25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 19 N SAN 2011 SALI 18 SPOR SARIKIRMIZILIL AR, ELEŞT R LEN GENÇ KAPTANININ ATTIĞI K GOLLE 7 MAÇ SONRA KAZANIP MORAL BULDU G.Saray’ın rengi Arda MAN SA: 2 GALATASARAY: 3 STAT: 19 Mayıs (Manisa) HAKEMLER: Barış Şimşek (6), Serdar Diyadin (6), Bahtiyar Birinci (6) MAN SASPOR: lker (4), Ferhat (6), Kalabane (4) (dk. 65 Kahe 6), Dixon (4), Eren (3) (dk. 25 Yiğit Gökoğlan 4), Isaac (5), Yiğit ncedemir (5), Mehmet Güven (6), Iwanski (3) (dk. 34 Bekir 4), Simpson (6), Makukula (6) GALATASARAY: Zapata (6), Sabri (6), Gökhan Zan (6), Servet (5), Insua (6), Aydın (7) (dk. 75 Cana), Ayhan (7), Mustafa (6), Culio (7), Arda (8) (dk. 90+1 Barış), Stancu (5) GOLLER: Dk. 14 ve 17 Arda, dk. 59 Dixon, dk. 60 Culio, dk. 66 Kahe SARI KARTLAR: Kalabane, Yiğit ncedemir (Manisaspor), Culio (G.Saray) ELEŞT R LERE ‘B RL K’ YANITI Attığı ilk golün ardından G.Saray armasını öpen Arda, Sarı Kırmızılı arkadaşlarını toplayarak yedek kulübesine gitti ve gol sevincini tüm takımla paylaştı, yapılan eleştirilere karşı da ‘birlik’ mesajı verdi. Başarılı futbolcu, hem teknik direktörü Bülent Ünder’e, hem de yardımcı antrenörü Tugay Kerimoğlu’na sarıldı. Arda ayrıca Manisa’ya attığı gollerle, bu sezon ligde ilk kez fileleri havalandırdı. ELEŞT R EMRE DÖKER 3 Puan İçin! 90 DAK KA Yaşama METE KIZIK Dönüş Artık ‘ gülmek istiyorum S akatlığı nedeniyle uzun süre forma giyemeyen, özel hayatıyla sürekli eleştiri oklarının hedefi olan ve son olarak da sezon başındaki forma reklamı çekimlerinde yaptığı yorumlarla dikkat çeken G.Saray Kaptanı Arda Turan, 2 gol atarak takımına galibiyeti getirdiği Manisa maçının ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Artık gülmek istiyorum” diyen ulusal yıldız, “Bu psikolojide maça çıkmak zor. Hocalarıma bize ağabeylik yaptıkları için teşekkür ediyorum. Ligin bitimine kadar alacağımız galibiyetlerle taraftarımızdan özür dilemek istiyoruz. Duygusal bir insanım. Sıkıntılarımı saklayamıyorum. Artık gülmek istiyorum ancak bazen olmuyor. Milli takımdaki iyi performansımı bile ‘G.Saray’da niye böyle değil’ diye eleştiriyorlar. Vicdanımla hesaplaşan biriyim. Bu takım için elimden geleni yapıyorum. Her gün gündemde olmaktan ve konuşmaktan çok sıkıldım. Halen ağrılarım var. Ben G.Saray’ın evladıyım. Benim sorunum geçer, önemli olan G.Saray’ın durumu. G.Saray kaybettiği zaman sabaha kadar uyuyamayan bir insanım, bana bunların yapılmasına üzülüyorum. Katı bir insan olmak istiyorum ancak yapamıyorum. Hakan Şükür’ün benim için olumsuz konuşacağına inanmıyorum. Aksine bize destek veren ağabeylerimiz daha çok yardımcı olursa seviniriz. Galibiyeti, bugün(dün) evlilik yıldönümü olan anne ve babama hediye ediyorum” dedi. Sporda Savaş Anlayışı F. BahçeGaziantep maçını izledim. Futbol maçı değil, sanki bir savaştı. Sahaya gidip gelen sedyeler, yarılan kafalar, rekor derecede sarı kartlar, verilen, verilmeyen kırmızı kartlar, forma yırtmalar. Bu olaya bir spor karşılaşması diyebilir miyiz? Bana göre; Gaziantep sadece kendi değil, başkasının savaşımını da verdi. Bu nedenle sinirliydi, zaman zaman dengesini sonuçta da karşılaşmayı kaybetti. Ben maçın hikâyesinden ziyade, Türk sporunu ve futbolunu etkileyen olaylardan söz etmek istiyorum. Bu konularda kendimi görevli sayıyorum. Anarşi ve bilgisizlik spor kamuoyu içinde bir yara. Bu yara bir türlü iyileşmiyor. Aslında bu kavramlardan birisi olmazsa öteki olur. Birbirleriyle böyle bir ilişki vardır. Hepimizin bildiği gibi Atatürk, “Ben, sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” demiş. Batılılarsa spor için “Yürüyen koşan ahlaktır” demişler. Ama bu iki felsefe de bizim ülkemizde adeta tepe taklak olmuş. Bu durumu düzeltmek hiç de kolay görünmüyor. Federasyon, kulüpler ve medya bir koordinasyon içine girip, Türk futbolunda açılmış olan yaraları sarmak için uzun vadeli iyileştirme planları yapmalı ve her kurum kendi payına düşen kısmını süratle uygulamaya sokmalıdır. Öncelikle, adı geçen kurumlar kendi aralarındaki ilişkileri gözden geçirmelidirler. Çünkü bu kurumlar, devamlı birbirleriyle kavga halindeler ve aralarında bir uyum sağlayamadılar. Örneğin, federasyon... Bugünkü düzende doğru dürüst çalışması mümkün mü? Önünde dağ gibi birikmiş sorunlar var. Maçı kaybeden kulüplerin ilk hedefi federasyon oluyor. Çoğunlukla suçu kendilerinde aramak yerine topu federasyona atıyorlar. Ülkemizde federasyonların rahat çalışma olanağı ve takdir edilme gibi şansları maalesef yok. Bir nevi kamu görevi yapan televizyon kanalları acaba bu sorumluluğunu futbol kamuoyunu bilgilendirmek ve eğitmek açısından yeterince gerçekleştirebiliyor mu? İncir çekirdeğini doldurmayan konular, uzun uzadıya tartılşılıyor. Yapılan bu tür programlarla bırakın bilgilendirme ve bilinçlendirmeyi, insanların daha da kafaları karıştırılıyor. Aslına bakarsanız bu eğitici teknoloji içindeki medya mensuplarının çoğu da eğitilmemiş. Böyle olmasına karşın aldıkları maaş, dudakları çatlatacak kadar fazladır. Bilgisizliğin bu kadar prim yaptığı bir başka ülke var mıdır acaba? Kulüplerin tek hedefi vardır, o da şampiyon olmak. Buna ulaşmak için her türlü yola başvuruyorlar. Eğitim, anarşi gibi kavramlar, onlar için bir anlam taşımıyor. Nasıl olursa olsun, başkanların amacı görevde kalmak ve reklam yapmak. Hiçbir sorumlulukları yok. Uzaktan yakından futbolla alakası olmayan bu kişiler zaman içinde kendilerinin çok şey bildiğine inanıyorlar. Sık sık da fairplay’den bahsediyorlar, ama rakip kulüplerin başkanlarıyla kavgaya girmekten kendilerini alamıyorlar. Özetle; böyle bir durumda anarşi ve bilgisizliğin önüne geçmek çin yapılması gerekenleri yasalarla belirlemenin yanı sıra kurumların kendi içindeki ve kurumlar arasındaki ilişkileri ciddi olarak ele alıp, düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gerekir. Bu durum, maçların hikâyesinden çok daha önemli bir konudur. TRABZONSPOR’UN ‘YILMAZ’ GOLCÜSÜNÜN BAŞARISINDA ASLAN PAYI A LES N N Annesinin golcü oğlu ADNAN D NÇER urak Yılmaz Trabzonspor’la tarihi bir özlemi gerçekleştirmeye çalışıyor. Çocukluktan delikanlılığa, oradan da sorumlu bir olgun ve ulusal futbolcu olma yolunda, hızla yüzümüzü güldürüyor. İçinde bu özlemleri yaşatan sevgili babası Fikret Yılmaz ve değerli annesi Berrin Yılmaz’ın boşa gitmeyen umutlarını örnek bir gerçeğe dönüştürüyor. Çok hızlı bir çıkışla sahiplenilen ama ağır yükler altında sabır gösterilmeyen, Beşiktaş ve Fenerbahçe’de kimilerine göre yanlış, yetersiz sayılabilecek futbolculuk kimliğine inatla hedefine koşuyor Burak. Topsuz alandaki istekli ve topla buluşma yaratıcılığına sahip gelişmesi ona farklılığı öğretiyor. Uzun bacakları, fuleli koşusu yanında iki ayağıyla topa hükmeden Burak, çok ani duruş ve dönüşlerinin arkasından mutlaka bir gol pası, orta, şutun ötesinde geliştirmeye başladığı gol vuruşları ile golcülüğünü yukarı çıkartıyor. Bu çıkış daha da gelişecek. Çok küçük yaşta ulusal takımın yaş gruplarında forma giymeye başlayan ve benimle babası gibi Antalyaspor’da öğrencim olma kaderini yaşamak önemli tesadüftür. Başarılı çıkışta ailesinin emeği, annesi Berrin Hanım’ın ve Antalyaspor gençlik geliştirme eğitiminde amcasının da büyük katkısı vardır. Burak Yılmaz son olarak da Şenol Güneş, özellikle Trabzonspor ve yerel yaşamın verdiği hava ile kendini kanıtlayacak şansı yakalamıştır. Oysa 198586 yıllarında Fikret Yılmaz Antalyaspor’da arkadaşı Ayhan ile kale için forma savaşı verirken çok mütevazı ve hatta yetersiz ekonomi ile çektiği sıkıntıyı unutmuyorum. Berrin Hanım’la evlenmek için gerekli desteğimi istediğinde çok utangaç ve saygılı yapısını önemsemiştim. Bana evlenmek için devre arasında izin istemeye geldiğinde küçük sayılacak transfer parasını da almamıştı. Başkana bunun gerçekleştirilmesi için yaptığım baskı sonuç vermiş ve mütevazı bir salonda nikâh şahidi olduğum düğünde bu günün aile temelleri atılmıştı. Baba Fikret Yılmaz halen önemli bir teknik B C MY B C MY B adam ve kaleci antrenörüdür. Ziya Doğan ile olan birlikteliklerinde benden 2002–03 sezonunda en son Antalyaspor’da teknik direktörken benden Burak’ı istediklerinde henüz eğitim süreci nedeniyle vermedim. Çünkü yine de kendi yetiştiği takımda işe başlayarak aile ve çevresinden kopmaması gerekiyordu. Kim bilir belki bu kararımı iyi yorumlayamamış olabilirler! O annesine olan düşkünlüğünü hep belli eder ve annesinin etkisini daha çok yaşar. En son sakatlandığında benim asla tasvip etmediğim bir risk olarak gördüğüm karşılaşmada, golü attıktan sonra “Anneciğim” haykırışı anlamlıdır. Burak çok özenle ve sahiplenilerek büyümüştür. Belki ailesi futbolun içinde bulunmasa bu kadar başarılı olma şansını bulamayabilirdi. Fikret Yılmaz’ın oğlu olmak kolay değildir. Başarı ve yüksek sorumluluk ister. Ama Berrin Hanım sesi gür, cesareti, etkisi olan bir anne olarak antrenmanlar dahil Burak’ı takip etmiştir. Hatta ben onu genç takımdan profesyonel kadroya aldığımda Burak’la buluştuğumuzda antrenmanlarda görünmemesini rica etmiştim. Çünkü biraz kendi olmalı ve yeteneklerini ortaya koyma mecburiyetinde bırakılmalıydı. Sporda kanıtlama çok önemlidir. İşte bu süreçte erken Beşiktaş ve Fenerbahçe deneyleri beklenen başarıyı getirmedi. Şimdi Burak için geldiği başarıyı aşacak sorumluluklar dönemi başladı . Burak’ın daha da yükselen bir yıldız olarak şımarmadan, ona gönül verenleri unutmadan, golleriyle takımına, futbolumuza ve şampiyonluklara koşmasını bekliyorum. Gelecek onun için Avrupa yolunu açabilir, yeter ki annesi, babası ve onu seven herkesi unutmasın! Çünkü o bir sevgi, emek ve hedef ürünüdür. Haydi Burak ufukta daha parlak günler seni bekliyor! Yolun açık olsun! ‘ MANİSA Son 1 aydır hareketli günler yaşıyor G.Saray... Önce Yıllık Olağan Mali Genel Kurul’da Adnan Polat başkanlığındaki yönetim kurulu mali bakımdan ibra olurken, idari bakımdan aklanmadı. Sonra Polat, 7 Mayıs’ta seçimli genel kurul yapılacağını açıkladı. Üstüne üstlük ‘çalkantılı’ dönemden geçen SarıKırmızılıların ligdeki konumu hiç de iç açıcı değildi. Manisaspor maçı öncesi 14. sırada olmak ve son 7 resmi mücadeleyi kazanamamak, ‘baskı’nın daha çok hissedilmesine yol açabilirdi ama olmadı. İlk yarıda oyuna istediği gibi yön veren, gol noktalarında dar alandaki paslaşmalarda ‘başarı’ grafiği yükselen CimBom, Arda’nın önderliğinde şahlandı. Zor günler yaşayan kaptanın attığı 2 golle Galatasaray hayata döndü. 6. dakikada Arda’nın kornerini Stancu kafayla arka direğe aktardı. Mustafa topu boş kaleye gönderemedi. 14. dakikada Culio’nun kornerini Arda kafayla ağlara gönderdi. 17. dakikada yine Arda, meşin yuvarlağı kaleci İlker’in üzerinden aşırarak kendisinin ve takımının 2. golünü attı. 42. dakikada Stancu’nun şutu İlker’den döndü. İkinci 45 dakikada heyecan katsayısı yükseldi. Gol düellosu şeklinde geçen mücadelenin ilk yarısında tel tel dökülen Manisaspor, 2. bölümde futbol oynamayı hatırladı. 51. dakikada Isaac’in vuruşu direkten döndü. 59’da Dixon’ın kafa golü farkı 1’e indirdi (12). 60. dakikada Culio’nun ceza sahasının dışından sol ayağıyla attığı gol skoru 31 yaptı. 61. dakikada Makukula’nın şutu Zapata’dan döndü. Kahe’nin oyuna girmesiyle canlanan Ege temsilcisi, 66. dakikada Brezilyalı’nın kafa golüyle farkı yeniden 1’e indirdi (23). G.Saray’ın savunma hataları yine nüksederken teknik direktör Bülent Ünder, oyuncu değişikliği için 75 dakika bekledi. 82. dakikada Stancu’nun şutunu Dixon çizgiden çıkardı. Sonuçta da G.Saray, 32’lik galibiyetle Süper Lig’deki 11. galibiyetini aldı. ASLAN’IN LACI MAN SA G.Saray, Manisa’yı yenerek 7 maç sonra sonra kazandı. Sarı Kırmızılılar ayrıca bu galibiyetle 4 maçlık yenilgi serisini sonlandırdı. Ligde geçen sezon 5 maçlık deplasman galibiyeti hasretine Manisa’da son veren G.Saray, bu yıl da yine Egeli rakibini yenerek, dış sahada 120 gün sonra ilk 3 puanını aldı. PUAN DURUMU TAKIM TRABZON F.BAHÇE BURSA G.ANTEP BEŞ KTAŞ ESK ŞEH R KAYSER BB. KARABÜK ANTALYA MAN SA A.GÜCÜ G.SARAY G.B RL Ğ S VAS BUCA KONYA K.PAŞA O 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 29 G B 21 6 21 4 14 10 14 7 12 7 11 10 12 7 12 4 10 7 9 10 11 3 9 9 11 3 9 8 8 8 6 6 4 9 5 6 M 2 4 5 8 10 8 10 13 12 10 15 11 15 12 13 17 16 18 A 57 66 44 39 44 34 38 37 42 32 41 45 32 37 36 25 23 27 Y 21 28 24 28 34 32 37 35 46 38 46 51 40 44 48 48 41 58 P AVJ. 69 +36 67 +38 52 +20 49 +11 43 +10 43 +2 43 +1 40 +2 37 4 37 6 36 5 36 6 36 8 35 7 32 12 24 23 21 18 21 31 ÜNDER: MORAL KAZANDIK G.Saray’ın başında ilk kez galibiyete ulaşan teknik direktör Bülent Ünder, “Çocuklarımızın galibiyete ihtiyacı vardı. G.Saraylı futbolcular bulunduğu konumu haketmiyordu, buna bir isyan vardı. 3 puanla moral kazandık” dedi. MANİSA Futbol ve para ‘içli dışlı’ olunca, kazanmak da ‘zorunlu’ hale geldi. Oyunda, temaşa bir zevk yerine, ‘galibiyet isteği’ ön plana çıkınca, sahadaki futbol tadı tuzu olmayan, 22 kişinin kalelerini savundukları savaşa dönüştü. Bir de bazı takımlar için 3 puan ‘mecburiyet’ olunca, başarısızlıklar ‘dünyanın sonu’ gibi algılanmaya başlandı. G.Saray da bu mecburiyetlerin acısını yaşıyor. ”Cimbom kümeye” tezahüratı eşliğinde G.Saray’ın ilk kez bir karşılaşmasını izledik. Süper Lig’de bu yıl yaşananlar gerçekten futbolu sevenler için ilgi çekici. ‘Kim şampiyon olacak?’soruları yarışın sonlara gelinmesine karşın belli değil. Sarı Kırmızılılar, tüm kulvarlara havlu attığı gibi, ligin dibine yaklaşması nedeniyle, rakipler takım yandaşlarının ‘alt küme’ takılmasına maruz kalıyor. Ancak G.Saraylı oyuncuların, kafalarında yaşadıkları baskıya karşın kazanma arzularını görmek mümkündü dün gece. Öyle ki; ilk 15 dakikada yapılan ataklar golün habercisi olmuştu. Sarı Kırmızılı futbolcular, kazanmak ve eleştirilerin önüne geçmek için oynadı. Sezon tamamlanmadan alacakları 34 galibiyet, belki de bu yılki büyük başarısızlığın üzerini örtecek. Hedefleri sadece ‘ligin bir an önce bitmesi’ olan iki takımın mücadelesinde kazanmayı daha çok isteyen G.Saray’dı ve İstanbul’a 3 puanla döndüler. GENÇ KAPTANA G ZL ÇEK M TUZAĞI rda Turan’ın sezon başı kampında, yeni formalar ile ilgili kullandığı ifadeler gündeme damgasını vurdu. TRT Spor’da önceki gece yayımlanan ‘Futbol Arenası’ adlı programda, forma reklamı için çekilen görüntüler ekrana getilirken diyaloglar, Sarı Kırmızılı caimada tartışmaya neden oldu. Arda, Sabri ve Ayhan ile dönemin sportif direktörü Adnan Sezgin’e ‘Aslan’ temalı formanın somon rengini şikâyet ederken şunlar konuşuldu: Arda: Eee G.Saray forması nerede. Her sene bir o.... rengi var. Heriflere malzeme veriyoruz yani. Böyle forma mı olur abi ya. A... k... ben bunların. Sabri: Adnan abi, çok iyi bir renk seçmişsiniz, bravo. Adnan Sezgin: Ben seçmedim. Arda: Şu formalara nasıl bakmazsın? Ver siyah forma, beyaz forma. Sarı Kırmızı yürü. A Arda: Fikrim değişmedi Arda, görüntülerin yayınlanmasının ardından “Bir önceki sezonda da turuncu forma vardı. Bu sefer de pembe (mercan forma) olunca, tepki verdik. Formanın rengini halen beğenmiyorum. Parçalı formayı giymek istiyoruz. Ancak orası bizim yatak odamızdı. Bu görüntüleri sızdıranları da Allah’a havale ediyorum” dedi. ‘Görüntüler G.Saray’ın değil’ G.Saray TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Tankaya, basına sızdırılan görüntülerin kendilerine ait olmadığını dile getirip savcılığa başvurduklarını söyleyerek, “Tanıtım için yönetmen Mustafa Altıoklar ile çalıştık. Kimseyi töhmet altında bırakmak istemiyoruz. Görüntüler karşılığında maddi gelir elde etmeye çalışan insanlardan bahsediliyor” diye konuştu. ‘Demode isimlere ihtiyaç yok’ G.Saray’ın eski yöneticilerinden Haldun Üstünel, NTV Spor’a yaptığı açıklamada, Hiçbir oluşum için söz vermedim. Yıpranmış ve demode yönetimin Galatasaray’da birliği sağlayacağına inanmıyorum. Geleceğin Galatasaray’ını oluştururken Arda’yı nasıl satacağımızı değil, yeni Arda’ları nasıl kazandıracağımızı düşünmeliyiz. Taurasi’nin yaşadığı doping skandalının bedelini Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel koltuğunu kaybetmemek sevdasıyla çok güzel ödedi” ifadelerini kullandı. NUR VE HAM T ŞOKU Spor Servisi Almanya’da B.Dortmund forması giyen ulusal futbolcu Nuri Şahin’in, sağ diz bağında esneme olduğu ve sezonu kapattığı bildirildi. Bayern Münih’li Hamit Altıntop’un da bel fıtığı ameliyatı olacağı açıklandı. İki futbolcu, Ulusal Takım’ın Haziran ayında Euro 2012 Elemeleri’nde oynayacağı Belçika maçında forma giyemeyecek. GUTI’DEN KÖTÜ HABER Spor Servisi Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında yarın Gaziantepspor ile karşılaşacak Beşiktaş’a Guti’den kötü haber geldi. 2 haftadır sakatlığı süren İspanyol yıldızın henüz iyileşmediği belirtildi. Sağ ayak bileğindeki sakatlığının tedavisi tamamlanma aşamasına gelen Guti’nin, riske edilmeyeceği ve Gaziantep’e götürülmeyeceği öğrenildi. Beşiktaş Kulübü Doktoru Devrim Urgun “Guti’nin sakatlığı devam ediyor. Olası bir sakatlık tekrarı için Gaziantep’e götürmeyeceğiz. Guti haricinde eksiğimiz yok” dedi. Beşiktaş hazırlıklarını bugün yapacağı antrenmanla tamamlayacak ve akşam özel bir uçakla Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Gaziantep’e hareket edecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear