25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sanatçıların polis şiddetini kınamaları Erdoğan’ın sinirini sınır ötesi boyuta taşıdı 5 yönelik dış güçlerin yönlendirdiği bir tezgâhtır. Kim oluyor Sean Penn, David Lynch, söyler misiniz? Parayla yapılıyor bu işler! Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşılık! Biz şiddet gruplarını destekleyenleri önemsemeyiz, Kazlıçeşme’de başbakanımızı dinleyen 1.5 milyon insana bakarız. Çünkü biz cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi hamlesini yapıyoruz, darbecileri yargılıyoruz. Bu işin arkasında da CHP var! Onlar kışkırtıyor bu şiddet yanlısı olanları, teröristleri... HHH Güray Öz bizimle kafa buluyor, bulsun! Ben de okudum ilanı.. İşte yazıyorum Güray Öz’ün anlattıklarını: “Can sıkıcı açılımmaçılım işlerini hallederiz inşallah! Bay Mursi gibilerinin açtığı yaraları tımar eder, mağdura yatar, seçimlerde sandık ile demokrasimizi ilerletir, 2023’te 1923 meselesini halletmiş oluruz evvel Allah!” Evet yaparız bunu! Görürsünüz halk uyandı mı uyanmadı mı? Gıda torbaları hazır, kömürleri dağıttık bile... Geriye ne kaldı? Demokrasi ve özgürlük! Elimizde aklı başında televizyoncular, medya patronları var, TMSF var, genel yayın müdürleri var... Onlar gereğini yapar! Tenceretavayı muhbir vatandaşlarım çözümler! Zindanlar dolup taşar! Teröristler ortadan kaldırılır! Biz insan haklarına saygılıyız, polisimize güveniyoruz! Gazımız var, biberimiz, suyumuz var! Beş kişi mi ölmüş? Nasıl ölmüş, neden ölmüş... Bu The Times’e ilan verenler kimmiş, parayı nereden bulmuşlar? Elimizde belgeler var açıklarız! HHH Türkiye’de sansür yok, sadece egemen devlet var! Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’ye düşman olduğunu biliyoruz ama AB’ye girmek istiyoruz. Çekin önümüzdeki engelleri! Bırakın girelim AB’ye! İç mihraklar ve dış mihraklar birleşmiş, bize karşı tavır almış... Biz bu oyuna gelmeyiz. Kafamıza eseni yaparız. Solcuların, komünistlerin oyununa gelmeyiz... Biz Osmanlı’nın torunlarıyız, bunu bir yerlere yazmanızı ister, gözlerinizden öperiz! Yine de siz Allah’a emanet olun, teröristlere sahip çıkmayın! İstanbul Haber Servisi Ataşehir’deki Mimar Sinan Camisi’nden çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, The Times gazetesinde yayınlanan ve kendisine yönelik itham ve eleştirilerin yer aldığı ilanla ilgili, “Bunlar düşüncelerini, fikirlerini kiraya vermiş tipler. Bunlar demokrasiye inanmış tipler olsa yüzde 50 ile iktidar gelmiş bir Başbakan’a diktatör deme ahlaksızlığını göstermezdi. Sen beni nereden tanıyorsun, benimle ne zaman konuştun. Times kendi sayfasını kiraya veriyor, ahlaki zaafıdır bu onların. Times ile ilgili arkadaşlarım hukuki girişimde bulunacaktır” değerlendirmesini yaptı. PYD Başkanı Salih Müslim’in Türkiye ziyaretine ilişkin soruya ise Erdoğan, “Bu konuyla ilgili ola Times’ta zaaf buldu Times gazetesine verilen ilana tepki gösteren Erdoğan, “Bunlar düşüncelerini, fikirlerini kiraya vermiş tipler” dedi. Aydınların demokrasi çağrısı ve diktatörlük eleştirilerine yine ‘yüzde 50 beni seçti’ yanıtı veren Erdoğan Times’ı da davayla tehdit etti. rak son gelişmeler ve bu konuda alınan bir karar gereği MİT, kendileriyle gerekli olan görüşmeleri yapıyorlar ve görüşmeleri yapacaklar. Attıkları bu adımların yanlış, tehlikeli adımlar olduğu noktasında da kendilerine gerekli uyarılar bu noktada yapılacak. Görüşmenin çerçevesi budur” diye yanıt verdi. “Demokratikleşme Paketi”ne yönelik soru soran gazeteciye “Muhalefetin eleştirileri nedir?” diye soran Erdoğan, seçim barajı konusunun hatırlatılması üzerine “Bu konuda bizim şu anda barajla ilgili herhangi bir oynama, tasarruf gündemimizde yok. Şu son 10.5 yıl Türkiye bir güveni, istikrarı yakalamışsa, gerek demokraside gerek ekonomide bir güven ve istikrar varsa, bunun en önemli sebebi, koalisyonların olmadığı bir hükümet yapısıdır. Ama demokratikleşme paketiyle ilgili daha ortada açıkladığımız herhangi bir şey yok. Yalnız bir ipucunu vereyim: Son yaptığımız, büyük kongremizde demokrasiyle ilgili adeta bir manifesto açıkladık. Son çalışmalarla adeta biz bunu güncelleyeceğiz” dedi. Mısır’da yaşanan darbeye ilişkin ise Erdoğan özetle şunları söyledi: “Askeri bir darbe yaşanıyor Mısır’da. Darbeyi yapan kişi taraftarlarını sokağa dökmek istiyor. Bunlar yolsuzlukların veya yolsuzluklarının üzerini örtmek için bu tür bir yaklaşım içine giriyorlar. Mısır’ın geçmiş dönemdeki en büyük talihsizliği yolsuzluklardır. Bu yolsuzlukların dışında çok ciddi Mısır’ın gayrimenkullerinin parselasyonu söz konusuydu. Bütün bu parselasyonlar ‘el verecek, meydana çıkacak’ diye aslında endişeler var. Ama asıl bunlara yol vermeyen sandıktır. Sandıktan niye çekiniyorlar, neden korkuyorlar?” Kafamı Attırma, Ezerim... Ne güzel yönetiyorduk ülkeyi... Demokrasi ve özgürlük masalları anlatırken alkışlanıyorduk... Ergenekon, Balyoz, KCK falan derken bizi sevenler çoğalıyordu... Askeri vesayeti ortadan kaldırmıştık! Dile kolay tam 11 yıl bitmek üzere... Her şey güzeldi, hoştu, barış süreci başlamıştı... Önce “van münit” çektik, ezilen, sömürülen Ortadoğu ülkeleri halklarının lideri olmuştuk. Sonra “Arap Baharı” gelip çattı, Libya’da biraz geride durduk, Suriye’ye sıra gelince ilk dalışı biz yaptık! Ha yapmaz olaydık! Balyoz’u bitirdik, Ergenekon’u bitirmek üzereydik... Gezi Direnişi, halkın suskunluğunu bozması aklımızı başımızdan aldı. Şaşırıp kaldık! Ulusal medyayı susturduk ama yurtdışından gelenleri ne yapacaktık? Üzerimize geldiler, bizi desteklemediler... Şu işe bakın siz! Kürecik’e kalkanı kuran da bizdik, kardeşim Esad’ın poposuna tekme vuran da... Yapayalnız kaldık! Gazetecileri işten attırdık, gözdağı verdik, beş kişi öldü, 13 kişi kör oldu, gaz stokları bitti... Tutukladık, yetmedi! Yandaşlar ve biz baş başaydık! HHH The Times’a bir de ilan vermişler. Fazıl Say da konuşmuş... Bilmem kaç beste yapmış Gezi Direnişi’yle ilgili... İlana bir göz attım. Saçma sapan şeyler... Bizim zindanlarımızda Çin ve İran zindanlarında bulunan gazetecilerin toplamından daha fazla gazeteci varmış! Nereden çıktı bu! Gösterin bakalım, yazılarından ötürü içerde yatan var mı? Terör örgütü üyesi olursa ne yapacaktık, yatırmayıp besleyecek miydik? Kafamızı attırdılar, ezip geçmemizi istediler, biz de yaptık o kadar... Bak biz hem yatırıyoruz hem besliyoruz! Fazıl Say’a, Yaşar Kemal’e, Zülfü Livaneli’ye ne oluyor? Onlar işlerine baksın! O ilan milli iradeye saygısızlıktır, AKP iktidarına YÖNETMELİK TASLAĞI AÇIKLANDI Alkole yasakta Gezi’ye biber gazı partiliye gül suyu Türkiye, Gezi eylemleri ne deniyle son iki ayı biber gazıyla geçirirken Şırnak’ta farklı bir görüntü yaşandı. Partililer, hortumlu bir düzenekle üzerlerine dökülen gül suyu ile serinledi. 16.30’da planlanan açılış, Erdoğan gecikince 2 saat sarktı. çifte standart TAPDK’nin hazırladığı alkol yönetmelik taslağında cami yanına bar açılması yasaklanırken bar yanına cami yapmak konusunda bir sınırlama bulunmuyor. SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) hazırladığı, alkol yasaklarına ilişkin yönetmelik taslağından çifte standart çıktı. TBMM’de mayıs ayında kabul edilen ve alkolün tanıtımı, sunumu ve satışına ilişkin geniş yasaklar getirdiği için “4. Murat yasası” olarak değerlendirilen düzenlemenin uygulanmasına ilişkin yönetmelik taslağı, ilgili sivil toplum kuruluşlarına gönderildi. Alkol satışının yapıldığı yerler ile örgün eğitim kurumları ve dershanelerin, öğrenci yurtları ve ibadethanelerin arasında “kapıdan kapıya en az yüz metre bulunması zorunluluğuna” ilişkin hüküm, yasanın en çok tartışılan konularından biri olmuştu. Özellikle “dershane” tanımının net olarak yapılamaması, KPSS dershanelerinin bile bu kapsama girebileceği düşüncesiyle, alkol yasağının 18 yaşın üzerine de uygulanacağı endişesini gündeme getirmişti. Yönetmelik taslağında, yasanın belirsizliklerinden biri olan “kapıdan kapıya 100 metre” kuralının karşı tarafı olan yeni açılacak dershane, öğrenci yurtları ve ibadethanelerde bu koşulun aranıp aranmayacağı sorusuna açıklık getirildi. Taslağa göre, yeni açılacak, alkol satışı yapan işletmenin, dershane, öğrenci yurdu ve ibadethanelerin 100 metre yakınına açılması engellenecek. Ancak aynı koşul, yeni açılacak dershane, yurt ve cami için aranmayacak. Taslak maddesine göre, satış belgesi verildikten sonra işyerinin 100 metre yakınında örgün eğitim kurumu, dershane ve öğrenci yurdu veya ibadethanenin faaliyete geçmesi, satış belgesinin geçerliliğini sona erdirmeyecek. Alkollü içecek satışı ve sunumu yapmak üzere izin belgesi almak isteyen bir işletmenin konumunun örgün eğitim kurumuna, dershaneye, öğrenci yurduna ve ibadethaneye 100 metre yakın olup olmadığını kolluk kuvvetleri belirleyecek. Taslakla, alkollü içeceklerin internet üzerinde satışı ve tanıtımına da yasaklar getiriliyor. Buna göre alkollü içeceklerin adını veya markasını içerecek şekilde reklam ve tanıtıma yönelik internet sitesi açılamayacak. Yani alkol yasaklarında devreye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı da girecek. Erdoğan: Helalleşerek bütün meseleleri halledeceğiz Süreçten vazgeçen biz olmayacağız FIRAT KOZOK Polis ölçecek ŞIRNAK Başbakan Tayyip Erdoğan, çözüm süreci konusunda “Çözüm sürecinden vazgeçen, bu süreci sabote eden, sonuçsuz bırakan asla ve asla biz olmayacağız. Bu süreci akamete uğratan ağır bir vebalin altına girer” diye konuştu. Şırnak’ta yapımı tamamlanan, 2012’de yaşamını yitiren, BDP’nin desteği ile Meclis’e giren bağımsız milletvekili Şerafettin Elçi’nin adının verildiği havaalanı açıldı. Açılış töreni öncesinde Şırnak’ta devletin tüm olanakları seferber edildi. Erdoğan, 11 bakan ile Şırnak’a çıkarma yaptı. Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü çözüm sürecine ayırdı. “Çözüm sürecini ilerleterek, aradan silahları çekerek, helalleşerek bütün meseleleri halledeceğiz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Kalıcı baharın gelmesi için samimiyetle çalışıyoruz. Çözümden vazgeçen, bu süreci sabote eden asla biz olmayacağız. Süreci akamete uğratan ağır bir vebalin altına girer. Herkes sorumludur.” Başbakan’ın gündemindeki bir diğer konu da The Times gazetesi oldu. Erdoğan, Gezi eylemlerindeki polis şiddeti nedeniyle dünyaca ünlü isimlerin kendisini eleştiren mektubunu yayımlayan gazeteye tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Haritada Türkiye’nin yerini gösteremeyecek olan sözde ünlü şahısların mektubun içindeki Türkiye’deki olay Uludere’den 6 aile katıldı Erdoğan iftarını da havaalanında vatandaşlarla birlikte açtı. İftarda 28 Aralık 2011 tarihinde meydana gelen ve 34 vatandaşın hayatını kaybettiği Uludere olayında yakınlarını kaybeden vatandaşlardan Zeki Tosun (Mehmet Tosun’un babası), Sadık Alma (Fatih Alma’nın babası), Emine Ürek (Yüksel Ürek’in annesi), Felek Encü (Erkan Encü’nün annesi), Veli Encü (Serhat Encü’nün kardeşi, 11 yakınını kaybetti) ve Reşit Ant da (Adem Ant’ın babası) katıldı. Ailelerin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, çağrısıyla iftara katıldıkları belirtildi. Kardeşi ile 26 yakınını kaybeden Ferhat Encü ise geçen bir yılda hükümetin ölümleri meşrulaştırmaya çalıştığını belirtirken “Bana bilgi, davet gelmedi, ailelere de gelmedi. Çocuklarını kaybedenler bu iftara katılmayacaktır. Ama Encü soyadlı 5 bine yakın kişi var. ‘Ölenlerin yakınlarıyız’ diye gidenler olabilir” dedi. Erdoğan’ın iftarına CHP’li Atilla Kart: Taltif bile adaletsiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvkekili Atilla Kart, Emniyet teşkilatındaki para ödülleriyle ilgili TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu’na göre emniyet mensuplarına, ülkenin güvenliği, devletin çıkarları, kişilerin can, ırz ve mallarını korumada, olağanüstü durumlarda gösterdikleri fedakârlık nedeniyle para ödülü verildiğini anımsatan Kart, AKP iktidarına kadar genel uygu ‘Emniyet’te ayrımcılık var’ lamanın bu yönde olduğunu anımsattı. AKP iktidarıyla birlikte, bu konudaki adaletsizliğin “ayrımcılık” boyutuna ulaştığını belirten Kart, “taltif” adı altında yapılan ödemelerin Emniyet bünyesinde ciddi huzursuzluklara yol açtığını ifade etti. Kart, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde her 3 ayda bir taltif adı altında ödeme yapıldığını, bu ödemelerden sadece TEM Şube, Organize Şube, Asayiş Şube emrinde görevli amir ve memurların yararlandığını söyledi. Times’a: İşte senin bedelin ların iç yüzünü anlamadan böyle bir mektuba imza atmalarını esefle karşıladık. Bu metne imza atanlar çok ciddi şekilde aldatılmışlardır. Bu mektup Türkiye’nin saygınlığına zerre kadar leke getirmez ama onu yayımlayan gazetelerin imza atanların saygınlığına gölge düşürür. Acaba kaça yayınladın bu mektubu Times? İşte senin bedelin o.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear