23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ 14 HABERLER Keskin: Yerel seçimlerde yükselişe geçeceğiz Oğlum babasının sonrası hasta Her görüş yüzünü İstanbul Haber Servisi Toplu davalardan tutukluların eş ve çocukları, babalarının, eşlerinin tutukluluklarını kendilerini nasıl etkilediğini anlattılar. Subay çocukları “Birçok aile, çocuğunu yurtdışında, birçok çocuk da babasını orduevinde sanıyor. Bu operasyonlar aile bütünlüğünü bitirmeye yönelik. Evin babası bir anda biz olduk. Baba olmak ne kadar zormuş, bunu anladık” dediler. Balyoz davasında yargılanan ve çeşitli cezalara çarptırılan subayların çocukları, yaşadıkları zor günlere dikkat çekerek “Dava ile hayatlarınız tutuklandı” dediler. Balyoz davasında 18 yıl cezaya çarptırılan Tümgeneral Ahmet Yavuz’un oğlu Selim Yavuz, Balyoz Davası’nda Selim ve kardeşiyle birlikte Mert Yavuz avukat olarak görev yaptıklarını belirterek “Bizim bu olayı seyretme lüksümüz olmadı. Zamanımızın çoğunu bu davaya harcadık ve bu da bizim için yıkıcı bir süreçti. Babam tutuklandıktan sonra ilk 3 ay her gün cezaevine gittim. Bir süre sonra oraya sadece babanızı görmeye gitmiyorsunuz. Oradaki insanlar da sizin babanız, kardeşiniz oluyor. Yıpratıcı bir dönemdi ve devam ediyor” dedi. Yavuz, Balyoz Davası ile birlikte hukuka olan inancını yitirdiğini belirterek şöyle devam etti: “Bu sahte belgeleri tasarlayan adam gelse sadece dese ki ‘ben yaptım’, gene hiçbir şey değişmezdi. Size öyle bir muamale yapıyorlar ki süs bitkisi gibi. ‘Ne söylersen söyle ben bu işi yapacağım, kılıfına uyduracağım’ muamelesini gördükçe hayal kırıklığına da uğruyorsunuz. Ailevi olarak ortasında olmanın ötesinde avukat olarak da mesleğimden utandım.” l DHKPC operasyonunda 19 Şubat’ta gözaltına alınan Büro Emekçileri Sendikası (BES) 1 No’lu Şube yöneticisi Dursun Doğan ve 18 Ocak’ta Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlarla alınan oğlu Ulaş Doğan’nın gözaltı sürecini 19 Şubat’ta gözaltına alınıp serbest bırakılan Doğan’ın eşi Filiz Doğan anlattı. Doğan, “Biz demokrasiye inanan insanlarız, böyle de çocuk yetiştirdik; bakın yetiştirdiğimiz çocuklara, babasıyla aynı hücrede yatıyor. İleri demokrasiden söz edilirken sonuç bu olmamalıydı” dedi. Filiz Doğan oğlunun Muğla Üniversitesi Felsefe Bölümü 3. sınıf öğrencisi olduğunu belirterek 18 Ocak’ta “Parasız eğitim istiyoruz” yazılı pankartın arkasında fotoğrafı olduğu için tutuklandığını belirtti. Doğan, 20 yıldır sendikal faaliyetlerini sürdürdüklerine dikkat çekerek “Çocuğum 2 yaşındaydı elinden tutup memur eylemlerine götürürdüm. İleri demokrasinin olduğu bir ülkede talepleri parasız eğitim olan ve hiçbir fiili eylemi olmayan oğlum tutuklanıyor. Ekimdeki duruşmasına kadar hayatından 10 ay çaldılar. Bir insanı suçu olmadan hücreye koydular” dedi. Doğan “11 yaşındaki kızım Deniz ağabeysine ve babasına çok düşkündü. Deniz için travma oldu. Her kapalı görüş sonrası rahatsızlanıyor. Midesi bulanıyor. Oğlumla ayrı, eşimle ayrı gidip ilgileniyorum. Paylaştığımız hayatın bir tarafı, uçup gitti. Her şey tek başına kaldı. Gene de umudumuzu kaybetmiyoruz. Geçeceğini biliyorum” diye konuştu. Hukuksuzluklarla mücadele edeceğini, sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alındıklarını kaydeden Filiz Doğan şunları kaydetti: “Aramalarda kitaptan başka bir şey bulamadılar. 11 yaşında kızım komşuda kaldı. Bizim için travma oldu. Biz devletin memurlarıyız. Yaptığımız iş, evimiz, yurdumuz belli. Bu şekilde cezalandırılması anlamsız. Demokrasiye inanarak çocuk yetiştirdik; bakın yetiştirdiğimiz çocuklara, babasıyla aynı yerde yatıyor. Bir an evvel yargıdakilerin bunları dikkate alıp tutuksuz yargılanmak üzere arkadaşlarımızı serbest bırakması hepimizin en büyük temennisi.” unutuyor ‘Taş olsanız yıpranırsınız’ Ahmet Yavuz’un diğer oğlu Mert Yavuz ise belgelerdeki sahtecilikle ilgili yeni raporların ortaya çıktığını ifade ederek şunları söyledi: “Bu sefer mahkeme ‘anlayacak’ diyorsunuz. Gidiyorsunuz ‘reddine’ diyor hâkim. Sizin ne söylediğinizin, ne kadar doğru bir talepte bulunduğunuzun bir önemi kalmıyor. Adaletli bir yargılamanın olmadığı sistematik aralıklarla yüzünüze çarpılıyor. Taş olsanız kırılırsınız, yıpranırsınız.” İlk yargılamanın medya tarafından yapıldığını vurgulayan Yavuz, “Sadece Balyoz davasında değil diğer davalarda da soruşturma başlatılıyor ve kanuni gerekçelerle sanıklardan, avukatlardan saklanan belgeler bir bakıyorsunuz Taraf gazetesinin, Zaman gazetesinin manşetinde görülüyor. Mahkeme size bu belgeleri çıkan haberlerden daha sonra veriyor” diye konuştu. CHP adaylar için sahaya iniyor BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Parti örgütü ve örgüt yönetimlerinden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, CHP’nin yerel seçimlerde yükselişe geçeceğini belirterek “Türkiye’nin her yerinde AKP ciddi bir şekilde aşağı doğru iniş içerisine girmiştir. Başbakan’ın karizması ciddi şekilde çizilmiştir. Adaylarımızı en kısa sürede belirleyerek çalışmalara başlıyoruz” dedi. l Gaziantep eskiden sosyal demokratların kalesiydi, belediyelerin tümü CHP’liydi, ancak özellikle son 10 yılda CHP bu gücü AKP’ye kaptırdı. Bunu neye bağlıyorsunuz? KESKİN: Gaziantep’te gerçekten ciddi bir sosyal demokrat potansiyel var. Ama gerek kendi içimizde yaşanan yanlışlar, gerekse farklı partilerde yaşanan değişimler, şehrin siyasal yapısını dolayısıyla da seçim sonucunu etkiledi. Bunun yanı sıra bizim de aday belirlemelerde hatalarımız oldu. Ama bu dönem CHP olarak Gaziantep’ten oldukça umutluyuz. Önümüzdeki yerel seçimlerde önemli bir başarıya imza atacağımız kanaatindeyim. Adaylarımızı en kısa zaman içerisinde belirleyerek seçmenlerimizin takdirine sunacağız.Türkiye’nin her yerinde AKP ciddi bir şekilde aşağı doğru iniş içerisine girmiştir, Başbakan’ın karizması ciddi şekilde çizilmiştir. l CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “yerel seçim için adayları bir yıl önceden açıklayıp çalışmalara başlayacağız” demişti. Henüz bu anlamda bir çalışma gözükmüyor. Genel Başkan Yardımcısı olarak siz aday belirlemede hangi yöntemi benimsiyorsunuz? Parti meclisimizde aday belirlemeyle ilgili yönetimin yetkisini aldıktan sonra, seçim bölgelerinde alan çalışmaları yapacağız. MYK üyeleri ve milletvekillerimizle beraber yaptığımız çalışmalar sonucunda o seçim bölgesinde adaylarımızı hangi yöntemle belirlememiz başarıya götürecekse o yöntemin hayata geçirilmesini sağlayacağız. Saha araştırması yaparak adayları karşılaştıracağız. Eğilim yoklaması yaparak adayları tüm üyelerle mi yoksa halkla mı belirleyeceğiz o konuda saha araştırmaları yapacağız. Eğilim yoklaması yaptırdığımız bir yerleşim alanında, üyelerimizin veya delegelerimizin aday olmasını öngördüğü kişi, kamuoyunun beklentilerine yanıt vermeyecek konumda ise biz de kamuoyu araştırması yaparak ona göre karar verme yoluna gideceğiz. l Belediye meclis üyelikleri seçiminde adaylık için aday adayları müthiş bir yarış içerisinde ama listeler kesinleştikten sonra ilk 10’a giren çalışıyor, milletvekilliğinde ise ilk 5’e giren çalışıyor. Önümüzdeki seçimlerde CHP bu sıkıntıyı nasıl aşacak? Türkiye’nin demokrasi, hukuk, adalet, insan hakları, özgürlük sorunu var. Türkiye’nin Cumhuriyetle birlikte kazanılmış yaşam biçiminin yerine bir başka yaşam biçimini dayatarak kabul ettirmeye çalışan bir sivil diktatörya baskısı sorunu var. Türkiye’de insanlar mutlu değil. Türkiye, açık bir cezaevine dönüşmüş durumda. Böylesine devasa sorunların yaşandığı bir ülkede CHP, aday olan insanlar yalnız kendi siyasi egolarını tatmin etmek peşinde olamazlar. Sosyal demokrat bir insanın temel görevi sistemle yaşamakta zorluk çeken Anadolu’nun soluk benizli insanlarını da insanca yaşamasını sağlayacak bir siyasal iktidarın ortaya çıkmasına katkı yapmalıdır. l Aday olmak isteyen partili yeni yüzler ve yeni isimler için neler söyleyeceksiniz? Biz olanaklar ölçüsünde parti tabanının yoğun katılımıyla Tartışmalı dava süreçlerinin ardından cezaevine girenlerin yakınları da dışarıda hapis gibi... aday belirme yönteminin hayata geçmesini hedefliyoruz. Hatta onunla yetinmeyip toplumun beklentilerine yanıt verecek ideolojik, ahlaki çizgisi düzgün, bilgi ve donanımı yerinde olan, seçildikten sonra da sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışını hayata geçirecek nitelikte insanların CHP’den aday olmasını gerçekleştirecek anlayış içerisinde olacağız. Yeni isimlerin hiçbir endişeye kapılmasına gerek yok. Eski isimlerin genel merkezde görevli insanlarla tanışık olması, onların kesin aday olması anlamına gelmez. Ebru Erbulan l Kadınların siyaset yapmalarına yönelik sağladığınız kolaylıklar nelerdir? Bütün siyasi partilerin kadınların siyasal etkinliklerde ön saflarda yer tutmasını sağlayacak anlayışları geliştirmeleri gerekir. Parti olarak bu amaca ulaşmak için kadın kolları ve gençlik kollarımızın parti organlarımızda etkin şekilde görev alması için kotalar koyduk. Kadınların, partimizin organlarında ve bürokratik makamlarında yüzde 33 oranında temsil edilmesini, gençlerin de yüzde 10 oranında temsil edilmesini sağlayacak tüzük hükümlerini hayata geçirdik. l CHP Doğu ve Güneydoğu halkına yıllardır uzak; Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği ile bu sorun kısmen aşılsa da yeterli görülmüyor. Bölge halkını yanınıza alabilmeniz için nasıl bir politika izleyeceksiniz? Son zamanlarda bazı medya grupları CHP’yi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da yaşayan insanlarımıza mesafeli bir tavır içerisindeymiş gibi bir algı yaratmak istiyor. Bunun gerçekle bağdaşan hiçbir yanı yoktur. Bu konuda en sağlıklı, en doğru projeyi biz götürüyoruz. Bu ülkede “Kürt sorunu” söylemi suç olduğu dönemde CHP 1989 yılında bu sorunla ilgili bir rapor hazırlamıştır. CHP olarak biz şu an Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yurttaşlarımızın da sistemle uyumlu yaşamasını sağlayacak olan birtakım düzenlemeleri içeren toplam 19 maddelik bir rapor hazırladık. Ciddi bir haksızlık yaratan yüzde 10’luk seçim barajının aşağı çekilmesini ya da tümüyle ortadan kaldırılmasını öngörüyoruz. l Temel hak ve özgürlükler ile uzun süren tutukluluklara ne diyorsunuz? Terörle Mücadele Yasası’ndaki antidemokratik uygulamalar ortadan kaldırılmalı. Uzun süreli tutuklulukların devreden kaldırılması için yeni demokratik yasal düzenlemeler yapılmalı. Hepsinden önemlisi hukukun evrensel kurallarıyla uyuşmayan özel yetkili mahkemeler hızla devreden çıkarılmalıdır. İnsanların kendi dillerini, kültürlerini kullanabilmelerini engelleyen düzenlemeler devreden çıkarılmalıdır. CHP, bu konuda yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini kullanabilmesi, kendi kültürlerini özgürce geliştirebilmesi için parlamentoya yasa teklifi vermiştir. Ama siyasal iktidar bu yasa tekliflerine sıcak bakmadığı için maalesef bunları hayata geçirme şansı yakalanamamıştır. l Partide yerelden genele, kadro yenileme ihtiyacı var mı? Varsa ne zaman ve nasıl bir yenilik yapılmalı? Zaten kadroların çoğu aralıklı olarak yenilendi. Bugün parlamentodaki milletvekillerimizin yüzde 90’ı yeni isimlerdir. Burada benle Deniz Baykal kaldık. l CHP’nin kıyı illerinde oy oranının yüksek olmasını, iç kesimlerde oyların düşmesini nasıl yorumluyorsunuz? Eğitim düzeyinin arttığı yerlerde CHP’nin oylarının arttığı bir gerçek. Kıyı illeri dünyaya açık yerleşim alanları olduğu için, onların siyasete, topluma, siyasi partilere bakışları da çok farklı. Dolayısıyla CHP oralarda daha etkin bir görüntü içerisinde. Kadınlar ve gençler Uzun tutukluluk Evdeki boşluk çok ağır l Balyoz davasında 16 yıl ceza alan Tümgeneral Ayhan Gümüş’ün kızı Selin Gümüş, yaşadığı süreçten dolayı İzmir 9 Eylül Üniversitesi’nde yaptığı yüksek lisansı bırakıp İstanbul’a geldiğini söyledi. “Bu cezalar sadece babaya ya da anneye verilmiş cezalar değil” diyerek yaşadığı süreci anlatan Selin Gümüş şöyle konuştu. “Bunlar tamamen aileye verilmiş yıkıcı cezalar. Hâlâ birçok aile çocuğunu yurtdışında görevde sanıyor. Birçok çocuk babasını orduevinde sanıyor. Bir de babalık ve kocalık hakkından mahrum edildiğini söylüyorlar. Benim babam bu karar verildi diye artık babam değil mi sanki? Aile bütünlüğünü bitirmeye l DHKPC operasyonu kapsamında 19 Şubat’ta tutuklanan KESK’e bağlı BES İstanbul 1 No’lu örgütlenme sekreteri olan eşi Ejder Erbulan’ın eşi Ebru Erbulan da gözaltı gününü şöyle anlattı: “Çocuklar var dedik. Çocuğumun bilgisayarını, kreş mezuniyet fotoğraflarının olduğu CD’leri delil olarak aldılar. Mahir’in bebekliğini çektiğimiz kamera kayıtlarını aldılar. Bebekle 12 saat gözaltında kaldım. Zor geçiyor babasız günler, hep ‘çok güçlü bir kadınsın’ diyorlar. Tabii çocukları idare etmek zor. Ulaş, çok farkında değil, daha 7 aylık, ama Mahir 9 yaşında ve bütün zamanını babasıyla geçiriyordu. Arkadaş gibi ilişkileri vardı. Şimdi basın açıklamalarında, eylemlerde hep yanımda, hep dik duruyor. Pedegoğa götürdüm. Çok endişeleri varmış. Babası gelmeyecek diye endişeliymiş. Evdeki boşluk çok büyük. Bir dakika çıkmıyor aklımızdan. “Eşim hâlâ tutuklu. Bütün yıllık izinlerimi kullanıyorum. Evde çocuklarıma bakıyorum. Oğlum Mahir çok zorlanıyor. Bazen babasının yüzünü unutuyor, o yüzden eşimin bir resmini astık duvara. Akşamları resimle sohbet ediyor.” Yeni yüzler ‘Baba olmak ne zormuş’ yönelik de bir saldırı. Biz babama çok düşkündük. Gün içerisinde sürekli konuşuyorduk ve her şeyimizi anlatıyorduk. Günde 5 saat telefonda konuşuyorduk. Düşünsenize, bir anda alıyorlar babanızı. Bizim için çok zor. Evde babam bizim için yaşıyordu. Şimdi telefon çaldığında kim konuşacak kavgasından, ayrılan 10 dakikayı harcıyoruz. Evin babası bir anda ben oldum. Ağır tabii, 25 yaşındasın. Baban tutuklu, evin bütün yükü sende. Baba olmak ne kadar zormuş. Hayatlarınız tutuklanıyor. Bu süreçle birlikte resmen hukuk aydınlanma çağındayız. Hayatımızda bilmediğimiz bilgileri öğrendik.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear