23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2011 PERŞEMBE 14 Anımsanacaktır; çok başlı vergi inceleme sistemine son verildiğine ilişkin gelişmeleri sizlerle paylaşmıştım. Doğrudan Maliye Bakanı’na bağlı olarak, vergi incelemesi, vergi dairesi teftişi, memur soruşturması ve diğer denetim görevlerini yerine getirecek Vergi Denetim Kurulu temmuz ayında kurulmuştu. Geçiş döneminde, halen “vergi denetmeni” kadrosunda çalışanların Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nda, “maliye müfettişi, hesap uzmanı ve gelirler kontrolörü” kadrolarında bulunanların ise Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı, Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlığı ve Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar Grup Başkanlığı’nda görevlendirilmeleri öngörülmüştü. Bu kurula ilişkin yapılanma Ekim 2011 sonuna kadar tamamlandı ve ilgili yönetmelikler de hayata geçti. Bu anlamda özellikle, Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, mükellef hak ve hukuku açısından son derece önemli. Yıllardır tüm mükellefler, keyfi olarak yapılan ve uzun süren vergi incelemelerinden şikâyetçiydi. Şimdi bu ve benzeri pek çok şikâyet hakkında standartlar getiriliyor. İşte; anılan yönetmelikteki can alıcı konular özetle şöyle: Mükellefin imzası yoksa tutanağın vergi dairesi kayıtlarına intikal tarihi esas alınacak. Ayrıca, tutanakta incelemenin gerekçesi mutlaka belirtilecek. Gerekçenin mükellefçe bilinmesi son derece önemli. Uygulamada, inceleme görev yazısının tarih ve sayısı inceleme gerekçesi olarak belirtilmekte. Bu konuda mükelleflerin son derece hassas davranmaları ve incelenme gerekçelerini ısrarla öğrenmeleri gerekiyor. Tutanak sonrası, yazılı olarak defter ve belgelerin istenmesi ve bunların tutanakla inceleme elemanına teslim edilmesi gerekiyor. Sendikalar Yasası ve getirdikleri 12 Eylül’ün sendikal harekete getirdiği prangalar sürerken, Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı ile getirilmek istenen değişiklikler konusunda tartışma sürüyor. 84 maddeden oluşacak tasarı için hükümet sosyal tarafların uzlaşısını ararken örneğin DİSK “bu yasaya reform denilemez” diyerek yürütülmekte olan üçlü danışma kuruluna katılmayacağını açıklamıştı. Peki, tasarı neler getiriyor, olumlu ve olumsuzluklar neler? Tartışılan maddelerden biri; 15 Ocak 2012 tarihine kadar tasarı yasalaşırsa halen mevcut yasada 28 olan işkolu sayısının, 18’e inecek olması. Yine yürürlükteki Türkiye genelinde yüzde 10’luk işkolu barajı ve hem de işyerinde yüzde 50+1 işyeri ve işletme barajı oranları aşağıya çekilirken, ILO normlarında olmayan çifte barajın korunması ile sendikalılıkta SSK verilerinin esas alınması eleştiri konusu. Buna karşın; sendikalara üyelik işlemlerinde noter şartının aranmayacak olması, işçinin, işsiz kaldığında sendika üyeliğinin bir yıl devam edebilecek olması, yetki itirazı konusundaki açılan davaların süreci etkilemeyecek olması olumlu yaklaşımlar. Aynı şekilde yabancıların sendika kurucusu olabilmesi, sendika yöneticileri suç işlendiğinde sendika tüzelkişiliğinin korunacak olması da savunulacak düzenlemeler. Ancak bu tasarı konusunda en temel eleştiri grev yasaklarında hiçbir şekilde olumlu gelişme olmaması konusunda öne çıkıyor. Bizce böylesine yaşamsal bir konuda en önemlisi, tasarının hayata geçmesi öncesi iktidarın “uzlaşma arayışı”nın devam ettirilmesidir. Vergide İncelenen Hangi Haklara Sahip? olduğu vurgulanmış. Ayrıca vergi incelemelerindeki amacın, ödenmesi gereken vergi tutarını doğru olarak tespit etmek ve bu çerçevede inceleme sonucunda, gerekirse mükellef lehine düzeltmelerin de yapılması ilkesi belirtilmiş. Artık vergi incelemeleri körü körüne matrah veya vergi farkı bulmak için değil, doğruyu bulmak için yapılacak. Artık vergi incelemelerine; incelemeye tabi olan nezdinde düzenlenecek “İncelemeye Başlama Tutanağı” ile başlanılacak. Düzenlenen tutanaklardan mükellefe, inceleyicinin bağlı bulunduğu birime ve mükellefin vergi dairesine gönderilecek. İncelemeye başlama tarihi ise mükellefin tutanağı imzaladığı tarih olacak. Bir Balyoz Öyküsü!.. Tarih, 29 Ocak 2010... Saat 10.45 suları... Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar’ın telefonu çalar. Arayan Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’dur. Elinde “Balyoz Soruşturması” ile ilgili çok önemli belgeler bulunduğunu belirten Baransu, gazetesine emniyet güçlerinin gönderilmesini talep etmektedir. Bu talep süratle ve gizlilik içerisinde yerine getirilir. Baransu, elinde çekmeli valiziyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettirilir.. Bir oda hazırlanır. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk de ekibe katılır ve iki savcı “Balyoz valizi”ni teslim alma ve el koyma işlemlerini başlatırlar. Bu arada yapılan tüm işlemler iki ayrı polis ekibi tarafından kamerayla anbean kayda alınmaktadır. 29 Ocak 2010, saat 14.06’da Balyoz belgelerini teslim alma işlemi başlar... ??? Valiz açılır... Farklı renklerdeki poşetlerden üzerinde “Wenice” yazılı olanı ekip amiri tarafından alınarak içindeki CDDVD’ler tutanağa geçirilmeye başlanır. 19 adet CD ve çok sayıda kasetin üzerinde yazılı olanlarla birlikte numaralandırılarak tutanağa kaydedilir. 9 No ile kaydedilen CD’nin üzerinde yazılı olanlar da şu şekilde kaydedilir: “Vatandaşlık Taslak” yazılı yeşil kalemle 67 yazılı Sony marka CD. Teslim alma ve el koyma işlemi saat 21.30’da sona erer. Tutanak özel yetkili savcılar Bilal Bayraktar, Mehmet Berk, Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, İstanbul Terörle Mücadele Emniyet Amiri Kazım Aksoy, diğer görevli memurlar ve Zabıt Kâtibi Halime Çakırca tarafından imzalanır ve mühürlenir. Soruşturmanın Balyoz Davası’na dönüşeceği süreç başlamıştır... ??? Tarih, 01 Şubat 2010... Balyoz belgelerinin Taraf gazetesi muhabirinden teslim alınmasından üç gün sonra... Bu kez, el konulan belgeler özel yetkili savcı Bilal Bayraktar tarafından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bilirkişi olarak görevlendirilen İsa Akyüz’e teslim edilmektedir. İmzalanan “Teslim ve Tesellüm Tutanağı”nda 9 No’lu CD’nin karşısında aynen şöyle yazmaktadır: Markasız marka, seri numarası 8012DKLR olan İRTİCAİ UNSURLAR AŞIRI SOL UNSURLAR CD NO: 67 ibareli 9 Nolu CD. İyi mi?!.. Daha üç gün önce “Vatandaşlık taslak” yazılı yeşil kalemle 67 yazılı Sony marka CD olduğu belirtilen, savcıların, emniyet amirlerinin imza altına aldığı, iki ayrı kamerayla saniye saniye kayıt altına alınan 9 No’lu CD, üç gün sonra bambaşka bir hüviyete bürünüvermiştir!.. Balyoz Davası avukatlarının bu akıl almaz değişiklikten ancak bir buçuk yıl sonra haberleri olur. Çünkü ek klasörler mahkeme tarafından 2010’un Ağustos ayında avukatlara verilmiştir... 200 bin sayfa civarında ek klasör neredeyse bir yıl incelendikten sonra 2011 Ağustos ayında bu inanılmaz değişiklik ortaya çıkar. Avukatlar Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz mahkemeye ağustos ve ekim aylarında iki dilekçeyle başvurarak durumu anlatır, bu CD’nin hem savunmadan hem de mahkemeden kaçırılmak istendiğini vurgular ve teslim anındaki kamera kayıtlarının izlenmesini talep ederler. Mahkeme ne yapar dersiniz? İkinci dilekçeden sonra bir ara kararla “davanın gelmiş olduğu aşamayı gerekçe göstererek” bu talebi reddeder!.. Halbuki neredeyse 2 yıla yaklaşan davada hâlâ ön savunma ve sorgu işlemleri devam etmektedir... Hangi “aşama”dan söz edilmektedir, bunu avukatlar dahi anlayamaz!.. “Peki sonuç ne” diye soracaksınız... Sanıklar açısından kocaman bir hiç!.. Avukat Celal Ülgen açısından ise ağır cezaya uzanan bir yol!.. Talep reddedildikten sonra mahkeme hâkimlerine “Sizler 1. sınıf hâkimsiniz, böylesine büyük bir çelişkiyi görmemeniz olanaksız. İki olasılık var, ya bilinçli yapıyorsunuz ya da gücünüz yetmiyor” dediği için hakkında mahkemeye hakaretten suç duyurusu yapılır... Nasıl hikâye ama?.. Merak etmeyin, Silivri’de hikâye tonla!.. anuna aykırı rapor düzenlenemeyecek Anılan yönetmelikte, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların, vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri belirtilmiş. Bu belirlemenin neden yapıldığını anlamakta zorlanıyorum; demek ki daha önce bu nitelikte raporlar düzenleniyormuş, ama artık düzenlenemeyecek! K Belge isteminde yeni dönem ıllarca süren vergi incelemelerine son Y Yıllarca süren vergi incelemeleri mükellef haklarını zedeliyordu. Mükellefleri haksız hesaplanan gecikme faizleri ile baş başa bırakıBir mükellefin incelemeye alınması için risk yordu. Artık incelemeye başlanıldığı tarihten itianalizi neticesinde riskli bulunması ya da baren, tam inceleme yapılması hahakkında ihbar veya şikâyet linde en fazla bir yıl, sınırlı inceleolması şart değil, bu sayılanme yapılması halinde ise en fazla SSK’DEN DUL AYLIĞI ALANLAR YETİM AYLIĞI ALABİLİR Mİ? lardan herhangi biri olmasa altı ayda inceleme bitirilecek. Bu dahi mükellefler incelemeye Eşimin vefatıyla, SSK’den dul sürede bitmezse inceleme elealınabilecek. Bu durum ne yamaaşım var. 1990’da SSK manları hakkında disiplin hükümlezık ki keyfiliği çağrıştırıyor. emeklisi babamı kaybettim. ri uygulanacak. Annem ise 2010’da vefat etti. Sorularınız için maliGörüldüğü üzere, yapılan düzenükellef hak ve hukuku cozum?ismmmo.org. Kız kardeşim evli. Bu durumda lemeler, genel itibarıyla mükellef tr adresine mail ataVergi incelemesi yapmaya babamdan yetim aylığı alabilir hak ve hukukunu koruyucu yönde. bilirsiniz. Tüm sorular yetkili olanların, bu incelemeler miyim? Yener Günel Bu andan itibaren görev, mükellefeposta ile tek tek sırasında uyması gereken temel cevaplanacaktır. ler ve onların temsilcileri meslek SSK’den dul aylığı almanız ilkelerin başında, “yükümlülüklemensuplarına düşüyor. Çünkü yümünasebetiyle SSK’den yetim rin yerine getirilip getirilmediğini, kümlülüklerin hep hatırlatılması geaylığı alamazsınız. mükellefin hak ve hukukunu da rekiyor. Yoksa bu hükümler sadegözetmek suretiyle denetlemek” ce kâğıt üzerinde kalır. Keyfi incelemelere devam mı? M Zorba Meclis’e İndi!.. PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Bugün birinci derecede söz konusu, 30. Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı olmalıydı. Gelin görün ki TBMM’nin 10 Kasım Atatürk’ün öldüğü günde yapılan özel toplantısında meydana gelen yakışıksız, kınanası zorbalık, doğal olarak, gündemin başına oturdu. Şöyle ki; medyanın yazılı ve görüntülü haberlerinden öğrendiklerimize göre; CHP milletvekili Kamer Genç, Atatürk’le ilgili konuşmalardan sonra Danışma Kurulu önerisiyle söz alarak kürsüye çıkmış. Her zamanki gibi muhalefet içeren söylemine başlayınca yönetici başkanvekili iç tüzüğü gündeme getirerek konuşmasını kesmesini istemiş. Genç söylemini sürdürünce başkan idare amiri eski Hakİş Sendikası Başkanı AKP milletvekili Salim Uslu’yu göreve çağırmış. O da Meclis’e saygı gereği milletvekilini nezaketle söz dinlemeye çağıracağı yerde, yaka paça kürsüden indirmiş. Sokak kabadayılığı niteliğindeki davranış tüm geçmişteki Meclis başkanlarınca kınanmış. Bu zatın eski sendika başkanı olduğunu anımsayınca o sendikadaki emekçilerin bu başkandan neler çektiklerini, düşünmek bile istemedim. Sayın Arınç da eski Meclis başkanlarından biri olması nedeniyle bu çirkin, yakışıksız davranışı kınamışsa da cezai yaptırımına hiç değinmemiş. Hem de TBMM kürsüsü üzerinde M. K. Atatürk’ün öz sözü “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazısı baş tacı edilmişken. Bu olayda başkanvekili işi Uslu’ya havale etmek yerine oturumu kısa süre kapatsaydı Meclis’in onuru zedelenmeden olay yatışırdı. Şimdi S. Uslu’nun Genç’ten ve Meclis’ten özür dilemesi beklenmekte. Bir de Meclis’in tatile girdiği aylarda, AKP iktidarı konuların Meclis’in onayına sunularak çıkarılması gerektiğini umursamadan, 1982 yılında yasallaşmış olan KHK’yle gereksinim duyduğu onlarca yasayı hükme bağladı. Böylece tek güç olarak ‘ben yaptım oldu’ anlamında işlemlerini “İleri demokrasi”siyle(!) sürdürdü. ??? Bu sıkıntılı işler yetmezken bir de tekrar Van’da 9 Kasım’da 5.6’lık, 14 Kasım’da da merkez üssü Mollakasım Köyü olmak üzere 5.4 iki sarsıntıyla 3. kez perişan oldu. Tekrarlanan bu sallanmalarda ölümcül hasarların olmasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar’ın barınılabilirdediği binalar içinde 5.6’Iık depremle yerle bir olan Bayram Oteli de varmış. Bu yıkılmada 39 yurttaşımız can verirken 40 kişi de ağır yaralanmış. Ölenlerin içinde basın görevlileri Cem Emir’le Sabahattin Yılmaz’ı da şehit verdik... Acaba otelin çatlaklarını cilalayarak hasarsız gösteren sahipleriyle sayın bakanın şu anda vicdanları sızlıyor mudur? Otelin kardeş olan iki sahibi, “Gelen heyetler sağlam raporu vermişlerdi, biz de buna güvenerek, orada kalıyorduk” derken kız kardeşIeri, onları yalanlayıp evlerinde kaldıklarını söylemiş. Depremin içeriğiyle hasarlarını araştırmak ve yardım götürmek amacıyla oraya İTÜ ile YTÜ’den giden heyetin içindeki yakınımdan durumu öğrenmek istediğimde; “Biz köylere kadar giderek felaketi görüp notlar aldık. Bu işlemlerde durumu raporlama sorumluluğumuz olmadığından devlet bizden rapor istemedi. Sağlam rapor verenler bakanlık görevlileri olsa gerek” dedi. Bu keşmekeşte canlarını yitirenlerin yakınlarının yürek yangınlarına yaradandan sabırlar dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor. ??? Bu arada Van’ı ikinci kez ziyaret eden Sayın Başbakan’ın da söylem ve vaatleri pek teselli verici görülmedi. Depremzedelere “Dişinizi sıkın. Ağustosa kadar tüm gereksinmeleriniz yerine getirilecek” sözü onların acılarını dindirici olamadı. Eğer işaret ettiği zaman içinde göç etme olasılıkları bulunmayanlar eksi 15, eksi 20’lere düşen soğuğun, karın, buzun altında barınaksız, gıdasız, 7 yaşındaki Deniz gibi zatürree olup yaşamlarını yitirmezlerse belki 89 ay sonra verilen sözlerin yerine getirildiğini görebilirler. Tabii bir de önceden yurdun değişik bölgelerinde meydana gelen depremlerin kısa sürede unutulduğu gibi olmazsa!.. ??? Bunların yanında Silivri Zulümhanesi’nin dramı, acılara tuz biber ekmeye devam ediyor. Giderek ölü ve hasta sayısı artıyor. İfadelerinin alınması için aylar ve yıllardır suçlarını bilmeden bekletilmeleri demokratik hiçbir ülkede görülmemiştir. Bu durum ağır hastalıklar veya şoklarla ölümleri getiriyor. Son ölüm 56 gün önce 8 aydır hâkim karşısına çıkmayı bekleyen MİT görevlisi Kâşif Kozinoğlu’nu buldu. Demokrasi ve insan hakları neredesiniz? HARBİ SEMİH POROY BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com KADIKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ AVUKAT AHMET CANPOLAT 9 yıl oldu... Sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. EŞİN Esas No: 2011/465 Davacı Ayşe Burçak Korkmaz ve Öznur Kahraman vekili Tangül Özer tarafından davalı Hasımsız olarak mahkememizde açılan Gaiplik davasında verilen ara kararı gereğince; 36919289366 T.C. Kimlik No’lu, Ekrem’den olma, Refika kızı, Elazığ 29/12/1947 doğumlu, Elazığ Rızaiye Mah., Cilt No: 16, Hane No: 492, Bsn: 5’te nüfusa kayıtlı olan, Bakiye Fatma Gökçe’nin Hasanpaşa Mah. Faik Bey Sokak, No: 5/7 Kadıköy /İstanbul adresinde ikamet etmekte iken 15/07/2005 tarihinden itibaren ortaya çıkmaması, tanıyan ve bilen bulunmaması nedeniyle gaipliğine karar verilmesi talep edildiğinden; TMK’nin 33. maddesi uyarınca, gaip Bakiye Fatma Gökçe’nin kendisinin ya da gaip hakkında bilgileri olanların 6 aylık süre içinde Mahkememizin 2011/465 Esas sayılı dosyasına bilgi vermeleri, keza gaipliğine karar verilmesi istenen hayatta ise Mahkememize başvurması İLAN olunur. 27/10/2011 Basın: 70505 YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Denizcilikte, yatay serenlerin her iki başına verilen ad... Günümüzde Hatay ve Gaziantep yöresinde yapılan, geleneksel bir Türk güreşi. 2/ Sınır nişanı... Silindir biçiminde sarılmış küçük yufkaların üzerine yoğurt dökülerek yapılan bir yemek. 3/ Sahte, düzme... Bir nota. 4/ Libya’nın plaka imi... “Aptal, bön” anlamında argo sözcük. 5/ Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Sera Gölü’ne verilen bir başka ad... Kale duvarı. 6/ İndiyum elementinin simgesi... Pembemsi turuncu renk. 7/ Arnavutluk’un plaka imi... Atıf Yılmaz’ın bir filmi. 3/ Kısa ve kolsuz kadın ceketi... Küçük bitkilere verilen ortak ad. 9/ Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı... Bir devletin başka bir devlete yaptığı bildiri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Ayvalık ilçesinde, 1 karaya dolgu bir yolla bağlanan tu 2 ristik ada... Bir tür 3 kalın vs. kaba ku 4 maş. 2/ Mersin’in Silifke ilçesinde an 5 tik bir kent... Kü 6 çük bir hıyar cinsi. 7 3/ Birçok giyim ve ev eşyası yapımına 8 yarayan sert, daya 9 nıklı ve esnek bir 1 2 3 4 5 6 7 8 9 madde... Lantan elementinin simgesi. 4/ Bir çoğul 1 M E N K I B E A eki... Tatlı bir çörek. 5/ At 2 A T İ R A S A T las Okyanusu’nda Porte 3 N A N H A R S U kiz’e ait takımada.. İslam 4 T N A A H U inancına göre, kıyamet sı 5 I R AMA K MA rasında İsrafil adlı meleğin 6V A R A K H A L üfleyeceğine inanılan boru. 7 A M E R İ K A NO 6/ Küçük mağara... Yur8 R A A D O N İ S dumuzda da üretilen eti A lezzetli bir balık. 7/ Aldat 9 K E T E B E ma işi, hile... Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre olan adı. 8/ Ağır ritimli bir İspanyol dansı... Bilgisiz, kültürsüz kimse. 9/ “Çalma, hırsızlık” anlamında argo sözcük... Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear