Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Gizli Tanık 6’, Susurluk davası hükümlüsü Sami Hoştan’ın Veli Küçük’ü sık sık ziyaret ettiğini söyledi 7 Küçük, tanığı doğruladı HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasında dün gizli tanıkların ifadeleri alındı. “Gizli Tanık 6”, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ü, Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı döneminde Susurluk davası hükümlüsü ve davada tutuksuz yargılanan Sami Hoştan’ın sık sık ziyaret ettiğini, albaylıktan generalliğe terfi ettiğinde alayda düzenlenen yemeğe katıldığını anlattı. Küçük, tanığın ifadelerini doğruladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 205. duruşmasında, Gizli Tanık 6’nın tanık odasından sesi değiştirilerek ve görüntüsü bozulmuş halde salondaki monitörlere yansıtılarak ifadesi dinlendi. Gizli Tanık 6, “Ben, Veli Küçük Kocaeli jandarma komutanıyken görev yaptım. O döneme ilişkin bilgilerim var. Alay komutanlığına gidip gelenler arasında Sami Hoştan da vardı. Veli Küçük, paşa olduğunda veda partileri, mangal partisinde gördüklerim bunlar” dedi. Hoş ? Gizli Tanık 6, “Ben, Veli Küçük Kocaeli jandarma komutanıyken görev yaptım. Alay komutanlığına gidip gelenler arasında Sami Hoştan da vardı. Veli Küçük, paşa olduğunda veda partileri, mangal partisinde gördüklerim bunlar” dedi. Küçük ise “Yanımda askerlik yapan birisini gizli tanık yapmışlar. Söylediklerinin dava ile ne ilgisi var anlayamadım” dedi. tan’ın korumaları ve makam arabasıyla geldiğini anlatan “Tanık”, “Veli Küçük albayken paşa olduğu açıklandıktan sonra üst düzey kişiler gelip gitti. Mangal yapılıp yemek yenildi. Sami Hoştan, Rahmi Seymen, Ali İhsan Uslukol sık sık akşam yemeğine gelen kişilerdi” diye konuştu. Savcı Pekgüzel, Gizli Tanık 6’ya iddianamedeki “Veli Küçük’ün İzmit’te çete kurmak suçlamasıyla yargılanan Hadi Özcan ile arandığı dönemde alay komutanlığında kriptolu telefonla görüştüğü” şeklindeki ifadesini anımsatarak “Konuşmayı yanınızda mı yaptı” diye sordu. Gizli Tanık 6, “Odasında yaptığı görüşmeye kulak misafiri oldum” dedi. Ergenekon davasında tutuksuz bulunan, organize suç örgütü liderliği suçlamasıyla yargılanan Sedat Peker ile Veli Küçük’ün görüşüp görüşmediği sorusunu Gizli Tanık 6, “Sedat Peker’in telefonu defterinde kayıtlıydı. Sekreteri görüştürüyordu” diye yanıt verdi. Gizli tanık, Küçük’ün Kerpe ya da Kandıra’da İranlı 50 Türk genç ile görüştüğünü, bu sırada kendisini de yanından uzaklaştırdığını anlattı. Veli Küçük de “Gizli Tanık 6’nın söyledikleri tamamen doğru. Rahmi Seymen Kocaeli’nin ileri gelen sanayicilerindendi, rahmetli oldu. Ailece görüşürdük. Eski Belediye Başkanı Sefa Sirmen’in de kayınpederidir. Ali İhsan Uslukol da sanayicidir, rahmetli olmuş, yeni öğrendim. Ailece görüşürdük. Sami Hoştan’ı 1983 yılında Edirne Alay Komutanlığı görevim sırasında tanı mıştım, geçerken bana uğrar. Zaten gelmezse ‘geçtin de uğramadın’ diye kızarım” dedi. Veli Küçük, Gizli Tanık 6’nın ormanlık arazide İranlı Azeri gençlerle toplantı düzenlediği ifadesine ilişkin, “Ben Azeri kökenliyim. Azeri dünyası beni tanır. İstanbul, Kocaeli, Adapazarı, Bolu çevresinden Azeri gençlerin düzenlediği pikniğe beni davet ettiler, gittim. Her konferansta yaptığım ‘Bölünmeyin, birlik olun’ diye konuşma yaptım” açıklamasında bulundu. Veli Küçük, “Bu tanığın söylediklerinin bu dava ile ne ilgisi var anlayamadım. Niye çağrıldı, amaç neydi? Benim kapım gönlüm açıktır, herkes gelir bana. Yanımda askerlik yapan birini getirip gizli tanık yapmışlar” diye konuştu. “Gizli Tanık A” ise ifadesinde, Ümraniye’de 27 adet el bombasının bulunduğu gecekonduda kiracı olan tutuksuz sanık Ali Yiğit’in ifadelerini değiştirmesi için tehdit edildiğini iddia etti. BDP Bu Kafayla Nereye Gider? Ertuğrul Kürkçü adı, bende sempati uyandırırdı. 68 Kuşağı’nın bu ele avuca sığmaz delikanlısının, dönemin iktidarına yönelik silahsız ve saldırısız başkaldırısını, o tarihlerde CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun, gençlik sorunlarından da sorumlu bir üyesi olarak ilgiyle izler; statükonun kim vurdusuna kurban gitmelerinden endişe ederdik. Üzerinde çalıştığım anı kitabımın ikinci cildinde bu duygularımı; özellikle rahmetli Deniz Gezmiş’le yaptığım konuşma bölümünde de anlatıyorum. Kürkçü, aynı akımın ve ekibin öne çıkan gençleri ile oluşturdukları, efsane DevGenç örgütünün başkanı olarak çok tehlikeli günler geçirdi. Kızıldere’de kendilerini yakalamaya yönelik operasyonda, gizlendiği samanlıkta ölümden kıl payı kurtularak sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan ve idam cezasına mahkum edilen Kürkçü’nün, 1974’te benim de üyesi bulunduğum CHPMSP koalisyonu tarafından çıkartılan af yasasıyla 14 yıl cezaevinde yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşarak günümüzde Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun adayı olarak Mersin seçmeninin yüzde 70’inin oyuyla parlamentoya girmiş olması, geçirdiği evrenin sonucudur. Sayın Kürkçü, milletvekili olduğu Mersin sahillerinden de bir siluet olarak görülebilen Kıbrıs Adası’nda yaşayan Türk toplumuna yönetilen soykırımı durdurmak amacıyla yapılan Barış Harekâtı’nı işgal olarak isimlendiren Rum Cumhuriyeti ile ABD ve Avrupalı yandaşlarını destekleyen bir konuşma yaptı önceki gece TBMM kürsüsünden. Meclis TV’den o konuşmayı izlerken, büyük düş kırıklığına uğradığımı ve kendisine karşı duyduğum o sempatinin bir anda silinip yok olduğunu söylemeliyim. Bugün içinde bulunduğu Barış ve Demokrasi Partisi’nin, ülkemizdeki Kürt kökenli yurttaşlarımızla ilgili söylemleriyle de taban tabana zıt ve çelişen görüşlerdir Kürkçü’nün söyledikleri. 20 Temmuz 1974 çıkarmasında şehit olan Türk ve Kürt gençlerinin kemiklerini de sızlatması gereken bu söylem, yakın zamanlara kadar KKTC’nin izole edilmesi sonunda karşı karşıya kaldığı ambargolar nedeniyle kuzeyde yaşayanlar arasında da yandaş bulabiliyordu. Ama şimdi? Yunanistan’daki büyük ekonomik krizin adanın güneyini de nasıl etkilediğini; buna karşın Kıbrıs Türklerinin her yıl daha da artan turizm gelirleriyle yüzlerinin güldüğünü görmek için biraz zaman ayırmak bir Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi için çok mu zahmetli olacaktır? Büyük, küçük her toplumun özgür yaşama, kendisini yönetme hakkını Kıbrıs Türklerine sağlayan anavatan Türkiye’nin Barış Harekâtı’nı işgal olarak isimlendirmek bir TBMM üyesi için de onun bulunduğu BDP için de talihsizlikten başka bir şey değildir. BDP bu kafa ile nereye gidecektir? Küçük: Bu tanık niye çağrıldı? Kriptolu telefon görüşmesi BEDRETTİN DALAN ‘DUVAR YAZISI’ DAVASI ‘Almanların yarısı kadar hukuk olsa beklemem’ İstanbul Haber Servisi İstek Vakfı Kurucusu, Ergenekon davasının firari sanığı Bedrettin Dalan, Beyaz TV’ye telefonla bağlanarak, Almanya’nın Stuttgart kentinde olduğunu, kaçak olmadığını söyledi. Dalan, “Evrensel hukuk garantisi altındayım. Türkiye’de Alman devletinin yarısı kadar hukuk olsun 1 dakika bile beklemem. Ben kaçak değilim, Türkiye’de hukuk terörü var” dedi. Bedrettin Dalan, Beyaz TV’de canlı yayımlanan Ahmet Çakar ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın programına telefonla katılarak hakkındaki iddiaları yanıtladı. İddia edildiği gibi Belarus’a gitmediğini, Interpol tarafından aranmadığını söyleyen Dalan, “Geçerli iade prosedürü olsa Alman devleti beni burada tutmaz” dedi. Bedrettin Dalan, “Ben ülkemdeki hukuk teröründen kaçıyorum. Bir ülkede hukuk olmazsa, o ülkede ot bitmez. 1.5 yıldır da Beyaz Rusya’da değilim. O da kocaman bir yalan. Beyaz Rusya’da ordu kuruyormuş falan hepsi kocaman bir yalan. Ben şu an sizinle Almanya’dan konuşuyorum” diye konuştu. Bedrettin Dalan, Rasim Ozan Kütahyalı’nın “MİT’çi Özel Yılmaz mı kaçmanızı söyledi” sorusuna “Türk MİT’ini tanımıyorsunuz. Türk MİT’i seninle kardeş olsa sana tek kelime söylemez. Hiç kimse bana kaç demedi. Şu andaki Ergenekon iddianamesini Alman hukukçular inceledi ve içinin boş olduğunu söyledi” yanıtını verdi. Ahmet Çakar’ın “Bedrettin Bey şeref sözü verir misiniz? 3 gün içinde bulunduğunuz adresi terk etmeyin” sözleri üzerine sinirlenen Dalan, “Niye şeref sözü vereyim oğlum. Ben kaçak değilim. Türkiye geçerli bir sebebi varsa beni alır, yoksa avucunu yalar” diye konuştu. Bedrettin Dalan, Ergenekon’un 1 numarası olup olmadığı yönündeki soruya da “Ben ailemin bir numarasıyım. Başka hiçbir örgüte üye olmadım” karşılığını verdi. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için mücadeleye başladıklarını duyurdular. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Fırat Barik 4 ay sonra serbest ALİCAN ULUDAĞ ‘Özel yargı terörüne son’ ÇHD üyeleri, özel yetkili mahkemelerin ‘gayri meşru olduğu’ yönünde halkta kanaat oluşturana kadar eylemlerine devam edecek Haber Merkezi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kapatılması ve özel yargılama usüllerinin kaldırılması için kampanya başlattı. Bu amaçla bütün illerdeki adliyeler önünde açıklama yapan ÇHD üyeleri, halkta bu mahkemelerin “gayri meşru olduğu” yönünde kanaat oluşturana kadar eylemlerine devam edecek. ÇHD üyesi avukatlar, dün Ankara Adliyesi önünde toplanarak kampanyayı başlattı. “Özel yargılama terörüne son” pankartı açan grup üyeleri, sloganlarla özel yetkili mahkemeleri protesto etti. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı olağanüstü mahkemeler ve buna ilişkin yargılama usüllerinin “tarih kitabı gibi” olduğunu belirterek, “Bu mahkemeler, Yıldız ve İstiklal mahkemelerine kadar uzanan, doğal hâkimi ortadan kaldıran, siyasal iktidarların etki ve isteği doğrultusunda yargılamalar yürütme geleneğidir” diye konuştu. temleri ile birlikte korunabilmesi için talep ediyoruz” Açıklamayı izleyen BDP Milletvekili Murat Bozlak, ise “Özel görevli mahkemeler AKP’nin hülle yoluyla kurnazca DGM’lerin yerine ikame ettiği mahkemelerdir. Demokrasimize, hukukumaza ve yargı bağımsızlığına sunduğu hiçbir katkı yoktur. Biz ÇHD’nin kampanyasına yürekten katılıyoruz ve onun Meclis ayağında olacağız” diye konuştu. İstanbul’da da ÇHD üyesi avukatlar Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek, özel yetkili mahkemelerin ve TMY’nin kaldırılması için mücadeleye başladıklarını duyurdular. ‘Muhalif olmak haktır’ Kozağaçlı şöyle devam etti: “Özel yetkili yargılama yapan mahkemeler, bunlara bağlı olan savcılıklar, uyguladıkları, Terörle Mücadele Yasası ve özel usül yasaları lağvedilmelidir. Herhangi bir dava için değil bu ülkenin geleceği için istiyoruz. Bu ülkede muhalefet etmenin bir hak olarak yön ANKARA 19 yaşındaki Fırat Barik, Mamak’ta bir tren istasyonunun duvarına “Tek yol devrim” diye yazınca kendini cezaevinde buldu, hakkında dava açıldı. “Terör örgütü üyesi olmak, örgüt propagandası yapmak ve örgüt faaliyeti çerçevesinde mala zarar vermekle (7 kez)” suçlanan Barik’in 36 yıla kadar hapsi istendi. Üniversiteye hazırlanan Barik, yaklaşık 4 ay tutuklu kaldıktan sonra çıktığı ilk duruşmada tahliye edildi. 6 Ağustos’ta tutuklanan Barik, örgüt üyesi olmak ve propagandasını yapmakla suçlandı. İddianamede şöyle denildi: “Barik, terör örgütüne bağlı Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri isimli oluşum tarafından İzmir Dikili’de düzenlenen kampa katıldı. Kampta kendisine yapılan anlatımlar ve talimatlar doğrultusunda olay günü arkadaşları ile birlikte hareket ederek Mamak’ta yazılama suretiyle terör örgütünün propagandasını yaptı.” Barik ise, gözaltına alındığında polisin kendisine “kesin tutuklanırsın” dediğini anlattı. Aynı polisin kendinin istediği yönde ifade vermesi halinde serbest kalabileceğini söylediğini aktaran Barik, kampa nasıl katıldığını da şöyle anlattı: “Bu kampı belediye düzenliyordu ve ucuzdu. Orada eğlendim, yeni arkadaşlarla tanıştım. Bu örgüt kampı olarak gösteriliyor.” Yazılama eylemini yaptığını kabul ederken, hiçbir örgütten talimat almadığına vurgu yapan Barik serbest bırakıldı. Cudi ve Amanos’ta operasyon ? DİYARBAKIR / HATAY (Cumhuriyet) Şırnak’taki Cudi Dağı’nda dün bir grup PKK’li teröristin bulunduğunun belirlenmesi üzerine operasyon başlatıldı. Teröristlerin bulunduğu alanlar Cudi eteklerinde bulunan Hisar Taburu’ndan yoğun topçu ateşi altına alındı. Cudi’den dumanlar yükselirken, bölge havadan da Kobra helikopterler tarafından yoğun ateşe tutuldu. Hatay’da da teröristlerin yuvalandığı Amanos Dağları’nda jandarma komando ve polis özel harekât birlikleri operasyon başlattı. AİLESİ DEVLETTEN ÖZÜR BEKLİYOR KOMİSYON ÖZTÜRK’Ü DİNLEDİ PKK bombasında korucu izi ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 4.5 kilogramlık A4 tipi plastik patlayıcının ele geçirildiği operasyonla ilgili soruşturma kapsamında tutuklananlar arasında 2 köy korucusunun da bulunduğu öğrenildi. Zanlılar, PKK’ye yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla tutuklandı. Okey’in ölümü için yalnızca 4 yıl HÜLYA KESKİN ‘Komutanlıkta Yeşil’i gördüm’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komiyonu, CHP’li komisyon üyesi Hüseyin Aygün’ün gündeme getirdiği, 1992’de Tunceli’de faili meçhul cinayete kurban giden ve cesedi 2 ay sonra kimsesizler mezarlığında bulunan Ayten Öztürk dosyasını yeniden açtı. Alt komisyon dün toplanarak Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk’ü dinledi. Hıdır Öztürk, dönemin Tunceli Jandarma Alay Komutanı’nın kendisini makamına çağırarak “Kızlarından biri dağa çıkmayı düşünüyor” dediğini anlattı. Hıdır Öztürk, çocuklarıyla birlikte alaya gittiğini söyledi. Hıdır Öztürk, bundan sonraki süreci şöyle anlattı: “Orada alay komutanı ile oturduk. Çocuklarımın adresleri, nerede çalıştıkları bilgisi alındı. Sonra komutan bir askeri çağırarak ‘Bunları aşağıya Mahmut Bey’e götür’ dedi. Aşağıya indik, bir odada zayıf, sakallı biri oturuyordu. Çocuklarımı içeri aldılar. Bir süre sonra çocuklarım odadan çıktı. Çocuklarım, daha sonra televizyon haberlerinde ‘Yeşil’ diye tanıtılan bu adamın Mahmut olduğunu söylediler.” Öztürk, kızının cesedinin Elazığ Asri Mezarlığı’nda bir çoban tarafından bulunduğunu söyledi. Cesedin teşhisi sırasında yaşadıklarını da ağlayarak anlatan Öztürk, “Bu jandarma alay komutanı kimdir? Neden beni çağırdı? 2 ay sonra çocuğum kaçırıldı” dedi. DHKPC operasyonu: 17 gözaltı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul ve Samsun’da terör örgütü DHKPC’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda 17 kişi gözaltına alındı. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen eşzamanlı operasyonlarda 16 kişi gözaltına alınırken bu kişilerin ev ve bulundukları yerlerde yapılan aramalarda çok sayıda dokümana el konuldu. Samsun’da da örgütün Karadeniz Bölge Sorumlusu olduğu öne sürülen Seval Yaprak, dün İlkadım ilçesi Lise Caddesi’nde yaya olarak gezerken polis tarafından gözaltına alındı. C MY B C MY B Nijeryalı göçmen Festus Okey’i öldürdüğü gerekçesiyle 4 yıldır yargılanan polis memuru sanık Cengiz Yıldız, oyçokluğuyla 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edildi. Okey’in 20 Ağustos 2007’de İstanbul Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği’nde ölümüne neden olan polis Yıldız’ın 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dün sonuçlandı. Çağlayan’daki İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına, tutuksuz sanık Yıldız ve Göçmen Dayanışma Ağı temsilcileri katıldı. Okey’in ağabeyi Tochukwu Gamellah Ogu, pasaport, yol izni, Adli Tıp raporu ve cenazeye dair da vetiyeyi mahkemeye sundu. Okey’in ağabeyi olduğunu bu nedenle davaya katılmak istediğini söyledi. Avukat Can Atalay da “Festus’un ailesi Türkiye’ye emanet edilen çocuklarının katillerinin gereği gibi cezalandırılmasını istiyorlar” diye konuştu. Mahkeme ise Ogu’nun müdahilik talebini yine reddetti. Hayatı boyunca bunun vicdan azabını yaşayacağını söyleyen sanık Yıldız, olay olur olmaz Okey’i hastaneye yetiştirdiğini belirtti. Kararı açıklayan Mahkeme Başkanı İsak Eken sanığa “Ben cezanın daha az verilmesini ve para cezasına çevrilmesini istedim. Ancak heyet, 5 yıl 2 ay ceza alman yönünde karar verdi. Bu ceza 4 yıl 2 ay’a düşürüldü” dedi. Katilinin ‘cezai ehliyeti var’ ? İSKENDERUN (Cumhuriyet) Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu, 2010’da, şoförü tarafından öldürülen Katolik Kilisesi Anadolu Episkoposu Luigino Padovese’nin (53) katil zanlısı Murat Altun’un akli dengesinin yerinde olduğu kararına vardı. Altun, müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın, iki duruşmasında da savunma yapmadı. Altun için daha önce Adana Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi “cezai ehliyeti yok”, İstanbul Adli Tıp Kurumu ise, “suç ehliyeti vardır” yönünde rapor vermişti.