13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 27 HAZ RAN 2011 PAZARTES dishab@cumhuriyet.com.tr 10 DIŞ BASIN Ahmedinejad’ın tepkisi ne olacak? Dini lider Hamaney, son dönemde, hükümet ve meclis arasında yaşanan gerginlikte, bütçe meselesinde ve bakanlıkların birleştirilmesi konusunda yetkilerini kullanmayarak yasalar çerçevesinde işlerin yürütülmesini istedi. Ahmedinejad’ın yakın halkasının tutuklanması durumunda Hamaney’in yetkisine başvurup vurmayacağı merak ediliyor. art 1998’de dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi hükümetinin önde gelen isimlerinden Tahran Belediye Başkanı Gulam Hüseyin Kerbasçi tutuklandı. Kerbasçi hakkında belediye ile ilgili çeşitli mali suçlamalar ortaya konuldu ve yargılaması Gulam Hüseyin Muhsini Ejei tarafından yapıldı. Muhammed Hatemi, olayın ardından ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney’e yazdığı mektupta Kerbasçi’nin özgür bırakılmasını talep etti ve lider, yetkilerini kullanarak Kerbasçi’nin serbest kalmasını sağladı. Bu olaydan 13 yıl geçtikten sonra, yine bir başka cumhurbaşkanının birinci halkadaki çevresi yargı tarafından kuşatılmış ve tutuklanmaları gündeme gelmektedir. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın birinci yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, şimdi ülke genel savcısı olan Gulam Hüseyin Muhsini Ejei tarafından devlete ait İran Sigortası’nda yolsuzluk yapmakla suçlanıyor. Muhammed Şerif Melikzade’nin (*) de ismi bazı mali yolsuzluk dosyaları ile anılıyor ve bu sebepten tutuklanacağı muhtemel gözüküyor. Ahmedinejad’ın icra işlerinden sorumlu yardımcısı Hamid Begai de kültürel miras ve kurumunun başında bulunduğu dönemde ve Ervend serbest bölgesinde yaptıklarından dolayı takip edileceği söyleniyor. Ruhani lidere karşı çıkan İran cumhurbaşkanının yakın ekibindeki isimler tutuklanıyor. Alamet ve Kıyamet Üzerine... Enerji Bakanı’nın son açıklamalarına bakılırsa AKP iktidarı nükleer santral konusunda zerrece geri adım atma niyetinde görünmüyor. Özellikle de Fukuşima faciasından sonra Japonya başta olmak üzere Avrupa’da ve dünyada nükleer karşıtı eğilimlerin kimi ülkelerde atılan somut adımlarla nükleerden çıkma evresine girdiği gözlenmektedir. Sayın Bakan, tüm dünyada nükleer santrala sahip otuz ülkenin sadece ikisinin nükleerden çıktığını söylese de, bu, gerçeklerle bağdaşmaktan uzak görünmektedir. Nitekim son bir iki haftada Avrupa’da İsviçre, ardından Almanya ve İtalya nükleerden çıkma kararı aldıklarını açıklamışlardır. Bu konuda Avusturya’nın durumu ise hayli ilginçtir. Bu ülkenin tek bir santralı vardır, ama işletmeye açılmadan, referandum sonucu devre dışı bırakılmıştır. Ölü doğan bu santralı bugün isteyen, belli bir ücret karşılığında ziyaret edebilmekte, özel günler için kiralayabilmektedir. Avusturya’nın bu ilginç santralı, dünyanın şurasında burasında facialara neden olan, binlerce cana, milyarlarca dolar maddi kayba neden olan benzerleriyle karşılaştırıldığında gezegenin ilk ve son zararsız santralı unvanına sahiptir. Japonya’da ise artık nükleerden çıkma zamanının geldiği görüşü giderek daha fazla dillendirilmekte, dahası, bu konuda somut adımlar bile atılmaktadır. Örneğin Hamaoka santralı kapatılmıştır. 59 santralla Avrupa ilk sırayı alan Fransa’da şu anda nükleerden çıkmayla ilgili somut adımlar yoksa da yakın gelecekteki başkanlık seçimleriyle iktidara gelmesi beklenen sosyalistlerin bu konuyu gündeme getireceklerinden kimsenin kuşkusu bulunmamaktadır. Ne ki, 59 santrallı Fransa’nın nükleerden çıkması zaman ve masraf açılarından pek kolay olmayacaktır. Örneğin Brinnelis’de miadı dolan bir santralın sökümü 25 yıldır sürmektedir ve ne zaman biteceğini ise kimse bilmemektedir. Ayrıca önceki yazılarımızda da belirtildiği gibi söküm, yapımdan daha masraflıdır. Nitekim söküm için başlangıçta 50 milyon Avro olarak tahmin edilen söküm masraflarının sonuçta yüzde 1000 gibi bir artışa ulaşacağı tahmin edilmektedir. 59 santralın sökümünün neye mal olacağını varın siz hesap edin! Japonya’da Fukuşima faciasından sonraki durumun hâlâ riskli olması, bu ülkedeki nükleer karşıtlığını güçlendirmektedir. Örneğin santralda biriken 105 bin ton suyun ilk arındırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış, bu da ülkedeki nükleer karşıtlığının güçlenmesine neden olmuştur. Son zamanlarda yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre katılanların yüzde 82’sinin santralların tamamen sökülmesinden yana oldukları anlaşılmıştır. Fukuşima faciasının can ve mal kayıplarının açıklanması da kuşkusuz, nükleere karşı eğilimlerin artmasının önde gelen nedenleri arasındadır. Açıklanan son resmi rakamlara göre tsunaminin neden olduğu kayıplar 150 milyar Avro dolayındadır. Bu, ülkenin gayri safi iç hasılasının yüzde 3.5’ine tekabül etmektedir. Fukuşima faciasından sonra dünyadaki nükleer santrallarda arızalar da birbirini kovalamaktadır. Rusya’da Rosatom tarafından Dimitri Medvedev’e sunulan gizli bir raporda Rus nükleer ajansı ülkedeki 51 santralda ciddi arızalar saptamıştır. Sözü edilen santrallar taşkın, yangın, kasırga ve depreme karşı güvenlik önlemlerinden ciddi oranda yoksundur. Birleşik Devletler’de Fort Calhoun santralının, Missouri Nehri taşkınıyla dört yanı sularla çevrilmiştir. Ayrıca daha da önemlisi, Fort Calhoun santralının taşkınlara karşı güvenlik önlemlerinden yoksun oluşudur. Fransa’da 15 Haziran tarihli Telerama dergisinde yayımlanan söyleşisinde nükleer uzmanlardan Bernard Laponche “Avrupa’da ciddi bir nükleer facianın yaşanması uzak bir ihtimal olarak görünmemektedir” demiştir. Sayın Enerji Bakanı Akkuyu’dan sonra Sinop santralının yol haritası için Japonlardan henüz ses yok, demiştir. Kanımızca bu ülkeden olumlu bir sesin gelmesi uzak bir ihtimal olarak görülmektedir. Zira Japonlar onurlu insanlardır, onca faciadan sonra bizzat kendilerinin karşı çıktıkları ve zarar gördükleri nükleerden enerji üretme belasını başka ülkelere, büyük bir olasılıkla reva görmeyeceklerdir. Ayrıca onca olup bitenlerden sonra, akıntının tersine kürek çeken ülkeler, santralların güvenliği ile ilgili konularda çok daha hassas olmak zorunda kalacaklardır. Santrala heves edenler olduğu gibi, onları yapmaya girişenlerin de oluşma aşamasında olan santralların güvenliği ile ilgili normları saptayacak ve denetimini eksiksiz gerçekleştirecek uluslararası denetime şimdiden hazır olmaları gerekmektedir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) devletler nezdindeki rolünü güçlendirmeyi tasarlamaktadır. “Mahallenin delisi biz miyiz, tabii ki nükleer santral kuracağız” diyen Sayın Enerji Bakanı’na çok sayıda örneğini gördüğümüz “nükleer facialara binlerce kurban vermektense” bu ülkede mahallenin delisi olmaya razı çok sayıda insanın varolduğunu anımsatmak isteriz. M Rusya ve Çin ilişkileri zorlu süreçlerden geçmesine rağmen istikrarlı şekilde gelişiyor Küsecek mi? Cumhurbaşkanının özel kalem müdürü Rahim Meşai ise uzun bir suçlama tomarı ile itham ediliyor. Şimdi, Ahmedinejad’ın yakın çemberindeki bir veya birkaç yakınının tutuklanması halinde, cumhurbaşkanının bu konuda ne tepki göstereceği Meşai Rahimi merak ediliyor. Acaba o, iki ay önce yaptığı gibi, küsmek ve kendini eve kapatma protestosunu Begai tekrar Melikzade yineleyecek mi? Veya Hatemi’nin yaptığı gibi, lidere mektup yazarak kendisinden yetkilerini kullanarak yakınlarına özgürlük mü isteyecek? Tekrarlanması çok kötü sonuçlar doğuracağı birinci seçeneği seçmemesi durumunda, istihbarat bakanının azlinden sonra göreve geri alınmasını isteyen liderin kararına 10 günden fazla direnen Ahmedinejad’ın ikinci seçeneğe başvurması ne anlama gelir? Son dönemde, hükümet ve meclis arasında yaşanan gerginlikte, bütçe meselesinde ve bakanlıkların birleştirilmesi konusunda liderin yetkilerini kullanmayarak yasalar çerçevesinde işlerin yürütülmesini istemesi, Ahmedinejad’ın yakın halkasının tutuklanması durumunda kendi yetkisine başvurup vurmayacağı merak ediliyor. Acaba ruhani lider bu yetkiyi kullanmayarak, Ahmedinejad’ın isteğini geri çevirerek yargı sürecinin normal şekilde seyrini mi vurgulayacak? (*) Bu haberin yayımlanmasından bir gün sonra haberde ismi geçen Şerif Melikzade tutuklandı. Farsçadan çeviren Ekber Karabağ (İran’ın haber sitelerinden ayandenews.com’da 22 Haziran tarihinde yayımlanan yorum.) ‘Büyük Anlaşma’ 10 yaşında DMİTRİ KOSİREV in lideri Hu Cintao ile Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, St. Petersburg’daki Ekonomi Forumu’nda bir araya gelecek ve burada MoskovaPekin arasında 2001 yılında imzalanan “Büyük Anlaşma”nın 10. yılı kutlanacak. Bu noktada, şu soruyu soralım: Günümüzün yeni dünyasında bizim Çin’e ne ihtiyacımız var ve Çin’in bize ne ihtiyacı var? Şayet Rusya ile Çin ilişkilerinde günümüzde yaşanan başlıca sorunun ne olduğunu soracak olursak, buna ilk etapta, “doğalgazın fiyatı” yanıtını verebiliriz. Zira, Doğu Sibirya’dan Çin’e ulaştırılacak olan doğalgazın fiyatı 10 yıldır iki ülke arasındaki ilişkilerde başlıca tartışma konusunu oluşturuyor. Fakat bu, tamamıyla ekonomik bir mesele değil. Bu daha çok, Sovyetler Birliği’nde Çin’e atom bombası verip vermeme tartışmasını hatırlatıyor. 1940’ların sonları ve 50’lerin başlarında Çin Halk Cumhuriyeti lideri Mao Zedung, önce Stalin’le, daha sonra da Kruşçev’le, Sovyetler Birliği’nden atom bombası alınması konusunu görüşmüş, fakat o dönemlerde henüz nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşması olmadığı halde, görüşmeler sonuçsuz kalmıştı. Sonunda Çin, kendi imkânlarıyla, 67 yıl içinde atom bombasını yapacak ve bir nükleer güç haline gelecekti. O dönemde de gündeme gelen konu, Pekin’in Moskova’nın ne dereceye kadar müttefik ve ortak olduklarıydı. Doğalgaz konusuna gelecek olursak, Çin’e doğalgazı Avrupa’ya Ç satılan fiyattan, yani 300400 dolardan mı yoksa Çin’in talep ettiği fiyat olan 100150 dolardan mı satmanın daha doğru olacağı sorusu, ekonomiyle doğrudan ilgili bir konu değil. Zira doğalgaz fiyatları, doğalgazın çıkartılma ve nakliyat masrafları ile bire bir bağlantılı değil. Burada, fantastik bir soru sorarsak, Rusya’nın Çin’e doğalgazı bedava ihraç etmesi, Rusya’ya yarar sağlar mı, sağlamaz mı? Stratejik açıdan bakarsak, belli bir yarar sağlayabilir. Zira bu, Çin’in dünyanın bir numaralı devleti haline gelmesine yardımcı olur ve Çin’in gelenekleri her zaman zorluklara sahne olacak. Diğer taraftan, Çin hakkında daha önce Rusların zihninde var olan “yolsul, kirli ülke ve kalitesiz mallar” imajı, ortadan kalkmış durumda. Çin, geleceğin ve modernleşmenin simgesi olarak görülüyor artık. Buna karşılık, RusyaÇin ilişkilerinde, roller de değişmiş durumda. Daha 1990’ların başında RusyaÇin ilişkilerinde üstün durumda olan, Rusya’ydı. Şimdi ise durum tersine döndü. Öte yandan, Rusya’da kamuoyunun zihninden, “Çinlilerin Sibirya’yı istilası” gibi budalaca düşünceler de siliniyor. Çin, geleceğin ve modernleşmenin simgesi olarak görülüyor artık. Buna karşılık, RusyaÇin ilişkilerinde, roller de değişmiş durumda. Daha 1990’ların başında ilişkilerde üstün durumda olan Rusya’ydı. Şimdi ise durum tersine döndü. Öte yandan, Rusya’da kamuoyunun zihninden, “Çinlilerin Sibirya’yı istilası” gibi budalaca düşünceler de siliniyor. Amerikalılarınkinden farklı olduğu için, Çin’in birinci güç olduğu bir dünya düzeni, daha iyi olabilir. Fakat Rusya, doğal olarak, dünyada hiçbir gücün tek süper güç olmasını istemiyor ve çok kutuplu bir dünya düzenini savunuyor. Diğer taraftan, Çin mallarının bütün dünyayı istilası da, istenmeyen bir durum. Buradan da görülüyor ki, bizim Çin’le ortaklığımızın ekonomik yönü gerek ikili ilişkilerimizde gerekse üçüncü ülkelerle ilişkilerde hiç de net değil. Çin’le imzalanan “Büyük Anlaşma”ya rağmen, bizim Çinle ilişkilerimiz, Turistlerin tercihi Türkiye ve Tayland Rus kamuoyu kuruluşlarının anketlerine göre Ruslar Çinlileri, en yakın dost millet olarak görüyor. Bunda sinemanın, restoranların ve tabii, turizmin rolü var. Bu yıl, dünya turizminde, “Mısır’ın mirası” paylaşıldı. Başka deyişle, Ortadoğu’daki olaylar nedeniyle bu ülkelere gidemeyenler, başka ülkelere yöneldiler. Rus turistlerin tercihlerinde, bu yıl da, Türkiye ile Tayland, açık arayla birinci sırada yer alıyor. Diğer taraftan Çin, bir önceki yıla göre yüzde 36’lık artışla ikinci sıraya yükselmiş. Dış ticarette ise, Çin, Rusya’nın birinci dış ticaret ortağı oldu. İki ülke arasındaki ticaret hacminin, bu yılın sonunda, 70 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Böylelikle, Rusya ve Çin ilişkileri zorlu süreçlerden geçmelerine rağmen, istikrarlı şekilde gelişiyor. Rusçadan çeviren: Deniz Berktay (Rusya resmi haber ajansı Ria Novosti, 16 Haziran 2011) TC REYHANLI 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜREYHANLI 1. İCRA DAİRESİ’NDENGAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No. 2010/59 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Reyhanlı ilçesi, İrtah Mah. 2092 parsel sayılı 583,00 m2 miktarındaki taşınmaz üzerinde bulunan kat irtifaklı, 7/142 arsa paylı, 3. kat 36 nolu bağ. bölümdeki mesken cinsindeki taşınmazın tam hissesi. Hali Hazır Durumu: Taşınmazın tapu kaydı her ne kadar mesken olarak görünmekte ise de, hali hazırda büro olarak kiralanıp kullanılmaktadır. Yer: Cumhuriyet Mah. Türkan Güven Altunlu İşhanı 3. Katta bulunan yerdir. Toplam 82 m2. olup, projede 3 oda, mutfak, banyo, wc’den oluşmaktadır. Yerinde mutfak, banyo ve wc iptal edilerek birleştirilip 2 oda olarak işyerine çevrilmiştir. Ayrıca 1 odası 37 nolu bağımsız bölüm tarafına birleştirilerek kullanılmaktadır. Sıvalı, boyalı, ahşap doğramalı, 1 odası seramik döşemeli, diğer odalar karo döşemelidir. Batıdaki Atatürk Caddesi’ne ve koridora bakmaktadır. 3A yapı sınıfındadır. İmar Durumu: Reyhanlı Belediye Başkanlığı’nın 30.03.2010 tarih ve 524182 sayılı yazısına göre, bitişik nizam 5 kattır. Kıymeti: Taşınmazın tam hissesine, 27.880,00 TL. kıymet takdir edilmiş ve taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkarılmıştır. 1Taşınmaz 08.08.2011 Pazartesi günü saat: 10.0010.10 arasında Reyhanlı Belediye Başkanlığı Mezat Salonunda, açık arttırma suretiyle satılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacakları varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 18.08.2011 Perşembe günü aynı yer ve de saatte de ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktarlar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedellerinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacağın toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harç ve masrafları ile KDV ve teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4İhaleye katılıp daha sonp ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartnameler, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/69 sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 13.06.2011 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.Not: Satış ilanı ilgililerin bilinen adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresleri bilinmeyenler için de iş bu satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. (Basın: 42043) C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear