25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli B Zonguldak B Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y B Ankara 26 31 28 27 30 32 30 22 22 21 22 22 26 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B Y Y B Y Y PB PB PB PB B B Y 23 27 23 28 31 29 30 35 30 30 25 22 17 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin PB BudapeştePB Madrid Y Viyana Y 22 21 27 24 24 28 28 27 27 29 30 23 25 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB PB PB B PB B B Y PB Y Y B B 30 26 27 28 25 21 33 29 27 27 24 34 34 Ülkemizin kuzey ve iç kesimleri parçalı yer yer çok bulutlu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Ankara ve Sinop çevreleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. 4 HAZ RAN 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada arası savaş bir ölçüde ilgi çekiyordu. Fakat sonra yavanlaştı. AKP lideri çıktı mı meydanda kürsüye, söyleyeceklerini üç aşağı beş yukarı tahmin etmekte zorluk çekilmiyor. CHP’ye, arkasından MHP’ye ve sonra… BDP’ye o gün nasiplerinde ne varsa söylemediğini bırakmıyor. Muhalefet bir yandan halka vaatlerini anlatmaya çalışıyor… RTE ise iktidarın hemen her alandaki zorbalığını, baskısını, gün içinde sıraladığı vaatlerle örtmeye çalışıyor. Bir de “sokak” var. Gazeteciyi görünce bireyler; nedense gazetecinin hemen her konuda bilgi sahibi olduğu öngörüsüyle sorarlar. Seçim yoksa soru; “Ne olacak bu memleketin hali?” Eski deyimle söyleyelim seçim sathı mailinde isek ilk soru “Yarışı kim kazanacak?” Oysa, memleketin halini her gün yazıyorsun. Ne ki; medyada ülkenin siyasal ekonomik hali pür melalini yansıtan haberleri, kimi yorumcuların “gidişatı eleştiren” veya gidişatı olumlu görüp iktidar sahiplerini uzaktan da olsa yalayan konuşmaları izleyen... …bugünlerde olduğu gibi ya bir dosta veya arkadaşa veya tanımadığınız, tanıdığınız birilerine rastlarsınız. Önünüze çıkar: “Siz olayların içinde yaşıyorsunuz, bilirsiniz. Seçimi hangi parti kazanacak?” diye sorar, sorgular. Daha sonraki sözlerinden anlarsınız ki; bu soru iktidara değil, şu veya bu muhalefet partisine gönül verenin sorusudur. Düşüncelerine, siyasal eğilimlerine uygun düşmeyen bir sözden, bir saptamadan veya olayları başka biçimde irdelemenizden asla mutlu olmazlar. Karşınızdaki söylediklerinize inanmak istemeyen sade insana: “Bak dostum, söylediklerim inançlarına, beklentilerine, yaşam koşullarına ters düşmüş olabilir. Ama lütfen bütün dostlarına veya beni tanıyan tanımayan dostlarına söyleyiver. Hemen her konuda bugüne dek ne yazdım, söyledimse yalanlanmadı. Örnek vereyim: Belki inanmayacaksın ama, 1950’den beri izlediğim seçimlerde yazdıklarımın aksi çıkmadı” demekten ve... ...kim olursa olsun karşınızdakine, çevrenize doğruları söylemeye çalışmaktan başka, şu sıra elimizden ne gelir ki?.. Ah benim dostlarım; doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar özdeyişi hâlâ geçerli! Eğrilerle doğrular sorununa gelince: Bugüne dek sıra sıra yayımlanan anketlere bakıyorum. Anketlerin yandaşı var, ortada giden, seçmenin nabzını yansıtmaya özen gösterenler var. Ama örneğin AG’nin sahibi Adil Gür. Geçen seçimlerin sonucunu çok az hata ile doğru bildi. Neden Gür’le ilgili bunları yazıyorum? Övmek için mi? Hayır! Sözünü ettiğim nedenle bu seçimde olası sonucu araştıranlar arasında gözde olan araştırmacı Adil Gür! Medyanın gözdesi... Gazeteciyazar; rahmetli Şinasi Nahit Berker’in dilinden düşürmediği, maddi manevi kudreti elinde tutanlara bir sözü vardı: Doğruları içeren gerçekler, çatlasanız da patlasanız da gerçektir, derdi. Anketler insanına göre değişiyor. Bilmem internette şöyle bir gezinti yaptınız mı? Örneğin seçimden 84 gün önce Konsensus’un Habertürk’e yaptığı anket; AKP yüzde 46.4, CHP yüzde 25.8! Bu yüzdeler üç aşağı beş yukarı aynı. CHP’de ilerleme ama toplumdan yükselen ıstıraba karşın… AKP hâlâ yüzde 40’ların üzerinde! 12 Haziran’da: Hangi anketin olası sonucu doğru, gazeteci veya değil kimin daha önce doğruları söylediğini, kiminin şu veya bu nedenle kamuoyunu yanıltan sonuçlar açıkladığını göreceğiz! Çoğu gitti azı kaldı! Böyle bir durum daha önce yaşanmış mıydı hatırlamıyorum. İktidar ve muhalefet her zaman kavgalıdır Türkiye’de ama bütün partilerin iktidar partisiyle ipleri kopardığı, birbirlerine neredeyse hakaretler yağdırdığı bir ortam olmuş muydu daha önce? Menderes döneminde Demokrat Parti’yle Halk Partisi arasındaki kavga şimdikine benziyor aslında. Demirel döneminde de Ecevit’le selamlaşmamaya giden sertleşmeler, Meclis’te kavgalar yaşanmıştı. Meclis kavgaları, muhalefetin iktidarı kitlemesinden, yasaları geçirmemesinden, koltuk sayısını kullanarak ona iş yaptırmamasından olurdu daha çok. TÜSİAD’a, yazarlardan akademisyenlere bu kavgadan herkes payına düşeni alıyor. Seçime çok az kaldı ama ortam gittikçe geriliyor. Artık gerilim sokaklarda polisle çatışmaya, konvoyların taşlanmasına, taşlı sopalı kavgalara geldi. Hoşgörü, uzlaşma, açılım, demokrasi söylemleri çoktan boş laf haline geldi. İlginç bir biçimde kurumların, aydınların, medyanın, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının son derece dikkatli ve özenli davranmasına karşın gerilimi tırmandıranlar partiler ve başta da iktidar. Seçimden dengeli bir sonuç çıkmazsa, bu gidişin daha da tırmanacağını söylemek pek kâhinlik olmaz herhalde. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Gerilim Tırmanırken Şimdi böyle bir durum da yok. Geçmişte, hükümetler güçlü bile olsa Çankaya’yla, yüksek yargıyla, orduyla, medyayla, üniversiteyle sorun yaşarlardı. Şimdi artık bunlar da söz konusu değil. Herkes bölünmeden, bölücülükten söz edip duruyor ama Türkiye gerçek anlamda bölünmüş durumda. Bir iktidar partisi ve ona yakın duranlar, ona oy verenler, bir de değişik görüşlerde de olsa kesinlikle ona karşı çıkanlar var. İlginç olan şu ki, iktidara ve Başbakan’a hem MHP hem Kürtler aynı sertlikte yükleniyor. İktidar da zaten kendisine yakın gördüğü kesimler dışında hemen herkesle ve her kurumla kavgalı. Askerlerden göstergelerinden biri. 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin hazırlanışında da yer alan 94 yaşındaki eğitimci, filozof, diplomat, sosyalist, yazar Héssel’in kitabı ilk yayımlandığı Fransa’da 2 milyon, Almanya’da 1 milyon sattı, 25 dile çevrildi. Dev kitap 25 sayfa. Bir saatte okuyorsunuz. Sonra da üzerinde saatlerce düşünüyorsunuz. Aklınız 21. yüzyılın başlangıç günlerine, o dönemdeki tezlere gidiyor. Héssel’in verdiği örnekleri kendi ülkenizle karşılaştırıyorsunuz, uyarlamalar yapıyorsunuz. Cumhuriyet Kitapları’nın Türkçeye kazandırdığı “Öfkelenin”, hiç bilinmeyen, yepyeni şeyler söylemiyor. Görüneni açık yüreklilikle analiz ediyor; başta gençler olmak üzere herkese şu çağrıyı yapıyor: “Öfkelenin...” Sonra da ekliyor: “Öfkelenin ama sinirlenmeyin... Sinirlenmek negatif bir sözcüktür... Sinirlenme umudun inkâr edilmesidir... En kötü tavır, kayıtsızlıktır...” Héssel, 21. yüzyılın ilk 10 yılının gerileme dönemi olduğunu vurguluyor. Berlin Duvarı’nın yıkılması, soğuk savaşın bitmesiyle birlikte Fukuyama’nın tarif ettiği gibi pembe bir dünyanın kurulmakta olduğu sanıldı. Héssel, öncellikle mücadele edilmesi gereken iki büyük tehliyeke dikkat çekiyor: 1 Yoksulluk. Zenginfakir ayrımının derinleşmesi. 2 Dünyanın giderek bozulmakta oluşu. Tüketim çılgınlığının bozulmayı körüklemesi. Héssel, bu saptamalarıyla birlikte şöyle bir vurgu yapıyor: İkinci Dünya Savaşı öncesindeki faşist barbarlık tehdidi bütünüyle ortadan kalkmamıştır. Cumhuriyet Kitap ekinin 26 Mayıs tarihli 1110. sayısında Uğur Hüküm’ün Héssel’le yaptığı söyleşiyle kitap birleştirildiğinde vurgulanabilecek mesajlardan başlıcası şu: Neoliberal masallara kanmayın. Héssel, artık harekete geçilmesi gerektiğini söylüyor. Her ülkenin kendi içindeki demokratik güç dengeleri çerçevesinde harekete geçirebileceği kuruluşlar, partiler olabileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’de bunu kim yapabilir? Yalın bir değerlendirme ışığında bu soruya benim yanıtım şu: CHP... Bunu CHP yapabilir. AKP, vahşi liberalizmin inançla harmanlanmış Türkiye uzantısıdır. Baykal liderliğindeki CHP, 21. yüzyılın ilk yıllarındaki neoliberal dalgalara direndi. CHP’nin özü korundu. Kim ne derse desin, bu başarıdır. Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, bu dalgalar karşısındaki duruşunu tanımladı. Güçlü özgüvenle birlikte dünyadaki değişimi süzgecine aldı, politikalar üretti. Küreselleşmenin sorgulanmaya başlamasıyla CHP de uluslararası alanda kendisini anlatabileceği daha sağlam zeminler bulacak. Türkiye’deki zeminler daha güçlü hale gelecek. Héssel’in, “öfkelenin ama sinirlenmeyin” tanımı Kılıçdaroğlu’na uyuyor. Atamalarda usulsüzlük Milli Eğitim Bakanlığı’nın seçimler öncesine denk getirerek tartışma yarattığı 30 bin kadrolu öğretmen atamasında usulsüzlük yapıldığı iddia edildi KIVANÇ EL ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın önceki gün yaptığı 30 bin öğretmen atamasında “ilk açıktan atama” kontenjanının 50 olmasına karşın, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine MEB’in verilerine göre 370 kişi atandı. MEB kılavuzuna göre ayrılan kontenjanın “3 katı geçilemez” hükmüne karşın bakanlık 7.5 kat fazla atama yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın seçimler öncesine denk getirerek tartışma yarattığı 30 bin kadrolu öğretmen atamasında usulsüzlük yapıldığı iddia edildi. Mil letvekilleri ve gazetecilere eposta gönderen birçok aday, usulsüzlüğe dikkat çekti. MEB’in “Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu”nda verilen öğretmenlerin başvuracakları alan kontenjanlarına göre din kültürü ahlak bilgisi öğretmenliğine “açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama kontenjanı” için 50 kişilik kontenjan, “açıktan ve kurumlar arası yeniden atama” için ise 117 kontenjan ayrıldı. Hüküm getirildi ama... Aynı kılavuzun “2.14” maddesine göre “açıktan ilk atama” ve “açıktan yeniden atama”nın ayrı kontenjanlar olduğu vurgulandı ve her ikisi için de alan kontenjanının 2 katı kadar arttılabileceği, böylece toplamda 3 katından fazla kişinin alınamayacağı hükmü getirildi. Açıktan ilk atamanın kontenjanının “50” olması, hükme göre 150’den fazla kişinin alınamayacağının kılavuzda yer almasına karşın “açıktan ilk atama”da 370 din kültürü öğretmeni alındı. MEB’in “personel.meb.gov.tr” adresinden ulaşılabilen verilerde de bu durum ispatlandı. Personel Genel Müdürlü ğü’nün internet sayfasında bulunan “AKIlkBransBazinda” dosyasına göre ilk atama için başvuran 479 kişiden 370’i atandı. Kılavuzu dikkate almayan bakanlık, 3 kat atama şartına karşın tam 7.5 kat fazla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni alımı yaptı. Diğer öğretmenlik alanlarında kılavuzdaki hükme uyulduğu ağırlıklı olarak tam 3 katına eş olarak atama yapıldığı gözlenirken din kültürü öğretmenliğinde bu kurala uyulmadı. Örneğin fizik öğretmenliği için ilk atama kontenjanının 7 olmasına karşın kurala uyularak 21 öğretmen atandı. 7 VE 8’ NC SINIFLAR Öğrenciler SBS’de ter dökecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlköğretim 8. sınıf öğrencileri için Seviye Belirleme Sınavı (SBS) bugün düzenlenirken 7. sınıf öğrencileri için yapılan SBS ise yarın son kez gerçekleştirilecek. SBS yurtiçi ve yurtdışı tüm sınav merkezlerinde Türkiye saatiyle 10.00’da başlayacak ve merkezi sistemle, aynı anda yapılacak. Sınava girecek 1 milyon 70 bin 148 ilköğretim 8. sınıf öğrencisine 100 soru yöneltilecek ve 120 dakika süre verilecek. Adayların sınava gelirken yanlarında fotoğraflı sınav giriş belgesi, nüfus cüzdanı (veya pasaport) bulundurmaları isteniyor. Kimlik belgeleri (nüfus cüzdanı veya pasaport) yanında olmayan öğrenciler sınava alınmayacak. Sınav başladıktan sonra ilk 20 dakika içinde gelen öğrenciler sınava alınacak, ilk 30 dakika içinde ise sınav salonu terk edilmeyecek. Veli ya da öğrencinin talep etmesi durumunda soru kitapçıkları verilecek. İlköğretim 7. sınıflar için yapılan SBS, bu yıl son kez düzenlenecek. İlköğretim 7. sınıfların sınavı yarın saat 10.00’da başlayacak ve adaylar 90 soru yanıtlayacak. 1 milyon 97 bin 503 adayın katılacağı sınav 110 dakika sürecek. İlköğretim 8. sınıflar için yerleştirme sonuçları 7 Temmuz’da, ilköğretim 7. sınıflar için sınav sonuçları ise 5 Ağustos’ta ilan edilecek. Çarkın’a faili meçhul sorgusu ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Susurluk hükümlüsü, eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, dün sürpriz bir şekilde İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi. Çarkın’ın savcılık tarafından sorgulandığı açıklandı. Çarkın’ın 1994 yılında faili meçhul cinayete kurban giden avukat Yusuf Ekinci’nin ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesinin alındığı öğrenildi. Cemaatten dini eğitim MEHMET MENEKŞE TEKEL direnişi hâkim karşısında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 78 gün boyunca Türkİş önünde 4C’ye karşı yapılan eylemin ardından bir ay sonra tekrar Ankara’da toplanmak isteyen, ancak polis müdahalesiyle dağıtıldıktan sonra haklarında 8’er yıla kadar dava açılan sendika başkanları ve TEKEL işçilerinin yargılanmasına başlandı. Sanıklar arasında yer alan CHP İstanbul milletvekili adayı Süleyman Çelebi, “Seçilirsem dokunulmazlıktan yararlanmak istemiyorum. Bu davanın sanığı olmaktan onur duyuyorum” dedi. AMASYA Amasya’da çeşitli dini cemaatlere ait yaklaşık 60 çocuğa sübyan okulunda dini eğitim veriliyor. Çocukların özel okula kayıtlı gibi gösterildiği ancak okula devam etmediği belirtiliyor. Kız öğrenciler Çakallar mevkisinde bir cemaat mensubunun evinde, erkek öğrenciler ise Bahçeler çi mahallesinde bir sitenin zemin katında yaklaşık üç yıldır eğitim öğretimini sürdürüyor. Yaşları üç ile altı olan okulöncesi ve ana sınıfı düzeyindeki kız öğrencilerin başlarının kapalı, tesettür kıyafeti giydirildiği gözlenirken erkek çocukların başında takke ve şalvar tipi pantolon giydikleri dikkat çekiyor. lköğretim düzeyindeki kız öğrencilerin ise baştan ayağı kara çarşaf giydikleri ya da tesettüre büründükleri gözleniyor. Ders veren kadın öğretmenlerin kara çarşaflı, erkek öğretmenlerin ise sakallı, takkeli ve şalvar tipi pantolon giyiyor. Çocukların özel okula kayıtlı gibi gösterildiği ancak okula devam etmediği belirtiliyor. Okul eğitim öğretim parasını alıyor ve diploma veriyor. Ancak özel okula kayıtlı görünen çocukların cemaate ait evlerde dini eğitim aldığı belirtiliyor. Yetkililerin kız ve erkek öğrencilerin sübyan okulunda dini cemaatin inançları doğrultusunda dini eğitim verildiği konusundan haberdar olduğu ancak hiçbir işlem yapılmaması dikkat çekti. Ülkücü zanlılara tutuklama istemi İstanbul Haber Servisi Diyarbakır’da düzenlenecek MHP mitingini provoke edecekleri iddiasıyla gözaltına alınarak savcılıkça sorgulanan 17 kişiden 13’ü, tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından sorgulanan 17 kişiden 13’ü, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilirken, avukat Mehmet Taşdelen’in de aralarında bulunduğu 4 kişi serbest bırakıldı. Şahinkaya çarşamba ifade verecek İstanbul Haber Servisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, 12 Eylül Darbesi’ne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın ifadesinin alınması amacıyla gönderilen talimat yazısı, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne geldi. Şahinkaya’nın ifadesinin çarşamba günü GATA’da alınacağı bildirildi. Kenan Evren’i Koruyanları İzleme Komitesi (KEKİK) üyesi avukat Eren Keskin, savcılığın “Evren’e 650 bin kişiyi gözaltına aldınız, 517 kişiye idam cezası verdiniz. Bu suçları ne hakla işlediniz” diye sormasını istedi. Ali Sami Yen için bir engel daha İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy’deki Ali Sami Yen Stadı ve eski Likör Fabrikası’nın yerine yapılması planlanan projeye ilişkin imar planlarının yürütmesinin durdurulmasına yönelik itiraz da reddedildi. CHP Şişli eski İlçe Başkanı Hıdır Tanrıverdi, “Kamu yararının olmadığı ya da kamu yararına aykırı olduğu daha sonra ortaya çıkan kararlar her zaman yok hükmünde sayılmıştır” dedi. ZM R BÜYÜKŞEH R BELED YES ’NE 2. BASKIN İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 2 Mayıs’ta polis tarafından yapılan baskından bir ay sonra artçı baskın gerçekleşti. Gelen bir ihbar üzerine nöbetçi olan İzmir 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden arama kararı çıkaran polis, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Buca Kaynaklar’daki Balıkhali içerisinde bulunan arşivine girdi. Polisin, özellikle eski genel sekreter Ersu Hızır’ın odasından çıkan belgelerin fotokopilerini aldığı öğrenildi. Belgelerin incelendikten sonra savcı’nın talimatıyla gerekli işlemin yapılacağı bildirildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear