25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2012 CUMA 4 HABERLER 29 Ekim’de gaz, tazyikli su ve copla yaralanan yurttaşları tedavi eden doktorlar da hedefe alınmış Yine Açlık Grevleri Başbakan Erdoğan’ın, Almanya gezisi sırasında, açlık grevlerini kastederek, “şov yapıyorlar” demesi, bu sütunda değindiğim konuya bir daha dönmeme neden oldu. Hemen belirtmek gerek. Başbakan’ın soruna yaklaşımı sakat. Bu noktayı vurgularken devletin herhangi bir açlık grevinde, ileri sürülen siyasi taleplerin tümünü kabul etmesi gerektiğini söylemek istemiyorum. Yıllardır çözülemeyen, çözülmesi de çok güç olan, ayrıca çözülse bile nihai barışı sağlayıp sağlamayacağı kuşku götüren hususların tümünün, bir açlık grevi yüzünden toptan kabul edilmesini beklemek naif olur. Ancak burada, ülkemizin şu anda karşı karşıya bulunduğu en ciddi sorun olan Kürt sorunuyla ilgili, önemli olduğunu düşündüğüm bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Kürt sorununun çözümü için adım atarken ilk bakılacak husus, Kürtler ile Türklerin birlikte yaşama iradesinin hâlâ var olup olmadığına bakmaktır. Bu irade var olsa da olmasa da sorun çözülecektir. Ama bu iradenin varlığı üzerine bina edilmiş olan bir çözüm çok daha acısız ve barışçıl olacaktır. ??? Türkler ile Kürtlerin bir arada ya da yan yana yaşama iradelerinin hâlâ yok olmadığına inananlar bile bunun son zamanlarda azalmakta olduğunu kabul ediyorlar. Son yıllarda Ankara iktidarlarının da büyük yanlışlarının etkisiyle bölgede meydana gelen değişiklikler sonucunda, kimileri, bu iradeyi tümden yok ederek, uç çözümlere varmayı kurarken, tarafların arasını onulmaz biçimde bozacak bir sevgisizlik, hatta nefret ortamını geliştirmeye çabalamaktadırlar. Konuyla ilgili olanların şu anda bu noktaya çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Dışarıda kararlaştırılan açlık grevleri sonucunda cezaevlerinde ölümlerin meydana gelmesi, psikolojik açıdan onulmaz sonuçlar doğurabilecektir. Bu sonuçların doğması, birlikte ya da yan yana yaşama iradesini tümden ortadan kaldırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. O cephenin, insan hayatına verdiği değerin ne olduğunu bilenler, ölümleri engellemek için bir şey yapmayacaklarını, hatta tersine bir yol tutacaklarını da rahatlıkla görürler. Ama barışçıl bir çözümü tümüyle saf dışı bırakmayanlar, cezaevlerindeki açlık grevlerinde ölümleri engellemek için, ellerinden gelen bir şey varsa, yapmalıdırlar. ??? Yapılması gereken ilk şey gerginliği nefrete dönüştürecek değil, bilakis azaltacak bir üslubu benimsemektir. Herhalde dünya âlem önüne çıkıp da “Açlık grevi falan yok, şov yapıyorlar!” demek tutulması gereken sağlıklı yol olmasa gerek. Ayrıca geçen yazıda da belirttiğim gibi (bkz. Ali Sirmen “Açlık Grevleri” 27.10.2012) açlık grevine gidenlerin taleplerinin bir bölümünün karşılanması mümkündür. Lozan Antlaşması’nın 39. maddesinin 5. fıkrasına uygun olarak, Kürtçe savunma hakkı kabul edilebilir. Öcalan’ın cezaevi koşullarında da bazı düzenlemelerle eski hale dönüşün sağlanması mümkündür. Bütün bunların yapılması, ölüm oruçlarını ve dolayısıyla ölümleri durduracak, içeridekileri eyleme sürükleyenlerin tavırlarının değiştirmelerine yol açacak mı? Kesin bir yanıt vermek güç. Ama ne olursa olsun, sıcak karşılanabilir talepleri yerine getirmeye hazır olduğunu belirten sevecen yaklaşım, onulmaz yaraları önleyecektir. Açlık grevlerinin en az hasarla sonlandırılmasını sağlayacak akıllı yol budur. Geç kalmadan aklın yolunun tutulmasında sayısız yarar var. Polisten rapor tehdidi MAHMUT LICALI ANKARA 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Ulus’ta kutlayan yurttaşlara yapılan müdahalenin ardından yaralanan ve Numune ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen polislere “iş göremez raporu” verilmesi için bir polis amiri ve Sağlık Bakanlığı Ulusal Bilgi Bankası Başkanı Osman Nacar’ın acil serviste bulunan doktorları tehdit ettiği belirtildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara, tehdit edilen doktorların ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Ulus’ta kutlamak isteyen on binlerce yurttaşa barikat kuran ve Anıtkabir’e yürümelerine izin vermeyen emniyet güçlerinin biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ? 29 Ekim’de halka gaz ve tazyikli suyla müdahale eden polisler, Ankara Numune Hastanesi’nde iş göremez raporu vermeleri için doktorları tehdit etti. SES Ankara Şube Başkanı Kara, yaralı yurttaşları tedavi ettikleri için polis ve amirleri tarafından tehdit edilen doktorların ayrıca polislere iş göremezlik raporu vermeye zorlandığını belirtti. etmesinin ardından 9 polis ve 43 vatandaş yaralanmıştı. Yaralanan vatandaşlar tedavi edilmek üzere bölgeye en yakın hastane olan Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilirken yaralanan polisler de aynı yere gönderildi. Edinilen bilgiye göre, hastanenin acil servisinde biber gazından etkilenen ve arbedede yaralanan sağlık durumu daha kötü olan vatandaşlarla ilgilenilmesine kızan polisler doktorlara tepki gösterdi. hastaları muayene ettiğini ve gerekli işlemlerin ardından yatması gereken hastalara yatış, taburcu olması gereken hastalara da taburcu işlemi yapıldığını söyledi. Kara, şunları dile getirdi: “Saat 14.30 sularında 5 kadar polis memuru Numune Acil’e muayene olmak için başvurmuşlar ve sonrasında da tıbbi müdahaleleri yapılıp adli raporları yazılma esnasında kadrosu Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olup geçici olarak Sağlık Bakanlığı Ulusal Bilgi Bankası Başkanı olan Dr. Osman Nacar, servise gelerek emirler yağdırmış ve doktorları tehdit etmiştir. Daha sonra, iş göremez raporu talep eden polislere, iş göremez raporu verebilecek bir durumlarının olmadığının ifade edilmesinin ardından acil servise ‘Bana polise bakmayan, baktırmayan o doktorları gösterin’ diyerek arkasında polis ordusu ile bir emniyet amiri girmiş ve başta doktor arkadaşlarımız olmak üzere bütün çalışanları tehdit etmiştir.” Kara, emniyet amirinin tehdidi sırasında acil servise gelen Başhekim Nurullah Zengin’in olaya müdahale etmek yerine serviste görevli olan hekime hakaret ettiğini ifade etti. Kara, Sağlık Bakanlığı bürokratı, polis amiri ve başhekim tarafından hakarete uğ rayan ve tehdit edilen doktorların bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve yasal işlem başlatılacağını ifade etti. SES destek ziyareti yapacak Kara, konu hakkında bazı gazetelerde yer alan doktorları hedef gösteren haberlerin hangi amaçla yapıldığını çok iyi bildiklerini belirterek “Kendi mesleki bağımsızlığını yitiren basın yayın organları mesleki bağımsızlığına, mesleki onuruna ve mesleki etiğe uyan doktor ve sağlık emekçilerini engelleyemeyeceklerdir” dedi. Kara, 5 Kasım Pazartesi günü SES Ankara Şubesi olarak Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 29 Ekim’de özveriyle görev yapan ve her türlü baskıya karşın mesleki bağımsızlığına ve etiğe uyan doktorları ziyaret edeceklerini belirtti. ‘Polislere iş göremez raporu istendi’ SES Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara, acil servis çalışanlarının özveriyle çalışarak gelen Baykal’ın yetki aşımına işaret etmesine AKP’li Başkan Baş ve Sözcü Şahin’den yanıt geldi Darbe komisyonu alındı ? Deniz Baykal’ın “Yetkiniz yok, beni sorgulayamazsınız” dediği Darbe Komisyonu’ndan Baykal’a sert yanıt geldi. Komisyon Başkanı Baş, Baykal’ın hukuki gerekçelerini ‘politik gösteri’ olarak değerlendirdi. Baykal’ı eleştiren Komisyon Sözcüsü Şahin’in “Erdoğan’ı da davet edebiliriz” şeklindeki sözleri ise Baş tarafından yalanlandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, “Anayasaya göre yetkiniz yok, beni sorgulayamazsınız” diyerek terk ettiği Meclis Darbe Komisyonu’ndan sert yanıt geldi. Komisyon Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Nimet Baş, Baykal’ı “Komisyon zeminini politik gösteri için kullanmakla” suçladı. Komisyon Sözcüsü AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin de, Baykal’ın, “şahsi çıkış ve şov yaptığını” savundu. Şahin, Baykal’a yanıt vermek üzere düzenlediği basın toplantısında Komisyon Başkanı Baş’ın yazılı yanıtını gazetecilere dağıttı. Baş yazısında, Baykal’ın komisyonun milletvekillerini dinleyemeyeceği iddiasına karşılık, TBMM İçtüzüğü’nün komisyonun uzman kişilerin görüşlerine başvurabileceği hükmünü anımsattı. Baş, “Size sağlanan bu imkânı politik bir gösteri zemini olarak kullanmanız ve özellikle komisyonumuzun çalışmalarını ilzam etmeniz kabul edilemez” dedi. Baş, yazısını Baykal’a, “28 Şubat sürecinde size Başbakan yardımcılığı teklif edildi mi? Edildiyse nerede, kimler tarafından, nasıl yapıldı bu teklif? Dönemin ‘kudretli paşaları’ ile kamuoyundan gizli Antalya’da görüşmeleriniz oldu mu? 27 Nisan muhtıra sürecinde TBMM kürsüsünden şu cümleyi sarf ettiniz: ‘Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır’ demiştiniz. Nereden biliyordunuz? Cümle bir talimat ürünü müydü?” sorularıyla tamamladı. Komisyon Sözcüsü Şahin ise “Sayın Baykal’ın tavrı, siyasi şova dönük bir mesajdır” dedi. Şahin, gazetecilerin soruları üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dinlenmesi konusunda, böyle bir davetin gündeme geldiğini belirterek “Kendisine ulaştırılmış bir davet şu an söz konusu değil, ancak 28 Şubat’la ilgili tüm dinlemeleri yaptıktan sonra Sayın Başbakanımızı davet etmeyi düşünüyoruz” dedi. Komisyon Başkanı Baş ise komisyonun dünkü toplantısından sonra yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın komisyona davet edilmesi yönünde oluşturulmuş bir kararın söz konusu olmadığını ifade etti. Baş, “Şu anda Sayın Başbakan’ı davet etmek gibi bir şey gündemimizde yok. Aramızda böyle bir değerlendirmemiz olmadı” dedi. GülErdoğan görüşmesi ‘Boşuna uğraşmayın birbirimize düşmeyiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 29 Ekim yürüyüşüyle ilgili ikili arasında başlayan “çift başlılık” polemiği sonrası ilk kez Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Çankaya Köşkü’nde basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Moldova Başbakanı Vladimir Filat ile yaptığı görüşmenin ardından konuyla ilgili soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Bizi birbirimize düşüremezsiniz” dedi. Erdoğan, “Konuşmalarımızı kırpıp kırpıp yıldız yapıyorsunuz. Cümleleri tam olarak değerlendirirseniz, gerek şahsımın gerek Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında aynı şeyleri söylediğimiz ortaya çıkar. Ben havaalanında şunu söyledim: Başbakanın ve cumhurbaşkanının yetkileri bellidir. Bu yetkiler çerçevesinde adımlarını atarlar. Kaldı ki AK Parti iktidarını zora düşürme gayretinde olanlar cumhurbaşkanı ile başbakanı birbirine düşüremezler, boşuna gayret etmeyin. Türk medyasının bir kısmı maalesef bu işe tevessül ediyor hâlâ da bunun gayreti içinde ama boşuna yoruluyorlar, yorulmayın” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açıklamalarını da değerlendiren Erdoğan, “Bizim bildiğiniz gibi bir tezimiz var. Bu tez başkanlık, yarı başkanlık ya da partili cumhurbaşkanı tezimizdir. Bunların içinden birinin tercih edilmesi, halkımızın burada iradesini ortaya koyarak bu seçeneklerden birini tercih etmesi bu ülkede bazı sıkıntıları kendiliğinden ortadan kaldırır. Daha doğrusu medyaya bu tür malzemeler kalmaz. Herhalde noktayı koydu dersiniz” diye konuştu. Erdoğan’a sorulan soru hakkında söz alan konuk Başbakan Filat’ın bugün Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek ve Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmelerden bahsederek “Bu görüşmelerden anladığım, sizin ülkenizde her şey yolunda” demesi salondakileri güldürdü. Ersümer: Ben de mağdurum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski ANAP’lı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı CumDeniz Baykal, Hasan Celal Güzel’in “İstihbaratlarım arasında hur Ersümer, 28 Şubat27 Nisan Alt Komisyonu’na bilgi verir Baykal’ın sık sık Çevik Bir ile görüştüğü de var. Antalya’da nasıl görüştüklerini biliyorum” sözlerinin yer aldığı haberler üzeken 28 Şubat mağdurlarından rine bir açıklama yaptı. Baykal, “Bu iddianın gerçeklerle hiçbir olduğunu söyledi ve “Hem bakan olacaksın... Bu nasıl çeliş ilişkisi yoktur. Ne Antalya’da ne de Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerinde Deniz Baykal Sayın Çevik Bir’le hiçbir ki diye de düşünebilirsiniz” dedi. Beyaz Enerji davası süreci özel görüşme yapmamıştır, bir araya gelmemiştir” dedi. ni anlatan Ersümer, soruşturmadiye bakıyorsunuz; dayanacak iş değil. Banın jandarma tarafından yürütülmesinin anayakanlıktan istifa ettim” dedi. sa ve genel kurallara aykırı olduğunu düşünKomisyona bilgi veren eski bakan Rüştü Kâdüklerini, ancak sivil giyimli bir albayın Başbazım Yücelen ise “MGK üyeleri belli konularda kan’a dosya götürdüğünü söyledi. fikirlerini söyler, tartışma yapılır ama netice Ersümer, Başbakan’ın kardeşi, genel müdürbildiri mutabakatla yayınlanır. 28 Şubat’taki ler ve işadamlarının da aralarında bulunduğu bildiri de bu şartlar altında yayımlanmıştır” yaklaşık 30 kişinin isminin yer aldığı jandarma dedi. Batı Çalışma Grubu ile ilgili kendisine telkin fezlekesinin basına servis edildiğini, bu fezlekeya da bir bilgi gelmediğini belirten Yücelen, döyi basına kimin sızdırdığının bilinmediğini, bünemin İstanbul Valisi Erol Çakır’ı görevden altün bunlardan istifasının amaçlandığını savunamak için çalışma yaptıklarını ancak yerine gelerak “İddianame hazırlanıyor, direnecek gücek kişi koalisyon ortakları tarafından belirlenecüm kalmıyor, sıkılıyorum. Her gün sabah mediği için bunun gerçekleştirilemediğini belirtti. kalkıyorsunuz, ‘hangi gazetede ne manşetiz’ Baykal’dan Güzel’e yalanlama MHP yönetimi, Koray Aydın’ın partiyi bölmeye çalıştığını savunuyor ‘Bölgesel yönetim istiyoruz’ ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’a gelen ve aralarında parlamenter, senatör ve belediye başkanlarının bulunduğu Fransız heyet, BDP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etti. Heyet başkanı Dominique Adenot, seçilmişlerin cezaevinde olmaları ve açlık grevlerinin endişe verici olduğunu söyledi. Baydemir ise “Demokratik bir rejimde yaşamıyoruz. 20 milyon Kürt, millet olmaktan kaynaklı haklarını kullanmak ve kendi coğrafyasında bölgesel yönetimle yönetilmek istiyor” dedi. Cemaat tartışması MAHMUT LICALI TBMM’de ‘ihale’ kavgası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral ile MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural arasında “ihale” kavgası yaşandı. Kamu İhale Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin teklif üzerine söz alan Saral, Vural’a yönelik olarak, “AnasolM hükümeti döneminde ihalelerin nasıl yapıldığını bilirim. Milleti nasıl inim inim inlettiğinizi biliyoruz” demesi üzerine, Vural ve MHP’liler, Saral’a tepki gösterdi. Tartışmanın büyümesi üzerine Başkanvekili Mehmet Sağlam, birleşime ara verdi. ANKARA MHP’nin 4 Kasım’da gerçekleştirilecek 10. olağan büyük kurultayında genel başkanlık için MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yanı sıra 9 aday adayı bulunurken kurultayda asıl yarışın Bahçeli ile MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın arasında geçmesi bekleniyor. Aydın’ın parti yönetiminde değişim yapılması gerektiği söylemine MHP yönetimi cemaat desteğiyle partinin bölünmeye çalıştığı suçlamasıyla yanıt veriyor. MHP’nin bu hafta sonu yapılacak 10. olağan büyük kurultayı parti tarihi içinde en çok genel başkan aday adayının yarışacağı kurultay olurken parti başkanlığı için yarışan taraflar arasında “partide değişim ya pılması” ve “yeni MHP” tartışmaları yaşanıyor. Bahçeli’nin dışında kurultayda genel başkanlık için aday adayı olduğunu açıklayan kişiler Koray Aydın, Musavvat Dervişoğlu, Ahmet Çakar, Seyfi Şahin, Sabahattin Şener, Mesut Türker, İsmail Hakkı Küpçü, Nuran Karakan ve Levent Temiz olarak sıralanıyor. ‘Aydın cemaat destekli’ Aday adayı olan isimlerin kurultayda adaylıklarını geri çekmesi ve belirli bir adaya destek vermesi bekleniyor. Son 1 aylık süreçte MHP il başkanları peş peşe Bahçeli’ye destek mesajları yayınlarken Sakarya, Konya, Edirne, Kütahya ve Çankırı il başkanları ise kurultayda Aydın’a destek vereceklerini açıkladı. Aydın, parti yönetiminde değişim yapılması gerektiği ve MHP’nin ancak bu şekilde iktidar olabileceği görüşünü dile getirirken bu söylem yeni MHP tartışmalarına neden oldu. MHP Genel Merkezi’ne yakın internet siteleri ve gazeteler Aydın’a Yüce Divan’da yargılandığı dönem anımsatılarak çok ağır eleştiriler yöneltirken MHP yönetimi de Aydın’ı Fethullah Gülen cemaati desteğiyle partiyi bölmeye çalıştığı suçlamasında bulundu. Vekiller ‘Bahçeli’ dedi Tüm bu tartışmalar MHP’de büyük hareketlilik yaşanmasına neden olurken MHP’li tüm milletvekilleri ortak imzayla Bahçeli’ye destek açıklaması yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear