26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 19 Haziran 2016 EDİTÖR: CAN DOKER Lise isyanı büyüyor haber 13 Liselerdeki protestolara Eyüboğlu Koleji, Robert Kolej ve Kabataş Erkek Lisesi de katıldı. Robert Kolej bildirisinde “Gün sessiz kalma günü değildir” denildi Liselilerin, isyanı giderek büyüyor. İstanbul Erkek Lisesi’nde başlayan ‘gericiliğe karşı’ protestolara, Robert Kolej, Eyüboğlu Koleji ve Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri de katıldı. İki haftada, tüm Türkiye’de 80’i aşkın lisede peş peşe bildiriler yayımlandı. Öğrenciler, AKP iktidarında, demokrasinin ve laikliğin aldığı darbelere dikkat çekerken, demokratik kamuoyuna da “gün susma günü değil’ çağrısı yapıyor. Robert Kolej Öğrenci Temsilcileri’nin bilidirisinde, “Gün sessiz kalma günü değildir. Özgür, çağdaş, bilimsel ve laik eğitim için mücadele etme ve mücadele eden arkadaşlarımızla omuz omuza dayanışma günüdür” denildi. Nâzım Hikmet’in “yüreğini yüreklerimizin yanına at”, “akın var güneşe akın...” dizelerine yer verilen bildiride, şu ifadelere yer verildi: “Selam olsun!.. Ayrımcılığa, kısıtlamalara ve sansürlere boyun eğ BMirebrsilidni’rdiedne İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin yandaş okul müdürüne sırtlarını dönerek protesto etmesinin ardından yayımladıkları bildiri tüm Türkiye’de yankı buldu. Mersin’in ilk devlet lisesi olan, köklü eğitim kurumlarından Tevfik Sırrı Gür Lisesi öğrencileri ve mezunları da bildiri yayımladı. “Gericilere, Ensarcılara, tacizcilere karşı gelecek bizim” denilen bildiride 4+4+4 eğitim sisteminden Mersin’in pilot bölge olarak seçildiği, 4 gün okula 1 gün camiye projesine kadar birçok gerici proje hazırlandığı vurgulandı. l MERSİN/ Cumhuriyet meden direnen tüm gençlere selam olsun! Türkiye’de birçok kişinin susmayı tercih ettiği bu dönemlerde haksızlığa karşı çıkan arkadaşlarımıza bu yol boyunca destek vermek bizim de görevimizdir.... Herkese eşit, özgürlükçü eğitim hakkı doğmadıkça, bu hakka sahip olanlar da susmayacak, direnecektir!.” Liseleri kaşımayın Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri, lisenin son yıllarda, yandaş idarecilere ve öğretmenlerle nasıl doldurduğunu yazdı. Kim olduğu belli olmayan insanların geceleri yatakhanelere girip, mescitte hazırlık öğrencileriyle sohbet yapabildikleri belirtilen bildiride, şöyle denildi: “Bir yıldır hep belli düşüncedeki yazar ve üniversite hocaları okula çağrılıyor. Kitapları zorla satılıyor. Sadece dinci vakıf ve dernekler okul içinde stant kuruyor. Yatılı öğrenciler, dinsel, mezhepsel ve siyasal kimliklerine göre ayrıştırılıyor. Yüzlerce öğrenci, di siplin kuruluna ya da rehberlik servisi kılığındaki ‘ikna odasına’ gönderildi... Bizler bu haksız disiplin uygulamalarıyla bu karanlığa teslim olmayız... Genelde liseleri, özelde Kabataş’ı ‘kaşımayı’ bırakın, okullara siyaseti siz soktunuz, vazgeçin!” ‘Ses ol, ışık ol...’ Eyüboğlu Koleji Öğrencileri de bildirilerinde, şöyle dediler: “Açık fikirli, aydın bireyler yerine güdülmeye hazır ko yun yetiştirilmesine, zorunlu tutulan, ülkenin çok dinli yapısını yok sayan din derslerine, sanatın hayata katılmasına engel olunmasına, bilimin kıyısına yanaşmayan projelerin bilimsel içerikli yarışmalarda derece almasına, öğrencilerin düzenlemek istediği etkinliklerin yoluna taş koyulmasına, eşitsizliğe, laik ve çağdaş olmayan eğitime karşı mücadeleniz, mücadelemizdir! Ses ol, ışık ol, yumruk ol.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ERDOĞAN RAHATSIZ OLMUŞ MEB’den lise isyanına karşı genelge geldi SİNAN TARTANOĞLU Çok sayıda lisenin iktidara karşı bildiri yayımlamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Yaşanan bunca hadiseden ders almayan birtakım güçlerin, üniversiteleri, liseleri tahrik et tiğini görüyoruz” sözlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın isyanı bastırmak için harekete geçtiği ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin Yusuf Tekin imzalı bir genelge tüm il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Yazıda, bildirilerin yazılı ve görsel medyada siyasi çıkar amaçlı kullanıldığı, “güzide kurumların imajlarının olumsuz etkilendiği” belirtildi. Bildirilerde “öğrenci ve veli adlarının kullanılmamasına” dikkat çekilen yazıda, “Öğrenci ve veli kaynaklı olmaktan çok bazı siyasi çevreler ve STK’lar tarafından organize edildiği anlaşılmaktadır” ifadeleri kullanıldı. “Okul yönetimi ve öğretmenlerin taraf olmadığı bir konuda okulun adının geçmesi, niyetin provokatif ve öğrencilerin istismarına yönelik olduğunu göstermektedir” denildi. İzin alınmadan öğrenciler ve kurumsal kimliği kullanarak okullar üzerinden bu mahiyette siyasi içerikli bildiri yayımlanmasının suç olduğunun belirtildiği yazıda, “Okul yönetimi ve öğretmenlerin taraf olmadığı bir konuda okul adının geçmesi, niyetin provokatif ve öğrencilerin istismarına yönelik olduğunu açıkça göstermektedir” ifadeleri kullanıldı. Yazıda, “Söz konusu fiil ve davranışları yapanlar ile bunlara katılanlar hakkında meri mevzuat çerçevesinde işlem yapılması ve buna göre tarafların da sorumlu davranmaları gerekir” denildi. l ANKARA MEB ne yapabilir? Müsteşar Tekin’in işlem yapılmasını istediği “meri mevzuat”, öğrenciler hakkında bildiri ile ilgili suçları ve cezalarını iki başlık altında düzenliyor. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, “bildiri dağıtmak, duvarlara ve diğer yerlere asmak, yapıştırmak, yazmak” okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezasını gerektiriyor. “İzin almadan okulla ilgili; bilgi vermek, basın toplantısı yapmak, bildiri yayınlamak ve dağıtmak, faaliyet tertip etmek veya bu kapsamdaki faaliyetlerde etkin rol almak” suç iddiasının karşılığı ise okul değiştirme cezası. ‘Bu karanlık çok sürmeyecek’ İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin mezuniyet töreninde okul müdürünü protestoyla başlayan, sonrasında başka birçok lisenin laik eğitim talepli bildiri yayımlamasıyla büyüyen isyanı Eğitim Sen MYK üyesi ve Merkez Kadın Sekreteri Ebru Yiğit, CHP Ankara milletvekili Şenal Sarıhan ve CHP Hatay milletvekili Hilmi Yarayıcı gazetemize değerlendirdi. Yiğit değerlendirmesinde, AKP iktidarının geldiği günden beri eğitim alanını kendi ideolojik ve siyasi ihtiyaçlarına göre yönlendirdiğini ve eğitimin bilimsel niteliğini değiştirdiklerini, yerine dogmatik ve dini bir eğitim yerliştirmeye çalıştıklarını söyledi. Ders kitaplarında ırkçı, dinci ve cinsiyetçi ifadelerin yer aldığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren rol modeller verildiğini ifade etti. Ayrıca son dönemlerde artan, özellikle kız öğrencilere yönelik okullarda yaşanan taciz olaylarını önlemeye yönelik hiçbir şey yapılmadığını, tersine buna zemin hazırlandığını kaydetti. Eğitimdeki bu gerici tahakkümden kadın eğitimcilerin de paylarını aldıklarını ifade eden Yiğit, eğitim emekçisi birçok kadının okul idareleri ve milli eğitimdeki üst düzey amirleri tarafından tacize uğradıklarını dile getirdi. Eğitimdeki tüm bu gericileşmenin, AKP’nin nefret ve cinsiyetçi söylemlerinin bir yansıması olduğunu söyledi. Bütün bunların liselerde yaşanan isyanın temelini oluşturduğunu belirten Yiğit, “Öğrencilerin başkaldırısını yok sayamazlar. Biz Eğitim Sen olarak liselilerin laik, bililmsel eğitim için yayınladıkları, özgürlükçü taleplerin arkasındayız” dedi. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 10. YIL MARŞI’NI YASAKLAYAN CENGİZ 5 AY HAPİS CEZASI ALMIŞ Marş yasakçısı müdür yasalarla da sorunluymuş SİNAN TARTANOĞLU 10. Yıl Marşı’nın çalınmasını yasakladığı için hakkında dava açılmaya hazırlanan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz’in, birkaç gün önce, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevi sırasında, kamu zararına sebebiyet vererek görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle, 6 ay hapis cezası aldığı, cezanın iyi halden 5 aya indirildiği ve ertelendiği ortaya çıktı. Bolu Milli Eğitim Müdürü Cengiz’in okullarda 10. Yıl Marşı’nı yasaklaması ve “Artık 10. Yıl Marşı mı kaldı? 2023’te 100’ncü Yıl Marşı’nı yazacağız” ifadelerini kullanmasının ardından eğitim sendikaları harekete geçerek dava açmaya hazırlanıyor. Cengiz’in daha önce bulunduğu Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevi sırasında, görevi kötüye kullanmak ve kamu malını zarara uğratmak gerekçesiyle yargılandığı davada mahkum olduğu ortaya çıktı. Dönemin Balıkesir Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz ile Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Konakbay, şube müdürleri Ersen Aksoy ve Hasan Keskin, okul müdürü Ramazan Demir hakkında açılan dava 16 Haziran’da sonuçlandı. 7 yardımcı çalıştırdı Mahkeme, Balıkesir İbrahim Bodur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 6 müdür yardımcısı kadrosu olmasına karşın 7. Müdür Yardımcısı’nı da çalıştırdığı gerekçesiyle sanıkların kamu zararına yol açtıkları ve görevi kötüye kullandıklarına hükmetti. Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesi Cengiz ve Demir’e 6 ay hapis cezası verdi. Cezaları iyi hal gerekçesi ile 5 aya indirilen Cengiz ve Demir’in cezaları ertelendi. Konakbay, Aksoy ve Keskin ise 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu kişilerin de haklarında kurulan hükmün ertelenmesine karar verildi. l ANKARA Yusuf Cengiz’in Ba lıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevi sırasında kamu zararına sebe biyet verdiği gerekçesiyle 6 ay hapis cezası aldığı ortaya çıktı. Cezası iyi hal nedeniyle 5 aya indirilen Cengiz’in hakkında verilen hükmün açıklanması da er telenmiş. Eğitimİş’ten tepki: O müdür derhal görevden alınsın Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir yazılı bir açıklamayla, 10. Yıl Marşı’nın çalınmaması talimatını veren Bolu Milli Eğitim Müdürü Yusuf Cengiz’i kınayarak derhal görevden alınmasını istedi. Açıklamada, “Yurttaş olma bilinci temelinde bütünleştirici vurgular içeren bu marşın yandaş bir milli eğitim müdürü tarafından yasaklanması, AKP’nin ulus devleti tahrip etme girişimlerindendir. İçinde bulunduğumuz dönemde özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, karşıdevrimin üssü haline getirilerek ulusal değerlerimiz eğitim sistemimiz içerisinden yasa ve yönetmelikler aracılığı ile bir bir çıkarılmaktadır. Yusuf Cengiz’in derhal görevden alınmasını istiyoruz” denildi. l DHA BBaakaknanÖÖzhzahsaeskeiki: ‘Hainlerin çoğu üniversiteli’ Çevre ve Şehircilik Ba kanı Mehmet Öz haseki, Kayseri’de İmam hatip ortao kulunun açılışın da yaptığı konuş mada bir profesö rün sözlerinin basında yer aldığını Özhaseki belirterek, “Devle te hainlik edenlerin çoğuna bakın üniversite mezunu. Ne hikmet tir bu okullardan bazen de böyle yamyamlar çıkıyor. Allah’a ham dolsun imam hatip gençliği güzel okuyor, önüne bakıyor, milletini seviyor, devletiyle asla bir proble mi yok” dedi. ‘Eyyy Sisi’, ‘Eyy Esad’ nutukları beklemeyin Dün Mısır’ın devrik başbakanı Muhammed Mursi müebbet hapse mahkum edildi; bir gün önce de Türkmen Dağı, sınırdaki son köye kadar Esad rejiminin eline geçti. Ama Ankara’dan bir “Eyyyy Sisi” okkalı bir “Eyyy Esad” iftar konuşması beklemeyin. O dönem kapandı. Türkiye “Ortadoğu’da liderlik” hevesini bir kenara bırakıyor. Kamuoyu, dış politikada sert bir udönüşü projesine hazırlanıyor. Geçen ay, Ankara’nın bu değişime hazırlandığını, dış politikada sadece İsrail’le sınırlı kalmayarak Suriye rejimi, Rusya ve Mısır’ı kapsayacak bir revizyon geldiğini yazmıştık. Binali Yıldırım’ın “Dostlarımızı arttırıp düşmanları azaltacağız” açıklamasının arkasında, hükümetin bir zamanlar düşman ilan ettiği bu 4 ülkeyle barışarak “değerli yalnızlık” politikasını sona erdirme planı var. Ama işler o kadar kolay değil. Öfkeyle kalkan zararla oturur misali, her barışma için ayrı bir fatura konuyor Ankara’nın önüne. Ödemeden kalkmak yok. İsrail, “Hamas’la ilişkini kes” diyor. Gazze’de Türkiye’ye “görünürlük” sağlayarak iç politikada kullanabileceği malzeme vermeye razı; ancak ablukayı kaldırmayacak. Rusya’yla barışmanın bedeli, Suriye’de Esad rejimine “eyvallah” demek. Esad’ın devrilmesi projesine bu kadar yoğun kendini adamış bir iktidar için kolay değil. Ama nihayetinde Moskova’nın olmazsa olmazı bu. Ankara’dan gelen sinyaller Esad konusunda tutum değişikliğine razı olabileceği yolunda. Siz son aylarda Cumhurbaşkanı’nın ağzından “Zalim Esad...” nutukları duydunuz mu? Dikkat ederseniz şu aralar Erdoğan’ın odaklandığı, CHP ve HDP gibi “kolay” hedefler, muallak bir “üst akıl” kavramı, “iç düşmanlar” vs. Ne Sisi diyor, ne İsrail’e çatıyor ne de Beşşar Esad zulmünden söz ediyor... Bu hafta Esad yönetimi Bayırbucak bölgesini ele geçirdi, orada doğrudan Türkiye’nin oluşturduğu Sultan Abdülhamid Tugayı gibi Türkmen yapılanmaları ve diğer muhaliflere ağır kayıplar verdirdi. Ankara’dan yine “tık” yok. Bırakın Ankara’yı, geçen kasım ayında Bayırbucak Türkmenleri diye yeri göğü inleten, gıyabi cenaze namazları düzenleyen İslamcı çevreler de üç sağırı oynuyor. Rus uçağının düşürülmesine giden süreçte, gazeteler, Rusların muhaliflere hava saldırılarını, sanki Türkiye’nin bir parçası bombalanıyor gibi yansıtmış, Yeni Şafak “Türkmen Dağı Düştü” diye birinci sayfadan kocaman bir manşet atmıştı. Türkmen Dağı dün yine düştü, Türkiye sınırının dibindeki son köyler de rejimin eline geçti. Ama artık gazetelerde ufacık haber. Mısır’la barışmak içinse Suudi Arabistan ve Katar gibi aracılar var. Bu barışma, halihazırda iktidarın yegâne müttefiki olan Suudileri memnun etmek için şart. Ankara’nın tek arzusu, aynı ABD gibi Mursi’nin idam edilmemesiydi. Mursi de idam edilmiyor. Artık yavaştan ticaret ve diplomasi başlayabilir... Ama durun, Mısır’ın da barışmak için bazı şartları var! İsrail gibi onlar da Türkiye’nin Hamas ve Müslüman Kardeşler’e desteğini kesmesini, Sisi’yi eleştirmemesini istiyor. Ankara’nın son dönem sessizliği de bu yüzden. Bütün bunları dış politikadaki bu devasa udönüşünü yanlış bulduğum için yazmıyorum. Yanlış olan, daha önceki duygusallık, hesapsızlık, hırçınlık ve aşırı özgüvendi. Türkiye Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar sıkıştı; şimdi daha gerçekçi bir dış politikaya dönmeye mecbur. Ama naçizane tavsiyem, “restorasyon” sürecine Sisi’den, Putin’den değil asıl içeride kavga ettikleri “öteki yüzde 50”den başlamaları. Sisi’yle barıştın, Netanyahu’yla el sıkıştın, Putin’le öpüştün bir yere kadar. Sen kendi halkının yarısını düşman görmeye devam edersen, yine de mutlu olamaz, huzur içinde yönetemezsin... Ala: Tek istediğimiz sistemi değiştirmek Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu tarafından düzenlenen “Ümmet İftarı”na katılan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Başkanlık sistemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Ala, “Tek arzu ettiğimiz şey sistemi değiştirmek. Artık tereddütlü bir demokrasiden, garanti bir demokrasiye geçelim. Çünkü her seçimde koalisyon mu kurulacak, istikrar olacak mı olmayacak mı tartışmaları olmasın. İstikrarın çıkacağı yüzde yüz olsun” dedi. l BURSA/DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear