29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EYLÜL 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan Libya’da ABD’li diplomatlara yapılan saldırıyı kınadı, ‘ortak mücadele şart’ dedi 5 uçaklarıyla Bağdat’ı bombaladı. ABD, Irak’a demokrasi ve özgürlük getirecekti... Sıcak odalarımızda bir savaş filmi izler gibi, o atılan misket bombalarının karanlık gökyüzüne ışıklar saçması, çoğumuzun ne denli hoşuna gitmiş, ‘Terörün dini yok’ ? Erdoğan, Türkiyeİsrail ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin olarak ‘’İsrail özür dileyip tazminat ödemedikçe ve ambargoyu kaldırmadıkça ilişkilerimiz normalleşmez. Arabulucular boşuna yorulmasın’’ dedi. KİEV (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Hz. Muhammed ’e hakaret içeren ABD yapımı filme karşı düzenlenen protestolarda ABD’nin Libya Büyükelçisi ve 3 elçilik görevlisinin öldürülmesi konusunun çok kaygı verici olduğunu belirtti. Erdoğan İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için, Türkiye’nin şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, dün Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD’de yayımlanan filmin ardından Libya’daki ABD büyükelçisinin öldürülmesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, ABD büyükelçisi ve 3 görevlinin öldürülmesi konusunun çok kaygı verici olduğunu, bunu şiddetle kınadığını söyledi. Erdoğan, “Her şeyden önce acılarını paylaşıyoruz. Terörün dini, milleti, ülkesi yoktur, teröre karşı ortak bir mücadele şarttır” dedi. Erdoğan, “Türkİsrail ilişkilerini normalleştirmeye yönelik arabuluculuk gayretlerinin olduğu doğru mu?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “İsrail ile ilgili bizi bugüne kadar arayarak bizimle bu konuda görüşmek isteyenlere verdiğimiz cevap bellidir. Birincisi özürdür, ikincisi tazminattır, üçüncüsü Filistin’de ambargonun kaldırılmasıdır. Bunlardan herhangi birisi olmadığı sürece normalleşmenin olması mümkün değildir. Yoksa arabulucuların yorulmasına gerek yok.” Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rüzgâr Eken Fırtına Biçer... Yüzde 50 oranıyla iktidar koltuğuna oturan AKP acaba Ortadoğu’da yaşananlardan, Irak’ta ŞiiSünni çatışmasından, Libya’da aşiretlerin birbirlerini boğazlamasından, ABD Büyükelçisi J. Christopher Stevens ve üç konsolosluk görevlisinin diri diri yakılmasından bir ders çıkarabildi mi? Bingazi’deki insanlık dışı dehşetin dün gazetelerde çıkan fotoğraflarına bakınca, Kaddafi’nin o ağır yaralı görüntüleri geldi aklıma. Yüzü kan içindeydi ve çevresindeki silahlı isyancılara yalvarıyordu: “Ben sizin babanızım!” Sonra yıllar önceye gittim. Irak’ta Saddam’ın yakalanış anı, yargı süreci ve darağacında boynuna yağlı urgan geçirilip idam edilişi... Mısır’da Mübarek’in demir kafes içinde, bir karyolaya yatırılarak yargılanması oğullarıyla birlikte. ??? Kim ölürse ölsün, benim içim acır! Sevinemem! Çünkü ölümler ülkesinde geçiyor yaşamımız... Gençlik yıllarımız da böyle geçmişti zaten... Genç ölümler! Darağacında sallanan arkadaşlarımız, faili meçhul cinayetler, Deniz’ler, Mahir’ler, Hüseyin’ler, Saffet’ler, Orhan’lar, Yusuf’lar ve daha niceleri... 17 yaşındaki Erdal Eren’i darağacına götüren 12 Eylül askeri faşist rejiminin başı olan Evren, bu kanın hesabını vereceği yerde, 100. yaşını kutlayacak tam 100 mum dikilmiş pastasını keserken. Her diktatörün, baskıcı rejimlerin bir sonu vardır... Hele hele Ortadoğu gibi belalı ülkelerde kendi çıkarları için her yolu deneyen, kimi ülkeleri NATO palavrasıyla, “müttefik” numarasıyla taşeron olarak kullanan emperyalist güçler, hiç beklemedikleri an başlarına iş açarlar. ??? Şöyle bir düşünün isterseniz... ABD, Saddam’ı devirmek için önce yakınındakileri yanına çekti gizlice, ardından da savaş Komisyonda CHP ve BDP’lilerin ‘cinsel yönelim’ hakkı önerisine karşı çıktılar AKP ve MHP anayasada eşcinsel kelimesi istemiyor AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda 2’ye çıkarılan alt komisyonlarda, “Ekonomik ve Sosyal Haklar” bölümü içinde yer alan ve üzerinde uzlaşmaya varılan “sağlık hakkı” maddesinde kadınlara “üreme sağlığı ve doğurganlık” hakları konusunda “ücretsiz hizmet alma hakkı” tanındı. “Temel hak ve özgürlükler”le ilgili alt komisoyun ele aldığı “Eşitlik” maddesinde CHP ve BDP’nin “cinsel yönelim” hakkıyla ilgili önerisine AKP ve MHP karşı çıkınca uzlaşma sağlanamadı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda başta “din ve vicdan özgürlüğü” maddesi olmak üzere birçok kritik maddede uzlaşma sağlanamaması ve çalışmaları yavaş işlemesi nedeniyle oluşturulan iki alt komisyon iki gündür ANAYASAYA ‘HAŞİMİ’ DÜZENLEMESİ “Temel Hak ve Özgürlükler”le ilgili alt komisyonda “yabancıların durumu”, “temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması” ve “temel hak ve özgürlüklerin geçici olarak durdurulması”nda büyük ölçüde uzlaşmaya vardı. “Yabancıların durumu”nda, yabancılara ilk kez “iltica hakkı” tanındı. Düzenleme kapsamında Türkiye’ye kaçan sığınmacıların ülkelerine iadesinde yeni kriter getirilerek Türkiye’ye sığınan bir yabancının “idam cezası” olan ülkeye veya ülkesinde kötü muameleye tabi tutulacağı durumlarda iade edilmemesi düzenlendi. Bu düzenlemeyle Türkiye’ye sığınan ve ülkesinde idam cezasına çarptırılan Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık el Haşimi konumundaki yabancılara anayasal güvence gelmiş olacak. çalışmalarını sürdürüyor. Yeni oluşturulan “Ekonomik ve Sosyal Haklar” bölümüyle ilgili alt komisyonda “sağlık hakkı”nda uzlaşmaya varıldı. BDP’nin önerisiyle, sağlık hakkından yararlanmada “doğurma hakkı” ile ilgili kadınlara “pozitif ayrımcılık” düzenlemesi yer aldı. “Her kadın üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konusunda üc retsiz hizmet alma hakkına sahiptir” denilen metindeki “doğurma hakkı” tartışma yarattı. CHP’li Süheyl Batum, “doğurganlık hakları”nın “doğurmama” hakkını da kapsaması gerektiğini ifade etti. Batum, “Bu hüküm, Başbakan’ın ‘en az 3 çocuk’ projesine hizmet için konuyorsa karşı çıkarız” dedi. Metne, “gerekçe notu” olarak “Doğurganlık hakkının doğurmama hakkını da içerdiği belirtilecek” notu düşüldü. “Temel Hak ve Özgürlükler”le ilgili 2. Alt Komisyon ise üzerinde uzlaşmaya varılamayan, “eşitlik” ilkesi ile “çocuk hakları”nı ele aldı. BDP’lilerin “Her çocuk kendi kültüründen yararlanma ve kendi dilini kullanma hakkına sahiptir” önerisine partiler karşı çıktı. CHP ve BDP’lilerin “cinsel yönelim” hakkı önerisine MHP ve AKP karşı çıktı. AKP’li Mustafa Şentop, anayasaya “eşcinsel, cinsel yönelim” ifadelerini koyamayacaklarını söyledi. Alt komisyon, “Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması”na ilişkin düzenlemede de bir istisna getirerek, sınırlamaların “demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı” hükmünü benimsedi. sevindirmişti: “Oh be, eli kanlı diktatörler gidiyor!” Bizim sözde liberallerin o yıllarda neler yazdıklarını arşivlere girip okuyabilirsiniz... Mutluluktan uçuyorlardı... O uçaklar bomba yağdırıyordu yoksul halkın evlerine... Kadınlar, gençler, yaşlılar ve çocuklar ölüyordu. Peki şimdi Irak’a demokrasi ve özgürlük geldi mi? ??? Bir buçuk milyon sivil öldü, o kadar insan sakat kaldı... ŞiiSünni çatışmasında haftada 100 kişi ölüyor çoğu zaman. Kahire’de Tahrir Alanı’na çıkan milyonlar, demokrasi ve özgürlük isterken ne oldu? Mübarek devrildi, seçimler yapıldı, Müslüman Kardeşler güçlendi, şeriata giden yol açıldı. Tunus’ta da aynı şeyler oldu... Afganistan’da Taliban daha da güçlendi. Şimdi sıra Suriye’de... Bir ölümcül gitgel içinde çırpınıp duruyoruz... Yaşamın derin dehlizlerinde dolaşıyoruz. Her gün benim ülkemde şehit cenazeleri kalkıyor, Ankara’nın göbeğine Lozan Parkı’na sığınmacılar mukavvadan evler kuruyor. 30 bin Iraklı, Afgan ve İranlı sığınmacı Türkiye’de bugün. ??? Tutkunun da bir derinliği vardır, sevdanın, aşkın olduğu gibi. İnsan olmanın değerleri de vardır ama pek bilinmez, yaşamadan anlaşılmaz. Bir siyasal parti yüzde 50 oranında oy alarak iktidara gelebilir... Siyasetten hayat çıkar. Umut! Paylaşım! Sevgi! Çözüm! Tutuklu Türk ve Kürt gazeteciler, siyasetçiler, yazarlar... Kimi Ergenekon, kimi Odatv, kimi KCK davasında... Şehit cenazeleri ve kan üzerinden siyaset yapılmaz. 30 AĞUSTOS CHP’den çelenk davası ANKARA (ANKA) CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, ulusal günlerde Atatürk anıtlarına çelenk bırakma özgürlüğünün getirilmesi amacıyla Danıştay’a dava açtı. Ayaydın dava dilekçesinde, Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili bölümünün iptalini istedi. Ayaydın, Danıştay’a verdiği dava dilekçesinde, “Dava konusu edilen 7. maddenin (b) bendi başkent dışında Zafer Bayramı törenlerini düzenlerken, çelenk koyma imkânını yalnızca mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanına tanınmakta, siyasi partilere bu imkân tanınmamış bulunmaktadır” dedi. Dilekçede, “ Yürürlükten kaldırılan, 7/7058 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikte resmi bayramlar ve anma günlerinde çeşitli kamu kuruluşları ile gerçek ve tüzelkişilere dahi tanınan çelenk koyma hakkının bugün siyasi partilere tanınmamış olmasını, hukuksal bir temele yerleştirmek mümkün değildir” denildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear