25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR YET 20 EK M 2011 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Türkiye ile İsrail Arasında Savaş Çıkarsa Ne Olur? Şehitler, Hükümeti İstifaya Çağırıyor! Şehit üstüne şehit!.. AKP’nin dokuz yıllık iktidarında şehit üstüne şehit veren bir ülkeyiz... Gün geçmiyor, Türk askeri durmaksızın şehit veriyor. İktidarın başı da inançsız sözlerle geçiştiriyor. “Biz bu işi beceremiyoruz” deyip görevden ayrılmayı düşünmüyor. Yeni bir anayasa ile iktidarını daha uzun yıllar sürdürmeye kalkışıyor... Artık yetti! AKP milletvekilleri içinde gerçek yurtseverler yok mu? Destekledikleri hükümetin ülkeyi nerelere götürdüğünü görmüyorlar mı? Bağımsız bir insan gibi düşünen bir tek AKP milletvekili yok mu? Bir gün sekiz şehit, ertesi gün yirmi altı şehit; daha, derken bir daha, bir daha!.. Başbakan bilmem nereye gidecekmiş, vazgeçmiş! Başsağlığı diliyor, yaralılara da sağlık!.. Olay yerine koşup gitmek yok! Adamları gider... Kendisi tek başına nasıl gitsin? Binlerce korumayı nasıl götürsün? Dünyanın dört bir yerinde insanlar sokaklarda, meydanlarda bağırıyor. Haklarını savunuyor. İktidardakileri uyarmaya çalışıyor. Gerektiğinde dövüşerek, gerektiğinde oylarını esirgeyerek... Ama bizde tam bir uyuşukluk... Yoksul halkın çocuklarıdır şehitler! İçlerinde bir tek halktan olmayan şehit var mı? Hayır, yoksul halktır ezilen, ölen, can çekişen, açlık çeken, hapislere atılan. Sesini yükselttikçe Silivri’lere tıkılan asker, sivil... Özel görev verilmiş mahkeme önlerinde yıllar boyu sürüklenen... Bu arada, başka ülkelere çıkışmaya kalkışan, nerdeyse İsrail’le, Suriye’le, Yunanistan’la savaşacakmış gibi meydan okumalara kalkışan!.. “Sen kendi ülkene bak” diyor yabancılar, dostlar, düşmanlar... Ne zaman uyanacak, gerçekleri görecek, Meclis’teki AKP’liler, CHP’liler, MHP’liler, BDP’liler... Ne zaman uyanacaksınız ey halkım! Şehitler ülkesine döndü ülkemiz. Binlerce kurban verdik görmüyor musunuz? Daha ne kadar sabredeceksiniz, ne kadar!.. Doğu Akdeniz sularındaki bir deniz çatışması, anında hava savaşına dönüşür. srail’in fazla adette yeni nesil ve üstün performanslı uçağa sahip olması ve diğer teknolojik üstünlük nedenleriyle Türkiye’nin srail’e karşı bir hava savaşını kazanma şansı olduğunu söylemek zordur. Dr. Şükrü M. ELEKDAĞ Emekli Büyükelçi sasında ben bu soruyu son derece anlamsız buluyorum. Zira, İsrail ile aramızda Mavi Marmara olayından doğan ciddi bir anlaşmazlık bulunduğunu kabul etmekle birlikte, iki ülke arasında bir savaş çıkmasını gerektirecek bir sorun olmadığı kanısındayım. Lakayt kalamayacağımız Filistin sorununun muhakkak ki dış politikamızda önemli bir yeri olmalı ve diplomatik yollarla bu davaya sahip çıkmalıyız. Ancak, Filistin sorunu nedeniyle Türkiye’nin bir çatışmaya yol açacak riskli bir politika izlemesini akla zarar bir tutum olarak görüyorum. İsrail’le anlaşmazlığımıza böyle bir perspektiften bakmama rağmen bazı TV kanallarındaki tartışma programlarında İsrail’le olası savaş senaryolarının ele alınarak bazen ipe sapa gelmez değerlendirmeler yapılması, beni bu konu üzerine eğilmeye zorladı. Bu makaleyi de bu nedenle kaleme aldım. Anımsanacağı üzere söz konusu programlar, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı tanımadığı ve “Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağı” yolundaki açıklamasından sonra özel bir rağbet E gördü. Savaş senaryosu da genellikle Türk gemilerinin gayri meşru abluka bölgesine Türk destroyerleri refakatinde girmeleri üzerine İsrail savaş gemilerinin müdahalesi sonucunda durumun sıcak bir çatışmaya dönüşmesini öngörüyordu. Önde gelen TV haber kanallarından birinde bu senaryonun tartışıldığı programa katılan savaş analizleri yapmaya meraklı bir TV yöneticisi/köşe yazarı, tam bir “üslubu hâkimane” ile Türkiye’nin donanmasının gayet güçlü olması nedeniyle Doğu Akdeniz sularında çıkacak bir çatışmada İsrail’in en ufak bir kazanma şansının olmadığını söyledi. Buna benzer görüşlerin başka programlarda da dile getirildiğine tanık oldum. u değerlendirme iki büyük hata içeriyor Hatalardan birincisi, Doğu Akdeniz sularında Türkiye ile İsrail arasında bir savaş çıkması halinde bunun iki tarafın deniz kuvvetleri arasında bir çatışma olacağı varsayımından kaynaklanıyor. Oysa denizde çatışmanın başlamasıyla birlikte İsrail hava kuvvetleri duruma derhal müdahale eder ve durum kaçınılmaz olarak bir hava savaşına dönüşür. B Sonunda hesaplaşma hava kuvvetleri arasında olur. İkinci hata da, savaşın sonucuyla ilgili. Bu hususta bir değerlendirme yapılması ise iki tarafın hava kuvvetlerinin mukayesesini gerektiriyor. Önce Türk tarafının envanterine bakalım. Türkiye’nin elinde halen 203 tane F16 C/D tipi modern uçak mevcut. Bunlar F16’ların Blok 30 ve Blok 40 versiyonlarından oluşuyor. F16 uçaklarının Blok 50 ve 52+ versiyonları yeni bir üretim olarak çok daha geliştirilmiş donanıma ve üstün savaş kabiliyetine sahiptirler. Türkiye ABD’ye Blok 50 versiyonundan 30 adet F16 uçağı sipariş etmiştir, ancak bunlar THK envanterine tamamen intikal etmemiştir. THK envanterinde ayrıca 157 modernize edilmiş eski nesil F4E uçağı da vardır. İsrail’in envanterinde ise 339 adet F16 uçağı mevcuttur ve bunların 102 tanesi F16 Blok 52+ versiyonundandır. Buna ilaveten, İsrail’in elinde 83 adet F15 Eagle uçağı var. F15’ler, F16’lara nazaran daha büyük, uzun menzilli ve daha yüksek performanslı uçaklardır. Aptallar çin Güzel Sözler... Ne kadar çok sebebi varmış terörün: “Türkiye ne zaman parlasa...” “Türkiye ne zaman uçsa...” “Türkiye ne zaman lider ülke olsa...” “Türkiye’de ne zaman ekonomi patlasa...” “Türkiye ne zaman çok güzel bir anayasa yapmaya kalksa...” “Türkiye ne zaman pırtlasa...” Geri zekâlı diyecektim az daha... Saysana daha... Aptal var çünkü... İnanıyor nasıl olsa... İnanıyor ki sen oradasın... Diyelim ki önceki gece insanları öldüren terör örgütüyle uzak ülkelerde, otellerin arka odasında can ciğer pazarlığı yapmak sebep değil... Canı sıkılmasın diye yanına arkadaşlar gönderdiğin terör örgütünün elebaşısından yol haritası beklemek de... O zirzop “açılım”... Teröristleri davul zurnayla karşılamak... Bu ülkenin şerefli askerlerini hapishanelere doldururken PKK ve Hizbullah gibi kanlı terör örgütlerinin katillerini tüysünler diye salmak... PKK sözcülerini çıkartıp devletin televizyonunda konuşturmak... Ama bayrağımızı açan İzmirli kadınları karakola götürmek... Tüm bunlar sebep değil... Kanın dereye aktığı önceki gece dahi: Koştular eli kanlı teröristleri karşılamaya... Takas sonucu salınan Hamas’ın en azılı, müebbete mahkum olmuş militanlarını birçok Arap ülkesi kabul etmedi... Türkiye özel uçak gönderdi arkalarına... Almaya Başbakan’ın özel danışmanı da gitti ki, alınmasınlar hani... Hamas, tüm uygar dünyaya göre terör örgütüdür... Bir terör örgütünü “Müslüman kardeşlerimiz” diyerek havaalanında bağrına basmak... Ama aynı gece yerli terör örgütünün canlar almasına engel olamamak... Ahmaklığın iki ucu değil mi?.. Ve milletin yüreğine ateş düştüğünde... Çık bağır... “Kanları yerde kalmayacak” de... Yırtın... Bu kadar çelişkili, ikiyüzlü, gizli, saklı, kirli, hince, cince, akılsızca, ahmakça politikalardan sonra terör gelip çocuklarını alıp götürdüğünde çık televizyona... De ki: “Türkiye ne zaman parlasa...” İnanırlar nasılsa... Aptal dinliyor çünkü... srail’in sahip olduğu teknolojik avantajlar Envanterlerin karşılaştırılması, her ne kadar bir hava savaşında İsrail’in Türkiye’ye karşı tartışılmaz üstünlüğünü ortaya koyuyorsa da, gerçek bir güç mukayesesinde İsrail’in sahip olduğu diğer teknolojik avantajların da hesaba katılması gerekir. Bunlardan birincisini izah için önce, ABD’nin müttefiklerine sattığı uçaklardaki “dostdüşman” ayrımı yapan elektronik sistemin hasım uçakları gözle görülme mesafesinden çok daha uzakta teşhis ederek hedefe kilitlendiğini ve otomatik olarak füzeleri ateşlediğini belirtelim. Özel stratejik müttefik muamelesi gören İsrail, ABD’den kaynak yazılım kodlarını sağladığı için, savaş uçaklarının “dost/düşman” yazılımını kendi düzenliyor ve kimi düşman görmek istiyorsa onu sisteme işliyor. Buna mukabil, ABD’nin Türkiye’ye sattığı uçaklardaki standart “dostdüşman” sistemi İsrail’i “düşman” olarak görmüyor. ABD’nin kaynak kodları vermemesi ve yazılımın değiştirilmesini de yasaklaması nedeniyle Türkiye kendi uçaklarındaki sistemin İsrail’i “düşman” olarak tanımlamasını sağlayamıyor. Bu durumda, muhtemel bir Türkİsrail hava savaşında Türk pilotları daha İsrail uçaklarını görmeden, İsrail uçaklarının elektronik hedef saptama sistemleri teşhis ettikleri Türk uçaklarına kilitlenerek füzelerini ateşleyecek ve Türk uçaklarını düşüreceklerdir. İsrail’in sahip olduğu bir başka avantaj da uzaydaki uyduları vasıtasıyla hava kontrolünü çatışma süresince elinde tutması olacaktır. Burada belirtmemiz gereken bir husus, NATO ülkeleri pilotları arasında yapılan tatbikat ve yarışmalarda Türk pilotlarının büyük takdir topladığı ve nadiren birinciliği diğer müttefik pilotlara kaptırdıklarıdır. Ne var ki, İsrail’in daha çok adette yeni nesil ve üstün performanslı uçağa sahip olması ve diğer teknolojik nedenlerle bir hava savaşında Türkiye’nin İsrail karşısında kazanma şansı olduğunu söylemek zordur. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear