25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 TEMMUZ 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER CESET TESADÜFEN BULUNDU 3 Düğün konvoyundaki otobüste 8 kişi yaşamını yitirdi Betona gömdüler İstanbul Haber Servisi Bağcılar’da 3 katlı binanın bodrum katındaki daire, kira borcunun birikmesi üzerine ev sahibi Cemal Çengel tarafından boşaltılmak istendi. Çengel, evi boşaltması için telefonla ulaştığı kişinin gelmemesi üzerine, kapıyı kırarak daireye girdi. Evdeki 2 çekyat ve halıyı dışarı atarak, temizlik yapmak isteyen Çengel, mutfak tezgâhının altındaki sonradan yapılmış betonu kırınca, çöp poşeti içinde halıya sarılmış halde dik olarak gömülmüş bir ceset gördü. Çengel durumu polise haber verdi. Başlatılan soruşturmada cesedin Erdal Demir’e ait olduğu tespit edildi. Erdal Demir, arkadaşı Kasım H’nin yalnız yaşadığı eve 6 ay önce bir kızarkadaşıyla gelmesinin ardından ortadan kaybolmuş. Otobüs ölüme uçtu Haber Merkezi Trabzon’da düğüne gidenleri taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu 8 kişi yaşamını yitirdi, 31 kişi ise yaralandı. Merkeze bağlı Doğançay köyü mevkisinde düğün konvoyunda bulunan, Abdullah Birinci yönetimindeki otobüs dereye yuvarlandı. Kazada 8 kişi hayatını kaybetti, 31 kişi de yaralandı. Kazada yaşamını yitirenlerin Abdullah Birinci, Numan ve Murathan Şahin ile Sevim, Aleyna, Ufukhan, Ceylan ve Safiye Değirmenci olduğu belirlenirken yaralanan 31 kişi bölgedeki hastanelerde tedavi altına alındı. Dereye yuvarlanan otobüs, olay yerine çağrılan vinç yardımıyla bulunduğu yerden çıkartıldı. Otobüsün dereden çıkartılmasının ardından dere yatağında arama yapıldı. Kurbağalıdere can aldı İstanbul Kadıköy’de ise Kurbağalıdere’de Ahmet Akşit’in (58) kullandığı ve içerisinde dört kişi bulunan otomobil Kurbağalıdere’ye düştü. Kazayı görenler, dereye atlayarak araç içerisindekileri kurtarmaya çalıştı. Araçtan 3 kişi çıkarılırken Akşit’in fiziksel engelli oğlu Barış Akşit (17) kurtarılamayarak olay yerinde hayatını kaybetti. Tuzla’da ise orta refüje çarparak takla atan araçta bulunan 3 kişi yaşamını yitirdi. Politikacılar Karar Veriyor, Gençler Ölüyor Türkiye yine şehit haberleriyle sarsıldı: Adana, Erzincan, Bursa, Konya, Şanlıurfa, Gaziantep, Giresun, Samsun Zonguldak, Ağrı, Tekirdağ doğumlu, Türkiye’nin dört bir tarafından gelmiş 13 gencimiz toprağa verildi. Yine politikacılar karar verdi, yine gençler şehit oldu! 1941 yılında, İkinci Dünya Savaşı bütün hızıyla sürerken doğmuşum. Annem bana hamileyken Almanlar Yunanistan’ı işgal edip Türkiye sınırına dayanmışlar; Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya inme planları konuşulmaya başlanmış. Bunun üzerine İstanbul’un boşaltılması gündeme gelmiş. Her ikisi de felsefe öğretmeni olan annemle babam da oturmuşlar İstanbul’dan kaçmayı tartışmışlar. “İstanbul işgal edilirse zaten Türkiye düşmüş demektir, hiçbir yer güvenli olmaz ki…” demişler ve Çarşıkapı’da, doğduğum evde yaşamlarını sürdürmeye karar vermişler. Hitler, Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya inmekten vazgeçip Sovyet Rusya’ya saldırınca, Türkiye ile birlikte annemle babam da rahatlamış. İsmet Paşa’nın, Almanların Sovyetler Birliği’ne saldırdığı haberini alınca yatağının içinde oturup nasıl kahkahalarla boşaldığını, Şevket Süreyya Aydemir “İkinci Adam”da pek güzel anlatır. Bu haberi aldıklarında annemle babamın neler hissettiğini, ne yaptıklarını sormadığıma hâlâ yanarım. Sadece babamın, o zamanlar öğretmen ve yönetici olduğu Pertevniyal Lisesi’ndeki Almanca öğretmeni Hulusi Bey’e Almanların askeri harekâtı hakkında danıştığını ve Hulusi Bey’in de ona Nazilerin Türkiye’ye saldırmayacaklarına ilişkin güvence verdiğini biliyorum. Çocukluğum ve gençliğim, İkinci Dünya Savaşı’na ait, Amerikalı askerlerin kahramanlık öykülerinin veya Nazilerin acımasız vahşetlerinin anlatıldığı Hollywood filmlerini izlemekle geçti. İkinci Dünya Savaşı, hâlâ Hollywood’un esin kaynaklarından biri olmayı sürdürüyor; Tarantino’nun Inglorious Bastards’ı gibi eski filmlerin yeniden çekimleri bile çok iş yapıyor. Dolayısıyla insanlık hâlâ savaşları ve vahşeti sorgulama fırsatına bol bol sahip. (Popüler kamuoyunu filmler oluşturduğu için edebiyatı saymıyorum bile.) Ben de çok küçük yaşımda başlayarak bu filmlerin ve sonra da ilkokuldan başlayarak bugüne dek en az beş kez okuduğum Remarque’ın “Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” adlı başyapıtı gibi romanların etkisiyle insanların niçin ve neden birbirlerini öldürdüğünü sorgulamaya başladım. Bu sorgulamam bugün de hâlâ sürüyor! Savaşların en önemli nedenlerini şöyle sıralamak sanıyorum olanaklı: 1) İnsan isteklerinin sınırsız, dünya kaynaklarının sınırlı olması ve bu çelişkinin yarattığı kaynak sorunu. 2) Her alandaki adaletsizlik ve eşitsizlikler. 3) Egemenlik hırsı, açgözlülük. 4) Savunma içgüdüsü. 5) Altında yukardaki güdülerin yattığı, din gibi, milliyetçilik gibi siyasal ideolojilerin geniş kitleleri seferber edebilmesi. 6) Savaştan çıkar sağlayan kişi ve grupların varlığı. 7) Savaş kararı alanlarla, ölenlerin farklı kişiler olması. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Huntington’un Batı uygarlığını ayakta tutmak için önerdiği “İslam düşmanlığı”, üstelik bunu mikro dinci ve mikro milliyetçi ayrılıkçı, düşmanlaştırıcı, bilinç (vicdan) kavramına dayaması, 21. yüzyılın üzerinde oluşturulan en trajik düşünce ipoteğidir. İnsanlığın ve elbette ülkemizin bir an önce bu ipotekten kurtulması gerekmektedir! Trabzon’da olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar kaza yerinde incelemelerde bulundu. Bayraktar kazanın aşırı yağış ve kaygan zemin nedeniyle meydana geldiğini söyledi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear