23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA 6 MANİSA HABERLER (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) İSTANBUL ÇANAKKALE Gerçeğin Boyutları Sayısını kimse bilemez, ama gerçek çok boyutludur. Örnek isterseniz sıcak gündemden, Suriye kaosundan yola çıkabilirsiniz. Zaman ve uzam içinde öncesi ve sonrası hakkında fikir yürütecekseniz şimdiki moda deyimle “an itibariyle” duruma bir bakın. Peki elinizde iğne ile çuvaldız var mı? Medyadan söz ediyoruz. ??? Suriye olayında medya bahtının rüzgârına kapılmış gidiyor. Yarın kuşkusuz burnundan kıl aldırmayacak, işine devam edecektir. Ortadoğu’nun nasıl ve yeniden ve kimler tarafından karmakarışık hale getirildiğini, gelişmelerdeki paha biçilmez katkısını sorgulayacak değildir. Tıpkı Irak’ta, Libya’da benzer başka olaylarda olduğu gibi hizmetlerini inkâr edecek yeni efendiler için, yeni andıçların peşine düşecektir. Ama biz “an itibariyle” duruma bakalım: Suriye’de bir “iç savaş” var. Tırnak içinde, çünkü bu “iç savaş”ın “dış heveslerle” sıkı bağlantısı söz konusu. Bu bağlantı bizim ülkemize de uzanıyor. Suriye’den “kaçan” “mültecilere” Türkiye kucak açmış durumda. “Neden?” sorusunun yanıtı, başta sözünü ettiğimiz boyutlardan birisinin eksik yanıtını oluşturur. Peki bu kamplarda kimler “barınıyor”? Tırnak içinde, çünkü yalnızca barınmıyorlar. Sorunun yanıtını değerli gazeteci Ragıp Duran’dan özetleyerek alalım. Duran yerinden gözlemle aktarıyor: “Suriye’deki adlî suçlular. Taliban, El Kaide ve Müslüman Kardeşler başta olmak üzere ne kadar radikal İslamcı grup varsa hepsinin militanları, ‘Şam’ın Askerleri’ diye bir grup var, bunlar tamamen kiralık ordu. Davutoğlu’nun adamları diye de biliniyor. Hakiki demokrat muhalifler: İlk başta onlardan çoktu, ama kamplarda önce Türk yetkililer, daha sonra da dinci gruplar onlara çok kötü davrandığı için, parası olanlar Avrupa’ya, daha az parası olanlar da Ankara ya da İstanbul’a kaçtı. Beşinci grup Esad’ın ajanları idi…” ??? Medyamız bu ayrıntılarla pek ilgili değildir. O yalnızca “Hür Suriye Ordusu”nu biliyor. Türkiye’nin Suriye olayına hangi boyutundan dahil olduğunu da merak etmiyor. Ölçüsüz bir “vatanseverlikle” peşine düştüğü, “şu eski Osmanlı vilayetinin” Stratejik Derinlik’teki yeridir. Övgüler bunun için düzülüyor. Eteğinden ayrılmadıkları Dışişleri Bakanı’nın söyledikleri yetiyor onlara. Ama dedik ya gerçek çok boyutludur; bu boyutların sayısı bazen tahmin edemeyeceğiniz kadar çok olabilir. İşte şimdi karşınıza “Kürt boyutu” çıktı. Hem şaşkındır medya, hem de sevinç içindedir. Büyük Kürdistan’la büyük Türkiye ne derin bir stratejidir kim bilir. Mardin kapısının karşısına, Kamışlı’ya dönecek gözler. Ama gördükleri gittikçe çetrefilleşen ve çözümü hep çözümsüzlükte aranmış Kürt sorunu değil, bu yeni ve tehlikeli bölgeye çevrilen silahlar olacak. Eski menkıbeleri, eski haritaları hatırlamanın zamanıdır. Bölünebilir mi bu Suriye? Bölünebilir. Stratejik Derinlik’te yeri var mı? “Var” diyor medyanın kahramanları. ??? Ortadoğu pek esrarlı bir yerdir. Emperyalistler ne esrara, ne bu bölgeye ilgilerini yitirdiler. Dönüp dolaşıp geldikleri yer burasıdır. “Hasta Adam Osmanlı”dan, SykesPicot’dan bu yana sürekli harita çiziyorlar. Ne yazıyordu iki gün önce New York Times? “Türkiye pek parıltılı ve gururlu görünüyor, ama...” Haritalarda yalnız embedded gazeteciler bulunmaz, embedded devletler de bulunur. Bu devletlerin beklemedikleri sonuçlar, beklemedikleri haritalar da var emperyalist çekmecelerde. Boyutlardan birisi ve en tehlikelisi budur. Ama ufku dar medyanın umurunda bile değildir. Yazı uzadı, uzamasaydı, haritalarla halklar arasındaki ilişki konusu da ilginçtir, onu yazacaktım. Kısaca: Haritalar böler, ama halklar yine de birlikte yaşamanın ve tüm dünyaya yayılmanın yolunu bulurlar. Ezcümle; halk coğrafya tanımaz. Ağıtlarla gözyaşlarıyla Haber Merkezi Hakkâri’de helikopterin düşmesi sonucu şehit olan üç askerle, Van’da teröristlerin kurduğu pusuda şehit düşen er Ümit Akbaş ve Hakkâri’de el bombasının patlaması sonucu şehit olan er Ali Bozkurt son yolculuklarına uğurlandı. Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Elaçmaz köyünde 18 Temmuz’da teröristlerce kurulan pusuda ağır yaralanan ve önceki gün şehit düşen er Ümit Akbaş için dün İstanbul Ataköy 5. Kısım’da tören düzenlendi. Törene Akbaş’ın yakınlarının yanı sıra Cumharbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile askeri yetkililer katıldı. Şehit er Akbaş’ın cenazesi Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Akbaş’ın amcasının da 2005 yılında Şırnak’ta çıkan bir çatışmada şehit olduğu belirtildi. Helikopter kazasında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Regaip Şahin (25) için Sakarya Hacı Bayram Camisi’nde tören düzenlendi. Şehit tabutunun başına dikilen cola ve dondurma şemsiyesi aileyi isyan ettirdi. Baba Hayrettin Şahin, Bakan Nihat Ergün’e “Hiçbir şehit ailesi bizim kadar sabırlı değil. Ama garibanız, fakiriz. Zenginin oğlu olsaydı burada kimse kapımızdan ayrılmazdı. Biz garibanız buraya niye gelsinler ” dedi. Devletin zirvesi uğurladı Hakkâri’deki helikopter kazasında yaşamını yitiren askerlerden Astsubay Çavuş Ahmet Çağlar için Ankara Kocatepe Camisi’nde düzenlenen törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasetçiler, kuvvet komutanları, şehidin silah arkadaşları ve yakınları katıldı. Şehidin cenazesi, top arabasına konularak camiden uğurlanmasının ardından Cebeci Askeri Şehitliği’nde toprağa verildi. Yakınları tabutun başında gözyaşı döktü. CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ile birlikte Çağlar’ın ailesine Keçiören’de taziye ziyaretinde bulundu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ANKARA G.Kurmay’dan yalanlama Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Hakkâri’de teknik arıza sonucu düşen helikopterin terör örgütü PKK tarafından mayın patlatılarak düşürüldüğü yönündeki iddiaları yalanladı. Özel, “Bu haberler terör örgütünün propagandasını yapanların haberleridir. Helikopterimiz teknik bir arıza nedeniyle düşmüştür. Bu haberleri yapanları kınıyorum” dedi. Yaralı kurtulan Jandarma Pilot Binbaşı Kürşat Celal Konukçu’yu Van Valisi Münir Karaloğlu ile askeri ve mülki yetkililer tedavi gördüğü Van Asker Hastanesi’nde ziyaret etti. Pilot Binbaşı Konukçu, “Buraların mayınlı olabileceğini düşünerek daha kenara doğru bir nokta seçtim. Helikopter orada tutundu. Ben de indirmek için başka bir yere manevra yaptım. Yaklaşık 200 metre kaymıştık. Dışarı çıktığımızda helikopterin sadece kokpit kısmı kalmıştı. Orada o kazaya rağmen mucize eseri 10 arkadaşımız kurtuldu. Verdiğimiz şehitlerden dolayı çok üzgünüz” dedi. Gül törendeydi Helikopter kazasında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Muhammed Şahin için Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde tören düzenlendi. Siteler Mahallesi’ndeki camideki törende anne Hüsna Şahin, oğlunun tabutuna sarılıp öptükten sonra “Oğlumu vatan için doğurdum. Ben seni yaşatmak için dünyaya getirdim. Sen 27 yaşında şehit oldun” dedi. Şehidin oğlu Kazım Şahin ise babasının tim arkadaşı Adıgüzel Doğan’ın kucağında babasının tabutu başına gelerek onu son kez öptü. Şehit asker Yeşiltepe Köyü’nde toprağa verildi. Yüksekova ilçesindeki Yeşiltaş karakolunda el bombasının patlaması sonucu şehit olan Piyade Er Ali Bozkurt için Çanakkele’nin Yenice ilçesi Çarşı Camisi’nde tören düzenlendi. Tek SAKARYA çocuğunun Türk bayrağına sarılı tabutunu gören anne Şükriye Bozkurt (45) sinir krizi geçirdi. Bozkurt’un naaşı doğduğu köy olan Soğucak’a götürülerek toprağa verildi. Öcalan için açlık grevine katılan 7 çocuk annesi Siti Şen, etkinliklere katılacağını söyledi 79’luk tutuklu serbest MAHMUT ORAL ŞERZAN KURT DAVASI Skandal savunma CAN HACIOĞLU DİYARBAKIR Açlık grevine katıldığı için “terör örgütü propagandası” yapmaktan 20 ay hapis cezasına çarptırılan ve geçen günlerde tutuklanan 79 yaşındaki Siti Şen, ceza infaz savcılığına yapılan başvurunun kabul edilmesi üzerine dün serbest bırakıldı. Siirt’te 2006 yılında terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto için yapılan açlık grevine katılan 79 yaşındaki Siti Şen, 20 ay hapis cezasına çarptırılmış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin cezayı onaması üzerine 14 Temmuz’da tutuklanarak Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu. Avukatlarının ceza infaz savcılığına yaptıkları itiraz üzerine Şen, dün serbest bırakıldı. Şen cezaevi kapısında Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, BDP İl Başkanı Seracettin Kayran, İHD ve TUHADDER temsilcileri ve çok sayıda tutuklu yakını tarafından karşılandı. Nakiller nedeniyle cezaevinde protestolar olduğunu ifade eden Şen, “Beni bıraktılar. Etkinliklere katılmaya devam edeceğim” dedi. Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak ise yasalar değişmesine rağmen zihniyetle rin değişmediğini söyledi. Kızı Gülistan’ın 1993 yılında Siirt Eruh ilçesine bağlı Balıkavak Köyü civarında bastığı mayının patlaması sonucu hayatını kaybettiği, oğlu Mehmet’in ise PKK’ye katıldıktan sonra 1996 yılında çatışmada öldüğü, diğer oğlu Abdullah’ın da terör örgütü PKK üyeliğinden Almanya’da cezaevinde bulunduğu belirtildi. ESKİŞEHİR Muğla Üniversitesi’nde 11 Mayıs 2009’da ülkücülerin Kürt kökenli öğrencilere yönelik saldırısıyla başlayan olaylarda Şerzan Kurt’un öldürülmesiyle ilgili polis memuru Gültekin Şahin’in yargılanmasına Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sanık avukatları Kızıltepe’de 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz davasında sanık polislerin tutuklanmadığını anımsatatarak “Kızıltepe davasında dört özel harekât polisi tek gün bile tutuklu kalmadı. Müvekkilim ise 2 yıldır tutuklu” diye savunma yaptı. 16. duruşmaya sanık polis Gültekin Şahin ve avukatları, Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt, annesi Necla Kurt, EğitimSen temsilcileri ve Kurt ailesinin avukatları katıldı. Sanık Şahin, “Beni kurban seçtiler. Ben de babayım. Tahliyem zaten olacak. Beraatımı istiyorum” dedi. Anne Necla Kurt ise bu sırada sürekli ağladı. Sanık Gültekin’in avukatları tarafından İzmir 9 Eylül ve İstanbul Üniversitesi’nden alınan bilirkişi raporu mahkeme heyetine sunuldu. Raporda, olayın olduğu gün yapılan incelemelerde Kurt’un omzunda bulunan kurşun deliğinin çapının, Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı otopsi raporunun birbiriyle uyuşmadığına dikkat çekti. Arada geçen 12 günlük süre içerisinde yara deliğinin çapının değişebileceğini ileri süren avukatlar, 3. yargı paketi kapsamında tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, tutuklu polisin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Ağustos gününe erteledi. BAŞBAKANLIK SEÇECEK KOHAR TOMASYAN YAŞAMA GÖZLERİNİ YUMDU Sarayda işçilik referansla FIRAT KOZOK Doğuştan Babıâlilinin vedası İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet gazetesinin ilk Arşiv Müdürü Vartan Tomasyan’ın kızı Kohar Tomasyan (Terzi) 91 yaşında hayatını kaybetti. 2006 yılından beri kaldığı Göztepe’deki huzurevinde cumartesi sabaha karşı hayatını kaybeden Kohar Tomasyan, 25 Temmuz Çarşamba günü (bugün) Kadıköy Çarşı Meydanı’ndaki Surp Takavor Kilisesi’nde düzenlenecek törenin ardından babasının da bulunduğu Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek.4 yaşından beri Cumhuriyet gazetesinin Cağaoğlu’ndaki binasının koridorlarında dolaşarak büyüyen Kohar Tomasyan, kendini “doğuştan Babıâlili” olarak tanımlıyordu. Tomasyan, 2006 yılından beri kaldığı huzurevinde günlerini resim yaparak geçirdi. YÖRET Vakfı, bu resimlerden bir sergi de düzenledi. Bu sergi nedeniyle gazetemizin 24 Ocak 2009 tarihli Hafta Sonu ekine bir röportaj veren Kohar Tomasyan, Cumhuriyet gazetesi ile yıllarca devam eden bağını şöyle anlatmıştı: “Babam arşivi kurdu, ben de 4 yaşında başladım Cumhuriyet’e babamın elinden tutarak. Hayatım Cumhuriyet’le başladı, Cumhuriyet ailesiyle, matbaasıyla büyüdüm. O eski ahşap binanın ikinci katında şimdiki binaya bakan bir oda vardır büyük. Orada kurulmuştu. Leyla Hanım, Berin Nadi ve Nadir Nadi çay içerlerdi, pasta yerdik, çaylar içerdik. Babamın ölümünden sonra da ben arada bir gider, Nadir Nadi’nin hatırını sorar, kitaplarını imzalatırdım. İçten bağlıydım aynı zamanda babam gibi Cumhuriyet’e. Cumhuriyet okumak benim için zevk. Okumazsam sanki okumamışım gibi... Ötekiler bana zevk vermez. Güzel hatıralarım var.” Şemdinli’de çatışma: 15 PKK’li öldürüldü HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde yol kesip örgüt propagandası yaparak kimlik soran PKK’lilerle güvenlik güçlerinin takibi sonrası sıcak temas sağlandı. Çatışma bölgesine özel harekât polisleri ile komandolar sevk edilirken gece geç saatlere kadar süren çatışmalarda 15 PKK’linin öldüğü belirtildi. İlçe merkezindeki kamu kurumlarının önlerine güvenlik önlemi amacıyla özel harekât polisleri yerleştirildi. Öte yandan Erzincan’ın Refahiye ilçesi Akarsu köyü yakınlarında sivil aracın geçişi sırasında mayın patlaması sonucu Uzman çavuşlar İbrahim İpek ve Halit Demirci yaralandı. Tedavi altına alınan iki uzman çavuşun durumunun iyi olduğu belirtildi. PKK’li teröristler Bingöl’ün Genç ilçesinde iki iş makinesi yaktı. ANKARA Başbakanlık’ın 300 milyon TL’lik yeni binasında işçi olarak çalışmak bile “referans” istiyor. Projede görev alacak düz işçiler bile Başbakanlık elemesinden geçirildikten sonra “harç dökebilecek”. Türkiye’nin “Beyaz Sarayı” olarak nitelenen, Türkiye’nin en güvenli binası olması planlanan Başbakanlık’ın yeni inşa edilecek binası için taraflar arasında imzalanan protokolde ilginç ayrıntılar yer alıyor. Bunlardan biri de “Genel hükümler” başlığı altında yer alan projenin güvenliğine ilişkin hüküm. İlgili maddede, “TOKİ tarafından kimlik bilgileri Başbakanlık’a bildirilen personelden (proje müdürü, şantiye şefi, ustalar, işçiler vb.) Başbakanlık tarafından uygun görülenler, yeni hizmet binaları ve tesislerin inşaatı işlerinde çalışabilecektir” deniyor. Bu hüküm uyarınca projede görev alabilecek üst düzey görevlilerin yanı sıra en düz işçiler bile Başbakanlık kontrolünden geçtikten sonra işbaşı yapabilecek. Projeye göre 151 bin metrekarelik alanda 3 bloktan oluşacak Başbakanlık yerleşkesi içerisinde helikopter pisti bile bulunacak. Başbakanlık, TOKİ ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol uyarınca, Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan 151 bin metrekarelik arsa yetersiz kalırsa, yine genel müdürlüğün kapısı çalınacak. MİT, Ermenice ve Soranice bilen personel alacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Arapça, Farsça, Ermenice, İbranice ve Soranice bilen personel alacak. Adayların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, en az lise ve dengi okulu bitirmesi, 1 Ocak 1977 veya sonrası doğumlu olması isteniyor. Başvurular 3 Eylül’de sona erecek. Tomasyan C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear