23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 KASIM 2011 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Çadır yangınında yaşamını yitirenler üçe yükseldi. Valilik depremzedelere yangın tüpü dağıttı Ülkeme Hoş Geldim! Vay canına, ilk kez başıma geliyor, yurtdışından her gelişimde, ülkemi özlerdim, suyunu, kokusunu, güneşini özlerdim. Gördüğüm, yaşadığım yerleri, olayları anlatmak için can atardım; hayır, bu kez öyle olmadı. Sanki bir kaos ortasına düştüm ve en başta, onlara sayın deniyor, İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin bir Türkiye yurttaşı olarak ağzımın payını verdi. Bir bakıma iyi oldu, silkelendim ve kendime geldim. Hazır ola durdum, Bakan’ın verdiği yurttaşlık bilgisi derslerini, dersimizi iyi öğrenmek için bir kere daha gözden geçirelim. Adana Emniyet Müdürü, “Molotof atan o an vurulmalı!” diye buyurmuş. Dikkat edin, “Molotof atan o an vurulmalı!” Dehşet bir şey, 2011 yılında, bir Emniyet Müdürü, kendi ülkesinin yurttaşlarını düşman olarak gördüğünü çok net, kimselerden sakınmadan ifade ediyor ve ileri gidiyor, “sözlerimin arkasındayım” diyor ve hâlâ görevinde, İçişleri Bakanımızın buna hiçbir diyeceği yok, ben memnun bile olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu Emniyet Müdürü’nün bağlı olduğu Bakan, Profesör Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasına karşı gösterilere, tepkilere bakın nasıl cevap vermişti: “Otuz bin profesör var, bini tutuklansa haydi neyse, ama bir kişi için koparılan kıyamet de ne?” Geç kalmadınız mı? ÇALIKUŞU DEPREMDE ÖLEN ÖĞRETMENLER İÇİN SAHNEDE YUSUF ZİYA CANZEVER Van’a gönüllü 100 mimar ve mühendis ÖZLEM GÜVEMLİ Mersin Devlet Opera ve Balesi, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanının bale uyarlamasını, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Kültür Merkezi’nde gerçekleştireceği prömiyer ile sanatseverlerin beğenisine sunacak. Eseri sahneye koyan devlet sanatçısı Merih Çimenciler, “Bu eseri depremde hayatını kaybeden öğretmenlere adıyoruz” dedi. Fotoğraf: AAVELİ GURGAH Bakan’ı Büşra Ersanlı için tutmak mümkün değil, hiçbir şey onu kesmiyor ve TBMM Genel Kurulu’nda en esaslı bir biçimde ders vermeye devam ediyor: “Büşra Ersanlı Profesör Hanımefendi’nin ‘80 öncesi gençlik yıllarına bir yolculuk yapmanızı tavsiye ederim değerli arkadaşlar. Hangi suçtan, hangi komünizan faaliyetten mahkum olduğunu, cezaevinde yattığını, akrabalarının kimler olduğunu, eniştesinin bu ülkede bir başka faaliyetten tutuklu olduğunu, bir başka sevdanın yolcusu olduğunu araştırırsanız görürsünüz.” Bakan, kürsü dokunulmazlığına sığınarak, resmen suç işliyor, sürmekte olan bir davanın savcısı pozisyonuna geçiyor ve hepimize gözdağı veriyor, bu ülkenin değişmesi, daha demokratik, daha özür bir ülke olması için mücadele edenlere aba altından sopa göstermeye çalışıyor. “Bakın ha, biz hepinizin kirli sicilini biliriz!” Ona göre hepimizin sicili kirli, Bakan’ın sözlerine bakılırsa, benim hâlâ inanmakta güçlük çektiğim upuzun listeler hazır. Zaten bir sıkıyönetimde yaşıyor gibiyiz, bence iyi olur, sahtekârlık, ikiyüzlülük ortadan kalkar. Her şey yerli yerine oturur. Adeta hükümet sözcüsü gibi Bakan, her konuda konuşuyor, her şeye söylenecek bir veciz söz buluyor, örneğin KCK davalarından tutuklu olanların sayısını gerçek rakamın dörtte biri olarak verince, itirazlara karşı, “Gerekirse BDP’nin açıkladığı sayıyı da tamamlarız” diyor ve Van’da deprem çadırlarını gezerken “Saray gibi çadırlar, keşke biz de buraya gelsek” diye iç geçiriyor. Burada sevgili Ülkü Tamer’in o enfes dizesi aklıma geliyor: “Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.” Bakan’ın Kürt sorunu ile ilgili sözleri ise, o kadar demode, o kadar kahve ağzı ki, “Bizi kimler yönetiyor” sorusuna esaslı bir yanıt olur. Şöyle diyor: “Kürt sorunu Kürt sorunu deniyor, ben o tarafları iyi bilirim, gezdim dolaştım, ben göremedim ne olduğunu?” Yetmedi, devam ediyor: “Bu işler öyle Boğaz’da oturup içki masalarında konuşmakla hallolmaz.” Sayın Bakan bu sözler çok eskidi. Bir yurttaş olarak itirazımı yapıyorum. Neyse, dersimizi bitirmenin zamanı geldi. Şimdi sıra anafikri çıkarmaya geldi. Anafikir: “Öyle demokrasi, özgürlük diye kafamızı ütülemeyin, işte bu kadar ekmek, işte bu kadar köfte.” Van Valiliği, Van Belediyesi, Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası, kentte yapılacak hasar tespit çalışmalarında ortak hareket etme konusunda mutabakata vardı. İlk etapta 50 mimar ve 50 inşaat mühendisi bölgede dönüşümlü olarak hasar tespit çalışmalarına katılacak. Odalar çalışmalarda yer alacak meslek insanlarına teorik ve uygulamalı eğitimler verecek. Önümüzdeki günlerde kurumlar arasında işbirliğine ilişkin bir protokol de imzalacak. İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası’nın tüm şube ve temsilciliklerinden hasar tespit çalışmalarına gönüllü olarak katılacak üyelerin listesi valiliğe sunulacak. Odalar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) öncülüğündeki tespit çalışmalarının yanı sıra kentin yeniden kurulması çalışmalarına da katkı sunacak. Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, kentin sağlıklı bir yapı stokuna kavuşması, rehabilitasyonu, güçlendirme, moloz döküm yerlerinin belirlenmesi çalışmalarına katılacaklarını söyledi. İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Serdar Harp, hasar tespitinin uzmanlık işi olduğuna dikkat çekerek “Bu inşaat mühendislerinin işi” diye konuştu. Başbakan İstanbul’da öğretim üyelerine yüklendi Erdoğan: O binaları öğrencileriniz denetledi İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un depreme hazırlıklı kent olmadığını belirterek öğretim üyelerine yüklendi. Televizyon programlarında akademisyenlerin Van’daki yıkıma ilişkin değerlendirmelerine atıfta bulunan Erdoğan “Hocalar, mühendisler herkes birlikte denetlesin, diyorlar. Kimler denetliyor zaten? Çoğunun mimarı, mühendisi bunlar. Bunların hepsi sizin tezgâhınızdan geçip geldi, oradan yetişip geldiler, hepsi sizin öğrenciniz. İlla fatura kesecek birilerini aramanın anlamı yok. Olaya böyle yaklaşmayalım, gerçekçi değiller” dedi. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen “Dünya Türk Girişimciler Kurultayı”nda konuşan Erdoğan, İstanbul’un dışındaki diğer kentlerde de aynı sıkıntı olduğunu ifade etti. Erdoğan “İlla deprem olması da şart değil. Bunun dışında sel afetleri, buna da hazırlıklı değiliz” itirafında bulundu. Erdoğan “‘Bu evleri yıkalım’ dediğimizde vatandaş buna olumlu yaklaşmadığı gibi maalesef bu ülkenin yargısı da onları her zaman haklı çıkarmış, bizi de haksız duruma düşürmüş. Şimdi kimse yargıya bilet kesiyor mu veya kesebilecek güç var mı? Yok” diye konuştu. alıcı konutların inşasına şubatmart ayında başlanacak’ Erdoğan, yumuşak zeminde, zemin etütleri yapılmadan inşa edilen Van 100. Yıl Üniversitesi’nin 13 fakültesinin hasarlı olduğunu anımsatarak “Halbuki yamaca doğru yönelse, sert zemin. İlla Van Gölü’nü seyredeceksen oradan da seyredersin” değerlendirmesini yaptı. Van’da şubatmart itibarıyla kalıcı konutların inşasına başlayacaklarını belirten Erdoğan, mülk sahibikiracı ayrımı yapmayacaklarını kaydetti. Erdoğan kiracılara 20 yıl vadeyle ev imkânı sunacaklarını söyledi. ‘K VAN Van’daki çadır yangınında 2 kardeşi yanarak ölen, kendisi de ağır yaralanan 13 yaşındaki Mikail Tolukan da yaşamını yitirdi. Çadır kentlerdeki yangınlara karşı depremzedelere yangın tüpü dağıtıldı. Van’ın Karpuzalan köyünde depremzedelerin kaldığı çadırda çıkan yangında Bahar (8) ve İsmail Tolukan (4) kardeşler yaşamını yitirmişti. Ağır yaralı olarak Ankara’ya sevk edilen 9 yaşındaki Mikail Tolukan da Dışkapı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak öldü. Yangında yaralanan 7 yaşındaki Elif Tolukan’ın ise aynı hastanede tedavisinin sürdüğü bildirildi. Van Valiliği depremzedelerin yaşadığı çadırlarda çıkan yangınlara müdahalede kullanılmak üzere ilk etapta bin adet yangın söndürme tüpü aldı. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü yetkilileri, satın alınan bin adet yangın söndürme tüpünden 418’inin çadırlara dağıtımının başladığını belirtti. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Beşir Atalay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile birlikte Van Valiliği İl Afet Yönetim Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Banyosu, mutfağı ve tuvaleti olan 19 bin 773 konteynır için sipariş verildiğini belirten Başbakan Yardımcısı Atalay, 1155 konteynırın öncelikle köylere yerleştirildiğini söyledi. 15 Aralık’a kadar Van ve Erciş’teki konteynırların büyük oranda tamamlanacağını belirten Atalay, kalıcı iskânla ilgili 2 bin 944 konutun ihalesinin yapıldığını söyledi. Atalay, 14 bin 500 depremzedenin, çeşitli illerdeki kamu tesislerinin misafirhanelerine yerleştirildiğini belirtti. Yeni bir Van kurulacak Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar “41 kilometrelik çevre yolunun etrafında Erek Dağı’nın eteklerinde, Kevenli’de, diğer sağlam bölgelerde, kaya zemini olan bölgelerde yeni bir Van kurma çalışmalarımız var. Rakam veremiyorum ama ne kadar ihtiyaç varsa modern hayatın gerektirdiği bütün donatılarla birlikte, şehrimizin gelişme aksını da bozulmadan, fazla katlı olmadan, Başbakanımızın da talimatı var, özellikle ikamet alanlarında 23 kat, maksimum 4 katı geçmemek suretiyle yeni bir şehir kuracağız. Yepyeni, pırıl pırıl, çok modern bir Van olacak” dedi. Barzani’den 113 TIR Barzani’nin babası adına kurulan Barzani Yardım Vakfı’nın deprem bölgesine gönderdiği 113 TIR’lık yardım konvoyu kentte geldi. Barzani Vakfı’nın gönderdiği yardım konvoyunda 212 prefabrik ev, battaniye, yatak, ısıtıcılar, ev eşyası ve gıda malzemeleri bulunduğu öğrenildi. Barzani Yardım Vakfı Başkanı Musa Ahmed, Van Valisi Münir Karaloğlu’nu ziyaret etti. Ahmed, “Bizim bir tek ricamız var sizden, Kuzey Irak’tan getirdiğimiz konteynırların kurulacağı alana Barzani İnsani Yardım Vakfı’nın isminin verilmesidir” dedi. Vali Karaloğlu ise bu talebe “olabilir” yanıtını verdi. Eşit, erişilebilir bir yaşam için yürüdüler Görme Özürlüler Derneği ve Engelsiz Erişim Grubu, ulaşım sorunlarına dikkat çekmek için dün Tünel’den Taksim’e yürüdü. Görme engellilerin oluşturduğu Özgürlüğün Ritmi Beyaz Baston Grubu’nun çaldığı darbukalar eşliğinde yürüyen grup “Eşit, erişilebilir, engelsiz yaşam” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan Engin Yılmaz “Her yıl kaldırımların yapılıp yıkılması için milyonlarca lira harcandığı halde, hâlâ standart dışı kaldırımlar, gelişi güzel mantar ağaç ve direkler hayatın engelleri olarak karşımızda durmaya devam ediyor. İstediğimiz tek şey engelsiz erişilebilir bir yaşam” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear