Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2008 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Barış Özlemi
ve Diyalektiği
Dün “Dünya Barış Günü” idi. Üç gün üst üste,
çeşitli yerlerde bu konuyu tartışma olanağını bul-
dum katılımcılarla.
Barış konusu çokça konuşulur ve her sıkça söz
edilen kavram gibi o da daha çok sloganlarla ele
alınır.
Birinci boş slogan “barış özlemi insanlık kadar
eskidir” deyişidir ki, hiç de gerçeği yansıtmaz. Bu
deyişe bakanlar, insanların tarihinin başından
beri hep barışı özlediklerini, ama kimi “kötüler”in
bunu engellediğini sanacaklardır. Oysa insanlık ta-
rihinin önemli bir bölümü, fatihlerin, cihangirlerin
yüceltildiği dönemlerdir. Uygarlığımız da, hep
barışın düz çizgisi doğrultusunda gelişmiş değil-
dir. Tam tersine, güçlüler, güçlerini kabul ettire-
rek, kendi görüşlerini ve çıkarlarını karşılarındakilere
dayatarak, kendi “barış”larına boyun eğilmesini
sağlayarak, tarihin gergefini dokumuşlardır.
Roma dönemi, “Pax Romana” (Roma Barışı)
devridir. Bu Roma’nın düzenine, çıkarına boyun
eğdirilmesi karşılığında verilen bir yaşama hakkı-
dır. Fethedilen ülkelere Roma düzeni ile getirilen
sistem, orayı düzenlerken, Roma’nın buyrukları-
nı da kabul ettirmeye yöneliktir.
Roma Barışı gibi tarihin sayfalarına tescil edil-
miş birçok barış, gerçekte “adil ve kalıcı” yani her
iki tarafa da eşit ya da hiç değilse birbirine, eş-
değerde ya da yakın yaşama ve gelişme hakkı sağ-
layan gerçek bir barış olmayıp, olsa olsa, silahla-
ra başvurmaya ara verilmiş olan bir “savaşmama
hali” dir.
Gerçek barışın kalıcı niteliğine karşın, savaş-
mama hali, yapısı gereği, kaçınılmaz olarak geçi-
cidir.
Bu geçicilik sonucudur ki, savaşlar ile aslında
savaşmama hali olan ama bizim genelde barış ola-
rak nitelediğimiz, barışların birbirlerini izlediği bir
süreç, bir “savaş – barış diyalektiği” oluşmuştur.
Savaş – barış diyalektiği, her savaşın içinde ken-
di barışının (tabii eksik koşullarda) her barışın da
kendi savaşının tohumlarını taşıması olarak nite-
lenebilir.
Ve bize okutulup, öğretilmeye çalışılan tarih de
bir savaş – barış diyalektiği öyküsüdür. Böylece
de her barış kendi savaşını, her savaş kendi ba-
rışını getirmiştir.
Bunun en güzel örneği, paylaşım savaşları ola-
rak da adlandırılan, emperyalizm aşamasına var-
mış olan kapitalizmin yol açtığı birinci ve ikinci dün-
ya savaşlarıdır. Birinci paylaşım savaşı, kendi ba-
rışının tohumlarını da taşıyordu içinde. Hiç de, mağ-
luplardan daha haklı ve adil olmayan galiplerin,
kendilerinden daha haksız ve zalim olmayan kar-
şıtlarına kendi koşullarını dayatıp, onlara herhan-
gi bir hak tanımadıkları barış anlaşmaları (Alman-
ya için Versailles, Osmanlı için Sevres) dayatma-
larıyla birlikte başlayan “bu barış” kendi içinde ikin-
ci savaşın tohumlarını da birlikte getirdi.
Barışın insanlık tarihinin gündemine birincil so-
run olarak girmesi, gelişmiş kapitalizmin ve tek-
nolojinin olanaklarıyla büyük yıkım silahlarının, ar-
tık savaşı çok daha kahredici hale getirip, “savaş
– barış diyalektiğini” kırmasıyla başlamıştır.
Uzatmayalım, silahların çapı, tarafların tahrip güç-
leri, hele hele özellikle Hiroşima ve Nagazaki’de
patlayan ilk atom bombalarıyla başlayan nükleer
çağ savaş barış diyalektiğini kırmış, gelecek sa-
vaşının; galibinin de, barışının da olmayacağı in-
sanlığın sonunu getirecek bir toptan yok oluşa yol
açması olasılığını doğurmuştur.
20. yüzyılda insanlık, toptan yok oluş tehlikesi-
ni çok yakından yaşamıştır.
İşte barış gerçekten insanlığın birinci kaygısı ol-
duğu, bütün dünyada barış hareketlerinin kitlele-
ri peşlerinden sürükledikleri dönem bu dönem-
dir. Birbirine düşman iki kampın ve ideolojinin bir-
birlerini yok etmeyi amaçladıkları, ama silahların
tahrip gücü yüzünden buna cesaret edemeyip mer-
kezde değilse bile çevrede “periferi” (örneğin Ko-
re ve Vietnam) aracılarla dolaylı savaşlar yaptık-
ları o dönem soğuk savaşın bitişiyle birlikte, hiç de-
ğilse bir süre için, kapanmıştır.
Ama insanlık o dönemin kapandığı günlerde, uz-
manların daha önceden haber verdikleri, başka bir
tehlikenin açık biçimde farkına varmış, bilincine er-
meye başlamıştır.
Birbirlerinden farklı ama uzun erimde ikisi de in-
sanlığın sonunu doğuracak, iki tehlike söz konu-
sudur 20. ve 21. yüzyılda.
20. ve 21. yüzyılın barış hareketlerinin nitelikle-
rini de bu iki tehlikenin farkları belirlemektedir.
21. yüzyıl barış hareketinin niteliğini de gelecek
yazıda görelim hep birlikte.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Prof. Dr. Mualla Selçuk, ‘Kadõn başõ açõk namaz kõlabilir’ diyerek dikkatleri üzerine çekmişti
Kadõnüyeyedayanamadõlar
FIRAT KOZOK
ANKARA - “Kadın başı açık
namaz kılar” görüşüyle dikkatle-
ri üzerinde toplayan Diyanet İşleri
Başkanlõğõ Din İşleri Yüksek Kurulu
üyesi Prof. Dr. Mualla Selçuk ku-
rula yeniden atanmadõ. Kurul, üç
üyesi dõşõnda tamamõyla yenilendi.
Özgürlükçü açõklamalarõyla bili-
nen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi Dekanõ Prof. Dr. Mualla
Selçuk’un yeniden üye yapõlmadõ-
ğõ kurulda üniversitelerde türbanõn
serbest bõrakõlmasõ gerektiğini sa-
vunan imza kampanyasõna destek
veren Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
İsmail Hakkı Ünal ise görevini ko-
rudu. Prof. Dr. Mualla Selçuk’un ye-
niden atanmamasõ üzerine kurulda
hiç kadõn üye kalmadõ. Prof. Selçuk
çağdaş açõklamalarõyla, Din Öğre-
timi Genel Müdürü olduğu dönem-
den beri dikkat çeken isim olmuş-
tu. Selçuk, Diyanet İşleri Başkanlõ-
ğõ Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ilk
kadõn üyesi seçildikten sonra, 2006
yõlõnõn şubat ayõnda “kadınlar ba-
şı açık namaz kılabilir” şeklinde
görüş açõklayarak da dikkat çek-
mişti. Üsküdar Subaşõ Camisi’nde
kadõnlarõn erkeklerle aynõ safõ pay-
laşõp, başlarõ açõk olarak namaz
kõlmalarõ nedeniyle Din İşleri Yük-
sek Kurulu konuyla ilgili görüşlerini
açõklamõştõ.
Kurulun tek kadõn üyesi Prof. Dr.
Mualla Selçuk, 15 üyenin “Hayır”
dediği karara, “Evet kadınlar ba-
şı açık namaz kılabilir” diyerek
şerh koymuştu. Bu karar dergide
şerhli olarak basõlmõştõ. Karar ve
şerh derginin 47 ve 48. sayfalarda
yerini aldõ. Ancak Başkanlõk, son
anda karar değişikliğine giderek
sayfalarõ dergiden çõkarma yoluna
gitmişti. Basõmõ tamamlanan der-
ginin şerhli sayfasõnõ dergilerin ba-
sõldõğõ matbaaya talimat vererek tek
tek yõrttõrõlmõştõ. Din İşleri Yüksek
Kurulu’nda 1 başkan, 15 üye ve çok
sayõda uzman görev yapõyor. Ku-
rulda görev yapmak için yeniden se-
çilen 16 isim için 70 aday başvur-
du, 24’ü Aday Tespit Kurulu tara-
fõndan belirlendi. 24 adayõ masaya
yatõran Diyanet İşleri Başkanlõğõ,
bunlarõn arasõndan 12 isim ile ila-
hiyat fakültelerinden belirlenen 4
öğretim üyesinin isimlerini Ba-
kanlar Kurulu’na sundu. Bakanlar
Kurulu’nca kabul edilen isimler,
Cumhurbaşkanõ Gül tarafõndan
onaylandõ. 7 yõl görev süresi olan
üyeler, görev süresi bitince yeniden
aday olabiliyorlar.
Din İşleri’nin 16 yeni üyesi
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun
yeni üyeleri şöyle: Prof. Dr. Yavuz
Ünal, Doç. Dr. İbrahim Hilmi
Karslı, Doç. Dr. Halil Altuntaş,
Doç. Dr. İlyas Üzüm, Doç. Dr. So-
ner Gündüzöz, Dr. Ekrem Keleş,
Dr. Yaşar Yiğit, Dr. Muhlis Akar,
Dr. Hüseyin Kayapınar, Mehmet
Keskin, Zeki Sayar, Seyit Ali To-
pal, Prof. Dr. Hamza Aktan, Prof.
Dr. İsmail Hakkõ Ünal, Prof. Dr.
Burhanettin Tatar, Prof. Dr. Bün-
yamin Erul.
Özgürlükçü açõklamalarõyla tanõnan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanõ Prof. Dr.
Mualla Selçuk daha önce tek kadõn üyesi olduğu Diyanet İşleri Başkanlõğõ Din İşleri Yüksek
Kurulu’na yeniden atanmadõ. Kurulun tek kadõn üyesi Prof. Dr. Mualla Selçuk, 15 üyenin
“Hayõr” dediği karara, “Evet kadõnlar başõ açõk namaz kõlabilir” diyerek şerh koymuştu.
DENİZ TATARER
İstanbul Silivri’de yaklaşõk 5 bin kişinin ya-
şadõğõ tatil sitesi Basõnkent 4’te Silivri Beledi-
yesi’nin hukuka aykõrõ bir şekilde ruhsat verdi-
ği büfenin sahipleri, sitedeki yurttaşlarõn can gü-
venliğini tehdit ediyor. Mahkemenin iki ayrõ yõ-
kõm kararõ Silivri Belediyesi ile büfe sahibini dur-
durmaya yetmiyor. Büfe sahibinin tehdit, darp ve
saldõrõlarõna maruz kalan site yönetimi, olayõn Si-
livri’de organize olmaya çalõşan bir çetenin işi ol-
duğunu söyledi. Site sakinleri ise AKP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Şaban Dişli’nin 1 milyon dolarlõk
rüşvet dosyasõyla gündeme gelen Silivri Beledi-
ye Başkan Yardõmcõsõ Metin Karakaş’õn site yö-
netimini büfenin yõkõlmasõ girişimlerini durdur-
malarõ yönünde tehdit ettiğini ileri sürdüler.
Ferhat Çetin ve kardeşleri tarafõndan işletilen
büfeye ilk ruhsat 9 Haziran 2004’te verildi. Da-
ha sonra site yönetimi büfeyle yapõlan sözleş-
menin uzatõlmamasõna karar verdi. İstanbul 2. İda-
re Mahkemesi de 8 Mart 2007’de büfenin yõkõl-
masõna karar verdi. Büfe, Nisan 2007’de yõkõl-
dõ. Ancak Silivri Belediyesi, 7 Haziran 2007’de
aldõğõ encümen kararõyla aynõ alanda, ikinci
kez büfeye ruhsat verdi. 11 Temmuz’da yeniden
faaliyete başlayan büfeden Silivri Belediyesi iş-
galiye bedeli olarak da 6 bin YTL aldõ. Beledi-
yenin usulsüz ruhsat düzenlemesi sonrasõ site yö-
netimi ikinci kez dava açtõ. Mahkeme, büfenin ye-
şil alanõ işgal ettiği gerekçesiyle 6 Kasõm 2007’de
yürütmenin durdurulmasõna karar verdi. Ancak
büfe mahkeme kararõna karşõn yõkõlmadõ. Siliv-
ri Belediyesi ise site yönetiminin yõkõm õsrarõna
sitede 10 yõldõr hizmet veren ve işletme ruhsatõ
bulunan kafenin yõkõlmasõ kararõyla karşõlõk ver-
di ve kafe yõkõldõ.
Demir çubukla dövdüler
Basõnkent 4 Sitesi Yönetim Kurulu Başkanõ
Mahmut Karakaya, Şubat 2006’da Silivri Be-
lediyesi önünde büfe sahibi Çetin ve yanõndaki
8 kişi tarafõndan saldõrõya uğradõ. Demir çubuk
ve taşlõ saldõrõ sonucu kafatasõnda 2 çatlak mey-
dana gelen Karakaya, Çetin ve yanõndakiler
hakkõnda “öldürmeye teşebbüs ve tehdit” id-
diasõyla suç duyurusunda bulundu. Dilekçede sal-
dõrõyla ilgili ayrõca şu bilgilere yer verildi: “Si-
te yönetim kurulu üyesi Turgut Özcanlõ’nın ara-
bası kurşunlandı. Site içinde içme suyu satışı
yapan Nuri Erkan da aynı kişilerce dövüldü. ”
SİBEL BAHÇETEPE
Gaziosmanpaşa 75. Yõl Mahallesi’nde,
muhtarõn 110 bin YTL harcayarak yaptõr-
dõğõ ve yaklaşõk 6 ay önce belediye başkan
yardõmcõlarõ, ilçe emniyet ve milli eğitim
müdürü, ilçe sağlõk grup başkanlõğõ, siyasi-
ler ve çok sayõda yurttaşõn katõldõğõ büyük
bir törenle devir teslim töreni yapõlan
Cumhuriyet Parkõ içindeki sağlõk ocağõ
“yeşil alan” üzerinde bulunduğu için ruh-
sat alamõyor ve faaliyete başlayamõyor.
Mahalle muhtarõ Sedat Çetintaş, sağlõk
ocağõnõ yaptõrõrken yer tahsisinde belediye-
nin kendilerine yardõmcõ olduğunu, şimdi
ise yapõnõn kaçak olduğunu söylemelerine
anlam veremediğini belirterek “Yeşil alan-
sa neden yapılırken engellenmedi. Mağ-
duriyetimiz giderilsin” dedi. Belediye
yetkilileri ise alanõn sağlõk alanõ olmasõ
için Büyükşehir Belediyesi’ne plan tadilatõ
teklifi hazõrladõklarõnõ söylediler.
Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin deste-
ğiyle 26 Mart günü, coşkulu bir şekilde
devir teslim töreni yapõlan sağlõk ocağõ,
yeşil alana ruhsat alõnmadan yapõldõğõ ge-
rekçesiyle Sağlõk Bakanlõğõ’na devredile-
medi ve hizmete giremedi. 150 metrekare
alana prefabrik olarak yapõlan sağlõk oca-
ğõ kullanõlamadõğõ için harabe bir şekilde
bekliyor. 75. Yõl Mahallesi muhtarõ Çe-
tintaş, “Yeşil alana sağlık ocağı yapıl-
ması hukuken uygun değil” denilmesi-
ne şaşõrdõğõnõ belirterek “Gaziosmanpa-
şa belediye başkanı, başkan yardımcı-
ları ve mahalle muhtarları ile olan top-
lantıda sağlık ocağı yaptırmak istediği-
mi söyledim. Belediye başkanı bu işle
ilgili olarak başkan yardımcısı Mahmut
Yeter’i görevlendirdi. O da Park ve
Bahçeler Müdürü Ali Kemal Bey’i yön-
lendirdi ve talimatları dahilinde park
içine sağlık ocağını yaptırdım” dedi.
‘Törene niye katıldınız?’
Bölgenin sağlõk ocağõna ihtiyacõ olduğu-
nu anõmsatan Çetintaş, “Burada Şişli Eği-
tim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı
Nevzat Ayaz Polikliniği bulunuyor. Gazi
ve 75. Yıl mahallelerinin de bulunduğu
yaklaşık 200 bin nüfuslu bölgeye hizmet
veriyor” diye konuştu. Sağlõk ocağõnõn
çevre düzenlemesini de belediyenin yaptõ-
ğõnõ öne süren Çetintaş, şunlarõ söyledi:
“Bina kaçakmış. Madem kaçaktı, usul-
süzdü, yapılırken niye denetlenmedi.
Tören resmi değilse neden mülki amir-
ler, siyasiler katıldı?”
‘Belediye dalga geçiyor’
CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanõ
Mehmet Polat, “Sağlık ocağı yapılır-
ken bu alanın yeşil alan olduğu bilin-
miyor muydu? 75. Yıl Mahallesi
CHP’nin en güçlü mahallelerindendir.
Sağlık ocağı yapıldıktan sonra açılma-
ması insanların duyguları ile oynan-
masıdır, dalga geçilmesidir” dedi. Po-
lat, açõlõşta mülki amirlerin bulunduğunu
anõmsatarak CHP olarak konunun üzerine
gideceklerini ve hukuki yollara başvura-
caklarõnõ söyledi. Belediye yetkilileri ise
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne plan
tadilatõ teklifi için başvurduklarõnõ ve ça-
lõşmalarõn da en az 6 ay süreceğini, bu
süre sonrasõnda sağlõk ocağõ için gerekli
düzenlemelerin yapõlacağõnõ ifade ettiler.
Gaziosmanpaşa’da yaptõrõlan sağlõk ocağõ yeşil alan üzerinde olduğu gerekçesiyle hizmet veremiyor
Törenle açıldı, ruhsat alamadı
Sağlık ocağı yaklaşık 6
ay önce belediye baş-
kan yardımcıları, ilçe
emniyet ve milli eğitim
müdürü, ilçe sağlık
grup başkanlığı, siyasi-
ler ve çok sayıda yurt-
taşın katıldığı büyük
bir törenle açılmıştı.
Maytap kazasına kurban kestiler
Yurt Haberler Servisi - Tokat’õn Turhal ilçe-
sinde 29 Ağustos’ta düzenlenen festival sõrasõnda
ateşlenen maytabõn protokol bölümüne sõçramasõ
sonucu aralarõnda AKP Tokat Milletvekili Dilek
Yüksel’in de bulunduğu 13 kişinin yaralandõğõ ka-
zanõn ardõndan, Turhal Belediyesi kurban kesti.
Kurban kesimi sõrasõnda Turhal Belediye Başkanõ
Ali Gözen, birim müdürleri ve belediye personeli
de hazõr bulundu. Gözen, “Bu olaylar esnasõnda
çok şükür hiçbir can kaybõ olmadõ. Bir manada bu
kurbana şükür kurbanõ da diyebiliriz” dedi.
Erdil toprağa verildi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İspan-
ya’nõn başkenti Madrid’deki Barajas Havaala-
nõ’ndan 20 Ağustos’ta kalkõş yaptõğõ sõrada dü-
şen uçakta bulunan ve 154 yolcuyla birlikte ya-
şamõnõ yitiren Türk yolculardan Mustafa Erdil,
Manisa’nõn Kula ilçesinde toprağa verildi. Alia-
ğa Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği 2.
Başkanõ işadamõ Erdil’in cenazesi, memleketi
Kula’da önce Seyitali Mahallesi’ndeki evine
getirildi. Erdil’in cenazesi, Kurşunlu Cami-
si’ndeki törenin ardõndan toprağa verildi.
75. Yõl Mahallesi’nde, 110 bin
YTL harcayarak sağlõk ocağõ
yaptõran mahalle muhtarõ Sedat
Çetintaş, inşaat yapõlõrken
belediyenin yer tahsisinde
kendilerine yardõmcõ olduğunu
vurguladõ. Çetintaş, “Yeşil alansa
neden yapõlõrken engellenmedi.
Mağduriyetimiz giderilsin” dedi.
Büfeci terörü halkı bezdirdi
‘Basõnkent 4’te Silivri Belediyesi’nin hukuka aykõrõ bir şekilde ruhsat verdiği büfenin sahipleri,
yurttaşlarõ tehdit ediyor. Mahkemenin iki ayrõ yõkõm kararõ bile sorunu çözmeye yetmiyor
CHP’liler İstanbul, SHP’liler de Ankara’da dövülen yurttaşlarõ ziyaret etti
Zabõtamağdurlarõnadestek
İSTANBUL / ANKARA (Cum-
huriyet) - CHP Genel Sekreter Yar-
dõmcõlarõ Mehmet Sevigen ve Meh-
met Ali Özpolat, il yöneticileri ve Ba-
kõrköy İlçe Başkanõ Cemil Memişoğ-
lu’ndan oluşan CHP heyeti, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi (İBB) zabõta-
larõnca dövülen Bakõrköy Balõkçõlar
Kooperatifi Başkanõ Müfit Çıkrıkçı-
oğlu ile kooperatif yöneticilerini ziyaret
etti. Zabõtalarõn davranõşõnõ “organize
bir eylem” olarak niteleyen Sevigen,
Ankara ve İstanbul’da art arda yaşanan
olaylarõn AKP’nin sindirme politika-
sõna örnek olduğunu söyledi.
Bakõrköy Balõkçõ Barõnağõ’nda ger-
çekleşen ziyarette konuşan Sevigen,
Ankara Keçiören’de bir büfecinin iç-
ki sattõğõ gerekçesiyle dövülmesinin
benzerinin İstanbul’da yaşandõğõnõ
söyledi. Sevigen, olayõ “linç” olarak
değerlendirdi. İstanbul Valiliği ve
İBB’nin zabõtalara karşõ gerekli yap-
tõrõmlarda bulunmak için girişimde
bulunmadõğõnõ belirten Sevigen, “Ola-
yı TBMM’ye taşıdık” dedi. Çõkrõk-
çõoğlu ise savcõlõğa başvurduklarõnõ bil-
dirdi. Olay günü sivil kişiler ve resmi
üniformalõ zabõtalar ile bir işportacõ ara-
sõnda yaşananlara müdahale eden yurt-
taşlar arasõnda arbede çõktõğõnõ anlatan
Çõkrõkçõoğlu, arkadaşlarõyla birlikte
kavgayõ yatõştõrdõklarõnõ ifade etti.
Çõkrõkçõoğlu, daha sonra Zeytinburnu
yönünden gelen zabõta grubunun ken-
dilerine taş, sopa ve biber gazõ ile sal-
dõrdõğõnõ söyledi. Çõkrõkçõoğlu, görme
kaybõ riski taşõdõğõnõ ve 6 balõkçõnõn da-
ha yaralandõğõnõ anlattõ.
Karayalçın bilgi aldı
SHP lideri Murat Karayalçın ile
Ankara İl Başkanõ Celalettin Koç, Ge-
nel Sekreter Yardõmcõsõ Ayfer Cömert
ve Gençlik Meclisleri Başkanõ Umut
Akdoğan da Ankara Keçiören’de al-
kollü içki sattõğõ için zabõtalar tarafõn-
dan dövülen Metin Şahin’i ziyaret et-
ti. Şahin’in babasõndan bilgi alan Ka-
rayalçõn’õn, “Büyük üzüntü duydu-
ğu ilettiği” ifade edildi.
Mehmet Sevigen başkan-
lığındaki heyet dövülen
balıkçılarla görüştü.