26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 20 Haziran 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY haber 5 Cumhuriyet; bildiri yayımlayan liselilerle, mezunlarla ve öğretmenlerle görüştü Siyaseti büyüyünce PINAR ÖĞÜNÇ “Şu anda yol ayrımındayız” diyor bir lise öğrencisi, “Ya ifşa edilen baskı böyle açık açık devam edecek ya da bir şeyler değişecek.” İki haftadır liselerden esen bu rüzgâr nereye dönecek? Bildiri yayımlayan liselilere, o okulların mezunlarına, bu proje okullarda görev yapan öğretmenlere sorduk. İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri 4 Haziran’daki mezuniyet törenine giderken, müdürleri Hikmet Konar’a yönelik tepkilerini dile getireceklerini biliyordu lakin yönteme karar verememişlerdi. Sevdikleri bir hocanın “sürgün edilmesi”, “okulla özdeşleşmiş etkinliklerin yokuşa sürülmesi” “Birikmişlik vardı” diyorlar. O gün kürsüye sırtlarını dönmelerinin, 80’den fazla lisenin kendi yönetimlerine dair şikâyetlerini dile getirecekleri bildirilere yol açmasına onlar da şaşırdı. Ama zaten toplumsal hareketler böyle kimsenin ummadığı bir çatlaktan yolunu bulur, sızar, sonra kendi dere yatağını açar. İçlerine ateş düştü Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bu eylemi “geleneğimize ve değerlerimize” uygun bulmadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “birilerinin liseleri kaşıdığını” söyledi. Görüştüğümüz bir lise öğrencisi özetliyor: “Bizi o kadar birey olarak görmüyorlar ki, bunun bile arkasında başkasını arıyorlar”. AKP’siz bir Türkiye’yi bilmiyorlar ama “Biz hem Türkiye’de, hem dünyada birçok değişime tanık olmuş bir kuşağız. Kişiliklerimizin şekillendiği yaşta biz siyahın, beyazın yanında grileri gördük, hakkımız olan özgürlükleri de biliyoruz ve bunu istiyoruz sadece” diyorlar. Karma eğitimi bitiren karara isyan eden Beyoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri sorularımıza verdikleri kolektif yanıtta da aynı noktaya itiraz ediyor: “Biz dikkat çekmeye, haksızlıkların önüne geçmeye çalışıyoruz. Kullanıldığımız söyleniyorsa dikkat dağıtılmak isteniyordur. Bizden itaat eden, sorgulamayan bir nesil yaratmaya çalışıyorlar. Bizler de birer bireyiz, hepimizin fikirleri var, bunun farkında olunmasını istiyoruz.” Bu okullardan birinde görev yapan bir öğretmen biraz yakından bakan için bu isyanın malum olduğunu söylüyor: “Kutlu Doğum haftaları, birtakım sempozyumlar dayatılıyor, bu okulların geleneğinde öğrencilerin özgürce düzenlediği etkinlikler kısıtlanıyor. Gençlerin canına tak etti artık. Araya yaz girecek ama içlerine de bir ateş düştü, görüyorum.” Oyuncağa bile izin yok Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’nden bu yıl mezun olan A, okulda Liseli Genç Umut dergisi de satan politik bir genç. Müdürlerinin değişmesiyle onların oyuncak toplama kampanyasına bile izin verilmezken kimi dini vakıfların açtığı standlardan, okulda ne veli, ne idareci olan ama öğrencilere de söz söyleyebilen birtakım şahıslardan, konferansa gelecek “muhalif” isimlerin reddedildiğinden söz ediyor. Okulun tiyatro grubunun günleri kısıtlanmış, okul orkestrası özel bir çabayla devam ettirilmemiş. “Eski müdürümüzle aynı politik görüşte değildim, ilerici bir kişi değildi ama ben onun politik görüşünü de bilmezdim. Temel sorun bu, biz neden yeni müdürlerimizin siyasi görüşünü bilmek ve ona göre eğitim almak zorundayız? Bize küçüksün büyüyünce siyaset yaparsın diyorlar, nedenmiş? Dertlerimizi anlatıyoruz işte, liselerdeki bu saldırıya kim karşı duracak peki?” Büfeye bile kamera A, müdürlerinin okulun yakınında bir büfeye dahi kamera takmakla tehdit ettiğini, tebdili kıyafetle çevreyi gezdiğini söylüyor. Sadece öğrencilerden müteşekkil Okul Meclisi’ne bile katılıyormuş. İstanbul Kadıköy Lisesi’nden B de, müdürlerinin disiplin soruşturmasında muhbirlik karşılığı yaptığının göz ardı edebileceğinin söylediği öğrenciler olduğunu anlatıyor. Yapıp ettiklerinden kılık kıyafetlerine açıkça müsamaha gösterilen, “Irkçıyız ne var” düzeyinde milliyetçi gruplardan da yakınıyor. “Tek derdimiz gericilik değil, piyasalaşma da var. 4+4+4 öncesi de sorunlar çoktu. Temel liselerle, merdivenaltı dersanelerle artık iyice sınav odaklı bir anlayış dayatılıyor.” SÖZ GENÇLERDE: yap diyorlarBİZLER BİREYİZ, FİKRİMİZ VAR, FARKINA nedenmiş?VARIN Pınar Öğünç öğrencileri, mezunları ve öğretmenleri dinledi. ‘İLK KEZ BU KADAR CİDDİYE ALINIYORUZ’ Liselilere destek bildirileri de geldi. Mesela Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencilerinin velileri “Çocuklarımızın yolundayız” diyordu. Keza birçok okulun mezunları da destek mesajları yayımladı. Fakat Samsun Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi mezunlarınınki biraz ayrı. Dini vakıflar için “mahalle baskısıyla” bağış toplandığı, kamera ve güvenlik sistemi adı altında okulun hapishaneye çevrildiği ifade edilen bildirinin ardından hafta başı eski mezunların okul bahçesine girmeleriyle idare Terörle Mücadele ekiplerini çağırmıştı. Görüştüğümüz eski bir mezun şu anda da okulla bağı bulunan dört öğrencinin okuldan uzaklaştırılma yollarının arandığını söylüyor. İsmini vermeyen eski mezun, “Okulumuzun mezunları yerel eşraftır, şehrimizin avukatı, doktoru, profesörüdür. Samsun’da bu iş büyür. Mezunlar ellerinden geleni yapacak, o öğrencileri sahipsiz bırakmayacak” diye konuşuyor. Korku yeni bir Gezi İstanbul Erkek Lisesi’nden bir yeni mezun “Belki de bizim yaş grubumuz ilk kez bu kadar dikkate alınıyor” diyor. “Yaptıklarımızın sağa, sola çekilmesini is temiyoruz, okulumuzun ruhuna, özgürlüğümüze sahip çıkmaktır bizim için esas olan.” Hükümetin korkusu buradan yeni bir Gezi çıkması. Öğrenciler gerçekçi bir biçimde tatilin ortak hareketi zayıflatacağını düşünüyor. Mezunların önünde liselerin az irisi olan üniversitelerine dair benzer dertler belirecek, ama derste kayıt alıp hocasını ihbar edenlerden olmayacaklar belli ki. Hâlâ lisede okuyanların bu itirazı ne kadar sürdüreceği önemli. Özgüven Bildirilerden önce bu proje okullardan İstanbul’da bir grup öğrenci bir araya gelip İzah isimli bir dergi çıkardı. Sadece “editörden” bölümünde okullarındaki sıkıntılara değinip Aydınlanmacı Liseliler Birliği olarak “güzelliklerini paylaşmaya” karar verdiklerinden söz ediyorlar. Bir kültürsanat dergisi bu; şiirler, film eleştirileri, öyküler... Dergi alelacele incelenmiş lakin soruşturma açabilmekte de zorlanıyorlardır. Liselilerden korkanların polisiye yöntemlerle bastırabilecekleri eylemlerinden çok bundan korkmaları gerekiyor belki de. Hayatla kurdukları bu ilişkiden, özgüvenlerinden, güzelliklerinden... HYGAAEKLTEİIPNCLAEİLNKESİRMİZALİMKTEN Tekil lise bildirileri dışında, Türkiye Gençlik Birliği’ne bağlı Türkiye Liseliler Birliği’nin yayınladığı metin de 377 liseden imzaya ulaştı. Birliğin başkanı Bora Çelik, 365’inin zaten örgütlendikleri liseler olduğunu söylüyor. Listede iki de imam hatip lisesi var; biri daha imza vermek için görüşüyormuş. Çelik buna şaşıranlara “İmam hatip liselerinde de iktidarın kendi neslini yetiştirmesine itiraz edenler var. Çok sayıda imam hatip açılması ayrıca bu öğrencilerde iş bulamama kaygısı ve geleceksizlik hissi doğuruyor” diyor. Görüştüğümüz kimi lise öğrencileri, yayınladıkları kendi bildirileriyle TLB’ninkini ayrı tutmak istiyor; politik olarak fazla “keskin” bulan var. Çelik bunu normal karşılıyor, tüm bildirileri selamladıklarını söylüyor. O gelecekten umutlu. DMKAEÜFPDTLÜEI RRFİLÜŞENLREİKMAERA Bildirilerde en sık vurgulanan başlıklar bilimsel eğitimin ikinci plana itilişi, kültürel etkinliklerin kısıtlanması, dinin bir baskı unsuru olarak kullanılması, laik eğitimden uzaklaşılması. Okullara mahsus kimi detaylarsa vaziyeti sarsıcı anlatıyor. Örneğin Bornova Cem Bakioğlu Anadolu Lisesi öğrencileri geçen yıl sınav stresi yüzünden kullandığı antidepresan ilaç nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarını anıyor. Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nin bildirisinde kendisine “kara kaplı bir fişleme defteri” edinen müdürlerinden bahsedilmiş. Kâğıthane Anadolu Lisesi öğrencileri, idarenin Ankara Katliamı ve Soma’yla ilgili pano hazırlayanları polise vermekle tehdit ettiğini, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileriyse yakasında Berkin Elvan fotoğrafı taşıyan öğrencinin dersten atıldığını yazmış. Ordu Fen Lisesi’nin bildirisinde Osmanlıca dersini seçmeleri için baskı uygulandığını, İngilizce, Almanca gibi dilleri tercih edenlere “Onlar sizin için ne yaptı?” dendiğini eklemiş. Cinsiyetçilik Bursa Yıldırım İMKB Mesleki ve Teknik Kız Anadolu Lisesi öğrencileri kendilerini “ikinci sınıf” hissettiren cinsiyetçiliğe isyan etmiş. Eskişehir Seyitgazi Sağlık Meslek Lisesi’nin ’sedyeyi bile kaldıramazsın neden bu bölümü seçtin” denen kız öğrencileri de, ebelik sınıfını seçtikleri için alay konusu olan erkek öğrencileri de bu dilden usanmış. Özel Getronagan Ermeni Lisesi öğrencileri de kendi topraklarında ötekileştirilmekten... Yaraya tuz basmak; Sünniler, Kürtler, Aleviler CHP Genel Başkan Başdanışmanı Erdoğan Toprak, HDP’li Altan Tan’ın partisine yönelik eleştirilerini baz alarak, ama onun ötesinde Kürt hareketi içinde “Barzanici” ayrışmayı da hesaba katarak, bir rapor hazırlamış; “Kürt AKP’si kuruluyor” iddiasında bulunmuş. Raporun tamamını görmediğim için genel bir değerlendirme yapamayacağım. Kürt siyaseti içinde PKKBarzani çekişmesi yeni bir hadise değil, PYD’nin Rojava hamlesi ile bu gerilim bölgesel planda çetrefilli bir seyir izledi, izliyor. Diğer taraftan, Türkiyeli Kürtler içinde Barzani ile yakınlığı olanlar ile diğerleri arasındaki gerilim de, HDP içi dahil olmak üzere, benzer bir seyir izledi, izliyor. Muhafazakâr Kürtlerin, PKK ideolojisi ile mesafesi anlaşılmaz değil. Diğer taraftan, HDP’nin 7 Haziran seçimleri sonrası PKK’nin çatışmacı stratejisine teslim olmasının, bölgede yaşayan Kürtler arasında, bu çevreleri aşan bir huzursuzluk yarattığı da aşikâr. Ancak bu gerilim ve memnuniyetsizlikten çıkış yolunun, AKP’ye benzer veya değil, Sünnicimuhafazakâr bir parti veya siyaset izlemek olmadığını görmek gerek. Kürtlerin siyaset arayışlarının neticesi, PKK karşısında Barzani’nin ömrü tükenmiş siyaset çizgisine iltica etmek olacaksa, Kürt siyaseti demokrasi yolunda yerinde sayıyor, yeni bir ufuk açamıyor demektir. Mezhepçi, İslamcı siyasetlerin bölgeyi ne hale getirdiği ortadayken, böylesi bir çıkış, aynı acı tecrübeyi Kürtlere yaşatmaktan başka işe yaramaz. Yaraya tuz basmanın âlemi yok. İslam kardeşliği Diğer taraftan, Türkiye Kürtlerinin Sünniciİslamcı çizgiye savrulmasının, Türkiye’nin demokrasi ufku açısından da çok rahatsız edici sonuçları olur. Zaten Türkiye’de devletin politikası, öteden beri, feodal ilişkiler ve din kardeşliği temelinde Kürtlerin siyasallaşmalarının önünü kesmek şeklinde tezahür etti. AK Parti’nin izlediği siyaset de bu çizgiden hareket ediyordu. Dahası, bölgede İslamcılığı mobilize etmek, AK Parti döneminin öncesinde icat edilmiş bir devlet politikası idi, sonuçları ortada. 2013 barış sürecinin en başında Öcalan’ın “İslam kardeşliği” vurgusu dahi Kürt Aleviler açısından sorun yarattı. Dahası mesele sadece Aleviler değil, siyasetin din, mezhep parantezine sıkışması. Sıklıkla altı çizilen Türk ve Kürt Sünniliği ittifakı, Türklere de, Kürtlere de, bu ülkenin tamamına da çatışma ve ge rilimi arttırmak ötesinde hiçbir şey vaat etmiyor. PKKHDP çizgisi, çatışma, gerilim siyasetlerinden bazen Kürt orta sınıfının gelişimini iyi okuyamadı, ama muhafazakârlık adına siyaset yapma iddiasında olanların da şehirleşen, orta sınıflaşan Kürtlere daha iyisini vaat edemeyeceği, Türkiye’nin yaşadığı “muhafazakârdemokrat” iddialı AK Parti tecrübesi ile anlaşılmış oldu. Kaldı ki Kürt muhafazakârlığı adına siyaset yapmaya kalkanların, Kürt radikal İslamcılığı tarafından sıkıştırılma ihtimali daha büyük. Çatışmalı siyaset Geldiğimiz noktada, sadece Kürt siyaseti çerçevesinde değil, Türkiye’de genel olarak Sünni mezhepçiliğin siyasette öne çıkması, giderek daha az konuştuğumuz bir büyük sorun olmaya evriliyor. Kürtler için de, Türkler için de, tüm Türkiye için de Alevileri, dinsizleri, dindar olmayan Müslümanları hesaba katmayan siyaset, toplumsal barışa karşı büyük bir tehdittir, bunu görelim. Muhafazakâr demokratların, “demokrat” olmaktan çıktıkları süreç içinde bu sorun daha da büyüdü. Hal böyle iken, CHP’ye ilişkin olarak gittikçe daha sıklıkla ileri sürülen, “Alevi partisi olması” eleştirisi yaraya merhem olacak bir çıkış olmadığı gibi oldukça hakkaniyetsiz. Zira, ana muhalefet partisinin Alevi ağırlıklı olmaya savrulmasının, sonuçtan ziyade nedenleri önemli; CHP tabanında Aleviler dışında kalanlar, kelaynaklar misali bir avuç katı laiklik taraftarı. Bu durumda, partinin ağırlığının Alevilere kayması kaçınılmaz, diğer taraftan Aleviler açısından da CHP dışında sığınılacak hiçbir yer yok. Üçüncü köprünün adının Yavuz Sultan Selim olması konusunda bile inatlaşan bir Sünnicilikten mustaribiz. Alevilerin Alevicilik yapmaktan vazgeçmesinin yolu, Sünni çoğunluğun tarihsel hoyratlığından vazgeçmesi iken, olmadı; dahası Türkiye dinin ve mezhebin çok öne çıktığı bir siyasi zemine kaydı. Doğrusu, kimlik siyasetlerinin öne çıkması, dünya çapında bir gelişme idi, ama maalesef yine dünya çapında, “farklılıkların zenginliği” çizgisinden ziyade çatışmacıgerilimli bir siyaset atmosferine evrildi. Müslüman ülkelerde, katı laiklik anlayışına karşı, muhafazakâr demokratlık umudu da fos çıktı. Bu koşullar altında, yeniden toplumsal barış tesisi, farklılıklara saygı ve demokratik asgari mutabakat siyaset için yegâne kurtarıcı yol olarak görünüyor. Liselilerin yurtdışına büyük kaçışı Yurtdışına giden öğrenci sayısındaki en kurdukları çocukları için anaokulundan beri harcadıkları rakamın büyük artış lise düzeyinde, bunun nede üstüne bir de TEOG ve LYS sınav hazırlık maliyetlerini de eklemek ni ülkedeki belirsiz ve güvensiz ortam tense iyi bir eğitim için garantili çözüm olarak yurtdışı eğitimi ter Türkiye’nin içinde bulunduğu belir cih ediyorlar.” Türkiye’den Amerika’ya öğrenci vizesi ile lise eğitimi Burs zorlaştı siz ve güvensiz ortam almak için giden öğrenci sa Özenç’e göre, burs almak yurt nedeniyle giderek daha yısının 2009’dan 2015’e ka dışı eğitimde zorlaşıyor. Akade çok sayıda genç, yurtdı dar her yıl ikiye katlanarak mik başarı yabancı öğrenci için şında eğitim almak istiyor. Her yıl mezunların yaklaşık yüzde 40’ının FİGEN ATALAY arttığı görülüyor. ASBA Eğitim Danış manlık kurucusu Aslıhan en büyük etken. Notların çok iyi olması gerekiyor. ABD için SAT ve ACT sınav so üniversite için yurtdışı Özenç, artışın nedenlerini nuçları burs alabilmek için önem na gittiği Robert Koleji’nde bu yıl şöyle açıkladı: “En büyük sebebi taşıyor. Adayların her ülkenin rekor yaşandı. 196 12’nci sınıf öğ Türkiye’nin şu an içinde bulundu hem okullara göre burs başvuru rencisinden 115’i yurtdışındaki ğu belirsiz ve güvensiz ortam. Ai koşullarını iyi bilmeleri hem de üniversitelere başvurdu. leler çocuklarının derslerine yo bu ülkeler için Türkiye de burs Saint Michel Lisesi’nde yurtdışı ğunlaşabilecekleri huzurlu ve gü alabilecekleri kurumlar ve kuru eğitim için başvuruda geçen yıla venli bir ortamda güzel bir öğren luşları, Fullbright, DAAD, British göre yüzde 15 artış oldu, mezun cilik hayati geçirerek eğitim al Council, NUFFIC gibi çok yakın ların yaklaşık yarısı başvurdu. malarını tercih ediyorlar. Mezu dan takip etmeleri gerekiyor. Notre Dame De Sion Lisesi’nde niyet sonrası iş bulma imkânları, Çok başarılı öğrenciler ABD’den ise mezun öğrencilerin yüzde 70’i daha kaliteli eğitim, artan dö “need blind” denilen, öğrencinin yurtdışındaki okullara başvurdu. viz kurlarına rağmen öğrenci başarısına göre öğrenciyi kabul Yurtdışına giden öğrenci sayıla lerin yurtdışını tercih etmeleri edip daha sonra doldurduğu FAF rındaki en büyük artış lise düze nin önemli sebepleri. Birçok ve SA formuna göre ihtiyacını karşı yinde. Bu konudaki verilere göre, li Türkiye’de iyi bir eğitim hayali layan okullara başvurabilirler. YURTDIŞI DAHA EKONOMİK ASBAEğitim Danışmanlık kurucusu Aslıhan Özenç’in, lise düzeyindeki artışla ilgili yorumu şöyle: “Yurtdışına giden öğrenci sayılarındaki en büyük artışı lise düzeyinde görüyoruz. CSIET (The Council on Standards for International Educational Travel) istatistiklerine göre Türkiye’den Amerika’ya öğrenci vizesi ile lise eğitimi almak için giden öğrenci sayısı 2009’dan 2015’e kadar her sene ikiye katlayarak büyümüş. En çok tercih edilen ülkeler arasında Kanada, Amerika, İngiltere ve Almanya’yı sa yabiliriz. Liselerin çoğunluğunda dil hazırlık imkânı mevcut. Yabancı dil kesinlikle sorun olmuyor. Türkiye’de özel liselerin artan maliyetleri göz önüne alındığında, yurtdışında devlet liselerinde eğitim ücretleri yaşam maliyetleri dahil çok daha ekonomik seviyelerde seyrediyor. Özellikle üniversite kabul ve sportif ve akademik burslara aday olabilmek için lisede öğrencilerin kendilerini gösterebilmeleri çok önemli bu konu da velilerin fedakârlık yaparak daha önce yurtdışına göndermelerine sebep olabiliyor.’’ BAŞVURULAR ARTTI IVYLearning Genel Müdürü Mehmet Sağlam da, yurtdışı başvurularının arttığını doğruladı. Sağlam bunda, yakın çevrelerinde bulunan kişilerin başardıklarını gören öğrencilerin motive olmasının da payının olduğunu söylüyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear