Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Washington’da American Jewish Committee’nin (AJC) Direktörü Jason Isaacson sert konuştu:
Washington’da American Jewish
Committee’nin (AJC) merkezinde kuruluşun
en tepe yöneticilerinden Jason Isaacson’la
konuşuyoruz. Isaacson, Davos’ta İsrail
Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’e yaptõğõ ağõr
çõkõşõn ardõndan Başbakan Erdoğan’a beş
Yahudi kuruluşunun gönderdiği mektuba imza
atanlardan birisi. Belli ki AKP Hükümeti’nin
özellikle Gazze olaylarõyla birlikte Hamas’õn
yanõnõ tutup İsrail’e ağõr tepkiler göstermesine
fena halde sõkõlmõş. Konuşurken sözcükleri
kesinlikle özenle seçmiyor. Hatta sözlerinin ve
ifadesinin epeyce ağõr kaçmasõnõ tercih ettiği
de anlaşõlõyor. Söyleşinin sonunda sözde
Ermeni soykõrõm tasarõsõnõn Kongre’den
geçmemesi için Yahudi lobisinin bu yõl da
Türkiye’ye yardõmcõ olup olmayacağõ soruma
muğlak bir yanõt veriyor. Anladõğõm kadarõyla
ise ABD’deki Yahudi lobisi tasarõyõ
geçirtmeme çabasõ göstermekten tamamõyla
vazgeçmiş gibi.
- Gazze’deki savaşta Türk tarafından İsrail’e
yöneltilen ağır eleştiriler, ardından da
Davos’ta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail
Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yaptığı sert
çıkış ikili ilişkileri nasıl etkiler? Başbakan
Erdoğan’ın o sert çıkışını nasıl karşıladınız?
J.I. - Türkiye-İsrail ilişkileri iki taraf için
yararlõdõr. Bu ilişkiler her iki ülke için hayati
önemdedir. Bu ilişkiler ortak tehditler ve bu
tehditlerin üstesinden gelmek için karşõlõklõ
yardõmlaşma temeli üzerine inşa edilmiştir.
İlişkilerimizin ekonomik, kültürel, çeşitli
boyutlarõ vardõr. Bu ilişkiler korunmalõ ve
güçlendirilmelidir. Türkiye’deki Yahudi
toplumunun çok önemli ve eski bir tarihi
vardõr. Yahudi toplumunun Türkiye’deki
varlõğõ güven altõna alõnmalõ, korunmalõdõr. Bu
hem Türkiye hem de Türkiye’nin, çok kültürlü,
çok dinli, hoşgörülü bir ülke olarak dünyadaki
algõlanmasõ açõsõndan yararlõdõr. Üçüncü
olarak, onlarca yõldõr NATO üyesi olan
Türkiye’yle ilişkiler ABD için her açõdan
hayati önemdedir. Türkiye Müslüman dünyada
önde gelen bir oyuncudur. Bu ilişkiler de çok
dikkatle korunmalõdõr. Bu girizgâhtan sonra
olanlarõ irdelemeye çalõşayõm. Başbakanõnõzõn
şiddetli, duygusal tepkisi, bu tepkinin Gazze
çatõşmasõna karşõ Türkiye’deki toplumsal
yansõmalarõ derin üzüntü yaratmõştõr.
Türkiye’nin pek çok dostu gibi ben de bu
tepkiyi akõl ve mantõk çerçevesinde anlamaya
çalõşõyorum. Bu sert çõkõşlar Türkiye’nin
dünyadaki algõlanmasõ ve Türkiye’nin çok
kültürlü, çok etnisiteli hoşgörülü kimliğine
zarar vermektedir.
- Meydana gelen zarar çok mu derin?
- Bir kere zarar verildi. Dünyadaki Türkiye
algõlanmasõ, Türkiye’de yaşayan Yahudi
toplumunun güven ve güvenlik duygusu,
yõllardõr Türkiye’yi savunmak için çaba
harcayanlar ya da Türkiye’yi dünyaya
tanõtmaya çalõşanlar zarar görmüştür. Bütün
bunlarõ konuştuklarõmdan öğrendim.
‘İsrail’in kendini savunma hakkı
yoktur’ diyemezsiniz
- Peki, sizin söylediğiniz bu derin hasar
onarılamaz mı?
- Hiçbir şeyin onarõlmasõnõn imkânsõz
olmadõğõna inananlardanõm. İnsan tarafõndan
hasar gören yine insan eliyle onarõlõr. Ama bir
kere ağõr bir zarar verildi. Bu da çok açõk. Ne
kadar onarõlsa da her zaman bir iz kalacaktõr.
Verilen bu zararõ onarmak için çok çalõşmak
gerekiyor. Ama ben verilen zararõn onarõlmasõ
için gereken çabanõn gerçekten
gösterilmediğini görüyorum. Evet, bazõ
adõmlar atõldõ. Ama bunlar açõlan o çok derin
yarayõ tedavi etmeye yetmeyecek kadar az.
Şimdi söyleyeceklerimi belki baştan
söylemeliydim. Herkes İsrail’in siyasetine
karşõ çõkmakta özgürdür. Kimi İsrailliler kimi
Amerikalõlar bile İsrail’in siyasetine karşõ
çõkõyorlar. İslam dünyasõnda da bu böyle.
Türkiye Hükümeti de tabii ki Gazze’de olanlarõ
onaylamadõğõnõ açõklayacaktõr. Ancak Türk
Hükümeti’nin, İsrail’in kendisini tehdit altõnda
hissetmesiyle bağlantõlõ olmayan sözler
söylemek gibi bir özgürlüğü yoktur. Buna ek
olarak hiç kimsenin yõllardõr Hamas
roketlerinin saldõrõsõ altõnda yaşayan İsrail
halkõnõn çektiklerini göz ardõ etme hakkõ
yoktur. Başbakanõnõz, Dõşişleri Bakanõ’nõz ve
Cumhurbaşkanõ’nõz Gül açõkça böyle
düşünmüyor. Hiçbir şekilde, hiç kimsenin
İsrail’in kendini savunma hakkõ olmadõğõnõ
söyleme özgürlüğü yoktur. İsrail’in kendini
savunma biçiminin kötü olduğunu
söyleyebilirsiniz. Savunma sõrasõnda hata
üstüne hata yaptõğõnõ da beyan edebilirsiniz.
Kendini savunurken Filistinlilere kötülük
yaptõğõ görüşünü de savunabilirsiniz. Bu sizin
görüşünüzdür. Ama, “İsrail’in kendini
savunma hakkı yoktur” diyemezsiniz.
Başbakanõnõz İsrail’i eleştirirken hep ,”Vahşi
İsrail, İsrail’in BM’de yeri yoktur, İsrailliler
katildir. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” gibi
cümleler kullandõ ki bu sözler kabalõğõn ötesine
geçiyor. Dostlarla konuşmanõn tarzõ bu
değildir. Ayrõca da bölgede olan biten
gerçeklerle ilgisi olmayan konuşmalardõ.
- İyi de İsrail sizce barış isteyen bir ülke mi?
- Evet. İsrail barõş istiyor. İsraillilerin çoğunun
Filistinli komşularõyla barõş içinde yan yana
yaşama istekleri sorgulanamaz bile. İsrail uzun
zaman güvenebileceği Filistinli ortaklar aradõ.
Ayrõca şu gerçeği unutmayõn ki İsrail yõllardõr
saldõrõ altõnda yaşõyor. İsrail’in yõllardõr her
gün yaşadõğõ güvenlik açmazõndan
Başbakanõnõz hiçbir şekilde söz etmedi.
İsrail’in, vatandaşlarõnõ savunan bir devlet
olarak yaşama hakkõ bulunmaktadõr. Kullanõlan
cümleler yõllardõr devam eden ve her iki ülkeye
de hizmet eden iyi ilişkiler ruhunun ihlalidir.
Bu durum insana derin üzüntü veriyor. Her
şeyin üstünde de, İsraillileri ağõr suçlu, caniler,
bebek katilleri olarak tanõtan sözlerin Türk
toplumunda yarattõğõ yansõmalar çok kötü.
Bunlarõ yaptõğõnõz zaman o bölgenin ortamõna
en ağõr zehri akõtmõş olursunuz. Ayrõca da 500
yõldan uzun bir zamandõr Türk toplumunun bir
parçasõ olan bir topluluğu ciddi olarak
tehlikelere maruz bõrakõrsõnõz. Bu durum kabul
edilemezdir. Olaylarõ izledikten sonra AJC
olarak Türk Yahudi toplumundaki dostlarõmõza
danõşmaktan başka çaremiz olmadõğõnõ gördük.
İşlerin çok tehlikeli bir dönemece girmesini
engellemek için önce biraz kapalõ kanallardan,
sonra da açõkça mesajlar gönderdik. Bu
mesajlarõn duyulduğunu umuyorum.
Dış politika iç siyasete
malzeme yapıldı
- Son yaptığım söyleşide İsrail’in Ankara
Büyükelçisi Gabby Levy, Başbakan
Erdoğan’ın ve hükümet yetkililerinin bu tür
konuşmalarla Türkiye’nin dış politikasını iç
politika malzemesi yapmayı amaçladığını
söyledi. Siz buna ne diyorsunuz?
- Benzer bir yorumu bir makalede de
okumuştum. Aslõnda ben burada
okuyucularõnõza Türk siyasetinin çetrefilli
yollarõ konusunda cahil olduğum izlenimini
vermek istemem. Burada sadece dõşardan
bakan bir gözlemci olarak görüşlerimi
söyleyebilirim. Ben yapõlan açõklamalar,
ortalõğõn karõşmasõnõn nasõl akõlcõ bir dõş
siyasete hizmet edebildiğini anlayabilmiş
değilim. Türkiye’nin İsrail’in siyasetiyle ilgili
fikir ayrõlõklarõnõ beyan etmekte yerden göğe
kadar hakkõ vardõr. Ülkeler böyle durumlarda
telefona sarõlõr, görüş ayrõlõklarõnõ bildirir,
dolaylõ ya da doğrudan demarşlar yaparlar.
Başbakanõnõz bunu bir miting haykõrõşõna
çevirmemeli, halkõ galeyana getirmemeliydi. O
ne görüntülerdi öyle... Partisine bir hatip
edasõyla hitap ediyor. Ellerinde pankartlar
sallayan binlerce parti üyesi tarafõndan
havaalanõnda bir kahraman olarak karşõlanõyor.
Bütün bunlar bende bunun siyasi bir kampanya
olduğu izlenimini uyandõrdõ. Burada aşõrõya
kaçmak istemiyor, dikkatli davranmaya
çalõşõyorum. Ama olan biten Türkiye-İsrail
ilişkilerinde çok talihsiz gelişmelerdir. Türkiye
dostlarõ olarak bizlerde ne kadar ileriye
gidebileceği ve gerçekte kafasõnda neler
olduğu konusunda soru işaretleri yaratõyor. Bu
yolda ilerlemeye devam mõ edecek?
İsrail gibi Başbakanõnõzõn da son derece
stratejik, politik ve kültürel bu ilişkileri
güçlendirmek konusunda kendisini bağlamasõ,
bu konuda güvence vermesi gerektiğini
düşünüyorum. Ama ne yazõk ki bu doğrultuda
hiçbir işaret görmedik.
BaşbakanErdoğan’õnHamas’õnkanlõgeçmişinibilmediğiiçinböylekonuştuğunuumuyoruz
- Siz Türk Hükümeti’nin ve
Başbakan Erdoğan’ın El Fetih
değil de Hamas’ı desteklemeyi
tercih etmesinin nedenini nasıl
izah ediyorsunuz?
- İsrail devletini yok etmek ve
Yahudileri öldürmekte kararlõ
olan Hamas’õn ideolojisini
paylaşmalarõ nedeniyle olamaz,
diye düşünüyorum. Türk
liderlerinin Hamas’õ
desteklemekte bu kadar õsrarlõ
olmalarõnõn nedeni bu olamaz.
Belli statüsü ve pozisyonu olan
liderlerin böylesine radikal ve
canice düşünceleri paylaşmalarõ
olanaksõzdõr. Belki bunun nedeni,
Hamas’õn, Filistinlilerin daha
güçlü olan fraksiyonu olmasõ
konumundandõr. Ama bu
düşünceyi de tartõşabilirim, tabii.
Hamas’õn bugün El Fetih’ten
daha güçlü olduğu açõk.
- Ama Filistin Yönetimi El
Fetih. O zaman ne olacak?
- Evet, öyle. Ben şimdi bu
doğrultuda düşünmeye
çalõşõyorum. Filistin Yönetimi El
Fetih.. ama dişleri sökülmüş,
güçsüz ve Filistin halkõnõn
ihtiyacõ olan barõşõ sağlamaktan
aciz. Bunu yapabilecek güçlü bir
harekete ihtiyaç var. Hamas daha
güçlü. Hamas canice emelleri
olan bir örgüt. Dine dayalõ bir
Filistin devleti kurmayõ
amaçlõyor. Filistin halkõnõn
çoğunluğu böyle bir devleti
amaçlamõyor. Ayrõca böyle bir
devlet bölge barõşõnõn çõkarlarõna
hizmet etmekten çok uzak olur.
Ama reel politika güçlüyle
ilişkiyi öngörür. Bugün güçlü
olan Hamas’tõr. Umarõm
Ankara’nõn niyeti budur. Aksi
halde son bir aydõr
dinlediklerimizden daha
korkutucu bir durum ortaya
çõkar.
- Erdoğan sanki seçimlerde
alınan oy çoğunlukları
nedeniyle Hamas’la AKP
arasında paralellik kuruyor ve
“Mademki Hamas Filistin
halkının oylarının çoğunluğunu
aldı, o zaman Filistin halkı
onun isteklerine boyun eğmeli.
İsrail Hükümeti de Hamas’ı
muhatap almalıdır” yaklaşımı
içinde. İç politikada da aynı şeyi,
AKP’nin bütün isteklerinin
kayıtsız şartsız kabul edilmesini
istiyor.. Siz bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
- Başbakan Erdoğan bunu her
halde Hamas’õ iyi tanõmadõğõ için
söylüyor. Keşke Hamas’õn
programõnõ okuma fõrsatõ olsaydõ.
O zaman Hamas’õn hedefinin
neler olduğunu anlardõ.
Anladõğõm kadarõyla AKP’nin
böyle hedefleri yok.
Hamas demokratik bir hareket
değil. Hamas gelecekte kurulacak
bir Filistin devletinin
komşularõyla barõş içinde
yaşamasõna izin vermez. Onun,
İsrail devletiyle ikili ilişkileri
sürdürürken Filistin devleti ve
Türkiye arasõnda karşõlõklõ çõkara
dayalõ, sõcak ikili ilişkiler
kurulmasõna göz yummayacağõ
açõktõr. Bu durum Filistin halkõ
için bir çõkmazdõr. Hamas’õn
amaçlarõ demin de söylediğim
gibi son derece caniyanedir.
Başbakan Erdoğan bunlarõ
söylediyse mutlaka Hamas’õn
marifetlerini, eli kanlõ geçmişini
bilmediğindendir. Hiçbir zaman
AKP’nin intihar bombacõlarõnõ,
terorizmi desteklediğine
inanamam.
- Burada, gerek ABD,
gerek Yahudi lobisi
gerekse de İsrail’in
Türk Hükümeti’nden
öç almaya
hazırlandıkları
konuşuluyor. Bunun
gerçeklik payı nedir?
- Bakõn, açõlan yaralarõn
kapanmasõ ve iyileşmesi
için epeyce zamana
ihtiyaç vardõr. Çok
yüksek düzeyde çok
ciddi adõmlar atõlmadõğõ
sürece kõsa zamanda
eskisiyle aynõ düzeyde
bir güven duygusunu
yerleştirmek kolay
olmayacaktõr. Bunun
için Türk Hükümeti’nde
Başbakan ve diğer
yetkililerin neler
yapabilecekleri açõkça
bellidir. Özellikle de
kendini güven altõnda
hissetmeyen, kaygõlõ
Türk Yahudi cemaatine,
Türk demokrasisinin
sağlõğõndan kaygõ
duyanlarõ
sakinleştirmeleri, ona
güvence vermeleri
zorunludur.
Çeşitli biçimlerde jestler
yapõlabilir. Belki bu
jestleri şu aşamada
açõkça konuşmak yararlõ
olmayabilir. Ama
aklõmda çeşitli fikirler
var. Başkalarõnõn da bu
doğrultuda çeşitli
fikirleri olabilir. Bazõ
kişilerin bu fikirlerini
Türk Hükümeti’ne
ilettiklerini
düşünüyorum.
Hükümette çok yaratõcõ,
bilge insanlar var.
Onlar Türkiye-İsrail
ilişkileri ve Türk
Yahudi cemaatine
taahhütlerin
gerçekleştirilmesini
sağlayabilirler. Ama
bunlar sözde kalmamalõ.
“Türkiye kendi
topraklarında yaşayan
Yahudi
vatandaşlarının her
zaman iyiliğini
istemektedir ve anti-
semitizme karşı
çıkmaktadır” gibi bir
basõn açõklamasõ yeterli
değildir. Şu ana kadar
başka adõmlar atõldõğõnõ
görmedim. Ama pek
çok şey yapõlabileceği
açõktõr.O zaman insan
çok daha inandõrõcõ olur.
JASON ISAACSON
New York doğumlu. 1975’te Vassar College’de siyaset bilimi
ve İngilizce konularõnda lisansüstü derecesini aldõ. Uzun yõllar
gazetecilik yaptõ. Bir dönem Demokrat Senatör Christopher
Dodd’un özel kalem müdürlüğü görevini yürüttü; özellikle
Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Latin Amerika’yla ilgili
danõşmanlõğõnõ yaptõ. 1991’de ABD’nin en etkili Yahudi lobi
kuruluşlarõndan American Jewish Committee’ye (AJC) katõldõ.
1991-92 arasõ Madrid, Moskova ve Washington’da
düzenlenen Ortadoğu barõş görüşmelerinde yer aldõ. 1993’te
Viyana’daki İnsan Haklarõ Konferansõ’nda AJC’yi temsil etti.
Zaman içinde Ortadoğu’yla ilgili pek çok toplantõya AJC
adõna katõldõ. Amerikan Yahudi Komitesi’nde (AJC) 17.5 yõldõr
çalõşõyor. Şimdiki görevi ABD Hükümeti’yle İlişkiler ve
Uluslararasõ İşler Direktörü.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Nasıl destekler zaten? Türkiye’nin onlarca
yıldır PKK’ye karşı verdiği bir savaş var…
- Ben de buna işaret etmek istemiştim.
Çağdaş Türkiye tarihi hep terorizmle
mücadeleyle doludur. Türkiye’nin bir terör
örgütünü desteklemesi mümkün değildir. O
nedenle de bir terör örgütüyle sorumluluk
sahibi bir siyasi parti arasõnda böyle bir
paralellik kurmak olanaksõzdõr.
Bakõn, bu Gazze çatõşmalarõ sõrasõnda
Başbakanõnõz, hükümet yetkilileri, hatta
Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklamalar, Türkiye’nin terörle
mücadelede kendi tarihini göz ardõ etmesi
bakõmõndan da çok talihsizdi. Herkes
Türkiye’nin ve Türkler’in yõllardõr kendi
içinde terörden nasõl acõ çektiğini biliyor.
Hatta Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) çok
fazla ileri gidildiğinde uluslararasõ bir sõnõrõ
aşõp (Kuzey Irak’õn bombalanmasõ) çok sert
tepki göstermişti. TSK’nin bu sert
müdahalesi dünyada pek de memnunlukla
karşõlanmamõştõ.
Aslõnda kendisi terörden çok çekmiş bir
ülkenin benzer müdahaleyi başka bir ülke
yaptõğõ zaman anlayõşla karşõlamamasõ çok
şaşõrtõcõ. Bütün dünyadaki Türkiye’nin
dostlarõ da bunu böyle karşõladõlar.
- Peki, bütün bu olanların ışığında sorayım.
Sözde Ermeni soykırım tasarısı ABD
Temsilciler Meclisi’nin bu yıl da gündemine
gelirse buradaki Yahudi lobisi geçmişte
olduğu gibi Türkiye’nin tezlerini destekleyip
tasarının geçmemesi için yine çaba
harcayacak mı?
- Bu tasarõ yõllardõr Kongre’nin gündemine
getiriliyor. Bu yõl da getirilmemesi için bir
neden yok. Son kez Temsilciler Meclisi Dõş
İşleri Komitesi’ne geldikten sonra geri
çekilmiş, Meclis Genel Kurulu’na inmemişti.
Bildiğim kadarõyla, dõş destekler haricinde
Washington’daki siyasi atmosfer bu tasarõyõ
bir hayli destekliyor. Unutmayõn ki son
seçimlerden sonra Demokratik Parti,
Kongre’de çok daha güçlü bir çoğunluğa
sahip oldu. Tasarõ Kongre’ye geri gelirse
ABD’deki herhangi bir etnik grubun buna
karşõ sesini yükseltip yükseltmeyeceği
konusunda spekülasyon yapmak
istemiyorum. Bekleyip görmek lazõm.
Olanlar Türkiye - İsrail ilişkilerinde çok
talihsiz gelişmelerdir. Türkiye dostlarõ olarak
bizlerde Başbakanõnõzõn ne kadar ileri
gidebileceği ve kafasõnda neler olduğu
konusunda soru işaretleri yaratõyor.
Başbakanõnõz İsrail’i eleştirirken hep
‘İsrailliler katildir. Siz öldürmeyi çok iyi
bilirsiniz’ gibi cümleler kullandõ ki bu sözler
kabalõğõn ötesine geçiyor. Dostlarla konuşma
tarzõ bu değildir.
İlişkilere verilen ağõr zararõn izi kalõr
TürkYahudicemaatine
güven telkin edilmeli
P
O
R
T
R
E
Ermeni soykırımı tasarısına ilişkin
net bir karar yok