25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 30 OCAK 2013 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR Fulya Erdemci, küratörlüğünü üstlendiği 13. İstanbul Bienali’yle kamusal aktif katılıma, kolektif üretime dikkat çekiyor BİENALDEN İLK ETKİNLİK Kültür Servisi 13. İstanbul Bienali’nin ilk etkinlikleri şubat ayında gerçekleştirilecek kamusal programla başlıyor. Sanatsal üretimle bilgi üretimini bir araya getirmek amacıyla, ŞubatKasım 2013 tarihleri arasında düzenlenecek beş farklı kamusal program etkinliğinde hem Türkiye’de hem de dünyanın dört bir yanında geleneksel anlamıyla “kamu” kavramı tartışılacak. Kamusal programın “Şehri Kamusallaştırmak” başlığını taşıyan ilk etkinliği, 8910 Şubat tarihlerinde İTÜ Maçka Kampusu, C101 Konfe Demokrasilerde sanat tükenmez! u Erdemci’ye göre kamu, bugünkü kentsel dönüşüm sürecinde yeni yaşam formları önermek yerine, kârlı olana bakıyor. “Kenti direkt kullananların sözünün de duyulması lazım” diyen Erdemci, bienal vesilesi ile “demokrasinin biçimlerini de tartışalım” mesajını veriyor. EVRİM ALTUĞ Kamu kavramı tartışılacak rans Salonu’nda yapılacak. 13. İstanbul Bienali küratörü Fulya Erdemci ile Dr. Andrea Phillips’in eşküratörlüğünde gerçekleştirilecek “Kamusal Simya” başlıklı program kapsamında konuşmalar, atölyeler, seminerler, performanslar ve şiir okumaları düzenlenecek. Teddy Cruz, Lale Müldür, Betül Tanbay, Erbay Yucak, JeanFrançois Perouse, Cevdet Erek, İlhan Tekeli, Christoph Schäfer, Yaşar Adnan Adanalı, Sedat Doğan gibi isimlerin yer alacağı etkinliğe katılım ücretsiz. ı r la r a b r a b n ü z ü m ü Gün İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, küratörlüğünü Fulya Erdemci’nin üstlendiği 13. İstanbul Bienali, 14 Eylül’de başlayacak. 2014’e dek Koç Holding’in desteğini alan etkinliğin, henüz sanat eserlerinden söz edemediğimiz bu aşamada, katılımcı temelini kolektif aydın katkısı ve kamusal destek ile oluşturması beklenen belki de en yapıcı unsuru, “Kamusal Simya” programı. Kavramsal çerçevesinin açıklanması ile sanatçılara 1 Mart 2013’e kadar açık başvuru için çağrı süreci başladı başlamasına ama bienal “Kamusal Simya” programı ve katılımcı yapısıyla, İstanbul’da biraz da telaş içinde yaşanan kentsel dönüşüme rastlamış olmasıyla da ayrıca dikkat çekiyor. Kentin tarihsel siluetinin “daha uygar bir yaşam için” dev bir şantiye görüntüsü verdiği şu günlerde, temasını şair Lale Müldür’ün “Anne, Ben Barbar mıyım” sorusundan alan bienalin ipuçlarını tutmak üzere, Erdemci ile söyleştik. Erdemci, bienal vesilesi ile “demokrasinin biçimlerini de tartışalım” mesajını veriyor. 13. İstanbul Bienali’nde sizi zor görevler bekliyor. Nasıl bir kamudan söz ediyoruz? Hem resmi makamları, hem de halkı nasıl kucaklamaya çalışacaksınız? Kamu kavramı, tarihsel ve jeopolitik konumlara göre son 30 yıldır sürekli tartışılıyor. Çeşitli tarihi geçmişlere göre de farklı anlam kazanıyor. Mesela bizde kamu kavramı, daha devlete ait gibi anlaşılıyordu. Ama ben devlet ve siviller gibi bir ayrım yapmadan, halklar gibi bir düşünce üretebileceğimizden hareketle, halkların kullanabileceği alanlara da kamusal mekânlar gözüyle bakıyorum. Tabii ki bunlar devletin elinde şu anda. Tersaneler, parklar, askeri yapılar bu bienalde kullanılması düşünülen mekânlar arasında. Burada, bu mekânların gerçekte halka ait olduğunun ve halk tarafından işlevlendirilebileceğinin vurgusu mu söz konusu? Bu yapılar, bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Şu anda birçoğu boş ve gelecek işlevlerine, kimliklerine sahip çıkmak, tekrar düşünmek gerekiyor. Bunlar çok hız aum. Eski Yunanc y olarak almıyor nanlı olmayan ve şe r bi tif ga ne ı Barbarlığ kelime Yu lamına gelen bu nılırdı. Ortada “Yabancı” an konuşamayan kişiler için kulla olmayanı ün tıl zg Ba e dü sonra is Yunancayı mayanları, daha enin hem etimolojik köol an tiy ris Hı a, lim çağd için kullanıldı. Ke şlamaya yöları tanımlamak rihsel ve güncel anlamlarının dı üldür, şiM ta keninin, hem de ımları olduğu açık. Oysa ki Lale ndaki “barış su ğr ru ça ü so nelik güçl ar mıyım” rak, kişisel “Anne, ben barb irsel bir buluşla lindik konumlamalardan kurtara n bir bakış bi de bu ni ı ye ın uygarlığa bar” tanım ştürüyor. Burada soruyu aldım. Bunun için, bir soruya dönü bu ak ar ol ği tartışmaya m iste getirme ve değişi rını, sanatçılar, düşünürler ve bu la iz. bugünün barbar lar olarak da değerlendirebilir yol açan ‘Semenkant’ı öneren öğretmene soruşturma İstanbul Haber Servisi Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Lisesi’nde öğrencilerine Amin Maalouf’un “Semerkant” adlı kitabını okumasını öneren tarih öğretmeni hakkında soruşturma açıldı. Soruşturmanın, okulda çocuğu okumayan bir kişinin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne “kitabın müstehcen ve İslam dinini aşağıladığı” iddiasıyla yaptığı şikâyet üzerine başlatılması dikkat çekti. Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak, soruşturmanın sürdüğüne dikkat çekerek “Soruşturma ilerletilecek olursa, biz de bu soruşturmayı açan ve şikâyette bulunan hakkında, yaptıklarının yasalara aykırı olduğuna dair suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Bienal ve sponsorluk lı olan şeyler. Bu hızın yerine, bu yapıları tek tek ele alıp potansiyellerinin sorgulanması yolu ile daha kolektif olarak üreterek nasıl düşünebileceğimiz sorusu üzerinden hareket ettik. Peki bu dönüşümü hazmetmek için nasıl mekanizmalara ihtiyaç var? Bu dönüşümün temel prensibine nereden bakıyoruz? Yeni yaşam formları mı öneriyoruz, yoksa kârlı olana mı bakıyoruz? Gördüğüm kadarıyla biz şu anda kârlı olana bakıyoruz. Kenti direkt kullananların sözünün de duyulması lazım. Yani aşağıdan yukarıya doğru da bir müzakere alanının oluşturulması gerekiyor. Bienalin kamusal programı, bir demokrasi sınavını andırıyor. Birbirine yabancılaşmış farklı disiplinlerdeki türlü entelektüeli bir araya getirerek sürecin oluşumuna katkı vermeleri açısından bir açık çağrı niteliği mi taşıyor? Evet. Demokrasinin biçimlerini de tartışalım istiyoruz. Uzlaşmanın ne demek olduğu çok önemli. Örneğin Hollanda’da öğrendiğim bir tarımsal ifade var: Polder Kültürü denilen bu yöntemde, geçmişte yel değirmeni vasıtasıyla bir göl boşaltılıyor ve bölge ortak bir tarım arazisine dönüştürülüyor. Bu da yöre çiftçisinin ortak alanı olunca, iki düşman aile bile olsa, bu toprağı kazanırken uzlaşıyor. Bu demokrasi için de çok ciddi bir konu. Bu yönüyle bienal ile sorduğumuz soruların başında, kamusal alandan ne anladığımız geliyor. Bienalin süreli sponsoru Koç Holding’e muhalif olan Kamusal Sanat Laboratuvarı, kuşkusunu yaptığı eylemle basın toplantısında tekrar dile getirdi. Bu muhalefet artar da yaptığınız kamusal tartışmalar serisinde herkes sizi yalnız bırakırsa, ne yapacaksınız? Muhalefeti genel olarak sağlıklı buluyorum. Bizi yine yalnız bırakmadılar, fikirlerini yine söylediler. Bu, demokrasi aygıtının işlerliği adına çok iyi bir şey. Kamusal desteğin olmadığı bir yerde özel desteğe de başvurmak gerekli. Bunun bizde gelişmiş olmasının nedeni, kamu desteğinin yokluğu değil mi? Burada benim için çok önemli bir kriter var. Sponsorluk, serginin içeriğini, bağlam ve seçimlerini etkiliyor ise o zaman tamam, hep birlikte bunu konuşalım, tartışalım. Bu anlamda tarafıma yönelik böyle bir şey hiç olmadı. Kimseye ‘bana inanmak zorundasınız’ diyemem ama sergi ortaya çıksın, öyle konuşulsun arzu ederim. Özbeğen bugün uğurlanıyor n Kültür Servisi Kanser tedavisi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önceki gün yaşamını yitiren müzisyen Ferdi Özbeğen, bugün Levent Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Ulus Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Özellikle 1980’lere damgasını vuran ve müzik kariyerine 28 albüm sığdıran Özbeğen, Türkiye’de “piyanist şantör” akımını başlatanlar arasında yer alıyordu. Yönetmen filmini anlatacak n Kültür Servisi Vizyona girdiği tarihten bu yana 1 milyon 500 bin seyirciye ulaşan “Celal ile Ceren”, bu kez yönetmeninin ağzından anlatılıyor. TRT Okul kanalının kültür sanat programı Sanat 2013’ün bugünkü konuğu Togan Gökbakar, “Celal ile Ceren”in yanı sıra yönettiği “Recep İvedik” serilerinin de hikâyesini izleyiciyle paylaşacak. Hafta içi her gün 17.2517.55 saatleri arasında canlı olarak yayınlanan programın tekrarı ise 00.05’te. n ANTALYA (Cumhuriyet) 50’nci yılını kutlayacak Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin büyükşehir belediyesiyle birlikte düzenleyici kuruluşu Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın (AKSAV) yöneticisi iki kişi, hakkında “özel harcamalarını vakfa fatura ettikleri” iddiasıyla düzenlenen iddianame nedeniyle görevden alındı. İki yönetici hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası isteniyor. AKSAV’da görevden alma TABLONUN ZARAR GÖRMESİ OLAYINDA MÜDÜRÜ KORUMAKLA SUÇLANIYOR Müfettiş de kusurlu SELDA GÜNEYSU 16. ULUSLARARASI ANKARA CAZ FESTİVALİ Cazın gitarla dansı Kültür Sersolisti Melis visi Ankara Sökmen olaCaz Derneği tacak. Konserin rafından düzenkonuk gitaristi lenen ve bu yıl ise Hasan Mu16. yaşını kutrat Aran. layan UluslaraFestival kaprası Ankara Caz samında Jülide Festivali, 1 ŞuÖzçelik, Bora bat 7 Mart taÇeliker Quarrihleri arasında tet, Bülent Orgerçekleşecek. taçgil, Dhafer 22 konser ve Youssef Qu180 sanatçının artet, Antonio Meltem Ege yer alacağı fesForcione, Phitivalin bu yılki lipp van Enteması ise “Gitar ve Caz”. dert Trio, Önder Focan ODTÜ Kültür ve KongGroup feat. Meltem Ege, re Merkezi Kemal Kurdaş Alp Bora Quartet, Neko Salonu’nda gerçekleşecek 1 Francesco Diodati gibi saŞubat’taki Türk Armoni Yıl natçı ve topluluklar müzikdızları Orkestrası konserinin severlerle buluşacak. Trabzonlular ağırlanıyor ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Atatürk’ün talimatıyla ressam Cevat Dereli’ye yaptırılan ve Bursa’daki Merinos Yün Fabrikası’nı temsil eden ünlü “Merinos” tablosunun büyük zarar görmesiyle ilgili olarak “görevini tam anlamıyla yerine getiremediği ve dönemin müdürünü koruyan kararlara imza attığı” gerekçesiyle müfettiş Oya Hitay hakkında soruşturma başlatabileceği öğrenildi. Bakanlığın “tablonun zarar görmesinde payı olduğu” gerekçesiyle eski Müdür Ömer Osman Gündoğdu hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunacağı kaydedildi. “Atatürk’ün en sevdiği tablolardan biri” olduğu kaydedilen ünlü “Merinos” tablosunun, 2007’de dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde görevli şube müdürü ve restoratör Hasan Mutlu’nun başında olduğu ekip tarafından Bursa’dan Ankara’ya, “rulo” halinde getirilmesi nedeniyle büyük zarar gördüğü ortaya çıkmıştı. Söz konusu olay, Kültür ve kusurlu kabul edilmelidir çünkü tespitlere göre Müdür Gündoğdu, 2007 yılından 2010 yılına dek tablonun ne şekilde olduğu hakkında herhangi bir çalışma yapmamıştır. Tablo 2010 yılına dek depoda atıl bekletilmiştir. Dolayısıyla müfettiş Oya Hitay, hazırladığı raporda bu durumu göz ardı etmiştir. Hitay, görevini tam anlamıyla yerine Cevat Dereli ‘Merinos’ getirememiştir” gerekçeleriyle soruşturma açabileceği Turizm Bakanlığı müfettişlerinden öğrenildi. Bakanlık ayrıca Resim Oya Hitay’ın, 2010’da müzede yapHeykel Müzesi’ni denetlemekle tığı çalışma sonucu ortaya çıkarılsorumlu müfettişin daha pek çok mıştı. Hitay, duruma ilişkin 2012 yılının Temmuz ayında rapor hazırla olayda da “eksik rapor hazırlamış ve bu raporda tabloyu Ankara’ya dığını” ortaya çıkardı. Cumhuriyet’in bakanlık yetkigetiren restoratör Mutlu’nun “birinlilerinden edindiği bilgiye göre, ci derecede kusurlu” olduğunu belirtmişti. Ancak Hitay’ın raporunda, bakanlık sadecede müfettiş Oya 2007’den 2010’a dek tablonun Anka Hitay’a soruşturma açmakla kalmara Devlet Resim Heykel Müzesi’nin yacak, Hitay hakkında da yasal işdeposunda, Mutlu’nun getirdiği şe lem başlatabilecek. Ayrıca bakankilde, “rulo” halde durmasına kar lığın, “tablonun zarar görmesinşın dönemin müze müdürü Gündoğ de birinci derece kusurlu olabidu hakkında soruşturma açılmasına leceği” gerekçesiyle dönemin mügerek duymaması dikkat çekmişti. dürü Ömer Osman Gündoğdu hakBakanlığın Hitay hakkında, “Söz kında da “kamu malını zarara uğkonusu olayda dönemin müdü ratmaktan” da savcılığa suç durü Gündoğdu da birinci derece yurusunda bulunacağı kaydedildi. n Kültür Servisi Bu yıl 2124 Şubat tarihlerinde, Feshane Kongre ve Kültür Merkezi “Geleneksel Trabzon Günleri”ne ev sahipliği yapıyor. Etkinliği düzenleyen Trabzon Federasyon Başkanı Haydar Dulkadiroğlu, “Geleneksel Trabzon Günleri”nin önemli kazanımları olacağının altını çizdi. Balerin ülkeyi terk ediyor n Kültür Servisi Bolşoy Balesi’nin geçen günlerde yüzüne kezzap atılan Sanat Yönetmeni Sergey Filin’in sağ gözündeki görme kaybı, kısmen giderilmeye başlandı. Filin, gazetecilere yaptığı açıklamada, “ümitsiz değilim ve kimseye kin gütmüyorum” ifadelerini kullanırken Bolşoy’un en başarılı balerinlerinden Svetlana Lunkina, iş anlaşmazlıkları nedeniyle tehditler aldığını, Rusya’dan ayrılacağını açıkladı. Yoksul Sanat İstanbul’da n Kültür Servisi İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), 17 Mayıs 2013 Genç Yetenekler Haftası konserinin solistlerini belirlemek üzere yaylı sazlar alanında (keman, viyola, viyolonsel ve kontrbas) Ulusal Genç Yetenekler Yarışması düzenleyecek. Sedat GürelGüzin Gürel Sanat ve Bilim Vakfı işbirliğiyle düzenlenen yarışmanın başvuru koşullarını öğrenmek için www.idso.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. İDSO genç yetenekleri arıyor n Kültür Servisi İtalya’dan dünyaya yayılan “Yoksul Sanat”ın (Arte Povera) yaratıcılarından ve yaşayan en önemli temsilcilerinden Jannis Kounellis, sanatını İstanbul’a taşıyor. Kounellis, 1 Mart’a kadar Galeri Artist’te yer alacak sergiye 12 eserle katılıyor. Eserlerin ana malzemelerini İznik ve Kütahya seramik parçalarıyla eski halı ve kilimler oluşturuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear