01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ARALIK 2011 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER incelediklerini zannederek o olayda yoğunlaştıklarında ana noktayı gözden kaçırırlar. Bu karmaşadan yararlanan sistem, kendi yolunda bir engelle karşılaşmadan yoluna devam eder.” Aynen öyle oldu! Kimi olayları, unutkan bir toplum olduğumuz için anımsatmam gerekiyor. Trabzon’da rahip Santoro cinayetinden 15 yaşındaki bir çocuk hapis yatıyor ama 10 bin liralık silahı verenler ortalıkta yok. Hrant Dink cinayeti, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı, Cumhuriyet’e atılan bombalar, Alparslan Arslan’ın Danıştay katliamı, birkaç örnek. Birinci ve İkinci Ergenekon davası önemliydi, ancak davayı sulandırmak için görünmeyen eller ellerinden geleni yaptı ve başarılı oldu. Kabak, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve kimi meslektaşlarımızın başında patladı. Şimdi bir de Odatv davası var ki evlere şenlik! Bugün 500 öğrenci aylardır tutuklu, bunlardan 8’i lise öğrencisi. Tutuklu öğrenciler “terör örgütü üyesi” savıyla yargılanıyor. ??? Bugüne değin Susurluk’un üzeri hep örtülmeye çalışıldı ve başarılı olundu. Susurluk yıllardır tartışılan, konuşulan bir olay. Bu konuda çok kitap yazıldı, belge yayımlandı. Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Bir sonuç çıktı mı? Hayır! Kimi komutanlar komisyonu “önemsemeyip” Meclis’e ifade ve bilgi vermeye bile gitmedi. Tutanaklara geçen belgelerde 15 ton eroin yakalandığı yazılıydı 90’lı yılların başlarında. Ele geçirilen 15 ton eroinin aslında yakalananın yüzde 1520’si olduğu çok yazılıp çizildi. Geriye 75 ton eroin kalıyordu oysa... Peki eroinler nereye gidiyordu? ??? O tarihte Almanya’da eroinin 1 kilosu 1 milyon mark... 75 bin ton eroin 75 milyar mark ediyor... Ortalama 55 milyar dolar. Türkiye’nin bütçesi 90’lı yılların başında 5560 milyar dolardı. Tüm bu olaylar nedense açıklığa kavuşmadı. Yargı süresince görünmeyen derin güç, savcıların ve yargıçların üzerindeydi... Geldik bugünlere... Daha çok yazar, havanda daha çok su döveriz! 5 CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’tan AKP’li Gedikli’ye İş Bankası yanıtı: Peşkeş mi çekeceksiniz? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin İş Bankası hisseleriyle ilgili açıklamalarına “Deniz Feneri açığını örtmek istiyorlar. Acaba İş Bankası hisselerini bir gruba peşkeş mi çekmek istiyorlar? CHP kapatılırsa hisseleri ne olacak, diyorlar. CHP’nin kapatılabileceği iması nereden kaynaklanıyor?” diye tepki gösterdi. Toprak, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında “bir AKP yetkilisinin ülke gündemini değiştirmek ve CHP’yi kamuoyu önünde tartıştırmak için eski defterleri karıştırdığını” söyledi. Toprak, “AKP, 73 yıllık vasiyeti gündeme getireceğine ülkenin acil çözüm bekleyen sorunlarını gündeme getirsin. İş Bankası’ndaki partimizin hisseleri Atatürk’ün vasiyetidir. Bu hisseler temsilidir. Yani bu hisselerden tek kuruş CHP’nin kasasına girmemektedir. İş Bankası’nın temettüsü Türk Tarih Kurumu’na ve Türk Dil Kurumu’na aktarılmaktadır. 73 yıldır bu gerçeği herkes biliyor” dedi. Toprak, ülkenin gerçek gündeminin Fransa’da sözde Ermeni soykırımını kabul etmeyenlere ceza getiren düzenleme, Suriye ile savaş noktasına gelinmesi, füze kalkanı, Van depremi ve karşıya karşıya kalınan ekonomik kriz olduğunu dile getirdi. Derin İlişkiler Ağı... “Devlet içindeki örgütlü çete” ya da “devlet içindeki silahlı güç” aradan yıllar geçmesine karşın aydınlanamadı. Susurluk’taki kaza ve ortaya çıkan kirli ilişkiler neydi, onu anlatmaya çalışacağım... Yıllar sonra televizyon kanallarına çıkıp “bin kişiyi öldürdüğünü” açıklayan eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın tutuklanması, faili meçhul cinayetleri yeniden gündeme getirmişti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada aralarında İbrahim Şahin’in de bulunduğu 7 sanık tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Bu konuya dün kısaca değinmiştim... Şahin’in avukatı salıvermeyi şöyle değerlendirdi: “Ayhan Çarkın’ın soyut iddiaları dışında tutukluluğu gerektirir bir kanıt olmaması nedeniyle tahliye kararı verildi.” ??? 1990’lı yıllar Türkiye’nin en karanlık yıllarıdır... Faili meçhul cinayetler... Evlerinden kaçırılıp işkence yapıldıktan sonra katledilen insanlar... Uğur Mumcu, Musa Anter, A. Taner Kışlalı, Cem Ersever, Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Medet Serhat ve diğerleri... Yüzlerce faili meçhul cinayet... Cinayetlerde yer alan çeteler... Devlet koruması altındaki Hizbullah militanları... Tansu Çiller’in kurduğu öne sürülen özel örgüt... Uyuşturucu rantından çıkan anlaşmazlık... Kara para aklama... Ben o dönemdeki faili meçhul cinayetlerin “devletmafyaCIA’nın çocukları” üçgeninde işlendiğini düşünenlerdenim. Eğer devlet isteseydi, Mehmet Ağar’ın Güldal Mumcu’ya söylediği gibi, “duvardan bir tuğla çekilseydi” tüm faili meçhul cinayetler bugüne değin aydınlatılır, duvarın altında kalanlar da açığa çıkardı. ??? 90’lı yılları düşünürken Marx’ın bir sözünü anımsadım: “Burjuva ekonomist ve düşünürleri belirli bir olayı HP’nin kapatılması mı kurgulanıyor? Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sorunları çözmek yerine gündem değiştirmek iktidar olmanın sorumluluğuyla bağdaşmıyor. İki soru sormak isterim: AKP, İş Bankası’nın üstüne bu kadar giderek acaba İş Bankası hisselerinin el değiştirmesini mi he C Erdoğan Toprak defliyor? Hisseler bir gruba peşkeş mi çekilmek isteniyor? AKP’li yönetici CHP kapatılırsa İş Bankası hisseleri ne olacak demektedir. AKP’li yönetici hangi gerekçe ve dayanaklarla CHP’nin kapatılacağından söz etmektedir? Bir şeyler mi kurgulanmaktadır?” Toprak, Gedikli’nin CHP’nin atadığı yönetim kurulu üyeleriyle ilgili suçlamaları anımsatılması üzerine, “Kimin elinde ne belge varsa açıklamaya davet ediyoruz. Ama bu Deniz Feneri’ni örtmekse bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” yanıtını verdi. ‘Süreye TBMM karar verir, YSK uygular’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili olarak, “5 yıl diyen var, 7 yıl diyen var. Bunun kararını Meclis Başkanı vermez” dedi. Çiçek, cumhurbaşkanlığı için seçim tarihinin kararını TBMM’nin vereceğini; bunun uygulamasını da Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yapacağını söyledi. Çiçek, Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) resepsiyonuna gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçileceği için bir seçim usulü yasasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Çiçek, şunları kaydetti: “5 yıl diyen var, 7 yıl diyen var. Bunun kararını Meclis Başkanı vermez. Eksik, yanlış ama bizim hukukumuzda hangi işin, hangi makam tarafından karara bağlanacağı anayasada ve ona dayalı çıkarılmış yasalarda var. Dolayısıyla seçimle ilgili bir şey söz konusu olduğunda bunun kararını kural koyan organ olduğu için Meclis verir. Bunun uygulamasını ve uygulamaya dayalı yorumları da Yüksek Seçim Kurulu yapar. Kararı verecek olan bu iki merciden birisi olabilecek.” 3D]DU JQOHUL DoÕôÕ] ‘Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli, kahvaltılı sohbet toplantısında medya temsilcileriyle bir araya geldi. Kendisine yönelik suikast iddiasını değerlendiren Bahçeli, siyasette aktif rol üstlenmiş olanların risk taşıdığını bilmek gerektiğini söyledi. MHP liderinin sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle: Gül’ün görev süresi: 31 Mayıs 2007 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de 5+5 yapılması düzenlenmiştir. Eğer arkasında farklı bir siyasi niyet yok ise hiçbir siyasi partinin başta da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün itiraz etmeyeceği konu, cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıl olmasıdır. Şike yasası: Siyasetçiler üzerine düşeni yapmıştır. Bir de acımasız hareket etmek doğru değildir. Suriye ile ilişkiler: Sıfır sorun deniliyor ama sorun bitmiyor da sıfırlar artıyor. Komşu ülkelerden bazılarını seçerek, demokrasi, özgürlük gibi güzel kavramlar altında bir şövalye savaşı yöntemi deniyorlar. Arap Ligi toplanıyor, demokrasi öneriyor fakat Arap liginde demokrasiyi uygulayan ülke bulunmuyor. Türkiye bu kadar saf mı? Cumhurbaşkanı ile Başbakan çekişmesi: Şu an anayasa tartışmaları sürdürülürken başkanlık sistemini de bu tartışmaların içine çekebilirler. Ama bugün için başkanlık sisteminin bir başka hareketlenme noktasına fırsat tanıyan, halk tarafından seçilmesi noktasında bir adım atılmıştır. Şahsi kanaatim; cumhurbaşkanının yetki, görev ve sorumluluğunun tekrar gözden geçirilmek suretiyle, TBMM’de seçilmesi, iç ve dış taleplere cevap verebilir. İleriki günlerde bu tartışmaları sürdürülürken birisi ben şu (etnik) kimlikle aday oluyorum, derse, o kişinin aldığı oyu neye yoracağız? C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear