23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öğrencilere, sendikacılara ve gazetecilere ‘özgürlük’ vermeyen hâkimler, ‘çete’ zanlılarını tahliye etti 5 ‘Özgürlük’ babalara yaradı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesinin ardından atanan “özgürlük hâkimleri”nden ilk tahliye kararları “çete” dosyasındaki “baba”lara çıktı. Ankara Emniyeti’nin, geçen şubat ayında düzenlediği operasyonda “Kürt Ahmet” lakaplı Ahmet Turgut ile Fatih Bucak’ın arasında bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı. Özel yetkili savcılık tarafından sorgulanan ve tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edilen şüphelilerden Ahmet Turgut (Kürt Ahmet) ve Fatih Bucak dahil yedi kişi tutuklandı. “Kumar” operasyonu olarak bilinen soruşturmada Fatih Bucak ile Ah ? Üçüncü yargı paketiyle göreve başlayan özgürlük hâkimleri, tutuklu olan öğrenciler, sendikacılar ve askerlerin tahliye taleplerini reddederken iki şüpheli hakkında 67 yıla kadar hapis cezası istenebilecek “suç örgütü” dosyasındaki 7 şüphelinin tümünü 28 Ağustos’ta tahliye etti. met Turgut’un tutuklanmasının nedeni olarak, “Suç örgütü kurmak, yönetmek, nitelikli yağma, tehdit, kasten öldürmeye teşebbüs” suçları gösterildi. “Bu suçlardan dava açılması halinde” iki şüpheli hakkında 34 yıldan 67 yıla kadar hapis cezası istenebilecek. Hükümetin hazırladığı 3. yargı paketi, 5 Temmuz’da yürürlüğe girdi. Denetimli serbestlik hükümlerini daha da genişleten paket, kamuoyunda çok sayıda tutuklunun tahliye olacağı beklentisini doğurdu. Paket kapsamında, Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesi ile görevli hâkimlikler oluşturuldu. AKP sözcüleri tarafından “özgürlük hâkimleri” olarak sunulan bu yargıçlar, soruşturmalarda tutuklama ve tutuklamaya itiraz gibi talepleri değerlendirecekti. Ankara’da da bu amaçla üç tane özgürlük hâkimi atandı. 28 Şubat, KESK, Redhack gibi soruşturmalarda tutuklu olan öğrenciler, sendikacılar ve askerler; bu hâkimliğe başvurdu. Öğ renciler ve sendikacılar “örgüt”, askerler ise “darbeye teşebbüs” ile suçlanıyordu. Ancak hâkimlikler, yapılan tahliye taleplerine ısrarla ret yanıtı verdi. Paketle birlikte getirilen “somut” gerekçe yazma kuralına da uymayan hâkimlikler, ret gerekçelerini “soyut” ifadelere dayandırdı. Bu süreç yaşanırken “kumar” operasyonunda tutuklanan şüphelilerin avukatlarından Gökhan Kılıç, 3. yargı paketinde getirilen denetimli serbestlik hükümlerine işaret ederek, tahliye talebinde bulundu. Ankara TMK’nin 10. maddesi ile Görevli 3 No’lu Hâkimliği’nin, sürpriz bir kararla “suç örgütü” dosyasındaki 7 şüphelinin tümünü 28 Ağustos’ta tahliye ettiği ortaya çıktı. Her Şey Vatan İçin... Telefon çaldı gecenin bir saatinde... Titrek bir ses, kapının girişindeki sıvası dökülmüş salonun içinde yankılandı: “Operasyondayız Elif’im, hakkını helal et, çocuklarımızın gözlerinden, yanaklarından öp!” Taşlarla nakışlanmış bir vadide havada yara izi vardı. Gökte yıldızlar... Mermiler, havan topları. Umutların yittiği gölgeler, dut ağaçlarıyla omuz omuza yürünen, çığlıkların yükseldiği genç yapraklar. Elif ağlamaya başlamıştı... Gözyaşlarını kimse görmedi. Bir bıçak, bir namlu gibi uzanmıştı yüreğinin içine... Derin bir sessizlik. Umut ve umutsuzluk! Bir sonbahar sabahında bir çığlık! Yurtseverliğin bedeli vardır... Vatan kutsaldır. Bu topraklarda etnik, dinsel, mezhepsel kimlik üzerinden siyaset yapanlar hesap vermekten kaçamayacaklardır. ??? Mavinin daha koyusu kuşatırken yaşamımızı nice karanlıklar gördük, ölümler, işkenceler. Din adına yola çıkanların her askeri darbede faşist generallerle işbirliği yaptığına tanık olduk. Sivas katliamını yapan canilerin çoğunun yurtdışına kaçtığını... Hizbullah’ı... Tutuksuz yargılanıp 1618 yıl hapis cezası alan muvazzaf ve emekli subayların, sivil memurların teslim olduklarını okuyoruz gazetelerden. Çünkü onlar inanıyorlar suçsuz olduklarına. Ne darbeci, ne eli kanlı katil ve cani... Birey... Her biri yurtsever! Dağlarda vuruşan, şehit düşen o yoksul ailelerin çocukları, güneşin doğduğu yerde şehit düşerlerken son sözleri şu oluyor: “Vatan sağ olsun!” ??? Yaşamı güzelleştirmek, dünyayı bir şarkıya dönüştürmek, aydınlık sabahlarda uyanmak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Ermenisiyle, Sünnisi ve Alevisiyle birlikte barış içinde yaşamaktan geçer. Yurtseverler bunu bilir, solcular, sosyalistler, devrimciler bilir. Bildikleri için, ağır bedeller ödemişlerdir 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de. Artık bu örtülü savaş bitsin, çocuklarımız ölmesin... Terörün kaynakları, iç ve dış destekçileri belli. Kuzey Irak’ta kampların yerleri, liderlerinin evleri belli... Nokta operasyonlarıyla ele geçirilir bunlar. Neden çıkıyor dağa 15 yaşındaki Kürt çocukları? Niçin HakkâriŞemdinliYüksekova, Beytüşşebap, Muş ve Bingöl’de karayollarını denetim altına alıyor terör örgütü? Oturup düşündük mü!.. Peki, 20002004 yılları arasında terörün yok denilecek kadar azalmasına ne diyorsunuz? 90’lı yıllardaki yöntemle, Hizbullah’la işbirliği yapılıp, PKK’yle mücadele adı altında faili meçhul cinayetleri işleyenler, Susurluk yapılanması içinde olanlar neden ortaya çıkarılmadı? Kontrgerilla hâlâ var mı? Ya istihbarat eksikliği... Bir savcı, adı Murat Uzun... Korumasız lojmanlar... Lojmanın giriş kapısında vurularak öldürülüyor genç yaşında. Hiç mi hiç vicdanınız sızlamıyor? ??? Yaşadığımız coğrafyada, Özgür Suriye Ordusu’nun karargâhı Hatay. Kim izin verdi, ben mi, siz mi, kim? Her şey bu vatan için değil mi? Bekir Coşkun’un dün yazdığı gibi, iki kolu olmayan gazimizin çocuğuna sarılamama acısı. Yüreğiniz yanıyor mu yüreğiniz? TEHDİT MESAJLARI BIRAKILDI Aleviler Didim’de tedirgin ediliyor MURAT MUMCU DİDİM Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan Alevi ailelere yönelik baskılara, Aydın’ın Didim ilçesindeki tehditler de eklendi. Savlara göre ilçedeki Cumhuriyet Mahallesi 1110 sokakta Alevilerin oturduğu 3 katlı aparmanın bir dairesinin önüne, “Pis Aleviler sizi mahallemizde istemiyoruz. Çocuklarımıza kötü örnek oluyorsunuz” yazılı not bırakıldı. Endişe yaratan durumla ilgili polis inceleme başlattı. Geçen cumartesi günü meydana gelen olayın ardından açıklama yapan Didim Alevi Bektaşi Kültür Merkezi ve Cemevi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Dikçe, “Didim gibi farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir ilçede bu tür şeylerin yaşanmasından üzüntü duyuyoruz. İlçemizde geçen 5 Mayıs’ta da Alevi ailelerin yaşadığı iki evin kapısı boyayla işaretlenip, ‘Alevilere ölüm’ ve ‘Alevileri yakın’ yazılı tehdit içerikli mesajlar yazılmıştı. Bu olayın da failleri henüz yakalanmadı. Bu da benzer olayların yaşanmasına neden oluyor. İlçemizdeki huzur ortamına gölge düşüren bu kişilerin bir an önce adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear