14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 EKİM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 o gaddar eylül, bu kez sivillerini çekip gelmişti sanki; gazeteler esas duruşa geçmiş, güvendiğimiz kaleler devrilmişti. Bizi yeşerten o bereketli bozkır, eskisinden de beter bir kıraçlığa teslim olmuştu. Öfkeden başka dil, ranttan başka din bilmeyen bir hoyratlık, kapımıza dayanmıştı. Gülemiyorduk artık... Nedenini, tanıdık bir şiirde bulduk: “Gülemiyorsun ya, gülmek/ Bir halk gülüyorsa gülmektir.” HHH Ana babalarımızın aksine biz, istikbal ümidiyle büyüttüğümüz fidanı, bu kıraçlıktan kollamak için gurbete yolladık. Onun ardından da, bir zamanlar suyuna, toprağına benzediğimiz, lakin nicedir kendimize benzetemediğimiz “yaşadığımız yer”i terk ettik. Yıkılmış sinemalar, kapatılmış tiyatrolar, tükürülmüş heykeller bıraktık geride; bir dönem sohbetleriyle şairler, yazarlar yetiştirmiş, sonra yasakların cenderesine terk edilmiş güzelim lokantalar, talan edilmiş ormanlar, şehri boğa yılanları gibi boğan yollar, zevksizlik abidesi “battıçıktılar”... O eski halinden eser kalmamış bir Başkent... Ve o Başkent’te gözü yaşlı iki ana bıraktık. HHH Sevdiklerimize veda ettik, bir oğlu gurbete verdik, yolda bir kediyi kaybettik. Çok sevdiğimiz bir evi, semti, kenti terk ettik. Belki bir ömür gördüğümüze yakın ayrılık, sığıştı birkaç aya... Eşyalar kolay taşınıyor; anılar zor... Binalar çabuk terk ediliyor, alışkanlıklar zor. Şimdi yeni bir şehirde, yeni bir evde, yeni bir gazetede, yeni bir hayata başlıyorum. Gerçek anlamda ömrümün geri kalanının ilk günü bugün... Üniversitede, suç delili niyetine ve inadına logosu görünecek şekilde cebimde taşıdığım gazetede, “ustalar meclisi”nde ilk günüm... Nemrutlar yine Cumhuriyet’i soracak, bu kez “Yazarım” diyeceğim. Bağımsızlığıyla, patronsuzluğuyla övüneceğim. “İnsan yaşadığı yere mi benzer, yoksa kendine mi benzetir yaşadığı yeri” bilmiyorum. Öfkesinde boğulmaya namzet bir despotluk devrinde, devrilen korkak kaleler şehrinde, cesaretin “son kale”lerinden birinde mevzilenmeye geliyorum. Mevzilenelim ki, bir halk gülebilsin diye... Merhaba! AKP hükümeti,10 milyon hektar orman alanının satılmasının önünü açıyor Yeşilin vay haline MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Kamulaştırma karşılığında veya endüstriyel ağaçlandırma çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere devlet ormanlarında saha izni verilmesini öngören Ağaçlandırma Yönetmeliği değişikliğinin, uygulamada devlet ormanlarının yarısının özelleştirilmesine olanak sağlayacağına dikkat çekildi. Doç. Dr. Yücel Çağlar, 10 milyon hektarlık orman alanının bu kapsama girebileceğine vurgu yaptı. Çağlar, izleyen aşamada bura ‘ÖNCE METALAŞTIR SONRA DEĞİŞTİR’ Rantı yüksek olan devlet ormanı sayılan arazilerde özel ağaçlandırma yapma gerekçesiyle izin alınmış olacağına dikkat çeken Çağlar, “Köy ve belediyeler, deyim yerindeyse avantalarını alarak bir tür aracılık yapabilecektir. Bozuk devlet ormanı sayılan arazilerin metalaştırılıp değişime konu edilebilmesi daha da kolaylaştırılıp yaygınlaştırılacaktır” dedi. ların “hak sahibi” sayılacak kişilerin mülkiyetine geçirilebileceğini söyledi. Çağlar, “özel ağaçlandırma” uygulamaları kapsamında köy ve belde tüzel kişilikleri ikincilleştirilirken, büyük ölçekli özel endüstriyel kuruluşların öne çıkarıldığına işaret etti. Köy ve belde tüzel kişiliklerinin “el altından/gizli olarak yapageldikleri devirlere/ortaklıklara hiçbir kısıtlama getirilmeksizin yasallık kazandırıldığına” işaret eden Çağlar, eleştirilerini şöyle sıraladı: “Çeşitli ve çoğu da kişilere/kuruluşlara özel kamulaştırmalarla, değersiz arazisi kamulaştırılacaklara bozuk devlet ormanı sayılan ancak göreceli olarak daha değerli araziler verilebilecektir. Üstelik bu işlemler hiçbir ilan ve kurayı gerektirmeyecektir. Endüstriyel ağaçlandırma yapmak isteyen kişi ve kuruluşlara özel ağalandırma yapacakları bozuk devlet ormanı sayılan yerler ilan edilmeksizin, kura çekilmeksizin dağıtabilecek, izin verilecek araziler için bir üst sınır da olmayacaktır.” Çıkan Kısmın Özeti “İnsan yaşadığı yere benzer...” der, Edip Cansever; “... o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer.” Ben Ankaralıyım. Suyuma, toprağıma, Başkent’in coşkun devirlerinin ıtrı karışmıştır. Ülkenin gördüğü en özgürlükçü anayasayla aynı günlerde doğdum. Memur bir ana babanın, istikbal ümidini bağladığı tek çocuğu olarak büyüdüm. O kıraç bozkırda, bereketli bir vaha yeşerten Cumhuriyeti sevdim. Rejimin gaddar yüzüyle tanıştığımda, üniversitedeydim. Süngülerin parıldadığı bir eylül sabahı, arkadaşlarım işkenceye götürülürken öğrendim, demokrasi ve özgürlük olmadan Cumhuriyetin bize yetmeyeceğini... HHH Cumhuriyet okuyorduk üniversitede... O günlerde eve “bir ekmekbir Cumhuriyet” almak, ceket cebinde logosu görünecek şekilde Cumhuriyet taşımak, biraz “Ben aydınım” demekti, biraz da 12 Eylül baskısına efelenmek... Cebimde taşıdığım resti, Diyarbakır’da gördüler. Staj yaptığım dönemde, “Cumhuriyet okumak suçu”yla içeri alındım. En berbat döneminde Diyarbakır Emniyeti’yle tanıştım. Cumhuriyet’i sordular. “Okurum” dedim. Bu cevaptan sonra biraz örselendim. Sonraki yıllarımı, o gazeteye adını veren Cumhuriyetle ilgili belgesellere harcadım. HHH Ömrümün 32 senesi gazetecilikle geçti. Şanslıydım; iyi hocaların eline düştüm. Kolay adam harcayan bir değirmende, onların öğütleriyle öğütüldüm. Hep kalemimden kazandım ekmeğimi... Alkışlayan da oldu, kızan da... Ödülü de gördüm, cezayı da... İtibarı da tattım, belayı da... Yine de her daim, doğru bildiğimi söyledim. HHH Zorlu bir yaz geçirdim bu yıl... İşimi soranlara, biraz da yeni madalya almışlara mahsus bir gururla, “İşsizim” dedim. İşimi hakkıyla yapmamak değildi suçum, namusuyla yapmaya çalışmaktı. Muhasarayı yarmak, susturulmuşu yazmaktı. Süngülerin parıldadığı Bozdağ’dan ODTÜ yolu savunması Rahatsız olan geçmesin l ODTÜ’deki yol tartışması TBMM Genel Kurulu’na da yansıdı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli’nin “ODTÜ’de yaşanan olaylara” ilişkin yaptığı gündem dışı konuşmaya yanıt verirken, “Esas yeşili katleden, yeşilin içerisine oradaki hocalara veya başkalarına lojman yapan, oraya alışveriş merkezleri yapan, kongre merkezi yapan, otopark yapan, tenis kortları yapan ve bugüne kadar bu adımları atan ODTÜ yönetimleridir. Ben şimdi merak ediyorum bu alışveriş merkezi yapılırken bunları protesto edenler neredeydi, o zaman o bilinç yok muydu?” diye sordu. Yol inşaatının yasal bir çalışma olduğunu belirten Bozdağ “Biz Türkiye’ye çivi çakamayız. Her yaptığınız hizmetin çevreye dokunan bir yanı vardır. Her yaptığınız hizmetin ağaçla yeşille ilgili bir başka boyutu vardır. Türkiye’nin yolları da yapılacaktır. Bu yollardan rahatsız olanlar varsa yoldan geçmeyecekler” dedi. Binler Kadıköy’de İstanbul’daki park forumları üyeleri ODTÜ için tek yürek, tek ses oldu. Akşam başlayan eylem gece yarısına dek sürdü İstanbul Haber Servisi İstanbul’daki Park Forumları üyeleri sosyal medya üzerinden “Forumlar ODTÜ için sokağa çıkıyor” sloganıyla örgütlenerek ODTÜ eylemine destek vermek için dün akşam saatlerinde bir araya geldi. Kadıköy’de toplanan binlerce yurttaş, Boğa Heykeli önünde bir araya gelerek yürümeye başladı. “Diren ODTÜ, İstanbul seninle”, “Kadıköy uyuma ODTÜ’ye sahip çık” ve “Sık bakalım” sloganlarını atan yurttaşlar Kuşdili Çayırı’nda çatlayan asfaltların arasına fidanlar dikti. Eylemde çok sayıda yurttaş da evlerinden tencere tava çalarak destek oldu. Abbasağa Forumu üyeleri ise vapurda “Her yer Taksim her yer direniş” sloganını atarak Kadıköy’e geçti. Eylem sırasında bir halk otobüsünün arkasına “ODTÜ’ye gider” yazıldı. Eylemciler duvarlara ise “Bu fidan sana Melih”, “Tayyip bak bu fidan”, “ODTÜ’de bir fidan Berkin” ve “Polis koş devleti yıkıp, yerine fidan dikiyorlar” yazıldı. Tiyatrocu Orhan Aydın da Twitter’dan “Ey yandaş! Demek bu ülkenin onurlu yurttaşlarının dediği doğruymuş. Bu akşam Kadıköy’de olduğu gibi polis olmayınca olay olmuyormuş” mesajını paylaştı. Bir yurttaş ise eylemle ilgili “Kadıköy’de millet yürüyor ve ağaç dikiyor polis müdahalesi yok öyle mi demek ki isteyince oluyormuş” diye yazdı. Binlerce park forumları üyesi yurttaş, Kadıköy’de buluşup fidan dikti. Fidanlar ... İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri, ODTÜ’de direnen öğrencilere destek için üniversite içine fidan dikti. Gezi eylemleri sırasında yaşamını yitirenlerin isimlerinin verildiği fidanların yanına Gezi şehitlerinin resimleri de bırakıldı. Yapılan açıklamada “Bu fidanlar Haziran Direnişi sırasında AKP polisi tarafından öldürülen kardeşlerimizin şahsında tüm direnenlerin aynı zamanda İTÜ’de yaşadığını bize hatırlatacaktır” denildi. (VEDAT ARIK) ODTÜ direniyor. Ağaç dikme şenliği bugün 14.30’da Bu yolda Ahmet’in kanı var SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yol açmak için ODTÜ’de yaptığı ağaç katliamına tavır alan ODTÜ Rektörü Prof. Ahmet Acar, tüm ODTÜ’lüleri bugün 14.30’da 3 bin fidanın dikileceği ağaç dikme şenliğine davet etti. Acar, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü’nün güneyinde düzenlenecek şenlik için yerleşkenin 7 noktasından otobüs kaldırılacağını açıkladı. Buna göre, Rektörlük, Yurtlar, Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Yüksek Okulu, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Kimya Mühendisliği Bölümü ve garajlar durağından saat 14.00’te otobüsler kaldırılacak. Öte yandan ODTÜ öğrencileri ve yolun yapılacağı 100. Yıl Mahallesi sakinleri yolu neden istemediklerini anlatan bir video hazırladı. Öğrencilerin, “Yola karşıyız, mesele 35 ağaç meselesi değil, 3 bin 5 bin ağaç. Çünkü bu yolda Ahmet Atakan’ın kanı var. Kemal Kurdaş’ın ağaçlarının yapraklarıyız, yol yıkılsın ahlak geçsin istiyoruz. Gökçek’in rant yolu ODTÜ’den geçemez, çünkü ODTÜ’den geçecek tek yol devrimdir” ifadeleri dikkat çekti. Çevre Bakanlığı, Danıştay’ın iptal kararından sonra benzer bir planla askıya çıktı, TMMOB dava hazırlığında Akkuyu’da MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Danıştay 6. Dairesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) açtığı davada Akkuyu Nükleer Santralı’nı da kapsayan MersinKaraman Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki değişikliği iptal etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise hemen yeni bir plan hazırlayarak 7 Ekim’de askıya çıktı. Uygulamayı “yargının arkasından dolanmahukuka karşı hile” olarak nitelendiren TMMOB, yeni planın iptali için de dava açacak. Danıştay 6. Dairesi kararında, “Çevre Düzeni Planı’nın ekolojik kararların bir arada düşünülmesine olanak veren, strateji ve politika oluşturan bir plan niteliğinde bulunmadığı, sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik, hedef, ilke ve strateji üretmediği, bir strateji planından daha çok, alt ölçekli planların konusuna girebilecek alanların plana yansıtıldığı” gerekçesiyle düzenlemeyi mevzuata aykırı buldu. MersinKaraman Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı’nda mevzuata, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluk görülmediği için iptal kararı verildiğine işaret eden daire, planın tümünün iptaline ‘hukuka karşı hile’ karar verilmesi nedeniyle planda değişiklik yapılmasına ilişkin dava konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığına vurgu yaptı. Daire bu çerçevede, MersinKaraman Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndaki değişikliği iptal etti. Danıştay’ın bu kararına karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu kez, planın yerine hazırlanan Adana ve Mersin Çevre Düzeni Planı’nı 7 Ekim’de askıya çıkardı. TMMOB Hukuk Danışmanı Avukat Nurten Çağlar Yakış siyasi iktidarın bir kez daha yargının arkasından dolanarak projelerini yaşama geçirmeye devam ettiğini söyledi. Bakanlığın Danıştay’ın kararlarını etkisiz hale getirmek için plan değişiklikleri yaptığına işaret eden Yakış, “Bu hukuka karşı hiledir. Hazırlanan plan da benzer bir plan. Küçük nüanslarla yeniden karar alıyorlar” dedi. Yakış, TMMOB olarak yeniden dava açacaklarını, ayrıca plana ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da itiraz başvurusunda bulunacaklarını söyledi. İdarelerin bu tür uygulamaları çok sık yaptıklarına dikkat çeken Yakış, “Hukuk kurallarını etkisiz kılmak için yeniden karar alıyorlar. Hukuka saygı diye bir şey yok” yorumunu yaptı. Tasarıda tüm öğretim üyeleri kapsama alındı, görüşmeler ertelendi EMİNE KAPLAN ANKARA Hükümetin, öğretim üyelerinin tıp fakültelerinde sözleşmeli, tıp fakültelerindeki öğretim üyelerinin ise özel hastanelerde çalışmasına olanak sağladığı Tamgün Yasa Tasarısı’nda, hukukçu, mimar ve mühendis kökenli öğretim üyeleri başta olmak üzere diğer öğretim üyelerine büro açma ve mesai saatleri dışında mesleklerini yapma yasağı getirdiği ortaya çıktı. Gelen itirazlar üzerine formül arayışına giren AKP yönetimi, tasarının görüşmelerini erteledi. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yeniden hazırlanan Tamgün’le ilgili yasa tasarısından sürpriz bir düzenleme çıktı. 2547 sayılı YÖK Yasası’nın 36. maddesinde yer alan “Öğretim üyeleri, mesai saatleri dışında yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde mesleki faaliyette bulunabilir ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra edebilir” hükmünün değiştirilmesi öngörü Tamamına Tamgün len tasarıda, yalnızca mesai saatleri dışında tıp ve diş hekimliği fakültelerindeki öğretim üyeleri için istisna getirildi. Tasarıda, “Yükseköğretim kurumlarının kadrolarında bulunan öğretim elemanları, kanunlarda belirtilen haller dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28’inci maddesi hükmüne tabidir. Ancak tıp ve diş hekimliği fakültelerinin kadrolarında çalışan profesör ve doçentler, ilgili fakültelerin aynı kadrolardaki öğretim üyesi sayısının yüzde 5’ini geçmemek, bir yılı geçmeyen kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri üniversite döner sermayesi hesabına kaydedilmek şartıyla, ilgili öğretim üyesinin fakültede gerçekleştirdiği iş miktarı ve çeşidi dikkate alınarak üniversite yönetim kurulu kararı ile belirli süre ile veya belirli işleri yapmak üzere özel sağlık kuruluşlarında veya vakıf üniversitesi hastanelerinde ilgilinin muvafakati ile çalıştırılabilir” hükmü öngörüldü. AKP yöneticileriyle görüşen öğretim üyeleri, “Tasarı bu haliyle çıkarsa üniversite kadrolarındaki hukukçu, mimar ve mühendisler bürolarını kapatmak durumunda kalır. Tasarıda sadece doktor öğretim üyelerine sözleşmeli çalışma gibi istisna getiriliyor, ancak diğer öğretim üyelerine böyle bir kolaylık tanınmıyor” uyarısında bulundu. Konu AKP’nin MYK toplantısında da gündeme geldi. Başbakan Erdoğan’ın, yeniden ele alınması talimatı vermesi üzerine tasarının görüşmeleri ertelendi. Parti yöneticileri, “Anayasa Mahkemesi, maddeyi iptal ederken söz konusu fıkraya ilişkin bir değerlendirmede bulunmamış. Eşitlik açısından anayasaya aykırılığını değerlendirerek bir çalışma yapıyoruz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear