23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MART 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER Adalet Bakanı, suikast zanlıları ile gazetecileri aynı kefeye koyarak kalemi silahla bir tuttu 5 Uzak bir aşkın renginde olan gözleriniz, Pablo Neruda’nın, Özdemir Asaf’ın, Octavio Paz’ın, Oktay Rifat’ın dizelerini okumadı... Okusaydınız dudaklarınızın mercan ışığı gibi titrediğini görecektiniz... Görmediniz çünkü göstermediler, öğretmediler size. Gecenin kanat çırptığı saatlerde zindanlarda çocuklarınızla birlikteydiniz, sevginin coşkusunu yaşayamıyordunuz... Kocalarınız hapisteydi, umut çiçeklerini toplayamıyordunuz. Minicik çocuklarınız soruyordu: “Anne, babalarımızın yazı ve kitap yazmaları suç muydu?” Sizleri Ankara’da da gördüm, Batman’da da, İstanbul’da da... Tutuklamaları savundu Ergenekon davasında eleştirilere konu olan tutuklamalar ve uzun tutukluluk durumlarını savunmak için ‘’Biri Hrant Dink’i öldürdü. 3.5, 4 yıldır tutuklu salıverelim mi? Danıştay’ı bastı hâkimleri öldürdü. Davası sürüyor salıverelim mi?” diyen Adalet Bakanı, Balbay, Özkan ve son dalgada tutuklanan gazetecileri cinayet zanlıları ile bir tuttu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın tecrit edilmesini Ceza İnfaz Yasası’nın “Aralarında husumet bulunanlar aynı odalarda barındırılmazlar” şeklindeki 113. maddesiyle savundu. Ancak aynı yasanın 115. maddesinde, “tecrit”in koşulları “tehlikeli halde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren” biçiminde sıralanıyor. NTV’nin sorularını yanıtlayan Ergin, Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili eleştirilere, “Şu anda dosyada ne var ne yok bilmiyo B LG SIZDIRILAN YANDAŞ GAZETEC LERE YASA DEĞ Ş KL Ğ MÜJDES Ergin, Türk Ceza Yasası’nın gazeteciler hakkında birçok soruşturma açılmasına neden olan maddeleriyle ilgili yapılacak değişiklikler hakkında bilgi verdi. Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın çalışmalarını tamamladığını söyleyen Ergin, çalışmaları Başbakanlık’a göndereceklerini kaydetti. TBMM tatile girmeden yasallaşmasını umduğunu kaydeden Ergin, “Şu an ceza yasalarından kaynaklanan ve birçok medya mensubunu ilgilendiren olumsuz sonuçlar ortaya çıkaran maddelerde düzenlemeler yapılsın düşüncesindeyiz” diye konuştu. Bunların Türk Ceza Yasası’nın “Haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda ruz. Dün davayı yürüten savcı bir açıklama yaptı ve ‘Bu gözaltılar gazetecilikten değil’ dedi. Sadece gazetecilikten alınırlarsa basına darbe olurdu. Sadece gazetecilikten değil de başka şeylerden alınıyorlarsa durum farklı. Bunun için biraz sabretmek gerek” yanıtını verdi. Tutukluluk süreleriyle ilgili bir soru üzerine Ergin, insanların hürriyetlerini kaybetmelerinin elbette kimseyi mutlu etmeyeceğini iddia etti. Ergin, “Önemli olan tutuklamalarda bunların keyfi olup olmadığıdır. Mevzuatın gerektirdiği şekilde mi? Biri Hrant Dink’i öldürdü. 3.5, 4 yıldır tutuklu salıverelim mi? Danıştay’ı bastı hâkimleri öldürdü. Davası sürüyor salıverelim mi?” görüşünü kaydetti. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın kaldığı odaların ayrılması konusunda ise bilgi kirliliği olduğunu iddia eden Ergin, şunları savundu: “Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın ayrılması inisiyatife bağlı deniyor. Ceza İnfaz Yasası’nın 113. maddesi, ‘Özel yetkili savcıların yürüttüğü soruşturmadaki tutuklular, aralarında husumet bulunanlar, aynı suçu işleyenler, aynı hücrede barındırılmazlar, ayrı ayrı tecrit edialınması”, “Özel hayatın gizliliğini ihlal”, “Gizliliğin ihlali” ve “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarını düzenleyen maddeler olduğunu kaydeden Ergin, şu an da en çok basın mensuplarının soruşturma gördüğü maddelerin bunlar olduğunu ileri sürdü. Ergin’in söz ettiği değişikliğin gerçekleşmesi durumunda bundan daha çok AKP’ye yakın basın yayın organları yararlanacak. Çünkü, internete düşen yargı ve ordu mensubuyla ilgili birçok yasadışı dinlemeyi AKP’ye yakın gazete ve televizyonlar yayımlıyor. Bu nedenle, yasanın uygulanması havada kalacak. Cezaların düşmesi durumunda ise, yasadışı dinlemelerin yayımlanması konusunda artış yaşanabilir. Ergin, CHP Genel Başkanı Süheyl Batum’un orduya ilişkin açıklamaları nedeniyle yargılanma istemine izin vermedi. Batum, Zonguldak’ta katıldığı bir panelde “Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz” değerlendirmesinde bulunmuştu. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı da Batum hakkında 301. maddeden soruşturma açılması istemiyle Adalet Bakanlığı’na başvurmuştu. Ergin, “Süheyl Batum’la ilgili bugün itibarıyla soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verdik” yanıtını verdi. Haydi Kadınlar Gülümseyin... Bir gülümseme yoktu bakışlarınızda... Kıran yerlerinden çıkıp gelmiştiniz. Yüreğiniz bir karaca yavrusu gibi hopluyordu. Akan ırmaklar gibi devingendiniz. Umuda vermiştiniz kendinizi, ilkyazın başladığı şu günlerde. Kar inceden atıştırırken, hayatın aşk lambasını bile yakamadınız. Çocuk yaştaydınız, gözleriniz deniz gibi dalgalı. Taze ve beyaz aydınlık sabahları beklediniz, çiçek kokularıyla yıkandınız, umutlarınız birer birer yok olurken, adına töre denilen o korkunç cinayetlere kurban gittiniz. Sizi öldürenler erkek kardeşlerinizdi... Kararı aile meclisi vermişti, şeyh hazretlerinin önünde ananız, babanız, kardeşleriniz, tüm aile bireyleriniz diz çökmüş “katli vaciptir” diyenlerin buyruklarını yerine getirmişti. Kiminiz maviş maviş bakardı, kiminiz kestane kahverengisi, kiminiz zeytin karası. Karadeniz’in yamaçlarında fırtına, Harran Ovası’nda durgun bir su olurdunuz. Nice 8 Mart’ları, yani Dünya Kadınlar Günü’nü yaşadınız... Yarınların aydınlığını aradım gözlerinizde... Çıkarsız bir yaşamı vardı... Emek, alın teri... Yalnızlık ve hüzün. Edirne sokaklarında yürürken durgundunuz, Şırnak’ta kerpiç duvarlı evlerde tutsak. Diyarbakır’da gece yarısı öldürülen 15 yaşındaki Necla’ydınız. Mardin’in sokaklarındaydınız, büyük kentlerin caddelerinde. Ne ilkbahar geldiğinde kırlangıç öpüşlerini gördünüz, ne aşkın derin sularında tutkuyu... Derin gecelerde, karanlık gölgelerde yaşamı kucakladınız. Yapayalnızdınız... Sömürüldünüz hep, horlandınız, aşağılandınız. Erkek egemenliğinin altında ezildiniz, okula gönderilmediniz... Konya’nın gözden ırak bir köyünde birkaç yıl yaşadınız, yatılı Kuran kursunda çöken binanın altında kalıp öldünüz. Hep itildiniz, bir kenara konuldunuz... Duman gibi yayılan havalarda, kar yağdığında, yaşamın neresinde olduğunuzu bile anlamadınız... Tecride kılıf lirler’ diyor. Yasa hükmü çok açık. Silivri Cezaevi’nin kapasitesi sınırlı olduğundan Özkan ve Balbay birlikteydi. Yeni bölümler hizmete girince 400 civarı mahkumun yeri değişti. Sadece Balbay ve Özkan’ın yeri değişmedi. Ayrıca dilekçeler mevcut. Sayın Balbay, ‘Tuncay Özkan’ın yanına verilmiyorsam kimseyle kalmak istemiyorum’ diyor. Can güvenliğini gerekçe gösteriyor. Sayın Özkan da aynı şekilde bir dilekçe verdi. Bu tutukluların kendi isteği. Türkiye’de tutuklu tutulanlar hangi hak ve şartlara sahipse bu ikili de aynılarına sahiptirler.” CHP’L KEMAL ANADOL: Kocalarınız bombalı tuzaklarla, silahlarla öldürüldü. Dimdik ayaktaydınız... Yıllar yılı gözyaşlarınızı akıtırken, siz geride kalan Kemal Türkler, Turan Dursun, Çetin Emeç, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Musa Anter, Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Mehmet Sincar, Hrant Dink’tiniz. Yükselen sularda, kumluklarda rüzgâr olup eserdiniz. Hepinizi, yaşlınızı gencinizi, okumuşunuzu okumamışınızı anlamak zordur erkekler için... Tanımak da! Yüreğinizin derinliklerine inmek de! Sevginin alacakaranlığında bağlarını çözen siz, bir elmanın ince kabuğu gibi hoyrat, alıngan ve kırılgansınız... Güzelliğiniz kış güneşinden kalmadır, bilirim! Dudaklarınız bir yıldız ışıltısı olur istediğinizde, bedeniniz yanardağdan fışkıran bir lav... Gül ağacında buruk bir tarçın... Topraktan fışkıran sevdalı bir mor menekşe... Sonra bir bakarsınız her yeriniz buzul, yüreğiniz taş kesilmiş... Tüm bunlara karşın vazgeçilmezsiniz! Işıklarla çoğaldığınız yüzü aydınlık sabahlarda Çukurova’da ırgat, Toroslar’da hızarla ağaç kesen orman işçisiydiniz. Kocalarınız kahvede pişpirik oynarken Söke’de, Amik Ovası’nda, Karacabey’de, Gümüldür’de sebze, meyve, pamuk topluyordunuz... Yıldızların sonsuz yolculuğunda öyküleriniz vardı Orhan Kemal’in, Bekir Yıldız’ın anlattığı. Şiddete, tacize, tecavüze uğrayan da sizdiniz, öldürülen de... Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Biraz gülümseyin diyeceğim... Gülümseyecek misiniz? Bu rejime takunyalı faşizm denir Ergenekon soruşturmasında mağdur olanların yanında olduğu için CHP’nin de karalama kampanyasına hedef olduğunu söyleyen Kemal Anadol, “Böyle bir ülkedeki rejimin adına takunyalı faşizm denir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon soruşturması kapsamında gerçekleştirilen son dalga operasyonda gözaltına alınan Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de aralarında bulunduğu 7 gazetecinin tutuklanmasına tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, “Savcı Zekeriya Öz kimin emrinde? Emniyetten gelen yazıyı imzalayıp mahkemeye gönderdiğini ikrar ediyor” dedi. Anadol, TBMM’de gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine, soruşturma üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasını istedi. Son dalgadaki gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren Anadol, Ergenekon davasının basına servis edilmesine ilişkin 17 soru önergesi verdiğini belirterek ifadelerin sızdırılmasını eleştirdi. “kaygılıyım” açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de eleştiren Anadol, “Bunlar timsah gözyaşlarıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı iken Silivri’deki dava açılmadan önce bir savcı arıyorum diyordu. Savcılar bulundu herhalde, sonuç bu” dedi. Gazeteci Nedim Şener’e sorulan soruları da eleştiren Anadol, “Kitap toplayamayan hükümet kitapları yazanları daha basmadan evvel operasyonla içeri alıyor, kitabın yayımlanmasını engellemek için” dedi. Savcıların sanıklarla ilgili sadece aleyhte değil, lehinde olan delilleri de toplaması gerektiğine işaret eden Anadol, “Bu geçerli mi, yok öyle bir şey. Sahte delil üretiliyor, sahte kanıt üretiliyor. Sordukları soruların tamamı siyasi, hukuki değil” dedi. Türkiye’de artık kişi hak ve özgürlüklerinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Anadol, “Böyle bir ülkedeki rejimin adına takunyalı faşizm denir” diye konuştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ergenekon soruşturması konusundaki son tutuklamaları değerlendirirken, yargının yürütme tarafından “siyasal silah” olarak kullanıldığını söyledi. Vural, muhalefetin devlet araçlarıyla susturulmaya çalışıldığını belirterek, “Topyekun hepimiz bu tehdit altındayız” ifadelerini kullandı. Vedat Ahsen Coşar Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve kurumun üyeleri, Yargıtay’ın kuruluşunun 143. yıldönümü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Yargıtay’da düzenlenen törende konuşan TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar, hukukçulara hukuka saygı çağrısı yaptı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Uzun tutukluluk hukuk devletiyle bağdaşmaz’ ANKARA (Cumhuriyet lemelere prim verilmemesi ge ruma tedbirleri, bu tedbirler kapsamında bulunan ‘arama, Bürosu) Türkiye Barolar rektiğini dile getirdi. Coşar da savunmanın, sadece el koyma, tutuklama, iletişimin Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar, isim ver AİHS ve anayasa gereğince adil dinlenmesi’ gibi pozitif hukumeden Ergenekon soruştur yargılanma hakkı ile hak arama kun öngördüğü araçlar, humasını eleştirirken, bugün hâ özgürlüğünün vazgeçilmez bir kuk güvenliği, kişi güvenliği, lâ “ceza davalarında tutuk unsuru değil, aynı zamanda yar özel hayatın gizliliği, adil yarluluğun makul süreyi aş gılama faaliyetini demokratik gılanma ilkesi gibi temel nitemaması gerektiği” konusun leştiren de bir unsur olduğunu likteki kişisel hak ve özgürda sorun yaşandığını söyledi. vurguladı. Coşar, “Savunma lükler üzerinde son derece etYargıtay Başkanı Hasan Ger hakkına saygı ve özen göste kili olan araçlardır. O nedençeker ve kurumun üyeleri, Yar rilmeden yapılan her yargı le koruma amaçlı olan bu araçların kullanılmasıngıtay’ın kuruluşunun 143. da, ‘lekelenmeme hakkıyıldönümü dolayısıyla Anıtsim vermeden Ergenekon na’, aşırılığa kaçılıp kakabir’i ziyaret etti. Daha sonra Yargıtay’da düzenlesoruşturmasını eleştiren TBB Başkanı çılmadığını esas alan ‘oranlılık ilkesine’, ‘insan nen törende konuşan GerCoşar, ‘’Savunma hakkına saygı ve onurunun dokunulmazlığı çeker, Mustafa Kemal Ataözen gösterilmeden yapılan her türlü ilkesine’ saygılı olunması türk’ün açtığı aydınlık yolyargılama demokratik olmadığı gibi gerekir. Bu araçların kulda, gösterdiği ilkeler doğlanılmasında ayrıca, harultusunda çalışmalarına deadil de değildir” dedi. zırlık, soruşturma aşavam edeceklerini belirtti. masında yürütülen eyGerçeker ayrıca, kuruluş yıldönümü dolayısıyla TBB’de lama demokratik olmadığı gi lem ve işlemlerde hukuk devletinin öngördüğü sınırlar içinverilen resepsiyonda da gaze bi adil de değildir” dedi. TBB’nin 4 Temmuz 1970 de kalınıp kalınmadığını, yütecilerin sorularını yanıtladı. Gerçeker, “Davanın ve kişinin tarihli bildirisindeki “ceza rütülen işlemlerin yasal ve özelliğine göre değil bütün davaları ve tutukluluğun ahlaki bir temele oturmasını vatandaşların kanun önünde makul süreyi aşmaması ge öngören ‘dürüst işlem ilkesine’ eşitlik ilkesi gereğince her rektiğine” ilişkin değerlen uyulması gerekir.” Coşar, “Bu konuda en bükese bu kuralların eşit uy dirmeyi okuyan Coşar, aradan gulanması gerekiyor. Kamu geçen 41 yıl içinde bildiriye yük görev, hukuka en fazla vicdanında sıkıntı yarata konu hususların değişmemiş saygı duyması gereken, hukuk cak uygulamalardan kaçın olmasının üzüntü verici oldu devletini herkesten daha çok ğunu ifade etti. savunması gereken biz humak gerekiyor” dedi. Coşar, şunları söyledi: “Ko kukçulara düşmektedir” dedi. Gerçeker, yasal olmayan din AFET KOORD NASYON MERKEZ TELEKULAK ÇIKTI Batman’da AB hibesiyle tüm kenti dinlemişler BATMAN (Cumhuriyet) Bat Zanlılardan birinin avukatlığını man’da kurulan Afet Koordinasyon yapan Mahmut Tanrıseven, müMerkezi’nin kentteki sokak lam vekkilinin merkezin amacı dışında balarına cihaz takarak bütün ken inşa edildiğini, şartnameye uyulti dinlediği iddia edildi. Olayla il madığını söylediğini aktardı. Tanrıseven, dinleme yagili 7 kişi gözaltına alınırken, espılmasına dair birtaki vali yardımcısı kım malzemeler alında sorgulanacak. AB’den alınan 5 dığının söylendiğini Avrupa Birliği’nden (AB) alınan milyon lira hibe krediyle ifade etti. 5 milyon lira hibe yapılan Batman’daki urtdışı krediyle dönemin “Afet Koordinasyon telefonları da Vali Yardımcısı OsMerkezi” yaklaşık 2 ay dinlenmiş man Varol’un denetiminde yapılan önce hizmete girdi. Merkezdeki yasaBatman’daki “Afet dışı dinlemeler sıraMerkez aracılığıyla, Koordinasyon sında yurtdışı telekentteki birçok sokak Merkezi” yaklaşık fon görüşmeleri ile ışıklandırma direği ve 2 ay önce hizmete bazı kamu kuruluşgirdi. Merkez aracıyüksek binaların çatısına larının da dinlendiği lığıyla, kentteki birtakılan dinleme cihazıyla öne sürülüyor. Bu çok sokak ışıklandırarada, Başbakan Rejandarma dahil kentin ma direği ve yüksek cep Tayyip Erdotamamının dinlendiği binaların çatısına tağan’ın kente yaptığı kılan dinleme cihaiddialarının gündeme ziyaretten sonra dinzıyla jandarma dahil leme işine son vegelmesi üzerine merkeze kentin tamamının rildiği de ifade tutadinlendiği iddiaları baskın yapan jandarma 7 naklarında yer aldı. kişiyi gözaltına aldı. nın gündeme gelmesi Merkezin yapımına üzerine Merkeze basöncülük eden ve kın yapan jandarma ihalesiyle ilgilenen 7 kişiyi gözaltına aldı. eski Vali Yardımcısı Osman VaGözaltına alınanların Afet Koor rol da şüpheliler arasında bulunudinasyon Merkezi’nin elektronik yor. Trabzon’un Yomra ilçesine altyapısını kuran iletişim firması kaymakam olarak atanan Varol’un nın elemanları olduğu öğrenildi. da ifadesi alınacak. Y z kimin emrinde?’ Anadol, “Savcı Zekeriya Öz kimin emrinde? Emniyetten gelen yazıyı imzalayıp mahkemeye gönderdiğini ikrar ediyor. İfadeleri kim sızdırdı. Ya Zekeriya Öz ya özel tim olarak görevlendirilen polis ekibi ya da ifadeyi alan Adalet Bakanlığı’na bağlı memurlar sızdırdı. Deniz Feneri’nde de gizlilik kararı var. Hiçbir şey sızıyor mu? Yargının yürütmenin emrine girdiğini kanıtlayan en somut örneği” diye konuştu. Gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili ‘Ö C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear