23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 6 EK M 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER CHP ve MHP ‘sınır ötesi operasyon’ yetkisine destek verirken BDP, ‘savaş ilanı’ diyerek reddetti Demokrasinin Hava Durumu Bugün Beşiktaş’ta bir duruşma var. Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer bugün Beşiktaş 10. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Berna Yılmaz ile Trakya Üniversitesi Makine Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ferhat Tüzer, ne yapmışlar? Bu iki öğrenci ki, okullarıyla ilişkileri de kesilmiş durumda, Başbakan’ın da hazır bulunduğu Roman toplantısında pankart açarak “parasız eğitim” istemişler. Ve böylece parasız eğitimin bırakın kendisini, onu talep etmenin bile bedava olmayıp, çok büyük bir bedeli olduğunu öğrenmişler. Bu iki gencimiz de tam 19 aydır tutuklu bulunuyorlar örgüt üyeliğinden, Beşiktaş’taki Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 yıl istemiyle tutuklu yargılanıyorlar. Böylelikle her iki gencimiz de masumiyet karinesinin ülkemizde kulağa hoş gelen boş bir kavram, eğitimin hak olduğunu söylemenin ağır suç olduğunu öğrendiler. Berna ile Ferhat kardeşlerimizin durumları bana, Camilla Valleja Dowling ile Giorgio Jackson’u anımsattı. 16 Eylül Cuma günkü yazdığım yazıda andığım, bu biri kız biri erkek ikili, Şili’’de üniversite öğrencisi. İstemleri de Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzer’in ileri sürdükleriyle tıpa tıp aynı, hatta bir adım da daha ileri. Şili Komünist Partisi’nin üyesi (yani komünist örgüt üyesi) Camilla Valleja ile Giorgio Jackson da bedava eğitim istiyorlar. Bu isteğin önderi olarak kitleleri sokaklara döküyorlar. Ama onlar hapiste değiller. Camilla Valleja’nın yüzünü Fransız Le Monde gazetesindeki fotoğrafından gördüm. Berna’yı da bizim gazetelerdeki resimlerinden... Şu farkla ki, Berna içerde, bugün de yargıç karşısında; Camilla ise Şili Hükümeti ile müzakere masasında, ayrıca Pinochet döneminden kalma, eski Milli Eğitim Bakanı Joackim Lanvin’i de istifa etmek zorunda bırakmış. Camilla ile Giorgio yalnız bir hak olarak gördükleri eğitimin bu niteliği gereği bedava olmasını istemekle kalmıyor, aynı zamanda bu alanda kalitenin de yükseltilmesini talep ediyorlar. Bu iki habere bakarak, Şili ve Türkiye’de demokrasinin hava durumu hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Evet gerçekten, başlı başına demokrasinin durumunun göstergesidir bu iki olay. Eğer bir ülkede bedava eğitim istemek özgürse orada demokrasi vardır. Değilse, politikacıları, kodamanları ne derlerse desinler o ülkede demokrasi yoktur. Yanlış anlaşılmasın, demokrasi için bedava eğitim şart değil, ama talebinin serbest olması şart. Evet, bugün Türkiye’deki demokrasinin hava durumu bir kez daha gündeme geliyor. Bu iç karartıcı ve utanç verici konuyu, bir hava durumu fıkrasıyla noktalayalım: Papa’nın uşağı, Monsenyör’ün hizmetinde bulunduğu 10 yıl boyunca her sabah, onu saat beşte uyandırır ve hava durumunu bildirirmiş: Saat 5 Aziz Papa hazretleri ve hava günlük güneşlik. Papa’nın yanıtı hep aynı olurmuş: Teşekkür ederim evladım, ulu Tanrı ve ben bunu biliyorduk. Onuncu yılın sonunda uşak emekli olacağı gün son defa uyandırmış Papa’yı: Aziz Papa hazretleri saat 5 ve dışarıda güzel, günlük güneşlik bir yaz günü var. Teşekkür ederim evladım, ulu Tanrı ve ben bunu biliyorduk, diye yanıtlamış Papa. İşte o zaman uşak gevrek bir zafer kahkahası patlatmış ve; Nah biliyordunuz, demiş, gerçekte saat 8.30, dışarıda da şakır şakır yağmur yağıyor! Tezkere Meclis’ten geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümete sınır ötesi operasyon için verilen yetkiyi bir yıl daha uzatan tezkere TBMM Genel Kurul’unda kabul edildi. Tezkere görüşmeleri, PKK ile görüşmelerin tartışmasına dönüşürken CHP ve MHP tezkereye “evet” oyu kullanacaklarını açıkladı. BDP ise tezkereye “savaş ilanı” diyerek karşı çıktı. Meclis’te sınır ötesi operasyon tezkeresi görüşmelerin ardından yapılan oylamayla kabul edildi. CHP’den Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ret oyu verirken Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise oylamaya katılmadı. Görüşmelerde ilk sözü BDP adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder aldı. Önder, tezkere için ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın, “Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir” sözü TBMM’de füze kalkanı tartışması Meclis’te gündem dışı söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’da kurulacak “erken uyarı sisteminin”, ran’a karşı srail’i korumayı amaçladığını, bunun ranlı yetkililer tarafından bile ifade edildiğini söyledi. Ağbaba, kalkanın Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye atacağını söyledi. Eleştirilere yanıt veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, füze kalkanını savunurken “Komşu bir ülkenin hedef alınmayacağını, amacın NATO ülkelerini korumak olduğunu” söyledi. Davutoğlu, Türkiye’ye yönelik olası bir füze saldırısı durumunda füzenin atmosferin üzerinde düşürüleceği için “Radyoaktif bir serpinti olmayacağını” kaydetti. olarak tezkereye bir daha uzatılmasına gerek kalmamasını dileyerek evet oyu vereceklerini ancak bunun hükümetin politikalarını desteklemeleri anlamına gelmeyeceğini söyledi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise tezkereyi desteklediklerini ancak terör örgütüyle pazarlığa ve açılıma hayır dediklerini söyledi. Vural, “Bugün terör örgütüyle masaya oturuluyor. Dün ‘terör örgütüyle müzakere alçaklık, şerefsizlik’ diyenler bugün göğsünü gere gere ‘ben gönderdim’ diyebiliyor. Nereden nereye” dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise yeni stratejilerinin “Herkese özgürlük, herkese güvenlik” olduğunu belirtirken “Tezkerede hedef, Irak’ın kuzeyindeki cinayet odakları” dedi. ne gönderme yaparak tezkereyi eleştirdi. Önder, “Şehitlik meselesiyle, cihatla bu iş olacak gibi değildir. Askerliğin zorunlu olduğu yerde şehitlikten bahsedilemez” diye konuştu. Önder, konuşmasının sonunda “Vicdani retçi biri Başbakan’a, ‘beni idam edin’ diye mektup yazmış” diyerek elindeki mektubu kürsüye bıraktı. CHP adına söz alan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ise CHP Taşeron atışması Görüşmelerde söz alan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, PKK ile yapılan görüşmeler nedeniyle hükümete sert eleştiriler yöneltti. İnce, Bakan Davutoğlu’nun da daha önce kendisini “Taşeron” diye suçlaması üzerine CHP lideri Kılıçdaroğlu ile özür dilemedikçe bir araya gelmeyeceğini açıkladığını ancak dün ziyaret gerçekleştirdiğini anımsatarak, “Ben Bakan’ın tükürdüğünü yaladığını, tıpış tıpış gittiğini söylemeyeceğim. Tersine gittiği için teşekkür ediyorum” dedi. Davutoğlu da bu sözleri yanıtlarken “Ben Sayın Genel Başkan’ın taşeron ifadesinin yanlış olduğunu söyledim. Bunu söylemek istemezdim. Ama siz beni mecbur bıraktınız” karşılığını verdi. Meclis’te MHP’nin arkasında yer verilmesine karşı BDP’liler komisyon sıralarına oturdu. Bunun üzerine komisyondaki asker bürokratların genel kuruldan ayrılmaları dikkat çekti. ZM RL AVUKATLAR ANKARA’DA YOĞUN TRAF K Evren’in fahri doktorasına dava açtılar H CRAN ÖZDAMAR Ahtisaari’ye BDP çözüm planı sundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Açık Toplum Vakfı tarafından desteklenen ve “akil adamlar” olarak da adlandırılan bağımsız Türkiye Komisyonu Başkanı, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari başkanlığındaki heyet, Ankara’da bir dizi siyasi temasta bulundu. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Meclis’te kabul ettiği heyete, Kürt sorununun çözümü konusundaki önerilerini sundu. Başta Kosova ile Filistin olmak üzere çatışmalı bölgelerde “arabuluculuk” rolü üstlenen Martti Ahtisaari ve beraberindeki heyet, dün Ankara’da önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BDP Genel Başkanı Demirtaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Demirtaş, Meclis’te kendisini ziyaret eden Ahtisaari başkanlığındaki heyete, Kürt sorununun çözümü konusundaki önerilerini içeren bir dosya sundu. Dosyada, hem Türkiye’nin AB sürecinin hızlandırılması hem de “çatışmalı sürecin sona erdirilmesi” için şu önerilere yer verdiği öğrenildi: “BDP ile anayasa ve reformlar konusunda müzakereler yürütülmeli. Ateşkes ve silahsızlanma konusunda Öcalan ve PKK muhatap alınmalı ve müzakere yürütülmeli. Akil insanlar komisyonu oluşturulmalı. Sivil kişilerden oluşacak olan bu komisyon ilk iki maddenin yaşama geçirilip geçirilmediğini kontrol etmeli. Ayrıca Meclis’te de bir hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalı.” Öte yandan 45 dakika süren KılıçdaroğluAhtisaari görüşmesinde ise “tutuklu milletvekilleri ve gazetecilerin durumu, yeni anayasa çalışmaları ve CHP’nin bu konudaki önerileri ile Türkiye’deki demokratik gelişmelerin” değerlendirildiği öğrenildi. Selanik’te elinde bomba patlayan Türk öldü MURAT LEM İZMİR İstanbul Üniversitesi tarafından 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e verilen fahri hukuk doktoru unvanının kaldırılması istemiyle üniversite senatosuna başvuran İzmir Barosu’na kayıtlı avukatlar, 60 gün içinde yanıt alamadıkları için unvanın kaldırılması istemiyle dava açtı. İzmir Barosu’na kayıtlı avukatlar Senih Özay, Murat Alparslan ve Baha Coşkun, üniversite başkanlığınca 2 Aralık 1982 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e verilen “Fahri Hukuk Profesörlüğü ve Hukuk Doktorluğu” unvanının iptal edilmesi istemiyle kuruma başvuruda bulunmuştu. Üniversite senatosunun dilekçelerine yanıt vermemesi üzerine İstanbul İdare Mahkemesi’nde dava açan avukatlar dilekçelerinde, Evren’in hukukla ilişkisinin en temel insan haklarını çiğnemekten öteye geçmediğini bildirdi. Avukatlar, başvurularının üniversite senatosuna 12 Haziran’da ulaştığını, dilekçelerinde fah ri doktora unvanının askeri darbe liderine, diktatöre verildiğini, başta darbe mağdurları olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından özür dilenerek geri alınmasını istediklerini anımsattı. İstemlerine 60 günlük süre içinde susmak suretiyle oluşan “ret” yanıtının verildiğini kaydeden avukatlar, mahkemeye yaptıkları başvuru dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: “Darbe sonucu, TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. (...) 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asılmıştır. (...) Üniversite senatosunun, insanlığa karşı suç işleyen bir kişinin duvarında asılı duran fahri hukuk diplomasını içine sindirip sindiremeyeceğini merak ettik. Ancak yanıt verilmemiştir. Aleyhine iptal davası açmamız gerekmiştir.” Komutanlar Elazığ ve Tunceli’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ile birlikte uçakla Elazığ’a gitti. 8. Kolordu Komutanlığı’na geçen komutanlar daha sonra Elazığ Valisi Muammer Erol’u makamında ziyaret etti. Komutanlar Elazığ’ın ardından Tunceli’ye geçti. (Fotoğraf: AA / ÖMER FANSA) KAÇIRILAN 4 ÖĞRETMEN DAHA SERBEST ELAZIĞ (AA) Elazığ Valisi Muammer Erol, Arıcak ilçesinde teröristlerce kaçırılan Yoğunbilek Köyü İlköğretim Okulu’nda görevli 4 öğretmenin serbest bırakıldığını bildirdi. İlçeye bağlı Çevrecik köyü yakınlarında serbest bırakılan öğretmenlerin buradan bir otomobille Yoğunbilek köyüne gittikleri, telefonla haber verdikleri yakınlarıyla da bu köyde buluştukları öğrenildi. BDP’li Hasip Kaplan, AKP hükümetine ve Başbakan Erdoğan’a KCK operasyonları konusunda sert çıktı: ATİNA Yunanistan’ın Selanik kentinde önceki gece üç katlı bir apartmanın bodrum katında patlama meydana geldi. Olay yerine giden güvenlik güçleri, Türk pasaportu taşıyan ve 32 yaşında olduğu belirtilen Mehmet Aydın’ın savunma tipi el bombasının elinde patlaması sonucu hayatını kaybettiğini belirledi. Evde yapılan aramada ise mutfaktaki gizli bir bölmede 600 mermi, Kalaşnikof, Scorpion makineli tüfek, 13 adet savunma tipi el bombası, 64 mm’lik M80 tipi tanksavar mermisi, 4 şarjör, iki adet antitank mayını ele geçirildi. Yunan emniyet birimleri Aydın’ın PKK ya da DHKPC adlı örgüte bağlı olabileceği ya da silah satıcısı olabileceği belirtiliyor. ‘Terör örgütüysek niye görüşüyorsun?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, KCK adı altında BDP’lilere dönük gözaltı operasyonlarından AKP hükümetini sorumlu tutarak “Başbakan, siyasetle müzakere değil, muharebe kararı aldı” dedi. AKP yöneticileri, Dışişleri Bakanı adına kendilerinden istenen randevulara dikkat çeken Kaplan, “BDP, KCK ise neden görüşüyorsunuz? BDP Başbakan’ın dediği gibi terör örgütü ise ne yaman çelişki bu” dedi. Kaplan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, sınır ötesi operasyon tezkeresine “hayır” kararını açıkladıktan sonra, 15 ilde BDP’lilere dönük KCK operasyonlarına tepki gösterdi. “12 Eylül’de benzeri görülmeyen hukuksuzluk yaşanıyor” diyen Kaplan, “Terörle mücadele bahanesi adı altında AKP demokratik siyasetin içindeki siyasi muhaliflerini ezmek, sindirmek istiyor. Başbakan’ın siyasetle müzakere anlayışının, siyasetle muharebe anlayışı olduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu. Türkiye’nin “siyasi partiler mezarlığına” döndüğüne işaret eden Kaplan, Başbakan Erdoğan’ın hem partisini hem de partisine oy veren seçmenleri tehdit ettiğini söyledi. “Siyasi soykırım” yapıldığını savunan Kaplan, Erdoğan’ın kendisini Yargıtay Başsavcısı, kabinesini de Anayasa Mahkemesi olarak gördüğünü ileri sürdü. Kaplan, “Başbakan sınır tanımıyor, açıkça hukukun ırzına geçiyor, demokrasiyi, milletin iradesini ayaklar altına alıyor” görüşünü dile getirdi. Erdoğan’ın BDP’yi “terör örgütü” olarak gördüğüne işaret eden Kaplan, “Hükümet bir yandan bize mektup yazıyor, gelin görüşelim diyor. 10 Ekim’de anayasa komisyonumuz AKP heyeti ile görüşecek. BDP KCK ise neden görüşüyorsunuz? BDP Başbakan’ın dediği gibi terör örgütü ise ne yaman çelişki bu” dedi. Kaplan hükümetin savaş tezkeresi ve operasyonlarla adım adım “insanlığa karşı suç ve soykırım” işlediğini savundu. Meclis’te pazartesi günü yaptıkları toplantıya bir kişinin elini kolunu sallayarak girdiğini anımsatan Hasip Kaplan, bu kişiyi soruşturduklarında imam hatip mezunu ve Fethullah Gülen yurtlarında kalan bir kişi olduğu bilgisini aldıklarını belirtti. BDP, randevu isteyen AKP heyetine, 10 Ekim’e randevu verirken BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yarın saat 10.00’a randevu verdi. AHMET TÜRK’TEN ‘SERH LDAN’ ÇAĞRISI DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da KCK operasyonlarını protesto eden gruba seslenen DTK Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, hükümetin ve Başbakan’ın savaş kararı verdiğini savunarak “Bugün halkımız her zamankinden daha güçlü bir direnişle özgürlük için serhildanlar (başkaldırı) yaratacaktır” dedi. Ahmet Türk, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP milletvekileri Altan Tan, Ayla Akat Ata, Nursel Aydoğan ve Emine Ayna’nın da aralarında bulunduğu 500 kişilik grup BDP Diyarbakır il binası önünde biraraya geldi. Grup yürüyüş yapmak isteyince önlem alan polis izin vermedi. Su sıkan polis panzerinin önüne geçen Ayla Akat Ata’yı partililer sakinleştirdi. Polisin yürüyüşe izin vermemesi üzerine BDP otobüsü üzerinden kalabalığa seslenen Ahmet Türk, KCK operasyonlarını eleştirerek “Bu demokratik siyasete karşı direnen, özgürlük isteyen halka karşı yapılan bir operasyondur. Kürtlerin tasfiye edilmesidir. Bugün ‘mücadelenin yeri demokratik siyasettir’ diyenler, utansın. Bugün halkımız her zamankinden daha güçlü bir direnişle özgürlük için, özgür gelecek için, serhildanlar (başkaldırı) yaratacaktır” dedi. 2 terör örgütü üyesi bombayla yakalandı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya polisi, bomba yüklü bir otomobille kent merkezine girmeye hazırlanan terör örgütü PKK üyesi biri kadın iki kişiyi Döşemealtı ilçesinde düzenlediği operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan şüphelilerin otomobilinde yapılan aramalarda, bomba düzenekleri ve henüz menşei belirlenemeyen kilolarca patlayıcı madde ele geçirildi. Kadın teröristin canlı bomba eylemi yapacağı iddia edildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear