25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul S Edirne S Kocaeli S Çanakkale S İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak A Sinop A Samsun A Trabzon B Giresun B A Ankara 16 21 20 19 20 19 20 16 16 21 16 17 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A B B B B B B B B B B 18 17 14 20 22 20 20 21 17 17 9 7 4 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana PB 3 2 2 16 13 13 17 14 19 10 17 13 19 Belgrad PB 19 Sofya PB 21 Roma B 17 Atina B 21 Zürih Y 18 Moskova K 2 Aşkabat Y 12 Taşkent B 17 Baku A 12 Bişkek Y 19 Tiflis B 14 Kahire A 22 Şam B 17 Ülke genelinde yağış beklenmiyor. Ülkenin batısı parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Sabah ve gece saatlerinde Doğu bölgelerde buzlanma ve don, İç ve Batı bölgelerde sis görülecek. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’da eğimin fazla olduğu dik yamaçlarda muhtemel çığ riskine karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. 26 MART 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Mart GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada hava ve deniz operasyonlarına karşı çıkan hükümet ise, öne sürdüğü dayatmaların Batı’da fazla ciddiye alınmadığını ve Libya olayında devre dışı kalmakta olduğunu görünce… …bu kez ben olmayınca NATO’nun Libya’da ne işi var diye kimine göre viraj aldı, kimine göre daha önceki söylemlerinden bir günde dönüverdi. RTE; NATO’ya şu veya bu biçimde katılmaya karar verdi. Partilerin hükümeti eleştiren açıklamaları günlerce gündemden düşmedi. Önceki gün gizli bir oturumda herhaldehükümet muhalefet partilerini izlediği politikaların ne kadar isabetli olduğuna ikna etmiş ki… …dün gazeteler hükümetin Libya’ya NATO emrinde asker göndermeyi içeren tezkeresinin üç partinin; AKP, CHP ve MHP oylarıyla kabul edildiğini bildiriyordu... Dışarıda hükümete eleştiri, kapalı oturumda hükümet politikalarını yansıtan tezkereye muhalefetin evet oyu vermesi ola ki siyasal tutarsızlık diye yorumlanabilir ama… …partilerimiz; hep bir ağızdan ulusal yararlarımız söz konusu olunca elbette iktidar muhalefet ayrımı söz konusu olamazzzz diye ülke severlik marşları söyleyebilirler. Siyasal tutarsızlıkların sorgulanabileceği umudu, olasılığı belirdiği sırada... ne Libya, ne tezkere! Basılmamış bir kitaba polis baskını manşetleri kapladı. Gazeteci (Ergenekon sanığı) Ahmet Şık’ın baskısı gerçekleşmemiş “İmamın Ordusu” kitabının taslağı İthaki Yayınevi’ndeki harddiskten silindi. Ahmet Şık’ın bir başka gazeteciye görüşünü almak için gönderdiği kitabın bilgisayarındaki kopyası da... Baskınlar nasıl başladı, gelişti? Polis 49 sayfalık bir rapor hazırladı. Savcılık raporu 12. Ağır Ceza’ya gönderdi. Mahkeme: “...kitap içeriğinde terör örgütünün (Ergenekon) propagandası yapıldığı, örgüt talimatıyla kitabın bastırılarak sansasyon ve dezenformasyon yapılması planlandığı, yargılanan örgüt üyelerine moral ve motivasyon verilmeye çalışıldığı anlaşıldığından…” tüm nüshalarına el konulmasına karar verdi. Basılmamış, bir iki kopyası bilgisayarlarda olan kitap artık büyük merak konusu. Kimileri İmamın Ordusu kitabının Fethullah Gülen’in marifetlerini açıkladığı için daha basılmadan Fethullahçı polislerce el konulduğunu korka korka söylüyor, yazıyor. Kimileri de dijital çağda basılmayan kitaba mahkeme kararıyla yasak çıktığını… kimileri Sultan Abdülhamid devrindeki sansür uygulamalarına dönüldüğünü… Velhasılı dostlar; ülkenin çivisi çıktı, çivisi! Bir işadamı (Cem Boyner) çıkıyor. “Bu ülkede insanların mutluluğu, onuru, haysiyeti… bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir” diyor. Eleştirilerin hedefi olunca “Sözlerimden bölünmeye razı olduğum şeklinde bir anlam çıkarmak ancak kötü niyetlilere ve okuduğunu anlamayanlara özgü bir davranıştır” diyebilen bir açıklama yapıyor. Oysa bu açıklama Cem Boyner’in; ne söylediğini ve söylediğinin hangi anlama geldiğini hâlâ anlamadığını gösteriyor. Bir başka olay: CHP’nin 2. adamı Gürsel Tekin, “Meclis’e başörtülü milletvekili girerse Merve Kavakçı’ya yapılan muameleyi yapmayız, AKP şansını deneyebilir” diyor. Eleştiriler yoğunlaşıyor. Siyaset adamları nasıl hareket ediyorsa, öyle hareket ediyor ve tabii sözlerinin yanlış anlaşıldığı izlenimi veren açıklamalar yapıyor. Sormuşlar; CHP’de türbanlı aday olacak mı? Hayır! Ama AKP Meclis’e türbanlı milletvekili sokarsa? Yanıt; “Biz karışmayız”. Gürsel Tekin Meclis’e türbanlının girmesinin CHP’nin sorunu olmayacağını söylemekle baltayı bir kez daha taşa vuruyor. 2. adamı, 1. adam (Kılıçdaroğlu) yanıtlıyor: “Ben kravatsız Genel Kurul’a giremem. Milletvekili hanımefendiler de pantolonla gelemezler. Kurallar bellidir. Dışarıda nasıl giyindiği sadece kendisini ilgilendirir” diyor ve bir dönem MHP milletvekili türbanlı Nesrin Ünal’ın Meclis’e gelince başını açmasını örnek veriyor. 1. adam 2. adama, parti kararı olmayan konularda partiyi bağlayan açıklamalar yapmamasını söyleyecek veya yasaklayacak mı? Zira, seçim arifesinde gereksiz tartışmalara konu olmanın anlamı yok. Örneğin partisel eleştiriler yapan Prof. İsfender Korkmaz’a, “Tombaladan milletvekili” diyen Gürsel Tekin’e, “Kahvecilikten geldiği için aklına hep tombala geliyor” diyen yanıtı… Şu sıralar CHP’nin AKP yandaşı gazetelere malzeme olacak olaylardan sakınması gerekmiyor mu? BİRLEŞİK yazılır; çünkü dilbilgisi kurallarına göre ayrı iki sözcüğü yan yana getirerek oluşan tek sözcüklü bir yemek adıdır. Türk mutfağının gözdelerinden biri olduğu için önemli yabancı konuklara verilen resmi ziyafet mönülerinde yer alır çoğu zaman. Konuğunuz bu enfes yemeğin niçin böyle adlandırıldığını sorunca ne diyeceğinizi şaşırırsınız. Lezzetine imamın bile bayıldığını söyleseniz, bayılmanın “çok beğenme” anlamını bilmeyen ve daha önceki bir ziyafette “karnıyarık” adlı bir başka patlıcan yemeği yemiş olan konuğunuz, bu açıklamanın üstüne karın yarılması dehşetini de ekleyerek pek inandırıcı bulmaz sözlerinizi; ama masada tatsızlık çıkarmama diplomatlığıyla “kimmiş o imam” diye sormaz. Kibarlığından açıkça söylemese de ister istemez karanlık olasılıkları aklından geçirdiğini sezersiniz yüzüne bakınca. endine göre haksız da değildir. İnsan niçin bayılsın yemek yerken? Fiziki nedenler dışında, olsa olsa, ancak çok kötü haber duyunca düşüp mambayıldı bayılanlar olur, örneğin. Dünkü Cumhuriyet’te bizim Bekir’in “Ve Müslümanlar da Haçlı Seferlerine Katıldılar…” başlığını okuyan “mütedeyyin laikler”den biri bunu öylesine kötü bir haberin başlığı sanıp okur okumaz üzüntüden bayılmış olamaz mı? Kıyamet alâmetleri zuhur etmeye başladı demektir ona göre. ehşet belirtileri bugünlerin dünyasında o kadar yaygın ki... Çok sevdiğini söylediği kızı yirmi yerinden bıçaklayıp boğazını da keserek doğrayan âşıkların hikâyelerinden geçilmiyor vukuat K D sayfalarında. Gerçi bu tür yüzlerce aşırı sevda haberinden sonra bile kıyamet kopmamış olması böyle cinayetleri “ahvali âdiye” mertebesine indirmiştir ama, başka kıyamet belirtileri hiç eksik olmuyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı’nın “sivil itaatsizlik” zaferini müjdelemek üzere, arkadaşları gibi şık şemsiyeyle yağmur altına oturmak yerine, otura otura “polis” panzeri üstüne oturup poz vermesi resmi kıyamet alâmeti değildir de nedir? ma ciddi olmak gerek. Birleşik sözcüklerden biriyle, “gelgit”le ilgili bir haber vardı dünkü gazetede: Silivri’de deniz 30 metre çekilmiş ve bunu depremle bağlantılı sayan halk paniğe kapılmış. Oysa dolunay günlerinde doğalmış bu ve uzmanlara göre tek başına deprem alâmeti sayılmazmış. Lakin, “1999 Gölcük depreminde de deniz çekilmişti” demeyi ihmal etmemişler. Amma vesveseli toplum; şom ağızlılık hep var, nedense. Koy Kazan... Herkes aday adayı, insanlar soruyorlar: “Siz de koydunuz mu?..” “Valla koyduk bakalım...” “Çok iyi yapmışsınız... Yani bu toplumun ne kadar ihtiyacı var... Siz koymayacaksınız kim koyacak?..” “Aslında ben koymayacaktım ama istediler...” En çok aday adayı başvurusu AKP’ye diyorlar... Altı bin mi ne?.. Darbukacı, şarkıcı, futbolcu, antrenör, sünnetçi, sendikacı, sanayici, polis, karikatürist, müteahhit, imam... Kabadayılar bile var... Demek ki aday adayı. Bir hesaba göre, AKP’ye başvuranlardan bir futbol takımı çıkıyor... İki Afrika ülkesine yetecek kadar genel müdür, dört televizyona yetecek kadar sunucu, spiker, programcı, konuşmacı... İki tane de ince saz fasıl heyeti... Darbukada Balık Ayhan... İktidar aday adaylarının çoğunluğu bürokrat... Telefonlarımızı dinleyenler de var, milleti asla dinlememek üzere... Müsteşar, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı ve çok sayıda yandaş memur... Listeye girmeyi başardılar, başardılar... Yok eğer başaramadılar, bu da iyi bir şey... İktidarın aday adayı olarak oldukları yerde önleri açılıyor... Artık kim tuta... Koy kazan çünkü... Aday adayları her yolu deniyorlar... Vatana hizmet etmek isteyen bu kadar çok insan var da, vatan niye bu halde diye düşünüyor insan... Bana dahi gelip “Koymama yardım eder misin?” diyen oldu... Özür dileyerek onlara “Siz kendiniz koyun, ben zaten bilemem...” dedim, kimse alınmasın... Soytarılaştırılmış demokrasinin ilk aşamasıdır bu izlediğiniz... Şimdi milletvekili olacakları lider seçecek... Sonra onlar lideri seçecek... Böylece 4 yıl birbirlerine minnet borçlarını öderken ve tek kişilik örtülü diktatörlük sürerken siz bunu “demokrasi” sanmaya devam edeceksiniz... İşte bunun için zaten... Aday adayı diyor: “Koyalım bakalım...” A Balyoz’da iddia: 2009’da adı değişen kişi 2003 yılındaki belgede yer alıyor Olmayan kişi belgede HAT CE TUNCER “Balyoz Harekât Planı” davasında Sanık Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu’nun avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, davanın delilleri arasında yer alan 2003 yılına ait dijital bir belgede Otuzbiroğlu’nun adının Umut Ahmet Tarık isimli bir askerle geçtiğini belirterek “Oysa 2003 tarihinde Umut Ahmet Tarık diye bir kimse yok. Ahmet Tarık ‘Umut’ adını 2009 tarihinde mahkeme kararıyla almış. Sahte belgelere dayanarak koramiralliğe yükselmiş müvekkilim nasıl tutuklanır?” dedi. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’nın da aralarında bulunduğu emekli ve muvazzaf 161 askerin tutuklu yargılandığı Balyoz davasına devam edildi. 14 Mart’ta başlayan 2 haftalık yargılama sürecinin son gününde gerçekleştirilen 21. oturumda sanık ve avukatlarının talepleri alındı. Ataşehir’de Deniz Gezmiş Parkı açıldı Ataşehir Belediyesi’nce yaptırılan Deniz Gezmiş Parkı ve Türkan Saylan Tıp Merkezi’nin de aralarında olduğu 24 proje düzenlenen törenle açıldı. Şarkıcı Edip Akbayram’ın verdiği kısa konserin ardından Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki Deniz Gezmiş Parkı’nın açılışında konuşan Ataşehir Belediye Başkanı Battal lgezdi, 24 ay önce işbaşına geldiklerinde ellerinde yalnızca mazbata olduğunu, bugün birçok projeyi bitirdiklerini söyledi. Ataşehir’in yalnızca imar sorunu kaldığını belirten lgezdi, “ BB Başkanı Sayın Kadir Topbaş’tan Ataşehir’in imar sorununun çözülmesi konusunda adım atmasını bekliyorum” diye konuştu. Sahtekârların parmak izleri Eski İstanbul 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri’nin avukatı Celal Ülgen, darbe teşebbüsü iddialarına dayanak teşkil eden CD’lerin üzerindeki el yazılarının, Tanyeri’nin notlarından “el yazısı harf” kopyalanarak oluşturulduğunu iddia etti. Balyoz Harekât Planı’nı ve çeşitli delilleri içerdiği iddia edilen CD’lerin sahte olduğunu yineleyen Ülgen, “CD’lerin fotoğraflarını bize verirlerse her şey ortaya çıkacak. O CD’lerin üzerinde sahtekârların parmak izi var” diye konuştu. ‘Parlayan yıldızı karartmayın’ Koramiral Otuzbiroğlu’nun avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, müvekkilinin adının Balyoz, Oraj ve Suga planlarında geçmediği ifade ederek “Dört dijital belgede adı geçmektedir. Hepsi de sahtedir” diye konuştu. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunan 2002 tarihli bir belgede Otuzbiroğlu’ndan “tuğgeneral” diye bahsedildiğini ama o tarihte “tümamiral” olduğunu belirten Bayraktar “TC devletinin binbir emekli bir ağaç gibi yetiştirdiği, yurtdışına eğitimlere gönderdiği Deniz Kuvvetleri’nde 3. komutan olan bir insanı yıkmaya hakkı yok. Gece içinde parıldayan yıldızı karartmaya ne hakkı var. Bunu hukuk sorar” dedi. Tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü, salondaki perdeye Donanma’da bulunan bazı belgeleri yansıtarak “30 belgenin hepsi aynı biçimde, aynı satır aralıkları, noktalarla hazırlanmış. Ankara’da, Bursa’da farklı yerlerde oluşturulduğu iddia edilen bu belgelerin hepsi tek elden, aynı merkezden üretilmiş. Bu bir komplodur” dedi. Sanıkların tahliye talepleri reddedilirken salonda bulunan aileler karara tepki gösterdi. Karar “Adalet için vardiya bizde” sloganları “Vardiya Bizde” marşı ve alkışlarla protesto edildi. Bazı tutuklu askerlerin yakınları ise fenalaşarak ambulansla hastaneye kaldırıldı. Dava 25 Nisan’a ertelendi. Başkentte cephanelik Motorlu Yunus timleri, durumundan şüphelendikleri bir kişinin üzerinde ve gösterdiği yerde 17 el bombası buldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte, durumundan şüphenilen bir kişinin üzerinde 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeğine ait şarjör, 20 adet dolu fişek, 1 adet şeffaf koli bantına sarılmış el bombası, 60 gram kokain; gösterdiği yerde ise 16 adet el bombası bulundu. Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı olduğu öne sürülen el bombalarının kalifiye numaralarının bazılarının silinmiş olduğu ileri sürüldü. Altındağ’da Çandarlı Mahallesi’nde su deposunun yakınlarında gece yarısı 03.00 sularında uygulama yapan motorlu Yunus timleri, durumundan şüphelendikleri M.D’yi durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Polisler sabıka kaydının bulunduğunu öğrendikleri M.D’nin üzerini aramak istedi. Kısa süreli bir tartışmanın ardından üzeri aranan M.D’de 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeğine ait şarjör, 20 adet dolu fişek, 1 adet şeffaf koli bantına sarılmış el bombası, 60 gram kokain ele geçirdi. M.D’nin yaşadığını söylediği yerde yapılan aramalarda ise 16 adet el bombası daha bulundu. M.D. el bombalarının kendisine ait olmadığını, bir başka kişi tarafından kendisine verildiğini iddia etti. El bombalarının sahibi olduğu iddia edilen kişi B.K. ise polis tarafından aranmaya başladı. Kavşak açılmadan su altında kaldı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan’ın pazar günü Adana’da açılışını yapacağı kavşak ve altgeçit çalışmalarında şimdiden dökülmeler başladı. “Türkiye’nin ilk virajlı altgeçiti” diye anılan ve yapımı, projesi tartışmalara yol açan MüzeDörtyol Köprülü Kavşakları Altgeçitleri’ni su bastı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yarın yapılacak açılış töreni öncesinde altgeçitin sinyalizasyon direğinin yıkılması ise kentte mizah konusu oldu. Ayhan Çarkın gözaltında İstanbul Haber Servisi Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın, İstanbul’da gözaltına alındı. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali’nin talimatı üzerine gözaltına alınan Çarkın, Radikal’e verdiği demeçlerde, Behçet Cantürk, DEP milletvekillerinden Medet Serhat, işadamı Savaş Buldan, Tarık Ümit, DevSol’cu Bedri Yağan, Ömer Lütfü Topal cinayetleriyle ilgili bilgiler vereceğini söyledi. Komisyon 8 kişiyle görüştü KIRKLARELİ (Cumhuriyet) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde 2004 yılında kaybolan Tolga Baykal Ceylan’ın kaybolmasıyla ilgili 8 kişinin bilgisine başvurdu. Komisyon Başkanı Zafer Üskül, “Bütün kişilerle görüşülecek, mekânlar incelenecek, hatta daha önce akla gelmeyen bazı konularda araştırma yapılacak. Ailenin endişeleri olmasın” dedi. Başbuğ’dan Koşaner’e ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’i makamında ziyaret etti. Genelkurmay’ın internet sitesinde yer alan bilgide ziyaretin içeriğine ilişkin bir açıklamada bulunulmadı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear