23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 EKİM 2011 CUMARTESİ ‘Ben nasıl sanık oldum?’ Beş polis tarafından dövülüp, ayağı iki yerden kırılan Metin Serdar Gökçe’ye 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı ALİCAN ULUDAĞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Bolu’da, Gölcük’te, Düzce’de... İçimizden biri değil, bizdik ölen... Türk, Kürt, Laz, Çerkez... Denize karşı bir kahvede sıcak kahvemi içerken yazıyorum yazımı... Van’da, Erciş’te onlar üşüyor. Çadır yok, battaniye yok!.. Ölümün gerçek yüzüyle karşı karşıya kalan bizim insanlarımız. İnanın kendimden utanıyorum... Acaba bu ülkeyi yönetenler de aynı duyguyu yaşıyor mu, bilemiyorum... Yaşadığımız coğrafya nice acıları görmüştür!.. İnsanlık hep öne çıkmıştır yaşanılan acılarda. El ele, kol kola yürümüştür insanlarımız. Etnik, dinsel, mezhepsel kimlikler unutulmuştur. Silkinip kendimize gelmek için böyle acıları yaşamak, umarım tüm yurttaşları birleştirir. Gençlerimiz mayınlı tuzaklarda yaşamını yitirmez... Barış, kardeşlik gelir... Ben, “Deprem öldürmez bina öldürür” tümcesini klasik söylem olarak görmedim hiç. Doğrudur!.. Konutu yapan kim? Müteahhitler, mimarlar, mühendisler, yerbilimciler çalışıyor. Sen kalk Karadeniz’de dere yatağına konut yap, yağmur suları yıkıp götürsün, 10 kişi ölsün! Sen kalk Erciş’e, Van’a deprem yönetmeliğine uymayan 810 katlı bina yap, iskambil kâğıdı gibi yıkılsın... Sorumlular ortada... Suçlular şehir planlamacıları, belediyeler... Sevgisiz bir toplum, boşvermişliğin içinde dolaşıp durur. Biliyorum içiniz titriyor... Üşüyorsunuz!.. Gözkapaklarınız şişmiş, uykusuzsunuz. Artık gerçeklerle yüzleşme zamanıdır... Toplum şunu söyler: “Allah verdi Allah aldı!” Hayır!.. Elif’i, Yunus’u, Ayşe’yi düşünün, Ahmet’i, Sedat’ı, Kerim’i, Ayça’yı, Neriman’ı... Yaşları 1323 arasındaydı... Bu devletin vurdumduymazlığı, siyasal iktidarların beceriksizliği 40 yıl önce de böyleydi, şimdi de böyle... Duble yollar var... Hızlı trenler var... Uçaklar var... İnternet var.. İnsan sevgisi yok!.. Yalnızlığın Resmini Çizmek... Bir acıyı, seslenişi, öfkeyi, yalnızlığı anlatmak değil amacım... Ölümün yüzü!.. Çığlıklar! Çaresizlik! İnsan kendi kimliğini, yurttaşlık bilincini, dinsel baskıları, aşiretlere, tarikatlara, siyaset cambazlarına boyun eğmemeyi nasıl öğrenecek, o önemli. Tüm kötülüklerden arınmak, bilinçli olmak, yaşamı sevip ona sımsıkı sarılmak, güven duygusunu arttırmak. Çocuklar üşümesin, çocuklar aç kalmasın... Bebekler süt içsin!.. Koşun onlara koşun!.. Yardım kolilerini doldurun... İlaç koyun, mama koyun, şeker koyun!... Sabahın ayazında İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in sokaklarında, caddelerinde çöp bidonlarından atık yiyecek, ekmek, kâğıt toplayan çocukları gördünüz mü hiç? Onlarla konuştunuz mu? Yaşları 510 arasında, bazen genç kız, bazen delikanlı o insanlara sordunuz mu şu soruyu? “Nerelisin, okula gidiyor musun?” Onlar ki yurdumuzun çocukları... Onlar ki yarınlarımızın aydınlık yüzleri değil mi? Eğer sorduysanız, verdikleri yanıt şu olacaktır: “Van’dan... Hakkâri’den... Siirt’ten geldik. Ama biz burada doğduk... Okula gitmiyoruz.” Depremin ölümcüllüğünü Van’da, Erciş’te yaşadık... On gün sonra unutup gideceğiz inanın... Biz onları yine kendi kaderleriyle baş başa bırakacağız, yalnızlığın, hüznün resmini çizsinler diye... Onlar hiç ama hiç aydınlık sabahları göremediler... 90’lı yıllarda başlayan büyük göç onları savurdu Türkiye’nin dört bir yanına... Onların belki de bazıları Marmara depreminde can verdi... İzmit’te, Adapazarı’nda, Erzincan’da, Varto’da, Erzurum’da, Avcılar’da, ANKARA Osmaniye’de ailesiyle yaşadığı tartışma sonrası şikâyet üzerine gözaltına alınan Metin Serdar Gökçe, karakolda dövülerek ayağının iki yerden kırılması olayının etkisini üzerinden henüz atamamışken, 5 ay sonra ikinci bir şok yaşadı. Ayağını kıran 5 polis hakkında dava açılmasını bekleyen Gökçe, duruşmaya çağrıldığını öğrenince sevinçle mahkemeye gitti, ancak kendini “sanık” sandalyesinde buldu. Şaşkınlığını “Ayağımı kırdılar, yine de ben sanık olmuşum. Bu nasıl iştir anlamadım” sözleriyle ifade eden Gökçe, “kamu görevlisine direnmek ve hakaret etmekten” 10 yıla kadar hapis istemiyle hâkim karşısına çıktı. Türkmenistan’da işçi olarak çalışan Metin Serdar Gökçe, 16 Mayıs akşamı alkollü bir halde Mehmet Osmaniye’de aile içi tartışma nedeniyle gözaltına alınan Metin Serdar Gökçe, karakolda beş polis tarafından feci şekilde dövüldü. Ayağı iki yerden kırılan Gökçe hakkında beş ay sonra da ‘kamu görevlisine hakaret ve direnme’ suçundan 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Akif Ersoy Mahallesi’ndeki evine geldi. Bir süre sonra Gökçe ile aile fertleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine olaya komşular müdahale etti. Şikâyet üzerine olay yerine gelen polis, Gökçe’yi gözaltına aldı. İddiaya göre Gökçe, hem apartmanda hem de karakolda çevresindekilere ve polislere “küfür, hakaret ve tehditler” savurdu. Elleri kelepçelenerek karakola getirilen Gökçe’nin bu sırada bir polisin silahını almaya çalıştığı öne sürüldü. Yine iddiaya göre bu sırada bir komiser, “Kamera var, tuvalete sokun orada verelim dersini” deyince Gökçe, tu valete götürüldü ve 5 polis tarafından dövüldü. Ayağı iki yerinden kırılan Gökçe, acıya dayanamadı ve bayılınca hastaneye kaldırıldı. Ayağı alçıya alınan mağdur yurttaş, hastanede bir ay yattı, 40 gün iş göremez raporu aldı. Metin Serdar Gökçe, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hastaneden çıktıktan sonra savcılığa giderek ifade de veren Gökçe, polisler hakkında dava açılmasını bekliyordu. Zaman zaman savcılığa giderek soruşturmayla ilgili bilgi alan Gökçe, dava açıldığını öğrendi. Hatta kendisine ilk duruşmanın 27 Ekim’de olduğuna ilişkin çağrı kâğıdı geldi. Se ANKARA’DAKİ FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER SORUŞTURMASI Ali Fevzi Bir’den 5 saatlik ifade ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nce bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında, “şüpheli” sıfatıyla ifadesi alınan Ali Fevzi Bir, 3 Kasım 1996’da Susurluk kazasında ölen ülkücü Abdullah Çatlı’yı tanıyıp tanımadığına ilişkin soruya “Abdullah Çatlı’yı kazadan 1.5 ay önce tanıdım, gerçek kimliğiyle. Ömer Lütfi Topal ile ortak olduğumuz kumarhaneye gelirdi” yanıtını verdi. Hakkındaki suçlamaları reddeden Bir’in “Biz zurnanın zırt dediği yeriz” dediği belirtildi. Ankara Adalet Sarayı’na avukatı Mustafa Bir ile birlikte dün sabah saatlerinde gelen Ali Fevzi Bir, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel’e yaklaşık 5 saat ifade verdi. Bir, adliyeden ayrılışı sırasında, gazetecilerin “Ömer Lütfi Topal olayı mı soruldu?” sorusu üzerine Bir, “İddialarla ilgili genel bir bilgi aldılar” diye konuştu. Bir’in avukatı Mustafa Bir ise müvekkilinin ifadesinin 5 sayfa tuttuğunu söyledi. vinçle önceki gün Osmaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne giden Gökçe, burada büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Gökçe, mahkemede kendisini “sanık” sandalyesinde bulurken, davacı olduğu polislerin ise müşteki yani şikâyetçi konumunda olduğunu gördü. Duruşmada söz alan 5 polis, Gökçe’yi suçlarken “sanığın ayağının nerede kırıldığını görmediklerini” söyledi. Duruşma sonrası iddianameyi alan Gökçe, Osmaniye Savcılığı’nın polisler hakında değil kendisiyle ilgili iddianame hazırladığını gördü. Gökçe’nin ayağının kırılmasına değinilmeyen, 5’i polis 8 kişinin “müşteki” olduğu iddianamede, Gökçe hakkında Türk Ceza Yasası kapsamında “kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanmak ve Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçlarından toplam 10 yıla kadar hapis istendi. Cumhuriyet’e konuşan Gökçe, şaşkınlığını “Bu nasıl bir iştir anlamadım. Polisler hakkında dava açılmasını beklerken ben sanıkmışım. Şikâyette bulunmadığımız için dava açılmamış” sözleriyle ifade etti. Gökçe’nin avukatı Kubilay Kağan Lökoğlu, polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Müvekkilimin ayağının kırılması olayını polisler savcılığa intikal ettirmemiş. Olayı kapatmışlar. Savcılık da Gökçe’nin ifadesini alırken bu olayı hiç sormamış. Savcılığın resen soruşturma başlatması gerekirdi, polisi korumuş” dedi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear