23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Sivas katliamı davasında savcı Yüksel, 6 sanık için ‘zamanaşımı’ nedeniyle davanın düşmesini istedi 7 Vicdanı yaralayan talep ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü 35 aydının yakılarak öldürülmesiyle ilgili olayın firari sanıkları hakkında açılan ve olayın baş aktörlerinden sanık Cafer Erçakmak’ın bir türlü yakalanamaması gibi nedenlerle uzayan dava sonunda zamanaşımına girdi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Cafer Erçakmak dışındaki 6 sanık yönünden davanın 15 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle düşmesini talep etti. Savcı Yüksel, “Eylemler anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs amaç ve stratejisi doğrultusunda ve bir organizasyon dahilinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır” dedi. Mağdur tarafın avukatı Şenal Sarıhan ise savcının görüşleri karşısında insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olmayacağı yönünde mütalaa vereceklerini söyledi. 1994’te açılan Madımak katliamı davasının görülmesine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme Başkanı Selahattin Türkeli, yokluğunda tutuklama kararı bulunan sanık Cafer Erçakmak’ın henüz yakalanamadığını, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nden gelen yazıda yakalama çalışmalarının devam ettiğinin bildirildiğini açıkladı. Duruşmada Savcı Hakan Yüksel, davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaasında olayların nasıl başladığını anlatan Yüksel, olaydan önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve dayandığı temel ilkelere karşı açıklamaları da kapsayan bildiriler dağıtıldığını ve olay sırasında sürekli olarak atılan sloganların ayniyet gös ALEV ÖRGÜTLER NDEN BÜYÜK TEPK dan biz mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkan da, “Sivas katliamını yapanlar da ve bunların arkasındaki güç de bellidir. Katliamı yapanların avukatı kimdir? Bugünkü iktidarı temsil eden bakanlar, milletvekilleri bugün Meclis’tedir. Ve bu adamlar yıllardır yakalanamamıştır. Katliam sanıkları ile birlikte esas bunları teşvik eden güçler yargılanmalıdır. Ama bunlar katliamcıları AK’lamak için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar” dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi, Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi yaptıkları ortak açıklamada Madımak Oteli müze olana dek mücadeleye devam edeceklerini belirttiler. AKP iktidarının “Ergenekon” efsaneleriyle, zaman zaman da “katliamı PKK yaptı” yalanlarıyla Alevilerin haklı taleplerini hasıraltı ettiğinin vurgulandığı açıklamada, “Türkiye, geçmişindeki bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır. Demokratik, özgür ve daha aydınlık bir Türkiye için 2 Temmuz 2011 Cumartesi günü Sivas’ta Madımak önünde buluşalım” denildi. attığını anımsatarak, olayda kullanılan cebir ve icra hareketlerinin cumhuriyetçilik ve laiklik ilkelerinin ortadan kaldırılmasına yönelik bulunduğunu tüm açıklığı ile ortaya koyduğunu kaydetti. MEHMET MENEKŞE SİVAS – 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nde 2 otel görevlisi ile 33 aydın ve sanatçının yakılarak katledilmesi davasında Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel’in 7 sanıktan 6’sı için zamanaşımı istemesi Alevi örgütlerinin tepkisini çekti. Sivas’ta 35 kişinin yakılarak katledildiği Madımak katliamının Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dünkü duruşmasında savcının 6 sanık için zamanaşımı istemesine Alevi örgütlerinden tepki yağdı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Selahattin Özel, “Hatırlarsınız katliam sanıklarından biri bulunamıyor deniliyordu ama İstanbul belediyesinde uzun yıllar çalıştırıldığı ortaya çıktı. Katliam zanlılarının bilerek, isteyerek korunduğu, gizlendiği ortaya çıkmıştı. Bunu sonucunda da bugün zamanaşımı bahane edilerek olayı kapatmak istiyorlar. Bu da Türkiye’deki hukuk sisteminin nasıl bir noktaya geldiğini gösteriyor. Hukuksal yoldan ayrılmaterdiğine dikkat çekerek, “Bu eylemlerin anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs amaç ve stratejisi doğrultusunda ve bir organizasyon dahilinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır” dedi. Yüksel, 78 saatlik uzun bir zaman sürecinde topluluğun cumhuriyet ve laiklik ilkelerine aykırı biçimde “şeriat gelecek, zulüm bitecek. Cumhuriyeti burada kurduk, burada da yıkacağız” şeklinde slogan Hakan Yüksel, sanıkların eylemleri değerlendirildiğinde, Cafer Erçakmak’ın eyleminin 765 sayılı TCK’nin 146/1 maddesindeki “anayasayı cebren değiştirmeye teşebbüs etme” suçunu oluşturduğunu belirterek, “Bu suça ilişkin zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bugüne kadar hakkında verilen yokluğunda tutuklama kararının infazı edilmemiş olması karşısında diğer sanıklar yönünden yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması için öncelikle sanık Cafer Erçakmak hakkında verilen yokluğunda tutuklama kararının devamına, ayrıca hakkındaki evrakın tefriki (ayrılması) ile başka bir esas kaydedilmesi gerekir” dedi. Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ (2004’te öldü) ve Necmi Karaömeroğlu’nun eylemlerinin ise 765 sayılı TCK’nin 146/3 maddesi kapsamında anayasal düzeni zorla bozmaya iştirak suçunu oluşturduğunu kaydederek, bu suça ilişkin olağanüstü zamanışımı süresinin 765 sayılı TCK gereğinde 15 yıl olduğunu savundu. Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2 Temmuz 1998 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığını savunan Yüksel, bu nedenle 6 sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de duruşmayı taraf avukatlarının savcının esas hakkındaki müalaasına karşı beyanda bulunmaları için 18 Ekim’e erteledi. Kurultay çin Kader Günü Olağanüstü bir kurultayın gerçekleşebilmesinin CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun bugün yapacağı toplantıda alınacak karara bağlı olduğu anlaşılıyor. Verilecek karar, aynı zamanda partinin görünüşte “2” numaralı ismi, ama gerçekte örgütün kaderini de elinde tutan kişi olarak en güçlüsü Gürsel Tekin için de bir dönüm noktası sayılabilecek. Parti içi muhalefetin liderliğini yapan Baykal ve Sav için “şer odakları” yakıştırması yapan Gürsel Tekin’in daha kendisi ortalarda yokken CHP’ye yıllarca emek vermiş olan bu “ikili” için disiplin kurulunu çalıştırma tehdidine kalkışmış olmasının, eski genel başkan ve eski genel sekreterin sert tavırlarından şikâyet eden liberal partililerce de hoş karşılanmayacağı sesleri çoğalırsa, bu sonuç hiç de şaşırtıcı sayılmamalıdır. İzmir’den arayan eski bir CHP’li dostum, Kılıçdaroğlu’nun partiye getirdiği dinamizmi beğeniyle desteklediklerini, ancak aynı karne notunu Tekin için veremeyeceklerini söylüyor. Tekin’in bu hızlı yükselişi yanında, birden tasfiye yanlısı kesilmiş olmasını da kendisine yöneltilen eleştirilere destek olarak kullanan, ancak bugün parti içinde faal durumda olmayan bir başka dostum avukat Salih Nuri Tüzel de Kadıköy’de seçim propaganda afişlerinde Kılıçdaroğlu’nun portresinin içinde Tekin’in resminin de yer almış olmasının, ilçedeki sandıklarda beklenen oyu azaltmış olduğundan kuşku duyanlar arasında. Bu tür bireysel seslerin örgütlü bir parti içi muhalefete dönüp dönmeyeceğini kestirmek elbette güç. Ancak toplanacak bir olağanüstü kurultayda genel başkanın güven oylaması dışında bırakılması için bir konsensüsün olması gerektiğinde hemen her CHP’li aynı görüşe sahiptir demek olası. En güncel soru ise bana göre, son kurultayda parti meclisine en az oy alarak girmiş olan Tekin’in, çoğu değişmiş parlamenterlerin de delege olarak katılacağı bir yeni kurultaydaki şansının ne olacağını tahmin etmek olacaktır. Avukat Özgün, geçici 15. maddenin kaldırılmasının müvekkiline yargı yolunu açmayacağını iddia etti Evren için takipsizlik istemi Avukat Özgün, “Geçici 15. madde af niteliğinde olup, daha önce affedilen bir hususun geri alınması mümkün değildir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül askeri darbesine ilişkin soruşturma kapsamında ifadesi alınan Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın avukatı Ömer Nihat Özgün, savcılığa yazılı bir savunma vererek dosyayla ilgili takipsizlik kararı verilmesini istedi. Avukat Özgün, dün Ankara Adliyesi’ne gelerek, 5 sayfalık yazılı savunmayı, soruşturmayı yürüten özel yetkili başsavcı vekili Hüseyin Görüşen’e verdi. Dilekçesinde 3 gerekçe üzerinde duran Özgün, bu nedenlerle “takipsizlik” kararı verilmesini talep etti. Dilekçede, müvekkili Evren’in yönetime el koyma nedeninin, İç Hizmet Yasası’nın 15. maddesinin gereği olduğunu öne süren Özgün, “Bugün geçici 15. maddenin kaldırılmış olması, yargılamanın yolunu açmış değildir. Çünkü, geçici 15. madde af niteliğinde olup, daha önce affedilen bir hususun geri alınması mümkün değildir. İsnat edilen suçlar eski değişen 765 Sayılı Kanun’un 146 ve 147. maddeleridir. Ayrıca yasanın 102/1 ve 104. maddeleri gereğince, dava zamanaşımı dolmuştur” dedi. “Zaruret hali” durumuna dikkat çeken Özgün, “Memleketin içinde bulunduğu vahim durum neticesinde 35. madde görev ve yetkiyi kullanmak zorunda kalmışlardır. Bu zaruret hali nedeniyle, cezasızlık durumu söz konusudur” görüşünü savundu. Son olarak “Sorumsuzluk hali” durumuna işaret eden Özgün, “Tıpkı milletvekillerinin kürsü masumiyeti nasıl ki anayasanın 83/1. maddesinde belirtildiği üzere, eylemlerinde sorumsuzluk söz konusu ise müvekkillerimizin de eylemlerinde bu madde geçerlidir” gerekçesini öne sürdü. YSK’DEN OYB RL Ğ YLE KARAR ‘ nsanlık dışı uygulamalar ortaya çıkarılsın’ zmir’de Devrimci 78’liler Federasyonu, referandum sonrasında anayasada yapılan değişiklikle, darbecilerin yargılanması için yasal zeminin oluştuğunu savunarak, 12 Eylül’le ilgili Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na iletilmek üzere zmir Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. zmir Adliyesi önünde toplanan 78’liler, darbe öncesi ve sonrasındaki tüm insanlık dışı uygulamaların açığa çıkarılmasını istediklerini bildirdi. Dicle’nin vekilliği düşürüldü ANKARA/ DİYARBAKIR(Cumhuriyet) Yüksek Seçim Kurulu Başkanvekili Turan Karakaya, hakkında “terör örgütü propagandası” yapmaktan hapis cezası kesinleşen, Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili seçilen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin oybirliğiyle düşürülmesine karar verildiğini açıkladı. Karara itiraz eden Dicle’nin avukatlarının düzeltme başvurusunda bulunacağı bildirildi. Karakaya, YSK’nın 7 saat süren toplantısının ardından, gazetecilere konuya ilişkin alınan kararı açıkladı. Toplantıda Dicle ile ilgili kararı verdiklerini belirten Karakaya, Anayasa’nın 76. maddesinde bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanların milletvekili seçilemeyeceği düzenlemesine yer verildiğini anımsattı. 2839 sayılı Milletvekili Kanunu’nun 11. maddesinde de benzer hükmün yer aldığını anlatan Karakaya, şunları kaydetti: “Adı geçen, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre, almış olduğu 1 yıl 8 aylık hapis cezası nedeniyle milletvekili seçilme olanağını kaybetmiştir. Diyarbakırdan milletvekili seçilen Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının, seçilme yeterliliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanun’un 130/4 ve 2839 sayılı Kanunu’nun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline, Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanun’un 34 ve 35. maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.” Bir gazetecinin Dicle’nin yerine bağımsız bir aday mı yoksa herhangi bir partiden mi milletvekili seçileceğini sorması üzerine Karakaya, Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nun buna ilişkin hesabını yapacağını söyledi. BDP’li Hasip Kaplan “Dicle ile ilgili karar seçim öncesinde olay çıkmaması için seçim sonrasına ertelendi. YSK’nın bu kararı tuzak bir karardır. Millet iradesini hiçe sayan bir karardır. Bunların hesabını soracağız” değerlendirmesini yaptı. BDP’nin eski genel başkanı Selahattin Demirtaş, seçimlere birkaç gün kala Dicle’nin adaylığının iptalinin gündeme gelmesi üzerine “Hatip Dicle, terörist değil, düşüncelerinden dolayı ceza almıştır. Seçime 3 gün kala YSK’nın bu konuda müdahale etmemesi gerekir. YSK, eğer bir karar verirse bu siyasi bir karar olacaktır. Bu karar facia olur ” değerlendirmesinde bulunmuştu. Dicle’nin düzenlenecek olağanüstü kurultayda BDP eş başkanlığına getirilmesi bekleniyordu. ‘Sorumlular yargılansın’ ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) Devrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eylül soruşturması kapsamında elindeki 1980 darbesine ilişkin 3 klasörden oluşan bilgi ve belgeleri savcılığa verdi. Ankara Adliyesi önünde toplanan Devrimci 78’liler üyeleri, üzerinde “Darbeciler yargılansın, 12 Eylül yargılamaları tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılsın” yazan pankart açtı. Grup adına açıklama yapan Devrimci 78’liler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Esentürk, savcılığın talebi üzerine bazı bilgi ve belgeleri dosyaya konmak üzere savcılığa teslim etmeye geldiklerini söyledi. Belgelerde; 12 Eylül suç dökümü raporunun, 12 Eylül döneminde tutukluların üzerinde yapılan tıbbi deneylerin, ölenlerin, öldürenlerin listesinin, işkence dosyalarının ve mal varlıklarına el konulan kurum ve kuruluşların yer aldığını kaydeden Esentürk, “Talebimiz başta 1980 darbecileri olmak üzere tüm darbecilerin ve darbecilerin emirlerini uygulayan bütün askeri ve sivil personelin gerekli kovuşturmalara uğrayarak haklarında kamu davası açılmasıdır. Aynı zamanda darbecilerin yaptıkları hukuk ve anayasa dışı yargılamaların ortadan kaldırılmasıdır” dedi. Esentürk, “Savcılığın talep etmesi halinde daha detaylı suç ve suçluların listesini, yerini, zamanını, tanığını hatta dosyasını vermeye hazırız” diye konuştu. İzmir’de de 78’liler adına yapılan açıklamada, “Bu bilgi ve belgeleri savcılığa teslim ediyoruz. Bu bir başlangıçtır. Savcılığın talep etmesi halinde daha detaylı suç ve suçluların listesini, yerini, zamanını, tanığını hatta dosyasını vermeye hazırız. Şimdiye kadar yapılan suç duyurularında ve açılan davalarda genel bir yaklaşım hâkimdi o da, 12 Eylül darbecilerinden ve darbesinden şikâyetçiyim yönündeydi. Artık tek tek yaşadıklarımızı da ekleyerek yeniden suç duyurularında bulunuyoruz” denildi. AVRUPA NSAN HAKLARI MAHKEMES CEZA YAĞDIRDI KADIN HÂK M A HM’DE AÇTIĞI DAVADA HAKLI BULUNMUŞTU ‘Geciken adalet’ mahkumiyeti STRASBOURG (ANKA) Çalıştığı işten kaynaklı hastalık tazminatına ilişkin yargı sürecinin uzun olduğu ve daha sonra verilen tazminatın yetersiz olduğu gerekçesiyle dava açan Coşar Cingil, AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettirdi. Mahkeme, Cingil’e manevi olarak 7 bin Avro ödenmesine hükmetti. AİHM ayrıca zorunlu askerlik görevi süresince intihara teşebbüs eden gencin ailesinin yaptığı başvuruda 27 bin Avro ödenmesine hükmetti. AİHM ayrıca PKK lideri Öcalan’ın tutuklanmasının yıldönümünde polisin “acımasızlığına” maruz kaldıklarını iddia eden 2 Türk vatandaşına 23 bin 500 Avro ödenmesine karar verdi. ‘Mini etek’ ihracı kaldırıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK, fazla makyaj yaptığı ve mini etek giydiği gerekçe gösterilerek 2003’te meslekten ihraç edilen Hâkim Arzu Özpınar hakkındaki ihraç kararını kaldırdı. Hâkim Özpınar, özel yaşam tarzı gerekçesiyle yani mini etek giydiği iddiasıyla 2003 yılında meslekten ihraç edilmişti. Özpınar ihraç kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımış ve haklı bulunmuştu. AİHM kararını esas alarak ihraç kararını kaldıran HSYK, Hâkim Özpınar’ın meslek yeterlilik niteliklerini yitirip yitirmediğine ilişkin bilgileri topladıktan sonra Özpınar’ın mesleğe kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear