23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 12 MART 2011 CUMARTES 4 HABERLER Doğuda ‘Kürt ulusal bloku’ oluşturmayı planlayan BDP batıda sosyalistleri aday gösterecek 12 Eylül’den Beter mi? Öykü yakıştırma da olsa iyi. Abdülaziz’in 1867 Avrupa seyahati sırasında kendisine refakat edenler arasında bulunan nüktedan Keçecizade Fuat Paşa’ya atfen anlatılır. Öykü bu ya, Fuat Paşa, dönemin İngiliz hükümdarı Kraliçe Victoria ile konuşurken bir ara, Siyasette herkes satın alınabilir, deyivermiş. Kraliçe Victoria itiraz etmiş: Tabii ki doğru değil, mesela beni nasıl satın alabilirsiniz? Bana ne önerebilirsiniz ki? Keçecizade, hınzır hınzır gülümsemiş ve lafı gediğine oturtmuş: Görüyorsunuz ya Haşmetmeap, pazarlığa başladık bile. Evet, kimi zaman bir şeyin tersini söylemeye çalışırken dahi gerçekliğini ispatladığımız oluyor zaman zaman. Yirminci yüzyılın son büyük ekonomik krizinde, bunun 1929 bunalımı kadar vahim olup olmadığı tartışmaları konusunda ünlü iktisatçı Galbraith şunu söylemişti: Bu kıyaslamanın bizatihi kendisi bile olayın 1929’dakine yakın bir vahamette olduğunu gösteriyor. Bütün bunları geçen gün TV’de son Ergenekon tutuklamalarıyla ilgili bir tartışmayı izlerken anımsadım. Katılımcılardan hukukçu olan biri, “yok” diyor ve ekliyordu: Bugünkü durum ile 12 Eylül askeri cuntası kıyaslanamaz. O zaman hapishaneler doluydu, bugün o zamana oranla içeride bulunanların sayısı çok az. Faşizmin nicel büyüklüğüne vurgu yaparak nitel yanını göz ardı eden bu görüşe ne demeli ki? İçinde yaşadığımız dönemin tutuklu gazeteci sayısının 12 Eylül’e göre az olması veya baskının dümenindekilerin üniforma giymeyip sivil olmaları, korku imparatorluğunun temel niteliğini değiştirebilir mi? “Tutuklu sayısı 12 Eylül’den daha azmış, eh demek ki durum iyiymiş” denebilir mi? Ya da şöyle bir teselli geçerli olabilir mi: Ama bu defa korkuyu salanlar, sivil ve hiç değilse askeri vesayeti kaldırıyorlar... Yerine sivil vesayeti koyacak olduktan sonra, ne değişebilir ki? Franco’nun İspanya’daki vesayetinin askeri olmasına karşılık, Hitler’in Almanya’daki vesayetinin sivil olması, Nazizmi İspanyol faşizminden daha munis kılabilir mi? “Askeri darbelere son veriyorum” derken, hukuk kurallarının çiğnenmesi durumunda insanlar haklı olarak şu soruyu sormazlar mı: Askeri darbe olsaydı hukuk rafa kalkacaktı. Ee şimdi kalktı. Şimdi de kalktığına göre ne fark etti? Bu durum bana, 12 Mart faşizminin hapishanelerinde yaptığımız bir muzip şakayı anımsatıyor. Bir grup arkadaş, erkence uykuya dalmış birinin ranzasının başına gider, omzundan sarsıp şunları söylerdik: Ahmet Ahmet!.. Şu köşedeki namussuzlar komplo kuruyorlar, gelip seni uyandıracaklar, biz önceden söyleyelim de haberin olsun! Hukukun rafa kaldırıldığı bir dönemi, hapishanede bulunan tutuklu sayısı daha az diye 12 Eylül askeri faşizmine oranla daha mazur görülebilir addetmek aklın alacağı iş mi? Unutmamak gerek, her baskı döneminin kendine özgü koşulları vardır. Askeri 12 Eylül, işkence ile elde edilen delillerle insanları mahkum etmeye çalışırdı. Sivil 12 Eylül faşizmi ise fiziki işkenceyi bir yana bırakmış (tabii hapishanedeki hücre uygulaması ve sorgu sırasındaki uykusuz bırakma taktiklerini saymazsanız), işkence ile delil elde etmek yerine sahte delilleri sehven dosyalara yükleyerek sonuca ulaşma yolunu tutmuştur. Şimdi bunlardan birinin öbürüne oranla daha iyi olduğunu ileri sürebilir miyiz? Gelişmiş ülkelerin aydınlarıyla Türk aydınlarının arasındaki farkı düşünürken bazen gülümserim. Çünkü onlar gittikleri ülkelerin müzelerini birbirleriyle kıyaslarlarken bizimkiler, yaşadıkları faşizm dönemlerinde yattıkları hapishaneleri birbirleriyle karşılaştırmak durumunda kalırlar. Bunlara şimdi bir de yenisi eklendi: Hangi baskı dönemi daha ağırdı? Geçen gece ekranda bu tartışmayı dinlerken kendi kendime söylendim: Aman yarabbi! Yalnız özgürlüğümüzü değil, aynı zamanda aklımızı da kaybetmişiz. Çift taraflı ‘blok’ girişimi AYŞE SAYIN ANKARA Genel seçimlere bağımsız adaylarla girecek BDP, geniş kapsamlı “ittifaklara” hazırlanıyor. Bu kapsamda içinde bölgede HAKPAR, KADEP gibi Kürt siyasi geleneğini temsil eden partilerin yer aldığı “Kürt Ulusal Bloku” oluşturmayı planlayan BDP, batıda ise solsosyalist partiler ve sivil toplum örgütlerinin desteklediği isimlerin içinde yer alacağı “Demokratik Türkiye Bloku” ile ittifak yapmaya hazırlanıyor. 12 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimlerine bağımsız adaylarla girme kararı alan BDP, hedefini 3040 milletvekili çıkarma üzerine koyarken yüzde 40’lık kadın kotasını da uygulayacak. Meclis’e seçilebilir yerlerden 15 civarında kadın milletvekili getirilmesi planlanırken mevcut milletvekillerinin yarıya HAKPAR ve KADEP ile ittifak yapmaya hazırlanan BDP bölgede özellikle KCK davasından tutuklu isimleri aday göstermeyi planlıyor. BDP batıda ise SDP, EMEP, ÖDP, eski bakanlardan Ziya Halis’in genel başkanı olduğu EDP ve bazı sivil toplum örgütlerinin de bulunduğu kesimlerle ittifak görüşmelerini yürütüyor. yakınının da aday gösterilmeyeceği belirtiliyor. BDP hem bölgedeki oylarını arttırma, hem de batıdan milletvekili çıkarmak için geniş kapsamlı “ittifak” çalışması yürütüyor. DoğuGüneydoğu’da, Şerafettin Elçi’nin Genel Başkanı olduğu KADEP ile İslamcısağ çizgide yer alan ve Şeyh Sait’in torunu olan ve yaklaşık 2 yıl önce yaşamını yitiren Abdülmelik Fırat’ın kurucusu olduğu HAKPAR’ın da aralarında yer aldığı Kürt siyasi geleneğini temsil eden partilere “Kürt Ulusal Demokratik Blok” oluşturma önerisi götürecek. Bölgede ağırlıklı olarak kendi adayları ve özellikle KCK davasından tutuklu isimlerin aday yapılması planlanırken “Kürt bloku” ittifakının gerçekleşmesi halinde bu partilerin önerdiği bazı isimlerin de aday yapılabileceği belirtiliyor. BDP’nin KCK davasından tutuklu sanıklardan Selma Irmak, KCK Sözcüsü Herdem Kızılkaya, Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Kemal Aktaş, İbrahim Ayhan, Faysal Sarıyıldız’ın da aralarında bulunduğu isimleri aday göstermesi bekleniyor. Eski DEP Milletvekili Hatip Dicle’nin adı aday gösterilecek isimler arasında olmasına rağmen Dicle’nin kararını kesinleştirmediği belirtiliyor. İttifak ayağının batı bölümünü “Türkiye Demokratik Bloku” adı altında gerçekleştirmek isteyen BDP, SDP, EMEP, ÖDP, eski bakanlardan Ziya Halis’in genel başkanı olduğu EDP ve bazı sivil toplum örgütlerinin de bulunduğu kesimlerle ittifak görüşmelerini yürütüyor. Bu kapsamda SDP kontenjanından, halen Devrimci Karargâh davası kapsamında tutuklu bulunan Genel Başkan Rıdvan Turan’ın milletvekili adaylığına kesin gözüyle bakılıyor. Daha önce SDP Genel Başkanı iken DTP’nin desteğiyle Meclis’e giren Akın Birdal’ın bu seçimlerde yerini Turan’a bırakacağı ve yeniden aday gösterilmeyeceği belirtiliyor. Sol bloktan ayrıca EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, gazeteciyazar Ertuğrul Kürkçü, eski İstanbul Tabip Odası Başkanı Gençay Gürsoy, yazaryönetmen Sırrı Süreyya Önder’in adı da adaylık için tartışılan isimlerden. 16 YILDIR OLAYLARIN FA LLER TESP T ED LEMED MECL S’E AKIN SÜRÜYOR Fotoğraf: EMRE DÖKER ‘Gazi’de halk kendini korudu’ İstanbul Haber Servisi Gazi olaylarının ardından 16 yıl geçmesine karşın failler halen tespit edilemedi. 22 kişinin ölümü, 34’ü polis memuru, 3’ü asker, 118’i de yurttaş olmak üzere toplam 155 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylar ile ilgili yalnızca Gaziosmanpaşa Savcılığı’ndaki soruşturma devam ediyor. Dava süreci hakkında bilgi veren avukat Oya Arslan, “Mahkeme soruşturmayı zamanaşımına getirmemeli. O dönemin valisi, emniyet müdürü de yargılanmadığı sürece bu olaylar açığa çıkmayacak. Savcı derhal bunu yapmalı” dedi. Gazi olayları ile ilgili görüntülerde çok sayıda failin yüzünün net olduğunu belirten avukat Arslan, son dönemlerde ise Gazi olaylarının Ergenekon örgütü ile bağlantılı olduğunun söylendiğini belirtti. Avukat Arslan, “Bugün bu olaylar Ergenekon faaliyeti olarak adlandırılıyor. Oysa orada halk vardı. Halk kontrgerilla karşısında kendini korudu. Bu davanın üzerine gidilirse sonuç elde edilebilir... Sanık Adem Albayraktar görevden alınmadı. Onu daha sonra Hrant Dink dava dosyasında gördük. O zaman da Trabzon’daydı” dedi. Gazi olaylarının 16. yıldönümünde çok sayıda demokratik kitle örgütünün katılımıyla bugün yürüyüş düzenlenecek. Uslu davetli Avcı ümitsiz Tartışmalı camiye Arınç’lı açılış zmir’deki Hisar Camisi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katıldığı törenle açıldı. Cuma namazı öncesinde camiye girişte çıkardığı ayakkabıları korumaları tarafından tutulan Arınç, “Vakıf eserleri arasında yalnızca camiler yok. Türbeler, hanlar, kervansaraylar var. Hepsini ayağa kaldırmak için gayret ediyoruz ” dedi. Hisar Camisi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AKP’yle bağlantılı yolsuzluk yapıldığını öne sürdüğü restorasyon kapsamındaki vakıf eserleri arasında yer alıyordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP yönetimi, cezaevinde bulunan ve aday adaylığı için emniyet müdürlüğü görevinden istifa eden Hanefi Avcı ile herhangi bir “temaslarının” olmadığını bildirdi. Hakİş Sendikası Genel Başkanı Salim Uslu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “daveti üzerine” AKP’den aday olduğunu açıkladı. Hanefi Avcı’nın aday adaylığı için istifa etmesinin ardından hangi partiden aday olacağı konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılırken kulislerde MHP de adres gösterildi. Ancak MHP yönetiminden üst düzey bir yetkili, hiçbir temaslarının olmadığını belirttikleri Avcı’nın MHP’den aday adayı olacağını da tahmin etmediklerini belirtti. MHP’den aday adaylığını açıklayan eski Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın da aday yapılıp yapılmayacağı netlik kazanmadı. Aday başvurularını 1421 Mart tarihleri arasında kabul edecek olan MHP’de aday adaylığı için kamudan istifa eden en ilginç isimlerden birisi de Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 13 kez alınarak, “sürgün rekortmeni” olan eğitimci Fevzi Budak oldu. Eski Basın Konseyi Başkanı ve eski Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi, milletvekili seçimlerinde CHP’den İstanbul milletvekili adayı olacağını açıkladı. Ekşi, 28 Ekim tarihli köşe yazısında AKP’yi sert bir biçimde eleştirmiş, ardından Basın Konseyi ve Hürriyet gazetesinden istifa ederek CHP’ye üye olmuştu. Erdoğan istemiş Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu da AKP’den aday adayı olduğunu açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın davetinin kendisine önceki gün geç saatlerde iletildiğini belirten Uslu, “Sendikal mücadeleyi bundan böyle siyaset işçiliği yaparak politika kulvarında sürdüreceğim” dedi. Milletvekili adayı olmak için aile mahkemesi yargıcı Eray Karınca, Başbakanlık Başmüşaviri Özgün Ökmen ve Başbakanlık Müşaviri Mehmet Özer de istifa etti. AKP’den milletvekili aday adayı olan eski Balıkesir İl Kadın Kolları Başkanı Hülya Kamçı, seçilirse Meclis’e türbanıyla gireceğini açıkladı. UZLAŞMA S NYAL ÖZKAHRAMAN Z YARET ETT Şener’in ittifakta çatı adayı SP ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SP, DP ve TP arasında yürütülen Refahyol modeliyle seçim ittfakı görüşmelerinde çatının hangi parti olacağı konusunda gelişme yaşandı. TP Genel Başkanı Abdüllatif Şener, “Biz çatının SP olacağı konusunda kanaatimizi ifade ediyoruz” dedi. DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek’in ardından Şener de SP Genel Başkanvekili Mustafa Kamalak’ı ziyaret etti. Şener, gazetecilerin “İttifak görüşmelerinde çatı sıkıntısı var mı” sorusuna, “Objektif kriterleri ortaya koyduğumuzda, bu tür konuların problem olacağını düşünmüyoruz. Biz TP olarak, SP’nin çatı olması gerektiği konusundaki kanaatimizi ifade ediyoruz” yanıtını verdi. SP Genel Başkanı Kamalak ise ittifakla ilgili soruya, “Bu alanda ihtilaf çıkacağını sanmıyorum. Her türlü görüşmeye ve müzakereye açığız. Çünkü, bu ülkenin 75 milyon ferdini kardeş sayan bir görüşün sahibiyiz” yanıtını verdi. CHP’den eylemdeki işçilere destek İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul 3. Bölge milletvekili aday adayı Hüseyin Özkahraman ve CHP yöneticileri, Yenibosna’daki Ontex fabrikasında çalışan Canbebe, Helen Harper, Canped markalarını üreten işçilerin 17 Şubat’tan bu yana sürdürdükleri eyleme destek verdi. İşçileri eylem yaptıkları Yenibosna’daki çadırlarından ziyaret eden Dr. Hüseyin Özkahraman, CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyeleri Murat Tolga Erdoğan, Adem Çeken, CHP Bahçelievler Belediye Meclis Üyesi Seyit Ali Aydoğmuş, Mutlu Koyunoğlu, İbrahim Ayaz, M. Ali Özkan, Abdullah Binboğa sorunları dinledi, gıda ve yakacak yardımında bulundu. Özkahraman, “İşçilerin haklı mücadelelerinde CHP olarak her türlü desteği vereceğiz” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear