02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Portekiz! Mursi’yi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan sürece “Arap Baharı” dedik, ama ordu tarafından devrildi. Mısır’da olan darbedir devrim değil! Bizim Mısır’dan ders çıkarmamız gerekir! Unutmayın en kötü sivil rejim en iyi askeri rejimden iyidir... Türkiye bunları yaşadı... Ölümleri, acıları, hüzünleri yaşam biçimi yaptı. Derin devleti tanıdı mı tanımadı mı hâlâ kuşkularım var! HHH Hayat, insan sevgisiyle yaşanır hale gelir... Doğayı seveceksin, çiçekleri, böcekleri... Dağların soğuk gölgesinde yaşayan çocukları düşüneceksin; korkuyu, yoksulluğu... Unutmayacaksın katliamları! Ne Sivas’ı ne Başbağlar’ı ne de Uludere’yi... Binlerce yıllık bir tarihin ve kültürün izlerini taşıyan coğrafyamızda barış içinde demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimine dönüştürmek o denli zor değil. Kardeşi kardeşe kırdırmayacaksın! Irk, din, dil, mezhep ayrımcılığı yapmayacaksın! Ne darbecilere, ne diktatörlere boyun eğmeyeceksin! Emeğin örgütlü gücünü savunup vahşi kapitalizme karşı çıkacaksın! Bileceksin bu kurulu düzende vahşi kapitalizmden yararlanıp kur ve faizden milyarlarca lira havadan para kazanan para babalarını! Kimseye teslim etmeyeceksin 1923 Devrimi’nin kazanımlarını. HHH Askeri darbe devrim değildir... Devrim görüntüsünde darbelere tanık olduk... Ben bunların hiçbirine inanmadım! Çünkü devrim; bir siyasal iktidarın yıkılması değil, toplumsal, sosyal, ekonomik yeni bir düzenin kurulmasıdır. Devrimler gerici değil ilericidir! Laik demokratik Cumhuriyet bir darbe sonucu değil bağımsızlık savaşı sonucu kurulmuştur. Kurtuluş ve kuruluş! Bu iki önemli kelime... Bugün geldiğimiz çizgi ise kaygı vericidir... Evet sandık demokrasiye giden yolda ilk adımdır ama unutmayın Hitler de sandıktan çıkmıştır. Emniyet, Korkmaz cinayetinde savcılığa polislerin eski fotoğraflarını göndermiş ‘Şüpheler artıyor’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Parkı Direnişi sırasında 2 Haziran’da aralarında polislerin de olduğu iddia edilen eli sopalı bir grup tarafından dövüldükten sonra 10 Temmuz’da yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili soruşturmada, bölgede görevli 500 polisten sadece 6’sının ifadesi alınırken, Eskişehir Emniyeti’nin polislerin eski fotoğraflarını gönderdiği ortaya çıktı. Eskişehir’de polislerin de olduğu iddia edilen eli sopalı bir grup tarafından dövülen ve geçirdiği beyin kanaması nedeniyle 10 Temmuz’da yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz ile ilgili soruşturmada, 53 gündür somut bir gelişme kaydedilemedi. u Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesi soruşturmasında, Emniyet’in savcılığa bölgede görev yapan polislerin eski fotoğraflarını gönderdiği ortaya çıktı. Savcılık olayın ortaya çıkmasının ardından polislerin yeni çekilmiş fotoğraflarını isterken Korkmaz ailesinin avukatları sadece 6 polisin ifadesinin alınabildiğine dikkat çekerek soruşturmanın engellenmeye çalışıldığını söyledi. Olay yerindeki MOBESE kameralarında görüntü bulunamazken, işyeri kameralarındaki görüntülerin de tahrip edildiği ortaya çıkmıştı. Polisler hakkında soruşturma başlatan, tahrip edilen görüntüleri geri döndürülmesi amacıyla Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderen ve olayla ilgili polisten ayrı bir ekip kuran cumhuriyet savcısı Hakan Ali Erkan görevden alınarak yerine savcı Hasan Gönen atanmıştı. Tanıkların ifadeleri üzerine olay yerinde görevli 150’si sivil toplam 500 polis hakkında da soruşturma başlatılırken, şu ana kadar ancak 6 polisin ifade verdiği belirtildi. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ise cumhuriyet savcılığının talebi üzerine olay yerinde görevli polislerin fotoğraflarını gönderdi. Ancak Emniyet’in, polislerin çok eski yıllara ait fotoğraflarını gönderdiği, bunun da tanıkların teşhisini güçleştirdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık Eskişehir Emniyeti’nden polislerin yakın tarihlerde çekilmiş fotoğraflarını istedi. Bu fotoğraflarla teşhis olmaz Korkmaz ailesinin avukatları ise yaşananlara isyan etti. Soruşturmanın engellendiğini ifade eden avukatlar, “Emniyet’in çok eski fotoğrafları göndermesi şüpheleri artırıyor. Birkaç yıllık sürede, insan şişmanlar, zayıflar. Sivil polisler, saç modellerini değiştirmiş, sakal bıyık bırakmış olabilir bu sürede. Bu fotoğraflar, tanıkların teşhis yapmasını güçleştiriyor. 500 polisten şimdiye kadar sadece 6 tanesinin ifade vermesi de dikkat çekici” dedi. Ali İsmail Korkmaz’in öldüresiye dövüldüğü Sanayi Sokak’ta bulunan bir otel ve fırından alınan güvenlik kamerası kayıtlarının geri döndürülmesi için Ankara’daki Jandarma Kriminal Laboratuvarı’ndaki çalışmalar sürüyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu ise görüntülerin bilerek mi silindiği yoksa başka bir nedenle mi görüntü alınamadığı konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Eskişehir Valiliği ise dün yaptığı açıklamada kentte olaylara müdahale için polislerden oluşan 3040 kişilik sopalı bir tim kurulduğu iddialarını reddetti. Hitler de Sandıktan Çıktı... Bazen anılarınla baş başa kalırsın bir kıyı kasabasında, bir kentte... Kendi kendine sorarsın: “Hayat nedir?” Sahi nedir hayat! Devrimle darbeyi karıştıranların ülkesinde yaşıyoruz. Sapla samanı ayırt edemeyenlerin içindeyiz. Birbirimizden farkımız yok! O tepeden bakanların, caka satanların, demokrasiyi salt sandık sananların arasındayız. Azgelişmiş demokrasilerde tüm iktidarlar böyledir... Hele 10 yılını doldurmuş ve gücüne güç katıyorsa! Çünkü baskı araçları elinde, ordu elinde, polis gücü elinde... En masum eylemde polis acımasız! Öldürüyor, yaralıyor, gözünü çıkarıyor! Kibirli iktidar bildiğini okuyor! Medyayı eline geçirmiş ve geçirmeyi sürdürüyor. Muhalif yazarları işinden attırıyor. Üstelik işinden atılanların çoğunluğu liberal! Neler yazmışlar kibirli iktidara destek vermek için... HHH Şu anda onlara gereksinimi yok! Orduyu düzene sokmuş! İçi rahat! Hele şu Gezi Direnişi dalga dalga yayılmasaydı, Türkiye’den dünya televizyonları yayın yapmasaydı, keyifler daha iyi olacaktı! Olmadı işte! O çapulcular ve ayyaşlar havasını indiriverdi! Bundan sonra toparlanması zor mu kolay mı birlikte göreceğiz. Demek istediğim zaman zaman hayatın sayfalarını karıştırmak, iktidar olduktan sonra baskıcı bir sivil rejimi sürdürmek için ileri geri konuşmamak gerekir... Darbe darbedir, devrim ise devrim... Tepeden tırnağa değişimi yeğler... Bu ülkenin sıkıntısı darbeyle devrimi birbirine karıştırmaktır... 1923 Türk Devrimi’dir... 1789 Fransız, 1917 Rus Devrimi... Küba ve Çin devrimleri... Darbelerden demokrasi umudu çıkmaz... Öyle demeyeyim ara sıra çıkar... GÖRMEZ SINIR TANIMIYOR CHP İL ÖRGÜTÜ: Diyanet medyaya ulema önerdi FIRAT KOZOK Hâkimlere vicdan çağrısı Antakyalılar Gezi direnişinde yitirilenleri anmak ve tutuklamaları protesto için dün gece de Armutlu Mahallesi’nde oturma eylemi yaptı. ANKARA Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, medya kuruluşlarının spor, emlak, hava durumu gibi konularda istihdam ettiği kadroların dini konular için de oluşturulması gerektiğini söyledi. Diyanet, üniversite işbirliği ile ile “medya ve din” başlığı altında bir seminer düzenlemeye hazırlanıyor. Gazetecilerle iftar programında bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, medya ile ilişkilerinin belli bir seviyeye ulaştığını, bunu daha da ileri noktalara taşımak istediklerini belirterek şunları söyledi: “Her medya organımızın ayrı bir din danışmanına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Her medya organında mesela emlak danışmanınız bile var, hava durumunu bildiren bir uzman var, spor konularını takip eden var. Ama din gibi ciddi bir konunun uzmanlarının medya içerisinde olmamasının bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.” Görmez bu konuda bir üniversite ile “medya ve din” başlıklı bir seminer programı da düzenleyeceklerini belirtirken, “Batıda görev yapan arkadaşlarımız bilir ki CNN’den BBC’ye dünyadaki bütün büyük medya organlarının mutlaka bir dini temsilcileri vardır. Katolik temsilcisi ayrıdır, Ortodoks temsilcisi, Protestan temsilcisi ayrıdır. Türkiye’de de yazılı ve görsel medyamızın kendi bünyesinde İslam dini ve diğer dinleri çok iyi bilen uzmanlaşmış, dini terimleri, kavramları bilen temsilciler bulunmasının önemli olduğunu düşünüyorum” diye ekledi. Antakya direniyor MEHMET ALİ SOLAK ANTAKYA Antakya’da Gezi Direnişi’ne destek vermek ve Abdullah Cömert ile Ali İsmail Korkmaz’ın katillerinin bulunması amacıyla Sevgi Parkı’nda kurulan çadırların kaldırılması ve 32 kişinin gözaltına alınmasının ardından tepkiler dinmiyor. Armutlu Mahallesi’nde önceki gece toplanan binlerce kişi oturma eylemi yaparak, “Abdullah Cömert ölümsüzdür”, “Ali İsmail Korkmaz onurumuzdur”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları attı. Eylemciler, 3 saat sonra eylemi sonlandırdı. Bir grup ise Sevgi Parkı’na gitti. Olay yerine giden polis ise parkın boşaltılmasını istedi. Buna tepki gösteren Hatay Halkevleri Şube Başkanı Eylem Mansuroğlu, “Siz TOMA’ları önümüze çıkarsanız da yine eylemi yapıyoruz. Şimdi eylem yapmıyoruz, arkadaşlarla çekirdek çitliyoruz. Bu da yasak mı? Bu kentin barış iklimine yazık etmeyin” dedi. Parkta bir süre oturan eylemciler daha sonra ayrıldı. Hatay genelinde birçok ilçe ve beldeden gözaltına alınan 32 kişiden 3’ü çocuk 15’i emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. 17 kişinin ise özel yetkili savcılığa sevk edileceği bildirildi. CHP milletvekilleri Refik Eryılmaz, Hasan Akgöl ve Mevlüt Dudu ise dün düzenledikleri basın toplantısıyla kentte yaşanan gözaltı ve tutuklamaları kınadı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir İl Örgütü, Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümünde sokağa çıkan ve ardından tutuklanan gençleri yalnız bırakmıyor. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, bugün tutukluluk durumları görüşülecek gençler için geniş katılımlı olarak Bayraklı Adliyesi’nde toplanacaklarını bildirdi. CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven ve Oğuz Oyan da yaptıkları ortak açıklamada, “Hâkimleri, Türkiye’nin geleceği adına vicdanlarıyla karar vermeye çağırıyoruz” dedi. AKP iktidarında, hak arayan her kesime yönelik sindirme operasyonu düzenlendiği vurgulanan açıklamada, “Gezi operasyonları kapsamında hedef haline getirilen ve en çok tutuklusu olan kent İzmir’dir. Birileri güzel İzmir’i de yarı açık cezaevine dönüştürmek istiyor” denildi. DÜNYACA ÜNLÜ SANATÇILARDAN ERDOĞAN’A SERT MEKTUP Arınç, hâkimlerin tutukluluğun devamı gerekçelerine tepki gösterdi: Kaçarsa sen de yakala ANKARA (Cumhu riyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’de uzun tutukluluk kararlarına imza atan hâkimleri eleştirerek, “Efendim kaçabilirler deniyor. Bunlar nereye kaçacak? Kaçırsan gitmez. Kaçarsa kaçsın. Sen de kaçırma. Kaçtıysa yakala. Yakalayamıyorsan bırak kardeşim” diye konuştu. Arınç, önceki akşam bir araya geldiği gazete temsilcilerine gündeme ilişkin şu açıklamalarda bulundu. bir sene önce bir kanun çıkardık. Tutuklama ve tahliye taleplerinin reddinde gerekçe istedik. Gerekçe getirdiler önümüze yine eski gerekçeler, eski sözler. Kanun çıkarmak yetmiyor bazı konularda. ‘Efendim kaçabilirler’. Kaçarsiyaseten yapılması gereken şeyler var. Barajı yüzde 10’da tutup ek tedbirlerle temsilde adaleti sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Herkes tef gibi gergin: (‘Gezi Parkı nedeniyle Başbakan ile aranızda gerginlik var Hâkimlerin tutukluluğun sürmesi için kaçabilirler mı’ sorusuna) O sübahanesine sığındığını belirten Arınç, ‘’Kaçarsa reç içerisinde herhangi bir olumsuzluk yakaçsın. Sen de kaçırma’’ dedi. Kamuda türban şanmadı. Gerilim derserbestisinin sinyalini veren Arınç, Erdoğan ile seniz herkesin tef giaralarındaki gerilim konusunda da “Herkesin tef bi gerildiği bir Türkiye’deyiz. gibi gerildiği bir Türkiye’deyiz’’ dedi. ‘Evet efendimci’ değiliz: Biz bulundusa kaçsın. Sen de kaçırma. İşte bugün çalıştığımız ve ğumuz yerde söz düşerse Kaçtıysa yakala. Yakaya devam ettirdiğimiz konu veya konuşmamız gerekirmıyorsan bırak kardeşim. ların içerisinde bir tanesi se doğrusu sağa sola bakBen inanıyorum, bir pro de bu olacak inşallah. Si madan içimizden ne gelifesördür, bir şudur, budur. ze bir tane ipucu olsun... yorsa onu söyleriz. BirileBunlar nereye kaçacak? Adalet lazım ama ri memnun olur veya olKaçırsan gitmez. barajı düşmez: Biz 11 maz hiç umurumuzda deKamuda türban yıldan beri hükümetin de ğil. Ama orada hâsıl olan sinyali: (28 Şubat dö vam ettiğini ve bir istikrar sonucu da aynen benimneminde türban taktığı için sağlandığını gördüğümüz seriz ve onun arkasından görevinden alınan öğretme için şu an bize hâkim olan da koşarız. Yani evet efennin iade davasında Milli düşünce barajın muhafa dimci, sepet efendimcilerEğitim’in temyize gitme zası. Ancak vicdanen ve den değiliz. kararı) Davaların hepsinden bakanın haberi olmayabilir. Böyle bir temyizin yapılmasını onaylamayız. Özgürlüklerin asıl hedef olduğu bir Türkiye’de bu tür şeylerle uğraşmamak ve bu alanları daha da açmak gerektiğini düşünüyoruz. ‘Strasbourg’da yargılanırsın’ Haber Merkezi Avrupa’da Parkı’nın benzersiz bir şiddet sanat dünyasının en önemli kullanımıyla boşaltılmasından isimleri, dün İngiltere’de sadece günler sonra, tek yayımlanan The Times suçları sizin diktatoryal gazetesine tam sayfa ilan yönetimine karşı çıkmak vererek Gezi Parkı eylemlerinde olan bu beş ölüye aldırmadan, polisin aşırı şiddet uygulaması İstanbul’da Nuremberg nedeniyle Başbakan Tayyip Toplanması’nı hatırlatan bir Erdoğan’ı eleştirdi. Erdoğan’a Lynch miting düzenlediniz. Sizin Türkiye’nin Avrupa Konseyi hapishanelerinizde Çin ve üyesi olduğu ve Avrupa İnsan İran hapishanelerindeki Hakları Sözleşmesi’nin bir tarafı sayının toplamından daha olduğu hatırlatılan mektupta, fazla gazeteci var. Buna ek “Sonuç olarak, beş masum olarak göstericileri çapulcu, gencin ölümüne neden olan yağmacı, holigan olarak emirleriniz, Strasbourg’da nitelendirdiniz, hatta bu bir davaya dayanak teşkil göstericilerin yabancıların Mango yönlendirdiği teröristler edebilir” denildi. Mektuba; yönetmen olduğunu söylediniz. Oysa David Lynch, aktör Sean Penn, gerçekte, bu göstericiler sadece Sir Ben Kingsley, James Fox, Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün aktris Vanessa Redgrave, Susan öngördüğü şekilde laik bir Sarandon, Atatürk’ün biyografisinin cumhuriyet olarak kalmasını yazarı Andrew Mango ve Türkiye’den isteyen gençlerdi. Sonuç olarak, bir de piyanist Fazıl Say’ın da arasında yandan ülkenizi AB üyesi yapmaya bulunduğu 30 ünlü sanatçı imza koydu. çalışırken, bir yandan Türkiye’nin bir İlanın tam metni şöyle: “Sayın Bay egemen devlet olduğunu söyleyerek, Erdoğan, aşağıda imzası olanlar, AB liderleri tarafından size yönelik bu mektubu sizin polis güçlerinizin tüm eleştirileri reddediyorsunuz. İstanbul’da Taksim Meydanı ve Gezi Size 9 Ağustos 1949’da imzalanmış Parkı ile Türkiye’nin diğer büyük konvansiyon uyarınca Türkiye’nin şehirlerindeki barışçı gösterileri, Türk Avrupa Konseyi’nin bir üyesi Tabipler Birliği’nin verilerine göre olduğunu, 18 Mayıs 1954’te Avrupa beş kişinin ölmesi, 11 kişinin ayrım İnsan Hakları Konvansiyonu’nu göstermeksizin biber gazı kullanımı imzaladığını ve Avrupa İnsan Hakları nedeniyle gözünü kaybetmesi ve 8 Mahkemesi’nin yetkisini tanıdığını binden fazla kişinin yaralanmasına saygıyla hatırlatıyoruz. Bunların neden olacak biçimde, zalimce sonucunda, beş masum gencin bastırmasını en güçlü şekilde ölümüne neden olan emirleriniz, kınamak amacıyla yazıyoruz. Strasbourg’da bir davaya dayanak Ancak, Taksim Meydanı ve Gezi teşkil edebilir. Saygılarımızla...” Gezi Parkı’nda Cumhuriyet’in haberini anlattı Yemekte Gezi Parkı eylemlerinde gündeme gelen Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi’nde yaşananlara da değinen Görmez, Cumhuriyet’in Diyanet müfettişlerinin saptamalarına ilişkin haberini doğruladı. Görmez, “3 günlük kamera kayıtları bizim elimizdedir. Sadece yaralılar yok, sadece masum olarak oraya sığınanlar yok. Herhangi bir Müslümanın kabul edemeyeceği başka davranışlar da var. Onların bir kısmını paylaşmayı doğrusu zaid kabul ettik. Gönül isterdi ki böyle bir şey hiç olmasaydı” dedi. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’de bütün inanç kesimlerinin özgürce kendi inançlarını yaşamaları, kendi değerlerini gönül rahatlığıyla herkesle paylaşabilecek bir ortama sahip olmaları için büyük bir çabanın içerisinde olduklarını da ileri sürdü. Mahkemesi’nin kararını çok olumlu ve doğru buluyorum. Evrensel bir hukuk prensibidir tutukluluğun istisnai olması. Bir insanı bir saat bile hürriyetinden mahrum etmemek lazım. Yargıya inanıyorsak yargı süratli olmalı. Gecikmiş adalet kötüdür. Bu süratli yargılamada bazı zorluklar olabilir. Tam Uzun tutukluluk fırçası: Anayasa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear