14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2012 PERŞEMBE 2 Şu balyoz sözünü ilk kez nerede duydum? Başbakan Tayyip Bey’in arabasının kapıları kilitlenmişti. Ne içerden, ne dışardan bir türlü açılmıyordu. Ne kadar uğraşsalar boşuna! Başbakan içerde kalmış, sıcaktan boğuluyordu. Dakikalar geçti, yapamadılar. Camları, kapıları kırmak gerekiyordu. Çare neydi, bir balyozla kapıları kırıp Başbakan’ı mahkumluktan kurtarmak!.. Başbakan’ın durumunu gören bir koruma polisi koştu gitti, ilerdeki inşaattan bir balyoz kaptı getirdi. Balyozla arabanın camını parçalayarak kilidi açtı, Başbakan’ı kurtardı. Balyoz sözü günlerdir, aylardır gündemde!.. İnsanların bir araya gelerek bir çeşit balyoz olmaları mı? Doğrusu bu tür balyozlar gerçektekilerden daha güçlü, daha etkileyicidir. Mahkemeler dolusu balyoz sesleri, yargılamaları! Balyoz adında bir örgüt kurmuşlar, iktidarı silah zoruyla devirmeyi planlamışlar! Şöyle bir olayın yaratılması şüphesi varmış. Kuşku, gerçekten daha önemli midir? Hiçbir delile, belgeye, söze, konuşmaya dayanmayan şüphe varmış!.. O zaman duruşmalar, mahkemeler, ağır cezalar, on yıl, yirmi yıl... ??? Koskoca bir kitap yazmış, OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Komplo düzeni, suç ve suçlu yaratmak, balyozun yaratılması, yeni ihbarlar, yeni dalgalar, yeni suçlar, asimetrik savaşın şiddetlendirilmesi, TSK’ye ve cumhuriyete balyoz, ABD’nin TSK’yi hizaya getirme planı, Türkiye’nin AB hülyası, terörle mücadelede yanlışlar ve doğrular, ABD ve AB; vb. vb. vb... “Bu notlar bir hatırat veya otobiyografi değildir. Edebi bir eser hiç değildir. Aslında yayımlanmak için de yazılmamıştır.” Ama yayımlanmıştır işte. Kitabın yazarı Orgeneral Ergin Saygun “Bazı şeyleri henüz ‘zaman varken’ bir an önce kâğıda dökmeye karar verdim” diyor. Bu notları hastanede tedavi görürken yazmış, çoğu zaman kalem tutacak durumda da değilmiş. “Kalkıp oturacak hale gelince kendim de yazmaya başladım... Yazdıklarım olayların ve gelişmelerin benim bildiğim, hatırladığım şekliyle takdimidir. Hiçbir şeyi tahrif etmedim, değiştirmedim, kendiliğinden uydurmadım. Hiç kimseyle hesaplaşmak, hiçbir kimseyi kötülemek veya korumak gibi bir amacım da yoktur.” Orgeneral Saygun’un “Balyoz” kitabı bir belge değerindedir. Yaşanmış bir acıdan, çok daha önemli, çok daha tarihsel bir değeri olan... Balyoz da Balyoz! emekli Orgeneral Ergin Saygun: “Türk Ordusuna Balyoz”... İnecek yeri bulmuş balyozcular, Türk subayı, Türk generali!.. Bir indirdiler mi soluğu hücrelerde alırsın! Aylar yıllar geçer, seni orda unuturlar. İstediğin kadar bağır, ‘ben ne yaptım’ de dur... Sayın Saygun kitabında şöyle bir ayrım yapmış: Cumhuriyet Bayramı’ndan Niye Korktun Usta... Diktatörün korkuları farklıdır: Tiyatrodan korkar mesela... Heykelden korkar... Mizahtan korkar... Fıkra dinlesin, herkes gülerken suratı düşer... Karikatürden korkar... ? Bu kez korkusu; bayram... Yoksa 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını niye yasaklayacaksın?.. Terörist değil gelen, eşkıya değil... O koltuğuna oturduğun, seni adam eden rejimin çocukları, ellerinde bayrakları ile çıkacaklar, şarkılarını söyleyecekler... İşte korku; şarkılar... ? Cumhuriyetin koltuğuna oturuyorsun da, bayramından niye korkacaksın?.. Cumhuriyet ile barışık olsan, sevinmelisin hani... ? Bu biber gazları, bu demir coplar, bu panzerler, bu zırhlı, bu miğferli, kalkanlı, silahlı, sis bombalı birlikler... Tümü şu günlerde bayrama karşı... 29 Ekim... Adı; Cumhuriyet Bayramı... ? Korktunuz... ? Çünkü... Bizim dahi tamı tamına farkında olmadığımız bir gerçeği biliyorsun zalim; Cumhuriyeti silip atmak öyle kolay değilmiş... Onu savunan ne kadar kurum varsa yıktınız... Ne kadar kavramı varsa sildiniz... Onu savunanları hapishanelere tıktınız... Önünüze engel çıkma olasılığı olanların peşine düştünüz, fişlediniz, izlediniz, evlerini dinlediniz, yuvalarına kadar girdiniz, tutukladınız, hapishanelere doldurdunuz... Sandınız ki bitti... ? Bence hafife aldınız Cumhuriyeti... Ve Cumhuriyetçileri... Öylesine, sıradan, güçsüz ve kolay sandınız... Tüydüler, tırstılar gibi geldi sanki... ? Artık bizden iyi biliyorsun ki, değil işte... Yürekli Atatürk sevdalıları bir orman gibi... Cumhuriyet âşıkları deniz gibi dalga dalga... Gökyüzü gibi sonu yok... ? Korktunuz... ? Bu kez korku; bayram... Ve yasakladınız... Korktuğunuzun tescilidir bu yasak... Tarihte “Bayram korkusu” diye yer alacak... ? Olsun... 29 Ekim Cumhuriyetimizin şanlı bayramıdır... Cumhuriyetin çocukları bayramlarını kutlayacaklar... Kutlu olsun... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear