23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EKİM 2011 PAZAR HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 İstanbul için yürüdüler HAKKÂRİ Mimarlar Odası, ‘Kent, Kültür ve Demokrasi’ yürüyüşüyle KHK ve ‘yağmalara’ dikkat çekti Gül, geceyi kışlada geçirdi HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Sınır bölgesindeki birliklere moral ziyaretinde bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün geceyi Hakkâri Dağ Komando Tugayı’nda geçirdi. Askerlerle yemek yiyen Gül, operasyonlarda başarılı olan askeri personele çeşitli hediyeler verdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün, bölgedeki askerlere moral vermek amacıyla gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin bilgi, fotoğraf ve görüntülere Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde yer verildi. Gül’e Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ve 2. Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük de eşlik etti. İlk olarak, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı’nı ziyaret eden Gül’e, burada detaylı brifing verildi. Kato Dağı bölgesinde geçen hafta gerçekleştirilen operasyonla ilgili bilgi alan Gül, başarılarından dolayı komutan ve askerleri tebrik etti. Yoğun güvenlik önlemleriyle Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine geçen Gül’e uçuş sırasında Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç tarafından bölgenin coğrafi yapısı hakkında bilgi verildi. Yüksekova’daki incelemelerinden sonra Hakkâri Dağ Komando Tugayı’na geçen Gül, birliğin faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Gül, bir askeri yetkili tarafından tanıtılan ve ateşe gerek kalmadan, hazır yemeğin üzerine soğuk suyun katılmasıyla çalışan ve yemeği ısıtan özel paketi ilgiyle izledi. Gül, elindeki paketin ağzını açtığında yemeğin dumanı çıktı. Gül de bunun üzerine, “Askerine böyle bir yemek veriyorsan, Allah devlete millete zeval vermesin denir” dedi. Akşam yemeğini de her rütbeden askerle birlikte tugayda yiyen Cumhurbaşkanı Gül, geceyi de Hakkâri Dağ Komando Tugayı’nda geçirdi. Eyüp Muhcu, KHK’lerin ‘yok hükmünde’ olduğunu belirtirken KHK’lerle yetkileri elinden alınan belediyelere ‘sorumluluk üstlenin’ çağrısı yaptı. ‘Cumartesi’ye Ağıt Sevgili, Daha cuma öğleden sonra, saat 15.30’da altıncı dersin bitiş zili çalınca içim kıpır kıpır etmeye, burnuma bir özgürlük kokusu gelmeye, ruhumda bir mutluluk duygusu belirmeye başlardı. Hangi günahın ya da cürmün kefareti olduğunu bilmediğim beş günlük ceremenin infazının sonuna gelmiş olma duygusuyla, ertesi günkü tahliyenin sıcaklığını daha o andan hisseder ve hafta içinde pek ender duyduğum bir iyimserlik içinde yüzerdim. Yatılı ilkokul yaşamının ders yılı boyunca cumaları hep bu duygu içinde gezer; cumartesiler yataktan, evde olduğum pazar sabahları dışında başka hiçbir gün duymadığım bir yaşam sevinciyle fırlardım. Zaten cumartesi yapılan dört dersten birisi müzikti, dördüncünün de nasıl geçtiğini anlamaz, o gün verilen ve çocukluk yıllarımın bir başka şöleni olan, kuzu etli iç pilavı (bizim jargonda adı Galatasaray pilavıydı) alelacele, yarım yamalak yiyip, bizi gerçek dünyadan ayıran özgürlük ile tutsaklık arasındaki kapıdan fırlardım. Herkesin dünyanın incisi olarak nitelediği Boğaz’ın kıyısında Ortaköy’ün burnunun dibindeki Feriye Sarayı’ndaki yatılı okulumdan ya da ilk hapishanemden bu duygularla azat olurdum, heyecanı arifesinden başlayan cumartesi günleri... O sırada aynı kapının pazartesi sabahı saat 8.30 sıralarında tutsaklığa açılacağını, orayı geçmek sıkıntısının da daha pazar akşamüstünden içime çöreklenerek, zaten kısa süren hafta sonunun bir kısmını da boğuntuya getireceğini düşünmezdim bile. Tabii bir buçuk günlük hafta tatilinin sevinci bu kadar olunca, var sen düşün, on gün, iki haftalık sömestr ve dört aylık yıl sonu tatillerinin büyük coşkusunu ve de koskoca yıl sonu tatilinin bitişinin hüznünü... Ölüm duygusunu ilk kez hüzünlü bir sonbahar gününde, okullar açılmaya yüz tutmuşken hissettim. Koca tatil bitmiş, kader anı gelip çatmıştı. Mırıldandım: Herhalde ölüm de böyle bir şey olmalı, bir gün birileri tamam bitti diyecek ve!... Bilmiyorum, öyle mi olacak, hatta öyle olup olmadığını bilip bilemeyeceğimi de yani yaşamla ölüm arasındaki tek gerçek anı, bilincim yerinde geçip geçmeyeceğimi de bilmiyorum. Zaten o anda bilincim yerinde olsa bile, sonradan üzerinde durup düşünme olanağım olmayacağına göre!... Evet sevgili, ben yatılı ilkokulda okurken, cumartesi günü öğlen üzeri başlayan hafta tatili, benim lisedeki yatılılık yıllarım da bittikten sonra, cuma mesai saati sonrasına alındı. Hafta tatilini uzatma kararının artık benim işime yaramayacak kadar geç kalmasını kaderin kaba şakası olarak görüp isyan etmiştim. Sonraları, aynı abes isyanı, Mine’de gördüm. Ne zaman yaz ayları hafta sonu hava kötü olsa hep aynı isyanı dile getirirdi: Tabii ben tatildeyim ya!.. Zaten böyle olacağını tahmin etmeliydim. Ben de her defasında kendisini şu soruyla karşılardım: Sen sahiden, bir yerlerde birilerinin pusu kurup, salt senin hafta sonlarını mahvetmek için hava durumunu etkilediğine inanıyor musun? Aman canım sen de zırvalayıp durma derken, öfkesi de bana yönelirdi. Bütün bunlar epeyce geride kaldıktan sonra, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın cumartesi mesaisi ile ilgili açıklamaları dolayısıyla geldi yeniden aklıma. Yok hafta sonu tatillerinin süresi henüz değişmedi, görünen değişmeyecek de. Ama yine de konunun gündeme gelmesi, eskiyi anımsatıp içimi cızlattı. Buradan egemenlere seslenmek isterim: Beyler hafta sonu tatilini değiştirseniz bile yatılı ilkokul öğrencilerine dokunmayın! Onlara bir gece daha özgürlüğü fazla görmeyin! Aradaki zamanı büyüyüp özgürlük istediklerinde hapse atarak, zaten telafi etmek olanağı sizin için her zaman var. İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası, “Kentimize sahip çıkmak için” sloganı ile Taksim’de “Kent, Kültür ve Demokrasi” yürüyüşü düzenledi. Oda Başkanı Eyüp Muhcu, Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en büyük mimarlık, kültür ve doğa yağmasının yaşandığına dikkat çekerek “Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yağmanın yasal dayanağı hazırlanıyor, yağmanın önündeki tüm engeller kaldırılıyor” dedi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan yüzlerce mimar ve sanatçı, “Kentsel dönüşüm operasyonlarına son”, “Sanata özgürlük”, “AKM artık açılsın” döviz ve pankartları ile yürüyüşe geçti. Cumhuriyet Anı Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e yürüyen grup AKM önünde yaptığı açıklamada AKM’nin açılmasını istedi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) tı’nda yapılan açıklamada Muhcu, KHK’lerin yok hükmünde olduğunu belirterek “TBMM’ye şeklen bile danışılmadan çıkarılması hukukun temel prensiplerine aykırı” diye konuştu. Meslek örgütleri başta olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşlarının KHK’lerle tasviye edildiğini ya da etkisizleştirildiğini ifade eden Muhcu, “Bunun adı fa şizmdir” diyerek tepki gösterdi. KHK ile tüm yetkileri elinden alınan yerel yönetimlerin tepkisiz kalmasını eleştiren Muhcu, belediyeleri sorumluluk üstlenmeye çağırdı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ise “Mimarlar bugün sokakta çünkü bu ülkenin kentleri ‘Sorumluluk üstlenin’ ranta kurban ediliyor. İktidar bu sesi duymak zorunda” dedi. Açıklamaların ardından grup, 2008’den beri kapalı olan AKM’nin önüne yürüdü. Burada açıklama yapan Kültür SanatSen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya, merkezin yasaya aykırı projelendirmesi konusunda yargıya başvurup davayı kazandıklarını ancak merkezin şu an siyasi nedenlerle kapalı olduğunu söyledi. Binaya “AKM’nin bakım ve onarımı yargı kararları nedeniyle gerçekleştirilememiştir” afişi asılmasını da eleştiren Demirkaya, şöyle devam etti: “İşlerine geldiği zaman yargının kararlarına saygı duyun diyorlar gelmediği zaman yargı bu işten anlamaz. 2010’da bina için proje hazırlandı. Şimdi de ödenek ayırmıyorlar. Hiçbir yerden bulamıyorsanız yaptığınız zamlardan para ayırın ve bir an önce AKM’yi onarın.” Eyleme CHP Milletvekili Mahmut Tanal da destek verdi. TÜDEF yöneticisi Çetin, ‘Bu kadar yüksek vergi başka bir ülkede yok’ dedi ‘Bakan dalga geçiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, bütçe vergi gelirlerinin yüzde 76’sının tüketim vergileri olduğunu, bu kadar yüksek verginin başka hiçbir ülkede olmadığını belirtti. CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, AKP’nin sağlık politikalarının bedelini yine yurttaşın ödediğini söyledi. Çetin, hükümetin alkollü içecekleri “zamla yok etme” tavrının yanı sıra, her zaman olduğu gibi krizin yükünü tüketicilerin sırtına yükleme alışkanlığını sürdürdüğünü bildirdi. ÖTV’deki artışlar açıklanırken, özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tavrının tüketicileri üzdüğünü dile getiren Çetin, “Bakan, tüketicilerin hayatını karartacak zammı açıklarken zam yerine ‘vergileri güncellediklerini’ ifade ederek adeta dalga geçmiştir. Tüketiciler, dolaylı vergilerin sürekli artırılması yolu ile soyulmuştur ve soyulmaktadır. Doğalgaza ve elektriğe gelen zamların acısı geçmeden vergilerdeki bu yüksek oranlı artış tüketicileri kara kışa girerken hazırlıksız yakalamıştır” dedi. Çetin, TÜDEF olarak zamlara ve vergi artışlarına karşı açtıkları ve kazandıkları davalarda verilen kararların dahi hükümetçe uygulanmadığını anımsattı. Çıray, da “AKP hükümeti yaptığı zamlarla insanımızdan muayene ücretini toptan tahsil etti” dedi. Çıray “Muayenehaneleri kaldırıyoruz, diyen AKP, yaptığı zamlarla, aldığı sağlıkta katkı payları ile muayene ücretlerinin katbekat fazlasını geri alıyor” diye konuştu. CHP’li Çıray, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada da şunları söyledi: “2002’de Türkiye’nin toplam sağlık harcamaları 9.9 milyar TL iken, 2011’de 50 milyar liraya, ilaç giderleri de 5.5 milyar li Sarıgül’den anlamlı yürüyüş Altı Nokta Körler Derneği İstanbul Şubesi,15 Ekim Dünya Beyaz Baston Günü nedeniyle Şişli Belediyesi Başkanı Mustafa Sarıgül’ün katılımıyla yaptığı etkinlikte görme engelli yurttaşların sorunlarına dikkat çekti. Etkinlikte görme engelli gençlerden oluşan bir grup “Bastonumu Dinliyorum” adlı bir dans gösterisi sundu. Mustafa Sarıgül “Görme engelli vatandaşlarımızı anlamak için kısa bir süre gözlerimizi kapatmamız yeterli” diyerek siyah bir bantla gözlerini kapatıp baston yardımıyla üyelerle birlikte kısa bir yürüyüş yaptı. AYAKLAN İSTANBUL Eylem sönük geçti İstanbul Haber Servisi Wall Street’i İşgal Et eylemlerinin bir uzantısı olarak “Ayaklan İstanbul” sloganı ile Facebook üzerinden örgütlenenler dün Taksim Gezi Parkı’nda buluştu. Facebook sayfasında yüzlerce kişinin eyleme katılacağını açıklamasına karşın Gezi Parkı’nda toplananların sayısı 40’ı geçmedi. CHP İstanbul Gençlik Kolları da Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelerek “vahşi kapitalizme karşı sesimizi yükseltelim” çağrısı yaptı. Dünyanın 79 kentinde gerçekleştirilen “işgal” eylemlerinin İstanbul ayağı sönük geçti. “Lidersiz, barışçıl ve katılımcı bir direniş hareketi” olarak internet üzerinden örgütlenen 40 kadar kişi Gezi Parkı’nda bir çember oluşturarak sorunlarını dile getirdi. Eylemcilerden Fikret Özdemir, “Çok hızlı bir şekilde örgütlendik. Birbirimizi tanımadan buraya geldik. Az da olsak 79 ülkede yapılan yapılan bir eylemin parçasıyız” dedi. CHP İstanbul Gençlik Kolları üyelerinden oluşan yaklaşık 20 kişilik grup da Taksim Tramvay Durağı’nda eylem yaptı. İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Selçuk Sarıyer, “Özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı ve katledilen değerlerimizi geri istiyoruz” dedi. Washington, Londra, Roma, Tokyo, Sidney, Montreal, Dublin, Hamburg, Brüksel, Stockholm ve Hong Kong’da da dün gösteriler yapıldı. ‘İsraf ekonomisi’ radan 16 milyar liraya ulaşınca AKP’nin ücretsiz sağlık hizmeti balonu patladı. Halbuki bizim hesaplamalarımıza göre, bugün verilenle aynı kalitede sağlık hizmeti 2002’den bu yana 100130 milyar tasarruf edilerek sağlanabilirdi. Diğer bir deyimle AKP’nin yanlış sağlık politikaları olmasaydı eğer dolar bazında Türkiye Hazinesi dışarıya yaklaşık 5572 milyar dolar daha az borçlu olacaktı. Alınıp sokağa atılan aşılar, yanlış uygulanan ‘performans sistemi’ ve aşırı ilaç yazımına dönüşen aile hekimliği sistemi nedeniyle yapılan israflar borçlanmanın temel nedenlerindendir. AKP akıllı sağlık politikaları uygulayıp, israf ekonomisine girişmeseydi bu zamlara gerek kalmayacaktı.” Halkevleri Ankara Şubeleri de zamları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önünde protesto etti. Halkevleri’nden protesto BAKANLIKTAN DENİZ FENERİ AÇIKLAMASI ‘27 vekil ziyaret etti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, kamuoyu gündeminde olan bazı davalara ilişkin verilen ziyaret izinlerinin dökümüne ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, ceza ve tevkif evlerinde kalan hükümlü ve tutukluların milletvekilleri tarafından ziyaret edilmelerinde Adalet Bakanlığı’nın yazılı izninin arandığı ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi: “Kamuoyu gündeminde olan bazı davalara ilişkin verilen ziyaret izinlerinin dökümü aşağıya çıkarılmıştır. Kamuoyunda Deniz Feneri adıyla bilinen soruşturma kapsamında Sincan Kapalı Cezaevi’nde kalan şüphelileri ziyaret etmek için izin verilen milletvekili sayısı 27’dir. Kamuoyunda Ergenekon adıyla bilinen davalarda yargılaması süren ve Silivri Kapalı Cezaevleri’nde kalan sanıkları ziyaret etmek için izin verilen milletvekili sayısı 57’dir. Balyoz adıyla bilinen davada yargılanan tutuklu sanıkları ziyaret etmek için izin verilen milletvekili sayısı 3’tür. KCK soruşturması kapsamında cezaevlerinde bulunan tutukluları ziyaret etmek için izin verilen milletvekili sayısı 18’dir. Bunlar dışında da milletvekillerinin farklı soruşturmalar ve tamamlanmış dosyalar kapsamında cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerle görüşme talepleri değerlendirilerek izin verilmektedir.” BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ Gazeteci Sağanak yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi Gazeteci Aykut Sağanak (71) geçirdiği beyin kanaması sonucu dün hayatını kaybetti. Sağanak’ın cenazesi, bugün ikindi vakti Şakirin Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Diyarbakır’da 1940 yılında doğan Aykut Sağanak, Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. Gazeteciliğe 1969 yılında Cumhuriyet gazetesinde mütercim olarak başladı. Yeni Gazete, Politika ve Milliyet gazetelerinde çalışan Sağanak, İçişleri Bakanlığı’nda basın müşavirliği görevinde de bulundu. Sağanak sürekli basın kartı sahibiydi. Kanser tedavisi gören Sağanak önceki gün tansiyon düşmesine bağlı olarak aniden bayıldı. Sağanak tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Deniz Som anıldı Gazetemiz yazarı ve “Vaziyet” köşesinin sahibi Deniz Som, ölümünün birinci yılında mezarı başında anıldı.Kuzguncuk’taki Nakkaştepe mezarlığında dün yapılan anma törenine Deniz Som’un eşi Harika, oğulları Haydar Can, Fikret Cem Som, ailesi, gazetemiz imtiyaz sahibi ve TGC Başkanı Orhan Erinç, idare müdürü Hüseyin Gürer, satış sorumlumuz Fazilet Kuza, Önder Çelik, yazarımız Şükran Soner, Meriç Velidedeoğlu, gazetemiz çalışanları ile okurları katıldı. Törende konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, “Deniz gittiği haberlerde en ince ayrıntıları yazan bir gazeteciydi. Deniz, Vaziyet bölümünü yapmakla kalmaz, gazetenin diğer işleri ile de uğraşırdı. Gezi eki ve kitap hazırlama, kitap ekine yardımcı olma gibi... Deniz’i genç yaşta kaybettik. Onun yeri doldurulamaz. Rahatsız olmasına rağmen gazeteye gelir ve Vaziyet köşesini bırakmazdı” dedi. Som, geçtiğimiz yıl kanser tedavisi görürken hayatını kaybetmişti. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Genç Parti’nin 2002 ile 2006 yıllarının mali denetimini gerçekleştirdi. Yapılan incelemede Genç Parti’nin 2002 yılında 14 milyon 312 bin 605 lira geliri bulunmasına karşın, 26 milyon 400 bin 310 lira harcadığı ortaya çıktı. Parti tüzelkişiliği adına yapılmış harcama olarak kabul etmediği 24 milyon 25 bin 52 lira karşılığı parti mal varlığının, Hazine’ye gelir kaydedilmesine karar verildi. Genç Parti’nin 24 milyonu Hazine’ye C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear