23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeni anayasa taslağında AKP ‘parti kapatma’da 2010’a dönerken CHP önerilerini yarın sunacak 5 değerlendiriyor: “Ortadoğu’da silah kimin elindeyse o güçlüdür...” ??? Suriye’de küçük yerleşim birimlerinde salt PYD silahlı. Diğer Kürtler ise silahsız. Gazetelerde dün çıkan bazı fotoğraflı haberlerde, Kuzey Irak’ta eğitilen silahlı Kürt militanların Dicle Nehri kıyısından ilerleyerek Suriye sınırına geçtiklerinin yazılması, Ankara’nın kaygısını daha da derinleştirdi. Bu kişilerin üzerinde askeri giysiler vardı ancak silahlı değillerdi. Elbet bu kişileri silahlı güçler koruyordu... Gidecekleri yön belliydi: “Kamışlı...” Barzani, bir hafta kadar önce yaptığı açıklamada, Suriyeli Kürtlere askeri eğitim yaptırdıklarını açıklamıştı. Peki, bundan ABD ve İsrail’in haberi yok muydu? Elbet vardı. Barzani’nin ABD’den habersiz adım bile atmayacağı bilinen bir gerçekti... Öteden beri Türkiye’nin Ortadoğu’daki “kan gölüne” girmesi için tuzaklar hazırlandığını yazıyorum... İşte şimdi her şey ortada! ??? Eline silah almamış, kanlı eylemlere katılmamış muhalifler, Esad’ı destekleyenler, desteklemeyenler, Sünniler, Aleviler, Kürtler, Ermeniler, Hıristiyanlar, Türkmenler Suriye’nin tümlüğünden yana. Eğer köktendinciler, PKK ve PYD Suriye’de silah gücüyle egemenlik kurarsa ülkenin bölüneceğinden büyük kaygı duyuyor. Arap milliyetçiliğinin Ortadoğu’da en güçlü ülkesi olan Suriye’de Irak gibi iç savaş başlar ve ülke kan gölüne döner. Bunu Irak ve Libya’da gördük... Türkiye’de bundan korkuyor! Bana kalırsa son gelişmelerden ötürü Ankara’nın, bir başka deyişle AKP iktidarının ayakları yeni yere basmaya başladı. Irak ve Libya’da olduğu Esad’ın devrilmesinden sonra böyle bir süreç başlayabilir. Silahlı olan köktendinci güçler ve PYD arasında hesaplaşma çıkabilir, ucu da mutlaka Türkiye’yi olumsuz etkiler... Öneriler netleşiyor AYŞE SAYIN Suriye, Irak mı Olur?.. Suriye bir alev topu... Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değil... Ankara, Suriye sınırındaki son gelişmeleri yakından izlerken, karşımıza bir Kuzey Irak gerçeğinin ortaya çıkmasından tedirgin. Aslında Suriye’deki kanlı olayların bu noktaya geleceği önceden belliydi. Şimdi Türkiye ve Suriye sınırında hem PKK’nin bir kolu olan silahlı PYD militanları var, hem de Türkiye, Mısır, Libya, Suudi Arabistan’dan gelen köktendinci güçler. Türkiye için asıl tehlike şimdilik bunlar... Köktendinci güçlerin El Kaide, Taliban ve Müslüman Kardeşler’den oluştuğu bildiriliyor ve bunların Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiği öne sürülüyor. Bu güçler şu anda Türkiye’nin denetiminde mi acaba? Konuştuğum uzmanlar “evet” deyip ekliyor: “Şimdilik öyle ama Esad devrildikten sonra bir mezhep çatışması ve Suriye’nin bölünmesi söz konusu...” ??? Köktendinciler de tıpkı PKK’nin Suriye uzantısı PYD gibi silahlı... El Samha kapısını silahlı mücadeleyle ele geçirmişler... Suriye ordusunun tanklarını RPG roketleriyle vurmuşlar. Çatışmalar ise üç gün sürmüş... Pek çok binayı yağmalamışlar, Türk TIR’ları ve kamyonlarını yağmaladıktan sonra yakmışlar. İşin ilginç yanı, köktendinciler kendilerini şöyle tanıtıyorlar: “Biz Özgür Suriye Ordusu’ndanız...” Suriye’de bugün yaşananlar acaba Ankara’da nasıl değerlendiriliyor... Özgür Suriye Ordusu’nun içinde yer aldıklarını söyleyen köktendinci örgütlerin, ABD, İsrail ve Türkiye’nin denetiminde olduğu söyleniyor. Ankara’nın kaygısı, PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde etkin olması, özerk bir yapı kurmak istemesi. Bölgeyi yakından tanıyan gazeteciler bu durumu şöyle ANKARA Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin yeni anayasanın “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünde yer alacak düzenlemelere ilişkin önerilerini sunmaları için tanınan süre dün dolmasına karşın CHP’nin önerisinin, anayasa taslağıyla ilgili bugün yapacağı toplantı nedeniyle TBMM Başkanlığı’na sunulması yarına ertelendi. Taslağa son biçimini veren AKP, parti kapatmada, 2010’daki anayasa paketinde yer alan ancak Meclis’te yeterli oyu alamayınca düşen maddedeki düzenlemeleri esas alan öneri hazırladı. AKP’nin önerisinde siyasi partilerin ancak “şiddet suçu” işlemeleri halinde kapatılacağı hükme bağlanırken mevcut anayasadaki “5 yıllık siyasi yasağın” ise tümüyle kaldırılması öngörüldü. CHP ise siyasi partilere “kademeli” kapatma cezası öngörürken “seçimden men yasağı” önerisine de yer verdi. CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında bugün hu PAKETTEN DÜŞEN MADDE YENİDEN AKP’li komisyon üyeleri de dün gün boyunca çalışarak anayasa önerisine son biçimini verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Eylül 2010 referandumunda kabul edilen pakette yer alan düzenlemelere “dokundurmayacağı”nı söylemesine karşın AKP, siyasi partilere uygulanacak yaptırım konusunda, pakette yer almasına karşın, yeterli oy alamadığı için Meclis’ten “veto” yiyen düzenlemeyi esas aldı. Edinilen bilgiye göre AKP, siyasi partilerin ancak “şiddet suçu” işlemeleri halinde kapatılmasını öngördü. AKP’nin önerisine göre bir siyasi parti hakkında kapatma davası TBMM’nin beşte üçünün oyuyla mümkün olabilecek. Bir partinin “şiddeti yöntem olarak benimsemesi veya şiddet çağrısı yapması” kapatma nedeni sayılacak. Mevcut anayasada olduğu gibi siyasi partilerin kapatılması için sözkonusu şiddet suçunun “odağı” olma koşulu aranacak. Ancak AKP, “odak olma hali”nin belirleme yetkisini de Anayasa Mahkemesi’ne bırakmak istemediği için herhangi bir kuruma atıfta bulunmadı. AKP’nin önerisinde mevcut anayasada partinin kapatılmasına eylemleriyle neden olanlar için öngörülen 5 yıllık siyasi yasağın ise tamamen kaldırılması öngörülüyor. li herhangi bir tanıma yer verilmezken sadece “Vatandaşlıkla ilgili düzenlemelerin yasayla yapılacağı” önerisinin yer aldığı öğrenildi. “Anadilinde eğitim hakkı” tartışmaları nedeniyle kritik önemdeki diğer madde olan “eğitim hakkı” ile ilgili komisyon üyeleri arasında da tam bir görüş birliği sağlanamadığı için bu konuda da partinin hukukçuları ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun görüşü doğrultusunda son biçimi verilmesi benimsendi. CHP taslağında “eğitim hakkı” konusunda “Eğitim dili Türkçedir” ifadesi yer alırken “kimsenin anadilini öğrenmesinin engellenemeyeceği ve devletin anadilinde öğretim ile ilgili gerekli önlemleri alması” önerisine yer verildi. Vatandaşlık ve “eğitim hakkı” maddeleri dışında CHP’nin önerileri büyük ölçüde netleşirken, siyasi partilere uygulanacak yaptırım konusunda CHP ilk kez anayasaya “seçimlerden men cezası”nın konulmasını önerdi. CHP taslağında “Siyasal partilerin uyacakları esaslar” başlığı altında yapılan düzenlemede, siyasi partilerin ancak “insan haklarına ve hukuk devleti esaslarına dayalı çoğulcu demokrasi ile laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerde bulunma” ve “şiddeti, ırkçılığı ve suç işlenmesini destekleme veya teşvik edemeyeceği” hükme bağlanıyor. Partilerin tüzük, program ve eylemlerinin bu ilkelere aykırı olamayacağı hükmünün düzenlendiği taslak metinde, sadece tüzük program bazında bu ilkelerle ters düşen partiler için kademeli olarak ihtar, idari para cezası ve yapılacak ilk genel, ara ve yerel yönetim seçimlerine katılmaktan yasaklama cezalarını öngördü. CHP, mevcut anayasadaki “Hazine yardımından mahrum bırakma” cezasına ise bütün partiler hazine yardımı almadığı için eşitliği bozduğu gerekçesiyle yer vermedi. CHP’nin önerisinde mevcut anayasadaki siyasi partilerin “odak olma” hali korunurken uymaları gereken anayasal esaslara aykırı nitelikteki eylemlerin odağı haline gelen siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılabileceği öngörülüyor. Ancak uyması gereken esaslara uymayan eylemleriyle “odak haline gelmediği” saptanan partilere ise eylemlerin ağırlığı ve yoğunluğu gözönünde tutularak “ihtar” ya da “genel, yerel ve ara seçimlere katılımının yasaklanması” öngörülüyor. CHP’nin hazırladığı taslakta ayrıca halen seçimlerde oy kullanamayan hükümlülere “oy kullanma hakkının tanınması”, çevreyi olumsuz etkileyecek her türlü kararda “halk vetosu” gibi halkın katılımını sağlayacak usüllere ilişkin düzenleme yapılması da önerildi. ‘Seçimlerden men’ cezası kukçu milletvekillerinin katılımıyla yapılacak toplantıda, CHP’li Uzlaşma Komisyonu üyeleri Atilla Kart, Süheyl Batum ve Rıza Türmen tarafından “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümüyle ilgili öneri taslağı masaya yatırılacak. CHP’nin öneri taslağında en kritik bölümünü, “vatandaşlık” tanımı ve “eğitim hakkı”na ilişkin bölüm oluşturuyor. Öneri taslağında “vatandaşlık”la ilgi Diyanetten İstanbul çıkarması FIRAT KOZOK ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı İran, Irak, Mısır, Filistin, Rusya ve Hindistan’ın da aralarında bulunduğu 14 ülkeden din adamı, bakan, bakan yardımcıları ve gazetecilerin bulunduğu grubu “İslam dünyası ramazanda İstanbul’da buluşuyor” sloganıyla İstanbul’da toplayacak. Etkinlik çerçevesinde din adamları, bakan, bakan yardımcıları ve bazı gazetecilerin bulunduğu 80 kişi bir araya gelecek. Türk Hava Yolları’nın da desteklediği etkinlikte, yabancı konuklar 28 Temmuz’da İstanbul’da olacak. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve konukların birer konuşma yapması planlanan iftarın ardından, misafirler Sultan Ahmet Camisi’nde teravih namazı kılacak. Görmez, camide cemaate vaaz verecek. Misafirler arasında bulunan ve Kuran’ı kuralına göre güzel okuyan kişiler öğle namazının ardından yine Sultan Ahmet Camisi’nde halka Kuran okuyacak. Etkinlik çerçevesinde, misafirler İstanbul’un tarihi mekânlarını da gezecek. Heyet, 30 Temmuz’da Türkiye’den ayrılacak. DİP’ten Akit’e protesto CHP’lilerin oluşturduğu Duyarlı İnsan Platformu (DİP) üyeleri, son günlerde Akit gazetesinin Sivas katliamında hayatını kaybeden kişilere yönelik yaptığı gerçekdışı yayınları protesto etti. Eski CHP Milletvekili Çetin Soysal’ın öncülüğünü yaptığı DİP üyelerince yapılmak istenen basın açıklaması, matbaa çalışanları ve gazete yönetimi tarafından engellenmek istenince kısa süreli gerginlik yaşandı. Polis, iki grubun arasına bariyer oluşturarak saldırgan grubun, CHP’lilere yaklaşmasına izin vermedi. Soysal yaptığı açıklamada, Akit gazetesinin Sivas’taki katilleri aklamaya ve tarihi çarpıtmaya çalıştığını belirterek “Sivas’ta yaşanan katliamı çarpıtmaya çalışanlar katillerin suç ortağıdır” dedi. Soysal ve arkadaşları açıklamayı yaptıktan sonra yanlarında getirdikleri çelengi gazetenin önüne bıraktı. Grubun dağılmasının ardından, Akit çalışanları ve taraftarları çelengi parçaladı. Yeni Akit Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu ise yazılı açıklama yaparak haberlerinin doğru olduğunu belirtti ve “Gerçekten orada insanlar yanmışsa, ‘otopsi yapılsın’ diyoruz. Bu gerçek ortaya çıksın”dedi. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Başbakan Erdoğan gündemi yorumladı: Üniversitelerde harç alınmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversite öğrencilerine “alkolik ve katil”, tutuklu gazetecilere de “terörist” muamelesi yaptı. Erdoğan, öğrencilere yönelik “Üniversite öğrencileri katil olabilir. Öğrenci alkolü alıp, kafayı mı bulacak?” derken, tutuklu gazetecilerin de “terör örgütü adına çok şey yaptıklarını” söyledi. Kanal 24’te “Sansürsüz Özel” isimli programa katılan Erdoğan, Bilgi Üniversitesi’nde yapılan “One Love Festivali” nedeniyle üniversitenin içinde bulunan restoranların alkollü içki satışına yönelik izin aldıklarını kaydetti. Erdoğan, “Bir üniversitenin içinde, restoranlarında alkollü içki satılmasına müsaade edilebilir mi? Öğrenci oraya gelip de alkolü alıp kafayı mı bulacak yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak? Üniversitenin dışında malum yerlerde gider alkolünü alır ki biz bu noktada meyhane falan kapattığımız yok, hepsi ortada. Burada bazı uyarılar kendilerine geldi. Ben de ilgili arkadaşlarımı, oranın yönetiminde olanları aradım; ‘Nedir bu hal, biz buna üzülüyoruz’ dedik. Sağ olsun onlar da o ana kadar işin farkında olmadığını söylediler” diye konuştu. Anayasanın “Gençliğin korunması” başlıklı 58. maddesini okuyan Erdoğan, “Biz de muhafazakâr demokrat bir parti olarak anayasanın gereği neyse bunun gereğini talep ediyoruz. İlla içecekse onun da yerleri var ki ben onu da teşvik eden birisi değilim, ondan da rahatsızım, onu da söyleyeyim. Çünkü ben gencimin bu noktada alkolik bir genç olarak yetişmesinden yana değilim” dedi. Sezaryenle doğumun bir nüfus planlaması adımı olduğunu da söyleyen Erdoğan, “Bu milletin nüfusunu yaşlandırarak çökertmeye ve bu milleti bu şekilde bitirmeye çalıştılar” diye konuştu. Erdoğan, “2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yeni ittifak arayışına girdiği” yönündeki yorumların anımsatılması üzerine de şunları söyledi: “Buna yönelik bir hesabımız asla söz konusu değildir. Bizim partimiz de kendi adayını çıkaracaktır.” Erdoğan ayrıca üniversitelerde harç alınmayacağına ilişkin haberin anımsatılması üzerine de konunun Bakanlar Kurulu ve AKP’nin yetkili organlarında gündeme geldiğini, 1.2 milyar liralık harcın zaten öğrencilere kredi olarak verildiğini söyledi. Erdoğan, “Harcı kaldırma kararını verdik. Arkadaşlar çalışmalarını yapıyorlar. İnşallah önümüzdeki dönemde harç almayı düşünmüyorum. Bu benim bütün arkadaşlarıma teklifim. Onlar da nihai çalışmasını yapıyorlar” görüşünü dile getirdi. 7. Hukuk Dairesi, ‘cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olamayacağına’ hükmetti Yargıtay cemevini tanımadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında açılan kapatma davasını reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu. “Cemevlerinin Alevilerin ibadet merkezi” olduğunu belirten yerel mahkemenin özgürlükçü kararının tersine bir yorumda bulunan Yargıtay, cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına, bu nedenle derneğin kapatılması gerektiğine hükmetti. 2004’te kurulan Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin tüzüğünün 2. ve 4. maddelerinde derneğin amacı “Alevi inanç ve ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak ve yaptırmak” olarak ifade edildi. İçişleri Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan “Cemevleri ibadethane değildir” görüşü alması üzerine Ankara Valiliği; dernekten tüzüğünde “cemevlerini ibadethane olarak değerlendiren 2 ve 4. maddelerin çıkartılmasını” istedi. Dernek yöneticileriyse bu talebi reddetti. Valilik, bunun üzerine derneğin kapatılması için Ankara Başsavcılığı’na başvurdu. Başsavcılık da dernek hakkında dava açtı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava sonunda yargıç Yaşar Eren, derneğin kapatılması istemini reddetti. Gerekçeli kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” başlıklı 9. maddesine vurgu yapan yargıç Eren, “Aleviler, ibadet edecekleri merkezler konusunda cemevleri olarak isimlendirilen yerleri tercih etmişler ve cemevleri yüzyıllardır Alevilerin ibadet yeri olarak toplumca bilinmiş ve kabul görmüştür. Derneğin tüzüğünde yazılı bulunan ‘Cemevi ibadethanedir’ hükmü, anayasanın 2. maddesine aykırılık taşımadığı gibi kanunlarla da yasaklanmamıştır” dedi. avcı temyiz etti Bu görüşe karşı çıkan davanın savcısı, kararı temyiz etti. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, “cami ve mescit” dışında bir yerin “ibadethane” olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bozdu. Tekke ve Zaviyeler Yasası’na atıf yapılan kararda, 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı savunuldu. Mahkeme kararında direnirse dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gündemine gelecek ve cemevleri konusunda son sözü kurul söyleyecek. Davanın avukatlarından Kâzım Genç, tepki gösterdiği kararı “Sünni bakış açısı” olarak nitelendirdi. Genç, “İnanç sahibi, istediği şeye inanabilir ve ibadet yerinin neresi olduğuna ancak kendisi karar verir” dedi. Şehit yakınlarına iftar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Dolmabahçe Sarayı’nda şehit yakınları ve gaziler için iftar yemeği verdi. İftarda, Cumhurbaşkanı Gül’ün masasındaki isimler arasında, çocuklarını kurtarmak için canlı bombanın üzerine atlayarak yaşamını yitiren Hatice Belgin’in eşi Kadri Belgin de yer aldı. Gül, iftarla ilgili duygularını ayrıca Twitter’dan da paylaştı. “Dün çok duygu dolu bir gün geçirdim” ifadesini kullanan Gül, gündüz Van’da şehit olan jandarma er Ümit Akbaş’ın cenaze törenine katıldığını, akşam da şehit yakınları ve gazilerle iftarda bir araya geldiğini anımsattı. S ‘Öğrenciler katil olabilir’ Erdoğan, gösteri yaptığı için cezaevlerinde olan öğrenciler ve cezaevindeki gazeteciler konusuna yaklaşımının sorulması üzerine ise “üniversite öğrencisinin katil olabileceğini, teröre bulaşabileceğini” ifade etti. Erdoğan, “Bunun önünde bir öğrencilik var diye bunları temize çıkarmaya kalkarsak, üniversitelerde 1980 öncesinde yaşananlar hiçbir zaman unutulamaz” diye konuştu. Erdoğan, tutuklu gazetecilerle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, “Terör örgütü adına bunlar birçok şey yapıyorlar. Ortada bir terör örgütü var ve siz bu terör örgütüne yönelik bağlantılarınız ve onların şu veya bu şekildeki eylemlerinde rol almışsınız ama sıfatınız gazeteciymiş. Girmeyecek mi içeri? Şu anda yine birilerinin çok savunduğu içeride olan gazeteciler var ki bunların da Türkiye’de hükümet devirme, iktidar devirme gibi gayretlerin içinde olduğu çok açık, belgelerle ortada. Dosyaları, iddianameleri gördüğüm zaman ben de şoka girdim.” ‘Oyuna getiriyorlar’ ALİ AÇAR AKP’ye ve Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından bu akşam Polat Renaissance Otel’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla verilecek iftar yemeğine Alevi örgütleri tepki gösterdi. İftarı düzenleyenlerin Alevileri temsil etmesinin mümkün olmadığını belirten Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım, “Alevilerin inancını tanımayanlar oluşturdukları sahte Alevi örgütleriyle bizlere şirin gözükmeye çalışıyorlar” dedi. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker ise böyle bir masada yer almasının mümkün olmadığını belirterek iftarı düzenleyen Anadolu Alevi Bektaşi Fedarasyonu adında bir konfederasyon bulunmadığını belirtti. Kartal Cem Vakfı Başkanı İsmail Saçlı da Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Kültür dernekleri ve Alevi Vakıfları Federasyonu’nun iftara katılmayacağını belirtti. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez de “Cumhurbaşkanı’nın sözde Alevi derneklerinin iftar yemeğine katılmak yerine, Alevi dernekleri yöneticilerini köşke çağırıp sorunlara çözüm araması gerekir” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear