23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2012 PAZAR 8 İstanbul A Edirne A Kocaeli A Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon B Giresun PB A Ankara 36 40 37 37 39 41 40 30 30 30 29 29 36 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A B A A A A A A A PB Y Y 35 34 31 41 38 36 40 42 38 39 32 26 25 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid A Viyana B HABERLER 19 19 19 19 18 18 19 18 20 21 24 35 20 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B A A A Y Y A A B Y B A A 35 36 31 38 19 28 37 35 28 35 32 40 40 Ülkemizin doğu kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Van ve Iğdır çevrelerinin kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak; diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Ülkemizin güney, iç ve batı kesimlerinde yüksek sıcaklıklar beklendiğinden dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada radyo edinmesini sağlamaya uğraşıyordu. Köylülerden biri sordu: “Bu radyoların ne yararı olacak?” “Başkentte sayın Başbakanımızın söylediklerini buradan işiteceksiniz.” Köylüler bir ara aralarında fısıldaşırlar. Neden sonra aralarından biri sorar: “Peki, bizim burada konuştuklarımız başkentte duyulacak mı?” Bizdeki gibi. Başbakan konuşur, halk dinler. Halkın çeşitli kesimlerinde konuşulanları, örneğin ortalığa düşmüş adalet ve bağımsız yargı arayanları bir avuç şikâyet diye Başbakan işitmez. ??? Fransa Kralı 16. Louis idama mahkum edilen bir caninin affı için yapılan önerilerin etkisinde kalarak dönemin Adalet Bakanı’na; “Mührümü getiriniz. Af mektupları vaat ettim” diyor. Adalet Bakanı, Kral’a: “Haşmetmeap böyle alçakça suç işleyen katilleri affetmeyin” diye karşı çıkıyor. Kral, mührü getirmesini emrediyor. Katilin af fermanını mühürlüyor. Sonra da bakana dönüp; “Şimdi mührü yerine koyunuz” deyince Adalet Bakanı yerinden kımıldamıyor. “Özür dilerim haşmetmeap. Bu mühür kirlendi. Ona elimi süremem” diyor. Çağın Avrupa’sının mağrur kralı 16. Louis bakanın bu davranışı karşısında hatasını anlayarak, mühürlediği, katili affeden fermanı hemen yanmakta olan şömineye atıyor. Bunun üzerine bakan saygılı biçimde, “Devlet mührünü alıyorum haşmetmeap, ateş onu temizledi” diyor. ??? Türkiye’de üstelik 21. yüzyılda krallar gibi hükmedeni var ama yargının bağımsızlığına inanan, adaleti güven veren başbakan ara ki bulasın! Bir zamanlar Berlin’de hâkimler var sözünden esinlenerek, bizde de hâkimler var diye övünürdük. O günler mazide kaldı! Bir yasa çıkıyor. Ülkenin her alandaki aydınlarını, milletin vekillerini içeride tutan, ne ki katilleri serbest bırakan yasayı protesto ederek görevinden istifa eden bir tek hâkime rastlanmıyor. ??? Ordunun üçte birini Balyoz davası adıyla cezaevinde tutan 139 general ve amiralin vefakâr, cefakâr eşleri; kadınları, kadınlarımızın kurduğu Vardiya Bizde Platformu’nun bir duyurusu masamın üstüne düştü. İçeriden dışarıya sesleniyorlar: “18 aydır sahteliği bilimsel olarak kanıtlanmış dijital veriler nedeniyle tutukluyuz. Mahkemenin çağırdığı tüm tanıklar dinlendi, hepsi ‘balyoz’ diye bir şey duymadıklarını söyledi. Bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek için bir düzenleme yapılmadı. 3. yargı paketi ile davamızın adı tekrar telaffuz edilir oldu. 13 Temmuz Cuma günü sözde Balyoz davasında tahliye bekliyoruz” diyor ve büyük puntolarla şu soruya yanıt arıyorlar: “Babalarımız çıkmayacak da kim çıkacak?” 13 Temmuz Cuma günü: “Babalarının”, Org. Çetin Doğan’ın, Org. Bilgin Balanlı’nın ve bilumum tahliye talebinde bulunan muvazzaf ve emekli askerin ve de tutuklu MHP Milletvekili General Engin Alan’ın tahliye taleplerinin reddedildiğine ve lakin “Kim çıkacak?” diye soruyorlardı ya; katillerin serbest bırakıldığına tanık oldular. ??? 9.7.2012 tarihli son mektubunda: “Yine belirsizlik ortamında yazıyorum. Son bir yıldır dördüncü kez, ‘Bu kez tahliye olabilir’ ortamında yaşıyorum. Her seferinde biraz daha şerbetlendik. O yüzden son günlerdeki tartışmaları da bu soğukkanlılıkla izliyorum. Mahkeme heyetinin genel tutumundan çıkardığım sonuç o ki, (13 Temmuz Cuma öğleden sonra aldığım) bu mektup sizin elinize ulaştığında heyet henüz karar vermiş olmayacak. Temmuz ayının son haftasında karar verecek. Meclis’ten çıkan yasaya göre mahkemenin elinde serbest bırakmak için daha geniş olanaklar var. Yeri geldikçe yazdığım gibi her iki olasılığa da hazırım” diyor dostum, kardeşim Mustafa Balbay. ??? Bir mahkeme kararının, bir mektuptan alıntının ardından: Belki yararlanır diye RTE’ye; Hazreti Muhammed’in bir söylemini aktaralım: “Kâfirlerin iktidarı bile eğer adil ise sürebilir. Ama müminlerin iktidarı eğer adaletsiz ise mutlaka yok olur!” CHP son iki yıl içindeki dördüncü kurultayını salı günü gerçekleştirecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için asıl sınav rakipsiz gireceği kurultay değil, iki yıl sonra yapılacak yerel seçimler. Zorlu seçim maratonunu salı günü yapacağı kurultay konuşmasıyla başlatacak. Yarışta ipi göğüslemek için halkın karşısına ‘yeni CHP’ ile çıkıyor. Yeni CHP’nin tarifini de çok basit biçimde yapıyor: “Yeni CHP; halka daha yakın, halkın dilinden konuşan, halkın sorunlarına çözüm üreten bir CHP’dir.” kendimizi anlatamadık. Keşke İhsan Özkes gibilerden çok daha fazla olsaydı aramızda.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Hasan Ali’lerin kökündeniz’ Yine de bu ‘yeni CHP’ sözü daha ilk kullanıldığı günden bu yana, başta parti tabanı olmak üzere kamuoyunda geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Önceki akşam Cumhuriyet ailesiyle buluşmasında, “Yeni CHP partiyi köklerinden koparacak mı?” sorusuna önce “Biz hem bir ulu çınarız hem de genç bir filiz” dedikten sonra şöyle açtı bu sözünü: “Köklerinden kopan bir CHP olmayız. Bu kadar köklü bir tarihe sahip olmayı hangi parti istemez? O görkemli tarihimizi reddedebilir miyiz hiç? Bizi o tarih var ediyor. Ama eleştiriler de olacaktır. Nâzım Hikmet mahkum edildi, Sabahattin Ali öldürüldü, Behice Boran sürgün edildi. Bunlar hep tek partinin getirdiği olgulardı. Yani tek parti döneminde de Recep Tayyip Erdoğan’lar vardı. Ama Hasan Âli Yücel’ler de vardı. Biz işte o Hasan Âli Yücel’lerin köklerine sahip çıkıyoruz.” Kılıçdaroğlu: Bekaroğlu’nu CHP’de Görmek İsterim söyledim. Türk Tabipleri Birliği genel kuruluna katıldım, benzer mesaj verdim. ÖDP’liler ile görüştüm. Bizim dışımızdaki solun gelişmesini ve büyümesini ben de çok arzu ederim. TİP örneği olmasaydı CHP belki sola bu kadar geniş bir açılım sergileyemezdi. Bizim tüzüğümüz var, ilkelerimiz var. Projelerimizin tamamı sol söylem üzerine kurulu. O ilkeleri benimseyen herkese çatının altında yer vermek istiyoruz.” Bu çerçevede adına ‘ittifak’ demese de seçimlerde pragmatik bir işbirliğine hazır olduğunun işaretini de veriyor: “Onlar gelip bize destek verebilirler. ‘Şunu aday gösterin destek veririz’ diyebilirler. Bu tür işbirliklerinin önünde bizim hiçbir engelimiz yok.” ‘İnançlıları aramızda isteriz’ Kılıçdaroğlu’nun “Halka yakın, halkın dilinden konuşan yeni CHP”sinin gözünü diktiği bir kesim de muhafazakâr merkez sağ kitleler. Onları kazanmadan seçim kazanamayacağının farkında. “İnançlı insanları da aramızda görmek istiyoruz. Rahmetli Bülent Ecevit ilk kez kullanmıştı. Biz de mütedeyyin insanları rahatsız etmeden yolumuza devam etmek istiyoruz. Kentli merkez sağ bize oy veriyor. Ama Anadolu çok daha muhafazakârlaştı. Kırsal kesimdeki CHP algısını kırmak zor.” Bu konudaki analizini de şöyle paylaşıyor: “Sorun yine bizde. Aydın din adamı yetiştiremedik, insanlara İslamiyeti ve CHP lideri AKP ile HSP arasındaki yakınlaşmayı da takip ediyor. AKP’ye sağdan en sert eleştirileri getiren HSP lideri Numan Kurtulmuş’un yeni tavrı için “Bu kadar keskin viraja şaşırdım. Erdoğan’ın ‘Yıldırım Akbulut’u olacak sanırım” diyor. HSP’de ve kamuoyunda ismi gündemde olan diğer sosyalist İslamcıları da yakından takip ettiğini hissettiren Kılıçdaroğlu, dün partisinin İstanbul İl Başkanlığı’ndan istifa eden Mehmet Bekâroğlu için şu sürpriz açıklamayı yapıyor: “Biz sosyalist Müslümanların duruşundan memnunuz. Mesela Mehmet Bekâroğlu, onurlu, ilkeli duran bir adam. CHP’ye gelmesini isterim. Ama şu aşamada Numan Kurtulmuş tartışması yaşanırken kıpırdayamaz, ‘Ben de gidiyorum’ diyemez. Belki sonra değerlendirilebilir.” Danışmanları İslamcı sosyalistlerden İhsan Eliaçık ile de görüşmesi, hatta CHP’ye davet etmesi için Kılıçdaroğlu’na telkinde bulunmuş. Renk vermeden, “Daha önce görüştüm kendisiyle. Ama kurultay öncesinde bugünlerde görüşmedim” demekle yetiniyor... memnunuz’ ‘Sosyalist Müslümanlardan Eliaçık ile de görüştü ‘HATA YAPAN BEDELİNİ ÖDER’ CHP lideri kendisinin liderlik testine dönüşen 2014 yerel seçimleri ve 2015 genel seçim süreçlerinde kamuoyunda CHP imajını yıpratacak hiçbir olumsuzluğa ya da parti içi çekişmeye izin vermeyeceğini de kesin bir dille ifade etti. Görüşü çok net: “AKP zaten simsiyah bir sayfa. Ama biz de kendi beyaz sayfamızda siyah noktalara izin vermemeliyiz. Parti içinde görüşler, eleştiriler elbette olabilir. Ancak bunu hakarete vardırmak ya da parti içinde aykırı söylem geliştirmek gibi davranışlara asla izin vermeyeceğim. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Hata yapan bedelini ödeyecek.” KADINLARA ÖVGÜ Yaklaşık iki buçuk saat süren sohbetimiz sırasında CHP lideri birkaç kez örgütündeki CHP’li kadınları övdü. Bunlardan dikkat çekici isimlerden biri Türkiye’de kadın girişimciliğinin öncü isimlerinden Gülseren Onanç oldu. Kılıçdaroğlu onunla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu CHP’li kadınlara hayran olmamak elde değil. Geçmişte defalarca bakanlık yapmış partinin ak saçlı isimleri milletvekilliği garantisi almadan gelmek istemiyor. Ama Gülseren Hanım Parti Meclisi üyesi olmasına rağmen milletvekilliği talebiyle çıkmadı karşıma hiç. Milletvekili yapılmayınca küsmedi. ‘Ben partiliyim, yeni geldim’ dedi. Çalışmaya devam etti.” Çalışmasını takdir ettiği ikinci kadın ise Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı oldu. CHP lideri, “Bu partide ilçe örgütünden yukarıya doğru eğitimleri ilk kez başlattık” diyerek ismini vermeden Sarı’nın çalışmasından memnuniyetini dile getirdi. Solda ‘ortaklık’ dönemi CHP liderinin yeni dönem stratejisinin bir ucunda siyasi yelpazenin solundaki tabanı bir arada tutma fikri var. CHP’nin dışındaki tüm sol, sosyalist, sosyal demokrat akımlarla yakın diyalog içinde olduğunu örnekleriyle anlattı: “İlk kez TMMOB’nin genel kuruluna katıldım ki onlar CHP’ye mesafeli bir gruptur. Ortak çalışmamız gerektiğini, ayrışmanın doğru olmadığını Cezaevindeki 700 öğrenciden biri olan Alp, komik gerekçelerle tutuklandığını söyledi: Tutuklandım ve fişlendim İstanbul Haber Servisi Türkiye’de basit gerekçelerle tutuklanan ve uzun süre cezaevinde kalan 700 öğrenciden biri Kocaeli Üniversitesi (KÜ) öğrencisi Cabbar Alp. Basın açıklaması yapmak, Nevruz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerine katıldığı için örgüt üyesi olmak iddialarıyla Kandıra Cezaevi’nde 8 ay tutuklu kalan Alp, üniversitelerde AKP karşıtı düşüncelere yönelik bir sindirme politikası uygulandığını belirterek, öğrenci tutuklamalarının siyasi iktidarın emriyle gerçekleştiğini söyledi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Cabbar Alp, “Ben bırakıldım ama içerde yaklaşık 700 öğrenci var” dedi. Üniversite yönetiminin de güvenlik görevlileri ile birlikte hareket ettiğine işaret eden Alp, “Bir kişiyi önce gözaltına alı ? Cabbar Alp, üniversitelerde AKP karşıtı düşüncelere yönelik bir sindirme politikası uygulandığını belirterek öğrenci tutuklamalarının siyasi iktidarın emriyle gerçekleştiğini söyledi. Alp, “Fişlendim. Nereye gitsem hangi devlet dairesine gitsem sicilim çıkıyor” dedi. yorlar, sonra birçok suçlama yöneltiyorlar. ‘Sen illegal bir çalışma yapmışsın’ gibi iddialarla tüm öğrencilere gözdağı veriyorlar” dedi. Basit nedenlerle tutuklandığını söyleyen Cabbar Alp, “Beni çok komik gerekçelerle tutukladılar. İllegal bir olayla bir çatışmayla hiçbir ilgim olmadığı halde, yürüyüşler basın açıklamaları, Nevruz kutlamaları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşleri, bunun dışında hiçbir şey yok” diye konuştu. Bunların nasıl terör eylemi sayıldığına anlam veremediğini belirten Alp, “Basın açıklamalarının örgüt talimatıyla yapıldığını öne sürüyorlar, 8 Mart, örgütün talimatıyla mı kutlanıyor, Nevruz keza örgüte adapte edilmiş, oysa ki Nevruz kutlamaları örgütten önce de kutlanılıyordu, örgütten sonra da kutlanılacak” diye konuştu. Öğrencilerin tutuklanmasının akabinde medyada çıkan haberlere dikkat çeken Alp, “Biz tutuklandıktan sonra Kocaeli’deki yerel gazetelere dava açmayı düşündüm. Çünkü yargılama bitmeden manşete çıkararak 3 terörist yakalandı, dediler. Savcı, polisi geçtim artık yargılamayı medya yapıyor” dedi. Tahliye edilmesinin ardından topluma alışmakta zorluk çektiğini ifade eden Alp, şunları söyledi: “Fişlendim. Nereye gitsem hangi devlet dairesine gitsem sicilim çıkıyor örgüt üyeliğinden tutuklandı diye, bu da ruh halimi kötü etkiliyor. İçeriden çıktığımda devamsızlıktan kaldığım dersler oldu fakat benim düşüncem, devamsızlıktan kalmam için ve sınavlara girememem için derslere kendi irademle gitmemiş olmam gerekir, hocalarımın bu tepkisi karşısında aklımdan geçen siyasi tavrı oluyordu çünkü ben artık fişlenmiştim, fişlenme yok ortadan kaldırdık diyorlar ama kayda geçiyor ve sadece okulla ilgili değil nereye gitsem aynı sorunla karşılaşacağım.” Duruşma salonunda tutuklu sanıklarla ziyaretçiler birbirlerine en çok 5 metre kadar yaklaşabiliyor. Özellikle bir şeyler paylaşmak istediğim insanlar gelince aradaki engele iki elimle tutunup başımı ve gövdemi ileri uzatıp sesleniyorum. Konuşma heyecanımı gören öteki sanıklar, “Bir gün buradan fırlayıp uçacaksın” diye takılıyorlar. Timsal Karabekir’de de öyle oldu. Görünce inanamadım. Bir an gözlerimi açıp kapattım. Yeniden baktım, oydu. En son Milattan Önce, affedersiniz tutuklanmadan birkaç ay önce Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programında Sakarya Üniversitesi’nde birlikte olmuştuk. Timsal Hanım’a hoş geldiniz dedikten sonra, o programı anımsatıp bir şeyler söylemeye çalıştım. O da karşılık vermeye hazırlanırken, elini kaldırdı, “Ne bu hal” dercesine iki yana salladı, dudaklarını iyice kapatıp gözlerini kıstı. Ağlıyordu... En son Server Tanilli ile böyle bir anı anımsıyorum. Server Hoca haykırmaya hazırlanır gibi ağzını iyice açıp kapatmış, sözü gözyaşlarına bırakmıştı. Timsal Hanım da başını bir milim öne eğmeden dimdik duruşuyla bize bakıyor ama, gözyaşlarına hâkim olamıyordu. ??? KonyaKaraman yolu üzerinde Kâzımkarabekir ilçesi var. Giderken sağ tarafta Karabekir’in heykelinin ve küçük bir müzenin olduğu düzenleme yapılmış. Bir Karaman gidişinde durmuş, soluklanmıştım. Timsal Hanım’a bu anımı anlatıp özgürlükte yine gideceğimizi, İstanbul’daki müzeyi de ayrıca merak ettiğimi söyledim. Yine gözyaşlarıyla evet dedi. Sakarya Üniversitesi’ndeki programda Atatürk’ü, babasını, Kurtuluş Savaşı’nı anlatışı bir kez daha geldi gözümün önüne. Atatürk’ün Samsun’a çıkmadan önce İstanbul günlerinde yaptığı görüşmeler... Kâzım Karabekir’in Doğu’ya 15. Kolordu Komutanlığı’na tayini çıktıktan sonra Atatürk’ün Şişli’deki evine uğraması, O’nu Anadolu’ya çağırması... Amasya’dan sonra Erzurum’a gelişinde Karabekir’in de Atatürk’ü karşılayanlar arasında yer alması... Padişahın, Mustafa Kemal’in bütün yetkilerinin alındığını ilan edip hakkında tutuklama kararı çıkmasıyla birlikte bölgenin komutanı Karabekir’in Mustafa Kemal’in odasına gelişi... Atatürk’ün yaşamındaki en kritik anlardan biri... Kapı çalınıp Kâzım Paşa’nın geldiğinin haber verilişi... Atatürk’ün aklından tutuklanma olasılığı geçerken, Karabekir’in sert bir selam çakıp, “Emrinizdeyim Paşam” deyişi... Timsal Hanım bu süreci öylesine yaşayarak anlatmıştı ki, bir televizyon programında canlı yayında olmamıza karşın konuşma sırasının bana gelmesini hiç istememiştim. Yazı aramızda, böylesi anlarım çok azdır... ??? Kurtuluş Savaşı’nın her aşamasında yer alan Kâzım Karabekir, 1924’te askerlikle milletvekilliği arasında tercih yapıp siyaseti seçti. Dalgalı bir siyasi yaşamı oldu. Atatürk’e suikast davasında yargılandı, beraat etti. Bir süre köşesine çekilip anılarını yazdı. Sonra yeniden milletvekili seçildi. 1946’da TBMM Başkanlığı’nı yürütürken yaşamını yitirdi. Timsal Hanım’a, Kâzım Karabekir’in Atatürk’le arasındaki olumsuzlukları da sordular. Bu tür sorulara öylesine ustalıkla yanıtlar verdi ki, özeti şuydu: “Hiç kimse o dönem yaşananları başka yerlere çekemez. Atatürk ve babam bu ülkenin kurtuluşunda ve kuruluşunda çok büyük işler yapmıştır. Bu büyüklüğün yanında o olumsuzluklar hiçbir şeydir.” Türkiye Cumhuriyeti 21. yüzyıla genel bir bütünlük içinde taşınmışsa bunda en büyük pay, Timsal Karabekir gibi bu ülkenin kuruluş temellerine bilinçle ve ortak paydalarla bakan kuşaklarındır. CHP’Lİ OSMAN KORUTÜRK Maltepe Askeri Cezaevi’ne ziyaret İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekilli Osman Korutürk, Balyoz davası kapsamında 10 aydır Maltepe Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan muvazzaf Deniz Kurmay Albay Mehmet Hakan Köktürk’ü ziyaret etti. Bir saatten fazla süren ziyarette, Albay Köktürk kendisinin ve diğer tutuklu Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yaşadığı sıkıntıları anlattı. Dava süreci kapsamında yaşanan hukuksuzluklara da değinen Köktürk, “Dava, dayanaksız ve mesnetsiz bir şekilde, hukuk hiçe sayılarak yürütülüyor. Büyük bir komplo ile karşı karşıya kaldık” ifadelerini kullandı. Muvazzaf subayların yaşadığı sıkıntıların kamuoyunda fazla yer bulmadığına da dikkat çeken Köktürk, yaşanan hukuksuzlukların bir an önce son bulması gerektiğini belirtti. CHP İstanbul Milletvekili Korutürk ise Köktürk’ün yaşadığı sıkıntıları parti yönetimiyle paylaşacağını anlattı. Köktürk, 17 Eylül 2011 tarihinde tutuklanarak Maltepe Askeri Cezaevi’ne gönderilmişti. Kızını ve arkadaşını öldürdü ? KAYSERİ (AA) Kayseri’de Z.A. (52), Fatih Mahallesi’ndeki bir apartmanın önüne, kızı H.A. (25) ve arkadaşı M.R’yi (23) konuşmak için çağırdı. Z.A’nın, bu sırada çıkan tartışma sonrası H.A. ve M.R’yi silahla vurduğu iddia edildi. H.A. olay yerinde, M.R. ise kaldırıldığı hastanede öldü. Z.A, polis tarafından yakalandı. Genç polis memuru boğuldu Cumartesi Anneleri’nden 3. yargı paketine tepki ? İstanbul Haber Servisi Şile’de denize giren 22 yaşındaki Sultanbeyli Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Bekir Bilen boğularak öldü. Kumbaba Çimen Kampı mevkisinde arkadaşlarıyla denizi giren Bilen, aniden suda battı. Arkadaşları ve çevredeki yurttaşlar tarafından denizden çıkarılarak hastaneye kaldırılan polis kurtarılamadı. İzmir’de 42 kişiye takipsizlik Haber Merkezi İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen soruşturmada, ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadelerine başvurulan 42 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Birol Çengil tarafından Jeotermal AŞ ve İZBETON AŞ eski Genel Müdürü Ali İçhedef, Grand Plaza AŞ eski Genel Müdürü Birol Soylu’nun da aralarında bulunduğu 42 kişiye gönderilen karar yazısında, bu kişilerin bu suçları işlediklerine veya bu suçlara katıldıklarına dair yeterli somut kanıtlara ulaşılamadığından kovuşturmaya yer olmadığı kaydedildi. ‘Katiller katilleri aklıyor’ Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıp Komisyonu üyeleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle 381’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Cumartesi Anneleri, “3. yargı paketi” kapsamında Bahçelievler katliamı failleri ve siyasi tetikçilerin serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Aileler, “Yargı paketiyle tüm katiller serbest bırakıldı. Biz evlatlarımızın akıbeti ortaya çıksın, adalet yerini bulsun istiyoruz” dedi. Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise “Katiller katilleri aklıyor” diye konuştu. (Fotoğraf: ERHAN KIZILGÜL) Bodrum’da deniz kazası: 1 ölü ? MUĞLA (Cumhuriyet) Bodrum’da meydana gelen kazada Mehmet Ali Pırnaz’ın kullandığı zodiac bot ile 4 kişiyi teknelerine götüren Musa Koçbasan’ın kullandığı deniz taksi çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle takside bulunan kadın yolculardan M.K. ve Mehmet Ali Pırnaz denize düştü. Kadın yolcu sudan çıkarılarak hastaneye kaldırılırken Pırnaz boğularak yaşamını yitirdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear