tüm sanıkların adli kontrol uygulaması da kaldırıldı. İddianamede, Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un da aralarında bulunduğu 67 kişi Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere beş ayrı eylemden sorumlu tutulurken örgüt lideri olarak belirtilen İlyas Aydın’ın “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan 15 yıla kadar hapsi istenmişti. l İSTANBUL IŞİD operasyonu: 8 militan öldürüldü Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye yönelik atış yapma hazırlığında olduğu tespit edilen IŞİD’e ait mevzii ve silahlardan oluşan hedefler, Fırtına obüsü ve çok namlulu roketatar bataryası atışları ve koalisyon uçakları tarafından yapılan hava operasyonu sonucunda imha edildi. İlk tespitlere göre 8 IŞİD militanı öldürüldü, bir savunma mevzii imha edildi. l DHA Hakkâri Derecik’te havanlı saldırı Hakkâri Şemdinli’de Kuzey Irak sınırındaki Derecik beldesinde bulunan 34. Hudut Bölüğü’ne, Balkaya Dağları bölgesindeki PKK’liler tarafından havanlı saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen ve yaralanan olmazken, saldırının yapıldığı bölgeye yoğun top atışı yapıldı. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear