23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Jandarma düğümü BARKIN ŞIK YAŞ’ta teamüller ile hükümetin çelişmesi ‘kriz mi var’ sorusunu gündeme taşıdı ANKARA Yüksek Askeri Şura (YAŞ) bugün, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında, Balyoz ve 28 Şubat davasının gölgesinde toplanıyor. 3 Ağustos’a kadar sürecek şurada Jandarma Genel Komutanlığı’na yapılacak atamayla ilgili kriz bulunuyor. Teamüllere göre Orgeneral Bekir Kalyoncu’dan boşalacak bu koltuğa 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman’ın atanması gerekiyor. Ancak, Ataman’ın adı 28 Şubat soruşturmasına girdiği için hükümetin bu isme soğuk baktığı belirtiliyor. Hükümetin bu yüzden bu koltuğa EDOK Komutanı Orgeneral Servet Yörük’ü getirmesi bekleniyor. Bu arada hükümetin Kalyoncu’nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesine de karşı çıktığı iddia edildi. Kalyoncu, son olarak komutanlığının 2012 faaliyet raporunda, Türkiye’nin bölünme riskiyle karşı karşıya olduğuna yer vermişti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, dün akşam iftarda buluştuğu Erdoğan ile gün içinde ayrıca sürpriz bir şekilde bir araya geldi. Hükümet soğuk bakıyor Şuraya girecek Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat sanığı generallerin isimleri ise şöyle:“Orgeneral Nusret Taşdeler, Orgeneral Bilgin Balanlı, Koramiral Can Erenoğlu, Korgeneral Rıdvan Ulugüler, Tümgeneral Atilla Özler, Tümgeneral Nurettin Işık, Tuğgeneral İsmail Hakkı Önder, Tuğgeneral Metin Keşap, Tuğgeneral Hakan Akkoç, Tuğgeneral Mehmet Faruk Alpaydın, Tümamiral Soner Polat, Tümamiral Semih Çetin, Tuğamiral Levent Görgeç, Tümgeneral İsmail Taş, Tümgeneral Yalçın Ergül, Tuğgeneral Mustafa Erhan Pamuk, Tuğamiral Osman Kayalar.”Tümamiral Serdar Dülger hakkında İçişleri Bakanlığı’nın savcılığa yaptığı bir suç duyurusu bulunuyor. Tuğgeneral Zeki Es ise “mayın davasında” 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargılanan isimlerin, hükümetin geçen yıllardaki tavrına göre emekli edilmesi bekleniyor. AKP’nin Değişen Anayasa Stratejisi Meclis’teki Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında son günlerde kayda değer bir ilerleme gözleniyor. Bunda, AKP’nin çalışmaları tıkayan bazı önerilerinde geri adım atmasının önemli payı var. İktidar partisi son olarak anayasanın ‘yargı’ ile ilgili bölümüne ilişkin görüşmelerde Danıştay ve Yargıtay’ın kaldırılarak yerine Temyiz Mahkemesi kurulmasını isteyen önerisini geri çekti. Bu, başta yüksek yargı organları olmak üzere kamuoyunda çok tepki toplayan bir öneriydi. AKP’nin şimdi bu yanlıştan dönüyor olması önemlidir. Başbakan Erdoğan 48 madde üzerinde uzlaşma sağlandığında, “Gelin bunu artıralım” diyerek komisyonun süresinin uzayacağının sinyalini vermişti. Nitekim dün itibarıyla uzlaşılan madde sayısı 60’a ulaşmış durumda. Mevcut anayasanın üçte biri. Rakamın önümüzdeki günlerde daha da artması bekleniyor. Başbakan ve AKP parti sözcüleri de, kısa süre önce içine girdikleri “Masayı muhalefet partilerinden biri devirse de sorumluluk bizde kalmasa” psikolojisinden, “Masa bir süre daha ortada olsun” noktasına evrilmiş durumda. Bunun somut ifadesini önceki gün AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop’tan duyduk. Tekirdağ’da yaptığı konuşmada, “Üzerinde anlaşılan maddeler Meclis’te kabul edilse de edilmese de çalışmaların devam edeceğini” belirtiyordu. Şentop’un açıklamaları, kafalarında bu sonbahar değil, cumhurbaşkanlığı seçiminin sonrası (2014) hatta ve hatta milletvekilliği seçiminin sonrasına (2015) uzanan bir çalışma takvimi olduğunu gösteriyor. YAŞ çalışmaları dün akşam Özel’in şura üyeleri onuruna verdiği iftar ile başladı. İftar öncesinde ise Özel, Başbakanlık Konutu’nda Erdoğan ile 5 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme kulislerde, “YAŞ’ta yine kriz mi var” sorusunu beraberinde getirdi. YAŞ’ta, görev süresi dolan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten ya emekliye sevk edilecek ya da görev süreleri 1’er yıl uzayacak. Özel, 2015’e kadar görevine devam edecek. Ergenekon’da yargılanan Orgeneral Nusret Taş deler ile Balyoz’dan tutuklu Orgeneral Bilgin Balanlı, görev süreleri dolduğu için emekliye sevk edilecek. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda boşalacak 2 orgeneral koltuğu için 6 korgeneral yarışıyor. Bu sene birinci sıradan terfi edecek isim, 2019’da Genelkurmay Başkanlığı şansını yakalayabilecek. Bu isimler şöyle: “Raif Akbaş, Salih Zeki Çolak, Yaşar Güler, Adem Huduti, Ümit Dündar, Nazım Altıntaş.” Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda koramirallikten oramiralliğe yüksele 6 korgeneral yarışıyor bilecek bir tek isim Koramiral Bülent Bostanoğlu. Oramiral Bilgel’in görev süresinin uzatılması durumunda Bostanoğlu, Donanma Komutanlığı’na devam edecek. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ise terfi sırasında iki korgeneral var. Korgeneral Abidin Ünal ve Akın Öztürk terfi için bekliyor. Kasım 1948 doğumlu olan Erten’in görev süresinin 1 yıl uzatılması ihtimali bulunuyor. Bu durumda, Hava Kuvvetleri’nde terfi edecek isim Harp Akademileri Komutanlığı’na atanacak. ‘Hava’da 2 terfi AKP, takvimi uzatıyor sürecinin kaderini AKP’nin ‘başkanlık’ isteğinde ısrarcı olup olmayacağı belirleyecek. Yukarıda altını çizdiğimiz geri adımı acaba ‘başkanlık’ önerileri konusunda da atabilecekler mi? Parti sözcüleri ve uzlaşma komisyonundaki üyelerinin tavrına bakılırsa henüz o noktada değiller. Ancak Başbakan ve kurmayları, anayasanın diğer bölümlerinde uzlaşma sağlanması halinde başkanlık sisteminden vazgeçebileceklerinin sinyalini birkaç kez kamuoyuna duyurmuşlardı. Başkent kulislerinde hâkim hava, söylemini hâlâ korusa da AKP’nin başkanlık sisteminden vazgeçtiği şeklinde. Bir ihtimal, uzlaşılan maddelerin Meclis’ten geçirilmesi sırasında ‘partili cumhurbaşkanı’ modeli konusunda diğer partilerin nabzının yoklanması olasılığından bahsediliyor. Ancak o noktada dahi diğer partilerin direnişini görürse ısrarcı olmayabilir. Tabii başta BDP olmak üzere diğer partilerden de başkanlık sistemi yerine böylesine sınırlı bir değişikliğe yeşil ışık gelebilir. Öncelik demokrasi paketinde AKP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda kırmızı çizgilerini yumuşatmasının anlamı nedir? Şimdilik çıkan ilk sonuç şu: İktidar partisi Mart 2014’teki yerel seçimleri ve beş ay sonra Ağustos 2014’te yapılacak Köşk seçimlerine gergin ya da sıkıntılı olmayan sakin bir ortamda gitmeyi hedefliyor. Tabii bu denklemi okumaya çalışırken, AKP’nin PKK ile yürüttüğü müzakere sürecinde izleyeceği strateji ve ulaşacağı noktayı da dikkate almak gerekiyor. AKP bu sonbahar aylarında yeni anayasa tartışması yerine 3035 madde olacağı belirtilen ‘demokrasi paketi’ne odaklanma niyetinde. Süreçle doğrudan ilgili olan ‘anadilinde eğitim’, ‘vatandaşlık’, ‘yerel yönetimlere özerklik’ gibi hayati maddeleri ise Şentop’un işaret ettiği 2014 sonu hatta 2015 yılına sarkan yeni anayasa sürecinde ele almak istiyor olabilirler. Erdoğan ve Barzani Başbakanlık’ta bir araya geldi KÜRKÇÜ’DEN ERDOĞAN’A: Amacı Uludere’yi MAHMUT LICALI örtbas etmek ANKARA TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu’nun üyesi BDP’li Ertuğrul Kürkçü, 35 kişinin hayatını yitirdiği operasyonun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifiyle yapılıp yapılmadığı tartışmalarının Uludere’yi örtbas etmek amacıyla yapıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın Uludere’de hayatını kaybeden yurttaşların aileleriyle bir araya gelmesinin ardından kamuoyunda yer alan haberler üzerine önceki gün Başbakanlık’tan yapılan açıklamada gerçekleşen “her operasyonun Başbakan’ın bilgisi dahilinde yapılmadığı” belirtilmişti. Ancak olayın kasten yapılmadığı sonucuna varılan ve kamuoyunda tepki çeken TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Uludere raporunda, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendisine verilen görev kapsamında operasyonu yaptığına işaret ediliyor. Kürkçü, olayın Başbakan Erdoğan’ın direktifiyle yapıldıysa bunun ortaya çıkmasını önlediğini, Başbakan Erdoğan’ın direktifiyle yapılmadıysa da olayın suçlularının ortaya çıkmasının engellendiğini kaydetti. Kürkçü, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere olay günü görev ve yetki sahibi olan herkesin savcılıkta ifade vermesi gerektiğini belirterek “Bu gibi açıklamaların hayatını kaybedenlerin yakınlarının hak aramalarına bir katkısı olur” değerlendirmesini yaptı. u Bir yandan çözüm süreci, bir yandan da sınırdaki gelişmelerle yoğun günler geçiren Ankara’da trafik dün de sürdü. Pazartesi akşamı Türkiye’ye gelen ve önceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Barzani’yi, dün de Başbakan Erdoğan kabul etti. Başkanlıkta geri adım mümkün Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkentte çözüm trafiği ceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Barzani’yi, dün de Başbakan Erdoğan kabul etti. Resmi Konut’ta Erdoğan ve Barzani arasında gerçekleşen görüşmede, Irak’taki gelişmeler ve Suriye’deki son durum masaya yatırıldı. Özellikle Suriye’nin kuzeyindeki PYD hareketlerinin ele alındığı görüşmede, çözüm süreci de gündeme geldi. İkilinin görüşmesi sürerken Başbakanlık Merkez Bina’da da kritik bir zirve toplantısı yapılıyordu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın başkanlık ettiği çözüm süreciyle ilgili toplantıya, başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözüsü Hüseyin Çelik ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş katıldı. ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ VEKİLLERİ DERT YANDI Başbakan’ı Gül’e şikâyet ettiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Temsilciler Meclisi’nden 46 vekil, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e şikâyet etti. Vekiller Gül’e mektup yazarak şikâyetlerini iletti. Şikâyetin nedeninin Erdoğan’ın Antisemitik konuşmaları olduğu öğrenildi. Mektupta, Gül’e Erdoğan’ın “Antisemitik retoriğini kamuoyu önünde kınamanızı rica ediyoruz” mesajı gönderildi. Aralarında, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’ne üye, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat vekillerin yer aldığı 46 vekil tarafından imzalanan mektupta, “Antisemitik açıklamaların artmasına şahit olduk. Çok yakın bir geçmişte, Başbakan Erdoğan Gezi Parkı’nda başlayan protesto gösterileri konusunda aralarında ‘faiz lobisinin’ de bulunduğu ki bu ifade Yahudileri ima eden bir ifadedir dış güçleri suçladı” ifadelerini kullandı. Mektupta şu cümlelere yer verildi: “Bu mektubu üst düzey Türk yetkililerin geçtiğimiz günlerde yaptıkları Antisemitik açıklamalardan duyduğumuz derin endişeyi ifade etmek üzere yazıyoruz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da endişelerimizi daha da artıracak şekilde, Türkiye’deki gösterilerin ‘Yahudi diyasporası’ tarafından desteklendiğini söyledi. Geçen ay ABD Başkanı Obama, Türkiye’yi ‘hem bölgesinde hem de tüm dünyada güçlü bir ortak ve müttefik’ olarak nitelendirdi. Bu dostluk ve işbirliği çerçevesinde sizin, hükümeti üyelerinin Antisemitik retoriğini kamuoyu önünde kınamanızı rica ediyoruz. Bir demokraside bunun yeri yoktur. Ayrıca bu tip açıklamalar, iki büyük ülke arasındaki ilişkilere gereksiz gerginlik yüklemektedir. Türkiye ve Yahudi dünyası arasındaki tarihe dayanan ilişkiler ve Türkiye’deki zengin Yahudi kültürel mirası, bu tip açıklamaları yersiz kılmaktadır.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyaret gerçekleştiren Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’yi kabul etti. Görüşmenin yapıldığı dakikalarda Başbakanlık’ta da çözüm süreciyle ilgili üçüncü zirve yapıldı. Bir yandan çözüm süreci, bir yandan da sınırdaki gelişmelerle yoğun günler geçiren Ankara’da trafik dün de sürdü. Pazartesi akşamı Türkiye’ye gelen ve ön TOBB GENEL KURULUNDA KONUŞTU SINIRDAKİ KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİNDE ARTIŞ Erdoğan: Herkes bizi sevmek zorunda değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TOBB’de bir konuşma yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Herkes bizi sevmek zorunda değil” dedi. Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Erdoğan, tüm Türkiye’nin başbakanı ve hükümeti olduğunu belirterek “Herkes parti politikalarımızı onaylamak, desteklemek zorunda değil. Biz 76 milyonun tamamının hükümetiyiz. Bizler 76 milyonun tamamının memnun olacağı politikalar üretmeye çalışıyoruz. Ama herkesi yüzde 100 memnun etmek mümkün değil. Biz yine de bu niyetle adımlarımızı atacağız. 76 milyonun fertleri arasında ayrım yapmak, asla! Batı ne hizmet alıyorsa, doğu da o hizmeti alacak” ifadelerini kullandı. Erdoğan konuşmasında, özetle şunları söyledi: “10 yıl önce Bingöl’e, Şırnak’a, Kastamonu’ya havalimanı yapılacağı hayal bile edilemezdi. Bizi sevmeyenler, onaylamayanlar elbette olacak. Ancak demokrasilerde sandık bunun için var. Seçimin olduğu, sandığın olduğu ortamda diktatörlük olmaz. Zulüm, saldırı olmaz. Sandık demokrasinin namusudur, sandık demokrasilerde hesap sorma yeridir. Sandık demokrasilerde çıkış yoludur, emniyet sibobudur. Sandık sonucundan asıl ders çıkarması gereken kazanan değil, kaybeden olmalıdır. Ben sandıkta kazandım her şeyi yaparım, biz buna da karşıyız. Asla buna prim vermedik, asla prim vermeyiz. Ne aldık? Yüzde 50. Acaba diğer 50’den ne kadar alabiliriz? Biz bunun hesabını yaparız. ‘Ben sandıktan çıkamıyorum’ diye başka yollara gitmek demokrasi dışıdır.” TSK’yi Suriye’ye sokmak için çaba harcıyorlar BARKIN ŞIK ANKARA Suriye sınırında son dönemde artan olağanüstü kaçakçılık faaliyetlerinin Türk ordusunu Suriye’ye sokmaya yönelik olduğu değerlendiriliyor. Son olarak 2 bin kişilik iki ayrı grup devriye araçlarını taşlayarak sınırı aşmaya çalışırken 300350 kişilik atlı gruba da önleyici atışlar yapılarak müdahale edilmişti. Yaşanan olaylarda, Türkiye’nin El Kaide uzantısı El Nusra’ya yönelik politikasında yaşanan değişikliğin de etkili olduğu belirtiliyor. Türkiye, Esad yönetiminin devrilmesi için desteklediği El Nusra’ya bir süre önce desteğini yavaş yavaş çekmeye başladı. Türkiye, El Nusra’dan uzaklaşırken PYD ile yakınlaşma politikasını benimsedi. Son olarak PYD’nin lideri Salih Müslim’i İstanbul’da ağırlayarak Milli İstih barat Teşkilatı(MİT) ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüştüren Ankara, Kürtlerin ilerleyen süreçte Suriye’de ilan edeceği özerkliği tanıyacağı garantisini verdi. PYD, bu garanti üzerine sınıra çektiği bayrağını Türkiye’nin iç politikasında rahatsızlık yaratmaması için indirdi. Tüm gelişmeler, El Nusra cephesinde ise büyük rahatsızlık yarattı. Süreç içinde kalabalık gruplar Türkiye sınırında “kaçakçı” kisvesi altında artarak boy göstermeye başladı. Hatay’ın Suriye sınırında, haziran ayı başından bu yana Suriye’den getirdikleri kaçak akaryakıtı Türkiye’ye geçirmek isteyen kaçakçılar, askeri birliklere 24 saldırı gerçekleştirdi. Kaçakçıların taş ve silah kullandığı saldırılara, asker de silah ve göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Kaçakçıların baskısının artması üzerine Türkiye, sınırdaki güvenlik önlemlerini artırdı. OĞUL REAGAN’DAN ABD VE TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ ‘Kerkenez’i de asarlar!’ Dış Haberler Sevrisi Eski ABD başkanlarından Ronald Reagan’ın evlatlık oğlu Michael Reagan, Elazığ’daki “İsrail casusu kerkenez” olayını yorumladığı yazıda, ABD Başkanı Barack Obama ve Türk yetkilileri sert eleştirdi. Reagan, ortağı olduğu NewsMax internet sitesinde yayımlanan “Obama’nın Türkiye’deki Kuş Beyinli Dostları” başlıklı yazısında, geçen hafta Elazığ’da İsrail casusu sanıldığı için çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra serbest bırakılan kerkenez kuşuyla ilgili yorumda bulundu. Reagan, “Başkan’a tavsiyem ise İsrail’i gibi müttefikleri kucaklarken Türkiye gibi ülkelerle arasına mesafe koyan bir dış politikaya yönelmesidir. Medya bunun nedenini sorarsa da ‘Küçük bir kuş söyledi’ dersin” ifadelerini kullandı. Reagan yazısında yakalanan kerkenez kuşunun idam edilmediği için şanslı olduğunu belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear