23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘Büyüksün ayol ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Kızılcahamam kampında bazı milletvekillerinin illerdeki yurt sıkıntılarını gündeme getirmesi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, erkek ve kız yurtlarının yapımı konusunda vakıfların da devreye girebileceğini söyledi. Yurt sıkıntısı nedeniyle erkek ve kız öğrencilerin aynı evde kaldığının görüldüğünü belirten Erdoğan, “Denizli ilinde şahit olduk. Kız ve erkekler aynı evde kalıyor. Bunu bizim muhafazakâr demokrat bir parti olarak kabul etmemiz mümkün değil. Annebabalar çocuklarını gönderiyorlar, ama takip etmiyorlar. Yarın bu karşımıza sorun olarak çıkar, toplumsal sıkıntılar çıkabilir. Valiliğe gerekli talimatları verdim, bunun bir şekilde denetimi yapılacak” dedi. Erdoğan’ın sözleri denetimin ne şekilde olacağı, evlere baskın mı yapılacağı sorularına neden olurken, “Vali evleri ancak fuhuş iddiasıyla basar” yorumları yapıldı. Parti yöneticileri bu denetimin “aynı evde kalan kız ve erkeklerin tespit edilerek ailelerine bildirilmesi” biçiminde olabileceğini söyle ‘A hlak polisi ev mi basacak’ Tartışmalı sözler TBMM gündemine de taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu soru önergesinde, “Vali ne denetimi yapacak? Sözünü ettiğiniz denetim, bireysel hak ve özgürlükler bağlamında anayasaya ve AİHS’ye aykırı değil midir? Denizli Valisi’ne bu konuyla ilgili hangi talimatı verdiniz? Emniyet müdürlüklerindeki ahlak bürosu polisleri ev baskınları mı yapacaklar? Yapılmasını istediğiniz denetim modeli, İran’daki ahlak polislerinin elbise, etek boyu, saç gibi yaşam biçimini kontrole varan uygulamaları mıdır? Kızlıerkekli öğrencilerin aynı evde kalması veya zaman zaman buluşması, ders çalışması, sohbet etmesinin sakıncası nedir? sorularını yöneltti. Yetkimiz de yok düşüncemiz de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, özel evlerde kalan öğrencilerin denetleneceği yönünde çıkan haberin “maksatlı” olduğunu savundu. Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklamalarda bulunan Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın öğrenci yurtlarında denetimin artırılması ve yaşanabilecek “olumsuzluklara” karşı uyarılarda bulunduğunu söyledi. Arınç, şöyle devam etti: “Gazetelere yansıdığı şekliyle ‘özel evlerde kalan talebelerin şu veya bu şekilde denetlenecekler’ veya baskınlar yapılacağı şeklindeki yazılanlar gerçeği hiçbir şekilde yansıtmamaktadır. Düpedüz asparagas bir haberdir. Bizim böyle bir yetkimiz yok, düşüncemiz de yok. Başbakan’ın buna benzer bir ifadesi de kesinlikle söz konusu değil” açıklamasını yaptı. Bu arada konuyla ilgili tartışmalar sürerken Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan ilginç bir açıklama yaptı. Akdoğan Twitter’dan “Kayıt dışı ve denetim dışı ticaret yapan apartman türü bu yerler öğrenciler açısından da bir kısım sorunlar üretmektedir. Mesele budur. Öğrenci evlerinin hukuki durumu ve statüsü bellidir. Bahsi geçen apartlar kayıt dışı olduğundan illegal örgütlerce istismar edilebilmektedir” yorumunu yaptı. Kızlı erkekli ‘Şeriat ülkesi mi?’ EMRE DÖKER CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin Türkiye’nin artık din devletine dönüştüğünün kanıtı olduğunu vurgularken, CHP milletvekili Musa Çam da, “Ev basılarak mı denetim yapılacak? Erdoğan adım adım Türkiye’yi şeriat ülkesi haline dönüştürmektedir” diye konuştu. Erdoğan’ın ahlak zabıtalığı görevini üstlendiğini belirten Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir de bir sonraki adımın okullarda kız ve erkek öğrencilerin ayrılması olacağını söyledi. l Genç Sen üyeleri, Erdoğan’ın sözlerine tepki göstermek için YURTKUR’un Ankara’daki temsilciğini işgal etti. Binanın pencerelerine “Kambersiz düğün olmaz. Öğrenciler burada Tayyip nerede?” pankartı asıldı. Öğrenciler adına yapılan açıklamada, “AKP özel yaşama müdahale çabalarını ayrımcı politikalarla sürdürme peşinde. Evlenen üniversite öğrencilerinin kredi geri ödeme zorunluluğu kaldırılacak, krediler bursa çevrilecek, evli üniversite öğrencileri için yurtlar ücretsiz kullanıma açılacak. Yüz binlerce öğrencinin yoksulluğun eşiğinde ve çoğu zamanda o eşiğin altında yaşadığı Türkiye’de evlenen öğrencilere geri ödemesiz burs verilmesinin tek amacı üniversitelileri genç yaşta evlendirme, sistem içi yaşama çekerek isyan potansiyellerini yok etme ve yeni ucuz iş gücü üretiminde yeni bir kanal açma çabasıdır” denildi. EğitimSen: Üniversitede hukuksuzluklar yaşanmaya başladı EğitimSen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi Başkanı İsmet Akça, İTÜ Rektörü Mehmet Karaca’nın rektörlük görevine atanmasıyla, üniversitede birçok hukuksuzluğun yaşadığını belirterek “İTÜ’de ‘tek adam’ rejimi tesis edildi. Üniversite Senatosu ve Yönetim Kurulu, bizzat rektörün, ilgili toplantılarda takındığı tavır nedeniyle itibarsızlaştı” diye konuştu. İsmet Akça İTÜ’deki araştırma görevlilerinin 50/d sorununu anımsatarak “80’in üzerinde araştırma görevlisi azami süreyi aşma gerekçesiyle işten çıkarıldı. Bunun yanlış ve hukuksuz bir uygulama olduğunu belirtenlerin talepleri görmezden gelindi. Azami süreyi aşmadan tezini bitiren ve bölüm kurullarının oybirliğiyle önerdiği araştırma görevlilerinin dahi 33/a kadrosuna geçişi engellendi” dedi. Akça, yurtdışı görevlendirmelerinin de azami süre gerekçesiyle maaşsız yapılmaya başlandığını ve azami süreyi geçen öğrencilerin de bilimsel etkinliklere katılım desteklerinin iptal edildiğini belirtti. l ODTÜ’de belediyenin yaptığı yol inşaatı çöktü HAZAL OCAK ‘İTÜ’de rektör tek adam’ Binlerce Öğrenciler yurttan atılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin uğruna yaklaşık 3 bin ağacı katlettiği yol inşaatı çöktü. Çökme nedeniyle öğrencilerin inşaata karşı protesto eylemlerini yaptığı ve polis şiddetinin yaşandığı A4 kapısı süresiz olarak giriş çıkışa kapandı. Göçüğe, belediyeye ait iş makinelerinin su borularını delmesi yol açtı. ODTÜ’de ElektrikElektronik bölümünde öğrenim gören yabancı uyruklu bir öğrenci çöken yolun içine düştü. Olayın ardından yapımı süren ODTÜ Yolu’nun üzeri suyla kaplandı. Yüksek lisans öğrencisi Zeynep Gürel, “Arkamı dönüp baktığımda Akça, Mersin limanında ele geçirilen pirinçlerin, İTÜ MOBGAM’a (Moleküler Biyoloji Biyoteknoloji ve Genetik Araştırmalar Merkezi) gönderildikten sonra standart prosedüre uyularak gerçekleştirilen deneylerde iki farklı GDO ırkına rastlandığını ve bunun üzerine Tarım Bakanı Mehdi Eker’in, hiçbir bulgu ve deneye dayandırmadan pirinçlerin GDO’suz olduğunu iddia ettiğini anımsattı. Rektör Mehmet Karaca’nın, MOBGAM sorumlusunu hiçbir kovuşturmaya gerek görmeden görevden uzaklaştırdığını anlatan Akça “Deneyin hatalı olduğunu da bir çırpıda açıklayıverdi. Bu yaşananlardan sonra Mehdi Eker şu açıklamada bulundu: ‘İTÜ’nün o incelemeyi yapacak donanımı da yok, bilgisi de, birikimi de. Savcının pirinci inceleme için İTÜ’ye göndermesi de, İTÜ’nün ‘Ben bu işten anlamam’ demeyip incelemesi de tam bir skandal. Doğru adres bakanlığımız olmalıydı’ 240 yıllık geçmişi olan İTÜ şimdiye kadar hiç böyle aşağılanmamış, bilimsel değeri ayaklar altına alınmamıştır” diye konuştu. Akça, öğrencilerin işleteceği vaat edilen kantinlerin bazılarının Etiler Marmaris Büfe işletmeciliğine devredildiğini belirterek “Hazırlık sınıfını geçemeyen öğrenciler yurtlardan atılıyor. Kampusta tüm gün güvenlik ve sivil polis devriye aracı uygulaması başladı” dedi. ‘ ağacın ahı tuttu az önce orada yürüyen çocuğun gözden kaybolduğunu fark ettim. Hemen taksiyi durdurdum ve göçük yerine gittim. Öğrenci son anda yola elleriyle tutunmuş ve uçurumdan aşağı yuvarlanmaktan kurtulmuş. Kendi imkânlarıyla çıktı” diye konuştu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Genel Sekreteri Tezcan Karakuş Candan, ODTÜ yolundaki çökmeyle ilgili bir açıklama yaptı. Candan “Büyükşehir Belediyesi’nin bayram gününde, bir gecede söktüğü binlerce ağacın ahı tuttu. Her şeyi hızlıca yapayım derken gerekli önlemleri almadan sürece kalkıştığı için o yolda daha çok çökme olacak” dedi. işgal ettiler di. CHP’li vekiller ve öğrenciler bu sözlere sert tepki gösterdi. Erdoğan’ın açıklamalarının gündeme düşmesinin ardından Twitter üzerinde büyük bir tartışma yaşandı. Eşcinsel örgütü Lambdaistanbul da Twitter’da “Büyüksün ayol” başlıklı hashtag açtı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘ Erdoğan: Kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalıyor, muhafazakâr demokrat yapımıza ters. Eşcinsel örgütü Lambdaistanbul: ödüllendirilerek genç annelik ve çok çocukluluk teşvik edilecek. İşveren, sürekli doğurup izin almalarından bıkıp kadınları istihdam etmeyecek. “Dişi kuş” işi bırakacak, Ali Bulaç, ilahiyat kökenli bir yuvasına sosyologdur. dönüp “minik kuş”larını 1 Mayıs 2010 tarihli Zaman’da besleyecek. şu satırları yazdı: HHH “Küçük yaştaki çocuğu Tarih kitapları bu politikayı iyi sabahın erken saatinde kreşe tanıyor: yetiştirmeye çalışan, akşama 1930’lar İtalyası’nda kadar müşterilerle, kendini bilir Mussolini, “Her ailenin en az 4 bilmez insanlarla boğuşan, çocuğu olmalı” diyordu. saatlerce trafiğe takılan, Almanya’da Hitler, “Kadın, alelacele kendini eve atıp yemek erkek dünyasına girmemeli. yetiştirmeye çalışan bir kadın Onun kutsal görevi, Alman mı daha avantajlı, halkına çocuklar yoksa yavrusu hediye etmektir” kucağında büyüyen, görüşündeydi. evini geniş vakitte İlkin “Aile Yasası”nı düzene koyup çıkardı. Kredi kalan bol zamanda sistemiyle evliliği hayır faaliyetlerine teşvik etti. Kürtajı katılan, medenisivil ağır cezalık suç etkinliklere katılan haline getirirken kadın mı?” her aileden en az Bulaç, 2011 4 çocuk istedi. sonunda yazdığı Ailelere, her yeni 4 makaleyle çocukta artan para modernizmin kadın yardımı yapıldı. 4 algısını ve devletin çocuk yapan çiftlere kadın istihdam Nazilerin ideal kadını. ev hediye edildi. politikasını eleştirdi. 8 çocuk doğuran Özeti şuydu: kadınlara altın “Kadını evden çıkarıp madalya takıldı. iş dünyasına katmak, onu “Yeni millet”in ideal kadını, sömürmek isteyen küresel piyasa çocuğunu emziren bir anne ekonomisinin bir tuzağıdır. Oysa olarak resmediliyordu. bizim örfümüzde kadının asli yeri Ancak savaş patlayınca bütün evidir. Yuvayı dişi kuş yapar.” bu politikalar çöpe gitti: 2013 Ocak ayında dozu artırdı: Çünkü fabrikada çalışacak, “Kadının birinci görevi annelik cephede savaşacak kadına ve ev hanımlığıdır. Kadınlar ihtiyaç vardı. çalıştığı için, erkekler cinayete HHH sürükleniyor.” Erdoğan, sık sık eleştirdiği HHH 1930’lar faşizminin diliyle Bulaç’ın görüşleri, nihayet konuşuyor, ama insanlık, o devlet katında benimsenmişe dilin dünyayı nasıl bir faciaya benziyor. sürüklediğini biliyor. Peşi peşine gündeme sürülen Kadın da, “cennet” olarak bir dizi demeç ve paketle, kadına tarif edilen evde, kendisini nasıl “Erken evlenhemen doğurbir erkek şiddetinin beklediğini evinde otur” denmeye başlandı: görüyor artık... l Başbakan, dün, kızerkek Hiçbir rüşvet, bağımsızlığını aynı evde kalan üniversite kazanmış kadını yeniden eve öğrencilerine müdahale sinyali tıkıp kuluçkaya yatırmaya verdi. “Evlenmeden olmaz” diyor. yetmez. l Uludere katliamına benzettiği kürtaja karşı bir yasa tasarlıyor. Bilmemek ayıp l Israrla kadınlardan 34 değil ama... çocuk istiyor. l Gençlik ve Spor Bakanlığı, Erdoğan, “Yok evlenen öğrencilerin öğrenim Montesquieu şöyle demiş, kredisi borçlarının silineceğini, yok Rousseau böyle demiş” yurtta parasız kalabileceğini diye konuşanları aşağılamış. açıklıyor. Önceki gün ise, l Aile ve Sosyal Politikalar “Cumhuriyet fazilettir” Bakanlığı, 1824 yaş arası demişti. evlenenlere 10 bin lira teşvik Montesquieu’nun sözüdür. kredisi vaat ediyor. l “Çocuk teşvik paketi”yle doğum izni 16 haftadan 18 haftaya çıkarılıyor. 3 çocuklu İlan kadına 1 yıl yarım gün çalışma hakkı getiriliyor. 3 çocuklu asgari Başbakanlık’ın talimatıyla ücretlinin vergi yükü sıfırlanıyor. vilayetimize acilen namus bekçisi alınacaktır. HHH Heveslilerin Bulaç’ın görüşleriyle “muhafazakâr demokrat” hükümetin politikalarını birlikte kimlikleriyle, “Ahlak Zabıta değerlendirince niyet, gayet net Müdürlüğü”müze görülüyor: müracaatı rica olunur. Gençler, erkenden başgöz edilecek. Denizli Valiliği Kürtaj yasaklanırken, doğum Amaç, Kadını Eve Hapsetmek AKP, pantolon için değişiklik önerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, kadın milletvekillerinin türbanlı olarak TBMM Genel Kurulu’na gelmesinin ardından kadın vekillerin Genel Kurul’da pantolon giyebilmesine ilişkin içtüzük değişikliği önerisi hazırladı. Düzenlemede, 2011 yılında TBMM Anayasa Komisyonu’na çekilen öneri metni esas alınırken, “Kadınlar tayyör ya da ceket ve pantolon giyebilirler” hükmü öngörüldü. Önerinin gerekçesinde milletvekillerinin kumaş dışında kot ve benzeri pantolonları giymesini önlemeye dönük olarak “Kumaş pantolon” ifadesi konuldu. MHP, öneriye “tayyör yerine Türkçe ifade kullanılması” koşuluyla öneriye imza verdi. CHP ise Anayasa Komisyonu’nda hazırda bekleyen bir içtüzük değişikliği önerisi olduğunu, yeni önerinin zaman kaybı olacağını belirterek, “Anayasa Komisyonu’nda bekleyen öneri istenirse Genel Kurul’a hemen indirilebilir. Ortak imzayla yeni bir öneriye ihtiyaç yok” görüşünü bildirdi. Daha sonra öneri AKP, MHP ve BDP grup başkanvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önerinin gelecek hafta Genel Kurulu’da görüşülmesi bekleniyor. Gelinlikli protesto Öğrencilere Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından her ay verilen 280 TL kredi borcunun evlenmeleri halinde silinmesi için başlatılan uygulama, öğrenciler tarafından protesto edildi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bir araya gelen öğrenciler “Baş edemiyoruz. Bari baş göz edelim!” sloganıyla eylem yaptı. Gelinlik ve damatlık giyen iki öğrencinin sembolik olarak nikâhı kıyılırken yapılan açıklamada ise “AKP, üniversitelilere bu şekilde ulaşmaya istedikleri düzeni erkenden yaratmaya çalışıyor” ifadeleri kullanıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear