23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MAYIS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA 15 Fotokopili Rekor Denemesi TOBB’den zlenimler TOBB Genel da Songeleneğinden gelen Demirel’e sataşmasıhoş Kurulu, Demokrat birlik tabanında pek Parti görülmemiş. Durumu, merkez sağ seçmenin 12 Haziran’a dönük eğilimini göstermesi açısından dikkat çekiciydi. Genel kurulu izleyen meslek büyüğümüz Ali Abalı’nın izlenimlerine göre TOBB delegeleri, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun hani neredeyse her sözünü alkışlamışlardı. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan kürsüye çıktığındaysa, ilk ikiüç sıra dışındaki tüm delegeler salondan çıkmışlar ve bakanı dinlememişlerdi. Böyle bir tepki, yıllardır ilk kez gerçekleşiyordu ve nedenini de Anadolu’dan gelen bir işadamı yine Ali Abalı’ya şöyle açıklamıştı: “Arayıştayız.” Edindiğimiz bilgiye göre TOBB yöneticileri bir geleneği yerine getirip genel kuruldan bir gün önce eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i ziyaret etmişler. Recep Tayyip Erdoğan’ın Tüleylioğlu, gazete ve televizyonlara yansıyan bir haberi anımsattı önce: “Malatya Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve NT Mağazaları işbirliği ile Malatya İnönü Stadı’nda yapılan denemede, aynı anda aynı yerde aynı kitabı okuyan en kalabalık topluluk dünya rekoru 22 bin kitapseverin katılımıyla Victor Hugo’nun ünlü Sefiller romanı okunarak kırıldı. İlki geçen yıl 15 bin 440 kişiyle Mersin’de gerçekleştirilen etkinlik bu yıl Guinnes Rekorlar Kitabı yetkililerinden gelen istek doğrultusunda Malatya’da ‘Aynı yerde aynı anda ve aynı kitabı okuma’ rekoru olarak Guinnes Rekorları Kitabı’na girecek. Katılımcılar Victor Hugo’nun ünlü romanı Sefiller’den ‘Garip Bir Yolcu’ adlı bölümü yaptırmaktan CHP seçim öncesi anket vazgeçmiş. Anket deyince, Şair, araştırmacı yazar dostumuz Orhan birlik içinden şöyle özetlediler bize: “TOBB’nin üyeleri muhafazakârdır, ama aynı zamanda Cumhuriyet’in temel ilkelerine de saygı duyarlar. Diktatörlüğe koşan, sürekli Cumhuriyet ile didişen AKP’den memnun değiller. Listelerinde genç girişimcilere, merkez sağdan isimlere yer veren CHP’yi kendilerine yakın buluyorlar. Kılıçdaroğlu’nun seçim gezileri sırasında illerdeki sanayi ve ticaret odalarını ziyaret etmesi de sempati ile karşılanıyor. Güçlü bir sağ parti olsaydı, örgüt tabanı hiç kuşkusuz oraya kayardı, ama bu kez CHP ilgi topluyor.” TOBB Genel Kurulu’nda gözlenen tablo, 12 Haziran ve sonrası siyaset açısından bir barometre olarak algılanabilir. Siyasi atmosferde giderek kuvvetlenen yüksek basınç, alçak basıncı etkisi altına alabilir... sunucu eşliğinde hep bir ağızdan yüksek sesle okuyarak rekor denemesini gerçekleştirdi.” Tüleylioğlu, televizyon haberlerinde görmüş. Rekor denemesine katılanların elinde kitap yerine seçilen bölümün fotokopileri varmış. “Guinnes Rekorları Kitabı ülkemizde kırılan diğer rekorlarla neden ilgilenmez” diye soruyor ve kırılmış rekorlarımızı sıralıyor: “Türkiye’de son 5 yıl içerisinde 10 binin üzerinde kitapçı kapandı. Türkiye’de günde ortalama televizyon karşısında geçirilen zaman 56 saat, kitaba ayrılan zaman ise yılda sadece 6 saat. Türkiye’de bir kişi kitaba yılda ancak 0.45 dolar harcıyor. Almanya’da 14 bin 372, İngiltere’de 5 bin 183 kütüphaneye karşılık Türkiye’de 310 kütüphane bulunuyor. Almanya’nın kütüphanelerinde 150 milyon kitap bulunurken Türkiye’de 13 milyon kitap yer alıyor. Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyor.” Ayrıca bir rekor kırmak için “fotokopi” parası vermeye gerek yok... Uygun sim Yeşilçam’ın ünlü IMF’nin yıllardır “Tecavüzcü Coşkun” rolünde olduğunu biliyorduk. Başkanının, banyodan fırlayıp otel temizlikçisinin peşinden koşturması ise bilinen gerçekliğe ayrı bir boyut kattı. Kendisi istemese de IMF’nin yeni Başkanlığı için Kemal Derviş’in adından da söz ediliyor. Bizce en uygun isim odur. Kurtarıcı rolüyle geldiği ülkemizde hakkı taciz edilmedik emekçi bırakmadı çünkü... Tüm Zamanların En Mükemmel Buluşu İspanya’da hazırlanmış bir videodan: Merhaba, sizi yepyeni bir cihazla tanıştıracağız. Biyooptik bilgi merkezi olarak tasarlanan bu ürünün marka adı: KİTAP. KİTAP teknolojide devrimci bir çağ başlatan yeni bir buluş. Kablo yok, elektrik devresi yok, pil yok, hiçbir bağlantı yok. Küçük ve taşıması kolay olan KİTAP her zaman, her yerde kullanılabilir, şarj edilmesi, fişe takılması gerekmez. KİTAP asla çökmez. KİTAP yeniden başlatma ihtiyacı duymaz. Muhteşem özelliklerinin keyfini çıkarmak için kapağını açmanız yeterli. Bu kadar basit çalışır. KİTAP sıralı sayfa numaralarıyla üretilir ve her biri binlerce bitlik bilgiyi içinde barındırabilir. Her sayfa optik olarak taranır ve bilgileri doğrudan beyninize kaydeder. Tek bir parmak dokunuşu ile sonraki sayfaya geçebilirsiniz. Sayfaları bir arada tutan bir aygıtı vardır: “Cilt”. Böylece sayfalar sırasıyla tutulur. Sağlam kâğıt teknolojisi sayesinde üreticiler sayfanın her iki tarafını da kullanabilir. Bu da bilgiyi ikiye katlar ve maliyetleri düşürür. Birçok KİTAP işlevsel bir “içindekiler” sayfası içerir. Böylece aradığınız bilginin tam nerede olduğunu bilirsiniz, anında bulursunuz. İsteğe bağlı bir de aksesuvarımız var: “Ayraç”. Bu aksesuvarla KİTAP son oturumda bıraktığınız sayfadan açılır, KİTAP kapalı olsa bile! Ayraçlar uluslararası standartlara uygundur, yani tek bir ayracı farklı üreticilerin ürünlerinde kullanabilirsiniz. Dahası, birden fazla ayraç tek bir kitap içinde kullanılabilir, kullanıcı isterse farklı arama sonuçlarını tek bir yerde kaydedebilir. İsterseniz KİTAP içindeki yazıların yanına kişisel notlarınızı alabilirsiniz. Bunun için basit bir programlama aracı kullanıyoruz: “Kalem”. İsterseniz ellerinizi kullanmayabilirsiniz: “Rahle”. Kitap rahleye konduğunda ellerinizi kullanmadan da kolayca okuyabilirsiniz. Sayfayı çevirmek için tek bir parmak hareketi yeterlidir. KİTAP çevre dostu bir üründür, çünkü yalnızca yüzde 100 geri dönüşümlü olan malzemelerden üretilir. Taşınabilir, dayanıklı ve bütçenize uygun olan KİTAP yeni bir eğlence dalgasının müjdesini veriyor. Dünyayı anlamanın yöntemini değiştirecek yeniçağa hoş geldiniz! KİTAP çağına hoş geldiniz! Değerli dostlarım, Edebiyat Kulübü’nden alıntıladığım bu video bana ilginç geldi, sizlerle paylaşmak istedim. Görüntülü izlemek isterseniz, adresi: (http://www.facebook.com/pages/edebiyatkulubu/126663584867) Bu videoyu hazırlayan İspanyolların aklına (herhalde Türkiye’yi tanımadıklarından olacak) KİTAP’ın aynı zamanda yasaklanabilir, toplatılabilir, tehlikeli bir ürün olabileceği gelmemiş. Başbakan, Güneydoğu ve Doğu illerinde düzenlenen son AKP mitinglerinde sahneye elinde bir dosya, bir de kitapla çıkıyor. Önce dosyadan 1940’lı yıllarda Bakanlar Kurulu tarafından alınmış bir kitap yasaklama kararını okuyor. Söz konusu kitap Kürt edebiyatının bir klasiği olan “Mem u Zîn”; “İşte” diye haykırıyor, “bu kitabı İsmet İnönü’nün Bakanlar Kurulu yasakladı!” Kalabalıklardan “Yuuuhhh..” sesleri yükseliyor. Başbakan mutlu, sonra mağrur bir edayla elindeki “Mem u Zîn” kitabını havaya kaldırıyor, “Ama biz yayımladık,” diye sesleniyor ne olduğunu anlamadan alkışlayan kalabalığa. Kalabalık devletin maaşlı personelinden ve AKP yandaşı aşiretlerden intikal ettirilmiş, bölge nüfusunun okuma yazma bilmeyen en eğitimsiz insanlarından oluşuyor. Ahmed Hani’nin (Ehmedê Xanî) 17. yüzyılda kaleme aldığı manzum yapıtını nereden bilecekler? Ama alkış işareti alınca alkışlıyorlar, yuhalama işareti alınca yuhalıyorlar. Başbakan’ın çevresi boşalmış, hiç kimse kendisine, “Aman Başbakanım, o sözünü ettiğiniz Bakanlar Kurulu’nda yer alanlardan bir bölümü daha sonra bizim de takipçisi olduğumuzu söylediğimiz Demokrat Parti’ye geçtiler” demiyor. Başbakan dalgın, daha birkaç hafta önce güvenlik güçlerinin internet sitelerinin ofislerini, gazeteleri, özel konutları basıp bilgisayarlardaki kitap taslaklarına el koyduklarını unutmuş. Sel Yayıncılık’ın yayımladığı edebiyat klasikleri nedeniyle mahkeme kapılarından bir türlü kurtulamadığını kimse kendisine söylememiş. Trajik bir durum. Oy Farkı Daralıyor mu? vermişler. Yine de gözleri anketlerde... Ciddi bir çalışma varmış önlerinde: Örneğin, ev kadınlarında büyük kararsızlık görünüyormuş. Aile sigortasının özellikle kadınlar üzerinde önemli bir etki bıraktığı kanısında olan CHP yönetimi, kadınlardaki kararsızlığın kendileri için yadsınamaz bir üstünlük yaratabileceğine inanıyorlar: “AKP, en yüksek oyu ev kadınından alıyordu. Eğer ev kadınlarındaki kararsızlık yüksekse, bu durum, bize yönelme olasılıklarını yükseltir.” CHP’liler, yüzde 28’in altını bile düşünmüyorlar. yalnızca bir firmayla anlaşma yapılmıyor. En az üç firma 56 anket yapacak ki, onların arasında bir denetleme düzeneği kurulabilsin. Böyle bir uygulama için de en az 1.5 milyon lira gerekiyormuş. CHP’liler, bu yüzden anket yaptırma yerine, televizyon reklamlarına ağırlık Bir önemli bilgiyi de paylaştılar: “Ankara’da, özellikle de 1. bölgede 2007 seçimlerindeki AKP (il düzeyinde yüzde 47.5 idi) ile CHP (il düzeyinde yüzde 28 idi) arasındaki fark 5 puana düşmüş gözüküyor. Benzer durum İstanbul’daki fark için de geçerli.” İzmir’e gelince: İzmir’de CHP’de ufak da olsa bir düşüş gözleniyormuş... K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK behicak@yahoo.com.tr ‘Elleri Kelepçeli Bir Başkan’ IMF (Uluslararası Para Fonu) Başkanı’nın tecavüz suçlamasıyla tutuklanmasına ilişkin haberi, 16 Mayıs 2011 günlü Cumhuriyet 1. sayfasından verdi. IMF, görüşümüze göre uluslararası bir tefecilik kurumuna dönüşmüştür. Sözlükler “tefeci” sözcüğünü “el altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci” olarak tanımlamaktadır. 1929 yılındaki küresel ekonomik bunalım, bütün dünya ülkelerini büyük ölçüde etkilemiş ve 2. Dünya Savaşı’na da ortam hazırlamıştır. 1 Eylül 1939’da Alman ordularının Polonya’ya saldırmasıyla 2. Dünya Savaşı başlamış olur. Savaş 6 yıl sürer. ABD Başkanı Truman, 22 Eylül 1945’te, 6 yıl süren 2. Dünya Savaşı’nın bittiğini ve savaşın zaferle sonuçlandığını dünyaya duyurur. Savaşa giren Avrupa ülkeleri ile ABD, kaynaklarını 2. Dünya Savaşı’na aktarmıştır. Savaşın bitiminde bozulan ekonomik dengelerin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. 1929 bunalımı ve 2. Dünya Savaşı, dünya ekonomisini çok büyük ölçüde etkilemiştir. Bunun sonucu, ekonomik sistemi onarıcı, düzenleyici ve yeniden yapılandıracak koordinasyonu sağlayacak kurumlara gereksinim duyulmuştur. Artık dünya ülkelerinin ipleri, savaşın kazananı olan ABD’nin elindedir. Savaşın kazanılmasıyla ABD, Sovyet ve yandaşı ülkelerin dışında kalan ülkelerin yeniden yapılandırma hakkını da kazanmıştır. Bu hakkını da dünyayı yeniden düzenlemek için kullanmaya hazır beklemektedir. Hiç zaman yitirmeden, 27 Aralık 1945’te, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 45 ülke ile Uluslararası Para Fonu (IMF) kurulur. Bugün 180’den fazla üyesi olan IMF, görünürde ülkelerin gelişmelerini ve kalkınmalarını sağlayacak yardımlar yapmak amacıyla kurulmuştur. IMF’nin amaçları arasında, parasal işbirliğinin uluslararası düzeyde teşvik edilmesi ile uluslararası sürmekte olan ticaretin daha da genişletilmesinin sağlanması da vardır. Amaçlarının en başında, dış borçlarını ödemekte güçlük çeken ve zorlanan ülkelere “gereken destek ve para yardımı” yapılması gelir. IMF’nin, kurulduğu günden bugüne kadar, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere yaptığı yardımlarla, otuza yakın ülkenin ekonomisini batırdığı, “borç batağına” sürüklediği açıklanmaktadır. IMF’nin “ekonomik çıkmaz” içine giren ülkeleri kendisine bağımlı duruma getirdiği çok açıktır. Uluslararası Para Fonu’nun, uluslararası bir “tefeci kurum” gibi çalıştığı açıkça görülmektedir. Ülkelere yardım amacı ile kurulan IMF, günümüzde uluslararası tefecilik fonuna dönüşmüştür. Birçok ülke IMF’ye olan borçlarını ödeyebilmek için, ellerindeki gelir getiren kamu kurumlarını çokuluslu şirketlere “yok pahasına” satmak zorunda bırakılmıştır. Bu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Günümüzde halkın alın teriyle kurulan, gelir getiren bütün KİT’ler (kamu iktisadi teşebbüsleri) “yok pahasına” satılarak elden çıkarılmış, yerli ve yabancı sermayeye “peşkeş” çekilmiştir. Bugün “dünyanın IMF adındaki ‘bir numaralı finans imparatorluğunun’ başında bulunan StraussKahn, tecavüz” suçlamasıyla, “elleri kelepçeli bir başkan” olarak yargıç karşısına çıktı. HARB SEM H POROY HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N hetiyatrosu@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ kurgenc@yahoo.com UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇEL K fhakancelik@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Yanlış ve çapraşık 1 düşünce. 2/ Kaşındırıcı bir deri hasta 2 lığı... Yassı ve dar 3 biçimli metal parça. 4 3/ Divan edebiyatında meyhaneye ve 5 rilen ad. 4/ Soğurma, 6 emme... Ekvator 7 bölgelerinde yetişen bir meyve ağacı. 5/ 8 Bir deniz yolculu 9 ğunda geminin ya 1 2 3 4 5 6 7 8 9 da yükünün gördüğü zarar... İridyum elementinin 1 T A M B U R A T A simgesi. 6/ Türkiye’nin de 2 E T E R Ö Z Ü T üyesi olduğu bir örgüt.. 3 P A Y A V A R A Büyük ve sert taş kütlesi. 7/ 4 İ Ş D R AM Argoda, marka düşkünü 5 R E Y E N İ Z A züppe kimselere verilen 6 A K A Ş İ S ad... Eşi olmayan, biricik. 8/ 7B A L O Z E G E Türk gölge oyununda kaE T O L raderili halayık ya da cari 8 A R A N ye. 9/ Vücutta biriken ve id 9 Ç İ N T E M A N İ rarla dışarı atılan azotlu bileşik... Halk edebiyatına özgü, sekizli hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Lüks yolcu vagonu... Türkçede olmayan bir harfin okunuşu. 2/ Bir zaman birimi... James Cameron’un bilimkurgu türündeki ünlü filmi. 3/ Bir izin belgesi gerektiği durumlarda iznin verilmesi nedeniyle alınan para. 4/ Üye... Yaprakları salata gibi yenen kokulu bir bitki. 5/ Demiryolu... Soyaçekim. 6/ Yararlanılan uygun koşul... Bir cetvel türü. 7/ Bir gömleğin göğüs kısmına büzgülü olarak iliştirilen dantel süsleme... “Aysberg” de denilen, lahana görünümlü bir tür marul. 8/ Dinsel inancın akla değil duyguya bağlı olduğunu öne süren öğreti. 9/ Hiçbir heyecan ya da zihin etkisiyle uyarılamayan ruh dinginliği. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear