29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 EKİM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr IMF: Türkiye cari açık, düşük tasarruf ve büyümeyi çözmesi gereken zor bir döneme giriyor 11 Üç zorlu dönemeç Yükselen ekonomiler kıskaca girdi IMF Ekonomisti Andrea Pescatori ise Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’yla ilgili yaptığı sunumda, yükselen piyasa ekonomilerinin yavaşlayan büyüme ve daha sıkı küresel finansal koşullardan kaynaklanan çift yönlü zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Pescatori, “Bu koşullar altında küresel ekonomik büyümenin 2013’te yüzde 3, 2014’te yüzde 3.5 civarında olacağı tahmin ediliyor” dedi. Pescatori, bir önceki dünya güncellemesine göre iki önemli gelişme yaşandığını belirterek, bunların mali piyasaların para politikasında sıkılaşmayı öngörmesi ve yükselen piyasalardaki yavaşlama olduğunu söyledi. Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Temsilcisi Mark Lewis, Türkiye’nin cari açık konusunda zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Yapısal reformların devam etmesi gerektiğini vurgulayan Lewis, “Türkiye’de gelecek yıllarda daha fazla zorluk görüyoruz, büyüme oranları ile cari açığın nasıl dengelendirileceği konusunda zorluklar var” dedi. IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu konulu toplantısında konuşan Lewis, Türkiye’de yılın ilkyarısında büyümenin özel tüketim ve kamu yatırımları nedeniyle hızlandığını belirterek güçlü iç talebin cari açık ve enflasyon üzerinde risk yarattığına dikkat çekti. Büyüme hızının yılın geri kalanında daha zayıf olacağını ifade eden Lewis, iç talepten IMF Türkiye Temsilcisi Lewis “Türkiye’de gelecek yıllarda daha fazla zorluk görüyoruz. Büyüme oranları ile cari açığın nasıl dengelendirileceği konusunda zorluklar var” dedi. Lewis, büyümenin sürdürülebilirliği için yurtiçi talepten yurtdışı talebe yönelinmesi gerektiğini vurgulayarak bunun için yapısal reformların devam etmesi gerektiğini belirtti. dış talebe yönelmeye başlayan büyümenin 2014’te tekrar ivme kazanacağını belirtti. Lewis, toplantı sonrası CNBCe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: * Kredi kartı önlemleri önemli, olumlu buluyoruz. Önlemlerin cari açığa katkısı olabilir. * Türkiye’de tüketici açısından kredi büyümesi çok fazla ve bu da cari açığı artırıcı bir faktör. * Yapısal reformlar devam etmeli. Alınan önlemler aşırı ve hızlı büyümeyi engelleyecektir, bunun sağlıklı bir hızda devam etmesi gerekiyor. * Mali sıkılaştırma olması gerektiğini düşünüyoruz. Reel faiz pozitif olmalı. * Türkiye ekonomisi üç büyük zorlukla karşı karşıya. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme istiyoruz, istihdam pazarı ve yaşam standardının artmasını istiyoruz ve bizce bunu sağlamak için cari açık sorunuyla ilgilenmek ve tasarrufları artırmak gerekiyor. * Orta Vadeli Program’ı cari açık bakımından, tasarrufun artırılması bakımından önemli buluyoruz. Türkiye’de sürdürülebilir büyümenin sağlanması için bu konuları değerlendirmek gerekiyor. Ve bu konular da OVP’nin odak noktasında bulunuyor. Bizim 2014 yılı için beklentilerimiz OVP beklentilerinin yakınında yer alıyor. 2015 ve 2016 yılları içinse büyüme oranları ile cari açığın nasıl dengeleneceğine dair birtakım zorluklar görüyoruz. * Sürdürülebilir büyüme hedefi çerçevesinde iç talepten dış talebe yönelinmeli; bunun da başladığını görüyoruz. Özgür Basından Güdümlü Medyaya Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcılığı yapmış, ölene kadar gazeteci Hasan Yılmaer’in ölümü, özgür basından güdümlü medyaya tam geçişin de bir dönemeç noktası... Günlük gazetelerin güçlü olduğu 1960’lı yıllarda, Türkiye’nin anayasal düzenle gerçek demokrasiye, özgürlüklere, sendikal haklara, toplumsal örgütlülüklere geçişi sürecinde, gazetecinin kimlik ve özgürlüğünün korunabilmesi yolunda da yaşamsal bir adım atılmıştır... Hâlâ hep geriye gidiş süreci yaşandığından, gazetecinin kimlik ve iş güvencesini korumaya yönelik olan tek yasal düzenleme, bizim aramızdaki ezberlenmiş, kısaltılmış adıyla, 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 sayılı yasa, gazetecinin öncelikle patronu karşısında kimliğini koruyabilmesini amaçlamıştır. Gazetecinin işvereninin baskısı ile yazı yazmak, yazısını değiştirmek zorunda kalmamasına yönelik olarak, baskı karşısında, anlamlı bir tazminat alarak işten ayrılabilmesi hakkını tanımıştır. MBK’den Ahmet Yıldız’ın Meclis’ten geçirilmesinde arkasında durduğu yasanın gazetecilik ayağında o tarihlerde çalışan gazeteciler arasında da gerçekten örgütlü gücü olan Sendika, Cemiyet’in katkıları büyüktür. Bugünün genel yayın müdürleri yerine geçen yazıişleri müdürlerinin bile çalışan gazeteci olarak sendika üyesi oldukları süreçte Hasan Yılmaer, sendika cephesinden lider olarak önemli rol oynamış isimdir. Gazete patronları gazetecinin kendilerinden gelecek baskılar karşısında özgür durabilmelerinde önemli rol oynayacak 212 sayılı yasanın işten ayrılma halinde de tazminat hükümlerini kendileri için yıkım olarak değerlendirmişler, çıkan yasayı protesto etmek üzere gazetelerin üç günlüğüne kapatılması kararı almışlardır. Gazeteciler Sendikası gazete patronlarının kararı ile üç günlüğüne kapanan 9 günlük gazetenin yerini doldurmak üzere, adı geçen gazetelerin çalışanları, sendika üyeleri “Basın” gazetesini çıkarmışlardır. Turhan Selçuk’tan Semih Balcoğlu, Ali Ulvi, Mıstık’a uzanan dönemin karikatür ustalarının çizgileri, Aziz Nesin, Cevat Fehmi Başkut, Yaşar Kemal, İhsan Ada, Emil Galip Sandalcı.. gibi ünlü gazetecilerin aralarında olduğu gazetecilerin katkıları ile donatılan Sendika’nın “Basın” gazetesinin yayınından sorumlu gazeteci yöneticiler arasında Hasan Yılmaer de vardır... HHH Günümüzde üst düzey yönetici gazetecileri unutun, işten atılma korkusu ile sendika üyesi olmayı göze alabilecek çalışan, işi olan gazeteci bulmak çok zordur. Doğal olarak sendikal örgütlülüğün olduğu, gazetecinin kimliğini koyurabildiği bir medyanın varlığından söz etmek olanağı kalmamıştır. Medyanın holding yapılanması ile siyasal iktidara olan bağımlığı da katılınca çok büyük ağırlıklı güdümlü medya sürecine geçilmiştir. Güdümlü medya yapılanması içinde, güdümlü habercilik, biçimsel özgür olması zorunlu varsayılan tartışma programlarında bile otosansür alıp başını gitmiştir. 1945 yılından günümüze, çok uzun soluklu, gazeteciliğin içinde, etkin görevlerde, çok sayıda gazetede, meslek örgütlenmelerinde kilit üst görevler üstlenmiş Hasan Yılmaer’in ölümü, dün yapılan cenaze töreni, “özgür medyadan güdümlü gazeteciliğe geçişte, nokta konulması gibi bir durum”... Özgür basının değerleri ile görev yapmaya çalışanların sayıları, etkinlikleri hızla tüketilirken gazeteci gibi gazetecilerin yanında, güdümlü medyanın marka olarak parlatılan, yanıp sönen yıldızları arkalarında bir saygınlık, iz bırakamadan gelip geçmekteler... Acıtıcı olanı bugünün kilit medyasında görev yapan pek çok gazetecinin de birlikte çalışmış olduğu, bir biçimde mesleki birikiminden yararlanmış olduğu Hasan Yılmaer’in ölümünün, çoğunluk medyada sıradan haberler arasında bile yer almamış olması. Güdümlü medya, özgür basın sürecinin, gazeteci gibi gazetecilerin var olduğu dönemleri unutturmak istercesine bir yarış içinde. Gazeteciliğin değerleri, etiği, özgür basının varlığı, aslında insan hakları, demokrasinin işleyişi, var oluşunun da en yaşamsal aracı, ayıracı. Toplumsal güdülemenin kolaylaştırılması, toplumun ne ölçeklerde gerçeklerden koparıldığı, olup bitenleri bilip algılayabildiği ile doğrudan ilişkili bir sonuç. En azından bugün etkin görevlerdeki gazetecilerin de yaşamlarının bir biçimde kesiştiği, örgütlü, sorumlu gazeteciliğin içindeki yerini almış, çok uzun yıllar, gazeteci gibi gazeteci kalmayı başarmış Hasan Yılmaer’in cenaze törenine sıradan bir haber değeri verme gereğini duymayan, haberi yapılsa da gazeteciliğin nitelik ve sorumluluklarının atlanması gereği duyulan bu süreci çok ama çok ciddiye almalıyız... Gazetecilik haklarını unutun, ülkemizde yaşayan her bireyin insan hakları, demokratik haber alma, doğru bilgilenme haklarını sorgulama adına yapmalıyız... Bakteriden pil ürettiler Ekonomi Servisi Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, ilginç bir projeye imza attı. YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya ve beraberindeki ekip, bakteriden üretilen elektrikle led lambayı yakmayı başardı. Bu tip çalışmalar dünyanın çeşitli üniversitelerinde sürdürülüyor. YTÜ’nün verdiği bilgilere göre ise TÜBİTAK destekli proje “Türkiye’de ilk” olma özelliği taşıyor. Projede, Haliç’in tabanından alınan bakteriler laboratuvar ortamında aşılanarak çoğaltıldı. Sistem reaktöre üreyen bakterileri arıtma işlemi sırasında ortaya çıkardıkları enerjinin depolanması ile çalışıyor. Bakteriden üretilen elektriğin depolandığı sisteme “Mikrobiyal Yakıt Hücreleri” deniyor. Çalışma prensibi normal pillerle aynı olan bu hücreler hem enerji elde edilebilme potansiyeline sahip hem de çevre dostu. Pillerin bu kimyası mikrobiyal yakıt hücrelerinde mikroorganizmaların besini parçaladıkları reaksiyonlar ile aynı özelliklere sahip. Yakıt hücresinin anot bölmesindeki mikroorganizmalar, organik maddenin oksidasyonundan elektron üretiyor ve elektronlar anot elektrotta toplanarak harici bir direnç üzerinden katot elektrota iletiliyor, böylece bir biyolojik pil meydana geliyor. Piyasalarda Fed bayramı Ekonomi Servisi Bayram tatilini geride bırakan piyasalarda Fed bayramı yaşanıyor. Türkiye piyasalarının tatil olduğu dönemde ABD’deki bütçe sorununun çözülmesi kur, faiz ve borsaya olumlu yansıdı. 7 Ekim 2015 itfalı tahvilde ortalama bileşik faiz yüzde 7.73 oldu. Dolar/TL 1.97’nin altını test ettikten sonra 1.9810 seviyesinden kapandı. Borsa İstanbul ise yüzde 4’e yakın yükselişle 78 bin 877 puana çıktı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımlarına, hükümetin harcama yapamaz durumda kaldığı 16 günlük sürenin ekonomi üzerindeki etkileri netleşene kadar devam etmesi bekleniyor. Bu beklenti, küresel risk iştahını artırırken aralarında Türkiye’nin de yer aldığı gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerini destekliyor. Büyükler toparlanıyor Amerika ve Avro bölgesi ekonomilerinin toparlanmaya başladığını anlatan Pescatori, şunları söyledi: “Yükselmekte olan ekonomilerde birtakım azalma ve yükselmeler var. Gelişmiş olan ekonomilerde reel anlamda GSYH’de büyüme meydana geldi. BRIC ekonomilerinde 2012’ye göre anlamlı bir küçülme söz konusu.” Reformlar sürmeli Küresel ekonomik aktivitenin yavaşladığını ve aktiviteyi yönlendiren etmenlerin değişmekte olduğunu vurgulayan Pescatori, bu dinamiklerin yeni politika zorluklarını da beraberinde getirdiğini ifade etti. Pescatori, gelişmiş ekonomilerin finansal sektörde yürüttükleri onarıma devam etmek, kamu maliyesini güçlendirmeyi sürdürmek ve istihdam artışını desteklemek zorunda olduklarını söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, bakteriden üretilen elektrikle led lambayı yakmayı başardı. Proje, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Karta sınır çalışması sürüyor Kredi kartı harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Babacan, kararın kesinlikle uygulanacağını ancak hangi ürün gruplarına sınırlama getirileceğinin henüz belli olmadığını söyledi. LOS ANGELES (AA) Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi kartı harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi için çalışmaların devam ettiğini, ancak, hangi ürün gruplarında taksit erteleme ve limit koyma uygulanacağının netleşmediğini söyledi. Los Angeles’ta Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, Orta Vadeli Program çerçevesinde kredi kartlarına yönelik alınan tedbirlerin kararlılıkla uygulanacağını belirterek, kredi kartının borçlanma değil ödeme aracı olduğunu kaydetti. TOBB ile birlikte, ikincisi gerçekleştirilen Türk Yatırım Haftası kapsamında, California, Seattle ve Chicago’da bir dizi etkinliklerde bulunacaklarını belirten Babacan, kredi kartı sahiplerinin aylık geliriyle aylık taksit limitlerinin birbirine bağlanıp bağlanmama konusu üzerinde çalıştıklarını, örneğin konut kredisi alan bir kişinin aylık taksidine maaşına oranla belirli bir limit getirilmesini düşündüklerini, etki analizi yapmadan karar vermek istemediklerini vurguladı. Taksitli kredi kartlarında çok artış olduğunu, vatandaşın taksitli kredi kartı borcunun son 1.5 yılda çok hızlı arttığını belirten Babacan, “ABD’de yüzde 25 limit kuralı olsaydı Mortgage krizi çıkmayacaktı” diyerek kredi limitlendirmesinin önemini belirtti. Geçen hafta İspanya gezimiz ile ilgili genel izlenimlerimizi paylaşmıştık. Bugün ise iki gün izlemeye çalıştığımız Barselona ve Katalanlardan söz edeceğiz. Barselona’da onlarca dil konuşan binlerce turiste rastlamanız mümkün. Çok canlı bir şehir. Bir tarafta “kadına şiddete hayır” eylemi yapılıyor. Ertesi gün tam bağımsızlık eylemleri gerçekleştiriliyor.Tüm barlar, lokantalar, kafeteryalar tamamen dolu. Yiyen, içen ve eğlenen milyonlarca. Gençler özgür; kafalarına göre hareket ediyor. Bir köşede kimseyi umursamadan öpüşenleri sıkça görmeniz mümkün. Giyim kuşam oldukça rahat. Kimse kimseye karışmıyor. Kimse kimse ile ilgilenmiyor. Onlara dikkatli bakanlar yine bizler olduk ve şaşırdık. Buraları Başbakanımız görse İspanya’ya fetih düzenler mi diye de kaygılandık! Barselona uyumuyor İspanya’ya Hayat Veren Barselona Binlerce yiyecek ve içecek noktası var. Kaba bir hesap yaptık; bu eğlence birimleri günde en az 100 milyon Avro ciro yaparlar varsayımı ile yıllık buradan 3040 milyar Avro tutarında bir işlem hacmini tahmin ediyoruz. Türklerin de buna katkısı azımsanmayacak derecede. Üstelik öyle bir şehir ki “yan para dön para” deyimine çok uyuyor.Tüketim çılgını olmamak mümkün değil. Sanayinin öncüsü tekstil sanayii burada. Enerji üretimi, petrol ve kimyasallar, taşıtlar ve gıda işleme sektörleri de bu bölgede gelişmiş durumda. Otomotiv sektörü ile bu bölge Avrupa’da üçüncü, dünyada yedinci. Ekonomik kriz, Katalanların tekrar tam bağımsızlık taleplerini dillendirmesine yol açtı. 11 Eylül’ü tam bağımsızlık günü ilan etmişler. Bildiğiniz gibi 2012 yılı 11 Eylül günü 1.5 milyon kişi büyük bir eylem yaptı. Avrupa Birliği’ne üyelik noktasında kaygı duymuyorlar. Hatırlayınız geçen eylemlerde Katalanlar bunun için Türkiye’yi örnek göstermişlerdi. “Türkiye AB üyesi değil. Ne kaybediyor ki?” diye savunma yapmışlardı. İspanya ise bu bağımsızlık taleplerine pek kulak asmıyor. En çok vergi veren zengin bir bölgeyi kaybetmek istemiyor. Katalanlar da Madrid’e ödedikleri verginin yılda yaklaşık 20 milyar Avro’ya yakın kısmının bölgeye dönmediğini iddia ediyorlar. “Biz çalışıyoruz, diğer bölgeler yiyor” diyorlar. Endülüslü, babası Basklı. Ama Katalonya’da doğmuş ise kendisi Katalan. Buradaki mantık Katalonya’da doğmak, büyümek, dilini konuşmak, kültürünü benimsemiş olmaktır. 10 milyon nüfusu ile İspanya’nın beşte biri. Yüzölçümü ise yüzde 6.3’ü. çok eskilere gidiyor Katalanların kökeni Barselona bir sanayi bölgesi Katalanların İberler olduğu yaygın görüş ve Berberilerle akraba. Diğer bir görüş, Avrupa kültürünü yaratan ilk halk olduğu yolunda. Bu görüşe göre İberler ile M.Ö. 1000’den günümüze İrlanda, Britanya ve Fransa’da Keltler tarafından boyunduruk altına alınan soylar arasında yakın bağlar vardı. çalkantılara gebe İspanya gelecekte çok arselona, tarihi ve zengin bir şehir Antoni Gaudi’nin imzası olan Santa Maria Del Mar Kilisesi’ne baktığınızda dinler tarihinin görkemini görüyorsunuz. Katalonya özerk bölgesinin en zengin şehri. General Franco’nun yaptığı, İspanya’nın en büyük limanı burada. Turizm geliri bakımından en önde. B atalanlar tam bağımsızlık istiyor 1714’te bağımsızlıklarını yitiren Katalanlar, İspanya İç Savaşı (193639) döneminde cumhuriyetçileri desteklemişti. Franco galip gelince Katalanların bağımsızlık hayalleri suya düşmüştü. K atalanların milliyetçiliği ırksal değil Bask ülkesinde de olduğu gibi Katalonya’da ulusal kimlik, etnisiteye değil, aidiyet duygusuna dayanıyor. Örneğin bir kişinin annesi aslen K Derin bir ekonomik kriz varlığını devam ettiriyor. Korkunç tüketim sanki bir son hazırlıyor gibi. Siesta ile günün üç saatinde çalışmıyorlar. En çok turizme güveniyorlar. Katalanların tam bağımsızlık taleplerinin artarak devam edeceği tartışmasız. AB ve dünya için İspanya’nın geleceği bizce çok önemli. Bizler için İspanya’yı izlemek ve sıkça ziyaret yapmak şart. 17 özerk bölgesi ile Türkiye’nin radarında olması gereken bir ülke…
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear