02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Park açılıyor İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gezi Parkı’nın bu sabah halka açılacağını söyledi. Temasları sırasında geazetecilerin sorularını yanıtlayan Vali Mutlu, “Yarın (pazartesi) her halükârda açmış olacağız. Bugün de tamamlanması gereken bazı eksikliklerin giderilmesi hususu iletildi. O nedenle her şeyi yarın tamamlamış olacağız. İnşallah gece gündüz tüm İstanbulluların hizmetine açmış olacağız” dedi. Gezi Parkı’na sürpriz ziyaret CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve partililerle birlikte Gezi Parkı’nı ziyaret etti. Parkın girişinde nöbet tutan polislerle tokalaşan ve hatırlarını soran Kılıçdaroğlu daha sonra parkı dolaştı. Kılıçdaroğlu burada ise özetle şunları söyledi: “Park insanlara yasaklanamaz. Dünyaya rezil oluruz. Rezil olduk zaten. Parkı insanlara yasaklayan bir yönetime, siz demokratik yönetim diyebilir misiniz ? Diktatörler, tiranlar yapar bunu. Polisler orada, niçin orada? İnsanlar gelmesin diye. İnsanların gezmediği park olur mu? Adına niye Gezi Parkı diyoruz?” Fotoğraf: DHA Kılıçdaroğlu ‘Palalılar polis koruması altında saldırıyor’ diyerek hükümeti uyardı: Kargaşaya götürür ARKADAŞIMIZ O AN ORADAYDI Polis bizi palalılara teslim edecekti ERK ACARER Ellerinde Gezi Parkı’nın açılışı için mahkeme kararı olan Taksim Dayanışması Platformu’nun çağrısıyla yurtaşlar meydanlarda buluşmaya hazırlanırken Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun açıklaması geldi. Bu açıkça bir müdahale sinyaliydi. Harbiye tarafından Taksim Meydanı’na doğru ulaşmaya çalışanların önlerine çekilen polis barikatları, valinin açıklamasını doğrular nitelikliydi. Valikonağı Caddesi’nin yanı sıra Divan Oteli yakınında da kalabalık polis grupları vardı. Güvenlik güçlerinin kasklarında numara olmayışı, meydana akın edenleri nasıl bir orantısız müdahale ve hukuksuzluğun beklediğinin de habercisiydi. Polis, gözlemlerimizi haksız çıkarmadı. Taksim Plaformu’nun basın açıklaması yapacağı saat olan 19.00 bile beklenmedi, güvenlik güçleri, Talimhane girişinde Gezi Parkı’na girmek için toplananlara anons yapmadan saldırdı. Biber gazıyla yoğun müdahalenin yanı sıra bir TOMA’nın Talimhane’ye araç girişini engellemek için yerleştirilen bariyerleri aşmaya çalışarak tazyikli su sıkması gözden kaçmadı. Protestocular ara sokaklara dağılırken ortaya elinde pala, demir çubuk ve tahta sopalar olan saldırganlar çıkıp halkı nefret söylemleri ve küfürlerle kovalamaya başladılar. Açıkçası, polisin halka saldırı anını bekledikleri ortadaydı. Güvenlik güçlerinin saldırganlara hiçbir şekilde müdahale etmemesi nasıl bir işbirliği yapıldığının da göstergesiydi. Bu sırada bordo tişört giymiş bir kişi, elindeki demir çubukla kaçanlara saldırdı. Bu nedenle birkaç gösterici sırtından ve belinden yaralandı. Üzerinde beyaz gömlek olan işletme sahibi Sabri Çelebi adlı saldırgan ise elindeki palayla halkın arasına karıştı. Biber gazından etkilenenlerin üzerine acımasızca saldırdı. Birkaç kişiyi elindeki palanın yanıyla darp ettikten sonra, genç bir kadına doğru yöneldi. Onu da elindeki kesici aletle darp edip sırtına tekme attı. Bu dehşet anlarına tanık olanların bir kısmı, Talimhane’de bulunan bir otele sığındı. Ne var ki saldırganları adeta koruma altına alan polis, otelin içine biber gazı attı. İçlerinde çocukların ve yaşlıların da olduğu grup, otelin alt katlarına doğru kaçarken aralarında bayılanlar ve fenalaşanlar oldu. Bu sırada, bir kadının, “Polis bizi dışarı çıkarmak ve eliyle saldırganlara teslim etmek için çaba gösteriyor” sözleri dehşetin ve acımasızlığın ne denli büyük olduğunu gösteriyordu. Kadının sözlerini astım hastası olduğunu öğrendiğimiz yaşlı bir adamın sözleri tamamladı. Bu sözler dün akşam Taksim ve Talimhane’de yaşananların özeti gibiydi: “Gözlerinde nefret var. Bizi öldürmek istediler. Polis de buna çanak tuttu. Ama ne olursa olsun boyun eğmeyeceğiz. Mücadeleye devam!” İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ellerinde satırlarla insanların üzerine saldırıyorlar. Üstelik polisin koruması altında saldırıyorlar. Bu olay Türkiye’yi kargaşaya götürür” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün sabah saatlerinde partililerle Taksim The Marmara Oteli’nde kahvaltıda bir araya geldi. Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı’nın halka kapatılmasını eleştirerek dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama olmadığını, bu ayıbın bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, pala ve satırlarla halka yapılan saldırının çok vahim bir olay olduğunu, bunun Türkiye’yi kargaşaya sürükleyebileceğini vurguladı. Gezi Parkı’na gelmek isteyenlerin eğlenmek, türkü söylemek, özgürlüğün tadına varmak istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu insanlara polisin gücünü kullanarak baskı uygulamak doğru mu? Hangi demokratik ülke ‘BU CÜRETİ NEREDEN BULDULAR’ İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Taksim’de ellerinde palalarla yurttaşlara saldıran kişilerle ilgili “Bu cüreti nereden buldular” diye konuştu. Salıcı, palalı saldırganlara müsamaha gösteren yetkililerle ilgili işlem yapılması gerektiğini söyledi. Oğuz Kaan Salıcı yaptığı açıklamada, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “Eli sopalı ve satırlı iki kişi gözaltına alındı” değerlendirmelerinin yeterli olmadığını belirtti. O an o bölgede görev yapan ve eli palalı kişilere müsamaha gösteren Emniyet görevlileri hakkında gerekli yasal işlemlerin derhal yapılması gerektiğine dikkat çeken Salıcı, Taksim’de yaşananların sorumluluğunun da idari ve mülki yetkililere ait olduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın geçen mayıs ayında başlattığı ve haziran boyunca da sürdürdüğü, “Mehter 10. Yıl Marşı” tartışmasındaki bir detay olayın seyrini baştan aşağı değiştirdi. Arınç, Manisa’da katıldığı bir programda Mehter Marşı’ndan önce 10. Yıl Marşı’nın çalınmasını eleştirerek “10. Yıl Marşı yerine, Mehter Marşı’yla başlasak daha anlamlı olurdu” sözleriyle tartışmanın fitilini ateşlemişti. Haziran ayında da Bursa’da katıldığı başka bir programda “Bir tören 10. Yıl Marşı ile başladı. Asabım bozuldu” diyen Arınç, konuyu bir kez daha ısıttı. TBMM’de torba yasa görüşmeleri sırasında yapılan sorucevap işleminde CHP Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı şu açıklamalar Arınç’ın asabını yeniden bozdu: “Manisa’da birlikte katıldığımız bir törene bir saat geç gelmiştiniz. Siz gelene kadar biz mehteran takımını dinledik. Mehteran takımı törendeki, tören alanındaki yerini aldıktan sonra, siz sanki onlar hiç dinlenmemiş gibi, kendi konuşmanızdan önce onlar konuşacakmış gibi onları arkaya yolladınız, sonra da o Arınç’ın Asabını Bozan Mehter Detayı sırada çalan 10. Yıl Marşı’nı da kastederek ‘Mehter varsa 10. Yıl Marşı’ndan önce o çalmalı’ dediniz. Aslında bu sizin gecikmenizden kaynaklanan bir sıkıntıydı. İkisi de bizim değerimiz, biz ikisini de birlikte kucakladık ama görüyorum ki daha sonra Bursa’da, hatta bakanlar toplantısı çıkışında dahi ‘Mehteran varsa önce o çalar’ diye, aslında bir saat geç geldiğiniz programda çoktan çalmış olan mehteranı birtakım şeylere alet ediyorsunuz.” Özel’in gizli kalan bu detayı paylaşmasının ardından Arınç, “Ben sizi orada onore etmiştim, ama gereksizmiş bunu şimdi anlıyorum” diyerek sinirlendi; sonra çocukluğuna dönerek “Mehterle ilgili düşüncem benim özel düşüncemdir. 7 yaşından beri bu düşünceye sahibim” dedi. Tekrar söz alan Özel de gazeteci Ahmet Hakan’ın yıllar önce kaleme aldığı “Yeni Başlayanlar İçin Arınç” başlıklı yazısını okudu. Arınç bu kez sakin bir şekilde Özel’i dinlerken AKP sıralarında oturan Mustafa Elitaş, Recep Özel, Hüseyin Şahin, Osman Aşkın Bak, Hüseyin Bürge ve Ahmet Yeni’nin asabının bozulduğu, hatta çileden çıktıkları gözlendi. de böyle bir olay olabilir” diye sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Olaylarda bir kadına tekme atılıyor, satırla saldırılıyor. Bu ülkenin başbakanı, bu kadına yapılan hakaret karşısında sessiz durursa olmaz. O polisleri, onları koruyan, gözeten polisleri bizim bilmemiz gerekiyor. O polislere o cesareti kim verdi, bilmemiz gerekiyor.” yorum. Burada öyle bir tablo yok, tam tersine sırtı sıvazlanıyor, ‘Siz buradan gidin’ deniyor. Onlar da ellerini kollarını sallayarak ellerindeki silahlarla gidiyorlar. Böyle bir tabloyu kabul edemeyiz” diye konuştu. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, Gezi Parkı’nın açılacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Sayın Vali açıkça suç işlemiştir. Bir hak kişilerin elinden alınamaz, bir anayasal hak, kişilerin elinden alınamaz” dedi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Parklar insan ‘Vali suç işledi’ ‘S ırtları sıvazlanıyor’ Kılıçdaroğlu, saldırı olaylarına karışanların gözaltına alınmalarıyla ilgili olarak da, “O insanların gözaltına alındığı söyleniyor. Ben buna da inanmı ların özgürlük alanlarıdır. İnsanlar orada otururlar, eylem yaparlar, türkü söylerler, konuşurlar, şakalaşırlar. Valinin izniyle park açılmaz, valinin izniyle park kapatılmaz. Yasakçı bir zihniyeti kabul etmiyoruz. AKP kendisi adeta bir devlet partisi görünümü altında; tek tip düşünen, tek tip konuşan, kendi emrinden ve otoritesinin dışından söylem geliştirmeyen bir toplum istiyor. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz.” Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı’ndaki alanın genişletilmesiyle ilgili olarak da, “Halka kapatılan bir alanın genişlemesinin ne anlamı var” diye sordu. AKP’de ‘Fireci’ 23 Vekil Aranıyor Başbakan Tayyip Erdoğan, Burhan Kuzu’ya adaylık için vize vermeyince Cemil Çiçek, Meclis Başkanlığı seçimlerine AKP’nin tek adayı olarak girdi. Çiçek, kendisi için oy kullanamadığı için AKP’nin de sandalye sayısı olan 324 oyu alması beklenirdi. Ancak Çiçek, ilk turda 292, ikinci turda 294, seçildiği son turda ise 299 oy alabildi. Son turdaki 299 oy, AKP’den Çiçek’e tam 25 milletvekilinin oy vermediğini ortaya koydu. Üstelik Erdoğan’ın grup toplantısında üstüne basarak “Meclis Başkanlığı seçimlerinde tam kadro hazır bulunup Çiçek’e oy verilmesini” istemesine karşın. AKP yöneticileri fire sayısının aslında 25 değil daha az olduğunu ortaya koymak için değişik hesaplama yöntemleri geliştirdi. Erdoğan’a da verilen rapora göre, 12 milletvekili “zorunlu mazeret” bildirerek oylamaya katılmamıştı. Oy pusulası alarak oy kullanan AKP’li vekil sayısı 312 idi. AKP’nin toplam sandalye sayısı 324 olduğuna ve Çiçek de 299 oyla seçildiğine göre, gerçek fire sayısı da 13’tü. AKP yöneticileri zaten 12 milletvekilinin mazeret bildirerek oylamaya katılmadığını açıklarken, katıldıkları halde 13 vekilin Çiçek’e neden oy vermediği konusunda ise geçerli nedenler ortaya koyamadı. Ancak bunun “organize bir tepki hareketi olmadığını, zaten sonuçta seçilmesi kesin olduğu için vekillerin çok önemsemedikleri” gibi gerekçeleri sayabildiler. Hatta firelerin “partide uzun zamandır hissedilen rahatsızlığın dışavurumu” olduğu yolundaki yorumlara karşı da, “Asla partiyle ilgili bir durum olamaz. Belki bazı vekiller Çiçek’ten istekleri olmuş karşılık bulamamış olabilir. Bu sandığa yansımış olabilir. Çünkü herkesi yüzde yüz memnun edemezsiniz” teziyle de faturayı Çiçek’e de kesmekten geri durmadılar. AKP’liler, “BDP’den de son turda Çiçek’e oy çıkmış. Bu durumda fire sayısı daha da fazlalaşıyor” şeklindeki değerlendirmelere ise “BDP’liler yalan söylüyor. Daha önce yerel seçimlerin öne çekilmesine ilişkin anayasa değişikliği de fireler nedeniyle düşmüştü. O zaman da BDP’liler oy verdiklerini söylemişlerdi. O zaman da oy vermediler. Çiçek’e dışarıdan oy gelmedi” savunmasıyla karşı çıktılar. Ancak AKP’lilerin karşı çıkamayacağı bir başka gerçek daha vardı. Çiçek 2 yıl önce 2011 seçimlerinden sonra ilk kez Meclis Başkanı seçilirken, yine AKP’nin tek adayı olarak girdiği seçimlerde tam 322 oy almıştı. Bu 322 oy ile son aldığı 299 oy karşılaştırıldığında da AKP’nin 2 yılda tam 23 fire verdiği ortaya çıkıyordu. AKP yöneticileri de “Fireler normal, olağanüstü bir durum, örgütlü bir oy vermeme durumu yok” deseler de özellikle iki yıl önce Çiçek’e oy veren 23 vekilin bu kez niye oy vermediğine kafayı fena halde takmış durumda. Erdoğan’ın kafasına takma katsayısının daha da yüksek olacağını çok iyi bilen AKP yöneticileri nedenlerini değil, ama “firelerin” kimler olduğunu aramaya başladı bile. Erdoğan, Gezi eylemlerine katılanları hedef almayı sürdürdü: Yağmacı, vandal, barbar İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi eylemlerine katılanları “işgal kuvvetleri, yağmacı, vandal ve barbar” olarak nitelendirerek “Hiç kimse kanunsuzluğa, anarşiye, vandallığa başvurup İstanbullulara, millete dayatmalarda bulunmaya kalkmasın” dedi. EsenlerOtogarBağcılarMahmutbeyOlimpiyatköyBaşakşehir metrosunun dün gerçekleştirilen açılış töreni AKP mitingine dönüştü. Törende konuşan Erdoğan, Gezi eylemleri nedeniyle göstericileri ve CHP’yi hedef aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek “Ey CHP sen kim, çevrecilik kim? Böyle Taksim Meydanı’na çıkıp orada nara atmakla çevrecilik olmuyor” dedi. Gezi direnişlerini eleştiren Başbakan, “Gezi Parkı için ne dediler. Ağaç, park, çevre dediler. Peki Allah aşkına camilerimizden ne istediniz. Üç gün Dolmabahçe Camii işgal altındaydı. Yolda 6 aylık bebeğiyle 9 yaşında kızıyla gezen başörtülü kardeşlerimizden ne istediniz. Sonra da çıkıp ‘böyle bir şey yok’ diyerek yalan söylediniz” diye konuştu. İstanbul’un İstanbullulara ait olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Herkesin yaşam tarzı önemlidir ve bizim teminatımız altındadır. Ama bu toprakların, yeşil alanların hiçbir noktası işgal kuvvetlerinin işgali altında olamaz. Kim ki buraları işgal etmeye kalkarsa o zaman karşısında devleti bulur.” Erdoğan, 3. köprünün 2015 yılında bitirileceğini, isminin ise Yavuz Sultan Selim olarak kalacağını söyledi. Erdoğan, kaygıyla izledikleri Mısır’daki olaylar karşısında, tüm dünyanın çok açık bir samimiyet testinden geçtiğini belirterek “Darbeye açık açık darbe diyemeyen, darbenin destekçisidir. Türkiye’deki ana muhalefet, tarihi boyunca hep darbelerden beslenerek büyümüştür. Sandıklarla gelmemiştir bu CHP, hep darbelerle gelmiştir. Hâlâ bunlar o beklenti içinde” dedi. Almanya’da Erdoğan’a destek mitingi yapıldı Gezi Parkı olayları sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan’a destek olmak için Düsseldorf’taki Rheinpark’ta “Demokrasiye Saygı Mitingi” yapıldı. Başbakan Erdoğan telekonferans bağlantısıyla katıldığı mitingde “Yıllarca değerlerimizi aşağıladılar, inançlarımızı hor gördüler. Yıllar boyunca tercihlerimizi, seçimlerimizi, arzu, talep ve beklentilerimizi yok saydılar. Demokrasiyi kendileri için bir imtiyaz görüp bizi çoban, köylü, koyun, bidon kafalı, makarnacı, kömürcü diyerek edepsizce aşağılamak istediler. Şu anda da yapmak istedikleri işte sadece budur. Sandık sonuçlarını hazmedemeyenler, demokrasiyi içlerine sindiremeyenler, sokakları işgal ederek, yakarak, yağmalayarak sonuç alabileceklerini sanıyorlar. Siz sahip çıktığınız müddetçe biliniz ki, demokrasiye hiç kimse el uzatamayacaktır. Türkiye üzerinde hiç kimse operasyon yapamayacaktır” diye konuştu. Mısır’daki darbeye de değinen Erdoğan, “Biz, halkın iradesine saygı duymayanlara saygı duyamayız. Türkiye’de bunun bedelini çok ödedik. Mısır’daki kardeşlerimizin de aynı bedeli ödemesini istemiyoruz” dedi. (Fotoğraf: AP) Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] Taksim Dayanışması kınadı İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, Gezi Parkı’nın açılmasını isteyen yurttaşlara polisin sert müdahalede bulunmasını kınadı. Taksim Dayanışması, önceki gün gerçekleştirilen polis müdahalesi ile ilgili yazılı açıklamada “Artık yeter. Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları, içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear