23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR Salvador Dali sergisinde, sanatçının suluboya ve litografi eserleri üç başlık altında sunuluyor En ‘Dali’ işler bu sergide ? Serginin sanat danışmanı Uğursal Şark, “Ressamlığının yanında bir magazin figürü olarak da kendisine yer edindiği için Dali’nin bir bilinmeyenini göstermek çok zor. Ama bu sergide Dali’nin en ‘Dali’ işlerini görebilirsiniz” diyor. MELTEM YILMAZ ‘Yemek ve Kültür’ Birkaç gün sonra yeni bir yıla gireceğiz. Alışkanlık olmuş, yeni yıla iyi dileklerle, mutluluk duygusu ve arayışı içinde girmek. Bir günlüğüne de olsa sanki yaşadığımız dünyanın sorunlarından uzaklaşıp bir masal beldesindeymiş gibi sevinçli, mutlu hissetmek kendimizi. Yaşadığımız dünyada bunun ne denli olanaklı olduğunu bilemiyorum. Bunca acının, yokluğun, yoksulluğun olduğu bir dünyada istese bile, bir günlüğüne de olsa unutabilir mi insan içinde yaşadığı çevreyi? Ama deneyeceğiz çoğumuz, mutlu olduğumuzu sandığımız bir ortamda yeni yıla girmeyi. Güzel yiyeceklerle şenlendirmek isteyeceğiz nefsimizi. Güzelini, lezzetlisini bulsak da, bulamasak da yemek, yaşamanın temel koşulu. Toplayıcılık, avcılık günlerinden tarım toplumuna, oradan bugünün sanayi ve bilgi toplumuna insanlar varolabilmek için hep yemek zorundalar. Yemenin ihtiyaç olmanın dışına çıkıp bir eğlence ya da zevk kültürüne dönüşmesi çok da uzak zamanların işi değil. Kralların saraylarında, beylerin şatolarında başlayan güzel şeyler yeme alışkanlığı günümüzde artık ayrı bir bilim dalına dönüşmüş durumda. ??? Kadıköy’deki Çiya Lokantası, Antep mutfağının lezzetleriyle müşterilerini tanıştırmasıyla ünlenmişti. Son yıllarda ilgi çekici yayınlarla kültür dünyamıza da katkıda bulunuyor. Üç aylık “Yemek ve Kültür” dergisi 26. sayısına ulaştı. Derginin yeni sayısı Beyşehir tarhanasından Van Gölü’nün inci kefaline dek geniş bir alanda beslenme kültürünün türlü yanlarına eğilen ilginç yazılarla dolu. Çiya Yayınları, Turgut Çeviker ve Musa Dağdeviren’in yayın yönetmenliğinde kitap yayımcılığına da başladı. Görebildiğim kitaplardan Hâmit Zübeyir Koşay ile Akile Ülkücan’ın, ilk basımı elli yıl önce yapılmış “Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfağı” adlı halkbilimi araştırması bulunmaz bir kaynak. Ülkenin dört bir yanından yerel ağızlardan yapılan derlemelerle oluşturulan yüzlerce tarif içermesinin yanında kullanılan kap kacak çizimleri, yemekler üstüne söylenmiş dörtlükler ve sözlükçesiyle de gerçek bir dil ve kültür hazinesi. Günümüz İngiliz yazarlarından Julian Barnes’ın “Mutfaktaki Tarifbaz”ı (çeviren: Özcan Kabakçıoğlu) yazarın mutfak serüvenleri üstüne eğlenceli deneme yazılarından oluşuyor. Gabriele von Arnim’in “Yemek”i (çeviren: Sevinç Altınçekiç) ise, günümüz Almanya’sında yaşayan genç bir kadının yirmili yaşlarından başlayarak yemek ve mutfak konularında kişisel deneyimlerinin yansıdığı bir kitap. ??? Yemek denilen gereksinim ve haz duygusunun edebiyatımıza da yansımış unutulmaz sayfaları vardır. İlhan Berk, gördüğü, yaşadığı her şeyi şiire dönüştürmede “Şifalı Otlar Kitabı” yazacak kadar ileri gitmişti. Yaşar Kemal yazdığı her satırı dil lezzetine dönüştürürken yemekleri de unutmamıştı. İnce Memed’lerden aklımda ve burnumda kokusu kalan, üzerine sarımsaklı kızgın yağ gezdirilen tarhana çorbaları ile Bir Ada Hikâyesi’nde közlenen balıkların lezzetleridir. Toplumca ağız tadımızın yerinde olacağı bir yıl dileğiyle... İKSV’den ‘Kamusal Alanda Sanat Kurulu’ önerisi Ayrıca, bu yapıtlara kimKültür Servisi İstan? ‘İstanbul’da lerin, nasıl karar verdiği, bu bul Kültür Sanat Vakfı Kamusal Alanda kararların alınmasında her(İKSV) İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) Sanat Uygulamaları hangi bir sanat uzmanı ve sunulması amacıyla, Tür İçin Öneriler’ başlıklı kurulunun rol oynayıp oynamadığı, yerel yönetimkiye ve Avrupa’dan koraporda, lerce ve yönetimin nunun uzmanlarıyla yapdeğişmesi durutığı görüşmeler ışığında halihazırdaki en munda yapıtların “İstanbul’da Kamusal önemli sorunun korunma koşullaAlanda Sanat Uygula“heykel rının hangi yasal maları İçin Öneriler” sanatının İstanbul’da çerçevede düzenlendiği sobaşlıklı bir rapor yayımaçık alanda çok az rusunun net bir yanıtı olladı. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ec yer tutması” olduğu ması gerektiği belirtiliyor. Raporda bu tespitlere zacıbaşı’nın “Kamusal vurgulanıyor. karşılık sunulan çözüm alanda sanat uygulamaönerisi ise kamusal alanda larına yönelik bir stratejik yönetim planı ve programlama sanat kurulu oluşturmak. Öneriye göre İstanbul Büyükşehir önerisi ortaya koymak üzere, tarihsel bir perspektiften yola çıkarak Belediyesi’nin bünyesinde faaliyet hazırladığımız bu çalışmayı sizinle göstermek üzere kent mekânında plaspaylaşmaktan mutluluk duyuyo tik sanat uygulamalarından sorumlu, ruz.” sözleriyle duyurduğu rapor, özerk bir kurul oluşturulması en ideİKSV’nin kültür politikaları geliştirme al çözüm. Rapor için İBB Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Atölyesi çalışmaları kapsamındaki ilk rapor. Raporda, halihazırdaki en önemli so Başkanı Tülin Ersöz, Marmara Ünirun, “heykel sanatının İstanbul’da versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden açık alanda çok az yer tutması” Doç. Ahu Antmen, Prof. Mustafa Asolarak gösteriliyor. Yanı sıra, heykel lıer, Prof. Nilüfer Ergin’in yanı sıra lerin büyük çoğunluğunun Atatürk sanat eleştirmeni ve küratör Beral ve Türk büyüklerini temsil ettiği, çağ Madra, ressam ve eğitimci Prof. Hüdaş sanat ürünlerine sık rastlanmadı samettin Koçan, avukat Sadife Kağı, yerleştirilen heykellerin genellikle rataş Kural ile şehir plancısı Mümekânın sosyal ve fiziksel yapısıyla nevver Eminoğlu ile görüşülmüş. Avrupa’daki belediyelerin kamusal ilişki kuramadığı belirtiliyor. Diğer yandan, kamusal alana sanat alanda sanat uygulamalarına dair bileseri yerleştirilmesi sürecinde kamu giler ise Londra, Viyana, Paris ve nun bu sürece nasıl katıldığına veya so Amsterdam’dan belediye yetkilileri nucu nasıl sahiplendiğine dair somut ve uzmanlardan alınan görüşler doğcevapların olmadığına dikkat çekiliyor. rultusunda derlenmiş. Tophanei Âmire bugünlerde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilen Salvador Dali sergisini ağırlıyor. Dali’nin uzun üretim hayatının her dönemini yansıtmayı amaçlayan “İlahi Komedya”, “Sürrealizm İzleri” ve “Gala ile Akşam Yemeği” başlıkları altında 121 eserin yer aldığı serginin danışmanı ise Uğursal Şark. “Dali’nin yağlıboya resimleri birer anıt olarak görülüp yerlerinden oynatılamadığı için onun suluboya ve litografi işlerine odaklandık” diyor. Şark, sergiyi başlıklar üzerinden anlatırken “İlahi Komedya” serisini ise “başlı başına bir Dali sergisi” olarak tanımlıyor. 100 suluboya çalışmadan oluşan seri, ayrıca dönemin uzman ağaç oymacıları Dali’nin gözetimi altında 3 binin üzerinde ahşap blok kullanılarak yeniden üretilmiş. “1950’lerin başında, dönemin İtalyan hükümetinin Dante’nin 700. doğum günü şerefine Dali’den ‘İlahi Komedya’yı resimlemesini istemesi üzerine ortaya çıkıyor bu eserler. Alışageldiğimiz HıristiyanOrtodoks metin ilişkisiyle üretilmiş işler değil, aynı zamanda Dali’nin sürrealist biçimlendirmesini içeriyor.” Şark, Dali’nin bambaşka bir yönünü 12 adet renkli litografiyle ortaya koyduğu “Gala ile Akşam Yemeği” serisini ise sanatçının “gastroestetik” olarak tanımladığını söylüyor. “Dali her gittiği restoranda mönüleri toplar, aşçılardan da yedikleri yemeğin tarifini alıp onların güncesini tutarmış, yani aşçılık onun büyük bir merakı. 1971 yılında yaptığı bu seride Dali, açlıktan ölmek üzere olan sanatçıya vurgu yapar ve sanatçı, ‘Açgözlüler ve Hainler (İlahi Komedya)’. yemek parası olmadığı için aç kalan birisi olarak değil, tutkularıyla yanıp tutuşan; sanatı, tıpkı yemek yer gibi hazla, abartı ve gösterişle sindiren bir kimse olarak betimlenir.” “Sürrealizmin İzleri”nde ise Dali’nin 9 adet renkli basım litografisi yer alıyor. Şark, düşsel bir atmosfer yaratılan serinin, hayal ile gerçeği ayırmanın mümkün olmadığı bir plastik evreni imlediğini söylüyor. “Sürrealizmin güncelliğini yitirdiği dönemlerde dahi, Dali’nin hep sürrealist ressam olarak anıldı. ‘Sürrealizm İzleri’ Dali sembolizminin ve sürrealizminin örnek niteliğindeki çalışmaları olarak kabul ediliyor. Burada yer alan koltuk değnekleri, saatler, kelebekler, Gala ve Dali’nin kendisi, sanatsal izleğine ışık tutan önemli semboller. Bu seride de onun en bilindik, Dali’den bekleyebileceğiniz en Dali işler yer alıyor.” Tüm bunları konuştuktan sonraysa akla şu soru geliyor: Bu sergide Dali’ye ilişkin bilinmeyenler de ortaya çıkacak mı? Şark yanıtlıyor: “Ressamlığının yanında bir magazin figürü olarak da kendisine yer edindiği için Dali’nin bir bilinmeyenini göstermek çok zor.” Öyleyse soruyu değiştirelim: Sergi, Dali ve onun eserlerine ilişkin farklı bir algı yaratacak mı? “Bu resimler parça parça bir yerlerde mutlaka görülmüştür, ama bu şekilde bir bütün halinde sergilenmesi gerek bizim gerek sanatseverler için bir hayli özel ve anlamlı, bu anlamda evet, farklı bir algı yaratacağına inanıyoruz.” (Sergi, 26 Şubat’a kadar sürecek) www.dalisergisi.com Uğursal Şark Şairlerden sponsor protestosu T. S. Eliot Ödülü’ne sponsorluk yapan şirkete karşı çıkan iki şair adaylıktan çekildi Kültür Servisi ? Alice Oswald ve Britanya’da Şiir Kitabı Derneği’nin T. John Kinsella, ödülün S. Eliot Ödülü, sponsponsoru Aurum’un, sorluğunu bir yatırım son derece spekülatif şirketinin yaptığı gerekçesiyle protesto bir yatırım şirketi edildi. “Çorak Ülolduğu gerekçesiyle ke” ve “Dört Kuaradaylıktan 10 tet” gibi yapıtlarıyla bin doları olan, 100 bin doçekildiklerini 20. yüzyılın en önemli şairlerinden biri olaaçıkladılar. Kinsella, larlık hisse senedi satın alabiliyor. Bu tür şirketlerin rak kabul edilen T. S. şirketin yaptığı işin, hem çok karmaşık bir yapıEliot’ın adını taşıyan kendisinin politik ve ya sahip oldukları hem de ödüle aday gösterilen Alice Oswald ve etik anlayışına uygun son derece spekülatif bir taşıdıkları ileri sürüJohn Kinsella adaydüşmediğini söyledi. nitelik lüyor. lıktan çekildikSanat Konseyi’nin deslerini açıkladılar. teğini çektiğini açıklamaİngiliz şair Ossının ardından, Britanwald ve Avusya’nın en saygın şiir tralyalı şair Kinödülleri arasında sayısella, kısa bir süre lan T. S. Eliot Ödülü’nü önce üç yıllığına yöneten Şiir Kitabı Derödülün sponsorluneği, Aurum şirketiyle ğunu üstlenen Augörüşmüş ve şirketin sponsorluk önerum adlı uluslararası yatırım şirketinin yöntemlerine karşı risini kabul etmişti. Şiir Kitabı Derneği’nin, iki şairin oldukları için adaylığı geri çevirdikadaylıktan çekilmesi konusunda reslerini belirttiler. 2002’de ilk şiir kitabıyla T. S. mi bir açıklama yapmamasına karşın Ödülü’nü kazanmış olan Oswald, derneğin yönetim kurulu üyelerinden “Son derece spekülatif bir yatırım Desmond Clarke, Man Booker Ödüşirketi olan Aurum’un, ödülün lü’nde olduğu gibi finans kuruluşlasponsorluğunu üstlenmesinden ra rının edebiyat ödüllerini desteklemehatsızım. Kanımca, şiir, bu tür ku si konusunda bir gelenek olduğunu beruluşları onaylamak yerine sorgu lirterek “Aurum, müşterileri aralamalıdır. O yüzden, adaylıktan sında kamu sektörünün ve Oxford çekiliyorum” dedi. Kinsella da Au Üniversitesi’nin de bulunduğu sayrum’un yaptığı işin, kendisinin poli gın bir yatırım şirketidir” dedi. 10 tik ve etik anlayışına uygun düşme şiir kitabının aday gösterildiği T. S. diğini söyledi. Kinsella, “Kapitaliz Eliot Ödülü’nün tutarının 23 bin dome karşı bir insan olarak benim tu lardan fazla olduğu belirtildi. Bu arada, ödüle adını veren T. S. tumum bu. Böylesi yatırım şirketleri kapitalizmin sivri ucundalar” Eliot’ın da 1917’de kısa bir süre dedi. Aurum gibi kuruluşların, az bir Lloyds Bank Ltd.’de banka memurpara yatırımla büyük hisse senedi ve luğu yaptığını ve finans kuruluşları kobono yatırımı yapılabilen yatırım şir nusunda bu türden kaygıları olmadıketleri oldukları belirtiliyor. Örneğin, ğı öne sürüldü. Alice Oswald in John K sella 15 OCAK’A KADAR RH+ ART GALLERY’DE Feridun Işıman’ın yapıtı. Yılın oyunu ‘Ölüleri Gömün’ “Tiyatro… Tiyatro…” dergisinin verdiği “Tiyatro Ödülleri” töreninde ödenekli ve özel tiyatroların eşit şartlarda yarışmadığı vurgulandı Kültür Servisi “Tiyatro… Tiyatro…” dergisi tarafından bu yıl 9. kez verilen “Tiyatro Ödülleri” önceki gece düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Derginin yayın yönetmeni Mustafa Demirkanlı, törenin açılış konuşmasında, önümüzdeki yıl ödüllere ilk kez afiş ve fotoğraf kategorilerinin ekleneceğini açıkladı. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki tören, usta oyuncu Macide Tanır’a ‘Teşekkür Plaketi’nin sunulmasıyla başladı. Plaket, rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayan Tanır’a iletilmek üzere Genco Erkal tarafından alındı. Ödüllere damgasını ise “Yılın Yapımı”, “Yılın Sahne Tasarımı” ve “En İyi Işık” ödülleri ile İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun oyunu “Ölüleri Gömün” ile “Yılın Yönetmeni” ve “Yılın Oyun Yazarı” ödüllerine “Güzel Şeyler Bizim Tarafta” oyunuyla değer görülen Berkun Oya vurdu. “Yılın Erkek Oyuncusu” ödülü Fatih Sevdi (KüheylanKocaeli B.B. Şehir Tiyatrosu) ve Ushan Çakır (Bazı SeslerTiyatro Sıfırnoktaiki) arasında paylaşılırken “Yılın Kadın Oyuncusu” “Yüzyılın Aşkı” oyunundaki performansıyla Sanem Öge oldu. Sunuculuğunu oyuncu ve gazeteci Enver Aysever’in üstlendiği gecede Aysever’in ödenekli tiyatrolarla özel tiyatroların eşit imkânlara sahip olmadığı, bu nedenle aynı kategorilerde yarışmalarının adil olmadığını vurgulaması da salondan büyük alkış topladı. Törende Emek Sineması, AKM ve tutuklu gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık da unutulmadı, destek alkışları tüm salonu sardı. Bu yıl Eser Rüzgâr, Handan Salta, Hasan Şahintürk, Mehmet Konuk, Metin Boran, Ragıp Ertuğrul, Robert Schild, Sündüz Haşar, Yaşam Kaya ve Zerrin Yanıkkaya’dan oluşan seçici kurul üyelerinin, ilk kez oylarını tören sırasında önceden kaydedilmiş görüntüleriyle açıklamasıyla gerçekleştirilen “uzun ve canlı” oylama ise acemiliğini saklayamadı. Gecenin diğer kazananları ise şöyle: “Yılın Çevirmeni” Sevgi Sanlı (Küheylan Kocaeli B.B. Şehir Tiyatrosu), “Yılın Giysi Tasarımcısı” Candan Seda Balaban (Surname 2010 İstanbul B.B. Şehir Tiyatroları), “Yılın Oyun Müziği” Kril Dzajkovski (Tehlikeli İlişkilerİstanbul B.B. Şehir Tiyatroları), “Yılın Koreografı” Handan Ergiydiren (Tehlikeli İlişkilerİstanbul B.B. Şehir Tiyatroları). Zarakolu’na Mahsus Mahal’den ödül ? Kültür Servisi Tutuklu yazar ve yayıncı Ragıp Zarakolu 2011 Mahsus Mahal Dostluk Ödülü’ne değer görüldü. Mahsus Mahal Derneği’nden yapılan açıklamada, “Ragıp Zarakolu yaklaşık 30 yıldır sahibi olduğu Belge Yayınları’nda onlarca mahpus yazarın dosyasını yayımlayarak yazın dünyasına yeni yazarlar kazandırmıştır. Bugün düşüncelerinden dolayı hapishanede tutuklu olması, düşünce özgürlüğü alanında verdiği mücadelenin zorluklarının bir belgesidir” denildi. Mahsus Mahal Dostluk Ödülü her yıl hapishanelerdeki yazarlarla dayanışma içinde olan yazar, sanatçı ve yayıncılara veriliyor. Sınırsız resimler, sınırsız sanatçılar Kültür Servisi Rh+ art Gallery, 9 ülkeden 13 sanatçının eserlerinin yer aldığı “Sınırsız / Boundless” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’den dört sanatçının yer aldığı sergiye, ülkelerinde çağdaş ve özgün üsluplarıyla tanınan; Romanya, Rusya, Bulgaristan, Makedonya, Polonya, Kıbrıs, Sudan ve Mısır’dan sanatçılar büyük boyutlu eseriyle katılıyorlar. Serginin küratörü Ahmet Özel, sergi ile ilgili “sınırların kalktığı, modası geçmiş, hegemonyacı dayatmaların anlamını yitirdiği yeni paylaşım döneminde, sanatçının önünde yaratım açısından her zamankinden daha geniş bir ufuk olduğunu” belirtiyor. Delia Chausheva, Feridun Işıman, Reem Hassan, Mirjana Kristeva Massetti, Toni Shulajovsky, Anna Daria Merska, Aleksadr Belugin, Mutaz M. Elemam, Gherlan Cornella, Barış Göktürk, Ahmet Özel, Neslihan Özgenç ve H.Avni Öztopçu’nun eserlerinin yer aldığı sergi 15 Ocak’a kadar devam edecek. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear