23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 OCAK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ 7 Zeynep Altıok Akatlı, Sivas’ta öldürülen babası Metin Altıok’un kendisine yazdığı mektupları yayımladı CELÂL ÜSTER ‘Aydın muhalif olmalı’ Metin Altıok’un, Zeynep’e gönderdiği bir fotoğraf: “Babanı hep böyle güleç hatırla…” Şair Metin Altıok, bundan 20 yıl önce Sivas’ta katledilen aydınlardan biriydi. Başbakan Erdoğan, 35 kişinin yakıldığı bu “örgütlü kalkışma”nın davasının zamanaşımına uğramasının ardından “Hayırlı olsun!” diyedursun, Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı babasıgibi derin bir anlam yüklemek nın yıllar önce kendisine yazmış olyersiz. duğu mektupları yayımladı: “Metin Ama kendim geri dönüp bakAltıok’tan Zeynep’e Mektuplar” tığımda keşke diyorum daha çok (Kırmızı Kedi Yayınevi). Zeynep’le yazışabilseymişiz ya da daha çok bu mektuplar üstüne konuşurken ismektup saklayabilseymişiz. ter istemez, ülkemizde yaşanan tekO gün ve bugün babamla ayrı mil siyasi cinayetler ve bu cinayetleolduğumuz onca yılın bende bir rin gerçek sorumlularından hesap sosevgisizlik, bir yalnızlık duygurulmaması da geldi gündeme... su oluşturmamasının en sağlam Babanın 197986 yıllarında İzsebeplerinden biridir bu mektupmir ve Bingöl’den sana yazdılar. Babamın sevgisinden o hiç ğı mektupları yayımlamaya karar yokken bile endişem olmadı bevermen kolay olmadı herhalde. nim ve yanımdaymışçasına besle“Babacığının bir ortaçağ karanlığındi beni babam. da yitip gitmesinin yüreğinde baş Kitabı, Tuncay Özkan’ın kızı lattığı yangın daha harlıyken”, mekNazlıcan Özkan’ a ithaf etmişsin… tupları bir dergiye vermeye elin gitmemiş. Ama Bu düşmanlık ortamında, bunca adaletsizlik bir kitap neden olmuş kararını değiştirmene. Hanarasında bir babakız hasretine tanıklık ettim. Bu gi kitaptı o kitap? Biraz anlatsana. kitabı 5 yıldır suçunu sorarak tutuklu olan gaze Kitaplarla büyütüldüm ben. Babam evden ayrılteci Tuncay Özkan’ın yaşadığı adaletmadan önce kitapta da yer verdiğimiz, sizliğe isyanla Nazlıcan’a ithaf ettim. babamın her birini özenle desenBabasına kavuşması en büyük dileğim. o lediği Pertev Naili Boratav dertuplar, Ancak isyanım sadece Özkan’ın tuu “Bu mek abamla lemesi masallarla, Memet Fuat b n ü g tukluluğuna değil. Yaşadığımız karanu b e derlemesi “İlk okul Çocuklarıv n gü z u m lık günlerde, ülkemiz tutuklu gazeteciu na Şiirler”le başlayan okuma seayrı olduğ ler, öğrenciler, düşünce suçluları açıe rüvenim ortaokul yıllarımda anyılın bend a c n o sından baktığımızda dünya birincisi. nemin (Füsun Akatlı) seçtiği çok, bir Şimdi buna tutuklu avukatlar birincibir sevgisizli su cuk klasiklerinin yanı sıra büyükgu liği de ekleniyor! Öldürmeler yerini ler için yazılmış uygun düşecek kiyalnızlık duy ın en susturmalara bıraktı. n sı a taplarla devam etti. m a şturm lu o n “Şeker Portakalı” annemin en plerinde ‘TÜTENGİL’İ KİM sağlam sebe p sevdiklerinden biriydi; geçenlere H VURDU?’ . ir birid de başına gelenler canımı yaktı ger 1980’de sana Bingöl’den ışçasına çekten. yanımdaym am.” yazdığı bir mektupta müthiş b Biri de İtalyan sosyalist düşünür a b i i ben d e sl e b bir ironi var. “Burada hiçbir Antonio Gramsci’nin “Çocuklarışeyin önemi yok. J.R’dan başma Mektuplar” adlı kitabıydı. Kitap, ka” diyor. Sonra da, “Sahi, J.R’ı İtalyan Komünist Partisi kurucularınkim vurdu yahu!” diye soruyor dan Gramsci’nin Mussolini döneminu “Sabahattin ve ekliyor: “Ama şunu unutma, de hapsedilişinin ardından çocuklarıAli’den Hrant Dink’e J.R’lar ölmez ve de kanı yerde na yazdığı mektupların yer aldığı bir kalmayacak!” kitap. kadar tüm siyasi faili Hemen ardından konuyu Büyükler de okuyabilir, çocuklar da. meçhul aydınlarımızın Tütengil’e bağlayıveriyor: “SaUzaktaki, evlat hasreti çeken mahpus dava dosyaları aynı hi, Cavit Orhan Tütengil’i kim bir babanın çocuklarına sanki yanlarınvurdu? İşte bunu kimse bilmiyor vahim durumlarla daymışçasına öğütleri, şefkati, onları ve merak da etmiyor. Bak, Tüeğitmek için çabası, gönderdiği masalkarşı karşıya. Onca tengil gibilerinin kanı yerde kallar çok etkileyiciydi. farklı iktidar, onca maya mahkumdur.” Gramsci’nin çocuklarına yazdıkzaman, biri bile Bu mektuptan 13 yıl sonra ları, babana duyduğun özlemle büAltıok, Sivas’ta yobazların saltünleşti herhalde… aydınlatılmamış. dırısına kurban gidecek, üs Evet, babamı özlüyordum. Daha Korkunç bir utanç tünden 20 yıl geçmesine karda etkilenerek okudum sanırım. Yıllar tablosu.” şın, dava hâlâ sürüncemede kasonra mesafeler, olanaksızlıklar içinlacak. Metin Altıok’un mekde bizim iletişimimizden elimde kalan tuptaki ironisi, Türkiye’nin az sayıda mektubu değerlendirmek is“ironi”si olarak sürüyor. Ne tememde, bu kitap, bu kitabın bana açtığı ufuk çok etdersin? kili oldu. Çok haklısın... Üstelik daha yeni, geçenArtık kimsenin şahsen tanıyamayacağı 52 yıllık ömrüne çokça sevgi, insanlık, düşünce ve şiir sığdıran lerde ‘J.R. öldü’ haberleri medyayı sarmaladı J.R’ı canlandıran oyuncunun ölümüyle. 11 babamı bu mektupların iyi anlatacağını düşündüm. Onu yaşatmak için sürdürdüğüm çabaların arasına bu yaşındaki kızına Cavit Orhan Tütengil’i öğreten bir baba olduğu için, böyle bir donanım ve nu da katmak istedim. aydınlık özlemiyle topluma bir şeyler sunduğu ÖLDÜRMELER VE SUSTURMALAR için hedef alınmadı mı babam/lar! Sivas katliamı davası zamanaşımına uğruyor. Metin Altıok’un sana gönderdiği mektupları o günlerde okuduğunda neler duyumsamıştın? Şim Uğur Mumcu cinayeti zamanaşımına uğruyor. Kemal Türkler, Abdi İpekçi cinayetleri zadi okurken neler duyumsuyorsun? manaşımına uğradı. Yusuf Ekinci cinayeti za Çocukluk işte, 1112 yaşlarında düzenli yazışma koşulu sağlayamamışım. Mektuplarda da var karşılık manaşımı tehlikesinde. Yakalananlar sadece tetikçiler ve onlar bile serbest kalıyor. lı sitem. Ben ihmalden, uçarılıktan geç yanıtlar verirken o da zaman zaman kendi iç dünyasının yolculukTOPLUMSAL BELLEK larında uzaklaşmış, seyreltmiş. PLATFORMU O zamanlar geleceği de göremiyor insan. Ben o yıl Tütengil ve Sivas davaları da öyle… larda babamı uzun süre göremeyeceğimi hiç düşün Cavit Orhan Tütengil cinayetinin soruşturma dosmüyordum ki. Hep bir “bu yaz birlikteyiz” hali. Her yası önce başka dosyalar ile karıştı, sonra esrarengiz yıl Bingöl’den bizim yanımıza, hiç değilse yakınımıbir şekilde kayboldu. Cinayete adı karışan ülkücüler za tayin hayali. Buna “Neden yazmamış ki çocuk?” ülkede olmalı’ diyordu. Bu ülü if al uh m ın yd ‘A tahamm u “Babam iyor, muhalifine ise vm se nı nı dı ay r la iktidar ilmeye yasi ideoloji yerleştir si ve n ze dü r Bi k. yo n susturulur.” çalışılıyor: Karşı çıka u “52 yıllık ömrüne çokça sevgi, insanlık, düşünce ve şiir sığdıran babamı bu mektupların iyi anlatacağını düşündüm. Onun yaşatmak için sürdürdüğüm çabaların arasına bu kitabı da katmak istedim.” çekleşemedi, arananlar kendi evinde ve devlet dairelerinde temas içinde yaşadığı halde yakalanmadı... Uzayıp gidiyor böyle. Metin Altıok’un “Tütengil’i kim vurdu” sorusu, yıllar önce sözlerini Norman Rosten’ın yazdığı, müziğini Pete Seeger’ın yaptığı “Norma Jean’i kim öldürdü?” şarkısını düşürdü aklıma. Marilyn Monroe’nun intiharı üstüne yazılan o şarkıda, medyadan “sessiz kalanlar”a kadar tüm bir toplumsal ortam suçlanıyordu. Türkiye’deki cinayetlere de böyle bir yaklaşım getirilebilir mi? Bizler öldürülmüş aydınların aileleri bir araya geldik. Toplumsal Bellek Platformu’nu kurduk. Yıllar sonra Deniz Tütengil ile ben kardeş olduk. Bu cinayetleri aydınlatmak bizlerin sorumluluğu değil devletin görevi! Bizler tek tek kendi cinayetlerimizi aydınlatmak için bir araya gelmedik. Toplumsal bir vicdana ulaşabilmeyi önemsedik. Ve en çok da unutturmamayı, gelecek kuşaklara “Ne oldu” sorusuyla birlikte bu insanların eserlerini aktarabilmeyi önemsiyoruz. Sabahattin Ali’den alıp Hrant Dink’e kadar getirebiliriz sanırım… Kuşkusuz. Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e kadar tüm siyasi faili meçhul aydınlarımızın dava dosyaları aynı vahim ve kabul edilemez durumlarla karşı karşıya. Aradan geçen yılları düşün. Onca farklı iktidar, onca zaman biri bile aydınlatılmamış! Çok korkunç bir utanç tablosudur. Bizler, Cavit Orhan Tütengil’lerimizi unutturmayacağız. Çabamız budur. Çünkü öldürdükleri bu değerleri sistematik olarak unutturmaya da çalışıyorlar; daha da sığlık, daha da yozluk ve umarsızlık için. ‘ONCA KAYIP NEREDE?’ Dediğin gibi, Türkiye’de işlenen politik cinayetlerin hesabı bir türlü tam olarak sorulaMetin Altıok’un, Zeynep’e Bingöl’den mıyor. Davalar açılıyor ama cinayetlerin aryazdığı 7.4.1981 tarihli mektubundan. dındakiler ortaya çıkarılamıyor. Ya da davalar yolundan saptırılıyor. Başlangıçta elde edilebilecek kanıtlar karartılıyor, yok ediliyor. Protesto eyleminde bulunan üniversite öğrencileri “örgüt”ten yargılanıyor ama Hrant Dink’e gelince, bu “örgütlü cinayet”in ayakları var, başı yok ortada. Sence ne oluyor? Babam “Aydın muhalif olmalı” diyordu. Bu ülkede iktidarlar aydınını sevmiyor, muhalifine ise tahammülü yok. Bir düzen ve siyasi ideoloji yerleştirilmeye çalışılıyor: Karşı çıkan susturulur. Övünüyor bugünün iktidarı benim dönemimde siyasi cinayet olmadı diye. Ee, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink’e ne oldu? Onca kayıp nerede? Uludere’de kim katliam yaptı? Az önce değindiğin gibi, kimse sormuyor. Aydınlar ikiye ayrıldı. Yandaş söylemle konuşan ve erk sahibi olanlar ile öldürülmemeleriyle övünülen susturulmuşlar. Diyelim ki senin döneminde yeni cinayet olmadı, bunca yılın onlarca cinayetini aydınlatmak için neden adım atmamayı ısrarla tercih ediyorsun? Meclis’e gittik iki kez. Tüm partilere eşit mesafede durduk. Bu cinayetlerin aydınlatılması ve insanlık suçlarında zamanaşımına ilişkin adımlar atılması için taleplerimizi ilettik. Demek, hesap sormayanlardan da hesap sorulmalı… Bize randevu vermeyi reddeden MHP bile CHP ve BDP tarafından taşınan önergelere evet derken neden sadece iktidar partisi defalarca “Hayır” diyor? 18 önerge oylandı. 35 kişinin yakıldığı örgütlü İslami bir kalkışmanın Ankara ardından çıkan zamanaşımı kararına “Hayırlı Bahçelievler’deki olsun!” dendi! evin terasında. Aydın düşman, öğrenci düşman, hukuka saZeynep Altıok 2 yaşında. dık hak arayan avukatlar düşman, mağdur olan, hak arayan düşman, muhalif olan kitap yazan, gazetecilik yapan, müzik yapan düşman. milletvekili mevkisine gelebildiler. Yargıya taşınan Cinayetleri işleyenler ile sonraki süreçleri yütek şüpheli serbest bırakıldı ve yurtdışına kaçtı. rütenler aynı kafada olursa elbette bir yere varmak Sivas davasında durum farksız. Sadece eylemciler da mümkün olmaz. Kindar ve dindar bir nesil yetişyargı önüne çıktı. Çoğunun kaçmasına göz yumuldu, tiriliyor. Cavit Orhan Tütengil’leri bilmeden, öğrenyurtdışında yakalanan kaçakların iadesi ihmal ile ger meden!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear