25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 16 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE 6 HABERLER Seçim sonrası AKPGülerceGülen arasındaki trafik hızlandı. Gülen kendisi hakkında konuşanları kudurmuş kurtlara benzetti, sözcüsü Gülerce AKP’nin seçim başarısı için ‘yalnızca sizin değil’ dedi, hükümetin yeni kabineyle ve YAŞ’la test edileceğini söyledi Mesaj fırtınası AL CAN ULUDAĞ Seçimlerin Dinamiği 1 İki soru ile Seçimlerin Dinamiği’ni açmak istiyorum. Çünkü AKP’nin seçimleri, oylarını arttırarak kazanması ve CHP’nin oy oranını ve milletvekili sayısını arttırmasına rağmen “seçimi kazanamaması(!)” üzerine yazılanlar, hayal kırıklıkları vb. akıllara seza “yorumlara” konu oluyor... Öyleki bazıları “Bir partinin amacı seçimi kazanmaktır, kazanamadıysa, başarısızdır...” bile diyebiliyor! 1) AKP seçimleri kaybeder ve iktidardan düşer miydi? 2) CHP seçimleri kazanır, iktidar olabilir miydi? Hayır mı diyorsunuz? O zaman seçimlerin kendilerine özgü bir dinamiği var demektir. Koşullar uygun olmadığı sürece, diyebiliriz ki, AKP seçimleri yine kaybetmez, CHP de yine kazanamaz. Seçimlere katılanlar arasında bir eşitlik hiçbir zaman yoktur. Hepsi yarışa “start noktası”ndan başlamaz. Kimisi finale yakın koşmaya başlar... Temel konularda her şey yolunda gidiyorsa, iktidar partisi seçim kaybetmez, millet onu orada tutar. “Durum”u bozmak istemez. “Başka partiler” daha iyisini önerseler bile! İktidar, gerçekleşmiş bir olgudur. Yönetimi, yapabildikleri, yaratabildikleri, seçmene/ülkeye verebildikleri, oluşturduğu algı, sonrası için vaat ettikleriyle... Seçmen onu vitrinde görmektedir... Muhalefet ise sadece vaat eden ve eleştiren konumdadır. İktidara gelirse, yapabilirse, her şey yolunda giderse... İktidarın sundukları insanların cebindedir, muhalefetinkilerin ise sanaldır. Göreceli bir denge durumu/istikrar varsa, seçim dinamiği iktidarın lehine işler. Tabii, bu dinamikte bir dizi etken daha var... Liderlik, karizma, din faktörü, toplumun siyasal yapısı... Aslında bu etkenlerin de hepsi iktidarın lehine duruyorsa, muhalefetin durumu daha zorlaşır... Muhalefet “iktidar seçeneği” olarak kendini kabul ettirse bile, seçmenin muhalefeti seçmesi için yeterli bir neden değildir... Seçmen, tamam kardeşim seni görüyorum, ülkeyi iyi yönetebilirsin, ama şimdilik dur bakalım, bekle, henüz iktidar kredilerini tüketmedi, diyebilir... İktidardaki partinin seçim kaybedebilmesi için, somut başarısızlıklar, olağandışı ve olumsuz durumlar yaratması gerekir. Mesela, seçimlerde birinci belirleyici etken olan, ekonominin kötü gitmesi, çökmesi... Halk içinde çeşitli açılardan huzursuzluğun yüksek olması.. Yönetimden kaynaklanan önemli sosyal olaylar vb. Ancak, halka göre ekonomi iyi. Bir kriz yaşanmadı, ekonomi büyüdü. Spiegel’den aktarıyorum (23/2011): İşsizlik (resmi rakam) AB ortalamasına yakın. Devletin borçları, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 41.2’si kadar (AB ortalaması 80.2). Ekonomik büyüme yüksek (8 üzeri). Özel tüketim harcamaları yüksek, geçen yıla kıyasla 6.8 arttı (AB artışı 0,7)... İşadamları adeta bütün piyasalara saldırmakta! Cari açık şüphesiz kriz alarmları veriyor. İktidar, her zamanki gibi, dünyadaki para bolluğunu yüksek faizle çekmekte ve ekonomiyi finanse etmekte. Ancak, krize yol açıncaya kadar, toplum, para akışının ve cari açığın nimetlerinden yararlanır! Muhalefet, AKP’nin başaramadıkları veya eksikleri üzerinden gitti. Rakamların her zaman diğer yüzü ve geniş kitleler için olumsuzluklar vardır. CHP ekonomi konusunda ciddi bir seçenek yaratma programı oluşturdu. Bir sosyal demokrat politikalar inşa sürecini başlattı. Ancak halkın algılaması, şimdilik “işler iyi gidiyor” biçimindeydi ve iktidar yerinde kalabilirdi! Ayrıca, 9 yıllık süre içinde, halk, sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda, şimdiye kadar görmediği olanaklara kavuştu! Pek çok köyde, doktorlar bizzat hizmet verdi ve ilaçlarını da köylülerin ayaklarına gönderdi! Sağlık uygulamaları, halkın üzerinde derin ve büyük etki yarattı! İktidarın en büyük artısıdır bu! 10 milyonu aşkın kişinin cebindeki yeşil kart da öyledir!.. AKP yılda 12 milyar TL’ye kadar şu veya bu şekilde “sosyal yardım” denebilecek para aktarıyor! İktidarın kurduğu bu yapıyı sarsacak kriz yaşanmadı! Bütün bunların ötesinde, halkımız sağ eğilimli partilere her zaman öncelik vermekte. Ahmet Nesin’in biraz önce gönderdiği 46’dan beri seçim sonuçları listelerini incelediğinizde, seçimlerde sağın toplam oyları yüzde 60’ın altına düşmemiştir... Kılıçdaroğlu’nun yakasına yapışıldı. Şüphesiz tartışmalar olacak. Ama Baykal Antalya’yı neden kaybettiğini açıklamalı öncelikle!.. AKP oy oranını ülke çapında yükselttiyse, bunun dinamiklerini anlamaya çalışmalıyız... Bu, CHP’nin başarısız çalışmasından mı kaynaklandı? Böyle bir sav komik geliyor... Üstelik bu savın sahipleri CHP içinde iktidarı kaybedenler! Yani ortada nesnel bir iddia yok, daha çok “menfaat çatışması” durumu var! Gelecek yazıda, iktidar değişimi dinamiklerine bakacağız... Hangi ortamlarda iktidarlar çöktü? ANKARA Fethullah Gülen, kendisi üzerinden cemaatine saldıranları “kudurmuş kurtlara” benzetti. Bir konuşmasında gıybet (dedikodu) konusunu işleyen Gülen, “Bilinmesi gerekir ki, bir topluluk veya cemaati temsil eden şahısların gıybetinin yapılması da bütün bir cemaatin gıybetinin yapılması gibidir” dedi. Gülen, herkül.org adlı sitede “gıybet” konusuyla ilgili soruları yanıtladı. “Gıybet, iftira, bühtan, töhmet ve benzeri günahlar, ferdi olmaktan çıkıp bir cemaat hakkında işlenirse, söz konusu cemaatin tek tek bütün fertlerinden helallik alınmadıkça bu günahlar affedilmezler” diyen Gülen, örneğin Kadiriler veya Şazililer hakkında, onların bütününü itham edecek şekilde aleyhte konuşan bir insanın “Koskocaman bir cemaat hakkında korkunç bir gıybet etmiş olacağını” söyledi. Gülen, o şahsın affedilebilmesi için bu cemaatlerin liderleri olan Abdülkadir Geylani’den veya Hasan Şazili’den günümüze kadar gelmiş geçmiş binlerce, belki milyonlarca insanın bütününden helallik istenmesi gerektiğini savundu. Gülen, şunları kaydetti: “Bir cemaatin bütünü hakkında söz söyleyen insan, şayet gidip teker teker o fertlerin hepsini bularak, onlar hakkında her ne dediyse onu şerh edip, ‘Ben, senin de içinde bulunduğun cemaat hakkında şöyle dedim. Senin de bu işin içinde hakkın var. Hakkını bana helal et!’ diyemezse hafizanallah kurtulamaz. Nasıl ki dua külliyet kesbettiğinde kabul ediliyor. Aynen öyle gıybet de külliyet kesbederek külli bir gıybet olduğunda, hak sahiplerinin tamamından helallik istenmeyince insanın o işin içinden sıyrılması mümkün değildir.” ‘ Gıybet, bazen bir adamı ısırma şeklinde olurken bazen de kudurmuş kurtlar gibi, koskocaman bir cemaate saldırmak suretiyle olur. ...Onlar sürüye daldıklarında bir tanesiyle karınlarını doyurmak yerine, birinin kuyruğunu koparır, öbürünün ayağını ısırır, bir diğerinin de gırtlağını delerler ve böylece bu meret hayvanlar o sürüden elli tanesini yaralarlar. Aynen bunun gibi, bazı kendini bilmez densiz gıybetçiler ağızlarını her açtıklarında öyle uluorta konuşurlar ki, dilleriyle sayısız insanı yaralar ve esasen kendi hayatı maneviyelerini mahvederler. ‘USTALIK DÖNEM N N LK K SINAVI’ stanbul Haber Servisi Kamuoyunda Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen yazarı Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, köşesinde “Ustanın lk ki mtihanı” başlığıyla seçimi değerlendirdi. 12 Haziran seçimlerinin sonucunun, tek başına AKP’nin siyasi bir başarısı olarak algılanmaması gerektiğini belirten Gülerce’nin yazısı özetle şöyle: “AKP, muhafazakâr demokrat dinamizminin, siyasetteki karşılığıdır. Ortada particiliği aşan bir uyanış var, bir geliş var. Bu diriliş hamlesi, içdış bütünlüğü ile birlikte okunmalıdır. şte bugün başlayan Türkçe olimpiyatları şöleni... şte muhafazakâr demokratlığın, coğrafyaları aşan, dünyaları kucaklayan dinamizmi... Evrensel insani değerlerde buluşan, kaynaşan yeni bir baharın nesli... Evrensel barış korosu. nsani besteler; renkleri, dilleri, dinleri, inançları farklı bir koro tarafından seslendiriliyor. Böylesi de daha önce görülmedi, yaşanmadı” dedi. Gülerce’nin, “Gündeme dönersek, Sayın Erdoğan’ın ustalık döneminin ilk iki sınavı yeni kabinenin teşkili ve yaklaşan Yüksek Askeri Şura çalışmalarıdır. Ustalık döneminin başlangıcını test etme fırsatını böylece bulmuş olacağız...” ifadesi dikkat çekti. Gülerce, “AKP muhalifleri, artık halkı azarlamaktan, horlamaktan vazgeçmeli. ‘Ekonomik krizlere, bölgemizdeki çalkantılara rağmen Erdoğan’a, AKP’ye neden böylesine destek veriliyor?’ sorusuna makul bir cevap aramalılar. Bizde cevabı var bu başarının: Muhafazakârlar, kendi değerlerimize bağlı kalarak dünya ile entegre olmayı benimsedi. Yeni bir Türkiye var artık.” diye yazdı. ’ Hüseyin Gülerce, katıldığı bir televizyon programında Gülen’in Türkiye’ye dönüşüyle ilgili açıklamalar yapmış, “Seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan tablo Gülen’in dönüşünü hızlandıracak mı?” sorusuna Gülen ile iki ay önce görüştüğünü anımsatarak, “Biz Sayın Gülen’in vatan hasreti çekmesine daha fazla müsaade etmemeliyiz. Yeni anayasa Gülen’in dönüş tarihini belirleyecektir. Gülen gelir gelmez Edirne’ye gitmek istiyor” demişti. Kaplan: Bölge karışır, YSK sorumlu olur TGRT spikerinden akıl almaz tehditler ‘AKP’ye beleş vekil hesabı’ AYŞE SAYIN Diyarbakır’da gerilim tırmanıyor MAHMUT ORAL D YARBAKIR Yargıtay’ın Hatip Dicle’ye verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasını onaylamasıyla Dicle’nin Meclis’e girememe olasılığı Diyarbakır’da gerilimi arttırıyor. YSK’nin kararı beklenirken KCK tutuklusu diğer 5 bağımsız milletvekilinin serbest bırakılması için avukatların mazbatalarını aldıktan sonra mahkemeye başvuracağı bildirildi. C ez a ev i nd ek i Dicle’ye destek vermek üzere çok sayıda partili dün BDP il teşkilatında toplandı. Diyarbakır’dan seçilen diğer adaylar Şerafettin Elçi, Leyla Zana, Emine Ayna, Nursel Aydoğan ve Altan Tan da mazbatalarını Dicle ile birlikte almak için YSK’nin vereceği kararı beklemeye başladı. Halen KCK davası nedeniyle tutuklu bulunan ancak Van’dan milletvekili seçilen Kemal Aktaş’ın avukatları, mazbatasını aldı. 53 yaşındaki Aktaş, 21 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 2001’de tahliye oldu. Ancak KCK davasından 2 yıl önce yeniden tutuklandı. Avukatları, milletvekili seçildiği için tahliye talebiyle dilekçe verdi. Şanlıurfa’da da KCK tutuklusu brahim Ayhan adına avukatları ile bir önceki dönemin milletvekili olan brahim Binici de mazbatalarını aldı. Diğer KCK tutukluları Selma Irmak, Faysal Yılmaz ve Gülseren Yıldırım’ın avukatları da müvekkillerinin mazbatalarını almak için başvurdu. ANKARA YSK’nin, BDP destekli bağımsızlar blokundan Diyarbakır Milletvekili seçilen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle’den hakkındaki “kesinleşmiş mahkumiyet kararı” nedeniyle, milletvekili seçildikten sonra 7 gün içinde “savunma” istemesi tartışma başlattı. BDP desteğiyle yeniden Şırnak milletvekili seçilen hukukçu Hasip Kaplan, Dicle’nin milletvekili seçilmesiyle YSK’nin bundan sonraki sürece müdahale edemeyeceğini ve yetkinin Meclis’te olduğunu söyledi. Kaplan, “YSK’nin kararı skandaldır, bölgede kaos yaratır, AKP’ye beleş milletvekilliği peşinde olanlar, tehlikeli bir oyun oynuyorlar” dedi. Kaplan, YSK’nin Dicle’nin adaylığına vize verdiğini ve milletvekili seçildiğine dikkat çekerek “Dicle, 80 bin oy almıştır ve YSK’nin yetkisi bitmiştir. Bu saatten sonra anayasanın 83. maddesi ve Meclis içtüzüğüne göre prosedür başlamıştır” dedi. Bu aşamadan sonra YSK’nin savunma istemesi ya da Dicle’nin milletvekilliğini iptali gibi bir karar verme yetkisi bulunmadığını kaydeden Kaplan, “YSK’nin milletvekili sıfatını kazanan birisiyle ilgili bir karar vermesi çok ağır sonuçlara yol açabilir. Dicle’nin adaylığı düşmüş olsaydı bu 80 bin oy başka bir partiye veya bağımsıza gidecekti, ama AKP’ye gitmeyecekti. AKP’ye beleş milletvekilliği hesabı olanlar, çok tehlikeli bir oyun oynadıklarının farkında değiller. Bunun vahim, ağır sonuçları olur, bütün sorumlusu YSK olur” dedi. 80 bin oyla CHP’ye 2 milletvekilliği çıkartabileceğini ya da bir bağımsızın daha seçilebileceğini kaydeden Kaplan “Madem, böyle bir durum vardı, seçimden önce niye YSK bir karar vermedi” diye konuştu. ‘Bakanlar Kurulu kurulsun, ne operasyonlar göreceğiz’ stanbul Haber Servisi TGRT Haber’de “Ekonomi Kulisi” isimli programın sunucusu gazeteciyazar Ziya Osman Açıkel, canlı yayında Başbakan Erdoğan’a “yakın olduğunu” ima ederek tehditler savurdu. Açıkel, iktidarın olanakları ile ismini açıklamadığı bir kişiyi hedef alarak “o kişiyi” cezaevine attıracağını söyledi. Bu konuşma için “TGRT’deki büyüklerinden izin” aldığını ifade eden Açıkel, “Önümüzdeki günlerde programımızdaki elektrikli havayı, dozajımızı biraz daha arttıracağız. Bu konuyla ilgili bazı önemli büyüklerimden izin aldım... Bir kurum hakkında sağdasolda negatif, kötü niyetli yaklaşımlar sergileyen bir bey var. Biz ne beyler, bayanlar gördük. Ağzının ayarını çok bozuyormuşsun sağda solda. Artık yüzün ak mı olur kara mı olur pek yakında ben canlı yayında ekrana getireceğim” dedi. Açıkel tehditlerine şöyle devam etti: “Hele şu Bakanlar Kurulu kurulsun. Bir gideyim Başbakan’a ‘hayırlı olsun’ diyeyim. Ondan sonra aleyhte konuşmak neymiş bu beyefendi ile hesaplaşacağız. Hiç merakı olmasın. Artık çok şey değişti. Neler göreceğiz, neleeeer... Ne operasyonlar göreceğiz. Demir parmaklıklar ardında kimlerin olduğunu göreceğiz. Ben buradan söyleyeyim. Arkadaşın da zaten 2 çocuğu var, babalarından uzun süre uzakta kalmasalar iyi olur.” Askeri üsteki sandıktan AKP çıktı D YARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Radar ve dinleme sistemleriyle Türkiye’nin Ortadoğu’daki gözü olan, Kuzey Irak’a gerçekleştirilen pek çok sınır ötesi operasyona destek veren Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üssü lojmanlarında yaşayan askeri personelin oy kullandığı 1199, 1200, 1201, 1202, 1203, 1204, 1205, 1206, 1207 ve 1208 No’lu sandıklardan büyük oranda AKP çıktı. 10 sandıkta 2 bin 399 oy kullanılırken, bunların 1158’ini AKP aldı. Oylardan 662’si CHP’ye, 491’i ise MHP’ye gitti. Personel bağımsız adaylara da oy verdi. BDP tarafından desteklenen bağımsız adaylar, Nursel Aydoğan 8, Emine Ayna 3, Şerafettin Elçi 1, Altan Tan 3 ve KCK tutuklusu Hatip Dicle ise 4 oy aldı. 2007 seçimlerinde bu sandıklardan AKP’ye 1500, MHP’ye 900 ve CHP’ye ise 600 oy çıkmıştı. Konuyla ilgili soruları yanıtlayan YSK Başkanı Ali Em ise “Dicle’nin savunması henüz gelmedi, bekliyoruz. Seçim sonuçları kesinleşene kadar gelmesi gerekir” dedi. C MY B C MY B Em: Savunmayı bekliyoruz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear