23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2012 SALI 4 HABERLER Bakan Ergin açlık grevlerinin sona ermesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi Açlık Grevleri Açlık grevlerinin ölüme varmadan bitmiş olması sevindirici. Bu noktada durup, bazı hususları soğukkanlılıkla, yeniden gözden geçirmeliyiz. Açlık grevlerinde ölüm haberlerinin gelmesi, zaten gergin olan havayı daha da gerecek, birlikte yaşama iradesinde kalanların bir bölümünü daha silip götürecekti. Bu açıdan geri dönülmez noktaya varılmadan grevlerin bitmiş olması olumludur. Bu noktaya varılmasında, kamuoyunun önünde veya perde arkasında rol oynamış olanların hepsini daha başka gelişmelere ortak etmek üzere harekete geçirmek gerek. Eylem, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine durmuştur. Bu da Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkisinin, kimilerinin sandığının aksine, yok olmadığını göstermektedir. Kuşkusuz, bu örgüt içinde hiçbir konuda görüş ayrılığı olmadığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Bu tür örgütlerin yapısı, liderden bağımsız, ona aykırı eylemlerin her zaman olabilmesini mümkün kılar. Ama görünen o ki, Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkisi hâlâ tartışılmaz. Bu noktadan hareketle, bir sözüyle açlık grevlerini durduran Öcalan’ın, aynı şekilde savaşı da durdurabileceğini söylemek ise oldukça abartılıdır. ??? Açlık grevlerinde iktidarın tavrının yapıcı olduğunu söylemek ise mümkün değil. Burada bir noktada yanılgıya düşmemek gerek. Kimse bu ya da herhangi başka bir iktidardan, açlık grevleri başladı diye, Kürt sorununun temel konularında çok önemli adımlar atmasını beklemiyordu. Ancak, açlık grevine gidilirken, ileri sürülen talepler içinde, karşılanması zaten düşünülmekte olan ve karşılanması yasa gereği olanlar vardı. O noktada tutunulacak esnek tavır, yararlı olacaktı. Tayyip Bey ise tam aksi bir tutum ile eylemcileri kışkırtıcı, küçümseyici, hatta aşağılayıcı deyimler kullanarak çok yanlış bir yol izledi. Bu tavrı, perde arkasında görüşmeleri sürdürmek için sahne önünde gösteri açıklamasıyla mazur görmeye kalkışmak yanlıştır. Çünkü, böyle bir tutumun taraflar arasında yaratacağı nefret ve düşmanlık, müzakere ile edileceği umulan faydadan çok fazla zarar getirir. Gerekliliğini kimsenin yadsımadığı müzakereler konusunda da gerçekçi olmalıyız. Şu anda tarafların barış konusunda üzerinde anlaşabilecekleri ve de kamuoylarına kabul ettirebilecekleri bir ortak zeminin olduğunu söylemek güç. ??? Krizin çözülmesi için yürünmesi gereken uzun bir yol, yapılması gereken çok iş var. Onların yerine getirilmesine hazırlanıladururken, krizin akılcı yönetimi de şart. Burada her iki tarafta da, büyük ve küçük çapta roller üstlenmiş olanların üzerlerine düşen en önemli husus, aradaki çatlağı büyütecek söylemlerden özenle kaçınmaktır. Üslubun öz kadar önem kazandığı bir durum söz konusu. Birbirine düşmanca bakan, giderek nefret boyutuna ulaşan söylemlerden kaçınmaya dikkat ekmek gerek. Tayyip Bey bu noktayı görmezden gelen, tam tersi davranışı yüzünden hatalıydı. Uzun lafın kısası, açlık grevlerinin sona ermiş olması, olumlu bir hava yaratmıştır. Açlık grevlerine son veren süreci ve güçleri, doğuracağı sonuçları fazla abartmadan ama, kendisini izleyecek yeni adımlara yol açabilecek biçimde değerlendirmek gerek. Belirttiğim gibi, bunu yaparken hayale de kapılmamalıyız, tarafların üzerinde birleşebilecekleri ortak noktalardan henüz uzağız. Böyle bir noktaya varabilmek için ise konunun baştan tanımlanmasından başlayarak, yapılacak çok şey var. Bunların adımlarını hazırlarken, krizin ustaca yönetimi de zorunlu. Yoksa, en uç taleplerin kabulü dahi, bugünü mumla aratacak yoğun bir çatışma dönemini önleyemez. ‘Görüşme sürecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, açlık grevlerinin sona erdirilmesi sürecinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşüldüğüne ilişkin, “İhtiyaç duyulan zeminde bunlar yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır. Bu anlamda yeni bir durum değildir” dedi. Ergin, seçilen Yargıtay ve Danıştay üyelerinin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki mazbata töreninden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Açlık grevine ilk başlayanların grevinin 6768 günü bulduğunu ifade eden Ergin, “Demokratik katılım yolları, demokratik çözüm kanalları ve siyaset kanallarının açık olduğu bir yerde bu tip eylemlerin savunulması mümkün değil diye düşünüyorum” diye konuştu. Süreçte Abdullah Öcalan ile İmralı Cezaevi’nde görüşme yapılıp yapılmadığı ve Öcalan’ın aile mensuplarıyla görüştürülüp görüştürülmediği yönündeki sorular üzerine Ergin, aile mensuplarının girişiyle ilgili herhangi bir sorun olmadığını ve bunun defalarca ifade edildiğini söyledi. Ergin, “Cezaevinde, İmralı’da bulunan altı kişinin aile mensupları, cezaeviy ‘DURMAYAN ÇALIŞMA DEVAM EDECEK’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Abdullah Öcalan’la İmralı’da 30 Eylül’deki AKP Kongresi öncesi ve sonrasında da görüşmeler olduğunu, istihbarat elemanlarının ayrıca görüştüklerini açıkladı. “İmralı ile yeni bir diyalog süreci başladı denilebilir mi?” sorusunu yanıtlayan Atalay “Ada ile görüşme konusu zaten kongreden önce de olmuştu. Basına da yansıdı. İstihbarat birimlerimizin elemanları görüştüler. O kongreden sonra bir görüşme olmuştu. Kardeşi daha sonra görüşmeye gitmişti. Bu sorunların kökten çözümü için bu çok kapsamlı, çok boyutlu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Esasen durmayan o çalışmalarımıza biz yine devam edeceğiz” dedi. ‘HAYATİ TEHLİKESİ OLAN MAHKÛM YOK’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, açlık grevlerinin sona ermesinin ardından hayati tehlikesi olan bir tutuklu ve hükümlünün olmadığını belirterek, “Bütün tutuklu ve hükümlüler doktorlarımız tarafından takip ediliyor” dedi. Akdağ, 5. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Eylemi yapan her tutuklu ve hükümlünün hekimler tarafından takip edildiğini, muayeneyi kabul etmeyenlerin de gözlenerek izlendiğini belirten Akdağ, “Grev sonlandırıldıktan sonra bütün tutuklu ve hükümlüler doktorlarımız tarafından takip ediliyor. Bu konuyu değerlendirmek ve takibin nasıl yapılacağını belirlemek üzere bilimsel komisyon oluşturuldu” dedi. 28 ŞUBAT KOMİSYONU Mumcu ve Özal’ın ölümü raporda ERDEM GÜL ANKARA Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun 28 Şubat’a ilişkin raporunda gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü için, “28 Şubat sürecinin başlangıcı” değerlendirmesi yapıldı. Komisyon bünyesindeki 28 Şubat alt komisyonunun 644 sayfalık taslak raporunda, MGK için, “Uzun yıllar boyunca, ‘milli güvenlik’ olarak takdim edilen sihirli kavramın arkasına sığınarak ‘gizlilik’ şemsiyesi altında TBMM iradesinin ve kamuoyunun bypass edildiği bir yapı haline gelmiştir” denildi. MGK’nin “psikolojik harekât” uyguladığı anlatılan raporda, darbe kültürünün askeri okullarda verildiği, bu nedenle okul müfredatının değişmesi gerektiği vurgulandı. “İrtica” korkusunun Özal iktidarıyla gündeme geldiği kaydedilen raporda, Mumcu cinayetinin ülke genelindeki “laikantilaik kutuplaştırmayı derinleştirdiği” belirtilerek “Bazı kimseler Mumcu’nun öldürülmesini 28 Şubat sürecinin başlangıcı olarak değerlendirmektedir” denildi. Özal’ın ölümüyle ilgili şüphelerin devam ettiği de raporda vurgulanarak “Özal’ın ölümü 28 Şubat’ın başlangıcı” denildi. RP’nin 1996’da DYP ile hükümet kurmasının “Siyasal İslamın yükselişi” olarak algılandığı, laik rejimin “şeriat” ya da “askeri yönetim” ikilemiyle karşı karşıya kaldığı yorumlarına yer verilen raporda, “Merkez medya organlarında hükümet aleyhinde kampanya yürütülmeye başlanmıştır” denildi. Raporda, 14 Ağustos 1996 tarihleri arasında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) yemeğinde dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın bir kadeh içki istemesinin parti tabanında hoşnutsuzluk yarattığı belirtilerek “Parti tabanında ‘Hoca’ lakabıyla anılan Erbakan’ın imajı sarsılmıştır” denildi. Raporda, irticanın PKK’den daha öncelikli tehdit olduğu ve 58 askerin bu gerekçeyle ordudan atılmasına imza atan Erbakan’ın dayatmalara sessiz kaldığı vurgusu yapıldı. Susurluk’ta bürokratlara zırh yaratıldığı ve kimseye dokunulamadığı saptaması yapılan raporda, “Ancak, Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın ‘Bir Dakika Aydınlık’ eylemini ‘mum söndü’ye benzetmesi, başta Alevi vatandaşlarımız olmak üzere, toplumun geniş kesimlerinde infiale sebep olmuştur. İktidardaki Refahyol Hükümeti, hem Susurluk skandalını hem de bu skandala karşı toplumda yükselen tepkiyi doğru yönetememiş, Susurluk olayıyla hiç ilgisi olmadığı halde yapılan protestolar özellikle Refah Partisi’nin aleyhine dönük kampanyaya dönüştürülmüştür” denildi. Genelkurmay’daki BÇG gibi irticai faaliyetleri takip için Cumhurbaşkanlığı Çalışma Grubu (CÇG) yapısının oluşturulduğu bilgisine yer verilen raporda, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in imzasıyla Başbakan Necmettin Erbakan’a toplam 4 mektup yazıldığı kaydedildi. Raporda Tansu Çiller’in 28 Şubat MGK kararlarını yumuşatmaya çalıştığı ancak başaramadığı, Erbakan’ın önce direndiği ancak emrivaki sonucu imzalamak zorunda kaldığı belirtildi. Raporda, “basın açıklaması” diye nitelenen 27 Nisan bildirisinin AKP’nin 2007’deki seçim başarısıyla ilgisi olmadığı görüşü dile getirildi. le ilgili kendilerine tanınmış olan yasadan kaynaklı haklar, bunlar kullandırılıyor. Yalnız Öcalan’ın avukatlarına ilişkin bir süredir uygulanan bir durum vardı. Onunla ilgili sıkıntılar var, ama onun dışında cezaevi koşullarıyla ilgili İstanbul Silivri’dekiler hangi şartlardan istifade ediyorsa Ankara Sincan F Tipi’ndekiler hangi şartlardan yararlanıyorlarsa İmralı’da da aynı rejim geçerli” dedi. Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülüp görüştürülmeyeceği sorusuna karşılık Ergin, bunun önümüzdeki süreçte görüleceğini ifade etti. Bir başka gazetecinin “Süreçte Öcalan ile görüşme oldu mu” sorusuna ise Ergin, şu yanıtı verdi: “İhtiyaç duyulduğu zaman ve zeminde bu görüşmeler yapılır demiştik. İhtiyaç duyulan zeminde bunlar yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır. Bu anlamda yeni bir durum değildir. Yıllar önce de sorulan bu soruya aynı cevapları verdiğimi hatırlıyorum. Bugün de aynı noktadayım.” Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan üç savcının beraat etmelerine ilişkin görüşleri de sorulan Ergin, gerekçeli kararı görmeden yorum yapmanın doğru olmadığını söyledi. Ergin, “Cevapsız hiçbir soru kalmaz. Hiç kimse merak etmesin” dedi. ‘Cevapsız kalmaz’ Gül’den diyalog çağrısı: İstanbul Üniversitesi önündeki eylemcilerin vücutlarında yanıklar oluştu Daha çok konuşmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çeşitli cezaevlerinde öncekisona erdirilen açlık grevlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyasi ve demokratik mücadeleyle hallolacak meselelerde açlık grevlerinin bir yol olmadığını belirterek “Bu da bitti. Onun için bundan memnuniyetimi ifade etmek isterim” dedi. Gül, Şili Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera ile Çankaya Köşkü’nde düzenlediği ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Açlık grevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gül, bu konuların siyasi ve demokratik yollarla, konuşularak halledileceğini yineledi. Gül, “Ne çok şiddet, silah, terör, kan olursa meselelerin çözümü de zorlaşır. Daha çok konuşarak, bir araya gelerek, açık, kapalı bu şekilde problemlerimizi halledeceğimize inanıyorum” dedi. ‘Kimyasal gaz’ iddiası Halkın Hukuk Bürosu, İstanbul Üniversitesi önünde cezaevlerinde tutuklu bulunan arkadaşlarının serbest bırakılması istemiyle bir haftadır oturma eylemi yapan Gençlik Federasyonu üyelerine polisin kimyasal gaz sıktığını öne sürdü. Açıklamada, gençlerin vücudunda yanıklar oluştuğuna dikkat çekilerek “Bu gaz üç gün boyunca vücuttan çıkmıyor. Baygınlık hissi yaratıyor, güneş altında deri kabarıyor, yanma hissi yaratıyor” denildi. Erkaya’nın rakısı da raporda Susurluk ve ‘mum söndü’ ‘Açlık grevi oyunu oynandı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP’nin “açlık grevi oyunu” oynadığını belirtti. Oktay Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında açlık grevlerinin sona ermesini “AKP devlet tiyatrosu yeni sezonda açtığı açlık grevini bitirme oyununu milletin önünde başarıyla oynadı. Ve büyük final de Kürdistan devletinin kurulması olacak” diye değerlendirdi. Vural açlık grevlerinde PKK’nin siyasi çözümü dayattığını, AKP’nin de adım adım bu çözümü yaşama geçirdiğini kaydetti. Erdoğan’ın soruları hazır Darbe Komisyonu, Başbakan’a Dolmabahçe görüşmesinden AKP’ye açılan kapatma davasına kadar pek çok soru yöneltti ERDEM GÜL Eski bakan VIP’te soyuldu ? İstanbul Haber Servisi Eski Bakanlardan İmren Aykut, Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda hırsız şoku yaşadı. Geçen hafta İspanya’ya giden İmren Aykut, dönüşte Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda polise şikâyette bulundu. Aykut, “Epey yüklüceydi. Yanımdaki paranın hepsini çaldılar. Hem de VIP’te çalındı” diye konuştu. Askerin siyasete etkisi Feribottan ölüme atladı ? İstanbul Haber Servisi Yalova’ya gitmek üzere Pendik’ten hareket eden ‘Kanuni Sultan Süleyman’ adlı feribottan Yalova iskelesine 1.5 mil kala atlayan yolcu Yaşar Altunel (48) yaşamını yitirdi. Altunel’in pervanelere çarparak öldüğü belirlendi. 2 kişiye 119’ar bin lira ? ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 2 kişi, 119 bin 924 lira kazandı. Numaraların; 1, 17, 19, 21, 24, 26, 33, 35, 37, 38, 39, 43, 46, 48, 55, 56, 57, 58, 66, 69, 75 ve 78 olduğu çekilişte, 9 bilenler 1632 lira, 8 bilenler 98 lira, 7 bilenler 18.10 lira, 6 bilenler 3.15 lira ve hiçbir numarayı tutturamayanlar 2.20 lira alacak. ANKARA Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, 28 Şubat ve 27 Nisan süreciyle ilgili bu güne kadar hiç konuşmadığı konularda sorular yöneltti. Sorular Erdoğan’a Komisyon Başkanı Nimet Baş tarafından iletilecek. Öne çıkan sorular şöyle: Can güvenliği tehlikesi: 28 Şubat sürecinin en büyük mağduru olarak, okuduğu şiir nedeniyle mahkum olup cezaevine giren belki de tek siyasetçisiniz. Bu kimliğinizle 28 Şubat sürecini değerlendirir misiniz? Yattığınız Pınarhisar Cezaevi’nden cezanız bittiğinde arka kapıdan çıktığınızı biliyoruz. Bunun nedeni can güvenliği midir? Aldığınız tehditler nelerdir? Kapatma davası: 28 Şubat’tan sonra da Başbakan olup hükümete gelmenize karşın mağduruyetiniz sona er medi. Yargılamaları süren bazı darbe planlarının yanı sıra tek başına iktidarda olan AKP’ye açılan kapatma davasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Muhtıra bildiri çelişkisi: TSK’nin 27 Nisan açıklamasına önce muhtıra daha sonra bildiri dediniz. Bu çelişkinin nedeni nedir? Halka muhtıra deyip oy istemeniz bir kandırmaca mıydı? Dolmabahçe’de 3.5 saat ne konuştunuz? Bir Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında mezara kadar gidecek sır ne olabilir? Neden tutanak tutulmadı? Size muhtıra veren bir generale neden madalya verdiniz? Neden Büyükanıt hakkında soruşturma başlatmadınız? Muhtıranın danışıklı dövüş olduğu iddiaları için açıklama yapmayı düşündünüz mü? AKP, 28 Şubat’ın ürünü: Fethullah Gülen’in 28 Şubat sürecini desteklemesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu destek ve başka bazı ne denlerle “AKP 28 Şubat’ın ürünü” değerlendirmeleri yapıldı. Bu değerlendirmeler hakkında sizin görüşünüz nedir? Darbe girişimleri: Hükümetinize karşı darbe girişimleri ve hazırlıkları olduğunu MİT’ten öğrendiğiniz halde neden karşı koymak için girişimde bulunmadınız? Erdal Eren’e niye ağladınız?: 12 Eylül döneminde idam edilen Erdal Eren, Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu için referandum kampanyasını başlatırken partinizin Meclis grup kürsüsünde ağladınız. Ancak geçen hafta idam cezasının geri gelmesini istediniz. Bu ikisi çelişki değil mi? Raporun öneriler bölümünde askerin siyaset üzerindeki ağırlığını azaltacak 4 maddeye yer verildi. Raporda bu 4 öneri, “Anayasa ve diğer mevzuattaki hükümlere açıklık kazandırılması. Yani, barışta ve savaşta, iç ve dış güvenlik bakımından, sivil otoritenin üstünlüğü, yönetim ve denetim yetki ve sorumluluğuna sahip olduğu tereddüde yer vermeyecek şekilde hükme bağlanmalıdır... TBMM’nin, silahlı kuvvetlerin eylemleri ve savunma bütçesi üzerindeki denetimi sağlanmalıdır. Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının yürütme ile bütünleştirilmesi gerçekleştirilmelidir. Askeri yargının sınırlanması ve çift başlı yargının kaldırılması gereklidir” şeklinde belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear