25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EKİM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 özelgelerde, ısrarla, serbest meslek Ekonomide; “kişisel çalışmaya, erbabı tarafından ödenen damga bilimsel ve mesleki bilgiye, uzmanlığa vergisinin gider olarak kabul dayanan ve bir işverene bağlı olmadan edilemeyeceğini belirtiyor. Bu fikrini kendi adına kazanç sağlamak için açıklarken de damga vergilerinin Gelir yapılan iş” ifadesiyle serbest meslek Vergisi Kanunu’nun 40. maddesi erbapları tanımlanır. uyarınca, ticari kazancın tespitinde Türkiye’de de çok sayıda serbest dikkate alınabileceği ancak serbest meslek erbabı var. Meslekte uzun yıllar meslek kazancının tespitinde dikkate geçirmiş, ‘dirsek çürüterek’ alınamayacağını savunuyor. uzmanlaşmış, “gümrük komisyoncuları, Serbest meslek erbabı, kazanç elde noterler, dava vekilleri, müşavirler, edebilmek, yasalara uygun olarak konser veren müzik sanatçıları, rehberler, faaliyetine devam edebilmek için damga sağlık memurları, serbest çalışan doktor, vergisi ödemek zorunda. O halde, avukat” vb. işkollarındaki birçok kişi bu ödenen damga vergilerinin GVK’nin tanımın içinde. 68/1. maddesi uyarınca gider kabul Yani yine milyonlarla ifade edilebilecek meslek erbabının faaliyeti ile ilgili dış giyim edilmesi gerekir. bir kitleden söz ediyoruz. harcamalarını, gider olarak dikkate alabileceği Dış giyim harcamalarının gider kabul İşte şimdi, serbest meslek erbabına “bir iyi, belirtildi. edileceği görüşü ne kadar doğru ve yerinde ise bir de kötü haberimiz var!” Anılan özelgede, bu harcamalar, mesleki damga vergisi ödemelerinin gider kabul Öncelikle vurgulayalım; halen serbest meslek kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi edilemeyeceği yönündeki açıklamalar da o erbabının elde ettiği kazanç, serbest meslek kapsamında değerlendirilmiş. Bu kapsamda, derece yanlış. kazancı olarak gelir vergisine tabi tutuluyor. mali müşavirler, serbest çalışan doktorlar, diş Yeri gelmişken; serbest meslek kazancının Gelir Vergisi Kanunu’nun 68. maddesi, hekimleri, avukatlar, takım elbise, gömlek, tespitinde, Gelir İdaresi’nce verilen bazı ilginç mesleki kazancın tespitinde indirilebilecek kravat, ayakkabı, etek vb. dış giyim özelgelere de dikkat çekmek isterim: giderleri düzenlemiş. Ancak çok net olmayan harcamalarını gider olarak kazançlarından Serbest meslek faaliyetinde kullanılmak bu düzenlemeler, serbest meslek erbabını düşebilecekler. üzere satın alınan işyerinin serbest meslek İdare’den görüş istemek zorunda bırakıyor. İyi haber buydu. Kötü haber ise damga kazanç defterinin ayrı bir bölümüne Daha önce, bu köşeden sizlerle paylaşmış ve vergisinin gider olarak kabul edilemeyeceği. kaydedilmesi şartıyla bu işyerine ait alış eleştirmiştik. Gelir İdaresi, serbest meslek Gelir İdaresi, son dönemde verdiği faturası veya benzeri vesikalarda gösterilen erbabının mesleki sorumluluk sigortası KDV’nin indirim konusu yapılması kapsamında ödediği mümkün. sigorta primlerini Bedelli askerlik mesleki kazançtan uygulamasından yararlanmak için indirmeye izin yapmış olduğunuz harcamalar, vermiyordu. Oysa 79 yaşındaki eşim, 19491956 yılları arasında anılan madde hükmünde sayılan kullandığı otomobilin TEKEL’in kibrit fabrikasında çalışmıştı. Kurum giderler arasında sayılmadığından kasko poliçesi bugün evrak vermiyor, emeklilik hakkı var mı, serbest meslek kazancınızın kapsamında ödediği ne yapmalıyız? Necmi Yazgan tespitinde indirim konusu yapılması primler gider Öncelikle eşinizin prim günlerini tespit ettirin. mümkün değil. yazılabiliyordu. Sorularınız için ma3600 günü doldurunca emekli aylığı bağlanır. Kendi adınıza kayıtlı olmayan, Gelir İdaresi, geçen licozum ? ismmÇıkmayan günler için de SGK’yi ve işyerini eşinize ait cep telefonlarına ilişkin dönemde son derece mo.org.tr adresimahkemeye verin. Kamu kurumu olduğu için ne mail atabilirhaberleşme ücretlerinin bu ılımlı bir adım atarak siniz. Tüm somutlaka kayıt vardır. Muhtemelen yanlış SSK kapsamda değerlendirilmesi serbest meslek rular eposta numarası adına işlem görmüş olabilir. mümkün bulunmadığından, serbest erbabını başka bir ile tek tek Çocuğunuz varsa, eşiniz iki doğum için cevaplanameslek kazancınızın tespitinde konu ile ilgili oldukça toplamda 4 yıl borçlanabilir. Böylelikle 3600 için caktır. gider olarak indirmeniz mümkün ferahlattı. eksik günleriniz de tamamlanır. değil. İstanbul Vergi “Gerçekten ilginçmiş” dediğinizi Dairesi Başkanlığı duyar gibiyim! özelgesinde, serbest ‘Yabancılar’ da GSS kapsamında Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen düzenlemelerle, 1 Ekim 2008’den itibaren bir yıldan fazla ülkemizde bulunan yabancılar da Genel Sağlık Sigortalısı (GSS) sayıldılar. Türkiye’de kesintisiz bir yıllık ikamet süresini dolduran, Türk vatandaşı olmayan veya daha önce Türk vatandaşı olmakla birlikte vatandaşlıktan çıkmış ya da çıkarılmış olsa da Türkiye’de oturma izni olan kişiler de yasa kapsamında. Bu kişiler, ister vatandaşı olduğu ülke isterse de bir başka ülke tarafından sosyal güvenceye sahip değilse zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamında kabul ediliyor. Kaçak yollarla Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu kişiler bir yıldan daha uzun bir süre Türkiye’de ikamet etse dahi genel sağlık sigortalısı kabul edilmiyorlar. Uygulamanın öğrencileri ilgilendiren tarafı da önemli. İstisnalar hariç, 2547 sayılı YÖK Kanunu’na göre üniversitelerde yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler, bir yıldan fazla ikamet şartı aranmadan yükseköğrenimleri devam ettiği sürece genel sağlık sigortalısı sayılıyorlar. Annebabaları zorunlu sigortalılık, gelir ya da aylık alma benzeri nedenlerle genel sağlık sigortalısı statüsünde olan Türk vatandaşlığından çıkan öğrenciler, genel sağlık sigortalısı değil genel sağlık sigortalısının hak sahibi pozisyonundalar. Dolayısıyla bu durumdaki kişilerin sağlık yardımları, anne veya babaları üzerinden işlem görüyor. Serbest Meslektaşa Bir İyi, Bir Kötü Haber Türkiye’nin Gurur Tablosu!.. Kasım 1997... Susurluk çetesine mensup olmakla suçlanan üç Özel Harekât polisi serbest bırakıldı... Onlar, Susurluk davasında tutuklu kalan son üç sanıktı. Tahliye edilen polisler, cezaevinin önünde lüks araçlar ve bir düzine koyunla karşılandı... Koyunlar, tekbir getirilerek kurban edildi.. Kurbanların kanı “kahramanların” alnına sürüldü.. Ardından kalabalık hep bir ağızdan haykırdı: Türkiye sizinle gurur duyuyor!.. Bu “kahramanlardan” biri, yıllar sonra “Vicdan azabı çekiyorum, en az bin kişiyi infaz ettik” diye savcılığa başvuran Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’dı... Zaten, Türkiye’nin en karanlık yıllarını anlatan sayfalar, bol miktarda “kahramanla” doludur!.. Hatta, bu ülkeye başbakanlık yapmış, yapabilmiş Tansu Çiller, bu sıfatla da yetinmemiş, bu arkadaşları daha yüksek bir “nişanla” taltif etmişti: Şerefli kahramanlar!.. ??? Yıllar, bu güzelim ve kahredici ülkemde pek çok şeyi değiştirdi... Doğal olarak “kahramanların” cinsi, boyu, milliyeti de değişti... Son “şerefli kahraman” 30 Eylül’de AKP kongresinde boy gösterdi.. “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratları arasında kürsüye geldi ve şunları söyledi: TürkKürt ya da herhangi bir gencin kanının dökülmesi bizi acıtıyor... Birbirimizin kanını dökecek duruma geliyorsak, bu gerçekten çok acıdır... Türkiye ile Irak arasındaki ticari ilişkiler 12 milyar dolar civarındadır. Gördüğümüz gibi Ortadoğu’da gerçekten büyük değişimler yaşanıyor. Kendi özgürlükleri için mücadele veren güçleri bütün kalbimizle destekliyoruz. Suriye halkının özgürlük mücadelesini canı gönülden destekliyoruz... Özgürlük mücadelesi veren güçleri selamlayıp, araya “12 milyar dolarlık ticareti” ustalıkla yerleştiren ve aynı tezahürat seli içinde yerine dönen “kahraman” arkadaşı tanıyalım: Molla Mustafa’nın oğlu Mesud Barzani. Hani, 2007’de onlarca evladımız Kuzey Irak’tan sızan teröristler tarafından şehit edildiğinde ve sınır ötesi harekât seçeneği konuşulmaya başlandığında, “Sınırı geçerseniz, savaş anlamına gelir, karşılık veririz” diyen “kahraman!” “Türkler Kuzey Irak’a karışırsa, ben de Diyarbakır’a karışırım” diyen yiğit!.. Peki, bu aslan parçası bu sözcükleri çiğnediğinde ne olmuştu?.. Tayyip Bey köpürmüş, gürlemişti: Barzani haddini aştı, muhatabımız olamaz, PKK’ye yataklık yapıyor... Kongrede Barzani ile sarmaş dolaş, kuzu sarması halini görünce en nihayet Tayyip Bey’in ne demek istediğini gayet iyi anladım... Pek yakışmışlardı!.. ??? Tabii, kongreye katılan diğer “gurur verici” figürleri atlamayalım, haksızlık olur.. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi: Müslüman Kardeşler örgütünden Mısır cumhurbaşkanlığına seçildi. Tayyip Bey’i yürekten övdü, bol alkışla birlikte ölümüne ihtiyacı olan 1 milyar dolar krediyi kaptı gitti!.. Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal: En az Tayyip Bey kadar alkış alarak geldiği kürsüde, “Sadece bir Türk lider değilsin. Artık İslam âleminde de lidersin” deyince ortalık yıkıldı. Geçen sefer geldiğinde Tayyip Bey kendisiyle karşılaşmamak için, Esenboğa yolu üzerindeki mobilya fabrikasına girivermişti, oradan hatırlayacaksınız... Tarık Haşimi: Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ydı. Şimdi katliamlar düzenlemek, birçok cinayete azmettirmek suçlarından idam mahkumu. Başbakan’ın konuğu olarak Türkiye’de saklanıyor! Iraklı Şii lider Beni Sadr ve Irak Meclis Başkanı Usame Nuceyfi’nin delegasyonu onu görünce ortamı terk ediverdiler!.. İşte geldiğimiz noktada Türkiye’nin son gurur tablosu böyle... Haa, unutmadan, eski Almanya Başbakanı ve yıllık 250 bin Avro ile Rusya devlet kontrollü enerji şirketi Gazprom’a danışman olan Gerhard Schröder dışında Batı cenahından ilaç niyetine bir Tanrı’nın kulu yoktu... Demek ki 2023 hedefi gayet belli, “yetmez ama evet”çilere duyurulur!.. İŞYERİ GEREKLİ DOKÜMANLARI VERMEK ZORUNDA AKP Kongresi’nin Önü Ardı PERİHAN ERGUN AKP’nin 30 Eylül 2012 Pazar günü yapılan 4. olağan kongresini ekranlara yansıdığı sürece izledim. İlk algılamam kongre salonunun çok masraf ve özenle hazırlanmış olan düzeni oldu. Öyle ki Sayın Başbakan’la eşinin salona yürüyerek girişlerinde özel olarak kırmızı çuha kaplanmış gösterişli, yükseltili koridoruyla ihtişamı Türkiye’de hiçbir parti kongresinde görülmemiştir. Salonun çok masraflı şaşaalı düzenine bakarken şu anda sokaklarımızın kaldırımlarında acaba kaç işsiz güçsüz, evsiz barksız yurttaşımız vardır diye düşündüm(!). Sayın Başbakan’ın saatleri aşan konuşmasının bir kısmının yansıtılabildiğince son günlerde kendisine yakın saydığı TV kanallarındaki söylemleriyle vaatlerinden farklı bir yanını göremedim. Oldukça sevimli ve şefkatli görüntü vermeye çalıştığı hitabının bir yerinde, o güne kadar sürdürdüğü görevlerinde gelecek süre içinde makam değişikliği yapabileceğine değinirken, açıkça söylemese de amacı olan cumhurbaşkanlığı niyetini yansıtırken, o makama getirilirken yüzde 99 olumlu oy verilse, yüzde 1 karşı çıksa onlar da benim canlarımdır, gönlümde yerleri olacaktır diyordu. Oysa; Sayın Başbakan’ın bu söylemine ters düşen; 6 basın temsilcisiyle 2 TV kanalının, kendilerine muhalif yayın yapmaları nedeniyle kongreye girmelerine yasak konduğunu bilmiyor muydu(?!.) Bu akreditasyon engeline maruz kalanlar Cumhuriyet’le Aydınlık, Sözcü, Yeniçağ, Evrensel, Birgün gazeteleri ile Ulusal TV’ydi. ??? Demokrasinin temel öğelerinin başında gelen basın özgürlüğüne, anayasanın bilinen koruyucu maddeleri bulunmasına karşın yasak konulması affedilmez, göz yumulamaz, faşizan bir suçtur. Doğal olarak Gazetecilere Özgürlük Platformu da bu davranışa karşı çıkarak, uygulamayı son derece kaygı verici bulmuş. Yayımladıkları bildiride; uygulamanın “Basın özgürlüğü açısından son derece kaygı verici olduğunu belirttikten sonra devamla (...) Daha önce başka kurumlar çerçevesinde protesto ettiğimiz akreditasyon sınırlamasının, şimdi de varlığını demokrasiye borçlu olan bir siyasi parti tarafından uygulamaya konması fevkâlâde üzücüdür... Bu yanlış kararın derhal düzeltilmesi için gereken adımların atılacağına inanmak istiyoruz” derken, umutlu görünseler de faşist yönetimlerde “Ben yaptım oldu” hükmüyle hareket edilmesi herhalde üzüntülerini daha da çoğaltmıştır. Nitekim Sayın Başbakan, ertesi gün bu yayın organlarının, devamlı olarak kendilerini aşağılayıcı yayınlar yaptıklarını, bu nedenle böyle özel bir günlerinde onlara davette bulunmayışının doğal hakkı olduğunu söyledi. Buna karşın Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu yasaklamanın, arkasından dolanarak da olsa, yanlış olduğuna değinirken AKP’nin genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik, her zamanki değişmez tavrıyla Hz. İsa’ın öğretisi olan, biri “Yanağınıza bir tokat indirirse cevaben suçluyu utandırmak için öteki yanağını da uzatacaksın” öğüdüne karşı, “biz bunu kabul edemeyiz ‘kısasa kısasla’ hareket ederiz” cevabıyla ‘basın özgürlüğü’ne karşı uygulanmış olan suçu savunmuş. Bu durumda; AKP iktidarınca ülkeyi demokratik kurallarla yönetiyoruz söylemiyle gidilen yolda uygulamalarıyla yaya kalınmıyor mu?.. Üzüntü veren bir konu da yurt ve Atatürk tutkunu halk ozanımız Âşık Veysel’in kongrede ailesinden ve türkülerinin telif haklarını elinde tutan Kalan Müzik’ten izin alınmadan “Uzun ince bir yoldayım” türküsünün seslendirilmesi, etik yönden uygun bulunmadı... ??? Bu arada; Suriye’nin iç savaşında Esad karşıtı silahlı eylemcilerin saygın konuk muamelesiyle, devletin ikramlarıyla sığınmacı nitelemesiyle Hatay’da ağırlanışlarının oradaki yerli halkımıza verdikleri maddi ve manevi dayanılmaz zararları yüksek düzeyde devam ediyor. Oradaki çarpışmalardaki ateşli maddeler halkımızın evine barkına, topraklarına düşüyor, onları korkutuyor. Suriyeli teröristler sınır boylarımızdan gönüllerince izin almadan Hatay’a girip çıkıyorlar. Hatta orada işgal güçleri gibi büro bile açıyorlar. Bu haddi aşan durum karşısında halkımız dehşet içinde canlarını koruma telaşında. Çocuklarımız can korkusuyla okullarına gidemiyor. Halk, televizyon habercilerinin mikrofonlarından hükümete seslenerek, “Biz bu dayanılmaz çileyi daha ne kadar çekeceğiz, artık sabrımız tükendi” diyor, ama bunu duyan yok. Anlaşılan ABD, başkanlık seçimlerine zarar vermesin diye kenarda durup Suriye’yle ilgili BOP’nin korunarak ayakta tutulması görevini AKP yönetimine havale etmiş. Bunu düşündüren onlarca örnek sıralanabilir. Bu durumda Hataylı yurttaşlarımıza yardım edemediğimiz için elimizden ancak orayı ve onları üzülerek düşünmekten başka bir şey gelmiyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Orta Anadolu’ya 1 özgü iri bir çoban köpeği cinsi. 2/ Al 2 çak enlemlerde esen 3 düzenli rüzgâr... “Sözü pişirip diye 4 nin işini ede bir 5 söz” (Yunus Emre). 6 3/ Kadife, çuha gibi kumaşların yüze 7 yindeki ince tüy... 8 Günahtan sakınma. 9 4/ Atılgan, gözü pek... Hava ve gaz akımla1 2 3 4 5 6 7 8 9 rı oluşturmakta kullanılan 1 K A P A N C A U aygıt. 5/ Sepicilik ve he2A B A R A Z A R kimlikte kullanılan, tadı 3 P A S İ L İ K buruk bitkisel bir madde... AMA Z ON Kimyasal enerjiyi elektrik 4 A R L İ V A enerjisine çeviren aygıt. 6/ 5 N A İ M L A L Y A Y Alan Parker tarafından 6 C sinemaya da aktarılan ün 7 A Z İ Z İ Y E L lü bir müzikal. 7/ Şöhret... 8 A K O V A P O Yoksullara yiyecek dağıtan 9 U R N A Y L ON hayır kurumu. 8/ Çam, ardıç, sedir gibi ağaçların iğne yaprağı... Madencilikle ilgili bir kuruluşumuzun kısa yazılışı. 9/ “Siz toprak altında köklerimizsiniz/Yatarsınız al kanlar içinde” (Nâzım Hikmet)... Anatole France’ın bir romanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gandi örneğinde olduğu gibi, Hindistan’da önde gelen ruhani kişilere verilen san. 2/ Ağaçta ilk olgunlaşan meyve... Denize uzanan dar ve alçak kara parçası. 3/ Artvin’in eski adı... Bir gösterme sıfatı. 4/ Azerbaycan’ın plaka imi... Okul, kışla gibi yerlerde hastalar için ayrılmış bölüm. 5/ Engel... İyilik, lütuf. 6/ Bağışlama... Tantal elementinin simgesi. 7/ Bir gemiyi kiralama. 8/ Fatih Sultan Mehmet’in şiirlerinde kullandığı mahlas... Hitit. 9/ Kırkpınar güreşlerini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Litvanya’nın para birimi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear