01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP’nin yemin etmemesi ve BDP’nin boykotu nedeniyle çalışmaların nasıl yapılacağı belirsiz 5 bakıyor ama, seslerini çıkaramıyor.” Türkiye’nin gerçek bir hukuk devleti olup olmadığını, özgürlükleri ve demokrasiyi nasıl algıladığını önümüzdeki süreçte daha iyi Meclis’in yeni kaosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin yemin etmemesi ve BDP’nin boykotu nedeniyle TBMM’nin nasıl çalışacağı, komisyonların nasıl oluşacağı soru işaretlerine neden oldu. TBMM yönetimi, CHP ve BDP’lilerin yemin etmemesi nedeniyle TBMM Başkanlık Divanı ve komisyonlarda temsil edilemeyeceğini belirtirken AKP de benzer yönde görüş bildiriyor. CHP’li Rıza Türmen ise Meclis çalışmalarına katılmak için yemin etmenin bir koşul olmadığına işaret ediyor. Ana muhalefet partisinin CHP mi yoksa MHP mi olduğu tartışmalı. Bu durumda yasa ve Meclis işlemlerini kimin Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği soru işareti yaratıyor. CHP ve BDP’nin tavrı nedeniyle TBMM’nin 24. yasama dönemi, “Meclis çalışabilecek mi, komisyonlar ve Başkanlık Divanı oluşturulabilecek mi? CHP, bağımsızların katılması durumunda BDP divan ve komisyonlarda temsil edilebilecek mi? CHP, divan ve komisyonlara üye verirse ne olur? Ana muhalefet partisi CHP mi MHP mi? Anayasa Mahkemesi’ne kim başvuruda bulunabilecek?’’ gibi sorularla başladı. CHP ve BDP’nin tavrı, TBMM işleyişiyle ilgili bir dizi yeni tartışmayı da beraberinde getirdi. Meclis’te yaşanabilecek olası tartışma ve krizler şöyle: Başkanlık Divanı ve komisyonların oluşumu: TBMM Başkanlık Divanı’nın geçen dönem olduğu gibi 17 kişiden oluşması öngörülürse AKP’ye 10, CHP’ye 4, MHP’ye 2, bağımsızların katılması durumunda BDP’ye 1 üyelik düşecek. TBMM yetkilileri, partilerin grup kurmaları, ayrıca Danışma Kurulu’nda temsil edilmeleri için milletvekillerinin yemin etmesi koşulu gerekmediğini, ancak yasama ve denetim faaliyetlerine katılım için ant içmelerinin zorunlu olduğunu, bu nedenle yemin etmeden Başkanlık Divanı ve komisyonlarda temsil edilmenin mümkün olmadığını belirtti. CHP’li Rıza Türmen, “yemin etmeyen milletvekili parlamento faaliyetlerine katılamaz” gibi bir hükmün bulunmadığını, ortada böyle bir boşluğun olduğunu söyledi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ise TBMM’nin çalışmasına bir engel olmadığını ancak CHP ve BDP’li bağımsızların çalışmalara katılamayacağını söyledi. CHP üye bildirecek mi? CHP’de yemin etmemenin Meclis çalışmalarına katılmaya bir engel oluşturmayacağı yönünde bir kanaat oluşması durumunda Başkanlık Divanı ve komisyonlara üye bildirip bildirmeyeceği gündeme gelecek. Partiler, komisyonlara vereceği üyelerin isimlerini TBMM Başkanlığı’na bildiriyor, üyelikler genel kurulun oyuyla kesinleşiyor. CHP’nin üye ismi bildirmesi durumunda TBMM Başkanlığı, listeyi geri gönderebilir ya da kararı genel kurula bırakabilir. Anayasa Mahkemesi’ne kim başvuracak?: AKP’nin görüşüne göre ana muhalefet partisi CHP değil, MHP. Krizin çözülememesi durumu ve CHP’nin Meclis çalışmalarına katılamaması durumunda yasaları ve TBMM’nin işlemlerini kimin Anayasa Mahkemesi’ne götüreceği tartışma konusu. Her iki partide ana muhalefet partisinin kendisi olduğunu iddia ederse, Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bir iptal başvurusunda kimin yetkili olduğuna mahkeme karar verebilir. Halkın Egemenliği... CHP milletvekilleri Meclis’e girdi yemin etmedi, BDP destekli bağımsızlar Diyarbakır’da toplanıp, “boykot kararını”gözden geçirdi. Siirt milletvekili Gültan Kışanak grup toplantılarının her hafta Diyarbakır’da yapılacağını açıkladı. İnsanın zaman zaman oturup düşünmesi, olup bitenleri iyi izlemesi, doğruları yanlışları saptaması gerekiyor. Türkiye’de yargıyla hukuk arasındaki uçurumun giderek açıldığını görmezden gelemeyiz... Tutukluluk sürelerinin uzaması, Türkiye’de “adalette eşitlik ilkesininin” nasıl çiğnendiğini açıkça gösteriyor. Olay salt Mustafa Balbay, Haberal, Engin Alan, KCK’den tutuklu milletvekilleriyle ilgili değil. Pek çok davadan tutuklu insan var. Parasız eğitim istedikleri için tutuklu üniversiteli gençler, sanki terör örgütü kurmuş gibi bir yıldır cezaevinde yatıyorlar. Acı olan, evrensel hukukun ülkemizde geçersiz kalması, mahkeme başkanının tutukluluk süreleri iki yılı aştığı için salıverilmeleri isteğinin bir “evet” iki “hayır” oyla gerçekleşmemesi. Son olay halkın egemenliğinin çiğnenmesi... Burada tartışılması gereken bir başka önemli konu BDP destekli bağımsız milletvekillerinin Diyarbakır’da her hafta grup toplantısı yapmaları. Neden Diyarbakır? Elbet akla şu soru geliyor: “Kimilerinin öne sürdüğü gibi düşlerinde bir Kürdistan mı var? Düşlerindeki Kürdistan’ın başkenti Diyarbakır mı?” Gelelim CHP’nin Meclis Genel Kurulu’na girmesine karşı yemin etmemesine... Bu konu CHP örgütlerini ikiye bölmüş... Aynı durum CHP’li seçmen için de geçerli... Elektronik postalardan gelen iletilere baktığımda farklı görüşler var ama çoğunluğu şöyle diyor: “Çözümün yeri Meclis’tir... CHP, BDP’nin oyununa geldi. Yemin edecekti CHP’li milletvekilleri. Olay Balbay ve Haberal’ın salıverilmeleri noktasına gelmemeliydi. Toplum bunu böyle algıladı. Türkiye’de Partiler ve Seçim Yasası değişmeli, antidemokratik yasalar ortadan kaldırılmalı. Bunun için CHP’nin aşamalı planları, projeleri olmalı. Meclis’e girmeyip yemin etmemek doğru değil. Yemini edersin ve Meclis’te mücadeleni verirsin. AKP ‘yeşil ışık yakmıyor’ gibi birtakım bahaneler öne sürmeye hiç gerek yok. CHP örgütlerinin büyük bölümü, hatta yeni seçilen milletvekilleri, bazı üst düzey CHP’li yöneticiler olaya böyle göreceğiz. Evrensel hukuk temel hak ve özgürlükleri de kapsar... Yargıyı bağımsız kılar... Örgütlenme özgürlüğünün yok edildiği, TEKEL işçilerinin “terör örgütü” üyesi olarak görüldüğü bir toplumda yeni çağdaş anayasa, temel hak ve özgürlükler gibi kavramlar masaldan başka bir şey değildir. Askeri vesayete karşı çıkmak her yurttaşın, demokrasiye inanan her bireyin yapması gereken şeydir. Peki sivil otoriterizme karşı çıkmak! Askeri vesayete karşı çıkanlar sivil otoriterizmi demokrasi olarak algılayıp, Hatip Dicle’nin 80 bin oyunu YSK sayesinde “götürenler” Türkiye’de “beyaz sayfa açıp” söyle diyorlar: “Gelin helalleşelim!” AKP yüzde 50’yle tek başına iktidar oldu ve bunun keyfini çıkarıyor... BDP’li bağımsızlar, CHP’liler Meclis’e gelmeli ve yemin edip demokratik mücadelelerini Meclis’e taşımalıdırlar. Çözümün adresi TBMM’dir... Önce şu Partiler ve Seçim Yasası değiştirilmeli, yasalarda küçük bir düzenlemeyle tutuklu milletvekilleri salıverilmeli, Hatip Dicle olayı çözülmeli... Halkın egemenliğine ancak böyle sahip çıkılır... Peki CHP ne yapmalı? CHP içerideki çatlak seslere ve “şahinlere kulak asmadan” bir an önce TBMM’de yasama çalışmalarına katılmalıdır. CHP, tutuklu milletvekillerinin maruz kaldığı haksızlığı ses getiren bir protesto ile dile getirmiştir. Bu protesto Meclis’in açılışında ve bir defaya mahsus olarak kalırsa anlaşılır olabilir. Ancak, uzaması halinde CHP gibi köklü bir partinin nedeni ne olursa olsun kendi iradesi ile parlamento çalışmalarına katılmayışı izah edilemez. Bu durum, Kılıçdaroğlu’nun liderliğini sorgulatacak bir noktaya doğru gidişi beraberinde getirir. Zaten, parti içi çekişme ve çatışmalarda taraf olanların Kılıçdaroğlu’nu bu yanlış yola bilerek ve isteyerek kışkırttığı, zorladığı dedikoduları da var. Bugünden itibaren CHP’nin yapması gereken en doğru iş, tutuklu milletvekillerinin mağduriyetini giderecek ve yasamayı yargının vesayetinden kurtaracak kanun teklifini hazırlamak, sunmak ve ilk oturumda yemin ederek parlamento çalışmalarına başlamak olacaktır. Bizden söylemesi. Zararın neresinden dönülürse kârdır... BUGÜN CHP L DER YLE GÖRÜŞECEK Köşk’te yemin krizi zirvesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Çankaya Köşkü’nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la uzun bir görüşme yapmasının ardından “yemin kriziyle” ortaya çıkan sorunda devreye girdi. Gül, CHP’li ve bağımsız milletvekillerinin TBMM’de yemin etmemesi ile ilgili ortaya çıkan durumu görüşmek üzere bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, yarın ise bağımsız milletvekilleri adına Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Şerafettin Elçi’yi kabul edecek. Gül, CHP’nin Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tutuklu yargılandıkları davalarda tahliye istemlerinin reddine tepki olarak TBMM’nin 24. Dönem açılışına katılması ancak yemin etmemesi; bağımsız milletvekillerinin de Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesine tepki olarak TBMM Genel Kurulu’na katılmamasıyla ortaya çıkan sorunda devreye girdi. Çankaya Köşkü’ne çıkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den hükümeti kurma görevini alan Tayyip Erdoğan’ın yarın yeni kabineyi Köşk’ün onayına sunması bekleniyor. (Fotoğraf: AA) Erdoğan görevi aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den 61. hükümeti kurma görevini aldı. Erdoğan’ın yarın yeni Bakanlar Kurulu’nu Gül’ün onayına sunması bekleniyor. Erdoğan, önceki günkü yemin töreninin ardından dün Çankaya Köşkü’ne çıktı. Saat 12.12’de Köşk kapısından giriş yapan Erdoğan, yaklaşık 2 saat 10 dakika boyunca kaldığı Köşk’ten 14.25’te ayrıldı. Erdoğan görüşmede, Cumhurbaşkanı Gül’den 61. hükümeti kurma görevini aldı. Erdoğan, Gül’den aldığı hükümet kurma yetkisinin ardından çalışmalarına hemen başlayarak kurmaylarını topladı. Aralarında Cemil Çiçek, Beşir Atalay, Yalçın Akdoğan, Hüseyin Çelik ve Haluk İpek’in de bulunduğu parti yöneticileri ile bir araya gelen Erdoğan, önümüzdeki hafta açıklanması beklenen kabine isimlerinin belirlenmesi ve hükümet programı üzerinde çalışacak. Öte yandan, söz konusu toplantı öncesinde Cemil Çiçek ve Haluk İpek, Erdoğan’a Meclis Başkanlığı konusunda muhalefet partileriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin bilgi verdi. Erdoğan, bugün partisinin ilk grup toplantısını yapacak. Erdoğan’ın toplantıda yeni kabine ile ilgili görüşlerini milletvekillerine aktarması ve Meclis Başkanlığı konusunda nabız yoklaması bekleniyor. TBMM Başkanlığı için Cemil Çiçek’in adı büyük oranda ağırlık kazanmasına karşın Erdoğan’ın bu konuda milletvekillerinden de görüş isteyeceği, hatta grup toplantısında bir anket yapılabileceği belirtiliyor. Öğle saatlerinde yapılacak grup toplantısının ardından Başbakan Erdoğan bu kez de partisinin MYK toplantısına başkanlık edecek. Bu toplantıların ardından Erdoğan’ın yeni kabineyi güçlü olasılıkla cuma günü veya yetişmezse pazartesi günü Gül’ün onayına sunması bekleniyor. Türk ve Elçi’den kabul, Bahçeli’den ret Gül, bu bağlamda son yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu bugün saat 11.00’de, bağımsızlar adına Türk ve Elçi’yi ise yarın saat 11.30’da Çankaya Köşkü’ne davet etti. Şerafettin Elçi daveti kabul ettiklerini açıkladı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise Köşk’ten gelen randevu talebini reddetti. Bahçeli’nin randevuyu reddetmesinin altında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün özellikle seçim öncesinde MHP’yi baraj altında bırakmaya dönük “kaset komplosu”na suskun kalması nedeniyle Köşk’e “tepkili ve kırgın” olmasının yattığı öğrenildi. AB, CHP VE BDP’N N TEPK S SONRASI HAREKETE GEÇT Hükümet ve Köşk’te nabız yoklayan bağımsızlara ‘Meclis’e gelin, yemin edin’ mesajı verildi BDP dönüş formülü arıyor AYŞE SAYIN ‘Meclis’in meşruiyet tartışması başlar’ UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve tutuklu vekiller nedeniyle Meclis’i “boykot” kararı alan BDP’li bağımsızlar, “Meclis’e dönüş yolu”nu açacak formül için ve BDP’ye katılıp “grup” kurmak için bugün Ankara’da toplanıyor. Hükümetten, Hatip Dicle ve “tutuklu milletvekilleri”nin sorununu çözecek formül için görüşme talebinde bulunan BDP’li bağımsızlar “Meclis’e gelin yemin edin” yanıtı üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den de randevu talep etti. BDP’liler Erdoğan’ın “olumsuz” yanıtına rağmen daha alt düzeyde “uzlaşma” için AKP’lilerle görüşmek için bir komisyon oluşturmayı planlıyor. BDP destekli bağımsızlar, Meclis’i boykot kararından vazgeçmek için hükümetten “uzlaşı” sinyali bekliyor. Bu kapsamda, BDP destekli bağımsızların Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi’yi görevlendirdiği ve Elçi’nin de AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik aracılığıyla Erdoğan’dan randevu istediği ortaya çıktı. Ancak Erdoğan’ın “önce yemin etsinler” diyerek randevu talebini geri çevirdiği öğrenildi. Hakkâri Bağımsız Milletvekili Selahattin Demirtaş, randevu talebini yalanlamasına karşın, Elçi doğruladı. Bir televizyon kanalına konuşan Elçi yemin töreninden bir gün önce Çelik’i aradığını ve görüşme talebini ilettiğini bildirdi. Elçi, Çelik’in de talebi Erdoğan’a ilettiğini ancak Erdoğan’ın “Önce Meclis’e gelsinler, sonra görüşürüm. Meclis’e gelmeden kimseyle görüşmem” yanıtını verdiğini anlattı. Konuya ilişkin görüştüğümüz Elçi, “yemin edip gelsinler” çağrısının doğru olmadığını belirtirken kendilerinin “bireysel düzenleme değil, genel olarak bu tür sorunun çözümü için yasal düzenleme talebi” olduğunu söyledi. BDP’li bağımsızlar “tutuklu vekil” krizinin aşılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den de randevu talep etti. Gül ise akşam saatlerinde hem BDP’li bağımsızlara hem de parlamentodaki diğer partilerin liderlerini Köşk’e davet formülüyle yanıt verdi. Diyarbakır’da alternatif grup toplantısı yapan bağımsızlar BDP’ye katılıp yeni grup yönetimini belirleme ve TBMM’ye hangi koşullarda dönülebileceği konusunda yol haritasını belirlemek için bugün BDP Genel Merkezi’nde toplanacak. BAROLARDAN HAT P D CLE’YE DESTEK ‘YSK kararının yok sayılması gerekir’ TUNCELİ (Cumhuriyet) Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki barolar adına yapılan ortak açıklamada; YSK’nin Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürmesine tepki gösterilerek, YSK kararının yok sayılması gerektiği belirtildi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki barolar adına açıklamayı dönem sözcüsü Tunceli Barosu Başkanı Fatma Kalsen yaptı. Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ve KCK tutuklusu bağımsız milletvekillerinin serbest bırakılmamasının millet iradesinin yok sayılması anlamına geldiğini ifade eden Kalsen, “12 Haziran sonrasında yaşanan gelişmeler ülkeyi çok kritik bir sürecin eşiğine getirmiştir. Anayasanın 76. maddesini hukuki bir gerekçe olarak değerlendirmek, hukuki bir yanılgıdır. Milletvekilliğinin düşürülüp düşürülmeyeceği hususunda karar vermek yetkisi TBMM’dedir. Bu nedenle YSK kararını yok hükmünde değerlendirmek gerekmektedir” dedi. Halkın iradesinin yok sayıldığını ifade eden Fatma Kalsen “Mahkemelerin tutuklu milletvekillerinin tahliyesi konusunda yapılan itirazları değerlendirip tahliye kararı vermesi yaşanan sıkıntıların önünü açacaktır” dedi. ANKARA Tutuklu vekillerin tahliye edilmemesine BDP’nin boykot, CHP’nin de yemin etmeme yönündeki tavrı, seçim sonuçlarından bu yana sessiz kalan Avrupa Birliği’ni de harekete geçirdi. Ankara’daki AB yetkililerinin AKP hükümeti ile yaptıkları temaslarda “ciddi noktaya gelen soruna siyasi çözüm bulunması” yönünde beklentiler dile getirdikleri öğrenildi. Ankara’daki AB kaynakları önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda ortaya çıkan tabloyu Cumhuriyet’e şöyle yorumladı: “Seçmenin yüzde 32’sini temsil eden iki muhalefet partisinin ve onların toplam 170 milletvekilinin Meclis faaliyetlerine katılamıyor olması, hangi ülkede olursa olsun ciddi bir sorundur. İktidar isterse Meclis’i bu şekliyle çalıştırabilir ama bu durumda ortaya meşruiyet sorunu çıkacaktır. Türkiye önemli sorunlarını çözmek için bu parlamento ile yeni bir anayasa yapma niyetinde. Uzlaşıya çok ihtiyaç olan bu dönemde Meclis’teki görüntü iyi bir görüntü değil, o yüzden tüm tarafların bu sorunu ortadan kaldıra cak siyasi bir çözüm için çaba göstermesi gerekir. Bu noktada iktidar partisine de önemli sorumluluk düşmektedir.” AKP’den yanıt: Top CHP’de TBMM’de yapılan yemin töreninden bu yana Ankara’da sorunun taraflarıyla görüşmeler yaptıklarını belirten Avrupalı diplomatlar, beklentilerini aktardıkları AKP’den “Top bizde değil CHP’de. Öncelikle CHP önerisini getirsin. Ona göre değerlendirmemizi yaparız” karşılığını aldıklarını da sözlerine eklediler. AB kaynakları, hem CHP hem de BDP’nin yaşanan sorunun çözümü için yapıcı olmalarını ve süreçlere katılmalarının önemine de işaret etti. Katalog suç tanımı geniş YSK tarafından milletvekili ilan edilen isimlerin hüküm giymediklerine ve sadece tutuklu sanık olduklarına dikkat çeken Avrupalı diplomatlar, tutuklu 8 vekilin yargılandığı ‘katalog suçlar’ tanımının da Türkiye’de çok geniş tutulduğunu, tutukluluk sürelerinin ise Avrupa standartlarına göre çok uzun olduğunu belirttiler. AB kaynakları yeni dönemde bu tür sorunlara el atılmasını beklediklerini de sözlerine eklediler. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear