22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 TEMMUZ 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Kardeş Türküler Hollanda yolcusu ? Kültür Servisi Kardeş Türküler topluluğu, “HollandaTürkiye diplomatik ilişkilerinin 400. yılı” kutlama programı çerçevesinde Amsterdam Roots Festivali’nde konser verecek. 8 Temmuz’da Oosterpark’ta, Alliantie Roots Open bölümünde sahnede olacak topluluk, her dilden şarkılar seslendirecek. Bu yıl 5–8 Temmuz tarihleri arasında yapılacak festivalin ana teması ise “İzler” olarak belirlendi. 15 ‘Bir Avuç Deniz’e Toronto’dan ödül ? Kültür Servisi Leyla Yılmaz’ın yazıp yönettiği “Bir Avuç Deniz” filmi, Toronto’da düzenlenen Female Eye Film Festivali’nde “En İyi Yabancı Film” dalında ödüle değer görüldü. “İnsandaki bencillik ve kötülüğü, evrensel ve politik bir dille ve kadın gözüyle yansıttığı” gerekçesiyle ödülü alan film, yakın zamanda Amerika ve Kanada’da gösterime girecek. Film geçen ay da New Jersey’deki Lighthouse International Film Festivali’nde izleyici ödülü dalında “En İyi Film Ödülü”nü almıştı. İyi müziğe sadakat 19. İstanbul Caz Festivali’nin bu akşamki açılış töreninde ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ Neşet Ruacan’a verilecek ? Tüm sempatikliğiyle “İmam söylemedikçe sanatçı emekli olmaz” diyor hayatını caz müziğe adayan Neşet Ruacan. Ödülün adına gönderme yaparak “Tüm yaşamımın başarılarla geçtiğini söylemem komik olur, ama iyi müziğe olan sadakatim hiç şaşmadı” diye ekliyor. MURAT BEŞER Cazlı sözlü eğlence başlıyor Kültür Servisi Bu yıl 19. yaşına giren İstanbul Caz Festivali bugün Esma Sultan Yalısı’ndaki törenle başlıyor. 19 Temmuz’a kadar devam edecek festivalin açılış töreninde günümüz cazının ünlü ve genç vokallerinden Elif Çağlar ve cazın önemli isimlerinden oluşan beşlisi sahnede olacak. Çağlar’a konserde saksofonda Engin Recepoğulları, piyanoda Serkan Özyılmaz, kontrbasta Erdal Akyol ve davulda Ediz Hafızoğlu eşlik edecek. Festivalin ilk haftasında yarın Esma Sultan Yalısı’nda Jamaika gecesi var. Jamaika’nın bağımsızlığının 50. yılında gerçekleştirilen “Jamaican Legends” konserinde ülkenin önde gelen müzisyenleri bir araya geliyor. 5 Temmuz Perşembe günü ise ünlü basçı Marcus Miller’a sipariş edilen “The Istanbul Project” Cemil Topuzlu Açıkhava sahnesini şenlendirecek. Projenin Türkiye ayağının müzisyenleri ise Okay Temiz, Burhan Öçal, Hüsnü Şenlendirici, İmer Demirer ve Bilal Karaman. 6 Temmuz’da Tünel Meydanı’ndaki ücretsiz “Young Fellaz Brass Band” konseri saat 18.00’de başlıyor. Aynı gün Arkeoloji Müzesi’nde saat 21.00’de kuşağının en iyi trompetçilerinden Till Brönner sahnede olacak. 7 Temmuz’da ise festivalin “gelenekseli” Tünel Şenliği saat 18.00’de başlıyor. Tünel, Galata ve Şişhane’deki 17 farklı mekânda gerçekleşecek konserlerde gece boyunca Eric Vloeimans, Jungle by Night, Gevende, Ntjam Rosie, Jülide Özçelik, Ozan Musluoğlu Trio, Ferid Odman Quartet, Jo Stance gibi otuza yakın sanatçı ve grup sahnede olacak. Damien Hirst yeni bir esere ‘gebe’ ? Kültür Servisi Ünlü İngiliz sanatçı Damien Hirst, İngiltere’nin Devon kentinde yer alan Ilfracombe kasabası için özel bir heykel tasarlayacak. Devon kenti belediye meclisinin siparişi üzerine yapılacak olan heykel, “Verity” (Hakikat) adını taşıyacak. 20 metre yüksekliğindeki bronz hamile kadın heykeli, “gerçek ve adaletin modern bir alegorisi” olarak tanımlanıyor. Viktorya döneminden kalma bir iskelede yer alacak heykelin sol elinde bir kılıç, sağ elinde ise bir terazi yer alacak. Till Brönner Can’dan 380 eser 5 liraya ? Kültür Servisi 30 yılı aşkın bir süredir Türkiye’yi edebiyatla buluşturan Can Yayınları, okurlarına önemli bir hizmet sunmaya başlıyor. Can Yayınları’nın D&R mağazalarına özel hazırlanan kampanyasında, yarından 4 Temmuz’dan itibaren, yaz boyunca 380 farklı eseri 5 TL’ye almak mümkün olacak. Can Yayınları, 2011 yazında başladığı bu projeyle 250 bin okura ulaşmıştı. Olimpiyat Oyunları’nda bize yakın notalar ? Kültür Servisi İngiltere’de başarılı televizyon dizilerinin müziklerine imza atmış Türk asıllı İngiliz orkestra şefi ve prodüktör Tolga Kashif, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları etkinlikleri kapsamında yeni bir eser besteledi. “Let Your Light Shine” (Bırak Işığın Ortaya Çıksın) isimli eser 6 Temmuz’da Olimpiyat Meşalesi’nin Southend kentini ziyareti onuruna seslendirilecek. Yaşları 7 ile 97 arasında değişen iki bin kişilik koro ve orkestra tarafından seslendirilecek olan eser 12 dakikadan oluşuyor. Gerçek bir beyefendi Neşet Ruacan; gerçek bir İstanbul beyefendisi. Doğma büyüme Modalı. Gitarcı, caz müzisyeni, eski TRT Caz Orkestrası şefi, hocaların hocası... 19. İstanbul Caz Festivali’nde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” bu yıl kendisine veriliyor. Bunu bahane ederek kendisine sorduk, “Bu ödül sizin için tam olarak neyi ifade ediyor? Bir emeklilik mi, yoksa yeni bir zaman dilimine açılan kapı mı” diye... Tüm sempatikliğiyle “İmam söylemedikçe sanatçı emekli olmaz” diyor. Ödülün adına gönderme yaparak “Tüm yaşamımın başarılarla geçtiğini söylemem komik olur, ama iyi müziğe olan sadakatim hiç şaşmadı” diye ekliyor. Halen aktif bir müzisyen Neşet Hoca, sonuna kadar da öyle olacak gibi görünüyor. Sahip olduğu gelenekle günümüz müziği ya da dünyası arasındaki açıyı nasıl kapattığını, kendini nasıl güncellediğini sorduğumda ise, onun espriye bulanmış eleştirel kimliği karşımıza dikiliyor: “Sahip olduğum gelenek aslında tüm zamanlara açık görüş ve bilgiyi içerir. Başka bir deyişle, 1950 ve 1960’ların caz müziğini iyi bilenler onun kendi doğurganlığını içerdiğini görürler. Bugünün müziği diye tarif edilen tınıların çoğu, o anlayış ve birikime ihanet eden kabiliyetsizlerin uydurmasıdır. Ama bakın efendim caz müziği daha geniş kitlelere ulaştı diyenlere, onlar ise cenazede çiçek satanlardır.” Peki ya teknolojik gelişmeler, aranız var mı? Kendinizi yenilemenizde teknolojinin katkısı oluyor mu? Yoksa bu sadece duyguları öldüren bir şey mi? “Teknoloji her zaman vardı, benim ilk müziğe başladığım zamanlarda da. Bundan sonra da hep olacak. Önemli olan kim kimi kullanıyor, sen mi teknolojiyi, teknoloji mi seni kullanıyor? Samimi Mitleri yıkan kovboy olunması gereken yer orası.” Liseyi bitirdiği gün, müziksiz yaşayamayacağını, hayatın artık altı telin üzerinde geçeceğini iyice anlıyor. Cumhuriyet kültürüyle yoğrulan bir kuşağın üyesi olarak 10 yaşında klasik, 15 yaşında ise elektrik gitarı alıyor eline. Otuzlu yaşlarında Jim Hall ile tanışınca da müzik namına o güne değin öğrendiği ne kadar şey varsa, hepsi sarsılıyor temelinden. O andan itibaren temiz bir sayfa açıyor, müzik defterinde: Caz. Hemen soruyorum; bir rüya takım kursaydınız, o toplulukta kimlerin bulunmasını isterdiniz? “Rüyaların ete kemiğe bürünmesi zor, içinde ben de olayım yeter. Davulcularım Elvin Jones, Max Roach, Tony Williams, Cankut Özgül, Deniz Dündar; basçılarım da Ray Brown, Jimmy Garrison, Onno Tunç, Günnur Perin, Volkan Hürsever olsun isterim. Ancak bu 10 isimden yedisi hayatta değil.” 1948’li. Yaşanmış 64 yılı olduğu gibi, ömrünün geride kalan kısmını caz müziğine adamayı düşünüyor. Tabii buna sevenlerine olan bir boyun borcunu ödemek de dahil; albüm yapmak. Bundan 13 yıl önce Jazz dergisinin yaptığı ankette, en fazla albümü beklenen isim seçildiğini hatırlatarak, bu hasretin ne zaman biteceğini soruyorum. “Albüm işi zor, en iyi kayıtlar canlı müzik kayıtları. Birileri biz çalarken bu işi yapıverse, ne iyi olur. Ama eğitime hizmet edecek stüdyo kayıtlarına varım” diyerek her zamanki iyimserliği ve sevecenliğiyle yanıtlıyor. (muratbeser@muratbeser.com) 12 Ağustos’a kadar uzatılan Red Kit sergisi kapsamında reklamcılar ‘Kadim Dostum Red Kit’ söyleşisinde buluştu AYŞEGÜL ÖZBEK ST. PETERSBURG’DAKİ TOPLANTIDA OYBİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ Çatalhöyük Dünya Mirası Listesi’nde PARİS (AA) UNESCO Dünya Mirası Komitesi, Rusya’nın St. Petersburg kentinde yaptığı toplantıda Çatalhöyük neolitik kentinin Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmesini oy birliğiyle kabul etti. 21 ülkeden uzmanlardan oluşan Dünya Mirası Komitesi’nin kararında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Dünya Mirası Listesi’ne aday gösterilmiş olan Çatalhöyük’ün Dünya Mirası Sözleşmesi’nin temel şartlarını karşıladığı, otantikliğini ve bütünlüğünü koruduğu ve “evrensel seçkin değer”e sahip olduğu belirtildi. Karara esas olan raporda, tarihi MÖ 7400 yıllarına uzanan Çatalhöyük’ün neolitik dönemin belli bir aşamasının eşsiz bir tanıklığını teşkil ettiği ve insanlık tarihinde önemli bir aşamayı tem sil eden bir yerleşim tarzı ile toplum anlayışı ve eşitlik ideallerine dayanan bir kentsel plana sahip olduğu da vurgulandı. Çatalhöyük’ün koruma durumu iyi olmakla birlikte, deprem ve artan turizm riskiyle karşı karşıya olduğu belirtilen Dünya Mirası Komitesi kararında, bu miras alanının yönetim planının en kısa süre içinde tamamlanması istendi. Alanın sürdürülebilir mali kaynağa sahip olmasının gereğine işaret edilen kararda, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu konuda Komite Başkanı’na yazdığı mektuba da atıfta bulunuldu. Çatalhöyük’ün Dünya Mirası Listesi’ne girmesiyle Türkiye’nin Dünya Mirası alanlarının sayısı 11’e yükselmiş oldu. Dünya Mirası Komitesi geçen yıl da Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi’ni listeye kaydetmişti. Vahşi Batı’nın “yalnız kovboyu” Red Kit’in Yapı Kredi Kültür Merkezi’ndeki sergisi 12 Ağustos’a kadar uzatıldı. Ayrıca çizimler, Türkçe ve Fransızca yazıların da yer aldığı “Red Kit İstanbul’da” kitabı ise yakın zaman önce Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Mekânın küçük bir Red Kit kasabasına dönüştürüldüğü ve Red bii ki. Daltonlar, mezarcı, dük, KaKit’in Türkiye macerasını da anlatan lamiti Jane... “Örümcek Ayak da ? Levent Erden Red sergi kapsamında geçen hafta “Kavardır. Bu karakter Red Kit’teKit’in çaktırmadan dim Dostum Red Kit” başlığıyla bir ki son ölüm sahnesidir. Ondan söyleşi düzenlendi. Ünlü reklamcı sonra kimse ölmeyecektir” diyor “güçlü” Amerika’nın Levent Erden’in moderatörlüğünPlatin. kuruluş hikâyesinin deki söyleşide, Erden’e meslektaşErden bu durumu Türkiye’deki parodisini yaptığını ları Vincent Bouvard ve Ali Platin Çocukları Muzır Neşriyattan Kode eşlik etti. Red Kit’in yarattığı etruma Kurulu’nun bir yansıması söylüyor: “60’larda kiden ve dönemlere göre evrilmeolan yasaya bağlıyor, “ZannetSergio Leone’nin sinden bugüne, Türkiye ile bağlarımeyin ki bunlar sadece bizde sinemada yaptığını na uzanan reklamcılar, “yalnız ve oluyor. 1951’in sonunda muzır hüzünlü kovboy”un hikâyesini kenneşriyattan koruma kanunu geRed Kit Fransa, di bakışlarıyla aktardılar. kimse kimseyi öldüremez, siBelçika kültürü içinde reği Örneğin Platin, Fransa’da Wesgara içilemez” diyor. kuruyor. Western bir “Evinden uzak yalnız bir kovtern’in anlatılmasında Red Kit’in çiboyum” lafını ise 68’lerin dönüzeri Morris ve yazarı Goscinny’nin dekor olarak ve ruhuna bağlıyor Erden, Amerika’da yaşamış olmalarının etkullanılıp, belli mitler şümü “Yalnızlık hikâyesi Fransa’da kili olduğunu aktarıyor. yerle bir ediliyor.” da çok yaşanan bir şey. Yalnız ve Erden ise Red Kit’in çaktırmadan tekil hayatlar... Daha az kovboy“güçlü” Amerika’nın kuruluş hikâdurlar ama, kovboy olduklarını yesinin parodisini yaptığını söylüyor: “2. Dünya Savaşı’nda patlayan Western’de her hissettikleri zaman da rahat ederler. Red Kit zaman iyiler kazanıyor, kanun herkesi yaka de yalnız ve hüzünlü bir karaktertir zaten.” Red Kit’in dünyada bilinen ilk filminin Türkilıyor... Ama 60’larda Sergio Leone filmleriyle bu da devriliyor. Leone’nin sinemada yaptığı ye’de çekildiğini biliyoruz. İzzet Günay’ın oynı Red Kit kendi içinde Fransa, Belçika kültürü nadığı “Red Kit ve Atını Seven Kovboy” filmiiçinde kuruyor. Western bir dekor olarak kul nin yanı sıra, Erden Türkiye’de basılan ilk Red Kit’lerin aydıngerle kopya edildiğini ve Türkilanılıp, belli mitler yerle bir ediliyor”. Red Kit’teki sağlam ana karakterlerin yanında ye’deki ilk resmi yayının da Turhan Selçuk’un yan ve tekil karakterleri de unutmamak gerek ta çıkardığı Dolmuş dergisinde olduğunu söylüyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear